26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2007 PERŞEMBE 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN AKP, 2004’te çıkan Maden Yasası’nın veto edilmemesi gerekçesiyle Petrol Yasası’nda ısrar edecek Seçimler, Seçenler Seçilenler, Atananlar Seçim yılı olan 2007’nin hemen başlarında, artık eskilerin deyimiyle “seçim sath–ı mailine” (seçim eğik yüzeyine) girdik. İktidar kanadında olsun, muhalefette olsun, seçim ile ilgili açıklamalar, seçim ile ilgili programlar, daha doğrusu program benzeri ayaküstü oluşturulmuş niyet açıklamaları yapılmaya başlandı. Seçim, hep biliyoruz demokrasinin onsuz olmazı, zorunlu koşulu, ama yeterli koşulu değil. Yani iktidarların halkoyuyla belirlenmediği rejimler demokrasi değiller. Seçimin olması kesinlikle şart. Ama iktidarların seçimle belirlendiği bütün rejimler de demokrasi olmayabiliyorlar. Seçimin dürüst olması da illa yetmiyor, rejimin demokrasi diye adlandırılmasına, aynı zamanda seçimle oluşan iktidarın erkini anayasaya, hem de demokrasilerin artık evrenselleşmiş yazılı kurallarına, teamüllerine ve yine evrenselleşmiş, anayasaların da üstünde olan uluslararası anlaşmalarda belirtilmiş insan haklarına uygun bir biçimde kullanmasına bağlı oluyor. Seçim yani iktidarın cumhurun oylarıyla belirlenmesi cumhuriyeti oluşturuyor, İran İslam Cumhuriyeti’nde olduğu gibi, ama onun erkini demokratik kurallara uygun, insan haklarına uygun kullanmaması halinde, o cumhuriyet demokratik olamıyor, yine İran İslam Cumhuriyeti’nde olduğu gibi. Bütün bunlar demokrasinin ABC’ si, “Peki de bunu burada ikide bir neden tekrarlıyorsun?” derseniz, “Bu gerçek hâlâ ülkemizde çoğunluk tarafından anlaşılamadığı için” yanıtını vermek durumunda kalırım. ??? Her neyse, biz daha oralara kadar varmayalım ve seçim aşaması üzerinde biraz duralım. Bir seçimin, anlam ifade etmesi için, halkın özgür iradesinin yansıması olması gerekir. Yerel ve genel seçimlerde halk sandık başına gidip yarışan adaylardan kendisince en uygun bulduğuna oy verir. Türkiye’de acaba bu anlamda bir seçim oluyor mu? Her partide genel başkanının mutlak egemen olduğu düzende, aslında tek adamlar ve çevrelerinde yine kendi oluşturdukları dar çember, adayları önceden saptamaktadır. Seçmenin önüne gelen adaylar, partilerin tabanından gelen eğilimleri yansıtmayıp, egemenlerin isteklerini göstermektedirler. Böylelikle hem cumhuriyet hem de demokrasi açısından zorunlu olan, seçen ile seçilen arasındaki bağlantı kopmakta, seçmen oy vereceği partinin egemeninin atadığı kişinin atanmışlığını oyuyla onaylamaktadır. Bu sonradan gelen onay, atanmışın atanmışlık durumunu değiştirmemekte, onu seçilmiş konumuna yükseltememektedir. Böyle olunca da, atanmışlığın halkoyuyla onanmasından sonra da seçilen ile seçen arasındaki bağlantı kurulamamaktadır. ??? Bu durumda kimilerinin pek sevdiği pek fazla kullandığı, “atanmışlar – seçilmişler” ayrımı gerçekte bizim sistemimizde bulunmamaktadır. Siyaset sahnemizden bir yıldız gibi kayan, bağımsız, özgür tutumuyla, kendisini atayacak bir lider peşinde koşmayı reddettiği için siyasetten çekilmek zorunda kalmış olan eski bakanlardan Hasan Denizkurdu, kendisi ile yaptığım bir televizyon söyleşisinde, şu noktaya özenle dikkati çekmişti: Evet, bu durumda atanmışlar ve seçilmişler ayrımından söz etmenin anlamı yoktur. Hatta diyebiliriz ki, atanmışların yasayla, tüzükle belirlenmiş atanma kriterleri, seçilmiş adı altında karşımıza çıkanlarınkinden daha da nesneldir. Görüyorsunuz, seçimin ardından iradenin nasıl kullanıldığı sorununa kadar bile varamadan, daha seçimin kendisine takılıp kalıyoruz, seçimleri, atanmanın onanmasından başka bir anlam taşımayan, seçimli ama demokratik olmayan düzenimizde. Bu durum değişmeden daha ne kadar çok seçim yaparsak yapalım, bunların hiçbir kıymeti olmayacaktır. Burada bir tek şey söylenebilir: “Hiç değilse parti liderinin seçiminde bir özgürlük söz konusudur. Onun seçtiklerini onarken, onun kişiliğini onaylamış da oluyoruz.” Bu görüş de doğru değildir, çünkü parti içinde lideri seçenler, o partiye oy veren seçmenler değil, partide liderlerin atadıkları kişilerdir. Onların seçimleri de, atadıkları tarafından yapılmaktadır. İşte böyle bir oyundur bizim demokratik seçimlerimiz. Buyurun biraz da buradan yakın! Petrolde elmaarmut hesabı ? Hükümet, Cumhurbaşkanı Sezer’in Türk Petrol Yasası’ndaki vetosunu, iki yıl önce çıkarılan Maden Yasası’nın veto edilmemesi gerekçesiyle göz ardı edecek. Oysa iki yıl önce çıkarılan Maden Yasası, Petrol Yasası’nın özelliklerini taşımıyor. MURAT KIŞLALI Görüşme bugüne ertelendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği Türk Petrol Yasası’nın Sanayi ve Ticaret Komisyonu’ndaki görüşmeleri bugüne ertelendi. TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu, dün gündemdeki yasa tasarısı ve önerilerini görüşmek üzere toplandı. Sezer’in veto ettiği Türk Petrol Ya sası, gündemin birinci sırasında olmasına karşın bugüne ertelendi. Komisyon Başkanı Soner Aksoy, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkmenistan’da, Bakanlık Müsteşarı Sami Demirbilek’in de ABD’de olması nedeniyle yasanın görüşmelerinin ertelendiğini açıkladı. 2’ye düşürülmesini, “haklı bir gerekçeye dayanmaması” nedeniyle veto etti. Maden Yasası’nda ise yapılan değişiklik ile maden şirketlerinin kârından alınan devlet hakkı, maden türüne göre satış tutarından yüzde 2 veya 4 şeklinde alınmaya başlandı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Torun, “Uygulama sonunda devlet geliri pek düşmedi. Çünkü maden şirketleri kârlarını göstermeyerek kaçırıyorlardı, şimdi kaçıramıyorlar” dedi. ? Sezer, yasa ile petrol ve doğalgaz bulunan bölgelerde il özel idarelerine ANKARA Hükümet, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen Türk Petrol Yasası’nı, “2004’te çıkarılan benzer nitelikteki Maden Yasası’nın veto edilmemesi” gerekçesiyle aynen geri gönderme kararı aldı. Buna karşın Sezer’in Petrol Yasası’ndaki veto gerekçelerinin Maden Yasası için geçerli olamayacağına işaret ediliyor. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, “Madencilik 1954 yılından itibaren zaten özel sektöre ve yabancılara kayıtsız olarak açılmıştı” dedi. Cumhurbaşkanı Sezer’in Türk Petrol Yasası’nı veto gerekçeleri ve bu gerekçelerin 5 Haziran 2004 tarihli Maden Yasası ile karşılaştırması şöyle: ? Cumhurbaşkanı Sezer’in veto gerekçeleri arasında, eski Petrol Yasası’nda bulunan “milli menfaatlar” ile “memleket ihtiyacı” kavramlarının yeni Türk Petrol Yasası’ndan çıkarılması yer almıştı. Buna karşın 2004’te değiştirilen 1954 tarihli önceki Maden Yasası’nda benzer ifadeler yer almıyordu. Üstelik stratejik olarak kabul edilen bor madeni için yasada ayrı düzenleme yapıldı. ? Sezer’in bir başka gerekçesi, Türk Petrol Yasası’nda “yürürlüğün geriye doğru işletilmesine” ilişkin geçici 1. madde idi. Yine 5 Haziran 2004 tarihli Maden Yasası’nda, bu içerikte bir madde yer almamıştı. ? Sezer, Türk Petrol Yasası’nda devlet hissesinin yüzde 12.5’ten yüzde devlet hissesinin yarısının bırakılmasına yönelik maddeyi veto etti. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Torun, Maden Yasası’ndaki ilgili düzenlemeyi şöyle açıkladı: “Önceki Maden Yasası’nda taşocakları, kum, çakıl gelirlerinden bir pay ve bundan da önemlisi bunların ruhsat harçları zaten il özel idarelerine kalıyordu. Yeni yasada taşocakları Maden Kanunu kapsamına alındı. Böylece serbestleşme değil, merkezileşme oldu. İl özel idareleri ‘Ciddi kaynak kaybımız oldu’ diye itiraz edince, tüm madenlerden elde edilen devlet hakkının yüzde 50’sinin il özel idarelerine aktarılmasına karar verildi. Ancak taşocaklarından yüzde 4, diğer madenlerden yüzde 2 devlet hakkı olduğu için aslında il özel idarelerinin payı düştü. Şimdi zaten AKP, buradan yerel yönetimin bir rant kaybı olduğu için taşocaklarını yasadan çıkaracak yasal düzenlemeyi Meclis’ten geçirmek istiyor.” PETROLE SİVİL TEPKİ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ÇEVRE BAKANI PEPE ‘Türkiye’de yasayla, Irak’ta savaşla yağma’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sivil toplum örgütleri, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in kısmen iade ettiği, ancak hükümet tarafından Meclis’ten aynen çıkartılacağı öğrenilen Türk Petrol Yasası’nı eleştirirken, Petrolİş Sendikası üyeleri de, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü önünde yasayı protesto etti. Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Prof. Dr. Arif Nacaroğlu “Petrol Yasası ile bu ödünler verilmezse sanki ‘Türkiye’de savaş bölgesinin içine çekilecek’ gibi tehdit mi var, diye düşünmeye başladım. Çünkü maddelere bakınca, aklı başında hiç kimsenin vermeyeceği ödünler var. Bu milletvekillerine buna onay verdirten güç nedir, merak ediyorum” diye konuştu. Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Uğur Gönülalan da “Biz, gelen dört maddenin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun dışında da Kabotaj Kanunu kapsamında yabancı mühendislerin çalışmasına ve kara ve deniz alanlarındaki ruhsatlarda yürürlük tarihleriyle ilgili yasadaki çifte standarda da karşıyız” dedi. Petrol Mühendisleri Odası Başkanı Mete Topgüden ise “İtiraz ettiğimiz tarafları var, ama aynen geçer diye düşünüyoruz. Çok yanlış yapıyorlar” değerlendirmesinde bulundu. ‘Kyoto’nun altından kalkamayız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün CHP ve AKP milletvekillerinin önergeleri doğrultusunda küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin etkilerinin araştırılması için komisyon kurulmasına karar verilirken Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin açıklamaları dikkat çekti. Uzmanların uyarılarına karşın İstanbul’un su sıkıntısı bulunmadığını savunan Pepe, Kyoto Protokolü’nün gerekleri konusunda da “Bu sorumluluklar, Türkiye’nin bugün altından kalkabileceği, üstesinden gelebileceği durumlar değildir” değerlendirmesini yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda önceki akşam AKP’li Fatma Şahin, CHP’li Mehmet Nuri Saygun ve Yakup Kepenek’in Meclis araştırma önergeleri birleştirilerek görüşüldü. Bakan Pepe, önergelere destek verdiklerini vurgularken küresel ısınma ve iklim değişikliğinden en fazla su kaynaklarının etkileneceğini kaydetti. Pepe, Kyoto Protokolü’nün imzalanması istekleri konusunda da şu görüşleri dile getirdi: “Aslında meselenin çok önemli bir tarafı var ki Türkiye, Kyoto’ya bugün imza attığı anda, Türkiye’nin durumunun Mısır’dan, Cezayir’den, Tunus’tan, Bahreyn’den, Pakistan’dan veyahut da bir başka ülkeden bir farkı var; o da, Türkiye olarak OECD ülkesi ve EkB listesinde olması münasebetiyle birtakım sorumlulukları var. Bu sorumluluklar, Türkiye’nin bugün altından kalkabileceği, üstesinden gelebileceği durumlar değildir. Dolayısıyla, Türkiye, evet, 1990 yılından 2004 yılına kadar geldiğimizde görüyoruz ki Türkiye’nin emisyonları 170 milyon tondan 296 milyon tona gelmiştir.” namikzafer@yahoo.com AKP’nin oy oranı düşüyor Şubat ayının ilk günlerinde yapılan ankete göre Meclis’e AKP ve CHP’nin yanı sıra MHP ve DYP de giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Partilerin seçim hazırlıkları hız kazanırken şubat ayının ilk günlerinde yapılan bir anketten, hemen yapılacak bir seçimde Meclis’e AKP ve CHP’nin yanı sıra MHP ve DYP’nin de gireceği sonucu çıktı. Türk Bilgi Danışmanlık ve Araştırma kuruluşunun şubat ayının ilk günlerinde 10 büyük ilde yaptığı anket, partilerin durumlarına ilişkin yeni ipuçları verdi. Anket, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Gaziantep, Mersin, Kayseri, Konya ve Samsun’da 1489 kişiyle yapıldı. Ankete katılanlara “Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusu yöneltildi. Anketten, hemen yapılacak bir seçimde AKP’nin oylarının 2002 seçimlerine göre düşeceği, CHP’nin yerini koruyacağı ve MHP’nin yükseleceği yönünde sonuç çıkarken, oyların dağılımı şu şekilde oluştu: “AKP 26.62, CHP: 18.66, MHP: 14.14, DYP: 11.89, GP: 6.34, DEHAPDTP: 4.38, ANAV ATAN: 5.46, Saadet Partisi: 5.14, DSP: 3.53, Diğer: 3.84.” ‘Yeni yasaya gerek yok’ Petrolİş Sendikası üyeleri de düzenlemeyi TPAO önünde protesto etti. Petrolİş Sendikası Ankara Şube Başkanı Mustafa Özgen, TPAO önünde yaptığı açıklamada, “Irak’ta savaş yoluyla gerçekleştirilenlerin, Türkiye’de Petrol Yasası ile gerçekleştirilmek istendiğini’’ söyledi. Özgen, “Sendikamız, ülkemizin yeni bir Petrol Yasası’na ihtiyacı olmadığını, mevcut yasanın bazı maddelerinin güncelleştirilmesi suretiyle ülkemize büyük yararlar sağlanacağı kanaatini taşımaktadır’’ diye konuştu. asirmen?cumhuriyet.com.tr BAŞKANLAR KURULU TOPLANDI Eğitimİş’ten Köşk uyarısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Eğitim İş 1. Dönem 3. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde, Türkiye’nin ABD’nin uyguladığı saldırgan politika nedeniyle tehlikelerle karşı karşıya olduğu vurgulandı. 34 Şubat tarihlerinde Yol İş Sendikası Genel Merkezi’nde, 32 il ve 28 ilçe olmak üzere 60 başkanın katılımıyla yapılan toplantının ardından hazırlanan bildirgede, şu görüşlere yer verildi: “Türkiye emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını vermiş bir ülke olarak ABD’nin ve AB’nin emperyalist planlarında hiçbir şekilde rol almamalıdır. AB’nin talepleri ulusal çıkarlarımıza ters düşmektedir. Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü, Cumhuriyetin temel değerlerini tehlikeye sokmamalı ve AB ilişkilerini askıya almalıdır. AKP yine siyasal gücüne dayanarak cumhurbaşkanını tek başına belirlemek istemektedir. Cumhuriyetin temel niteliklerini benimsemeyen hiç kimse Atatürk’ün koltuğuna oturmamalıdır. Sendikamız, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü savunan bölücü, ırkçı ve gerici politikalara karşı direnen tavrını artırarak sürdürecektir.” KYOTO’DA ZİRVE Umut Vakfı, çocukları bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarını hızlandırdı ‘Oyuncak silaha hayır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Son günlerde artan şiddet olaylarına dikkat çeken Umut Vakfı, “Çocukları Oyuncak Silahlardan Arındırma” projesinin çalışmalarını hızlandırdı. Toplumda barışı sağlamayı ve şiddete yönelik sorunları ortadan kaldırmayı hedefleyen Umut Vakfı, 2002 yılının ekim ayında başlattığı projede şiddetin eğitim, hukuk, sosyal alandaki yönlerini ele alıyor. Çocukların oyuncak silahlarla buluşmasının engellenmesini isteyen vakıf yetkilileri, yurttaşları şidde Türkiye’den Akyürek davetli KONYA (AA) Japonya’nın Kyoto kentinde gerçekleştirilecek Dünya Belediye Başkanları Zirvesi’ne Türkiye’den sadece Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek davet edildi. Zirvede küresel ısınma ve çevre konularının ele alınacağı bildirildi. Zirveye sadeceKonya’nın davet edilmesinin çok anlamlı olduğunu dile getiren Akyürek, Konya bölgesinin küresel ısınmadan en fazla etkilenecek yerler arasında bulunduğunu bildirdi. Akyürek, zirvede yenilenebilir enerji kaynakları konulu bir konuşma yapacağını belirterek, “Bu konuda yaptıklarımız ve yapacaklarımızı anlatacağız. Örnek bazı çalışmalarımız var. Örneğin rüzgâr ve termal enerji kaynakları üzerinde çalışıyoruz. Bunları anlatacağız. Ayrıca küresel ısınmaya yönelik görüşlerimizi aktaracağız” dedi. ? Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, çocuğun oyuncak silahla ilişkisinin, oyuncak silah algısının ileriye dönük barış ve uzlaşmacı bir anlayış ve tutuma kanalize edilmesi amacıyla, ebeveynlere ve anaokulu öğretmenlerine yönelik eğitimler gerçekleştirmeyi amaçladıklarını söyledi. tin önlenmesi konusunda daha duyarlı olmaya çağırıyor. Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, 2002’den bu yana faaliyetlerinin hız kazandığını belirterek çalışmalarını şöyle anlattı: “Önce, konuyla ilgili uzman ve bilim adamlarının katıldığı bir atölye çalışması düzenledik ve katılımcı uzmanların görüşlerini öğrendik. Sonrasında 26 Nisan 2003 tarihinde İstanbul Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda, yoğun bir katılımla ‘Çocukları Oyuncak Silahlardan Arındırma Şenliği’ gerçekleştirdik. Oyuncak silaha sahip çocuklara, oyuncak tanımının masumiyetine sığmayan bu aletleri terk etmeleri için çağrıda bulunduk.” Dedeman, bu şenlikten sonra “6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Kanunu ile Oyuncak Yönetmeliği İrdeleme Komisyonu ve Oyuncak Yönetmeliği İrdeleme Alt Komisyonu” oluşturula rak hukukçular ve uzmanlarca yeni bir oyuncak yönetmeliği önerisi hazırlandığını ifade etti. Hazırladıkları raporu yetkili mercilere ulaştırdıklarını söyleyen Dedeman, bir sonuç alınmamasından yakınıyor. Hukuki anlamda topluma yön verecek bir değişimin zeminini oluşturabilmek için “Türkiye’de Oyuncak Silah ve Kurusıkı Silahların Hukuki, Sosyal ve Ekonomik Durumu” konulu bir arama toplantısını bu yıl içinde gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirten Dedeman, ayrıca ebeveynlere ve anaokulu öğretmenlerine yönelik eğitimler gerçekleştirmeyi amaçladıklarını ve her iki proje için de çalışmalara başladıklarını söyledi. CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear