24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2007 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 18 20 17 17 21 19 23 20 10 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B Y Y Y B B B Y PB 12 12 12 13 16 14 13 10 25 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB Y Y Y 23 22 16 19 17 17 7 7 7 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu bölgeleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Sıvas çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda sabah saatlerinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. Hava sıcaklığı batı kesimlerinde biraz azalacak. DIŞ MERKEZLER Oslo B 17 Helsinki B 12 Stockholm B 20 Londra B 24 Amsterdam B 22 Brüksel B 24 Paris B 25 Bonn PB 28 Münih PB 25 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB PB PB Y B B 23 23 20 20 21 21 18 19 25 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y Y Y Y PB Y B Y 8 24 16 31 13 30 11 24 20 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu AYDINLANMA EMRE KONGAR 14 Nisan Mitingi: Demokrasi Bilinci Demokratik bir rejim nasıl kurulacak? Kurulduktan sonra nasıl sürdürülecek? “Eski rejim” kalıntıları nasıl demokratikleştirilecek? Totaliter yönetim yanlısı ırkçılara yani faşistlere ve dincilere yani şeriatçılara, ya da kural tanımaz anarşistlere karşı nasıl korunacak? ??? Tabii bu aşamaların en zoru “kuruluş” aşamasıdır. Demokratik olmayan bir rejimin üzerine demokratik bir rejim kurmak hiç de kolay bir iş değildir. Çünkü demokrasi, toplumsal olarak bir sınıf, bireysel olarak da bir bilinç sorunudur. Toplumsal olarak, demokrasinin kurulabilmesi için sermaye sınıfının ve onun zorunlu sonucu olan işçi sınıfının gelişmiş olması gerekir. Bireysel olarak, toplumu oluşturan ve tabii yönetici kadroyu da belirleyecek olan bireylerin demokratik değerleri içselleştirmiş olmaları zorunludur. Bireylerin, örneğin Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında yazılan “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” ilkelerini, sözde değil, özde benimsemiş olmaları gerekir. Çağdaş sınıfların ve bireysel bilincin gelişmediği bir toplumda demokrasiyi kurmak olanaksız derecede zordur. Nitekim, şimdilik tarihte bunun Türkiye Cumhuriyeti’nden başka örneği de yoktur. ??? Demokrasi için zorunlu olan gerek sınıfsal yapı, gerekse bireysel bilinç tarihsel aşama olarak, “dintarım” toplumlarının evrimleşmesi ile ortaya çıkmıştır: Aydınlanma, endüstrileşme, kentleşme ve sınıflaşma süreçleri bu evrimleşmenin yani demokratikleşmenin temelini oluşturur. ??? Gerek sınıfsal gerekse bireysel bilincin oluşmasının önündeki en önemli engel, dintarım toplumu, yani köylülerin toprak ağalarına ve din adamlarına bağımlılığıdır: Bu bağımlılık, cemaat yapısı ile bütünlemiş ve güçlenmiştir. Bireyin cemaatine bağımlılığı, onun gerek sınıfsal gerekse bireysel bilincinin gelişmesini, dolayısıyla demokratikleşmesini engeller. ??? Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk Devrimlerinin dayandığı Aydınlanma ve endüstrileşme süreçlerini ve bu süreçlerin ürünü olan sınıfsal ve bireysel bilinci, topluma egemen olan cemaat yapısına karşın geliştirmeye dönük bir çaba çerçevesinde kurulmuştur. Türkiye’deki demokrasi savaşımının temelinde de bu gerçek yatar: Toplumbilimsel olarak esas savaşım, dintarım toplumunun ürünü olan köylülüğün bağımlı olduğu cemaat yapısı ve bu yapının egemen ideolojisi olan cemaat bilinci ile, sınıfsal ve bireysel bilinç arasındadır. ??? 19231945 arası sınıfsal ve bireysel bilinci gerçekleştirmeye yönelik politikalar yani toplumsal, ekonomik ve eğitimsel çabalar ön plandadır. 1946’dan günümüze kadar ise cemaat bilincini öne çıkaran politikalar topluma egemen olmuştur. Tabii 1946’dan günümüze kadar sürdürülen bütün bu politikalara karşın, dünya konjonktürü çerçevesinde ve ülkedeki ekonomik gelişmeler sonunda ister istemez (zayıf ve yetersiz de olsa) ortaya çıkan ve 19231945 döneminin sonuçları ile bütünleşen Aydınlanma ve endüstrileşme süreçleri, toplumu etkilemiş ve demokrasi anlayışının (eksik ve zayıf da olsa) bugünkü temellerini oluşturmuştur. 14 Nisan’da Ankara’daki mitingde şahlanan bilinci bu çerçevede değerlendirmek gerekir: Bu miting, önce hükümete egemen olan ve şimdi de Çankaya üzerinden devleti ele geçirmeye hazırlanan cemaat bilincinin karşısındaki demokratik bilincin oluşturduğu tepkidir. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org Tartışmalı seçim yapıldı Adalet Bakanı Çiçek ve müsteşarı Kasırga’nın, HSYK toplantılara katılmaması nedeniyle yaklaşık 7 aydır seçilemeyenYargıtay ve Danıştay üyeleri sonunda belirlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve müsteşarı Fahri Kasırga’nın toplantılara katılamaması nedeniyle yaklaşık 7 aydır Yargıtay ve Danıştay kadrolarına üye seçemeyen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), dünkü toplantısında seçimini yaptı. Çiçek ve Kasırga’nın katıldığı toplantıda Yargıtay’daki 23, Danıştay’daki 9 boş üyelik için seçim yapıldı. Yargıtay’a seçilen yeni üyelerin isimleri şöyle: “Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı Ayşe Albayrak Doğan, Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı Satı Ateşel,Ankara Hakimi Ayşe İnce Özden, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Saniye Tarhan, Eskişehir Ticaret Mahkemesi Başkanı Mehmet Gündüz İpek, Kadıköy Ticaret Mahkemesi Başkanı Kemalettin Yüksel, Ticaret Mahkemesi Başkanı Mustafa Acır, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karayiğit, Yargıtay Tetkik Hâkimleri Ahmet Duru, Bahri Demirel, Nuray Taşçıoğlu Duranoğlu, Mahmut Kamacı, Ayşe Ayten Güllüoğlu, Ayşe Zehra Tepedelenlioğlu, Mesut Balcı, Rıza Sarıtaş ve Filiz Pınarcı,Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü Sadık Demircioğlu,Yargıtay Cumhuriyet Savcıları Ramazan Özkepir, Haydar Metiner, İbrahim Şahbaz, Günsal Albayrak ve Osman Baş.” Danıştay üyeliklerine ise şu isimler seçildi: “Danıştay savcıları Tülin Özgenç, Emin Celalettin Özkan, Yakup Kaya, Ülkü Erbük ve Erkan Cantekin, Danıştay Tetkik Hâkimleri Tülin Özdemir ve Nilgün İpek, Ankara Vergi Mahkemesi Başkanı Fatih Hakçı,Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Nurben Ömerbaş.” Bakan Çiçek, dairelerin ihtiyacına göre belirlenen üyeleri oy birliği ile seçtiklerini kaydetti. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Çocuklarına ağladılar ? Baştarafı 1. Sayfada Çukurbaşı, Onur Çukurbaşı, Sabriye Çoban, İbrahim Alaş, İsmet Alaş, Mehmet Ali Küçükkurum, Deniz Ersen için Konak Alanı’nda tören düzenlendi. Türk bayraklarına sarılı 18 tabutun, 10 cenaze arabasıyla konvoy halinde alana getirilmesi sırada alanda toplananlar gözyaşlarını tutamadı. Törene Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, CHP milletvekilleri Türkan Miçooğulları, Hakkı Ülkü, Kemal Anadol, AKP Milletvekili Mehmet Tekelioğlu, ANAVATAN Milletvekili Serpil Yıldız, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da katıldı. Cenaze namazında Serpil Yılmaz ile bazı kadınlar da saf tuttu. Namazın kılınmasının ardından cenazeler çeşitli mezarlıklarda toprağa verildi. Kazada yaralanan oğlu Furkan’la birlikte geziye katılan Azize Sevinç ile babakız HalilÇağan Adıgüzel için ise Eşrefpaşa Yapıcıoğlu Camisi’nde tören düzenlendi. Kazada ölenlerden Naz Tömek, Yeşim Aygün, Serpil Öznur ve Ergül Aygün de Buca’da, İbrahim Yalçınkaya Foça’da, Gülsen Dayan Edremit’te, Beyhan Saruhan Bayındır’da ve Özlem İncesi de Men Kazada yaşamını yitirenlerin yakınları sinir krizi geçirdi. (AA) deres’te kılınan namazların ardından defnedildi. Otobüsün sürücüsü Cumhur Çalık için de memleketi Aydın’da tören düzenlendi. Yakınları, Çalık’ın alkol kullanmadığını ve hızlı araç kullanmadığını savundular. Yaşamını yitiren kamyon şoförü Adnan Ölmez ise önceki gün Konya’da toprağa verildi. Ölmez’in akrabalarından İsmail Ölmez, “Kusurlu olan herkes, önümüzdeki 23 Nisan Bayramı’nı göremeyecek olan çocuklarımız için cezalandırılsın” dedi. Kayseri’de Erciyes Üniversi tesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yoğun bakım servisinde tedavi gören Tuba Turaba, Berfin Açan ve Begüm Güler’in hayati tehlikelerinin devam ettiği açıklandı. Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş de ölenlerin anısına Yerel Gündem 21 Parkı’nda dev bir kayadan anıt yapacaklarını belirtti. İzmir Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğü yetkilileri, öğrenci, öğretmen ve velilerin içinde bulunduğu otobüsün bağlı bulunduğu turizm firmasıyla ilgili araştırma başlattı. DSP lideri Sezer,Ankara’daki mitingde yurttaşların Erdoğan’a verdiği mesaja dikkat çekti ‘Atatürk’ün koltuğuna yakışmaz’ İstanbul Haber Merkezi DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Ankara Tandoğan Meydanı’nda gerçekleştirilen ‘Cumhuriyet Mitingi’ni değerlendirirken “Meydanları dolduran binlerce insan, karanlık BaşbakanIa aydınlık Atatürk’ün koltuğunun yakışmayacağını haykırdılar” dedi. Sezer, “2007, dışarıda onur, içeride huzur için bu hükümetten kurtulma yılıdır’’ diye konuştu. DSP 7. Olağan İstanbul İl Kongresi, dün Bakırköy Ahmet Cömert Spor Salonu’nda ? Baştarafı 2. Sayfada Dün Ankara’yı televizyonlardan izlediler. Yüz binler, belki bir milyon kişi oradaydı ve Cumhuriyet tarihinin en görkemli mitingi yapılıyordu. Tam olarak kaç kişi vardı? Bilmek, saymak mümkün değildi. Türkiye böylesini görmemişti. Rakamlar sadece katılanlar için. Bir de yurdun dört bir yanından şu veya bu nedenle katılamayanları, ama gönülleri orada olanları düşünün. (Emin Çölaşan, Hürriyet) Eğer Çankaya, ülkeyi karanlığa taşıyacak bir zihniyetin merkezi olursa... Dün anlaşıldı ki, insanlar Ankara’da yine toplanacak... Yine haykıracak... Cumhuriyeti yanlış ellere teslim etmeyecekler... Dün bu kararlılığı haykırdılar... (Melih Aşık, Milliyet) Tandoğan’a giden tüm yolları ve Tandoğan Meydanı’nı dolduran ve sayıları bir milyon olarak tahmin edilen insanlar, bağlamayla seslendirilen bu türküye (Ankara’nın Taşına Bak) eşlik etmeye başlayınca gözyaşlarımı tutamadım. Bu insanların derdi ne idi? Çoğu başka şehirlerden, yol parası ödeyerek Ankara’ya koşmuştu. Ankara’da yaşayanlar cumartesi sabahı sokakları ve meydanı doldurmuştu... Bu insanların tek bir derdi vardı: Türkiye özgür olsun. Türkiye laik kalsın (Din politikaya alet edilmesin). Türkiye ileriye gitsin... Türkiye çağdaş yaşam çizgisinden geriye dönmesin... Mustafa Kemal’in başlattığı devrimler sürsün. Hayatta en hakiki mürşit ilim olsun. Ülke dine Bir başlangıçtır... Başlangıcın ardından gündemdeki soru şudur: Bu sürecin arkasını nasıl getirmek gerekiyor? Bunun için öncelikle herkes 14 Nisan’dan alması gereken dersleri çok iyi özümsemeli. Siyasi partilerin kadroları, kitle örgütlerinin yöneticileri, meslek kuruluşlarının sorumluları, Türkiye’nin en temel ortak paydasının ne olduğunu görmüştür, diye umuyoruz! Hemen şunu vurgulayalım: Belki siyasetin başındakiler, ‘Tamam miting yapıldı, olaysız geçti, bitti. Bunun ötesi yok’ diye düşünebilir... Öyle değil! Gerek 14 Nisan’da alanları dolduranlar gerekse dün miting sonrası gözlemlerini aktaranlar şunu söylüyordu: ‘Bu rüzgâr dinmesin!’ Toplum, 5 yıllık uzun süren suskunluğun ardından estirdiği rüzgâra sahip çıkmaya hazır. ??? Bu nasıl yapılabilir? Bize ulaşan önerilerden bazılarını paylaşalım... 14 Nisan mitingine katılamayanlar, ‘Evimizde de olsak, bir şeyler yapmamız gerekir’ diye düşündüler ve evlerine bayrak astılar. Şu öneri var: Bayrakları indirmeyelim! Ne güzel olur... Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde toplumun 14 Nisan’daki tepkisinin devam ettiğini göstermek için bayrakları indirmemek, anlamlı bir bayrak gösterme olur... Milyonu aşmış olmanın özgüveni içindeki kimi yurttaşlar da yürümeyi koşmaya çevirme eğiliminde: ‘Eğer, inat ederlerse bir sonraki mitingi Çankaya Köşkü’nün önünde 50 milyon kişiyle yapalım...’ Neden olmasın! 14 Nisancılar, tepkilerinin sürekli ve görünebilir olmasını sağlayacak yöntemler geliştirmeyi kafaya koymuş görünüyorlar. Yeri gelmişken, AKP’ye yönelik eleştirilerden birini aktaralım... AKP’nin açılımıyla ilgili zaman zaman bizim de aktarımlamız oldu. İşte bir 14 Nisancının AKP açılımı: Aydınlıktan Karanlığa Partisi! Başka yorum yok... ??? Geçen haftaya bir bütün olarak baktığımızda 3 önemli tarihin altını çizmek gerekiyor: 1. 12 Nisan’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşması... Org. Büyükanıt, Irak’tan gelen haberlere karşılık, “Söyleyene değil söyletene ve şımartana bakarım” dedi. Terörle mücadelenin koşullarını anlattı. Avrupa’dan gelen isteklerin tümünün uygulanamazlığını vurguladı. Nasıl bir cumhurbaşkanı istediklerini anlatırken, ‘laikliğe ve üniter yapıya sözde değil özde bağlılık’ tarifi yaptı. 2. 13 Nisan’da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Harp Akademileri’nde tarihsel bir konuşma yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik iç ve dış kuşatmayı anlattı. Net ifadelerde, cesur sözcüklerle medyadan siyasete, devletin temellerinden orduya yönelik tavırlara kadar pek çok konuda görüşlerini söyledi. “Cumhuriyetin değerleri ilk kez bu kadar açık tartışmaya açıldı” dedi. “Gerici tehdit sinsi bir gölge gibi” dedi. 3. 14 Nisan’da toplum sözünü söyledi. “Tehlikenin farkındayız, ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. “Vatanı olmayanın, hakları da olmaz” dedi. “Ulusal onur en temel değerimizdir” dedi. Toplum bu sözlerini genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, kentlisiyle köylüsüyle bir bütün olarak söyledi... Üç tarihi günün her biri, kendi içinde ayrı öneme sahip... Yan yana konunca bu önem daha da artıyor. Tarihi bir dönemeçten geçiyoruz. Bu dönemece damgasını vuracak en büyük güç, halktır... 14 Nisan sürecidir. ankcum?cumhuriyet.com.tr SHP LİDERİ: SÖYLEŞİ YAPIYORUZ yapıldı. Kongrede bir konuşma yapan Sezer, AKP döneminde dış politikada ulusal birliği tehdit eden girişimlere karşı durulamadığını, alt kimlik, üst kimlik tartışması yaratıldığını savunarak “Sandıkta milletin şamarını yeyince aklı başına gelecek. ‘Eyvah ne yaptık’ diyecekler’’ diye konuştu. Hükümetin YÖK ile kavga ettiğini, mesleki eğitime ilgi göstermediğini, mesleki eğitimi imamhatip eğitimi zannettiğini de savunan Sezer, “Güneydoğu’daki gençler Barzani’den burs almak zorunda kalıyor. Barzani kendi emelleri için burs veriyor’’ dedi. Kürt lider Mesud Barzani için “Türkiye’ye her gün tehditler savuran, haddini bilmez, densizin biri’’ ifadelerini kullanan Sezer, Başbakan’ın Barzani ile görüşmek istediğini de ileri sürdü. Üzerinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın karikatürünün bulunduğu balonların patlatıldığı kongredeki seçimlere tek aday olarak giren Mustafa Aslan yeniden il başkanı seçildi. nurcasına, kırmızı zeminin üzerine beyaz puntolar çekmiş, “Tehlikenin farkındayız” diyor. Cumhuriyet gazetesinden beklenen bir davranış... Vatan, Milliyet, Akşam gerçek bir gazete gibi çıkıyorlar dün... (Reha Muhtar, Vatan) Bu miting öyle görmezden gelinecek bir miting değildi. “Dipten gelen bir dalga” gibi çok kapsamlı mesajlar içeriyordu ve bence amacına büyük ölçüde ulaştı. (Şakir Süter, Akşam) Kesin rakamın belirleyici bir önemi yok ama, tekrarlamak gerekir ki, dünkü, Ankara’nın son yıllarda gördüğü en büyük miting sayılmalı. Dün bir başka olguya daha şahit olundu. Miting, CHP, MHP ve DSP tabanlarının ve yönetimlerinin de ilk toplu eylemi oldu. (Murat Yetkin, Radikal) ??? Cumartesi ve pazar günü gazetemiz satış noklarında erken saatlerde tükendi. Telefonla arayıp, gazete bürolarımıza gelerek “gazete bulamadık” diyen duyarlılık gösteren okurlarımıza ve tüm Cumhuriyet okurlarına teşekkür ederiz. İyi haftalar... DİSK: Başbakan mesajı okumalı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, AKP hükümetinin Ankara’da verilen mesajı doğru okumasını istedi. Tandoğan Meydanı ve Anıtkabir’de yüz binlerin gösterdiği iradeye saygı duyulması gerektiğini belirten Çelebi, “Başbakan bu konuda duyarlı olmalı, verilen mesaji doğru okumalı ve sağduyulu olmalıdır. Gösterilen iradeye rağmen Çankaya’da rahat oturamaz” dedi. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlamaya kararlı olduklarını söyleyen Çelebi, mitinge izin verilmese bile orada toplanacaklarını açıkladı. Karayalçın: Solda ittifak sağlanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP lideri Murat Karayalçın, “İttifak görüşmeleri yaptığımızı söyleyemem ama ittifak söyleşileri yaptığımızı söyleyebilirim. Tam anlamıyla aklımdan geçenler olmayacak ama bir ittifak sağlanacak inşallah’’ dedi. SHP 8. Küçük Kurultayı’nda konuşan Karayalçın, partisinin seçim hazırlıkları konusunda bilgi vererek solda ittifak için kendisinin ve partisinin bireysel olarak özveride bulunmaya hazır olduğunu söyledi. Ancak, ittifak için dahi olsa siyasi görüşlerinden asla ödün vermeyeceklerini vurgulayan Karayalçın, SHP’nin ittifak için 4050 milletvekili talebinde bulunduğu yönündeki iddiaları da yalanladı. İttifakın bireysel değil, kurumsal olmasını istediklerini ifade eden Karayalçın, sözlerine şöyle devam etti: “İttifakın sadece sol partiler arasında olmasını istiyoruz. Cumhuriyeti savunacak bir ittifakın çok güçlü olmasını öngörüyoruz. Cumhuriyet ancak sol değerlerle korunabilir.’’ Ankara’da yapılan mitingin, “Cumhuriyet tarihinin en görkemli mitinglerinden biri olduğunu’’ ifade eden Karayalçın, kendisine çağrı yapılmadığı için mitinge katılmadığını savundu. Halkın Gücü göre değil, bilime göre yönetilsin. (Güngör Uras, Milliyet) Bundan böyle herkes, dünkü Tandoğan mitingini, 14 Nisan’ı odağına koyarak hareket etmeli. Halkın düşüncesinin ne olduğunu görmeden, “güç bende” oyununu oynamamalı. Halkı bir kenara bırakıp, halk adına söz sahibi olduğunu iddia etmemeli. “Ben varsam güçlü olursun. Yoksam batarsın” böbürlenmesiyle dolaşmamalı. (Muharrem Sarıkaya, Sabah) Günlerdir bütün Türkiye, Ankara’da yapılacak mitingi konuşuyor... Binlerce otobüs başka kentlerden insanları toplayarak Ankara’ya hareket ediyor... “Tandoğan Meydanı 80 bin kişi alır... Mitinge 300 bin mi 500 bin mi katılır bilinmez” deniyor ve Türkiye’nin en büyük kitle gazetelerinin bazıları bu mitingi birinci sayfalarında saklıyor... Yazık ve utanılası bir durum... Sadece Atatürk, Cumhuriyet ve Türkiye için değil... Gazetecilik için utanılası bir durum... Cumhuriyet gazetesi, 9 sütununu aşağı doğru 3’te 1 sayfa kapatıyor... Mitingin kırmızıbeyaz renklerine atıfta bulu Karslılar Kadıoğlu’nu kınadı ? İstanbul Haber Servisi KarsArdahanIğdır Dernekler Birliği, Esenyurt’un AKP’li Belediye Başkanı Necmettin Kadıoğlu’nun bir konuşmasında yurttaşlar arasında geldikleri kente göre ayrımcılık yaptığını öne sürerek protesto gösterisi yaptı. Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan 21 derneğin temsilcisi adına yapılan açıklamada, Kadıoğlu’nun 18 Mart’ta Gümüşhaneliler Derneği’nin düzenlediği gecede “Biz Gümüşhaneliler bayrağını, milletini seven vatansever bir milletiz. Ama ben ülkenin en zor yerinde görev yapıyorum. Orada Kars hâkimiyeti var” diye konuştuğu iddia edildi. Çağrılara polis engeli ? İstanbul Haber Servisi Devrimci 1 Mayıs Platformu ve Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyelerinin dün “1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanması” için yaptıkları gösterilere polis müdahale etti. Beyoğlu Emniyet Müdürü Tuğrul Pek göstericilere “Basın açıklamasında kimseyi, 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırmayacaksınız.Aksi takdirde basın açıklamasına izin vermeyeceğiz” dedi. Platform üyeleri ise, Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu belirterek, tüm demokrat insanları “alanlara” çağırdılar. Pankartlarına elkonulan HKP’liler ise basın açıklaması yapmayarak polisin tutumunu kınadı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear