24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 MART 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mumcu, Öcalan’a ‘sayın’ diyen, ölen askerlerden ise ‘kelle’ diye söz eden Erdoğan’a tepki gösterdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Askere şehit diyemiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’a “sayın” dediği konuşmasında, şehit askerlerimizden “kelle” diye söz etmesine sert tepki gösterdi. Mumcu, “Bu adamlar uzunca süre askerimizin yaptığını vatan bekçiliği değil, rejim bekçiliği olarak gördükleri için verilen canları Şahadetten saymıyorlar” dedi. Mumcu, iktidarın medyaya açıkça “şantaj” yaptığını da söyledi. Mumcu, partisinin grup toplantısında, Erdoğan ve iktidarını eleştiri bombardımanına tuttu. AKP hükümetinin nerede başarısız olsa, suçu geçmiştekilere yüklediğine, ancak kendileriyle ilgili bir şey çıkınca “geçmişi karıştırmayın” dediklerine dikkat çeken Mumcu, Erdoğan’ın geçmişte Öcalan’a “sayın”, şehitlere de “kelle” dediğini anımsattı. İki kere söylemesi Büyük Kürdistan Projesi... Türkiye’de siyaset Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelmiş durumda. Oysa Türkiye’nin Güneydoğu’sundaki gelişmeler kaygı verici... Kuzey Irak’ta PKK’nin yerleşik konumu, Kerkük sorunu, bağımsız Kürt devletinin kurulma olasılığı karşısında Türkiye’nin nasıl bir politika izlediğini toplum biliyor mu? Kuzey Irak’taki siyasal yapılanma 1991 yılından bugüne dek 16 yıllık bir sürecin sonuçlarını gözler önüne seriyor... Barzani ve Talabani... Bir dönem Türkiye’nin kırmızı pasaport verdiği, el üstünde tuttuğu bu iki kişi, bugün amaçlarına ulaşmak için zaman kolluyor... Amaçları çok açık: “Bağımsız Kürt devletini hayata geçirmek.” Henüz koşullar sağlanmış değil!.. Belirli bir zaman dilimine gereksinimleri var... Kimi zaman yaptığım görüşmelerde ortaya çıkan şudur: Kuzey Irak’taki “Bağımsız Kürt Devleti” projesinin sonuçta ulaşacağı nokta “Bağımsız Birleşik Büyük Kürdistan”dır. Zaten bu konuda ABD’nin de bir projesi yok mu? Geçen yıl Suriye’nin başkenti Şam’da konuştuğum yetkililer, böyle bir projenin yaşama geçmesi için İran ve Suriye’nin hedef alındığını, sıranın Türkiye’ye geleceğini söylemişlerdi... Bir süre önce bir dostum New York’tan Türkiye’ye dönerken uçakta bulunan on kişilik bir grup olan Amerikalılara sormuş: “Türkiye’de nereye gideceksiniz, İstanbul dışında?” Amerikalı grup başkanı şu yanıtı vermiş: “İstanbul’dan Kürdistan’a uçacağız, Diyarbakır’a...” ??? ABD ve AB ülkeleri yaşadığımız Anadolu coğrafyasının büyük bölümünü “Kürdistan” olarak görmüştür... Kuzey Irak da aynı biçimde görür... Ortada Lozan’la birlikte sınırları çizilmiş bir Türkiye vardır ama Anadolu coğrafyasının büyük bölümü “Kürdistan”dır... Leyla Zana’nın ve DTP’li il başkanlarının açıklamalarını dinlediğinizde bu gerçek ortaya çıkar... DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu’nun bir süre önce verdiği açıklama ilginçti... Ne demişti Aydoğdu: “Kerkük’e yapılacak müdahaleyi Diyarbakır’a yapılmış sayarız...” Kürt kökenli bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı böyle düşünürse, Barzani ve Talabani nasıl düşünür? Güneydoğu’yu “Kürdistan toprağı” olarak düşünen kafalar birlikten, barıştan, kardeşlikten, üniter devletten nasıl söz edebilir anlamış değilim!.. Elbet, Kürt aydınlarımızın, siyasetçilerimizin tümü “büyük Kürdistan” hayali kurmuyorlar. Kendi kültürlerini yaşatmanın, kendi dilleriyle konuşmanın, yazmanın, müzik yapmanın en doğal hakları olduğunu söylüyorlar. Bu görüşe saygı duyuyor ve en doğal hakları olduğunu düşünüyorum... ??? Amerikalı öğretim üyesi William R. Polk’un NTV Yayınları’ndan çıkan “Irak’ı Anlamak” kitabını bilmem okudunuz mu? Önemli bir başucu kitabı “Irak’ı Anlamak” bence. Polk, Bush yönetiminin Irak’ı, bölgeyi ve tarihini bir türlü anlamadığını vurguluyor kitabında. Diyor ki: “Çoğu kez keskin iç bölünmeler yaşamalarına rağmen, Kürtler öteden beri bağımsız devlet kurma özlemi içindedir ve son yıllarda bu hayali gerçekleştirmeye yaklaşmış durumdadır. Yardım fonları, Türkiye, İran, Suriye ve Arap Irak kesimiyle ticaret sayesinde, hatırı sayılır ekonomik ilerleme sağlamışlardır. Bu da büyük çoğunluğa bağımsızlık yönünde bir dilekçeye imza atma ve ülkelerini Kürt bayraklarıyla donatma cesareti vermiştir.” Acaba bizim ABD’li “Soros çocukları” bu konuda ne düşünüyorlar? İnanın çok merak ediyorum!.. ? Partisinin grup toplantısında, Erdoğan ve AKP iktidarını eleştiri bombardımanına tutan Erkan Mumcu, “Bizim şehit gördüklerimize adam kelle diyor. Bu adam hakkında ‘Müslümandır, şahadete inanır’ denir. Benim kuşkum var. Askerimizin yaptığını vatan bekçiliği değil, rejim bekçiliği olarak gördükleri için verilen canları şahadetten saymıyorlar” dedi. kuşku uyandırsa da Erdoğan’ın “sayın” sözcüğünü “hürmet” olarak söylediğine inanmadığını kaydeden Mumcu, “Ama ‘kelle’ ile gelen cümle vahimdir. Bizim şehit gördüklerimize adam kelle diyor. Bu adam hakkında ‘Müslümandır, şehadete inanır’ denir. Benim kuşkum var. Askerimizin yaptığını vatan bekçiliği değil, rejim bekçiliği olarak gördükleri için verilen canları şehadetten saymıyorlar” dedi. Başbakan’ın oğlunun gemi almasını haberleştiren basın kuruluşlarına yönelik sert tepkisini de eleştiren Mumcu, şu görüşleri dile getirdi: “Neredeyse eline sopa alıp herkesi dövecekti Başbakan. Bunu sormayacağız da ne yapacağız? Senin onda birini yapanlar gittiler Yüce Divan’da hesap verdiler. Basın mensupları, gazeteler hedef alınarak, ‘karın ağrınızı biliyorum’ denilerek alenen şantaj yapılıyor. Rahmetli Özal’ın burnundan fitil fitil getiren basına ne oldu? Dün burs aldığından bugün gemi alıyorsan, bu soru sorulur kardeşim. Kimin gözünü korkutmaya çalışıyorsun? Hesabın karmakarışık olduğu belli.” Erdoğan’ın hesabını veremediği konularda, mahkemeye vererek göz korkutmaya çalıştığını belirten Mumcu, Başbakan’ın kapalı toplantıda türbanlı üniversite öğrencileri için söylediği “peruk taksınlar” sözünü kamuoyuna açıkladığı için, kendisine de tazminat davası açtığını bildirdi. Mumcu, “Hadi, televizyonlara çıksın, ‘Peruk taksınlar demedim’ desin, ben o tazminatın iki katını vereceğim” diye konuştu. İstanbul’da İETT garajının satışına da değinen Mumcu, bu arsanın Dubai Şeyhi Maktum’a daha öncekinin 10 katına satıldığına dikkat çekti. O gün muhalefet olarak ayağa kalktıkları için ihalenin iptal edilip yeniden ihale yapıldığını kaydeden Mumcu, “Hepiniz görmediniz mi Şeyh Maktum, Topbaş ve Erdoğan bu arsanın devri sözleşmesine daha önce de imza atmadılar mı? Neydi fiyatı? 100 milyon dolar. Şimdi 1 milyar YTL ’nin üzerinde. Bunun hesabını kim verecek” görüşünü dile getirdi. Sansür iddiası... Mumcu, AKP’nin, haftada bir gün Meclis TV’den canlı yayımlanan grup konuşmasına bile tahammül edemediğini söyledi. Mumcu, AKP’li belediyelerin, ANAVATAN grup toplantısı olduğu günlerde, vericilerden Meclis TV’nin yayınını kestirdiğini ileri sürdü. Mumcu, bundan sonra zorunlu durumlar dışında Ankara’da olmayacağını, Anadolu’yu karış karış gezerek yurttaşlara iktidarın yaptıklarını anlatacağını söyledi. CHP lideri Baykal’dan Erdoğan’a: Çankaya, Cumhuriyet ile hesaplaşma yeri değil ‘İhtirasının kurbanı olma’ Metin Göktepe ödülleri açıklandı ? İstanbul Haber Servisi “10. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri”nin 10’uncusunu kazananlar açıklandı. Yazılı haber dalında Nokta Dergisi’nden Ahmet Şık’a ödül verilirken Yerel Haber Gazetecilik Ödülü’ne ise gazetemizin Batman muhabiri Arif Arslan değer görüldü. Göktepe Ödül Jürisi, bu yıl Agos Gazetesi’ne Jüri Onur Ödülü verilmesini kararlaştırdı. Ödül töreni, Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan’da İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda gerçekleştirilecek. ? Grup toplantısında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili değerlendirmeler yapan ve “CHP aslında Erdoğan’ı tahrik ediyor” eleştirilerine de yanıt veren CHP Genel Başkanı Baykal, “Sayın Başbakan’ın cumhurbaşkanı olmak istediği açık, teşvik ve tahrike ihtiyacı yok” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Sakın ha, ihtirasının kurbanı olma. Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmak için oraya (Cumhurbaşkanlığı’na) gelmeye kalkma” diye seslendi. Baykal grup toplantısında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili değerlendirmeler yaptı. Seçim tarihinin yaklaşmasına karşın ortada resmen bir aday bulunmadığına dikkat çeken Baykal, “Garip bir tablo. Cumhurbaşkanlığı seçimi kaçılarak yapılmaz, iddiayla yapılır. Bunun altında eziklik yatıyor” dedi. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olmaması gerektiği konusundaki görüşünü yineleyen Baykal, şunları söyledi: “CHP aslında istiyor, tahrik ediyor deniyor. Sayın Başbakan’ın cumhurbaşkanı olmak istediği açık, teşvik ve tahrike ihtiyacı yok. Biz CHP olarak uyarı görevimizi yapıyoruz. Sakın ha, ihtirasının kurbanı olma. Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmak için oraya gelmeye kalkma. Niye olmayacağını 34 madde halinde açıkladım. Hikmetyar’ın bacağına sarılan, vücut diliyle sadakatini gösteren o insan çıkıp Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olacak, valla benim içime sinmiyor. El Kadı’ya kefil olan biri cumhurbaşkanı olmak istiyor. Olmaz, olmamalı.” CHP lideri Baykal, bazı DTP’lilerin Abdullah Öcalan’a “sayın” dedikleri için mahkum olduklarını anımsattı. Başbakan Erdoğan’ın Öcalan’a iki kez “sayın” demesini yargının inceleyeceğini kaydeden Baykal, “5 yıl geçti, zamanaşımı denebilir, onlarla meşgul değiliz. İşin hukuki boyutu ayrı, asıl siyaset boyutu önemli. Cumhurbaşkanı adayının böyle bir sözü edip etmediği önemli. Kazayla söylemişsen, çıkarsın, özür dilersin. 30 bin şehit vermiş insanlara, ‘kelle verdin’ dersen bunu Türkiye’nin hazmetmesi, Başbakan’ın keyfi bozulmasın diye yok sayması mümkün mü?” görüşünü dile getirdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Menderes dönemini arıyoruz’ Baykal, sözlerine yanıt veremeyen Başbakan Erdoğan’ın “Babıâli’den intihal, apartma sözlerle seviye tartışması açıp çukur ima etmeye çalıştığını” söyledi. Baykal, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in HSYK toplantısına katılmasıyla ilgili olarak da “15 Nisan’da seçim yapılacağını söyledi. Hah şöyle, gereken bu. Kaçmanın, kaytarmanın anlamı yok. Taahhüt ilan edildi, tarih geç ama, Sayın Bakan’a inanıyoruz” dedi. ‘Tutuklular baskı görüyor’ ? İstanbul Haber Servisi Mücadele Birliği Platformu üyesi Fatma Yıldırım, 15 Mart tarihinde duruşmadan dönen TKEP/L davası tutuklusu Hüseyin Durmaz ve Hasan Öksüz’ün Kandıra F Tipi Cezaevi’nin girişinde gardiyanlar tarafından fiziki şiddet gördüklerini savunarak, siyasi tutuklular üzerindeki baskıların son bulmasını istedi. İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın açıklamasında Yıldırım, Durmaz ve Öksüz’ün uğradıkları şiddetten sonra hastane sevki edilmek istediklerini ancak cezaevi yönetimi tarafından bu isteklerinin engellendiğini iddia etti. musakart@yahoo.com B AŞBAKAN ERDOĞAN’DAN YİNE ÇOK TARTIŞILACAK SÖZLER ‘Hitler Almanya’sı da laikti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirterek “Türkiye Cumhuriyeti, laik bir devlettir. Yanlış bir ifade, eksik. Tarihe baktığımız zaman tarihte birçok dünya devletleri laikti. Hitler Almanyası da laikti ona bakarsan. Ama Hitler Almanyası’ydı” dedi. Erdoğan, bazı bakanlar, milletvekilleri ve kadın kollarının temsilcileriyle birlikte partisinin Mamak Lale İş Merkezi’nde düzenlenen “3. Yerel Yönetimlerde Kadın Şurası”na katıldı. Törene gelişi sırasında Erdoğan’ı protesto eden iki kişi gözaltına alındı. Konuşmasına başladığı sırada, kürsünün arkasında yer alan bir panodan Erdoğan’ın 1994’te belediye baş hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 AKP Dikili’de ‘atama’ istifaları ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP Dikili İlçe Başkanı Musa Dalga ve ilçe yönetim kurulunun 19 üyesi, partilerinden istifa etti. Dalga, 4 ay önce TEDAŞ İlçe Müdürü İsmail Kütük’ün, itirazlarına karşın AKP Bergama İlçe Yönetimi’nin isteği doğrultusunda başka bir ilçeye atandığını söyledi. Dalga, “O zaman da istifanın eşiğine gelmiştik. Biz müdürün kalmasını istemiştik, olmadı. Şimdi istifa dilekçelerimizi İl Başkanı Ali Aşlık’a ilettik. Kabul edip etmemek yönetimin tercihidir’’ dedi. ERDOĞAN’A ‘AÇIZ’ PROTESTOSU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, DTP’ye yönelik operasyonların bölgede rahatsızlık yarattığını belirten Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan’ı “Teröristlerle işbirliği yapıyorlar. Güvenlik güçleri görevlerini yapacak” diye fırçaladı. Erdoğan grup toplantısındaki konuşmasını bitirdiği sırada konuşmayı dinleyen yurttaşlardan biri ayağa kalkarak “Bizim derdimizi dinleyin, bir aydır Ankara’dayız, açız” diye bağırdı. Yurttaş, güvenlik görevlilerince gözaltına alındı. AKP’nin dünkü grup toplantısının basına kapalı bölümünde söz alan Zeydan, DTP’nin bölgede kan ve itibar kaybettiğini belirterek “Gereksiz operasyon yaparak onları büyütmeyelim, itibar kazandırmayalım” diye konuştu. Zeydan’ın sözlerine sinirlenen Başbakan Erdoğan, “Adamların teröristlerle irtibatı olduğu açık. Teröristlerle işbirliği yapıyorlar. Güvenlik güçleri görevlerini yapacak, teröre prim verilmeyecek. Parti yöneticileri terör olaylarına karışıyorsa güvenlik güçleri gerekeni yapacak, gereken ders verilecek” diye tepki gösterdi. kanlığı mazbatasını aldığı gün çekilen fotoğrafı gösterildi. Başlangıçta arkası dönük olduğu için fotoğrafı göremeyen Erdoğan, alkışların artması üzerine arkasını dönerek tabloya baktı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir, diyoruz. Bakın, bu çok önemli. Bunlardan biri olmadığı zaman, o ülkede devlet noksandır. Biz noksan devlet istemiyoruz. ‘Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir.’ Yanlış bir ifade, eksik. Tarihe baktığımız zaman tarihte birçok dünya devletleri laikti. Hitler Almanyası da laikti ona bakarsan. Ama Hitler Almanyası’ydı. Anayasamızda en güzel tespiti yapılmış: Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Sosyal hukuk devletinde de gideceğiz o fakiri bulacağız. Neyi eksikse ona yardımcı olacağız.” CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear