26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 19 Stockholm Y Y Y Y Y Y Y Y Y 15 13 18 15 17 13 15 14 16 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y B Y Y Y Y B B Y 15 18 17 13 11 9 10 9 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B Y Y Y Y Y Y Y 18 19 11 15 10 10 4 6 1 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Tüm yurt parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz’in doğusu, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı ve Doğu Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu yağışlı geçecek. Yağışlar, yağmur ve sağanak, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B B B B B Y Y 0 5 2 6 9 5 6 5 3 Yağmurlu Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 7 Y 7 B 13 Y 6 Y 7 Y 6 Y 15 Y 17 Y 5 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB PB PB Y Y PB Y Y 1 8 8 6 6 2 8 21 18 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada görmez yasayı; bu kez “dağa çıkışı önleyeceği, inişi sağlayacağı” gerekçesiyle askerle birlikte tekrar deneyeceklerini ilan etti. Yeni yasayı savunurken temel görüş olarak öne sürdüğü mazeret: “Şu anda çok farklı noktadayız.” Hangi farklı nokta? Şu olmalı: Dünya terörle savaşımızı anlamış, PKK ile mücadelemize yeşil ışık yakmış; ABD, örgütü düşman ilan etmiş! Pekâlâ, ama Batı’nın terörle mücadeleye katkısı sözden ibaret mi? Evet: Buyur meydan senin, K. Irak’a girmemek koşuluyla istediğin gibi savaş deyip kenara çekilmiş, ABD’nin anlık istihbaratından yararlanarak PKK’yi ortadan kaldırıp kaldıramayacağımızı izliyor. Bizimkiler ise oh artık yanlıştan kurtulduk. PKK ile mücadelemizi dünya anladı diye bayram ediyorlar! ??? RTE yeni yasadan söz ediyor ama yakın çevresi, örneğin hükümetin hukuksal konularda herhaldeakıl hocası Başbakan Yardımcısı Çiçek Cemil, hatta dün Adalet Komisyonu, bugün Meclis Başkanı Köksal Toptan, hatta hatta Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin kendisi gibi düşünmüyor. Ayrı düşseler ne olacak, diyeceksiniz; RTE’nin yumruğunu masaya vurrmasına da gerek yok. Böyle olacak dedi mi, sular durulur. Bakanların bilmediği bilgileri sıralar; adamlar ağızları açık, yeni yasaya şapka çıkarırlar. Sözcü Çiçek yeni bir eve dön yasasının erdeminden, sağlayacağı toplumsal getirilerden öyle uzun uzadıya söz eder ki, şaşar kalırsınız. RTE söylediğine göre, gereği yapılacak demektir. Buna karşın yeni bir eve dönüş yasasına neden gerek görülmediğine bakalım: RTE’nin açıklamaları, dağa çıkmış, fakat silahlı eylemlere katılmamış olan PKK’lilere af getiriyor. Oysa, diyorlar: Türk Ceza Yasası’nın 221. maddesinin 2. fıkrası: “…Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde hakkında cezaya hükmonulmaz…” Bu madde zaten gereksinilen olası sonucu karşılıyor. Yeni yasanın “suça karışmayanlara (nasıl saptanacaksa) af getireceği… terör örgütüne ikinci derece yardım ve yataklık edenlere ceza indirimi sağlayacağı…” yazılıyor. Yasaya bu nedenlerle gerek yok, diyorlar. Bakanlar affa da karşı. Lakin RTE var dedi mi, var! Yeni eve dönüş yasası, TCY’deki madde ile ha Ali, ha Veli’ymiş. Varsın öyle olsun. Mademki gereklidir diyor RTE... Recep’in canı sağ olsun! ??? Böyle hafife almayın; bizimki sayısı gün be gün artan Türk büyükleri arasında yüzde 47’nin onayı ile böyyük, en böyyük Türk Başbakanı! Bu nedenle kulak asmayın Deniz Baykal’ın bu yeni girişimi “safdillikaymazlık” diye nitelemesine. Devlet Bahçeli’nin Başbakan’ın yeni projeyle dağdakileri affetmeye hazırlandığını söylemesine. Elbette bir bildiği var ki RTE’nin, eski pilavı, süslü bir başka tencerede ısıtıp önümüze koyuyor. ABD, yıllardır iki konuda Türk hükümetlerini sıkıştırıyor. PKK’nin bir vesile, örneğin CIA aracılığıylane düşündüğünü ve ne yapılırsa dağdan ineceklerini araştırmış olmalı ki; ikide bir, “eve dönüş yasası çıkarmamızı ve dağdakileri affetmemizi” bastırıyor. RTE, askerler istedi diyor daha önce bir eve dönüş yasası çıkardı. Sonuçta yasadan 254 kişi yararlandı. ABD’yle gizli kapaklı Beyaz Saray görüşmelerinde RTE’nin önüne yine eve dönüş ve örgüte af konusu bir koşul olarak konulmuş, anlık istihbarat, Başkan Bush’un PKK’yi düşman ilan etmesi karşılığı yeni yasa noktasına gelinmiş olabilir. RTE’nin son açıklamalarıyla ABD ile gizli kapaklı anlaşmanın bir parçası açığa çıkmış oluyor. Bakın, ne kadar kurnaz bir Başbakanımız var: ABD’yi çareler üzerinde düşünmeye zorluyor ve bulduğu çareyi uygulamayı üstleniyor! Böyyük Başbakan vesselam, böyyük! En büyük ihlalci ABD Uluslararası Af Örgütü verilerine göre sadece Irak ve Afganistan işgalinin ardından yaklaşık 3 milyon kişi yaşamını yitirdi, 5 milyon kişi ise sakat kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünya bir İnsan Hakları Günü’nü daha geride bırakırken, savaşlar ve terör, günün anlamına gölge düşürüyor. En büyük insan hakkı ihlalleri ise ABD tarafından yapılıyor. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre ABD’nin özellikle Irak ve Afganistan’ı işgalinin ardından yaklaşık 3 milyon kişi yaşamını yitirirken 5 milyon kişi ise sakat kaldı. Özellikle Irak’ta 20 Mart 2003 yılından bu yana yaşamını yitiren sivil sayısının yaklaşık 1.7 milyon olduğu, 1.8 milyon kişinin ise sakat kaldığı belirtiliyor. ABD’nin Irak’ta yetki verdiği Blackwater gibi özel güvenlik şirketleri ise yüzlerce sivili öldürmesine karşın, halen Washington yönetimi tarafından korunuyor. Ülke senatosunda kabul edilen bir yasaya göre, Irak’ta bulunan özel güvenlik şirketi mensupları şüphelendikleri kişinin üzerine ateş açabiliyor. Bunun sonucunda ise herhangi bir ceza almıyorlar. ABD’nin tutukluları sorguladığı uçaklarda da insan hakları ihlalleri yapılıyor. Büyük bölümü sadece sempazitan düzeyinde olan kişilerin sorgulanması için kullanılan N379P/N8068V kuyruk numaralı Gulfstream uçağının 2002 ve 2005 tarihleri arasında sekiz kez Türkiye’ye indiği biliniyor. Uçakların İstanbul Atatürk, Sabiha Gökçen, Diyarbakır, Antalya havaalanları ve İncirlik Üssü’üne indiği kaydediliyor. Bu uçaklara binenlerin ABD’nin Küba’da bulunan Guantanamo Üssü’ne götürüldüğü belirtiliyor. ABD’nin terör suçlularını tuttuğunu iddia ettiği Guantanamo Üssü’nde kaç kişinin olduğu bilinmiyor. Ancak üsse başta BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluşlar karşı çıkıyor. BM’nin, üs hakkında geçen yıl yayımladığı 54 sayfalık raporda da üstekilerin, haklarında resmi suçlama yapılmadan ve yargı karşısına çıkarılmadan tutuldukları anımsatılırken, tutsakların serbest bırakılması istenmişti. Raporda üste işkence yapıldığı ve bunun sona erdirilmesi gerektiği belirtilmişti. Bunun üzerine ABD Senatosu bölgeye heyet göndermiş, ancak olumsuz bir koşula (!) raslamamıştı. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Avusturya Dink’e insan hakları ödülü VİYANA (AA) Avusturya, geçen ocak ayında İstanbul’da öldürülen gazeteciyazar Hrant Dink’e insan hakları ödülü verdi. Avusturya Başbakanlığı ve Avusturya’nın diğer ülkelerle dostluk cemiyetlerinin çatı örgütü PAN’ın 2007 Jübile Ödülü’nün verilmesi dolayısıyla Viyana’da tören düzenlendi. Törende konuşan Dink’in eşi Rakel Dink, “Ödül almak sevindiricidir. Bizi cesaretlendiriyor. Bu tören tarihin ve adaletin sayfalarında yerini bulacaktır” dedi. Eşini “ifade özgürlüğünün bir kahramanı” olarak nitelendiren Rakel Dink, “katiller pişmanlık duymadıkça, suç işleyenler ceza almadıkça, katil yetiştirenlerin çoğalacağını” söyledi. Uluslararası Basın Enstitüsü Başkanı Johann Fritz, Hrant Dink adına düzenlenen “İnsan Hakları Ödül Belgesi”ni Rakel Dink’e takdim etti. Rakel Dink, 2007 Jübile Ödülü’nün belgesi ile 10 bin Avro’luk para ödülünü ise Başbakanlık Müsteşarı Heidrun Silhavy’nin elinden aldı. Öğrenciler dünya sorunlarını tartıştı Birleşmiş Milletler Örgütü’nün alt kuruluşlarından biri olan Lahey Uluslararası Model Birleşmiş Milletler’e bağlı olarak düzenlenen Türkiye Uluslararası Birleşmiş Milletler Konferansı (TIMUN), 370 öğrencinin katılımıyla geçen hafta Sağlık ve Eğitim Vakfı’na bağlı Üsküdar Amerikan Lisesi’nde yapıldı.Yurtdışından 120,Türkiye’den ise 250 öğrencinin katıldığı konferansın onur konukları gazeteciyazar Mehmet Ali Birand ve Özbekistan UNICEF’in Çocuk Koruma Uzmanı Şiyma Barkın Kuzmin’di. 4 gün süren TIMUN Konferansı, öğrencilerin dünyaya karşı bakış açılarını geliştirmek, uygulama yaparak demokrasi ilkesini pekiştirmek, aynı zamanda öğrencilere uluslararası ilişkilerde evrensel ve diplomatik bakış açısı kazandırmaya yardımcı olmak amacıyla düzenlendi. riskti... Ne yazık ki, geçen zaman kitabın adını doğruladı. Dün, AKP ile ABD’nin terörle mücadelede hedef ortaklığından söz etmiş, devamını bugüne bırakmıştık. Önümüzü görebilmemiz için geçmişi bilmemiz gerekir. Kitapta ABD’nin, Irak’ı işgalinden hemen sonra 12 Haziran 2003’te terör örgütüyle doğrudan temas kurduğu, önerilerde bulunduğu bilgisi yer alıyor. O günlerde PKK yeni duruma uyarlanabilmek için isim üstüne isim değiştiriyordu. Önce KADEK... Baktılar ki, oturmadı KADEK yedek duruyor, KONGRAGEL yaptılar. Tutmayacağı anlaşılınca KONGRAGEL’e de git dediler, PKK adı yeniden öne çıktı. İşte ABD’nin o günkü adıyla KADEK’e önerdikleri: ??? 1 Burada silahlı olarak daha fazla barınamazsınız. Tüm silahları bırakın, kendinizi siyasal bir örgüt olarak tanıtmanın altyapısını hazırlayın. 2 Sizin haklarınızı arayacağınız yer Türkiye. Türkiye’nin böyle bir ortam yaratması için biz de devreye gireceğiz. Terör ortamına yeniden dönülmemesi istemi Türkiye’de de çok güçlü. Bundan yararlanın. 3 Türkiye’de sizin de reddetmeyeceğiniz partiler olduğunu biliyoruz. Gerek bu zeminlerde gerekse oluşturulacak yeni ortamlarda siyaset yapma hakkınızı en geniş şekilde kullanabilirsiniz. Bunun için gerekirse genel bir af da gündeme getirilebilir. 4 Türkiye’deki mevcut hak ve özgürlüklerin çerçevesi sizi tedirgin edebilir. Bunu anlıyoruz. Ancak bu hakların daha da genişletilmesi için biz de devrede olacağız. Kültürel haklar başta olmak üzere pek çok konuda yeni adımlar atılmasını sağlayacağız. 5 Bütün bu koşullar oluştuktan sonra güvenliğinizin sürekliliği için de devrede olacağız. Koşullara ve gerekliliğe göre Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde güvenli bölgelerin oluşturulması da planlarımız arasında. ??? Görünen o ki, ABD’nin o gün terör örgütüne götürdüğü öneriler yıllar içinde fermante olmuş, olgunlaşmış, Başbakan’ın müthiş planı olarak Türkiye’nin gündemine getiriliyor! Sözü eğip bükmenin, Başbakan gibi taksit taksit açılmanın gereği yok; Erdoğan’ın 5 Kasım’da Bush’la görüşmesinde bir plan üzerinde anlaşıldı. Planı, ABD’nin bölge uzmanları pişirdi. Özü yukarıda aktardığımız maddelerdi... Dün 8. kez çıkarılmak istenen eve dönüş yasası benzeri bir yasanın “başa dönüş” olacağını vurguladık. Terörle mücadele bağlamında böyle seyredeceğini düşünüyoruz. Ancak, Erdoğan’ın kafasındakinin terörle mücadeleden öte bir plan olduğu da anlaşılıyor. Bunun adı şu olabilir: Terörle mücadele adı altında sistemle mücadele! Bu planı, yeni anayasadan da ayrı düşünmemek gerekiyor. O zaman başa dönüşün yanında bir de “Bush’a dönüş” olduğunu görüyoruz. Tutar mı? Tutmaz... Bu topraklarda Bush’a dönüş, boşa dönüştür! ankcum?cumhuriyet.com.tr IŞIL ÖZGENTÜRK İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 59. yıldönümünde Türkiye’de tablo hâlâ karanlık Herkes kısa film yapmalı ama... ? Baştarafı Arka Sayfada melisiniz. Acıya dayanmak zor iştir ama sizi olgunlaştırır ve içinizde saklı olan yaratıcılığı ortaya çıkarır. Ve en önemlisi, kendinize ait hikâyeler bulun. Sizi acıtan, sizi hüzünlendiren ve sizi mutlu kılan… Bu kadar dersten sonra biraz da sevdiğim birkaç filmden söz etmek istiyorum. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin yapımcısı olduğu Fatih Sezgin ve Güven Çelik’in birlikte yaptıkları “Hangi Savaş” benim çok hoşuma gitti, yaklaşık beş dakikada bir çocuğun gözünden savaşın egemen olduğu bir coğrafyada savaş karşıtı sözlerini söyleyiverdiler. Hiçbir oyuna girmediler çünkü sadece bir bacağı kopuk küçük bir kız çocuğunun toprağa basması ve güçlükle yürümesi yeterliydi. Sevdiğim ikinci film, hepimizin bildiği, canımızı sıkan damardan bir hikâyeyi yeniden ama çok etkili bir biçimde anlatıyordu. Oğulları şehit olan bir karıkocanın bu acıyla baş etmek için buldukları bir telefon oyununu. Telefonun kablosu kesikti ama onlar oğullarıyla konuşuyorlardı ve bazen bir başka telefon çalıyor ve o zaman acılı baba şöyle diyordu: “Lütfen bizi hava karardıktan sonra aramayın.” Bu söz içime işledi. Yönetmen Selami Genli gerek oyunculuk yönetiminde, gerek anlattıklarına uygun karanlık ve kasvetli bir atmosfer kurmada çok başarılıydı. Doğrusu 17 dakikalık bu kısa filmin bütün kanallarda oynamasını isterim. Pek çok uzun savaş filminden daha savaş karşıtı bir film olmuş. Filmlerinden biri de yönetmen M. Cem Öztüfekçi’nin 19 dakikalık vardiya değiştirdiği arkadaşı göçük altında ölen bir maden işçisinin bu ölümden dolayı çektiği acıyı anlatan “Ayak Altında” adlı filmiydi. Oyuncu yönetimine hayran kaldığımı söylemeliyim. Siz bakmayın benim yazımın başında dayanamayıp ders verdiğime, ben her zaman herkesin film yapmasından yanayım ama biraz daha çalışma, biraz daha irdeleme ve asla “Ben yaptım bu oldu” dememe. İşin baş kuralı bu. Hadi kolay gelsin; sadece gençler değil, hadi orta yaşlılar, hatta benim gibi artık festivallerde yaşımdan ötürü en yaşlılar sınıfına sokulanlar, bir yerlerden başlayın. İşkence yaygın ve sistematik Haber Merkezi 10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 59. yıldönümünde Türkiye, insan hakları açısından olumsuz bir tablo çiziyor. İnsan hakları savunucuları, Hrant Dink’in katledildiği dönemde milliyetçi söylemlerin ırkçı taarruza dönüştüğünü ifade ederek “Hrant Dink’in ‘güvercin tedirginliği’ dediği hava yaygınlaştı” saptamasında bulundular. Gün nedeniyle düzenlenen etkinliklerden bazıları şöyle: ANKARA’da Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ve Ankara İl İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı, Ankara Ticaret Odası’nda toplantı düzenledi. Toplantının açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “En çok yalanın söylendiği bir konuda konuşulduğunun farkında olmalıyız” dedi. Çiçek, şöyle devam etti: “Bütün dünya insan hak ve özgürlükleri konusunda samimiyse, yalan söylemiyorsa, ikiyüzlü davranmıyorsa, terörle mücadele konusunda adam gibi bir tavır sergilemek mecburiyetindedir.” TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi DTP’li Akın Birdal, Türkiye’de yükselen şovenist milliyetçilik nedeniyle, azınlıklara yönelik saldırıların arttığına dikkat çekti. Torun’u yitirdik ? Baştarafı 1. Sayfadaa Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, 2008’i tanıtım yılı ilan etti Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1944’de mezun oldu. Lisansüstü eğitmini ABD Wisconsin Üniversitesi’nde yaptı. Maliye Bakanlığı’da hesap uzmanlığı yapan Torun, bir süre Sınai Kalkınma Bankası’nda da görev aldı. 1962’de Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı oldu. Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) kuruluşunda önemli görevler üstlendi. 1969’da Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Torun, buradan Şeref Madalyası aldı. Hür Holding’de koordinatör olarak görev alan Osman Nuri Torun, Şişecam’da yönetim kurulu üyeliği ve mali koordinatörlük yaptı. 1988’de Cumhuriyet Gazetesi Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Osman Nuri Torun, Nadir Nadi’nin ölümünün ardından yönetim kurulu başkanlığına getirildi. Torun, 10 Ocak 1993’te kurulan Cumhuriyet Vakfı’nın ilk başkanvekili ve ömür boyu üyesi oldu. Evli ve 3 çocuk babası olan Torun, 2001’den beri kalp yetmezliğine bağlı sağlık sorunları yaşıyordu. Türk halkı hakları bilmiyor İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin yaptırdığı araştırmada İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni (İHEB) Türkiye’de nüfusun yüzde 63.6’sının hiç duymadığı, yüzde 81.4’ünün ise hiç okumadığı ortaya çıktı. AKP Milletvekili Zafer Üskül, türban yasağının “öğrenim özgürlüğünün doğru olmayan bir biçimde sınırlanması” olduğunu ileri sürdü. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Türkiye Şubesi, İHEB’in yaygınlaştırılarak öğretilmesi için hazırladığı projeyi ve araştırma sonuçlarını açıkladı. UAÖ Türkiye Şubesi Başkanı Dr. Levent Korkut, “İHEB, ne kadar çok insan tarafından bilinirse, insan hakları alanındaki ilerleme de o kadar kolay olur” dedi. Bu amaçla 2008 yılı boyunca sürecek bir kampanya başlattıklarını anlatan Korkut, yapılacakları şöyle sıraladı: “Okullarda İHEB kitapçıkları dağıtılacak. İnsan Hakları Tematik Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi düzenlenecek. Van’dan yola çıkarak İzmir’e ulaşacak olan TIR, yurttaşları mültecilik konusunda bilgilendirecek.” TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Üskül de “TBMM İnsan Hakları Komisyozenledi. Toplantıda, konuşan İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, Türkiye’de 2002 yılında ölüm cezasının yürürlükten kaldırılmasına karşın, güvenlik güçlerinin yasadışı ve keyfi infazları ile yaşam hakkını ihlal ettiğini söyledi. “İşkenceye sıfır tolerans” sözünün iyi bir slogan olanu’na yılda bin başvuru geliyor. Umudum bir gün bu komisyonun işsiz kalmasıdır” ifadesini kullandı. Üskül, “türban yasağının insan hakkı ihlali olup olmadığı” yönündeki soruya “Üniversitelerde türbanlı öğrencilerin okumalarının engellenmesi, öğrenim özgürlüğünün doğru olmayan bir biçimde sınırlanmasıdır” yanıtını verdi. Halkın yüzde 63.6’sı hiç duymamış Toplantıda ayrıca 330 Ekim 2007 tarihleri arasında, 18 kentte 2 bin 17 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırmada halkın yüzde 63.6’sının İHEB’i hiç duymadığı ortaya çıktı. Araştırmaya göre insanların çoğunun bildiği İHEB maddesi “Bütün insanlar hak, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar”. Buna karşılık çoğunluğun bilmediği madde ise “Herkes herhangi bir devletin sınırları dahilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına sahiptir”. Katılımcıların yüzde 38.9’u bu maddenin Türkiye’de en iyi korunan hak olduğuna inanırken, hiç korunmayan hakkın “Bütün insanlar hak, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar” olduğu düşünülüyor. şın işkence, hâlâ ülkemizdeki insan hakları ihlallerinin başında gelmektedir” denildi. İzmir Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu tarafından yapılan açıklamada da, kurulların daha etkili çalışabilmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekildi. 1. KOŞU: F: Başhakan (2), P: Korkmazcan (3), PP: Özenbaş (6), S: Tatlıkaya (1). 2. KOŞU: F: Mothers Love (10), P: Miss İda (9), PP: Kısa Haber (7), S: Su Dansı (12). 3. KOŞU: F: Yılmazer (5), P: Alkılıç (8), PP: Üseyid (6), S: Kangallı (1). 4. KOŞU: F: Seaside Story (13), P: White Diamond (12), PP: Shakina (7), S: Jammings Beatuy (2). 5. KOŞU: F: Gülay Abla (3), P: Haya Visyo (9), PP: Prenses Büşra (10), S: Hamitin Kızı (4). 6. KOŞU: F: Trouble At Sea (4), P: Ercelan (5), PP: Lady Symba (3), S: Ojala (2). 7. ALTILI GANYAN KOŞU: F: Yedikuleli (12), P: Black Mark (3),PP: Win For Os 5 13 3 4 12 5 man (13), S: High Sort (9). 8. KO 8 12 5 12 ŞU: F: Çelebikaya (5), P: Me 6 7 3 11 moş Tumbul (12), PP: Enginhan 1 2 2 8 (11), S: Senkaya (8). 9 5 1 ‘Sıfır tolerans’ lafta kaldı İSTANBUL’da gün nedeniyle Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) ve İnsan Hakları Derneği’nce (İHD), THİV İstanbul Temsilciliği’nde bir toplantı dü rak kaldığını vurgulayan Öndül, işkencenin yaygın ve sistematik olarak sürdüğünü ve işkencenin cezasız kaldığını vurguladı. İZMİR’de TİHV İzmir Temsilciliği, İHD İzmir Şubesi ve ÇHD İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, “Hükümetin “sıfır tolerans” söylemine kar Göstericiler protesto edildi ? İstanbul Haber Servisi DTP’nin İstanbul’da düzenlemek istediği mitinge izin verilmemesinin ardından çeşitli ilçelerde çıkan olaylarda gözaltına alınanların serbest bırakılmasını isteyen bir grup Taksim’de açıklama yaptı. Bu sırada, oğlunun Kıbrıs’ta şehit olduğunu söyleyen bir yurttaş, “PKK’nin eylemlerine neden tepki vermiyorsunuz” diyerek grubu protesto etti. CUMHURİYET 19 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear