24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 2007 SALI 4 HABERLER Ecevit için düzenlenen törende DSP lideri Sezer, ‘Onu hiç unutmadık ve çok özledik’ dedi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Türkiye ABD Ve Kuzey Irak Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Beyaz Saray’da ABD Başkanı Bush ile görüştü. Dünkü görüşmenin ana konusu, PKK terörüne karşı Türkiye’nin sınır ötesi harekât da dahil, almayı düşündüğü önlemler ve ABD’nin buna karşı tavrının ne olacağıydı. Bu satırlar kaleme alınırken henüz görüşme yapılmamış olduğundan, sonucu ile ilgili herhangi bir şey söylemek de olanaksız. Ama Türkiye ile ABD ilişkilerinin resmi görüntüsüne bakarak, olması gerekenin ne olduğunu söylemek mümkün. Ankara, Washington’un lideri olduğu NATO’nun bir üyesi, bir zamanlar “Sovyet tehdidi”ne karşı güneydoğu kanadının uç kalesiydi. Bu durumda, Türkiye’ye yöneltilmiş bir tehdit söz konusu olunca, ABD’nin de ittifak ilişkisi gereği Ankara’nın yanında yer alması gerekirdi. Üstelik, Bush’un terör ile mücadele konusundaki bu felakete karşı, dünya çapında ortak mücadele verilmesini öngören görüşleri gereği, NATO ittifakı olmasaydı bile, ABD’nin Türkiye’nin terör ile mücadelesinde destek vermesi lazımdı. Ama siyasette her zaman olması gerekenler, olmuyor, olan ile olması gereken arasında büyük farklar oluşabiliyor. ??? Bush’un artık şekil değiştirmiş olan BOP’unun temel taşı Irak’taki Amerikan varlığı ile birlikte, bölgede, kaçınılmaz olarak, Washington’a göbek bağıyla sımsıkı sarılmış olan Kürt birimi. ABD’nin Irak’taki en büyük dayanağı ülkenin, Washington açısından tek istikrarlı bölgesi olan Kuzey Irak Yönetimi. O bölgede yeni bir istikrarsızlık, Sam Amca’nın Irak’taki konumunu daha da karmaşıklaştıracaktır, bu da Washington’un gerçekleşmesini hiç mi hiç istemediği bir olasılık. Ayrıca belirttiğimiz gibi ABD, Irak çerçevesi dışında da dengeyi bölge devletleri aleyhine bozacak olan bir politika açısından, Kürtlere şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Bölgede, Sam Amca’sına sıkı sıkıya bağlı bir Kürt oluşumu her açıdan gereklidir Washington açısından. Böylece, Ortadoğu’da, İsrail’in yanı sıra ikinci bir stratejik müttefik edinilmiş olacaktır. İsrail’in tersine, kendi başına otonom bazı girişimlerde bulunmak olanağından da yoksun olan Kürt oluşumu, dünya imparatoru için, her ne kadar İsrail kadar güçlü olmasa bile, ondan daha uysal ve dolayısıyla değerli, yeni bir müttefik konumundadır. ??? Bu durum Kuzey Irak’ın ABD için ne denli önemli olduğunu, Washington’un oradaki rejimi neden özenle korumak zorunluluğunu hissettiğini açıklıkla ortaya koyuyor. Bütün sorun, ABD’nin, bu yeni stratejik müttefikini korurken, şu an için Türkiye’yi gözden çıkarmaya hazır olup olmadığı noktasında düğümleniyor. Şu anda ABD’nin Türk kamuoyundaki desteği en alt düzeydedir ve K. Irak’tan ihraç edilen terör karşısında ülkemizde halkın tepkisi doruğa varmış haldedir. Bu durumda, en büyük desteği olarak ABD’yi gören Tayyip Erdoğan iktidarının da artık hareketsiz kalması ve Washington’un arzuladığı tepkisizlik politikasını, daha fazla sürdürmesi olanaksız. Tayyip Bey, bütün davranışlarıyla, ABD’nin hoşuna gitmeyecek politikalar izlemekten yana olmadığını ortaya koymuş bulunuyor. Ama artık hiç değilse görünüşü kurtaracak kimi girişimleri yaşama geçirmeye de mecburdur AKP iktidarı. Durum böyle olunca, bütün olasılıklar içinde en güçlü olanının, ABD’nin K. Irak’taki yönetimi güç durumda bırakmadan, hiç değilse Tayyip Bey açısından görünüşü kurtaracak sınırlı bir operasyona, yardımcı olmasa bile sınırlarını aşmaması kaydıyla seyirci kalması olacaktır. Bu sonucun sağlanması için dahi Tayyip Bey’in, içinde bulunduğu sıkışık durumu Bush’a iyi anlatması ve kararlı bir tavır sergilemesi gerekiyor. Tayyip Bey böyle bir tavır koyabilir mi? Onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Böyle bir çözüm, Türkiye’nin komşudan ihraç edilen terörden kurtulmasını sağlayabilir mi? Bu soruya “hayır” yanıtını ise hiç beklemeden şimdiden verebiliriz. Dostları ‘Karaoğlan’ı andı ? Ecevit’in ölümünün birinci yılı nedeniyle gömütü başında DSP ve SHP’liler tarafından iki ayrı tören düzenlendi. Zeki Sezer, Ecevit’i çok özlediklerini belirterek “İlkeleri, felsefesi, yaşam şekli bize ışık olmaya devam edecek’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan, DSP’nin Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit, ölümünün 1. yılında Devlet Mezarlığı’ndaki gömütü başında düzenlenen törenlerle anıldı. İlk törene, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, parti yöneticileri, milletvekilleri, il ve ilçe örgütleriyle yurttaşlar katıldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren Devlet Mezarlığı’na gelen yurttaşlar, ellerindeki kırmızı ve beyaz karanfilleri Ecevit’in gömütüne bırakırken yurttaşların, Ecevit’in büyük boy resimleri, Türk bayrağı ve DSP flamasını taşıdıkları gözlendi. Sezer, parti yöneticileriyle birlikte Ecevit’in gömütüne kırmızı ve beyaz karanfillerden yapılmış çelenk bıraktı, ardından saygı duruşunda bulunuldu. Sezer, Ecevit’i çok özlediklerini belirterek, “Onu hiç unutmadık, unutmayacağız. İlkeleri, felsefesi, yaşam şekli bize ışık olmaya devam edecek’’ dedi. Rahşan Ecevit’in üzüntüsü nedeniyle törene katılamadığını kaydeden Sezer, “Böyle günlerde Ecevit çiftinin birbirine olan sevgisinin ne kadar büyük olduğunu daha iyi görüyoruz’’ diye konuştu. 8 Türk askerinin serbest bırakılmasına ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretine de değinen Sezer şunları söyledi: “Sağ salim kurtulmuş olmaları tabii ki sevindirici, ancak teslim alınış koşulları açısından kaygılarımız var. Öcalan resimleri önünde... Bunun birileri tarafından tezgâhlanmış, PKK’yi ve Barzani’yi muhatap alma girişimleri olmasından kaygı duyuyorum.’’ SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın başkanlığındaki SHP’liler ise mezarlığa DSP’nin ayrılmasının ardından geldi. Karayalçın, Ecevit’in mezarına parti çelengini bıraktı. Saygı duruşunun ardından konuşan Karayalçın, ardı ardına yoğun üzüntüler yaşadıklarını vurguladı. Karayalçın, “Önceki gün eski genel başkanımız Erdal İnönü’yü toprağa verdik. Bugün Türkiye solunun unutulmaz liderlerinden Ecevit’i anıyoruz” dedi. Sabahın erken saatlerinden itibaren Devlet Mezarlığı’na gelen yurttaşlar, ellerindeki kırmızı ve beyaz karanfilleri Ecevit’in gömütüne bırakırken yurttaşların, Ecevit’in büyük boy resimleri, Türk bayrağı ve DSP flamasını taşıdıkları gözlendi. (Fotoğraf: AA) 1 CHP’de ‘kurultay’ gündemli kamp 617 KASIM’DA ÇEŞME’DE ANKARA (ANKA) Kamp geleneğine AKP ve MHP’den sonra CHP de uydu. CHP ilk defa tüm milletvekillerini kampa alıyor. Aileleriyle birlikte davet edilen milletvekilleri, 1617 Kasım’da, Sheraton Çeşme Oteli’nde bir araya gelecek. Kampta, son siyasi gelişmelerin yanı sıra 2008 Mart’ında yapılacak olağan kurultay çalışmaları da ele alınacak. AKP ve MHP’nin sıkça yaptığı siyasi kamp alışkanlığına CHP de katıldı. Ancak CHP, AKP ve MHP’nin kamp için tercih ettiği başkentin çam ormanlarıyla ünlü Kızılcahamam ilçesinin yerine İzmir’in Çeşme ilçesini tercih etti. CHP milletvekilleri, 1617 Kasım tarihleri arasında Sheraton Çeşme Otel Resort’ta iki günlük kampa girecek. Kampa eş ve çocuklarıyla birlikte davetli olan milletvekilleri, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve parti yönetimiyle son siyasi gelişmeleri değerlendirecek. Kampın ağırlıklı gündeminde ise mart ayında yapılacak kurultay ve hazırlıkları olacak. O LAĞANÜSTÜ KONGRE TOPLANIYOR DP yeni genel başkanını arıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Demokrat Parti (DP) 4. Olağanüstü Büyük Kongresi, 1718 Kasım tarihlerinde, Ankara Atatürk Spor Salonu’nda yapılacak. Gündeme göre kongre, 17 Kasım Cumartesi günü saat 10.00’da açılacak. Kongrede Genel Başkan Mehmet Ağar, gündemle ilgili sunuş yapacak. Genel başkan adaylarının açıklanması ve konuşmalarından sonra genel başkan seçimi gerçekleştirilecek. Genel başkan seçimiyle ilk gün çalışmalarını tamamlayacak kongrede, pazar günü kalan komisyon raporları okunacak ve karara bağlanacak, siyasi konuşmaların ardından yönetim organları için seçimler gerçekleştirilecek. Öte yandan, eski DYP genel sekreterlerinden Serhan Yücel, DP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu açıkladı. Yücel, parti genel merkezinde adaylığını duyurduğu basın toplantısında, DP’nin var olma kavgasına sayılı günlerin kaldığını kaydetti. 80 Bin Ağaç Kesilmişse İyi mi? Milliyet gazetesi çok vahşi bir ağaç katliamını gözler önüne serdi. Gerçeği ortaya çıkaran meslektaşlarımı kutluyorum. Antalya’nın Belek ormanlarında golf sahası açmak amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün onayı ve izniyle ormanların yok edilecek düzeyde tahrip edildiği, Milliyet’in yayımladığı fotoğraflarda apaçık görülüyor. Gazeteci meslektaşlarımız, bu büyük felakette 500 bin ağacın yok edildiği haberini verdiler. Korkunç bir rakam ve korkunç bir “turizm eylemi”. Dünyanın acaba başka neresinde ormanlarını yok ederek turizm yapılıyor? Tam anlamıyla bir komedi. Onca boş alan, ağaçsız alan dururken kalkıp ormanlık alanları hedef almak tam da bize özgü bir vandallık. Ormanlar yanıyor diye çırpınıp duruyoruz. Orman yakanlara ağır cezalar verilmesi gerektiğini söylüyoruz. Yasaların değiştirilmesini istiyoruz. Bu arada bazı devlet kurumlarının yetkilileri orman yangınını geride bırakacak tahribatlara öncülük ediyorlar. ??? “Merdi kipti şecaat arz ederken sirkatin söyler” deyimi çok güzel bir deyimdir ve bu olay da Turizm Bakanlığı yetkililerinin durumunu çok güzel açıklıyor. Bakın Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Şenol Aydemir ne söylüyor: “Golf sahası izni verilen Belek ormanlarında 500 bin değil 80 bin ağaç kesildi. Bu ağaçların ekolojik değeri de yoktu.” Yani “o kadar çok değil, kestiğim ağaç sayısı yalnızca 80 bin” diyor Sayın Genel Müdür. Açıkça ağaç kestiğini, bir katliam yaptığını itiraf ediyor. 80 bin ağaç kestiğini itiraf eden ve bunu savunan bir turizmci! “Helal olsun” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. ??? TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) Antalya Temsilcisi Nurten Baykara, “TEMA’nın orman mühendisi üyelerinin hesaplarına göre kesilen ağaçların sayısı 500 binin üzerinde” dedi. “Belek ormanlarında gökyüzü görünmüyordu. Üstelik ağaçlar fıstık çamıydı. Ayrıca ağaçların önemsiz olduğunu söylemeleri çok üzücü. Hepsi ekosistem içinde yer alan çamlardı. Yapılan araştırmada, bölgede 100’den fazla endemik bitki yer aldığı tespit edilmişti. Muhafaza ormanı olarak kabul edilmişti.” Durum ortadadır. Türkiye’de turizmi doğayı yok ederek geliştireceğini sanan ya da böyle davranan ve bu düşünceyle örgütlenen bir ekip Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda işbaşındadır. Bütün bu tahribatı neyin karşılığında yaptıklarını bilemiyoruz. Bunun arkasında kimler ne gibi çıkarlar elde ettiler, onu da bilmiyoruz. Bildiğimiz ve söyleyebileceğimiz, bu anlayışla yönetilen bir turizmciliğin bir süre sonra ülkemizin bütün doğal yapısını yok edebileceğidir. ??? Ertuğrul Günay 68’li arkadaşımızdır. Askeri darbelerden sonra birlikte aynı hapishanelerde yattık. Doğaya, çevreye, kültüre duyarlıdır. Kültür ve Turizm Bakanı olduktan sonra yaptığı ilk açıklamaların birinde “Elime yetki geçse de bu ülkede doğanın ve kültürel varlıkların tahrip edilmesinin önüne geçsem diye düşünürdüm. Şimdi böyle bir yetkiye sahibim. Elimden gelen her şeyi yapacağım” demişti. ??? Ertuğrul Günay şimdi yetkili bir makamdadır. Kendi üst düzey bürokrasisi tam anlamıyla doğayı katleden bir uygulamaya imza atmıştır. Bunu lamı cimi yoktur. Ortada korkunç bir durum vardır. Böyle bir durumda tanıdığım Ertuğrul Günay’dan doğaya duyarlı bir adım atmasını beklemek hakkını kendimde görüyorum. “Doğayı katleden kimselerin benim yönetimimdeki bir bakanlıkta bulunmalarını kabul edemem. Bir an önce o bölge yeniden ağaçlandırılacak ve sorumlu bürokratlar için işlem başlatılacaktır” demesini bekliyorum. Onun kurulu düzene teslim olmamasını diliyorum… ??? Ertuğrul Günay Antalya Belek ormanlarındaki ağaç katliamı tartışmasıyla ilk sınavından geçiyor. Şimdi yetkiyi kullanma ve tepki gösterme zamanıdır… Sonuna kadar takipçisi olacağız. O güzel ormanları yok edenlerin peşini bırakmayacağız. asirmen?cumhuriyet.com.tr ÖZBAYRAK’IN ALEVİLERE HAKARETİ CHP,Yazıcıoğlu’ndan ‘Satanist’ kınaması istedi ANKARA (ANKA) CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bağlı olduğu Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu’ndan, Alevileri Satanistlere benzeten açıklamaları nedeniyle AKP Kırıkkale Milletvekili Mustafa Özbayrak’ı kınamayı düşünüp düşünmediğini sordu. Ağyüz, Yazıcıoğlu tarafından yanıtlanması isteğiyle verdiği yazılı soru önergesinde, Plan Bütçe Komisyonu’nda Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında, Özbayrak’ın, “Alevilere bir tahsisat yapılırsa, Aleviliğin diğer kolları da bize tahsisat yapın derse ne olacak? Mecusiler, Satanistler gibi gruplardan da benzer talepler gelebilir” dediğini hatırlatarak “Özbayrak’ın talihsiz açıklamalarını kınıyor, aynı çatı altında yasama görevi yapmış olmamdan dolayı üzüntülerimi belirtiyorum” dedi. Ağyüz, Yazıcıoğlu’ndan, Özbayrak’ın bu sözlerinin Alevilere hakaret olup olmadığını sordu. Ağyüz, “İçinde bulunduğumuz güç koşullarda ulus olarak birlik, dayanışma ve sevgi içerisinde olmamız gerekirken bu açıklama ayrımcılık değil midir? Kınamayı ve tepki koymayı düşünüyor musunuz” diye sordu. CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear