Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2007 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB S S B B B B PB 14 15 13 13 16 14 19 14 9 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y S S S PB B 9 11 9 12 11 11 6 2 22 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB B K K K 22 19 13 15 10 7 3 6 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun doğusu yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar kıyılarda yağmur, diğer yerlerde kar şeklinde olacak. Sabah saatlerinde Marmara ile yurdun iç kesimlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı, batı kesimlerde 23 derece artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Y 6 Helsinki K 2 Stockholm K 7 Londra B 16 Amsterdam Y 13 Brüksel PB 11 Paris B 12 Bonn B 13 Münih B 12 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB PB PB Y B B PB 12 16 18 14 16 16 15 16 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB PB Y Y Y Y B B 6 12 6 28 9 23 12 19 15 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu İki Kırmızı Çizgi.. ? Baştarafı 1. Sayfada şındadır. İster ılımlı olsun, ister köktenci olsun, “İslam devleti modeli” demokrasiye aykırı bir düzenden başka bir şey değildir. ? Ancak gerçek şudur ki ülkemizde çok partili düzen laiklik ve bölünmezlik üzerine tartışmalara kaymış ya da kaydırılmıştır; medya bu alanda olumsuz bir role soyunmuş gibidir. Türkiye 2007’de iki önemli seçim yaşayacak; bunlardan birinde Cumhurbaşkanı saptanacak; ikincisinde genel seçim yapılacak. Türkiye bunalım ve belirsizlikten uzaklaşmak, belli bir güven ve istikrara kavuşmak istiyorsa, her iki seçimde de iki kırmızı çizgiyi tartışma zemininden çıkarmak zorundadır. BAŞBAKAN’IN Cumhurbaşkanlığı konusunda tereddüt geçirenler bazı sinemalarda hâlâ oynayan “Kraliçe” filmini mutlaka görmelidirler. Başrolünü Oscar ödüllü Helen Mirren’ın oynadığı o film devlet başkanlığı ile hükümet başkanlığı gibi çok kişinin birbirine yakın saydığı bu iki görevin aslında ne kadar farklı insan tipleri istediğini çok iyi gösteriyor. O görevlere gelmiş çok farklı tiplerin “devlet” gerektiriyorsa sorunlara nasıl çözüm bulabileceklerini de... Bu açıdan bakınca, 1982 Anayasası döneminde daha önce Özal ve Demirel dolayısıyla pek etraflıca düşünülmemiş bir sorunu bu kez derinliğine düşünmek gerekiyor: Sayın Erdoğan Çankaya’ya uyar mı? Daha açıkçası, belediyede, parti genel başkanlığında ve hükümetin başında sergilenen bir “tip” Çankaya’nın gerektirdiği “tip”e nasıl dönüşür? Tabii, bir başbakan ve cumhurbaşkanı adayı için “tip” sözünü kullanmak bi AÇI MÜMTAZ SOYSAL Kraliçe ve Başbakan raz yakışıksız kaçıyorsa da, Sayın Başbakan dolaylı biçimde bir devlet başkanı, yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hem de Kurucu Cumhurbaşkanı için aşiret yaşamına alışılmışlıktan söz ederken aynı “tip” sözcüğünü kullandığına göre, hiç değilse bu durumda pek kusura bakılmayacaktır herhalde. onuya girmeden ve sırası gelmişken, genellikle çok kişinin, özellikle de hukuk ve siyaset bilimiyle yeni tanışan öğrencilerin zihinlerini kurcalayan bir soruyu biraz deşmekte yarar var: İngiltere başta olmak üzere demokrasileri nispeten eski sayılabilecek Kuzeybatı Avrupa ülkelerinde niçin hâlâ krallıklar, kraliçelikler var? Temel neden, oralardaki devlet başkanlığının hayli yetkisiz bırakılıp simgeselleştirilmiş olmasıdır. Bununla birlikte, devletin sürekliliğini, ulusun bütünlüğünü temsil etmek gibi azımsanmayacak görevleri yanında, hükümdarın hükümet değişikliklerini kurallara uygun gerçekleştirmek, kendi deneyim ve öğütlerinden siyasileri yararlandırmak gibi işlevleri de ihmal edilemez. Dolayısıyla çocukluğundan beri iyi “terbiye” almış, “gün görmüş eyyam geçirmiş”, edepli konuşmayı ve yerinde davranmayı bilen T K insanların erdemi devlet başkanlığı için yabana atılacak bir unsur değildir. Bazen magazin sayfalarına sıçrayan saray skandalları ya da Prenses Diana olayı gibi sıra dışı olaylar olsa da, istisnalar bu kuralı bozmaz. ürkiye’de şimdi karşı karşıya kalınan olasılığın siyasal ve hukuksal yönleri bir yana, asıl düşündürücü olması gereken püf noktası da galiba tam buna benzer açılardan önem kazanıyor: Örneğin, kızgın anlarında askerlikten söz ederken, vatandaş yakınması dinlerken ya da muhalefete yanıt yetiştirirken kulaklara pek hoş gelmeyen sözcükleri ağzından kaçırmış bir “tip”i Cumhuriyet kurucusunun koltuğuna oturturken biraz daha özenli davranmak gerekmez mi? Daha başka nedenleri de saymaya kalkanlara “Canım, işte demokrasi bu!” diye karşılık verenler çıkacaktır elbet. Siz yine de o filmi görün. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY mumtazsoysal@gmail.com Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıldönümü, gerçekleştirilen coşkulu törenlerle kutlandı C Zulme karşı isyanın adı ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıldönümü, emperyalizme karşı mücadelenin doruğa çıktığı yerde gerçekleştirilen törenlerle kutlandı. Kurtuluş Savaşı’nın meşalesinin yakıldığı boğazın iki yakasındaki törenlerde, Çanakkale Savaşları’nın aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasını ortaya çıkardığı vurgulandı. 18 Mart Stadı’ndaki törenlerde konuşan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Mustafa Kemal’i dünya bu topraklarda tanıdı.Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözü bu topraklarda yazıldı” dedi. Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıl dönümünde, ilk olarak Cumhuriyet Alanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu. 18 Mart Stadı’ndaki törenler, Vali Orhan Kırlı, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Erhan Akporay ile Ülgür Gökhan’ın, altın madalyayı Törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Çanakkale şehitlerine yakışan o aydınlık Türkiye idealine ulaşmamıza çok az zaman kalmıştır. Bunu bütün Türkiye’ye ilan ediyoruz” dedi. Törende konuşan Kurmay Yarbay Ömer Soysal ise Çanakkale şehitlerine şöyle seslendi: “Aziz şehitlerimiz; sizler, yaptığınız kahramanlıklarla, vatanın bölünmezliğine, milletimizin birlik ve beraberliğine, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığına, Atatürk ilke ve devrimlerine yönelecek her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede sarsılmaz inancımıza ve tükenmez gücümüze ilham kaynağı oldunuz. TSK’nin her ferdi, emanetinizin tüm değerlerine sahip çıkarak gerektiğinde hiç düşünmeden tıpkı sizlerin zamanında yaptığı gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, yüce milletimizin ve kutsal vatan topraklarının bekasıyla dünya barışı için canlarını seve seve feda etmeye hazır olarak beklemektedir’’ İzmir’deki törenler ise Kadifekale Şehitliği’nde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Vali Vekili Celalettin Eran, Ege Ordu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık ve şehit yakınlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Törende, şehitliklere, üzerine karanfillerle “Siz toprağa değil, kalplere gömüldünüz” yazılan çiçek bırakıldı. Balıkesir’deki törende, şehit annesi Fikriye Evrenos, Devlet Bakanı Mehmet Aydın’a, terör sorununu çözemedikleri ve şehit ailelerine “başınız sağ olsun” demedikleri için çıkıştı. Nihat İlhan 44 yıl sonra KKTC’de LEFKOŞA (Cumhuriyet) Kıbrıs’ta, tarihe ‘Kanlı Noel’ olarak geçen katliamda karısı ve 3 çocuğu Rumlar tarafından öldürülen emekli tabip asker Nihat İlhan, 44 yıl sonra ilk kez Ada’ya gitti. Havaalanı çıkışında kalabalık bir grup tarafından “Şehitler ölmez” sloganları ile karşılanan İlhan, Kıbrıslı Türkler gibi kendisinin de bu trajik olayı hiç unutamadığını anlattı. İlhan, Kıbrıs Türkü’nün sonsuza dek özgür yaşaması dileğinde de bulundu. Daha sonra Girne’de “18 Mart Şehitleri Anma Günü” dolayısıyla düzenlenen törene katılan İlhan, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanı Korgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ile birlikte Boğaz Şehitliği’ne çelenk koydu. Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıldönümü etkinlikleri kapsamında yeniden düzenlenen Namazgâh Tabyaları’nın açılışı yapıldı.Açılış öncesi İkinci Kolordu Komutanlığı askerleri Çanakkale Savaşı’ndan bir kesit sundu. (Fotoğraf: AA) Orgeneral Yaşar Büyükanıt, TSK’nin her türlü tehdidi ortadan kaldıracağını vurguladı ‘Cumhuriyeti yaşatacağız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dünyanın sayılı güçlerinden biri olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırarak ulusun bekasının, bölgesindeki barış ve huzurun vazgeçilmez güvencesi olmaya devam edeceğini bildirdi. Orgeneral Büyükanıt, “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sonsuza kadar yaşatacağız” diye konuştu. Büyükanıt, 18 Mart Şehitler Günü nedeniyle yayımladığı mesajında, Türk vatanının ve milletinin ebedi varlığı ile devletin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden şehitleri, 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla şükran ve rahmetle andığını belirtti. Büyükanıt, şunları kaydetti: “Ulusumuzun tarihi her sayfası altın harflerle yazılmış destanlarla doludur. Bu destanların yazarı Niğbolu’da, Varna’da, Kosova’da, Çaldıran’da, Mohaç’ta, Çanakkale’de, Gaziantep’te, Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da, İnönü’de, Sakarya’da, Afyon’da, ‘bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmiş’ kahraman şehitlerimiz ile gazilerimizdir. Çanakkale’de teknik üstünlük yurt ve ulus sevdası karşısında bütün anlamını yitirmiş, zafer mertlikle kucaklaşmış, ölüm şehit olmakla yüceltilmiştir. Türk ulusunun Atatürk’e kavuştuğu muhteşem bir zaferin adı olan Çanakkale, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘önsözü’dür. Çanakkale, düşmanın zannettiği gibi öylesine bir savaş ve sıradan bir ölüm yeri değildir. Çanakkale,Türk’ün bitti sanılan askeri gücünün tükenmediğini, koşullar ne kadar ağır olursa olsun, iyi yönetildiği takdirde, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güç ve inanca sahip bulunduğunu dünyaya kanıtlamıştır.’’ Başbakan Erdoğan, partinin içi de dahil olmak üzere pek çok kesim tarafından yadırganan anket için şu tanımlamayı yaptı: ‘Bu bizim üslubumuz. Böyle bir yöntemle çalışmalarımızı yapacağız...’ AKP hükümetinin tipik davranış biçimlerinden biri. Yerleşmiş kuralları, hatta yasayla çerçevesi çizilmiş yönetim anlayışlarını bir kenara iten AKP’liler, bu ve benzeri sorulara şu yanıtı veriyorlar: ‘Yasa öyle diyebilir... Eskiden böyle olmuş olabilir... Ama, bize göre şu şekilde...’ AKP’de her şeyin ‘bize göre’si var! Erdoğan da bu anlayışın ürünü olarak cumhurbaşkanı adayını seçme yönteminin ‘kendi üslupları’ olduğunu söyledi. ??? Bu ‘üslup’ ile seçime gidilirse, anayasayı falan bir kenara bırakalım; Erdoğan’ın cumhurbaşkanını seçme takvimi şöyle görünüyor: 1. Adayların belirlenmesine bir ay kala Erdoğan’ın yanı sıra 4 aday adayı anketi yapılır. 15 gün kala yine Erdoğan’ın yanı sıra başka bir 4 adayla anket yapılır. 2. Bu anketlerle parti içinde genel merkeze kafa tutmaya kalkan örgütlerin ve kişilerin olup olmadığı kesinleştirilir. 3. Anayasada belirtilen 10 günlük aday olma takviminin ilk günü en zayıf aday adayı başvurdurulur. 5 gün böyle devam eder, 5 aday olur... Kamuoyu bu isimlerle oyalanırken aday adaylarından biri geri çekilir. Kafalar iyice karışır... 4. Adaylık için son günden bir gün önce binlerce kişilik anketlerden Erdoğan’ın yüzde 105 oranında oy aldığı, affedersiniz bu yüzde 105 çok abartılı oldu; yüzde 95 destek gördüğü açıklanır. 5. AKP’liler Erdoğan’ı aday göstermeyen yüzde 5’in demokrasi göstergesi olduğunu ballandıra ballandıra anlatır... 6. Erdoğan da ballandıran zehri içiyorum, der. Israrlara dayanamayıp, kendisini Köşk’e kurban eder! 7. Bu sürece itirazı olan kişi ya da devlet kurumu olursa, onları millet iradesine saygı göstermemekle suçlar ve anketleri anımsatır. ??? Erdoğan’ın kafasında yukarıdakine benzer bir seçim takviminin olduğu anlaşılıyor. Kamuoyuna yön veren pek çok kişi de bu takvimin bazı sapmalar olsa da aynen işleyeceği düşüncesinde. Çok zorlama ve dayatmacı bir takvimle karşı karşıyayız. Bir söz vardır: Kişinin en zayıf anı, kendisini en güçlü hissettiği andır! Erdoğan’ın parti örgütlerinde yaptırdığı anket, özünde bir meydan okumadır. Parti içindeki öteki güç odakları dahil; herkese karşı... Belki de Erdoğan kendi kendine şunu bile söylüyordur: O kadar güçlüyüm ki, bu anketi odunlarla yapsam, onlar bile aynı şeyi söyler! Siyasette büyüklük, sadece alınan oyla ölçülmez. O siyasi yapının toplumsal, kurumsal taban genişliğiyle de ölçülür. Erdoğan, kendisini ‘en güçlü kişi’ olarak gördükçe yalnızlaşıyor... Saadet Partisi de dahil olmak üzere, Meclis’in içinde ve dışında Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimi takvimine sıcak bakan, normal karşılayan parti yok... Sızan bilgiler gösteriyor ki, Erdoğan’ın ‘bizim üslubumuz böyle’ dediği Köşk takvimini parti içinde de onaylayanların sayısı çok fazla değil... Mademki Erdoğan böylesine kendine dönük bir yol tutturdu, o ünlü şiirimizi de günümüze uyarlamak şart görünüyor: Sana dar gelmeyecek koltuğu kimler yapsın Hem Köşk’ü hem Konut’u versek sığmazsın! ankcum?cumhuriyet.com.tr Barış ve huzurun güvencesi Büyükanıt, şehitlere söyle seslendi: “Sizler, yaptığınız kahramanlıklarla Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, Atatürk ilke ve devrimlerine yönelecek her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede, sarsılmaz inancımıza ve tükenmez gücümüze ilham kay nağı oldunuz. Sizlerden aldığımız güç ve ilhamla, özgürce yaşadığımız vatan toprakları üzerinde demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sonsuza kadar yaşatacağız. Binlerce yıllık tarihi boyunca kendisine verilen bütün görevleri başarıyla gerçekleştiren, nice büyük zaferler kazanan TSK, dün olduğu gibi, bugün de dünyanın sayılı güçlerinden biri olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırarak yüce ulusumuzun bekasının, bölgesindeki barış ve huzurun vazgeçilmez güvencesi olmaya devam edecektir.Aziz şehitlerimiz, temiz kanlarınız ile suladığınız vatan topraklarında rahat uyuyunuz.” BAKIRKÖYLÜLER ÇANAKKALE’DE Bakırköy Belediyesi, önceki gün Çanakkale Şehitliği’ne ziyaret düzenledi. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Bakırköy Belediyesi gezisine katılan alan kılavuzları adına Selim Meriç plaket verdi. Şehit torunu Günsel Okyar’ın Çanakkale Savaşı’nda şehit olan Bakırköylülerin isim listesini vermesi Erzen’i duygulandırdı. Erzen, “Bu vatanı böldürmeyiz, kimseye de vermeyiz. Kimse de umutlanmasın” dedi. (Fotoğraf: RANA ERDEN) Mutafyan: Destansı zafer ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Çanakkale Savaşları’nın Türkiye tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran bir zafer destanı olduğunu bildirdi. Mesrob II, yayımladığı mesajda şunları kaydetti: “Gayrimüslim askerler de Mehmetçikle birlikte omuz omuza bu vatan için düşmanla savaşmışlardır. Bu gayrimüslimler arasında Amasyalı Yüzbaşı Armenak Efendi,Yüzbaşı Dikran Efendi,Yüzbaşı Dikran Kasabyan Efendi gibi birçok Ermeni kökenli asker kanlarını bu vatan için dökmüştür.” Yurttaşlar Anıtkabir’e akın etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 18 Mart Şehitleri Anma Günü nedeniyle Ankara’da binlerce yurttaşın katıldığı etkinlikler düzenlendi. Ankara’daki ilk tören Anıtkabir’de düzenlendi. Anıtkabir’de saat 10.00’da başlayan törene, Ankara Valisi Kemal Önal başkanlığındaki heyetin, Atatürk’ün mozolesine, kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan çelenk bırakmalarının ardından, saygı duruşunda bulunuldu. Önal ve beraberindeki heyet, daha sonra Misakı Milli Kulesi’ne geçti. Anıtkabir’deki törenlere Ankara ve çevre illerdeki garnizonlardan çok sayıda askerin ailesiyle birlikte katıldığı gözlendi. Anıtkabir’i gün boyunca binlerce yurttaş ziyaret etti. Cebeci Askeri Şehitliği’nde düzenlenen törene, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Orhan Yöney, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Atilla Işık, Ankara Valisi Önal ile şehit yakınları ve gaziler katıldı. Törende, bir şehidin yazdığı şiirin okunması sırasında bazı komutanlar ile şehit yakınları gözyaşlarını tutamadılar. Orgeneral Cömert, daha sonra Şeref Defteri’ni imzaladı. Şehit mezarlarını gezen Cömert ve beraberindekiler, şehit yakınlarıyla sohbet etti ve mezarlara karanfiller bıraktılar. Başkentteki bir diğer tören de, Çankaya Köşkü’nde yapıldı. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve beraberindeki sporcular, Gelibolu’dan getirdikleri toprak, deniz suyu ve Türk bayrağını Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e sundu. Sezer, dolayısıyla yayımladığı mesajda şunları kaydetti: “Ulusal bütünlüğümüze zarar verecek söylem ve eylemler asla amacına ulaşamayacaktır.Tekil devlet yapımıza saldıranlar, ortak tarihsel ve kültürel değerlerimizi vurgulamak yerine yapay ayrılıklar yaratmaya çalışanlar tarihin tozlu ve kara sayfalarında kaybolacaklardır.Türk ulusu, şehitlerine verdiği şeref sözünün her zaman arkasında durarak tüm güçlüklerin üstesinden gelecektir. Atalarımızın emaneti olan yurt topraklarını sonsuza değin koruyacak, çağdaşlaşma çabalarını sürdürecek, laik ve demokratik Cumhuriyeti yeni eserlerle daha da yücelterek, geleceğe taşıyacağız. Bu, gururumuz ve kıvanç kaynağımız şehitlerimize borcumuzu ödeyebilmenin tek yoludur.” Etkinlikler kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı’nda da bir tören düzenlendi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümamiral Baha Eren,benzeri saldırıların geçmişte olduğu gibi gelecekte de yinelenebileceğini belirterek, “Ne var ki 18 Mart’ı unutarak böyle bir saldırıyı göze alabilecek düşmanlar, karşılarında bu kez Silahlı Kuvvetleri bulacaklardır” diye konuştu. Şehitlikte anma töreni İstanbul Haber Servisi Çanakkale Zaferi’nin 92. yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla Edirnekapı Şehitliği’nde tören düzenlendi. Törene katılan şehit yakınları, şehit mezarlarına karanfiller ve mektuplar bırakırken gözyaşlarını tutamadı. Törende Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın mesajı okundu. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği İstanbul Şubesi Başkanı ve şehit eşi Gönül Alpaydın ise yaptığı konuşmada, şehitlerin bıraktığı mirasın korunacağını dile getirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Vatan Caddesi üzerinde bulunan yerleşkesindeki yemekhanesinde yaklaşık 200 şehit ailesine yemek verdi. Anıtkabir’i dün gün boyu binlerce yurttaş ziyaret etti. (AA) CUMHURİYET 08 K