25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 2007 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y PB PB PB PB PB PB 11 13 14 11 20 20 22 22 12 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB PB PB B PB PB 11 14 12 14 14 17 16 10 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S B B B B B B B S 18 21 16 19 14 16 7 8 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun bazı bölgeleri az bulutlu ve açık, zamanla batı bölgeleri parçalı ve çok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren kıyı Ege yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Sabah saatlerinde yurdun iç ve doğu kesimlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta artacak. Rüzgâr kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta, yurdun kuzeybatı kesimlerde kuvvetlice esecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB PB B B B Y Y 7 3 5 14 11 12 12 6 4 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y PB PB Y PB 11 13 20 11 14 14 17 16 28 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y B K B PB B Y Y A 6 12 1 16 9 9 13 29 22 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu Garip Bir Tablo... ? Baştarafı 1. Sayfada Sağlık çalışanları, özlük haklarını ve atama mevzuatını değiştiren yasayı protesto etti GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Çoğunluğu elinde bulunduran siyasal iktidar eleştirilmiyor; ülkedeki olumsuzluklar, özgürlük yoksunluğu, yazar yargılanmalarındaki sorumluluk, dış politikadaki başarısızlıklar ve her tür siyasal ve yönetimsel kusurlardan ötürü medya çoğunlukla ana muhalefeti, yargıyı, askeri, üniversiteleri ve Cumhurbaşkanlığını suçlamaya dönük yayınlar yapmaktadır. Oysa demokrasilerde, olan biten her şeyden muhalefet ve bürokrasi değil iktidar sorumludur. ? Bu garip tablonun nedenleri bir başka yazının konusudur. Ancak şu çelişki çarpıcı biçimde meydandadır: AKP Hükümeti, İşçi Partisi liderinin İsviçre’de haksız biçimde yargılanması olayındaki ulusal ve tarihsel boyutların farkında bile değildir. Türkiye’nin çıkarlarını savunup korumaktan yoksun bir hükümete sahip olmak talihsizliğini çarpıcı boyutlarıyla yaşıyoruz. Ankara’da ‘Beyaz Eylem’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin sağlık çalışanlarının özlük hakları ile atama mevzuatını değiştiren “Torba Yasa”sına sivil toplum örgütleri düzenledikleri “Beyaz Eylem” ile tepki gösterdi. Yurt genelinden yoğun katılımın gerçekleştiği eylemde Türk Tabipleri Birliği Başkanı (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Sağlık Bakanlığı’nın Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı eleştirerek “Sağlık çalışanlarının özlük hakları ile yoksul halkımızın sağlık hakkı tekelci güç odakları tarafından gasp ediliyor. AKP iktidarı bu sömürüye taşeronluk ediyor” dedi. Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, Türk Diş Hekimleri Birliği, KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Hasta Hakları Savunma Derneği, Tıp Öğrencileri Komisyonu, Türk Hemşireler Derneği, sağlık ocakları görevlileri ile çeşitli sivil toplum kuruluşu üyelerinin düzenlediği “Beyaz Eylem” binlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. Miting için kentin dışından 113 otobüsün Ankara’ya geldiği bildirildi. Yurttaşlar, ilk olarak sabahın erken saatlerinde Hipodrom’da toplandı. Buradan, Talatpaşa Bulvarı’ndan geçerek Sıhhiye Meydanı’na yürüyen yurttaşlar, ellerinde “Sağlık Haktır”, “Sağlıkta Özelleştirmeye Hayır”,“IMF’ye Değil, Sağlığa Bütçe’’ ve “Kadrolaşma Sağlığa Zararlıdır’’ yazılı pankart ve döviz taşıdılar. Yurttaşlar “Parasız Eğitim, Parasız Sağlık”, “Sağlıkta Yıkımı Durduralım”, “Sağlık Hakkı Satılamaz”, “Sağlık Ocakları Kapatılamaz” şeklinde sloganlar attılar. türk Eğitim Hastanesi’nde tabip odası yöneticilerinin üstüne özel güvenlik görevlilerini saldırtıyorlar’’ dedi. AKP’nin, Türkiye’nin sağlık sorunlarının hekim sayısının yetersizliğinden kaynaklandığını ileri sürdüğünü belirten Gürsoy, Türkiye’ye hekim ithal edilmeye kalkışıldığını kaydetti. Gürsoy, AB ülkeleri içinde hekim sayısı bakımından Türkiye’nin en alt sırada olduğunun savunulduğunu da kaydederek “Oysa o listede Türkiye’den sadece iki sıra yukarıda İngiltere var. Oradaki kimse hekim eksikliğinden söz etmiyor’’ dedi. Gürsoy, eleştirdikleri sistemin uygulamaya konulması durumunda ise en azından prim toplama tabanının yoksulluk sınırının üstüne ya da asgari ücretin iki misli düzeyine yükseltilmesi gerektiğini belirtti. 14 Mart’ta iş bırakma eylemi Sorunlarına sahip çıktıklarını göstermek için 14 Mart’ta iş bırakacaklarını bildiren Gürsoy, bu tarihte sadece acil hastalar, reanimasyon ve kanser hastaları ile çocukların bakımını yapacaklarını söyledi. Prof. Dr. Gürsoy, yurttaşlardan 14 Mart’ta hastanelere gelmemelerini isteyedi. Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Celal Korkut Yıldırım, SES Genel Başkanı Köksal Aydın ile DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası Başkanı Doğan Halis’in yaptığı konuşmaların ardından sanatçı Suavi bir konser verdi. Eylemin sonunda katılımcılar 14 Mart Tıp Bayramı’nda yapılacak olan “Sağlık hakkı, özlük hakkımız, iş güvencemiz, mesleki onurumuz için G(ö)revdeyiz” adlı eylemlerini duyurdular. Ankara’daki “Beyaz Eylem” binlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. Miting için kent dışından 113 otobüsün Ankara’ya geldiği bildirildi. (AA) Yürüyüş boyunca yaklaşık 3 bin 500 polisin önlem alması ise dikkat çekti. Miting katılımcıları Sıhhiye Meydanı’na kontrol noktalarında üstleri aranarak geçirilirken, burada Prof. Dr. Gürsoy bir konuşma yaptı. Hükümetin sağlık alanında izlediği siyaseti eleştiren Gürsoy, “Neoliberal dünya sisteminin direktifleri doğrultusunda sağlık hizmetleri acımasız piyasa kurallarına teslim ediliyor’’ dedi. Türk halkının sağlığı üzerinden bilerek ya da bilmeyerek uluslararası ilaç ve teknoloji tekellerine kaynak aktarmayı içine sindirenlere karşı seslerini yükseltmek için toplandıklarını dile getiren Gürsoy, mücadelenin, sadece sağlık çalışanlarına yönelik hak arama çalışması olmadığını, sağlık çalışanlarının özlük hakları ile yoksul halkın sağlık hakkının aynı tekelci güç odakları tarafından gasp edildiğini söyledi. AB ile entegrasyona öncülük ettiğini vurgulayan AKP iktidarının, işyerlerinde yaptıkları oda faaliyetlerine bile tahammül gösteremediğini kaydeden Gürsoy, “Ankara’nın orta yerinde kadrolaşma ataklarıyla ideolojik bir üs haline getirilen Ata AÇI C ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: MÜMTAZ SOYSAL İktidarın Paçası DİLLERİN EFENDİSİ Türkçenin ne güzel deyimleri var. Bunlardan biri de “paçayı kaptırmak” sözü: Rastgele giriştiğiniz bir işten ve iyi düşünmeden yarattığınız bir durumdan daha sonra sıyrılmak isteseniz de kurtulamazsınız. Bugünkü iktidarın sıkıntılarından bazısı öyle. Gerçi sıkıntıların başlangıcı daha öncelere uzanıyor ama, AKP’yi yöneten kadro, içli dışlı öğütlerle bazen acemilikten, bazen hırstan kendilerini öyle durumlara soktular ki, ortaya çıkan sonuçları gördükten sonra bile bir türlü kurtulamıyorlar; hatta daha da kötü durumlara sürüklenmekteler. Ya paça yırtılacak, ya pantolon gidecek. ıbrıs eski sorun. AKP yaratmadı, devraldı. Ama, şeytana uyup AB üyeliği yolunda mesafe almak için Denktaş’ı dışlayıp Talât’la işbirliği yaparak ödün vermeye kalkışılınca, Türkiye’den kopmak ve Rumlarla birlikte bir an önce AB’ye tam üye olmak hevesi taşıyan Kıbrıslılara paça kaptırıldı. CTP yönetimi “iki devletli” bir çözümü hedefleyen klasik Ankara çizgisinin dışına çıkıp “Lokmacı barikatı” denen yerde birleşmeci girişimlere yönelmek istiyor. Önce, askerin uyarılarını dinlemeden,Türk tarafındaki barikat yıkıldı. Şimdi de Rumların kendi barikatlarını yıkması kamuoyuna büyük başarı diye yutturulmak isteniyor. Oysa, Rum Yönetimi, o kapının açılması için Türk ve KKTC bayraklarının indirilmesi, mayınların temizlenmesi ve en önemlisi Türk askerinin çekilmesi gibi koşullar koşma fırsatını yakalamış oldu. Paça, ancak KKTC’nin yok sayılması anlamına gelen bu adımlar atılırsa kurtarılabilecek. Loizidou davasındaki hüküm, sırıtan siyasal niteliğiyle, aslında Avrupa İnsan Hakları mekanizmasının yüzkarasıydı. AKP iktidarı, kesin karşı tavır takınıp sağlam temellere dayalı ve iyi yürütülürse kazanılabilecek bir hukuk kampanyası açmak yerine kararı kabullenip tazminatı ödemek yolunu seçti. Vakit kazanmak için yaratılan yarım yamalak “iç hukuk yolu” önerme girişimi dışta rağbet görmeyince, hem KKTC Anayasası’yla çelişen yeni değişiklikler yapmak zorunda kalındı, hem de yeni davalarla paça iyice Rumlara kaptırıldı. Paça artık Avrupa hukukunu hınzırca yönlendiren yabancı kurtların dişleri arasında. Kurtulması, adanın kuzeyine göçen Türklerin sokağa atılmasına bağlı. aça, başka konular açısından da AB’ye de kaptırılmış durumdadır. Tam üyelik görüşmeleri bir an önce başlasın ve AKP içte değiştirmek istediklerini o süreç sayesinde değiştirebilsin diye, Başbakan ya da Dışişleri Bakanı yerine devlet bakanına attırılan bir imzayla paça AB’ye kaptırılıp “limanlar açılsın” sorununa çanak tutulmuş oldu. Şimdi ya limanlar açılıp yıllardır tanınmayan Rum Yönetimi’ne meşruluk kazandırılacak, ya da paça yırtılıp tam üyelikle birlikte suya düşecek. Tarikat üyesi siyasi liderler var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan insan hakları raporunda, Türkiye’de tarikatların etkinliğine vurgu yapılıyor. Raporda, “Sufi ve diğer dinseltoplumsal tarikatlar ve cemaatler resmen yasak. Ancak bunlar aktif ve yaygın. Birçok önde gelen siyasi ve toplumsal lider, tarikatlar, cemaatler ve diğer İslami cemiyetlerle bağını sürdürüyor” deniliyor. Bunun yanı sıra raporda Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı ve bürokrasideki laiklik yanlılarının, İslamcılara karşı mücadele ettiği vurgulanıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nca 192 ülke hakkında yayımlanan raporun Türkiye kısmında özellikle dini konularda ilgi çekici unsurlar yer alıyor. Dinsel toplumsal yapıların resmen yasak olduğunun vurgulandığı raporda, tarikat ve cemaatlerin “aktif ve yaygın” olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, “Birçok önde gelen siyasi ve toplumsal lider, tarikatlar, cemaatler ve diğer İslami cemiyetlerle bağını sürdürüyor” ifadesi kullanılıyor . Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın “Accor Hotels” projesi kapsamında Zeytinburnu Sahil Yolu’nda inşa ettiği İbis Marmara İstanbul Oteli ve Novotel’in açılış töreni dün gerçekleştirildi. Akfen Yönetim Kurulu Başkanı Akın “810 yılda 700 milyon Avro yatırımı tamamlayacağız” dedi. (Fotoğraf: AA) K kendisinin aday olmaması. Bu mantığı sürdürürsek sürpriz olmayan durum şu: Kendisinin aday olması! Erdoğan bu açıklamasının hemen öncesinde de Baykal’a çağrı yapmış, ‘ya sen adaylığını koy ya da adayını açıkla’ demişti... Gidiş o ki, Erdoğan ve çevresi Cumhurbaşkanlığı seçimini papatya falına dönüştürme havasında. Böylesine ciddi bir konuyu bile sulandırmak, içini boşaltmak, birbiriyle çelişen açıklamalarla bulanık hale getirmek istiyorlar. TBMM önümüzdeki ay 11. Cumhurbaşkanını seçmek için düğmeye basacak. Önceki seçimlerin gösterdiği bir gerçek var: Cumhurbaşkanı olma şansını elde eden kimse bunu bir başkasına bırakmadı! Bu gelenek devam ediyor ve Erdoğan Köşk’ü başkasına bırakmamak için her şeyi yapmak istiyor. Ancak gelişmeleri tümüyle kendisinin yönlendiremeyeceğini düşünüyor. Bu nedenle de büyük bir endişe içinde... ??? Erdoğan’ın papatya falına doğal olarak yakın çevresi de katılıyor. Kendisine çok yakın, bütün varlığını Erdoğan’a adamış bir danışmanı çıkıyor, diyor ki: ‘Bahse girerim, aday olmayacak!’ En az onun kadar Erdoğan katında makbul bir başka danışman, aynı kararlılıkla sesleniyor: ‘Bahse girerim, aday olacak!’ Bu bahislerin arasına AKP’nin Meclis Başkanı Bülent Arınç giriyor: ‘Yeni Cumhurbaşkanı halka hizmet eden biri olacak!’ Maliye Bakanı da az geriden bağırıyor: ‘Başbakan işaret eder, biz de onu seçeriz...’ AKP bu oyunu 16 Nisan gününe kadar sürdürmeyi, o gün bir oldubittiyle süreci hızlandırıp 11. Cumhurbaşkanını seçmeyi planlıyor. Bu planın bir parçası da doğal olarak medya. Önceki cumhurbaşkanı seçimlerinde gelişmeler çok yönlü ele alınır, değişik açılardan olasılıklar öne çıkarılırdı. Bu kez Erdoğan’ın etrafında döndürülüyor. Medya ve iş dünyasından Erdoğan’ın aday olmamasını isteyenler bile görüşünü ancak şu yaklaşımla anlatabiliyor: ‘Başbakanlığı o kadar başarılı, o kadar başarılı ki, bırakırsa memlekete yazık olacak. Onun hizmetlerinden mahrum kalmak istemiyoruz...’ ??? Bu tartışmaların bir tarafı eksik: Toplum... Gerçi Başbakan arada bir ‘adaylık sürecinde sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alacağız, onları da dinleyeceğiz’ diyor ama, kimi dinleyeceğini biliyoruz! Gerçek anlamda bir bütün olarak toplumun konuya bakışı da önemli... Cumartesi günü Bursa Kitap Fuarı’ndaki ve devamında Bandırma’daki söyleşimin konusu şuydu: Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde Türkiye! Her iki söyleşinin de ilk bölümünde görüşlerimi açıkladım, ikinci bölümde soruyanıtlarla katılımcıları dinledim. Bursa’da Muazzez İlmiye Çığ ve erozyon dede Hayrettin Karaca da görüşlerini ortaya koydular. Ortak kaygı şuydu: Mutlaka, ama mutlaka bir şeyler yapmalı... Dünkü yazımızda yer alan önerilerin devamı olarak, Ankara’da Meclis’in etrafında toplanma düşüncesi ayrıca öne çıktı. AKP, toplumu hiçe sayarak, ben yaptım oldu, diyerek cumhurbaşkanı seçemez. İlle de seçeceğim derse, o kişi Türkiye’nin değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olacaktır. Papatya falı, Erdoğan aday olacakolmayacak gibi görünüyor ama, belki de derinliklerindeki papatya falı şu: Aday olmayacakolamayacak, olmayacakolamayacak... ankcum?cumhuriyet.com.tr İstanbul’da inşa edilen iki otelin açılışı yapıldı SUNDAY TIMES GAZETESİ: Akfen, 700 milyon Askari 2003’ten Avro yatırım yapacak beri casustu İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’da yapılan uluslararası turizm şurasında çıkan sonuca göre geçen yılın ocak ve şubat aylarına göre turist sayısında yüzde 18’lik bir artış olduğunu belirterek, “Turizmde bu yıla iyi girdik. Fevkalade bir durum yaşanmadığı takdirde bu yılın çok iyi geçeceğini görüyoruz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan dün Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın “Accor Hotels” projesi kapsamında Zeytinburnu Sahil Yolu’nda inşa ettiği İbis Marmara İstanbul Oteli ve Novotel’in açılış törenine katıldı. Erdoğan, İstanbul’da yapılan bir işin, harcanan emeğin Türkiye’ye yansımasının mutlaka olduğunu belirterek “İstanbul’da yatırım artıyorsa, istihdam artıyorsa Türkiye’de de artıyor demektir. Bu açılışını yaptığımız otelleri de sadece İstanbul için değil Türkiye için önemsiyorum” dedi. Erdoğan, özel sökter ile güç birliği yaparak yatırım hamlesi başlattıklarını anlatarak, “Önce devleti yatırımcılara köstek olmaktan çıkarıp, teşvik yasaları ile vergi indirimleri ile ülkemizi uluslararası küresel yatırım için cazip hale getirdik. Ülkemizde yatırım yapmak artık büyük risk anlamına gelmiyor. Sıkıntılar var, farkındayız, bunları da aşacağız. Ekonomide güven ve istikrar var, değişim noktasında ise milletimizin kararı iradesi var” diye konuştu. Köktendinci tehdit Bunun yanı sıra raporda bu siyasi ve toplumsal liderlere karşı, laik diğer kesimlerin mücadele yürüttüğü de anlatılıyor. Raporda, “Ordu, yargı ve bürokrasideki laiklik yanlıları, İslami köktendincilik yanlılarına karşı mücadele vermektedir” değerlendirmesinde bulunulurken, Milli Güvenlik Kurulu’nun da köktendinci hareketleri kamu güvenliği bakımından “tehdit saydığı” anlatılıyor. Üniversite ve devlet dairelerindeki başörtüsü yasağını konu eden rapor, türban takmakta ısrarcı olan hemşire ve öğretmenlerin işyerlerine alınmamasının yanı sıra disiplin cezası aldıklarına dikkat çekiyor. Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin öğretmen Aytaç Kılınç ile ilgili olarak aldığı “öğretmenlerin okul dışında türban takmasının da sakıncalı olduğu”na yönelik karara yer veriliyor ve bu durum Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in öldürülmesiyle doğrudan ilişkilendiriliyor. Raporda, imam hatipliler de yer alırken, ailelerin çocuklarını imam olsun diye değil, kapsamlı din eğitimi alsın diye bu okullara gönderdiği belirtiliyor. Çanakkale’ye davet Erdoğan, görev süresini çivi bile çakmadan geçiren çok hükümet gördüklerini dile getirerek, özel sektörün Türkiye’nin hızlı değişimine katkısının da çok büyük olduğunu söyledi. 2013 yılı sonu itibarıyla Türkiye’ye 38 milyon turist gelmesini hedeflediklerini belirten Erdoğan, “Turizmcileri Çanakkale’ye davet ediyorum. Gelibolu’daki tarihi eserlere, kurtuluş mücadelesinin geçtiği bölgeye yaptığımız yatırım 30 trilyonu aştı” dedi. Açılış töreninde konuşan Akfen Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın da “Otellerimiz 5 yıldızlı olmadığı için eleştirildik.Ancak otellerimizin sadece fiyatları 5 yıldızlı değil hizmet kalitesi 5 yıldızlı. 25 ilde de çalışmalarımız var. Önümüzdeki ay Eskişehir’deki otelimizin açılışını yapacağız. 810 yılda 700 milyon Avro yatırımı tamamlayacağız” diye konuştu. Törene İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da katıldı. P LONDRA (ANKA) İstanbul’da esrarengiz bir biçimde kaybolan eski İran Savunma Bakanı Yardımcısı emekli General Ali Rıza Askari’nin, 2003 yılından bu yana İran’ın aleyhinde casusluk yaptığı öne sürüldü. The Sunday Times gazetesi, Askari’nin halen Almanya’daki bir NATO üssünde sorguya çekildiğini belirtirken İran’ın istihbarat örgütünün de Askari’nin bir “köstebek” olmasından kuşkulandığı iddiasına da yer verdi. Ali Rıza Askari’nin kaybolması olayı, Batı medyasını meşgul etmeyi sürdürüyor. İngiltere’de pazar günlerinde yayımlanan The Sunday Times gazetesi de, İranlı kaynaklara dayanarak Askari’nin yıllarca İran’ın aleyhinde casusluk yaptığını, casusluk çalışmalarının da 2003’te yurtdışında yaptığı bir seyahatten sonra başladığını savundu. İngiliz gazetesi, Askari’nin halen Almanya’daki bir NATO üssünde sorguya çekildiğini de yazdı. Askari’nin kaçışının da, Askari’nin deşifre edileceğinin belli olmasından sonra Batılı istihbarat ajanslarınca düzenlendiğini kaydeden gazete, İran’ın istihbarat örgütünün Askari’nin “köstebek” olmasından kuşkulandığının sanıldığını da belirtti. Yakınları da İran dışında Gazete, Askari’nin kaçışının organize edilmesinin birkaç ay aldığını, en az 10 yakınının ülkesinden çıkarılması gerektiğini belirtti. Askari’nin iki oğlu, bir kızı ve birkaç torunu olduğuna işaret eden gazete, tüm yakınlarının İran’ın dışında olduklarına inanıldığını yazdı. mumtazsoysal@gmail.com CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear