26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 NİSAN 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Köylerden gözlem CHP Ankara İl Başkanı Hakkı Süha Okay, geçen hafta gittiği 8 köyü de eklerseniz, son iki ay içinde yaklaşık 150 köyü ziyaret etmiş. Gözlemlerini paylaştı: “Hava ‘Şimdi AKP’ye oy yok’ yönünden esiyor. Hiç mi yok? Var. Nedir o? Gıda yardımı, kömür yardımı alanların bir kısmı. Kaç kişi? Köyde yardım alan 12 aileden yarısı. 140 oy almış AKP geçen seçimde, ‘Şimdi 30 oy alırsa iyi’ diyenler çoğunlukta. Köydeki vatandaş, faiz dışı fazlayı biliyor, dış ticaret açığını da biliyor. ‘Enflasyon yüzde 10’muş, iyi, güzel de, benim cebimden geçen sene çıkan para ile bugün çıkan para birbirini tutmuyor’ da diyor.” Okay’a göre, AKP’ye giden MHP oyları geri dönüyor, DYP durağan. CHP ise, savların tersine 2002’de aldığı taban oyunu koruyor. CHP İl Başkanı Okay’dan nesnel olmasını istedik. “Köylerde atağı hangi parti yapar” sorumuzu öyle değerlendirdi: “AKP ile nikâh bozulmuş, üçüncü parti olursa kimse şaşırmasın. Seçmen nereye yöneleceğini vaatlere bakarak belirleyecek.” Gerilim senaryoları SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Başkent, bu mitingin bir boy küçüğünü geçen yıl yaşadı. Danıştay saldırısında yaşamını yitiren Mustafa Yücel Özbilgin’in cenazesinden söz ediyorum... Anıtkabir taşmış; Ankara semaları önceki günkü gibi, “Türkiye laiktir laik kalacak!” sloganlarıyla inlemişti. Cenazeye katılan hükümet üyeleri yuhalanmış ve caminin “arka kapısından” kaçmışlardı. “Katil iktidar”, “Katil başbakan” çığlıklarıyla yüzleşemeyen Erdoğan, çareyi şehir dışına çıkmakta bulmuş, Antalya’da “kavşak” açmıştı! “İşler nasıl bu noktaya geldi?” diye o zaman da yazdım: “Tsunamiye dönüşen bu tepkiler bir günde mi doğdu? Tepkinin düdüklü tencere içinde sıkışmış gibi büyümesinde, iktidar tarafından algılanmaması ve görmezden gelinmesinde kim ve kimlerin payı var? Seçmenlerin 1/3’ünün oyuyla ‘mutlak çoğunluk sarhoşluğuna kapılan’ Başbakan’ın etrafındaki bu ‘sanal haleyi’ kim yarattı? ‘Gerçekle irtibatını kaybetmesinde’ kimlerin payı oldu?” (20 Mayıs, 2006 Sağnak) Bir kısım medyanın.... Tarzan’ın Son Durumu İşte bu olmadı! Tarzan, ne güzel herkesi uyutuyor, saman altından su yürütüyordu. Aşağı ormandaki köyün ağası ile öpüşür koklaşırken; hem onun uzak diyarlardaki ağa babasına (Tarzan’ın da özbeöz Sam amcası olur kendileri), hem de ormanda ötüşen papağanlara göz süzmüş oluyor, böyle mutlu, mesut yaşayıp gidiyordu. İşte bu olmadı! Küçük ağaçlardan daha büyük ağaçlara atlamasını belleten Sam amcasının sadık yeğeni olarak en tepelere tırmanırken ayağı kayıp düşmemeliydi. Aşağı ormandaki köy ağasının sırtını pışpışlayıp şımartırken, Tarzanlığı elden bırakmamalıydı. Do sesiyle bağırırmış gibi yapıp inceden mi notasına inmeliydi ki, hem ormandaki karizmayı çizdirmesin hem de Sam amcasını kızdırmasın... İşte bu olmadı! Elinde mızrak, omzunda yay, biri çıktı ormanın içinden. Dedi ki: “Haydi, ben hazırım. Sen hazır mısın? Al kararı, ver yetkiyi, tepeleyeyim şu atıp tutanı...” Oyun bozuldu, ezber bozuldu, Tarzan zor durumda! Hariri ile gizli görüşme CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, Türk Telekom AŞ Genel Müdürü 28 Aralık 2006’da Telekomünikasyon Kurumu tarafından henüz onaylanmamış yeni bir tarife açıklayınca soru önergesi verdi, yanıtlanmadı. İki hafta sonra Telekomünikasyon Kurumu bu tarifeleri aynen onayladığını açıklayınca bir soru önergesi daha verdi, o da yanıtlanmadı. Coşkunoğlu, işin peşini bırakmadı. Geçen hafta Başbakan’a yönelttiği “Türk Telekom AŞ Genel Müdürü’nün yeni tarifeleri Telekomünikasyon Kurumu onayı olmadan açıklama hakkını ve özgüvenini ona veren bizzat siz misiniz” sorusuna bir can alıcı soru daha ekledi: “Muhammed Hariri (Oger Telekomünikasyon AŞ yöneticisi) ile 2006 yılının güz aylarında özel ve gizli bir görüşme yaparak, uygulanacak zamları kabul ettireceğiniz konusunda teminat verdiğiniz doğru mudur? Ne karşılığında böyle bir teminat verdiniz?” Senaryo 1 Recep Tayyip Erdoğan adaylığını koyar. İlk turda, genel kurula 1 Mart Irak’a asker gönderme tezkeresinde olduğu gibi AKP’den de katılmayanlar olur ve 367 bulunamaz. CHP, Anayasa Mahkemesi’ne gider. Anayasa Mahkemesi olumlu karar verir, Meclis dağılır ve seçime gidilir. Türkiye’de gerilim düşer... Senaryo 2 Recep Tayyip Erdoğan adaylığını koyar ya da uzlaşmasız bir AKP’liyi aday yapar. İlk turda TBMM Genel Kurulu’nda kimi bağımsızlar, DYP ve ANAVATAN’ın desteği ile 367 sayısı bulunur ya da aşılır. AKP’li Cumhurbaşkanı seçilir. Türkiye’de gerilim giderek artar... Milyon Kere Hayır! ‘O medya’... şaşkın “İtiraf edeyim. Bu kadar büyük bir kalabalığın katılması beni şaşırttı” diye yazmış Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök: “Demek ki, Türkiye’de ‘laik hassasiyeti’ olan insanlar sadece Nişantaşı sosyetesinden ibaret değilmiş!” Başlık da bu: “Sadece Nişantaşı değilmiş!” Bak sen! Türkiye hop oturup hop kalkarken bu “alaycı tespiti” Özkök, “sosyolojik” ve “psikolojik” gözlemlerle taçlandırmaktan geri kalmıyor ve “katılımcıların çoğunun” “orta sınıf ve kadınlardan oluştuğunu” teslim etmek lütfunda bulunuyor... Bravo. Tebrikler! İçinde yaşadığı ülkeyi kavramak için, bir milyon kişinin sokaklara dökülmesini beklemek, ardından da “Valla itiraf ederim, doğrusu hem şaşırdım hem de sevindim!” diye “fildişi kuleden” attırılmış mesafeli takdirler buyuran bir yazı kaleme almak için Özkök cesaretine sahip olmak lazım. Kendisini “gazeteci” sıfatıyla tanımlayan bir insan için, cesaretten öte “cüret” gerektiriyor bu! Ama Türkiye böyle “cüretkâr insanların” ülkesi... Arkanızda ne kadar “güç” varsa, o denli “cüretkâr” olabiliyorsunuz! Madem ki böyle; Türkiye’nin amiral gazetesi genel yayın müdürü ile tüm büyük gazetelerin genel yayın müdürlerine ve de tabii TBMM üyelerine; “laik Türkiye’nin” yalnız “Nişantaşı sosyetesinden ibaret olmadığını” tekrar, tekrar anlatmak adına bu seferberliği sürdürelim... “Milyon kere hayır”ı “toplu bir internet ve SMS kampanyasına” dönüştürelim... Yıldönümü toplantısı! Anayasa Mahkemesi, 45. kuruluş yıldönümünü 2526 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek bir toplantı ile kutlayacak. Toplantının ana teması çok dikkat çekici: “Evrensel Barış ve Medeniyetler Buluşmasında Anayasa Mahkemelerinin Rolü.” Toplantının birinci oturumunda Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu da konuşturuluyor. Davutoğlu, “Küreselleşme ve Medeniyetler Arası Etkileşim Bağlamında Ortak Değerler”i anlatacakmış. Üçüncü oturum ise, ayrı bir öneme sahip. Oturuma, o unutulmaz konuşması ile tarihe geçen eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk başkanlık edecek. Prof. Dr. Nur Vergin “Anayasacılık ve Dinsel Özgürlükler” üzerinde konuşacak. Ardından Bilgi Üniversitesi’nden Soli Özel, “Küreselleşme Döneminde Vatandaşlık” başlıklı bildirisini sunacak. Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Niyazi Öktem, “Düşmanlık ya da Zenginlik Kaynağı Olarak Farklılıklarımız, Farklılıklara Tahammül Kültürünün Yasalarda ve İçtihatlarda Gelişmesi ve Korunması”nı aktaracak dinleyicilere. Aynı oturumda Yrd. Doç. Dr. Nur Uluşahin, “Liberal Demokrasinin Çıkmazı: Çatışma Karşısında Barış İçin AzınlıkÇoğunluk İlişkisini Yeniden Düzenleme Gereği” üzerinde duracak. Ve oturum, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Anayasa Mahkemesi’ne kazandırdığı bir isim, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç’ın yapacağı kapanış konuşması ile bitecek! Konuşmacılarından konuşma konularına değin “çok özel” bir toplantı gibi görünmüyor mu size de? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Çalışan Bağ Kur Emeklisi ve Destek Primi SORU: Emekli öğretmenim. Başta geçim zorluğu, sonra da boş zamanımı değerlendirmek için, 2006’da 12 metrekarelik bir kırtasiye dükkânını devren aldım. Ve BağKur sigortalısı oldum. Daha sonra çıkan bir yasa ile Sosyal Destekleme Primi adı altında BağKur’a yüzde 10 oranında bir prim yatırmam istendi. Ben de istenen primleri yatırıyorum. Öğrendiğim kadarıyla BağKur Yasası’nda değişiklik yapılmış. 2007’nin Ocak ayından itibaren Sosyal Destekleme Primi’nin oranı, yüzde 10’dan, yüzde 33.5’e çıkarılmış. Her çıkan yasayı takip edemiyorum. Bu konuda benim gibi olan esnaf arkadaşlar var. Dükkânlarını kapatacaklarını söylüyorlar. Çünkü zarar ediyoruz. Bu konuda bilgi bekliyorum. (S.Y.) YANIT: Açlık sınırının 850 YTL dolaylarında olduğu yazılıp çizilmektedir. Bu da emekli, dul ve yetimlerin büyük bölümünün açlık sınırı ile bu sınırın altında yaşamaya çalıştığı anlamına gelmektedir. Anayasa Mahkemesi, 15.12.2006 tarihli ve 15.12.2006 sayılı kararında: “yurttaşların emeklilik dönemlerinde de çalışmaya devam etmelerinin nedeninin, kazanma hırsı veya servet edinme arzusu değil, insan onuruna yaraşmayan yaşlılık aylığı ile geçinmek zorunda bırakılmalarının olduğu” gerçeğini söyleyerek emeklilerin durumlarını en yalın biçimde gözler önüne sermiştir. Emekli olup yeniden çalışmaya başlayan emeklilerden “sosyal güvenlik destek primi” alınmaktadır. Devlet, emeklilere ödediği “insan onuruna yakışmayan” emekli aylıklarından alması gerekenlerden alamadığı gelir vergisi ile sigorta primlerini bir anlamda ödediği aylıkları da geri almaktadır. BağKur emeklisi, BağKur kapsamında çalıştığında, 1479 sayılı BağKur Yasası Ek Madde 20 uyarınca, yüzde 10 oranında destek primi ödemektedir. Sosyal güvenlik destek primi BağKur Yasası’na göre, “yaşlılık aylığı bağlananlardan, (…) çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil yüzde 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.” Aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekenler, “çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlardan sosyal güvenlik destek primi, gecikmeli bildirimde bulunulan veya kurumca tespit edilen tarihe kadar (…) gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. Birikmiş sosyal güvenlik destek primi ve gecikme zamlarının ödenmemesi halinde aylıklardan yapılacak kesintiler aylık tutarının yüzde 25’ini geçemez. Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, BağKur kapsamında çalışmaya başlayanlar, ‘çalışmaya başladıkları ayı takip eden aybaşından geçerli olarak, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, BağKur gelir basamaklarından onikinci gelir basamağının yüzde 10’u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler.’ Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler, bu kanuna göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez.” Ödenen primler, “toptan ödeme olarak iade edilmez ve bu sürelerle ilgili olarak 24.05.1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.” Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile BağKur’un, BağKur kapsamında çalışan emeklilerine uygulanan sosyal güvenlik destek primi yüzde 10’dan yüzde 33.5’e çıkarıldı. 5510 sayılı Yasa’nın bazı maddelerinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne açılan dava sonuçlanmıştır. BağKur kapsamında çalışan emeklilerin yüzde 33.5 oranında sosyal güvenlik primini ödemelerini öngören madde Anayasa Mahkemesi’nce geçersiz sayılmıştır. Bunun üzerine Bakanlar Kurulu yasanın yürülüğe girmesini 1 Temmuz 2007’ye ertelemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin kararı uyarınca, BağKur kapsamında çalışan, emekliler yine yüzde 10 oranında sosyal güvenlik destek primi ödeyeceklerdir. TBMM ve köşe yazarlarına.... Sözgelimi şöyle bir “ortak metin” kaleme alalım: “TBMM, köşe yazarları ve genel yayın müdürlerine; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na Milyon Kere Hayır! TC Cumhurbaşkanlığı’na seçilecek şahısta aranan vasıflar, yalnız ‘40 yaşını doldurmuş ve yüksekokul mezunu’ olmakla sınırlandırılamaz. Demokrasilerde köklü biçimde özümsenen, anayasa kitapçıklarında bu nedenle açıkça zikredilmeyen; ancak ‘olmazsa olmaz’ koşuluyla aranan bir dizi başka ‘yazılmamış kural’ vardır. Cumhurbaşkanlığı ülkeyi ‘kutuplaştıran’, ‘dayatmacı’ kimlik kaldırmaz. Parlamenter demokrasilerde, Cumhurbaşkanlığı makamına çıkacak kişide aranan özellikler; sistemdeki ‘defacto’ güçler tarafından kabul görmesi, dengeler/kurumlar arası diyaloğu teşvik etmesi, üst düzey siyasi, kurumsal sorumluluk örneği vermesi ve yurttaşların tümünü kucaklayıcı bir ‘profil’ sergilemesidir. Cumhurbaşkanlığı makamındaki kişiler, temsil ettikleri ‘devlet’le kişilikleri, kimlikleri, sahip çıktıkları ideoloji, izledikleri çizgi ve özgeçmişleri itibarıyla taban tabana ters düşemez. Bu vasıfları karşılamayan bir aday, Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ‘cumhurbaşkanı’ seçilemez ve seçilmemelidir. Seçim sistemindeki çarpıklıklardan ötürü TBMM’ye yansımayan sesimizi size böyle ulaştırıyoruz... 14 Nisan’da Ankara’da haykırılan ‘milyon kere hayır’ mesajını kayda geçmeye, ülkeyi arzulanmayan kutuplaşmalar ve siyasi istikrarsızlık ortamına sokmamak adına sorumluluğunuza sahip çıkmaya davet ediyoruz!” “Laik Türkiye’nin Nişantaşı’ndan ibaret olmadığı” gerçeğini yeniden yeniden “ispatlamamız” bekleniyorsa, ispatlayalım. Ertuğrul Özkök’lere, TBMM üyerine, eposta, SMS yağmuruyla “Milyon kere hayır”ı hatırlatalım... 1 Mart tezkeresinde yapmış olduğumuz gibi tıpkı. HARBİ SEMİH POROY nilgun@cumhuriyet.com.tr SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Lor peyniri1 ne verilen bir başka ad. 2/ 2 Kansızlık... 3 Sergen. 3/ Afrika’da bir ır 4 mak.... İtal 5 ya’da bir göl. 6 4/ Meyvelerinin insan şek 7 linde olduğu 8 na inanılan ef 9 sane ağacı. 5/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Dikilitaş. 6/ İlgi eki... 1 E R İ N C E K E Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki 2 K E Ç E M A R Ş İ P S A L A son topraklarını da 3 S H yitirdiği antlaşmanın 4 P A T A L Y A adı... Eski dilde su. 5 O K L A K L E 7/ Ateşte yanmadığı 6 Z A P L U O R na hatta ateşi söndür 7 E R E M O F O B İ düğüne inanılan ef 8 A N AMU R S sanevi hayvan. 8/ Bo 9 A Y A Ş K A F E lu’nun bir ilçesi... Işık kaynağının 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi. 9/ Kırık kemikleri bir arada tutmaya yarayan nesne... Uzun ve yorucu çalışma. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tropikal bölgelerde yetişen ve yumruları besin olarak kullanılan bir bitki... Suudi Arabistan’ın plaka imi. 2/ Küçük erkek kardeş... Peygamber gönderme. 3/ ÜrgüpAvanos arasında, peribacaları ve kiliseleriyle ünlü bir vadi... Oyunda cezalı çocuk. 4/ Parola... Alüminyum, manganez ve silisyum içeren nikel alaşımı. 5/ Ege yöresinde körpe sürgünleri sebze olarak kul1anılan otsu bir bitki. 6/ Avlanırken avcıların hayvanlardan gizlendiği yer. 7/ Ağaçlarda mantarların oluşturduğu çürüme başlangıcı... İskambilde bir kâğıt. 8/ Küçük su kanalı... Ördeğe benzer bir su kuşu. 9/ Kimliği belirlenemeyen uzay cisimleri için kullanılan sözcük... Argoda para cüzdanına verilen ad. OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Nisan www.mumtazarikan.com CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear