26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ŞUBAT 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA ÇANKAYA’YI TEMİZ TUT, TÜRKİYE’Yİ KİRLETME! 17 Bugün Sevgililer Günü’ymüş... “Töreye yarın devam ederler!” SON yılların gündeminde yer alan, son günlerin de sıcak tartışması “ırkçılık” ve “milliyetçilik” konusunda Bülent Esinoğlu şöyle diyor: “Milletlere ve kültürlere karşı olmak, ırkçı milliyetçiliğin kaynağıdır. Irkçı milliyetçilik Kürt, Türk, Laz, Çerkez diye halkları kendi arasında ayırır. Emperyalizmin yutabileceği küçük parçalara böler. Onun için ırkçı milliyetçiliğe emperyalizm milliyetçiliği de denir. Diyelim ki ırkçılar, bölücülük yaparak farkına varmadan emperyalizmin aracı haline geliyorlar. Ama nasıl oluyor da sosyal demokratlar, emperyalizmin maşası durumuna düşüyorlar? Şöyle ki; sosyal demokrasi, kapitalizm ile bütünleştikçe kültürel, demokratik ve sol milliyetçiliğe karşı oluyor. Yani bir anti emperyalist içerik olmadığı için yabancı ile bütünleşiyor; ‘Hepimiz Ermeni’yiz’ diyerek Amerikan PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Marul Savaş Ünlü: “Dünyadaki kuraklık için bizimkiler, manav tezgahına bakıp ‘yok’ diyorlar.” Ya ğ m u r E k i m Küçük parçalar Büyükelçisinin arkasından yürüyebiliyor. Kendinizi milliyetçi sanırsınız ama emperyalizmin vatanınıza yaptığı saldırıyı görmezden gelir, hatta onunla kolayca işbirliği yapabilirsiniz. Bazı medya gruplarının Amerika’ya teslim olması bundandır. Bunu çıkarlarının bütünleşmesi ile de izah edebilirsiniz. Ama emperyalizm yurda girmese idi, böyle bir menfaat bütünleşmesi ortamı olmayacaktı, sonunda da vatanı savunur hale geleceklerdi. Kurtuluş Savaşı sürecinde olduğu gibi, emperyalizme karşı milliyetçilik ayırıcı değil birleştiricidir. Tarikatçı kesimin emperyalizm ile bütünleşmesine bakarsak; tarikatların ve dincilerin, 18. ve 19. Papadopulos meydan okumuş. Erdoğan da gazel okuyor... Hariçten! Okul Gülhan Elmas: “Devlet okullarını satıp o parayla Başbakan, çocuklara dağıtsın diye Çin’den ‘oyuncak plastik okul’ alacaklar!” yüzyılda ortaya çıkan milliyetçiliğe karşı olduklarından emperyalizm ile işbirliği yapmaları daha kolaydır. Ortaçağın ideolojisini ve kültürünü temsil eden bu kesime, hem milliyetçiler hem de sol ve sosyalistler karşıdır. Dincilerin iktidarı ve varlığını sürdürebilmesi emperyalizm ile bütünleşmesinden geçer. Ancak sınırlar ve hatlar, keskin ve belirgin değildir. Bu sosyal gruplar bazen aynı, bazen de farklı düşünür. Ayrışma, emperyalizmin yurda girmesinden sonra başlar. Milliyetçilik halkçılıktan koparılır, geriye sadece ırkçılığa dönüşmek kalır. Sosyal demokratların sol ve antiemperyalist içeriği yok edilir ve beynelmilelciliği öne çıkarılır. Ortaçağ kültüründen ayrışan liberaller ve sosyal demokratlar emperyalizmin yanında yer alır. Türkİslam Sentezi, milliyetçiliği halkçı içeriğinden koparmak için tedavüle konmuştur. Amaç, Atatürk milliyetçiliğini Ortaçağ ideolojisi ile sulandırmaktır.” Osman Gerçektürk’ü Tanımak Vatandaş Osman Gerçektürk, her sabah saat 7.00’de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açar. Puffy yorganını kaldırır, Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giyer. WC’ye uğradıktan sonra banyoya geçer. Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu alır, Colgate ile dişlerini fırçalar, Rowenta fan ile saçlarını kurutur. Braun electronic ile tıraşını olduktan sonra yüzüne Aramis’in after shave’ini sürer, koltuk altlarına Gucci For Men deodorant sıkar. O gün de öyle yaptı, sonra Van Lack gömleğini, Pierre Cardin takımını giydi, boynuna Valentino kravatını bağladı. Ayakkabı seçiminde bir süre Dexter ile Clark’s arasında gidip geldikten sonra Sebago’da karar kıldı. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Geç kalıyordu, eşine ‘çav’, çocuklarına da ‘bye’ deyip çıktı, Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, sevdiği bir rock müziği buldu. Ağzına bir First çiklet attı. Şehrin göbeğindeki Mega Center’daki ofisine varınca, Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel’e girdi. Ofisboy’dan Nescafe’sini istedi. Saat 10.00’a doğru açlığını yatıştırmak için bir grissini yedi. Öğlen Wimpy’s Fast Food kafeteryaya gitti. Ayaküstü, maxi boy bir Coca Cola içip iki de hamburger atıştırdı; ardından bir Camel yakıp Star’ı okumaya başladı. Akşamüzeri iş çıkışı Image Bar’a uğrayıp bir duble on the rocks JB’sini içti, sonra köşedeki Shopping Center’a uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kâğıdı, Sprite gazoz ve bir küçük şişe Johnson kolonya alarak kasaya yanaştı. Ödemeyi Bonus kartıyla yapıp eve doğru yola çıktı. Eşi kapıda karşıladı Osman Bey’i. Ertesi gün, Türklerin “Sevgililer Günü” adı altında kutladıkları St. Valentine’s Day’di. Birbirlerine armağanlarını almak üzere Canyon’a gittiler, showroomları gezdiler. Osman Bey eşine bir çift Kinetix ayakkabı, o da kocasına Lee Cooper bir blue jean satın aldı. Eve döndüklerinde eşi Outdoor dergisini karıştırırken bir gazetenin verdiği TV Guide’a göz atan Osman Bey, kanallar arasında zapping yaparak First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programları dolaştı. Saat 22.00’ye doğru TRT 2’de Türk Dili üzerine bir panel başladı. Göz kapakları ağırlaşan Osman Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken iyi bir gün geçirmiş olmaktan ötürü çok mutluydu. “Ne mutlu Türküm diyene!” diyerek gerindi, yatağına girdi, uyudu. Osman Gerçektürk 47 yaşında, liseyi İngilizce eğitim veren bir kolejde, üniversiteyi de Boğaziçi’nde okumuş, kazancı yerinde bir işletmecidir. Politikacıları çok “sığ” bulduğundan politikayla pek ilgilenmez. Ama Türklüğü ile övünen sıkı bir milliyetçidir. Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığına, Pakistan dışında tüm dünya ülkelerinin Türkiye’ye karşı düşmanca duygular beslediğine yürekten inanır. Dolayısıyla ülkesine ve ülkesinin herhangi bir yurttaşına karşı yabancıların gösterdiği her olumlu yaklaşımı kuşkuyla karşılar. Örneğin, 2006 Nobel Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verilmesini hiç içine sindirememiştir. Bu seçimin, Ermeni lobisinin tezgâhladığı bir komplo olduğunu düşünür. Zamanı olsa kitaplarını da okuyacaktır Orhan Pamuk’un, ama hiç zamanı olmamıştır, olamamaktadır, fakat buna rağmen onun neler yazdığını tahmin etmektedir. İyi bir eş, iyi bir babadır Osman Gerçektürk. Her türlü özveriyi göze alıp iki çocuğunu da özel bir kolejde okutmaktadır. İkisi de başarılıdır; onlara söz vermiştir, birini işletme, öbürünü de halkla ilişkiler okumak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderecektir. Spora, özellikle de basketbol ve futbola ilgi duyar. Çoğu geceler kalkıp TV’de ABD NBA ligindeki basket maçlarını izler, Utah Jazz’i tutar. Futbolda favorisi İngiltere’dir, yıllardır Manchester United’in “hastası” dır. Hrant Dink’in cenaze töreninde açılan “Hepimiz Ermeniyiz!” yazılı pankartlara çok içerlemiş, bunun yeni bir “Ermeni oyunu” olduğunu düşünmüştür. İşyerindeki beş arkadaşıyla birlikte bir protesto mektubu kaleme almış, içeriği “Niçin hepimiz Türk değil de Ermeni olalım?” biçiminde özetlenebilecek mektubu internette “vatansever” faaliyet gösteren yedi ayrı siteye göndermiştir. 301. madde konusundaki görüşleri çok açık ve kesindir: AB’nin tuzağına düşmemeli, tek sözcüğüne bile dokunulmamalıdır. Onu daha yakından tanımak isterseniz çevrenize dikkatli gözlerle bakın, biraz uykulu da olsa mutlaka oralarda bir yerdedir. Ona, “Hi, friend!” diye daha iyi anladığı dilden seslenin, birden yakınlaşıverecektir size… Onu tanıyınca, onun gibi düşünenleri de daha iyi anlayacaksınız, eminim. I hope so, yani… (eposta: dkavukcuoglu?superonline.com) SESSİZ SEDASIZ (!) Küçükmustafapaşa Parkı İSTANBUL Fatih’teki Küçükmustafapaşa Parkı’na Kadir Has Üniversitesi tarafından bir sağlık ocağı yaptırıldığı söyleniyor. Semt sakinleri önce yeni bir hizmet alacakları için memnun oluyor ama sonra farklı bir duyum alıyorlar: Üniversite, belediye için yapacağı sağlık ocağı karşılığında parka kendisi için de spor salonu yapacak! Park, semt çocuklarının tek oyun alanı. Zaten çocuklar, inşaat nedeniyle yaklaşık bir aydır yollarda, otomobillerin arasında koşturup duruyor. Üstelik bu nasıl inşaatsa hafriyat Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Tuz Zehra Top: “Tuz Gölü’ne Konya’nın kanalizasyonu dökülüyormuş. Her şeyin neden kokuştuğu belli oldu.” Akif Kökçe: “Batılılar, Doğuluların dilini aksanlı konuştuğu zaman ‘ilginç’, Doğulular, Batılıların dilini aksanlı konuştuğuz zaman ‘cahil’ oluyor.” Aksan işleri hep gece saatlerinde, karanlıkta yapılıyor. İnşaatın bir tabelası bulunmuyor. Ayrıca, inşaatı denetleyen bir belediye görevlisini ortalıkta gören yok. Kaldı ki bu bölge tarihi alan; nereyi kazsanız Bizans döneminden eser çıkıyor; parktaki gece kazılarından ne çıktığını kimse bilmiyor. Semt sakinleri ne yapsın; Fatih Belediyesi’ni arıyorlar. Kendilerine bir muhatap bulamıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvuruyorlar. Kapı duvar. AKP’nin şeffaflığı işte bu kadar! Derin devlet, demokrasinin boyunu aşar mı? ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ‘Kanlı Pazar’dan Dersler En gençleri 50’lerinin ikinci olabilirdi. Nitekim yine aynı hükümetin yarısını yaşayan “68 kuşağı”mız için belki de en “öğretici” traje İçişleri Bakanı Faruk Sükan, gazetelerdeki “yobaz katiller”in dinin 38. yıldönümündeyiz… 16 Şubat 1969’da İstanbul’un fotoğraflarına bile aldırmadan Taksim Meydanı’nda Ali Tur diyordu ki; “Bu olayların hazırgut Aytaç ile Duran Erdo layıcıları komünistlerdir…” ğan’ın ölümü ve yüzlercemizin “Yasal izin” olsa bile yaralanmasıyla yaşanan “Kanlı 68’liler Vakfı Başkanı SönPazar”ın… mez Targan, o günleri anlattığı Yakın geçmişin bu “sorumluları en belli faili meçhul”ünü geçen seneki makalesinde özetbelgeleyen sayısız yazı, fotoğraf le şu “ayrıntı”ya dikkat çekiyor; ve görüntüler “bugün”e de ışık “BeyazıtTaksim yürüyüşü, 76 tutacak gerçeklik içinde neyi sendikanın ve demokratik kuruluşun başvurusuyla valilik“öğretiyor”lar? Birincisi; ABD’nin daha o yıl ten izin alınmış yasal bir göstelardan kurguladığı Büyük Orta riydi. Ancak dinci basının kışdoğu Projesi için (BOP), laik kırtıcı yayınlarına rağmen koTürkiye’de bile kendine sadık ruma sağlanmadığı gibi, polis“dinci”leri nasıl kullanabildi ler de bomba atanları yakalaği… Ya da “Siyasal İslamcı”lı mak yerine yürüyüşçülerin ğın, ABD’yle “stratejik or Taksim’e ulaşmalarını engelletak”lık adına insanlıktan bile na yerek gericilere açıkça destek verdiler…” (Cumhuriyet16 Şusıl uzaklaşabildiğini… Çünkü o gün Beyazıt’tan Tak bat 2006) Aynı gerçeği, Ahmed Emin sim’e yürüyen gençler ve on binler “sadece” ABD emperyaliz Yalman da 27 Şubat 1969’daki Durum dergisinde mini kınamak iste“facianın seyircimişlerdi. ABD’ye siydim” diyerek “teslimiyet” politişöyle yazmış: kalarını, Cumhuri“Olup biteni izleyet anıtındaki “Bayen bir gazeteci ğımsız Türkiye önsıfatıyla şunu görderlerine” şikâyet düm ki sağcılar, etmek için bir araya toplu namazla, gelmişlerdi. yakadaki kırmızı Aynı günlerde işaretlerle, sopaBoğaziçi’nde gövde larla ve diğer tergösterisi yapan tiplerle saldırıya ABD’nin “6. Fiuzun boylu hazırlo”suna ait “savaş lanmıştı. Emnigemileri”ne, bu ül38 yıl önceydi... yet kuvvetlerinin kenin “Yurtta Babunu fark etmemesi ve tedbirrış, Dünyada Barış” ilkesini anımsatmak üzere düzenlenen li davranmaması bir hata“Mustafa Kemal Yürüyü dır…” şü”ne saldıranların ise “Müslü 68’liler hâlâ haklılar man Türkiye” diye bağırmalaİşte bu “tarihsel ders”in yeni rı, BOP’un bugünkü “İslamcı bir yıldönümünde “68’liler Vaksözcü”lerini de çağrıştırmıyor fı” yine Cumhuriyet Anıtı’nı zimu? yaret edecek. Laik ve bağımsız Dönemin dinci gazetelerinden Türkiye’nin önderlerine saygı Bugün’de yine o gün yer alan içinde, Kanlı Pazar’ın unutulma“Allah yolunda cihad farzdır ması gerektiğini vurgulayan ve silahlar patlayacaktır…” açıklamasını yapacak. 38 yıl önşeklindeki “azmettirici” savaş ceki o kanlı “İktidarABDSimesajları bile bu saldırının hiç de yasal İslam” ortaklığının “şimfaili meçhul olmadığını gösteridiki yansımaları”nı sorgulayayordu. cak… Dahası, gençlerin Taksim’e Sönmez Targan diyor ki “Son doğru yürüdükleri sırada Dolmagelişmeler, aynı ortaklığın bahçe Camisi’nde 6. Filo’ya karamaçlarına uygun geleceği şı “öğle namazı kılan” grubun, kurgulayarak sürdüğünü göshemen ardından toplu halde salteriyor. Dışişleri Bakanımızın, dırganların arasına katılmaları BOP’un eşbaşkanı olduğu bile da… söylenebiliyor. ABD’nin ‘ılımNe var ki bu “açık”lığa rağlı İslam devleti’ hedefi adına ne men dönemin Süleyman Demigerekirse yapılıyor. Başbakan rel hükümetince cüppeli, sarıklı hâlâ komünistlerin zararlarınkatillere gösterilen “kayırmacı” dan söz edebiliyor…” tutumlar da Kanlı Pazar’ın ikinEvet… Cuma günü Kanlı Paci tarihsel dersi gibiydi… ABD zar’ı işte böylesine güncel ve yauşaklığına varan dinci gericiliğin şamsal dersleriyle anacağız… kardeş kanı akıtacak kadar gözü Ne dersiniz? 68 Kuşağı “hâlâ” dönmüş saldırganlığı; ancak ikhaklı değil mi? tidardaki “muhafazakâr”ların “siyasi destek”leriyle mümkün ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Şubat www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Artvin ilinde, 1 doğal güzelliğinden dolayı 2 “ulusal park” kapsamına alı 3 nan bir göl. 2/ 4 Hindu inanışın 5 da, tanrısal bir varlığın bir kö 6 tülüğe karşı 7 koymak için in 8 san ya da hayvan bedenine 9 bürünmesi... Tavlada 1 2 3 4 5 6 7 8 9 “üç” sayısı. 3/ Akira 1 G E L EMB E K Kurosava’nın bir fil2 A F E T A C A R mi... İstanbul’da yaE L E J İ yımlanan bir mizah 3 L İ G A Z dergisi. 4/ Satrançta bir 4 A J A N D A D N A taş... Ege Bölgesi’nin, 5 K İ T İ N O S A K A N “ulusal park” kapsamı 6 S A A Z A T na da alınan en yüksek 7 İ S dağı. 5/ Tabanı tahta 8 L A T İ R E dan yapılmış deri ayak 9 M O R S E L İ Z M kabı... Ateş. 6/ Muğla’nın Milas ilçesine bağlı turistik bir belde... Güzel çiçekli bir süs bitkisi. 7/ Yaşadığı yerin yerlisi olmayıp başka yerden gelmiş kimse. 8/ Bir tatlı su balığı... Şöhret. 9/ İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla... Yıkılma ya da oyulma yoluyla açılan delik. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Niğde ilinde, Toros kurbağalarının yaşam alanı olan bir göl. 2/ İnternette, bir kullanıcı adının altında yer alan grafik ya da resim... Selenyum elementinin simgesi. 3/ Nâzım Hikmet’in soyadı... İsviçre’de turistik bir göl. 4/ Beygir... Denizli’nin bir ilçesi. 5/ Hastane gibi yerlerde ayakkabı üzerine geçirilen plastik gereç... Bir meyve. 6/ Eski yapı ya da kent kalıntısı... Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler. 7/ Meyve ve sebze satılan yer. 8/ Argoda, bilip bilmeden her konuya atlayan kimseye verilen ad... Ses. 9/ Kuşaktan kuşağa geçen kalıtımsal öğe... Zarar, ziyan. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear