Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 2007 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB B PB B B B Y Y PB 17 18 17 17 22 21 23 22 16 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB PB B B PB Y 17 19 17 14 17 18 19 14 22 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB PB 25 24 20 25 16 19 15 13 8 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz ile akşam saatlerinden sonra Güney Ege, Afyon ve Uşak çevreleri, gece saatlerinden sonra Marmara’nın batısı yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı 2 ila 4 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 5 Helsinki B 4 Stockholm Y 6 Londra Y 12 Amsterdam B 12 Brüksel B 11 Paris PB 10 Bonn PB 10 Münih Y 13 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y PB Y Y PB PB Y Y 12 14 21 11 12 16 19 20 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B B B PB B B Y B 3 22 13 31 14 24 15 33 27 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada lerde buluşarak sağlanabilir. RTE’ye göre, örneğin sınır ötesi harekâtı (şimdi operasyon diyor), bu hükümetin ABD’den izin ve icazet almadan gerçekleştirmesini istemek, en azından bu görüşü dile getirmek… birlik ve beraberliğe bir çeşit ihanet demek! Dünden bugüne PKK konusundaki gelişmeler, hükümetin ikircikli davranışları ortada. Sabrı taşan hükümet değil; halkımız! Son toplu şehitler olayı, bardağı taşıran son damla oldu. ABD de halkın baskısı karşısında RTE’nin “bir şeyler yapmak” durumunda kaldığını görüyor, görmekle kalmıyor. Yetkili ağızlar, Türkiye’nin PKK terörü karşısında durumunu anladıklarını söylerken, halk gerçeği karşısında hükümete hak verdiklerini saklamıyorlar. ??? Kim sınır ötesi operasyondan söz ediyorsa, bir an önce yapılmasında ısrar ediyorsa… RTE’ye göre “kurusıkı atıyor”. Onlar, yani muhalefet, operasyonun yapılamamasını hükümetin kararsızlığına, beceriksizliğine bağlayan yazarçizer, eski asker kim varsa… kendi dışındaki herkesi RTE, “en ufak bedel ödemeyecekleri bu işlerin çığırtkanı” olmakla suçluyor. Durup durduk yerde anlamsız bir de suçlama: “Biz sizin geçmişinizi, mazinizi biliriz.” Bu sözü söyleyebilen adam, geçmişteki serüvenleri artık ezbere bilinen RTE! Geçmişten söz etmemesi gereken tek kişi varsa, o da bu Başbakan! ??? Dışişleri Bakanı Rice, altı saate sığdırdığı Ankara ziyaretinde yeni bir şey söylemedi. ABD’nin sınır ötesi harekâta (operasyona) karşı olduğunu yineledi. Bizimkiler de kararlı olduğumuzu yineledi. Rice, yeni bir şey söylemeyecek, Türkiye’yi rahatlatmayacak olduktan sonra Ankara’ya neden geldi? Saatlerle kısıtlı ziyaretindeki temel amaç “hükümeti itidalli hareket etmeye yönlendirmek ve Irak’ta istikrarı bozabilecek bir askeri operasyondan vazgeçirmekti”. Kuşku yok; bu açıklamaları yaparken Beyaz Saray’daki efendiden aldığı talimatı yerine getiriyordu. Ayrıca ABD’ye gitmeden önce RTE, nedir, ne değildir saptamak ve Başkan Bush’a gerekli raporu vermekti diğer görevi. ABD açısından Rice bu görevleri yerine getirdi. Rice’ın K. Irak’ta PKK’ye karşı yapılacak operasyonlarda başarı şansını neden dile getirdiğini anlamak için, görüşmelerin içeriği ile ilgili gazetelere yansıyan haberlerdeki satır aralarına bakmak yeterli. “Bölgedeki teröristleri çıkarıp atmak çok da kolay bir süreç değil. PKK uzun zamandır var, ama bugünkü koşullar farklı” demiş. Bu söylemin anlamı açık: K. Irak’ta koşullar değişti; bir operasyon, terörü ne ölçüde ortadan kaldırır, iyi hesap etmek gerek, demeye getiriyor. Tabii kimin kurusıkı attığı, muhalefet edenlerin mi, yoksa hükümet başkanının mı, hafta başında Washington’dan gelecek haberlerle ortaya çıkacak! DTP’li Yaman, genel başkanlığa Ahmet Türk’ün getirilmesi gerektiğini söyledi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Kürtler ayrılık istemez’ AYŞE SAYIN ANKARA DTP Muş Milletvekili Nuri Yaman, partisinin 8 Kasım’da yapılacak 2. olağanüstü kongresinde “aşırılığa kaçmaması, sivri yaklaşımları olmaması ve deneyimli bir siyaset adamı olması” nedeniyle, grup başkanı Ahmet Türk’ün aday olmasını arzuladığını söyledi. “Aklı başında hiçbir Kürt’ün ayrı devlet istemeyeceğini” savunan Yaman, “Benim eşim Türk, 38 yıl devlete hizmet etmişim, bir günde mi masanın karşı tarafına geçeceğim” dedi. 22 Temmuz seçimleri öncesinde “merkez valisi”yken istifa edip DTP’den Milletvekili seçilen Yaman, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Yaman’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: DTP’nin Diyarbakır’daki toplantısında genel başkan adayı olarak belirlenen Fırat Anlı’nın adaylığına “Genel başkan Meclis içinden olmalı” diyerek karşı çıkışınız, “aykırı ses” olarak değerlendirildi. Sizce kim genel başkan olmalı? Ben, Meclis dışından bir ismin Meclis grubu ile genel merkez arasında eşgüdüm sağlamasında birtakım sıkıntılar olabileceğini vurgulamak istedim. Parti genel başkanı ile her an iletişim sağlaması bakımından, Mec lis grubu içinden bir arkadaşın, halen de devam etmekte olan sayın Ahmet Türk’ün daha yararlı olacağını söyledim. Yoksa onun dışında ayrı bir ses, ayrı duruş gibi bir şey söz konusu değil, böyle bir lüksümüz de yok. Çünkü Ahmet Bey 34 dönemdir parlamentoda. Aşırılığa kaçmayan, fazla sivri olmayan yaklaşımları var. Ancak belki bazı partililer, bazı kişiler Kürt sorunu lehine birtakım söylemlerin dile getirilmesinde biraz daha radikal bir şeyler istiyorlar mı bilmiyorum. Veya biraz daha sesimizin gür çıkmasını istiyorlar mı bilmiyorum. ‘Biz de bu ülkeyi seviyoruz’ DTP’ye yönelik Meclis’te yeterince varlık gösteremediği, sivil siyaset üretemediği eleştirileri var. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bizim de önemli bir açmazımız. Ancak öyle bir süreçten geçiyoruz ki, çok insani değerlerle parlamento içinde yapılan birtakım beşeri, sosyal ilişkilere dayalı düzenlemelerde dahi DTP’lilerin sanki dışlanması gerektiği, kutsal çatı olan TBMM’de bulunmasının sakıncalı sonuçlar doğuracağı gibi bir hava pompalanıyor. 3839 yıl bu devlete feragatle çalıştığım halde, ben bir günde mi yani masanın öbür tarafına geçtim? Bunu söy leyen insanların, bizim de bu ülkeyi sevdiğimizi bilmeleri lazım. Ama böyle bir linç politikası, bir ötekileştirme gibi, bir dışlama gibi bir yaklaşımla sorun çözülmez. DTP, PKK terörünü kınamıyor. AB’nin “aranıza mesafe koyun” uyarısına rağmen, DTP yöneticileri “PKK’yi kınarsak hiçleşiriz” açıklamaları yaptı.Yani DTP’nin varlık nedeni PKK midir? Bizimle ilgili değerlendirmelerde, iş geliyor bu kınama meselesine dayanıyor. Tabii Türkiye’nin 25 yıldır değişmeyen bir gerçeği var, adına ne derseniz deyin, adı konulmamış bir çatışmanın içinde yaşıyor bölge halkı. Bu halk bu konuyla, şu veya bu şekilde köy, kent ve mahalleli olarak herkes ya komşusundan dolayı, ya köyünün yakılıp yıkılmasından dolayı ya da bu mücadelede gidip ölen insanından dolayı bir şekilde ilişkilidir. Bunun büyük bir çoğunluğu da bu ilişkilendirmenin zorlanması sonucunda da mağdurdur. Bir sürü insan bir aspirinin bir insana sağlanması ya da birine selam vermesi ya da iyi hoş söz söylemesinden dolayı yargılanmıştır, hapse girmiştir. Yani bir noktada devletin bu yanlış uygulaması sonucunda bu hareketle ilgili bu insanlar bu işin içine çekilmiştir. Hiç kimse bunun dışında kendini göremiyor. Sıcak çatışmalar devam ediyor Özel birlikler sınıra kaydırılıyor DİYARBAKIR / VAN (Cumhuriyet) Olası bir sınır ötesi operasyon için özel harekât birlikleri Kuzey Irak sınırının sıfır noktasına kaydırılırken, Şırnak ve Bingöl kırsalında da zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanıyor. Örgütün lojistik kaynaklarının da kesilmesi için emniyet ve jandarma tarafından yürütülen operasyonlar kapsamında Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde PKK mühürlü makbuzlarla 1 milyon YTL haraç toplayan biri kadın 8 kişi tutuklandı. Sınır ötesi operasyon için askeri yığınak tamamlanırken, sıfır noktalar UludereŞemdinli arasındaki yol denetimleri daha da artırıldı. Korucuların da katıldığı denetimlerde askerler elleri tetikte bekliyor. Özel eğitimli harekât birlikleri de sıfır noktalarına kaydırılıyor. Sınırdaki Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde Kuzey Irak’a top atışları da sürüyor. Bingöl’ün Adaklı ilçesindeki Şeytan Dağları’nda da hava destekli operasyonlar devam ediyor. Karlıova ilçesinde de zaman zaman PKK’lilerle güvenlik güçleri arasında sıcak temas sağlanıyor. Çıkan çatışmada 1 PKK’linin öldürüldüğü belirtiliyor. Şırnak kırsalında PKK’liler tarafından tuzaklanmış 8.5 kilo plastik patlayıcı madde ile hazırlanmış 4 adet patlayıcı madde düzeneği imha edildi. Aynı bölgede 322 adet hafif silah mühimmatı, bir adet gece görüş cihazı ile muhtelif gıda maddesi ve yaşam malzemesi de bulundu. Diyarbakır’ın Lice ilçesi dağlık arazi kesiminde de tuzaklanmış 18 kilo amonyum nitrat ve A3 plastik patlayıcı karışımından oluşan, bir adet patlayıcı madde düzeneği tespit edildi. Mardin’in Midyat ilçesi dağlık arazi kesiminde 2 kilogram amonyum nitrat ve 1.5 kilogram plastik patlayıcı madde etkisiz hale getirildi. Yüksekova’da da emniyet ve jandarma tarafından yürütülen soruşturma kapsamında esnaf ve vatandaşlardan PKK mühürlü makbuzlarla haraç toplayan aralarında geçici köy korucusu ile DTP’li eski ilçe yöneticilerinin de bulunduğu M.B, F.I, H.M. ile F.K, Y.S, O.E, S.D. ve H.A.’nın, Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifadeleri alındı. Başkentte bir araya gelen yurttaşlar, AKP’nin anayasa taslağını protesto etti. ‘Piyasacı değil, toplumcu anayasa’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da Sıhhıye Meydanı’nı dolduran on binlerce yurttaş, AKP’nin anayasa taslağına tepki gösterdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) düzenlediği “Özgür, Demokratik ve Eşitlikçi bir Türkiye Mitingi” dün Ankara’da gerçekleştirildi. Mitinge, siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri ile öğrenciler de destek verdi. Sabah saatlerinde Ankara Garı önünde toplanan yurttaşlar daha sonra Sıhhıye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Piyasacı değil, toplumcu bir anayasa istediklerini haykıran on binlerce kişi, özgürlükten, eşitlikten ve demokrasiden yana bir siyasi tavır takınılmasını isteyen sloganlarla alana girerken, emperyalizme boyun eğmeyeceklerini belirttiler. Yürüyüş sırasında sık sık slogan atan kortej, “ABD def olsun, üslere el konsun”,“Tayyip Coni babandan izin al da çürük oğlunu askere gönder”, “Halktan geçmeyen Meclis’ten geçer mi?”, “Kardelen Ayşe kadron nerede”,“Barzani Talabani Kürtleri, Erdoğan Türkleri temsil edemez”, Mevsimlik öğretmen olmayacağız”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Çaycı İ. Melih Gökçek”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Sosyal Güvenlik Yasası’na hayır”, “Personel Rejimi Yasası IMF’nin kasası” yazılı pankartlar taşıdılar. KESK üyelerinin ellerinde taşıdığı beyaz balonların üzerinde ise “Barış istiyoruz” yazısı dikkat çekti. TTB Genel Sekreteri Altan Ayaz, anayasa tartışmalarına sivil toplum örgütlerinin de dahil edilmek istemendiğini vurgulayarak “Bu ülkede üreten biziz yöneten de biz olalım. İstiyoruz ki çevreyi, sağlığı, alın terini gözeten, eşitlikten yana bir anayasa oluşturulsun. Sağlığın hak olduğu anayasada belirtilsin” diye konuştu. belediye daha eklenecek. HÖH Bulgaristan’da merkezi hükümetin de ortağı. 240 sandalyeli Meclis’te 34 HÖH üyesi var. Hükümette de Çevre ve Su Bakanı Cevdet Çakırov, Tarım Bakanı Nihat Kabil, Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanı Hasan Ademov HÖH listelerinden Meclis’e girmişlerdi. Bulgaristan nüfusunun yüzde 20’ye yakınını oluşturan Türkler, geçmişteki sancılı yılları büyük ölçüde geride bıraktılar. Bugün hükümetin ortağı olacak kadar, Bulgaristan yönetiminin bir parçası haline geldiler. Bu tablo 1980’li yıllarda hayal bile edilemezdi! O dönemde Jivkov yönetimi Türklere yönelik akıl almaz bir baskı uygulamış, Türkiye ile Bulgaristan ilişkilerinde uzun süre devam eden yaralanmalara neden olmuştu. Bugün ise TürkiyeBulgaristan sınırında asker gerekli mi gereksiz mi tartışması var! ??? Türkiye’nin Bulgaristan’la yaşadığı bu dönüşüm, bir bakıma uluslararası ilişkilerin de fotoğrafı. Uluslararası ilişkilerde duygulardan çok bulguların geçerli olduğunu ortaya koyan tipik bir olay. Ne diyor İngiliz siyasetçileri: “İngiltere’nin hiçbir zaman ezeli dostları ya da ezeli düşmanları yoktur. İngiltere’nin daima, ezeli çıkarları vardır!” Geçelim... Soralım: TürkiyeBulgaristan ilişkilerindeki bu değişimin temelini ne oluşturuyor? Bir dizi yanıt verilebilir ama, bize göre temel durum şu: Bulgaristan’daki Türkler; baskı görmeye başlayınca, atalarının mezar taşlarındaki adlarının dahi değiştirildiğini görünce, Deliorman Dağları’na çıkıp, terör eylemlerine girişmediler... Bulgaristan’daki Türkler; bir terör örgütü kurup, bu örgütü uluslararası ilişkilerin oyuncağı haline getirip kendilerini kullandırmadılar. Bulgaristan’daki Türkler; Sofya’ya ulaşan yolları kesip, günlük yaşamı gerilime boğmadılar. Ne yaptılar? Uğradıkları haksızlıkları kabul etmediler. Haklarını, temelde Bulgaristan yönetimi içinde aradılar. Türkiye de başta Bulgaristan’dakiler olmak üzere tüm dış Türklere şu iki yolu gösterdi: 1 Bulunduğunuz ülkenin yasalarına uyun. 2 Kimliğinizi ve kültürünüzü koruyun. Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine bağlı politikanın bir yansıması olarak, hiçbir yasadışı uygulama önermedi. Terör mü? Hiç ama hiç önermedi! Aklından dahi geçirmedi! ??? Bulgaristan’daki Türklerin 20. yüzyıl acılarını tümüyle geride bırakmış olmasını, 21. yüzyılda barış içinde yaşamasını diliyoruz. Amacımız bir karşılaştırma yapmak değil, zaten aynı şey de değil ama, Türkiye’de ikide bir “barış barış” deyip içini doldurmayanları Bulgaristan’daki gelişmeleri izlemeye çağırıyoruz. Barış hiçbir coğrafyaya yabancı bir “kurtarıcı” eliyle gelmez... O coğrafyadaki insanların ortak çabasıyla ve kurtarıcı rolündekilerin maskelerini sökerek gelir. Terörle hiç gelmez... Biz Anadolu’da bin yıldır ortak bir yaşam sürdürüyoruz. Bizi en iyi yine de biz anlarız... Akan kan hepimizin... ankcum?cumhuriyet.com.tr DTP’den miting SİLOPİ (AA) DTP Şırnak İl Başkanlığı tarafından Silopi’de “Barışa Evet, Operasyona Hayır’’ mitingi düzenlendi. Mitingde konuşan DTP Şırnak Milletvekil Hasip Kaplan, bin yıldır beraber yaşamış, kardeş halkları birbirine düşürmeye çalışanların hain olduğunu söyledi. Kaplan, Habur’un sadece sınır kapısı değil, “ekmek ve kardeşlik kapısı’’ olduğunu da belirtti. DTP Şırnak İl Başkanı İzzet Belge de Türkiye’nin Irak gibi yapılmak istenildiğini öne sürdü. Mitinge DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Silopi Belediye Başkanı Muhsin Kunur ile çok sayıda DTP’li belediye başkanı ve vatandaşlar katıldı. Değerli Siyaset ve Bilim Adamı Sosyal Demokrasinin Yılmaz Savunucusu Onurlu, Dürüst, Sevecen, Demokrat Devlet Adamı ERDAL İNÖNÜ’yü Kaybetmenin Derin Üzüntüsü İçerisindeyiz. Yolumuzu Aydınlatan Düşüncelerini Sonsuza Dek Yaşatacağız. Tüm Türkiye’nin Başı Sağ Olsun… Şeref BAKŞIK, Ethem ÇALIŞ, Remzi ÖZEN, Osman ÖZGÜVEN, Musa ÇAM, Çağlayan BİLGEN, Ali YILMAZ, Mustafa KORKMAZ, Mustafa ÇAĞLAR, Ali DAĞ, Mustafa KAYNARCA, Cihan TÜRSEN, Yurdal BAKAN, Sadiye AKGÜN, Aytekin USLU, Naim KUL, Mustafa BOZKURT, Esen YÜCEL, Nevzat KAVALAR, Fethi EKİNCİ, Recai ATALAY, Atilla ÖZGÜN, Tayyar ERASLAN, BerrinAhmet DELİKÇİ, Uğur GÖKMEN, Günselli ÖZENTÜRK, Ali İhsan ÖZEREN, Ender ERTİN, Erkan BÜYÜKKAYA, Önder GÜROL, Süha BARLAK, Hüseyin SEZER, Barış EREL, İsmail İNAN, Abdülkadir ÖZDEMİR, Selami CİHANER, Lütfü TÜRKER, Sinan KARAOSMANOĞLU, Selahattin GÜRSOY, İlhan İDİZ, Savaş AKINCI, Mehmet KILIÇ, Fikret YAKAL, Ceyhan KAYAHAN, Ozan Ali İLGAZİ, Serhan BALCI, Hayati ÖZTÜRK, HidayetHüseyin TAKLAK, Nimet HAYTABA, Süleyman ÖZEN, Koray ACAROĞLU, Ertan YILDIZ, Ali ZEYBEK, Tuncer POLAT, Filiz ÇETİN, Kadir TOKSOY, Ali DARCAN, Ahmet ÖZEN, Metin KARAAHMETOĞLU, Kemal KESKİN, İbrahim ÇAYAN, Noyan ÖKSÜZ, Ali ÇEKÇEKOĞLU, Tümay Ali TAVUKÇU. YERİ DOLDURULAMAZ BİLİMDE, SİYASETTE VE YAŞAMINDA ÖRNEK İNSANI KAYBETMEMİZİN ÜZÜNTÜSÜYLE AİLESİNE VE TÜM SEVENLERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUZ. Mahmut KARAKAYA, İbrahim KÖMÜR, Recep DURGUN, Nurettin ERTÜRK, Talat ÖZGÜNDÜZ, Seyit KÖYGÜLÜ, Musa ÇULHA, Naci ŞİMŞEK, Fethi KONUK, Abdullah DİNÇ, Ali Asker ASLAN, Elif N. TÜRKOĞLU, Selçuk BİBER, Hakan TAN /IŞIL ÖZGENTÜRK Yasemin Kokusu ? Baştarafı Arka Sayfada Çünkü silah şirketlerinin silah satması gerek! Öğretmenine, “Şah, amcamı zindana attırmıştı, siz idam ettiniz,” diye kafa tutan, o kara saçları ve incecik bedeniyle rüzgârda savrulan komünist Nilüfer’in neden öldürüldüğünü soran Marja’nın başına bir bela gelmesin diye, ailesi onu Viyana’ya gönderiyor ve Marja ilk kez bir kara koyun gibi hissediyor kendini; ancak en marjinallerle dostluk kurabiliyor ve sonunda bu yabancılık canına tak ediyor ve 10 yıl sonra, görmüş geçirmiş genç bir kadın olarak İran’a dönüyor. Bu kez İran’da bir kara koyun oluveriyor. Resim eğitimi aldığı üniversitede başı sürekli dertte.. bu arada erkek arkadaşıyla daha rahat dolaşabilmek, devrim muhafızlarının sorusuna muhatap olmamak için evleniyor, bir yıl sonra da nasıl boşanacağını düşünüyor, İran’da bu zor bir iş... Sonra, bir sabah Ojen Amca’nın idam edildiği, daha önce Ojen Amca’sına “daha güzel bir dünya” sözü verdiği hapishanenin duvarı önünde yasemin kokan büyükannesine soruyor: “Büyükanne sen neden hep yasemin kokuyorsun?’’ Büyükanne yanıtlıyor: “Her sabah sütyenimin içine bir demet yasemin koyarım, ondan.” Ve Marja bir başka ülkeye gene kara koyun olmaya gidiyor, Fransa’ya.. sonrası iyi bir çizgi roman yazarı oluyor, sonra da işte Persepolis’i yapıyor, tek tek kare kare çiziyor ve yasemin çiçeği bütün film boyunca kokuyor.. idam edilen amcanın şafak yıldızı gibi parlayan yüzü de... Neden ağladığımı anladınız mı? Dünyada ne çok acı var.. ama inadına yasemin kokusu da! * Persepolis filminin yönetmenleri: Vincent Paronnaud Marjane Satrapi Not: Filmde kahramanlar Fransızca konuşuyordu, benim buna itirazım var; Farsçayı tercih ederdim. isilozgenturk@gmail.com SHP’li ve CHP’liler CUMHURİYET 08 K