24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 ARALIK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Zam öpücüğü IMF’nin keçi sakallı memuru, bayram öncesi gelmiş, çifte vatandaş bakanla görüşmüş, elektriğe zam yapılacağı sözünü alıp gitmişti. Söz tutuldu, yeni yılda meskenlerde yüzde 15 olacak zammımız... Aslına bakarsanız yüzde 15 sözdeymiş... Zammın özdesinin ne olacağını Elektrik Mühendisleri Odası hesaplamış: “Ortalama bir ailenin asgari yaşam standardına göre aylık elektrik tüketiminin 230 kilovatsaat olduğu dikkate alındığında, mevcut durumda diğer bedeller, fon ve vergiler dahil olmak üzere aylık 39.10 YTL fatura ödenirken, elektrik tutarına yapılan zamla diğer bedeller, fon ve vergilerin de artmasıyla fatura 45.9 YTL’ye yükselecektir. Böylece açıklanan yüzde 15’lik zam oranı da faturalara yüzde 17.4 olarak yansıyacaktır.” AKP ile devam kararı vermiş seçmenlerin gözlerinden muhabbetle öper, yeni yıllarını kutlarız! SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Baykal’ın uyarıları CHP lideri Deniz Baykal, geçen hafta iki yaşamsal konuya değindi. Birincisi, bugün Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Ali Babacan’ın 2003’te Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı olarak ABD ile imzaladığı, ancak Cumhuriyet’in kamuoyunun gündemine taşımasının ardından yürürlüğe sokulamayan “Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmemesi” karşılığında 8.5 milyar dolar kredi almasını öngören gizli Dubai Anlaşması ile ilgiliydi: “Türkiye’nin Irak’a hiçbir şekilde müdahale etmeyeceği taahhüdünün verildiği anlaşmaya karşı çıktık. Eğer o anlaşma yürürlüğe girmiş olsaydı bugün çok iftihar ettiğimiz askeri operasyon yapılmayacaktı.” Baykal’ın değindiği ikinci önemli konu, ufuktaki anayasa değişikliğiAnayasa Mahkemesi, Haşim Kılıç’ı Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na seçen aynı 6 üyenin oyları ile Kalkınma Ajansları Yasası’nın Türkiye’nin 26 bölgeye ayrılmasına ilişkin hükümlerini anayasaya aykırı bulmamıştı. Danıştay 10. Dairesi’nin aynı yasaya ilişkin kararı ise “oybirliği” ile şu yönde olmuştu: “5449 sayılı Kalkınma Ajansları Kanunu ülkemiz idari yapısında olmayan bölgesel teşkilatlanmayı öngörmektedir. Anayasanın başlangıç bölümünde, hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatla Benazir... 29 Ekim tatilini Abu Dabi’de geçirdim. Benazir’in “sürgün ülkesine” dönüşen “Birleşik Arap Emirlikleri” basını, El Kaide’nin “Demir Lady”e savurduğu tehditlere geniş yer ayırmıştı. Dubai’deki sürgün yılları ardından Bush’un gazıyla Pakistan’a dönen Butto, ülkesine adım atar atmaz feci bir suikast teşebbüsüyle karşılaşmıştı. Seyahat ettiği konvoya saldırı düzenlenmiş; 140 kişi ölmüş, Benazir kıl payı kurtulmuştu. Körfez gazetelerine yeğenlerinden birinin yaptığı şu açıklamayı hatırlıyorum: “Bu trajediye, halamın egosu yol açtı. İslamcıların buna teşebbüs edeceği malumdu. İhtarlara kulak asmayan halamın yüzünden 140 kişi yaşamını yitirdi. Ama halam, bu felaketin ağırlığını hisseden biri değil!” Açıklamayı yapan, Benazir’in başbakanlığı döneminde Pakistan polisi tarafından öldürülen kardeşi Murtaza’nın 25 yaşındaki kızı Fatma’ydı... Okurken “irkildiğim” için, yeğen Fatma’nın sözlerini bugün hâlâ hatırlıyorum. Körfez basınında uzun uzadıya yankı bulan genç yeğenin açıklamasındaki gerçek payı kuşkusuz büyüktü... Ancak kritik bir yaşamkalım anında insanın en yakınlarının böyle bir üslup kullanabilmesi için: 1) Güçlü bir kan davası ve kin, 2) Aile efradınca paylaşılan ham bir güç mücadelesi, kıskançlık, intikam, rekabet ve yerleşmiş bir “kadın, kadının kurdudur!” kültürü gerekiyor. “Benazir’in en yakınları dahil düşmanı çoktu!” Trajedinin “küçük açılımı” böyle. “Büyük açılıma” gelince; ilk akla gelen “yeğen Fatma’nın dillendirdiği gerçekleri görmezden gelerek Benazir Butto’yu bu akıl almaz trajediye iten Bush Amerika’sı” oluyor. “Tanrı insanı yalnız böyle akrabalardan değil, Bush demokrasisinden de korusun!” demeden edemiyorsunuz... Washington yönetimi, İslam dünyasının hangi köşesine demokrasi götürmeye kalkışsa, oraya “zifiri karanlık, dehşet, kan, trajedi” çöküyor! Önce Irak. Şimdi Pakistan... Dubai’de 8 yıl güvenli bir sürgün hayatı yaşayan Benazir Butto, Bush tarafından “Pakistan’a da demokrasi götürüyoruz!” iddiasıyla piyon gibi ortaya sürülmeseydi bugün hayattaydı! Benazir geçmişte (198890, 199396) iki kez başbakanlık yaptı. Başbakanlık serüveninin hiçbir döneminde, “demokrasi mücadelesiyle” anıldığını görmedik. Butto, “iktidar mücadelesi” için gösterdiği “cesaret” ve “gözüpekliğin” zerresini geçmişte “hukuk devleti” adına göstermiş olsaydı, Washington’ın “demokrasi” argümanı inandırıcı olabilirdi. Başbakanlığını tamamlayamadan her seferinde koltuğunu bırakmak zorunda kalan Butto’nun arkasında bıraktığı anı, “şeffaflık ve demokratik haklar mücadelesinden” çok, “Mister Yüzde10” diye anılan kocasıyla özdeşleşen yolsuzluk skandalları oldu. Belleğimde kalan Benazir Butto bu nedenle Tansu Çiller’den farksız. Benazir’i Pakistan’ın Jan Dark’ı gibi betimlemek, Çiller’i Türkiye’de “demokrasi kahramanına” dönüştürmekle eşdeğer... ni kapsıyordu: “Terörün arkasında bir siyasi proje var. O proje, Türkiye’nin egemenliğini parçalamaya, toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmaya, Türkiye’yi bölmeye yönelik bir proje. Birileri bilinçli bir şekilde Türkiye’yi daha farklı bir dağılım manzarası içinde geleceğe taşımayı öngörüyor olabilirler. ‘Kimsenin böyle düşüncesi yoktur’ diye aklımızdan geçirmeyelim. 20 yıl önce Irak ne haldeydi, şimdi ne halde? Türkiye’ye yönelik haritaları hepimiz çok iyi biliyoruz. ‘Terörü ortadan kaldırıyoruz, ama gelin size gerekli açılımları sağlayalım’ dayatması gündemde olan bir konu. Mesela, şimdi bir anayasa projesi var. Terör örgütünün siyasi amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacak yaklaşımların işaretlerini göreceğiz belki geti rilecek olan anayasada. Türkiye’nin çok değişik etnik kimliklerden oluşan bir toplum olduğu gibi bir değerlendirme oraya yansımışsa, bilin ki, o siyasi projenin önü açılmak isteniyor.” Deniz Baykal’ın tanıları göz ardı edilebilir mi? Kesinlikle edilemez... O yüzden, son Irak harekâtına bakıp “ABD’nin artık Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir politika izlediği” üzerinden yorumlara varanlar için iki ayrı Condoleezza Rice açıklamasını anımsatmakta yarar var: ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak: “BOP içinde yer alan 22 ülkede rejimler ve sınırlar değiştirilecek.” (Ağustos 2003Washington Post) ABD Dışişleri Bakanı olarak: “Yeni bir Ortadoğu kurmanın zamanı geldi.”(Temmuz 2006, Lübnan) kalkınma ajanslarının teşkilat yapısından bu ajansların, merkezi idarenin taşra birimi olmadıkları da anlaşılmaktadır. Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenlemenin ise anayasanın 2. maddesinde belirtilen ‘hukuk devleti’,11. maddesinde yer alan, ‘anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ile kanunların anayasaya aykırı olamayacağı’ ilkeleri ile çelişeceği ortadadır.” Anayasa Mahkemesi’nin 6 üyesi, son kararları ile Türkiye’de “bölgesel yönetim”e onay verdiklerinin ayırdında olsalar gerek... Tamam The Economist dergisi yazmıştı: “Amerika’nın sınırlı Türk operasyonlarına desteği karşısında, Recep Tayyip Erdoğan’ın George Bush’a bazı sözler verdiğine inanılıyor. Bunlar, Kürtlerin Irak’taki bölgesel hükümetinin tanınması ve PKK’liler için daha liberal bir affın getirilmesi.” AKP iktidarı dergiyi yalanladı. Oysa, mal meydanda. Tanıma da, af da tamam gibi... Bölgesel yönetime onay rı, Türk varlığı, devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esası karşısında koruma göremeyeceği belirtilmekte; 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan bir devlet olduğu vurgulanmakta; 5. maddesinde de, Türk ulusunun bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini korumak devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmaktadır. Anayasada, tekil devlet modelinin yönetsel örgütlenmedeki temel ilkeleri, ‘merkezden yönetim’, ‘yerinden yönetim’ ve bunları tamamlayan ‘idarenin bütünlüğü’ olarak belirlenmiş, ‘bölgesel yönetim’ öngörülmemiştir. Anayasaya göre, birden çok ili içine alacak şekilde merkezi idare teşkilatı kurulabilecek ise de; 5449 sayılı yasa ile oluşturulan yapıda merkezi yönetimin kalkınma ajansları üzerinde hiyerarşik denetimi bulunmamakta, Bir Haritacılık Komedyası SÖNMEZ TARGAN Kimi bilim, sanat ve kültür dallarının kendine özgü bir dili vardır. Örneğin müziğin kendini notalarla anlatması gibi. Yazımızın konusu olan haritacılığın da bir dili vardır ve eğer bu dil bilinmiyorsa harita okumak adeta olanaksız hale gelir. Yeryüzü parçalarının kimliğinin çizgilerle ve özel işaretlerle kâğıda dökülmesinin bilimi olan haritacılık, bulunduğunuz mekânı ya da gideceğiniz alanı tanıyabilmeniz, bulabilmeniz için hazırlanmış bilgileri içerir. Bu bakımdan kent ve arazi planlamasından tutun askersel amaçlara varana değin son derece geniş bir uygulama alanı vardır. Haritacılığın kullanıldığı bir diğer alan da dağcılıktır. Özellikle, dağlık alanlarda haritasız dolaşmak gerek dağcılar gerekse başka amaçlar nedeniyle dağlarda dolaşan araştırmacılar için ciddi riskler getirir. Örneğin, daha önce tanımadığınız ya da çok iyi tanıdığınız bir yörede bile aniden değişen hava koşulları karşısında (sis ya da yoğun kar yağışı) yolunuzu yitirmeniz işten bile değildir. Bu nedenle dağcılar harita bilimine büyük önem verirler ve tırmanacakları yeri önceden harita üzerinde belirleyerek kendilerine rota çizerler. Belirlenmiş bu rota üzerinde hava koşulları elverişsiz olsa bile, tıpkı bir uçağın kör uçuş yapması gibi pusula ve altimetre (yükseklik ölçer)* yardımıyla tırmanmasını rahatlıkla sürdürürler. Bu nedenle haritalar, büyük bir titizlik ve özenle, uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda hazırlanır. Örneğin, Himalaya dağ sıralaması üzerinde bulunan ve dünyanın en yüksek doruğu olan Everest’in yüksekliğini saptamak için 50’ye yakın bilim insanı altı aydan uzun bir süre çalışma yapmışlardır. Bu gibi çalışmalar sonucunda, tüm dağlarda belirlenen yükseklikler, bu bilimin kendine özgü teknikleriyle haritalara işlenmiş ve dünya ölçeğinde tescil edilmişlerdir. Bu tescil işleminden sonra haritalarla her aklına gelenin oynama lüksü de yoktur artık. Mesleği haritacılık olmamakla birlikte Türkiye’nin belli başlı bütün dağlarının 1/25 binlik paftalar üzerinde dağcıların kullanabileceği bir teknikle yeniden hazırlayan Dr. Bozkurt Ergör’den bir mektup aldım. “Dağcıların ve dünya dağcılık yazınının yıllarca Aladağlar’ın en yüksek doruğu olan Demirkazık’ın pabucu dama atıldı mı?” diye yazıyor. Olay şöyle gelişiyor: Bir emekli topçu albay, bölge haritaları üzerinde çalışırken, bir tepenin yüksekliğinin 3760 metre olduğunu tespit ediyor. Bu ne demek? Aladağlar’ın en yüksek tepesi olan ve yıllarca Türkiye ve dünya dağcılarının da böyle bildiği 3756 metre yükseklikteki Demirkazık gerçeği çöpe atılıyor. Konunun daha ilginç yanı, yörede ve yerinde hiçbir inceleme ve çalışma yapılmadan salt harita üzerinden ve masa başında yapılan bir çalışmayla vardığı bu sonucu emekli albayımız Harita Genel Komutanlığı’na yazıyor. Harita Genel Komutanlığı da verdiği yanıtta, söz konusu tepenin yüksekliğinin 3760 metre olduğunu onaylıyor. Yukarıda da vurguladığımız gibi dağcılıkta uluslararası bir üne sahip olmanın yanı sıra haritacılık konusunda da uzman olan Dr. Bozkurt Ergör, bu duruma adeta isyan ederek ve yapılan bu değerlendirmenin pek bilimsel olmadığını vurgulayan bir mektup kaleme alarak Harita Genel Müdürlüğü’ne gönderiyor. Aradan beş ay geçmesine karşın Harita Genel Komutanlığı’ndan bir yanıt alamayan Ergör, bu konuyla ilgili elindeki bilgi ve belgelerin birer fotokopisini bana gönderdi. Bana ulaşan bu bilgileri, bir dönem Harita Mühendisleri Odası Başkanlığı da yapmış olan değerli dostum Prof. Dr. Erol Köktürk’e incelemesi için verdim. Sayın Köktürk yaptığı incelemenin sonuçlarını bir yazıyla bana iletti. Vardığı sonuç özetle şu: Harita Genel Komutanlığı’nın bu konudaki verilerinin bilimselliği tartışılır. İTÜ’deki bazı meslektaşlarla ham veriler (görüntüler) üzerinden yapılan relativ değerlendirmelerde, sözü edilen tepenin Demirkazık’tan daha yüksek olmadığı izlenimi edinilmektedir. Ama bu konuda en iyi yolun, dağcılardan ve haritacılardan oluşan bir grubun, uydu teknolojisi ya da başka teknolojiler kullanarak bu doruklarda ölçü yapmasıdır, demektedir. Şimdi denilecektir ki, bir tepenin diğer tepeden üç beş metre engin ya da yüksek olması neyi değiştirir. Tüm dünya dağcılık yazınında en yüksek tepe olarak bilinen Demirkazık’ın, masa başında yapılan bir çalışmayla ikinci plana atılışı aynı zamanda coğrafyacılar, haritacılar arasında da deprem yaratacak ve bir yığın yazılı ürün ve kitaplarda değişikliklere yol açacak bir olaydır. Adeta bir komedyaya dönüşen bu olay küçümsenemez, hafife alınamaz. Ayrıca, 1/25 binlik paftalar Türkiye’de halen gizlilik kuralları içinde korunduğu için bu konuya Harita Genel Komutanlığı’nın açıklık getirmesi hem dağcılık evrenimizin hem de konuya duyarlı bilim çevrelerinin beklentisidir. * Altimetre, yükseklik ölçen bir alettir. Dağcılıkta kullanılan altimetreler, barometre esasına dayanarak çalıştığı için hava basıncının ani değişimlerinde insanı yanıltan sonuçlar verebilir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ‘11 Eylül’ün’ son evresi Batı basını oysa tam da bunu yapıyor. Öyle bir Benazir portresi çiziyorlar ki: Bir yanda cihat yanlısı “Ortaçağ İslamcıları” var ki şüphesiz doğru: Radikal İslamcılar ortaçağda yaşıyor!; diğer yanda “Batı’nın liberal demokrasi değerlerini taşıyan cesur ve özgür bir Benazir!”... Oryantalizmin hilesi burada. Çünkü bu doğru değil. Benazir Butto evet; “modern” di. İslamcılara göre hiç kuşkusuz, çok daha “modern” ve “küresel” bir vizyonun temsilcisiydi. Ancak buradan hareketle Butto’ya “demokratikleşme misyonu” biçmek, “bon pour l’ Orient!” formülünden başka bir şey değil... Bush Amerika’sı bir kez daha bunu yapmaya kalkıştı. Sonuç: Irak’ tan çok daha istikrarsız bir Pakistan bugün! Ülkenin sınırları Hindistan, Afganistan, İran tartışmalı. Vaktiyle CIA güdümünde kurulan “yeşil kuşak medreseleri” mümbit birer “Taliban tarlası”. İslamcılara kâh göz kırpan, kâh cephe alan “derin devlet”, “demokratikleşmenin” bir numaralı düşmanı... Butto gibi bir kadını bunların üstüne, kurbanlık koyun gibi “demokratikleşme” adına sürmek, daha büyük bir planın “The Big Game” Büyük Oyun parçası değilse nedir? Bu soruya yanıt arayan uzmanlar, İslamcıların eline düşebilecek “olası bir atom bombası felaketini önlemek adına” Pakistan’ın şimdi büyük güçlerin denetimine alınmasını öneriyor. Rusya, Hindistan, Çin ve Batı’nın, Pakistan’ı uluslararası kontrolünden söz ediyorlar... 11 Eylül süreci, Butto’nun katliyle yeni bir evreye giriyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com nilgun?cumhuriyet.com.tr HARBİ SEMİH POROY BULMACA SEDAT YAŞAYAN O2@@6K ?O2@@@@@@@@6X? ?O26K? ?O2@@@@@@@@@@@1? ?W2@@@@6X? ?O2@@@6K ?W2@@@@0M?eI'@@@L ?7@@@@@@)XhfW2@6X??W2@@@@@@@@?hg W&@@@0M?f?V'@@1 J@@(?4@@@1hf7@@@)X?7@@@@@@@@@Lhg ?W&@@(M?hN@@@ 7@@He?@@@eW2@@@?f@@W@@)X@@@@0?4@@@1hg W&@@(Yhe?@@@ @@5?e?@@@?W&@@@@?f@@@Y@@@@@(M?e?@@@hg ?W&@@0Y?he?@@@ @@H?e?3@@?7@@?@@@@@@@@@@@@@@@@Hf?@@@hg W&@(M?hfJ@@5 @@f?N@@?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@5?f?@@@hg ?W&@@Hhf?O&@@H @@g@@?3@@@@@(MI4@@@e?@@@H?fJ@@@@@@@@@6Kg ?7@@5?he?O2@@@@T2@@@@6K?g@@L?e?J@@?V'@@@(Yf@@e?@@@f?O&@@@@@@@@@@@@6X?e J@@(Y?h?O2@@@@(R@@@@@@@@@@6KO2@@@)Xe?7@@eV@@@f?J@@e?@@@e?O2@@@@0M?eI4@@@@)Xe 7@@Hh?W2@@@@@@??@@@@@@@@@@@@@@@@@@)X??@@@@@@@@@)XeW&@@e?@@@e@@@@0Mh?I'@@1e @@@?h?7@@@@@@@)X@@(MI'@@V'@@@@@@@@@)X?@@@@@@@@@@)KO&@@@e?@@@?J@@(MhfN@@@e @@@?h?@@@@@@@@@@@@HeN@@?N@@0M??I'@@1?@@@@(M?I'@@@@@@@@@@@@@@?7@(Y?hf?@@@e 3@@@@@@@@?e?@@@(M?I'@@@@?e?@@??@M?fN@@@?@@@0Yf@@@@@@@@@@@@@@?@@H ?@@@e V4@@@@@@@?e?@@@H?eN@@@@?e?@@?h?3@@@@(Mf?7@@@@@@@0M?I'@@?@@Lg?O2@fJ@@@e I4@@@@@?e?@@5fJ@@@@?e?@@?h?N@@@0Y?fJ@@@@@@@f?V4@?@@)K?e?O2@@5e?W&@@5e @@@?e?@@Hf7@@@@?eJ@@?he@@g?O&@@(Y@@@eO26Ke?3@@@6?2@@@@0YeW&@@(Ye @@@?e?@@?e?J@@@@@?e7@@??@@@6Xe?J@@f?O2@@@(Y?3@@?@@@@@6X?V4@@@@@@@(Me?O&@@(Y?e @@5?e?@@?e?7@@?@@?e@@@??@@@@1e?7@@e?W2@@@@@H??N@@?@@(?'@1e?I'@@@@(Y??O2@@@@Yf W2@@@6X?e@@H?e?@@?eJ@@5?@@?e@@5??@@@@@e?@@@e?7@@@@@@f@@@@@?e@@f?@@@0Y?W2@@@@@@@6Xe ?W&@@@@@)Xe@@f?@@??W&@@U?@@?e@@H?J@@@@5eJ@@@L??3@@@@@@f@@@@@)?&@5e?W&@(Me?&@@0MI4@@@)X? ?7@@@@@@@)K?@@f?@@??7@@V@@@@?e@@e7@@@@He7@@@1??V4@@@@@f@@V'@@@@@He?7@@H?heI'@@1? ?@@(M?I4@@@@@@fJ@@??@@@@@@@@??J@@e@@@@@??J@@@@@Le?I'@@@f@@?V4@@@@?e?@@5hf?N@@@? ?@@HfI4@@@@f7@@??@@@@@0?@??7@5e@@@@@?W&@@?@@)X?eV'@@L?e@@he?@@Hhf?J@@@? ?@@? @@@??@@@0MfJ@@H?J@@@@5?7@@@@@@@)Xe?N@@1??J@@g?WX?@@?hfW&@@5? ?@@L @@@?f?W26X?7@@??7@@@@Y?@@(Y@@@@@)K?e@@@??7@@gW&@1?@@?he?O&@@(Y? ?@@1hf?J@@@LfO&@@)X@@5?J@@@@@@@@@Y?@@@@@@@6K?@@5??@@@f?O&@@@?@@@6Kg?O2@@@(Ye ?3@@L?heW&@@@)KO2@@@@@@@@@YO&@@?@@@@@@@@@(MI'@@@@@@@H?J@@@@@@@@@@@@@?@@@@@@@@@@@@@@@@0Y?e ?N@@)Kh?O&@@@@@@@@@@(?4@@@@@@@@5?@@@@@@@@(YeV4@@@@@@?O&@@@@@@@@@(Y@@@@@@@@@@@@@@@@@0M?f 3@@@6Kf?O2@@@(?4@@@@@0Ye?I'@@@@(Y?e?I4@@0Y?fI4@@@@@@@@@?I4@@@0Y?@@@@(M V4@@@@@@@@@@@@@0Y?hfV4@@0Y ?I'@@@@@@?h?I40Y? I4@@@@@@@@@0M? V4@@0M ?I4@@@0M (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Aralık www.mumtazarikan.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Büyük bir yapının zengin 1 biçimde süs 2 lenmiş anıtsal 3 kapısı... Bir 4 cetvel türü. 2/ Doğu Karade 5 niz dağlarının 6 yüksek kesim 7 lerinde yaygın geçici kırsal 8 yerleşme tipi... 9 Argoda bilip bilme1 2 3 4 5 6 7 8 9 den her konuya atla1 L O G O F O B İ yan kişiye verilen ad. 3/ Bir geminin, başka 2 A T A K M İ R A T İ R bir gemiye ya da is 3 L A M E S 4 O R Y E T İ O keleye değecek biçim5 F İ T L İ R İ K de yanaşması... Eski E L İ İ T A dilde su. 4/ Mısır fira 6 O vunlarının mezarları 7 B İ R İ K İ M R A Y na verilen ad. 5/ Balı 8 İ T İ L A F 9 İ M A A V Ş A kesir’in Bigadiç ilçesinde bir kaplıca... İş hacmi. 6/ Lantan elementinin simgesi... Kuzeybatı Kafkasya’da yaşayan bir halk. 7/ İçyüz... Eski dilde ayak. 8/ Deyim... Çam, ardıç, ladin gibi ağaçların iğne gibi ince yaprakları 9/ Hayvanlara vurulan damga... Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde bir şelale. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İnternette, aynı amaçlı web sitelerini tek bir adreste toplayan site... Tellür elementinin simgesi. 2/ En küçük izci kuruluşu... Tatlı sularda yaşayan bir balık. 3/ Bir yolun yokuş olan bölümü... Avrupa Birliği’nin kısa yazılışı. 4/ Kakao ve bisküviyle yapılan bir tür pasta. 5/ “Eserler, yapıtlar” anlamında eski sözcük... Artvin’in Yusufeli ilçesinde, Türkiye’nin en yüksek rakımlı şelalesi. 6/ Bir nota... Atılgan, gözü pek. 7/ Adıl... Panama’nın plaka imi. 8/ Anlatım, ifade... Dolu, çok. 9/ Genişlik... Doğu Karadeniz’de yetişen, salatası, yemeği ve turşusu yapılan bir bitki. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear