26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2007 PERŞEMBE 10 ‘Tek başına askeri güç çözüm değil’ ? LONDRA (AA) İngiltere’de, Oxford Research Group adlı üniversite kuruluşunun yayımladığı bir rapora göre, terörle gerektiği gibi mücadele edilmemesi, şiddeti yok etmek yerine şiddet olaylarının artmasına yol açıyor. Raporda, İngiltere ve ABD’nin terorizmin nedenleriyle mücadele etmektense askeri güç kullandıkları vurgulandı ve bu yaklaşımın terör saldırıları riskini artırdığı kaydedildi. Irak’ın terörle savaşın bir parçası haline getirilmesinin yeni bir terör dalgası yarattığını belirten raporda İran’a askeri bir müdahalenin “felakete yol açacağı’’ uyarısı yapıldı. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Türkiye’nin uyarılarına aldırmayan KDP lideri Mesud Barzani, daha da sertleşti ‘S AVAŞLARI YÖNETİN’ ‘Kıyamet kopar’ tehdidi Dış Haberler Servisi Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani, tehditlerini yineleyerek Kerkük’teki referandum sürecinin işlememesi durumunda “kıyametin kopacağını” söyledi. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Barzani, “Hiçbir yabancı tarafın Kerkük meselesine karışmasına izin vermeyiz. Kerkük bir iç meseledir ve içte çözüme kavuşturulacak. 140. maddenin uygulanmayacağından emin olduğumuzda, o zaman felaketin koptuğu zaman olacak” diye konuştu. Hiç kimsenin kendilerini tehdit ede ? Hiç kimsenin Kerkük sorununa karışmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Barzani, kentteki referandum sürecinin işlememesi durumunda “kıyametin kopacağını” vurguladı. Barzani’ye destek veren Kürt Parlamentosu Başkan Yardımcısı Kemal Kerküki, “Bütün Kürdistan halkı Barzani’nin yanındadır” dedi. meyeceğini söyleyen Barzani, “Biz demiyoruz ki Kerkük illa Kürtlerin olacak. Kerkük Kürt kimliğiyle bir Irak kentidir. Bütün tarihi ve coğrafi belgeler de bunu kanıtlıyor” dedi. Kuzey Irak’taki Kürt Parlamentosu, Türkiye aleyhinde açıklamalarda bulunan Mesud Barzani’ye sahip çıktı. “Bütün Kürdistan halkı, Sayın Mesud Barzani’nin yanındadır. Şunu bilmek gerekiyor ki tehdit eden herkese karşı cevap vermek çok normaldir” diye konuşan Kürt Parlamentosu Başkan Yardımcısı Kemal Kerküki, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Barzani’ye verdiği yanıtı da eleştirdi. Kerküki, “bir devletin başbakanının, adaba uygun bir dil kullanması, herkesin önünde konuştuklarının hududunu bilmesi ve başka bir ülkenin içişlerine karışmaması gerektiği” ni söyledi. Kürdistan Demokratik Partisi lideri Barzani’nin sözcüsü Fuad Hüseyin ise sorunları Türkiye’yle konuşmaktan yana olduklarını, ancak Türkiye’den bir karşılık göremediklerini öne sürdü. Barzani’nin “Türkiye, Kerkük’e karışırsa biz de Diyarbakır’a karışırız” sözlerine açıklık getirmek istediğini söyleyen Hüseyin, BBC Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada, Barzani’nin bu açıklamayı El Arabiya televizyonuna bir ay önce yapmış olduğunu, Türkiye’den özellikle Kerkük’le ilgili olarak tehditkâr birtakım sözlerin gelmesi üzerine bu tür bir yanıt vermiş olduğunu söyledi. Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin Washington temsilcisi Kubad Talabani, “Bizim Türk topraklarına girmek gibi bir niyetimiz olamaz, biz Türkiye dahil bütün komşularımızla kardeşçe ilişkiler istiyoruz” dedi. Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Mesud Barzani’nin sözlerinin Irak’taki merkezi hükümeti bağlamayacağını ima etti. Ralston Beyaz Saray’ın teklifini reddetti Dış Haberler Servisi ABD yönetiminin, Irak ve Afganistan savaşlarını yönetmek üzere oluşturulması planlanan üst düzey görev için ABD’nin terörle mücadele özel temsilcisi emekli Orgeneral Joseph Ralston’a geçen haftalarda öneri götürdüğü, ancak Ralston’un teklifi kabul etmediği bildirildi. The Washington Post gazetesi, yeni oluşturulacak göreve getirilecek kişinin, doğrudan Başkanı George Bush’a bağlı olmasının ve Pentagon ile Dışişleri Bakanlığı’na talimat verme yetkisi bulunmasının planlandığını yazdı. Gazetede, Bush yönetiminin öneri götürdüğü diğer iki ismin de görevi reddettiği belirtildi. Ralston, konuyla ilgili açıklama yapmazken yine teklifi geri çeviren emekli orgeneral John Sheehan, “Temel sorun, bu adamların nereye gittiklerini bilmemeleri. Görevi kabul edip ülser olduktan sonra görevden ayrılmak yerine baştan ‘hayır, teşekkürler’ dedim” diye konuştu. Rusya Buşehr tatbikatını kınadı ? MOSKOVA (AA) Rusya Dışişleri Bakanlığı, İran’ın, Rusya tarafından Buşehr kentinde inşa edilen nükleer santral yakınlarında 6 Nisan’da yaptığı hava savunma tatbikatından rahatsızlık duyduğunu belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “İran tarafından bu tip faaliyetler için Buşehr’deki Rus uzmanları önceden bilgilendirmelerini istedik’’ dedi. A Başkent açık cezaevine dönecek Fisk makalesinde, Petraeus’un planının yaşama geçmesi durumunda, Iraklı sivillerin kendilerini cezaevinde “kontrol edilen bir halk” olarak hissedebilecekleri yorumunu yapıyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin açıkladığı raporda ise Iraklı siviller için koşulların giderek tahammül edilemez bir noktaya geldiği vurgulandı. Raporda sözlerine yer verilen bir Iraklı kadın, çocuklarını her sabah cesetler arasından okula götürmek zorunda kaldıklarını anlattı. (Fotoğraflar: REUTERS) F ÖRGÜTÜ ‘Terörle savaşın’ işkence ve sorgu merkezi Mısır Dış Haberler Servisi Uluslararası Af Örgütü, Mısır’ın bir “uluslararası sorgu ve işkence merkezi’’ haline geldiğini açıkladı. Uluslararası Af Örgütü’nün raporu, kısa süre önce bir Mısır hapishanesinde sopayla tecavüz edilen bir adamın cep telefonuyla çekilmiş görüntülerinin yayımlanmasıyla gündeme gelen işkence iddialarını ele alıyor. Mısır’ın, “teröre karşı savaş’’ yürüten ülkelere uluslararası işkence ve sorgu merkezi olarak hizmet verdiğini belirten raporda, diğer devletlerin Mısır’la yaptıkları suçlu iade anlaşmalarını iptal etmeleri istendi. Örgütün İngiltere sorumlusu Kate Allen, iade edilen suçlulara işkence yapılmayacağını garanti eden anlaşmaların Mısır söz konusu olduğunda “üzerine yazıldığı kâğıt kadar değer taşımadığını’’ belirtti. Fransa AB’nin freni ? BRÜKSEL (AA) Brüksel’deki AB bürokratları, Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimine katılan tüm adayların AB konusundaki söylemlerinden rahatsız görünürken Paris’in “AB’nin motoru’’ niteliğini yitirerek “fren’’ rolü üstlenmeye başladığına dikkat çekiyor. Uzmanlar, Fransa’da “AB’nin yeni bir temelde inşasından’’ çok “ulusal, sosyal ve ekonomik endişelerin ön plana çıktığını’’ öne sürüyorlar. ABD’nin Bağdat planı: Böl ve yönet Independent gazetesine göre, General Petraeus’un İsrail askeri yetkililerinin de desteğiyle hazırladığı plan çerçevesinde kent 30’a bölünecek, Iraklıların kimlik kartları yenilenecek Dış Haberler Servisi ABD’nin, Irak’ın başkenti Bağdat’ta direnişçilere karşı mücadele çerçevesinde “böl ve yönet” planını uygulamaya başlayacağı öne sürüldü. İngiliz Independent gazetesinde Robert Fisk imzalı haberde, yeni stratejinin ABD’nin Irak’ta direnişçilere karşı uygulayacağı bugüne kadarki en büyük plan olacağı ve 89 yerel birimden oluşan kentin en az 30 bölgeye bölüneceği kaydedildi. nam’da, Fransa tarafından da Cezayir’de uygulandığı ancak her ikisinde de başarısız olunduğunun altı çizildi. Planın yaşama geçmesi için başkent Bağdat’a 40 bin asker konuşlandırılması gerektiği ifade edildi. Bu askerlerden oluşturulacak beş tugaydan en az üçünün Bağdat ile İran sınırı arasındaki bölgede konuşlandırılacağı, böylece nükleer programı nedeniyle İran’a askeri bir müdahale söz konusu olursa sınırda büyük bir ABD gücü bulunacağı belirtildi. Haberde, planın Bağdat’taki ABD güçlerinin komutanı General David Petraeus tarafından hazırlandığı ve bölgede görev yapmış diğer bazı askerlerin de planın hazırlanmasına katkıda bulunduğu yazıldı. Planın hazırlanmasına bazı İsrailli askeri yetkililerin de destek verdiğine dair iddialar bulunduğu kaydedildi. Fisk makalesinde, uygulamanın yaşama geçmesi durumunda, Iraklı sivillerin kendilerini cezaevinde “kontrol edilen bir halk” olarak hissedebilecekleri yorumunda bulundu. mel ihtiyaç maddelerine ulaşmanın zor olduğu Irak’ta bazı bölgelerde açlık sorununu giderek artıyor. Saldırılarda ve askeri operasyonlarda ölenlerin sayısını saptamak çok zor. Mültecilerin sayısının gittikçe artıyor, sağlık uzmanları ülkeyi terk ediyor ve Irak hükümeti ve işgal güçleri de dahil hiç kimse durumu düzeltmek için yeterince çaba göstermiyor. Raporda Iraklı bir kadının “Biri bize gerçekten yardım etmek istiyorsa, her sabah evlerimizin önlerinde sıralanan cesetleri toplasın. Güvenlik nedeniyle kimse bu cesetlere dokunmaya cesaret edemiyor. Ama bizler, her sabah çocuklarımızı okula götürmeye çalışırken bu görüntülerle yüzleşmelerine artık dayanamıyoruz” şeklindeki sözlerine yer verildi. İ RANLI DİPLOMAT ‘CIA, matkapla ayaklarımı deldi’ Dış Haberler Servisi Irak’ta kaçırılan ve geçen günlerde serbest bırakılan İranlı diplomat Celal Şerefi kendisine matkapla işkence yapıldığını söyledi. İran devlet televizyonu, ülkesine dönen Şerefi’nin, Kızılhaç gözetiminde doktor kontrolünden geçirildiğini gösteren görüntülerini yayımladı. Şerefi, gözaltına alındığı ilk 15 gün kendisine “korkunç işkenceler” yapıldığını söyleyerek “Ayaklarımı matkapla deldiler” dedi. Arapça ve İngilizce bilen kişilerce sorgulandığını belirten Şerefi, “Beni kaçıranlar Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) denetiminde çalışıyordu” dedi. Pelosi İran’a gidebilir ? Dış Haberler Servisi Beyaz Saray’ın tüm itirazlarına karşın Beşar Esad’ı ziyaret eden Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi’nin geçen hafta tartışma yaratan Suriye ziyaretinden sonra Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad ile diyalog kurmak amacıyla İran’a gidebileceği bildirildi. Iraklıların onuru ayaklar altında Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Irak’ta siviller açısından durumun giderek kötüleştiğini bildirdi. Örgütün dün açıklanan “Korunmasız Siviller: Irak’ta Büyüyen İnsani Kriz” başlıklı raporunda, Iraklı kadın, erkek ve çocukların çektiği acıların “kabul ve tahammül edilemez” olduğunun altı çizildi. Raporda, Irak halkının “yaşamları ve onurları sürekli tehdit altında” denildi. Örgütün raporuna göre, her gün bombaların patladığı Irak’ta, bakkala gitmek bile bir ölüm kalım meselesi haline geldi. Su ve elektrik gibi te Vietnam’da başarısız olmuştu Bağdat’ta barikatlarla birbirinden ayrılacak çeşitli bölgelere bir diğerinde yaşayan Iraklıların girebilmesi için kimlik kartı uygulaması da yapılacağı belirtildi. Kimlik kartlarının bu çerçevede yenileneceği kaydedildi. Haberde, böyle bir taktiğin daha önce ABD tarafından Viet eçen hafta Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB), Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) ve Uluslararası Turizm Kuruluşu Skal International’ın Belek’te düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak katıldım. Kalabalık bir katılımcı grubu ile samimi bir ortamda gerçekleştirilen toplantıda Rusya, Rus insanı ve TürkRus turizmi gibi konuları ele aldık. Turizmcilerimiz Rusya’ya büyük önem veriyorlar. Nasıl vermesinler? Yurtdışından gelen turistler bakımından Rusya, Almanya’dan sonra ikinci sırada. Türkiye, Rusya yurttaşlarının yurtdışı tatil seçenekleri arasında bir numara. Rusya verilerine göre, geçen yıl yurtdışına çıkan 26 milyon Rusya yurttaşının yaklaşık 8 milyonu turistti. Bunların 1 milyon 300 bin kadarı Türkiye’ye gitti. Türkiye verilerine göre, gelen Rus turistlerin sayısı 1 milyon 800 bini geçiyor. 2006’da RusTürk turizminde bir duraklama gözlendi. Acaba bunun ne kadarı kuş gribi, terorizm, Irak savaşı gibi faktörlerle açıklanabilir; ne kadarı bizim tu Rus Turistlerin Beklentisi Nedir? G PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY atı, 1960’ta petrol ihracatçısı B ülkelerin OPEC çatısı altında birleşmelerini önleyememişti. Bugün dünya petrol üretiminin yüzde 43’ünü kontrol eden OPEC, uluslararası piyasalarda belirleyici rol oynuyor. Aynı tehlikenin doğalgaz alanında da ortaya çıkmasından çekinen Batılı ülkeler, 2001 yılında oluşturulan Doğalgaz İhracatçıları Forumu’nun Katar toplantısını nefesini tutarak izledi. Dünya gaz üretiminin yüzde 41.5’ini kontrol eden ve toplam doğalgaz rezervlerinin yüzde 73’ünü elinde bulunduran 14 ülkeyi birleştiren Forum’un önde gelen üyeleri, Rusya (dünya gaz rezervlerinin yüzde 32’sine sahip), İran (yüzde 15) ve Katar (yüzde 7). aksay@rusya.ru rizm piyasasında izlediğimiz politikanın eksikleriyle, reklam ve PR alanındaki yetersizliğimizle ve çeşitli organizasyon sorunlarımızla ilişkilidir? Ruslar Türkiye’yi seviyor. Ancak “ucuz ve kolay ulaşılabilen birinci basamak turizm ülkesi” imajımız, turizmi 12 aya yaymakta ve kültür, din, tedavi, yat, golf vs. unsurlarla çeşitlendirmekte yeterince aktif davranmamamız, bu alanda gelişmeyi sınırlıyor. Turizm Bakanlığı, Rusya’daki tanıtım için ayırdığı yıllık bütçeyi 8 milyon dolardan 12 milyon dolara çıkardı. Üzerine bir de özel sektörün harcamalarını koyun. Ortaya dev bir kaynak çıkıyor. Peki, bunlar hangi stratejiyle yönetiliyor ve nasıl koordine ediliyor? PR alanında neden bu kadar zayıfız? Bir Rus gazetesinde yayımlanan aleyhte bir yazı, neden bizi paniklere itiyor? Bunlar, üzerinde düşünülmesi gereken konular. Belek’teki soruların ve konuşmaların da gösterdiği gibi, Rusya’yı ve Rus insanını hâlâ yeterince tanımıyoruz. Önyargıları ve yüzeysel kalıpları kırmak için daha çok bilgiye, deneyime ve araştırmaya ihtiyacımız var. Ortalığa ‘Gaz OPEC’ Kokusu Yayıldı Ne kadar çok çalışırsan o kadar çok mutlu olursun. Charles Dickens Aral Gölü nsanoğlu doğayla birlikte yaşamayı öğrenemedi. Birlikte yaşamak, birbirine özen göstermeyi gerektiriyor. Oysa insan, doğayı kendi keyfine uydurmaya çalışıyor. Bu, bazen felaketlere yol açıyor. İnsanın doğaya verdiği zararların en büyüklerinden biri, Aral Gölü’nün öyküsünde yatıyor. 60’lı yıllarda Aral, dünyanın en büyük dördüncü gölüydü. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Afganistan ve İran’ın arasında bulunan Aral, şimdi eski büyüklüğünün yalnızca dörtte biri kadar. Yıllar önce yeni toprakları tarıma açma, Özbekistan ve Kazakistan’daki pamuk tarlalarını sulama amacını abartan Sovyetler Birliği yönetimi, “akıllı konuşmalar” ve “sadık alkışlar” eşliğinde düzenlenen törenlerle Aral Gölü’ne bağlanan iki büyük nehrin yönünü değiştirdi. Ve denge bozuldu... Trajik bir hesap hatasına dayanan bu müdahale, inatla fark edilmedi. Zamanla gölün büyük bölümü kurudu, bölgedeki pek çok canlı öl İ Dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi Rusya, Batı’yı ürkütmemeye çalışarak adım adım “gaz OPEC” kurulması yolunda ilerliyor. Dünya gaz üretiminin yüzde 35’ine sahip olan Kanada, Norveç, Hollanda ve Avustralya toplantıya katılmadı. Özellikle ABD karşıtı İran ve Venezüella tarafından desteklenen “gaz OPEC kurulması” fikrine, Mısır ve Endonezya’dan cılız itirazlar geldi. Gözler Rusya’ya çevrildi. Hem ulusal çıkarlarını savunmaya hem de Batılı ülkelerle ilişkilerini bozmamaya özen gösteren Rusya lideri Putin, şubat başında yaptığı bir açıklamada bu fikri “ilginç ve incelemeye değer” bulduğunu söylemişti. Sonuçta Rusya’nın başkanlığında bir koordinasyon komisyonu kurulması kararı alındı. Komisyon, doğalgaz piyasa fiyatlarının belirlenmesi ve doğalgaz ihracatçıları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi yolunda koordinatörlük yapacak. Toplantı sonrasında ABD ve AB’yi rahatlatmak için “gaz OPEC” türü bir kartelin kurulmadığı açıklamaları yapıldı. Ama Doğalgaz İhracatçıları Forumu’nun ileride bu doğrultuda adımlar atması kimseyi şaşırtmayacak. Kimilerine göre, Forum’un bir yıl sonra Rusya’da düzenleyeceği toplantıda doğalgaz kartelinin kurulduğu ilan edilebilir. Üstünlük... Sovyet sisteminin üstün yanı neydi? Öteki sistemlerde bulunmayan sorunların başarıyla aşılmasıydı... dü, bölge iklimi sertleşti, göçler yoğunlaştı. Gölün Özbekistan sınırındaki güney kısmı bugün hâlâ çölleşmeye devam ediyor. Ancak kuzeyde, Kazakistan bölgesinde göl sularının kısmen geri geldiği, yer yer balıkçıların ve köylülerin normal hayata döndüğü söyleniyor. Bu canlanmanın kaynağında, Kazakistan’ın, bir süre önce Dünya Bankası’ndan almış olduğu 68 milyon dolarlık krediyle gölü ikiye ayıran bir baraj inşa etmesi bulunuyor. Yakında Kazakistan, Dünya Bankası’ndan 126 milyon dolar daha alacak ve yeni bir baraj daha inşa edecek. Bu, kuşkusuz sevindirici. Ama şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Tarihin en büyük ekolojik felaketlerinden biriyle mücadele etmek için yıllar boyunca yüzlerce toplantı, binlerce konuşma yapıldı. Ve bugün bizi sevindiren haber, 200 milyon doları bile bulmayan kredilere dayanıyor. Milyarlarca dolarlık silahlanma harcamalarıyla karşılaştırıldığında, ne hüzünlü bir sevinç, değil mi? CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear