28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 MART 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Halk ve Ziraat Bankası’nda özelleştirme öncesi siyasi kadrolaşmanın yolunu açacak yasa önerisi 11 ŞÜKRAN SONER İŞÇİNİN EVRENİNDEN Fazla Tamah.. Tamam, ABDAB siyasi liderlerinin istediklerini yaptırabilecekleri, danışmanlarının deyimi ile; “Sifon çekilecek yerde kullanılacak siyasi lider”, kadrolar konumundalar. Bu anlamda dışardan destek, güç alıyorlar. İçerde piyasaların koalisyonlardan ödü patlıyor. Medya tam gaz destek veriyor. Büyük sermaye iktidarda kalabilecek AKP kadroları ile iyi geçinme zorunluluğunu duyuyor. Bir ara İslamcı sermayenin destek görmesine tepki niteliğinde öncelikle TÜSİAD aracılığı ile kimi usturuplu eleştiriler yapılmış olsa da.. Sonradan kapalı kapılar arkasında ne olduysa oldu, TÜSİAD’da yönetim değişikliğinden önce söylem değişti. Şimdilerde tam destek var... Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına kibarca itiraz çıkışları gündem dışı kaldı. Belki hâlâ sermaye ve piyasalar içten içe Erdoğan’ın Başbakan olarak kalmasını istiyorlar. Ama kızdırmaktan korktukları için, Erdoğan ve AKP’ye yönelik kendi çıkar alanlarına ilişkin eleştirileri bile dondurdular. Sendikalar ne zamandır nefes almaktan korkar haldeler. Sesleri, solukları duyulmuyor... Başbakan Erdoğan, AKP kadroları bu tablodan mı güvenli bilinmez, devleti ele geçirme projelerinde giderek daha pervasız çıkışlar yapıyorlar. Toplumda büyüyen cepheleşme, tehdit algılaması umurlarında değil. Sanki meydan okuma halleri var. Bir yanı ile de her istediği olduğunda şımarıklığın dozunu artıran arsız çocuklar gibiler.. Şöyle uzaktan, serinkanlı bakmaya çalıştığımızda, “Zaten cumhuriyet, laiklik adına kaygı duyulan, ılımlı siyasal İslam açık kimliği, radikal İslam ve şeriat düzeni özlemleri ile arasına sınır çekememiş bir siyasal yapılanma, yeni ataklar peşinde iken böylesine dikkatsiz, özensiz olabilir mi?” diye düşünmeden edemiyoruz.. Yani şimdi küçücük bir ayrıntı gibi görülse bile, bir taktik olarak 23 Nisan törenlerinde Meclis Başkanı’nın yerine oturtulacak, çocukluğu bırakın, delikanlılığı bile geçmiş imam hatipli bir gençte diretilmesinin akılcı, medyatik bir yanı olabilir mi? Üstüne üstük milyonları çocuk gibi kandırma adına, imam hatiplilik kavgasını iktidar kimliği olarak benimseyip dünya âleme ilan etme anlamına gelen, direnmenin simgesi bu militan delikanlıdan vazgeçmeyip, 23 Nisan töreninin bir ay ertelenmesinin; kamuoyuna, “seçim taktiği” olarak duyurulmasının mantığı var mı? Ya cumhurbaşkanlığından önce seçime yanaşmayıp, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra biriki ayı bile göze alamamak anlamına gelen, bir son dakika erken seçiminin yoklaması ne anlama geliyor? “Biz anayasaya göre tarafsız bir kurum olarak korunması gereken cumhurbaşkanlığını ele geçirdikten sonra, icraatlarımızın devleti ele geçirme boyutlarını toplum görüp de korkmasın. Tepki olarak seçimlerde partimiz oy kaybetmesin. Çoğunluk iktidarımız elden gitmesin diye hemen seçim..” projesi, AKP kadrolarınca sık sık dillendiriliyor. Başbakan Erdoğan, birinci ağızdan, cumhurbaşkanlığı öncesi erken seçim isteyenlere o kadar ağır hakaretler yağdırdıktan sonra, “Neden olmasın? Bakacağız” diyebiliyor. Tamahın bu kadarı olabilir mi? Başbakan’ın oğlu bu kadar kritik iki seçim arifesinde, hiç sakınca görülmeden gemi satın alıyor. Başbakan pervasız.. bunu hak olarak savunuyor. Zaten kendisi ortak olduğu pazarlama şirketinin ürünlerini iftar sofralarının ardından yoksul evlere dağıtırken de, bunu annesinin ak sütü gibi helal olarak pazarlayabiliyordu. Sonradan kamuoyundan çok fazla eleştiri alınca, demokrasilerde büyük bir haksız rekabet, belki yasal değil ama ahlaki suç olan bu tablo değiştirildi. Ortaklık hisseleri devredildi. Ama Başbakan’ın gazetecilerle özel sohbette, bundan hiçbir rahatsızlık duymayıp, “Sizin yüzünüzden hisselerimi satmak zorunda kaldım. Param boşta duruyor” diye hayıflandığını biliyorum. Şimdilerde oğlunun ücretli çalışırken birden bu büyük zenginleşmesini, kendisi de ömür boyu devlet ücretlisi konumunda iken aile servetinin büyümesini en doğal bir hakmış gibi savunuyor. Besbelli toplumun hesap sorabileceğini aklından bile geçirmiyor. Şimdi azınlık oyu ile Meclis çoğunluğunu almış, milletin değil partinin, hatta liderin vekili parmaklarla istediğini yaptırabilmenin güveninde, anayasal hukuk düzeni, demokrasinin tüm değerleri, cumhuriyet kavramlarının altüst edilmesine yönelik tehdit algılamaları ile dalga geçercesine icraatlar gündemde.. Zaten AKP iktidarında, rejimin, demokrasinin güvencesi kurumlar, güçler ayrılığının çiğnenmesi değil mi en çok kaygı duyulan? Anayasal işlevi, varlık nedeni, iktidar icraatlarının cumhuriyet, anayasa anlamında denetimi görevi olan Cumhurbaşkanlığı Kurumu’nun ele geçirilmesi, tarafsızlığının yok edilmesi değil mi en çok korkulan? Cumhurbaşkanı Sezer icraatları ile AKP hükümetini çok kızdırmış, engel olarak görülmüş, kamuoyunda ise tam tersi, bu anlamda toplumsal güvence kaynağı olmuştu. Şimdi Erdoğan hükümeti üniversiteler, yargı organlarındaki boşalan kadrolar için Sezer’in görev süresi içinde atama yapılmamasını sağlamak üzere çamura yatıyor. Yargı organlarının görev yapamaz konumda olmasına bile aldırılmıyor, sorumlu Bakan, müsteşarı, toplantılara katılmayarak atamaları önlüyorlar. AKP, cumhurbaşkanlığı makamını, yetkilerini de ele geçirdikten sonra partizanca kadrolaşmaya, bu bağımsız olması gereken kurumları ele geçirmeye öylesine kararlı ki.. En kritik bir dönemeçte, birkaç kişinin daha AKP militanı kadrolar olmalarına katlanamıyor. Önce personel ‘özelleşecek’ ? AKP, Halk ve Ziraat Bankası’na, özel bankalar gibi yönetim kurulu kararıyla personel alımının yolunu açan yasa önerisi hazırladı. Öneri yasalaşırsa, Ziraat ve Halk Bankası’na yeni alınacak personel ‘memur’ statüsünde olmayacak. AYŞE SAYIN TOFAŞ’ta yüzler gülüyor TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası AŞ, 2006 yılında brüt faaliyet kârını yüzde 24.8 artırarak net konsolide kârının 81.8 milyon YTL olarak gerçekleştiğini açıkladı. Şirketin 2006 yılında ihracat geliri 2005’e göre yüzde 41.9 artarak 975 milyon Avro’ya yükselirken aynı dönemdeki toplam satış adedi ise yüzde 14.1 artarak 194 bin 687’ye ulaştı. ANKARA AKP, Halk ve Ziraat Bankası özelleştirilmeden, “personelini özelleştirme” yolunu açmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede AKP, Ziraat ve Halk Bankası’na personel alımı için bankaların yönetim kurullarına yetki verilmesi için yasa önerisi hazırladı. AKP Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan tarafından TBMM Başkanlığı’na verilen yasa önerisi, Ziraat ve Halk Bankası özelleştirilmeden, personelin “özelleştirilmesi” ve siyasi kadrolaşmanın da yolunu açıyor. Yasa önerisinin gerekçesinde Ziraat ve Halk Bankası’nda istihdam edilecek personele ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulu’na ait olduğu anımsatılarak, ancak bu iki bankanın artık anonim şirket statüsünde olduğu ve özel bankalar gibi faaliyet gösterdiği kaydedildi. Gerekçede, Anayasa Mahkemesi’nin bu bankaların statüsüyle ilgili açılan bir davayla ilgili Ziraat ve Halk Bankası’nın “KİT statüsünden çıkarılarak, özel hukuk kurallarına tabi anonim şirket konumuna geçirildiği, bankaların yürüttüğü hizmetlerin kamu hizmeti olmaktan çıkarıldığı, dolayısıyla özel hukuk kurallarına göre faaliyet gösteren bankaların personelinin özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılmasının anayasaya aykırı olmadığına karar verdiği” ifade edildi. ArGe personeline vergi indirimi Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ArGe teşvikleri ile ilgili kanun tasarısını Bakanlar Kuruluna sunduklarını belirterek “ArGe bölümünde çalışan elemanların ücretlerinden verginin yüzde 90’ını almayacağız” dedi. Unakıtan Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) genel kurulunda yaptığı konuşmada, otomotiv sektörünü “bizim göz bebeğimiz” diye nitelendirdi. Unakıtan, “Bir çiçek koyarsanız odanıza, o çiçek eğer yerini severse çabucak büyür. Sevmezse havası müsait değilse çürür gider. Yatırım da üretim de böyle.” dedi. OSD Genel Başkanı Turgay Durak, 2006 yılında 14.5 milyar dolar olan sektör ihracatının bu yıl için 16 milyar dolar olarak hedeflendiğini söyledi. Durak, bu yılın üretim hedefinin 1.1 milyon adet araç olduğunu belirtti. Geçen yıl 706 bin adet araç ihraç edildiğini hatırlatan Durak, ihracatta adet olarak 2007 hedefinin 800 bin olduğunu dile getirdi. Oysa, Sabancı’nın Ekonomi Servisi Oyak Grubu’nun Oysa Çimento’daki yüzde 41.09 oranındaki hissesinin 70.8 milyon dolara Sabancı Holding’e satışı için hisse devir anlaşması imzalandı. Oyak’tan İMKB’ye yapılan açıklamada, satışın Rekabet Kurumu’nun izninden sonra gerçekleştirileceği belirtildi. Oysa Çimento’ya ait hazır beton tesislerinin Adana Çimento’ya ekonomik bütünlükleri ile satılacağı belirtildi. Fortis’in zirvesine doğru Ekonomi Servisi Fortis’in global yönetimine Türkiye’den son transfer, Fortis Türkiye Ticari Bankacılık’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Nur Özkan oldu. Fortis’in global yönetimine Türkiye’den Faik Açıkalın, Kaan Cesur ve Murat Ermert dahil olmuştu. Özkan da hem Türkiye’deki ticari bankacılık operasyonlarından hem de Fortis’in dünya çapındaki ticari bankacılık pazar payını ve toplam gelirlerini artırmadan sorumlu. soner@cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 11 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear