26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 KASIM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Milli Eğitim’den izinli çevre sorunları konferansında Darwin amatör biyolog olarak gösterildi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Evrim teorisine karalama ZEYNEP ŞAHİN Ortamı Geren Sözler Milletvekillerinin etnik kökenleriyle ilgili sorgulamalar, kuruluşundan 85 yıl sonra ne yazık ki Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki tartışmalara da girdi. AKP’nin Kızılcahamam kampında Kürt sorunu hakkında ABD ve AB kamuoyunu aydınlatmak amacı ile iktidar partisinde yer alan 75 Kürt milletvekilinin bu ülkelere gönderilmesini içeren kararını eleştiren DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, Başbakan’ı, “Kürtleri küçük düşürmek ve aptal yerine koymakla” suçladı. Son DTP kongresinde, ılımlı politikası nedeni ile genel başkanlık görevini, partinin şahinlerine bırakması istendiğinden söz edilen Türk’ün dünkü konuşması, DTP’nin yeni stratejisi ile bire bir örtüşen ve şiddeti de savunan görüşler içeriyor. Türk’ün konuşması, DTP’lilerin kendileri dışındaki partilerde yer alan hemşeri parlamenterleri “Kürtlüklerini inkâr etmiş” kimseler olarak gördüklerinin açık bir belgesi olarak da tanımlanabilir: “Sayın Başbakan Amerika’ya Kürt milletvekillerini Kürt halkı adına gönderecek. Kürtlerin demokratik taleplerini görmezden gelen, Kürtlüğünü inkâr edenler, nasıl Kürtlerin temsilcisi olarak gönderilir? Alay mı ediyorsunuz bu milletle! Kürtleri küçük düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Kürtler aptal değil.” ANKARA Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce bu eğitimöğretim yılı sonuna kadar lise ve dengi okullarda Turgut Aksu’nun “Mavi Gezegen Dünya ve Çevre Sorunları” başlıklı konferans vermesi istendi. Ancak konferansın adında belirtildiği gibi sadece çevre sorunlarıyla ilgili olmadığı, “Evrim Teorisi’nin çürütülmeye çalışıldığı, Darwin’le alay edildiği” öğrenildi. Eğitimİş Çorum İl Başkanlığı konferansa tepki göstererek “Okullarımızın bu tür şeyler için kullanılmasını istemiyoruz” dedi. Alınan bilgiye göre Harun Yahya takma ismiyle yazdığı yaratılış kitaplarıyla tanınan Adnan Hoca lakaplı Adnan Oktar’a yakınlığıyla bilinen Milli Değerler Vakfı’nın, Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yaptığı başvuru ile Oktar’ın yakın çevresinden Turgut Aksu’nun okul ? Konferansın hazırlanan görsel sunumla desteklendiğini, slayt gösterisi eşliğinde verildiğini belirten eğitimciler önce dünyaya ilişkin çeşitli bilgilerin aktarıldığını ancak sonrasında konunun “yaratılışevrim” üzerine odaklandığını belirttiler. Aksu’nun Darwin için “amatör biyolog” dediğini ifade eden eğitimciler, Evrim Teorisi’nin ortaya koyduklarıyla alay edildiğini, küçümsendiğini anlattılar. larda “Mavi Gezegen Dünya ve Çevre Sorunları Konferansı” vermesi için izin istendi. Bunun üzerine Aksu’nun konferansının CD’si Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde oluşturulan komisyonca izlendi ve konferansın ildeki lise ve dengi okullarda verilmesinde “sakınca” görülmedi. Çorum İl Milli Eğitim Müdürü Abdurrahim Köksal imzasıyla valiliğe gönderilen yazıyla da “Mavi Gezegen Dünya ve Çevre Sorunları konulu konferansın 20072008 Eğitim Öğretim Yılı’nda ilimiz genelindeki lise ve dengi okullarında eğitim öğretimi aksatmamak şartıyla ve okul müdürlüğünün yetki ve sorumluluğunda düzenlenmesi müdürlüğümüzce uygun görülmektedir” denilerek izin istendi. Valilik istenen izni vererek kararı onayladı ve Aksu liselerde konferans vermeye başladı. ‘Amatör biyolog Darwin’ Aksu’nun kısa süre önce Çorum Endüstri Meslek Lisesi ve Çorum Ticaret Lisesi öğrencilerine konferans verdiği öğrenildi. Ancak konferansa katılan eğitimcilerden alınan bilgiler, etkinliğin adında belirtildiği gibi çevre sorunları üzerine gençleri bilgilendirme değil, “Evrim Teorisi”ni çürütme amacı taşıdığını gösterdi. Konferansın hazırlanan görsel su numla desteklendiğini, slayt gösterisi eşliğinde verildiğini belirten eğitimciler önce dünyaya ilişkin çeşitli bilgilerin aktarıldığını ancak sonrasında konunun “yaratılışevrim” üzerine odaklandığını belirttiler. Aksu’nun Darwin için “amatör biyolog” dediğini ifade eden eğitimciler, Evrim Teorisi’nin ortaya koyduklarıyla alay edildiğini, küçümsendiğini anlattılar. Konferansta evrimi çürütmek için “çölde bir ev” örneğinin verildiğine işaret edilerek “Çölün ortasında mükemmel bir ev ve içinde her türlü olanak var. Dünyanın en iyi bilim adamları buraya gönderiliyor; kimse buraya gelmemesine karşın bu mükemmel ev nasıl yapılmış diye araştırmaları isteniyor. Bilim adamları da burası aslında bataklıktı, sonradan değişime uğrayarak çöl oldu, çöldeki kum molekülleri de değişti evi ve içindeki eşyaları oluşturdu diye rapor veriyorlar. Buna kimse inanır mı” diye sorulduğu belirtildi. Eğitimİş Çorum Şubesi Başkanı Uğur Demirer, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ve valiliğin böyle bir konferansın okullarda verilmesini nasıl onayladığını anlayamadıklarını belirterek “Okulların bu tür şeyler için kullanılmasını doğru bulmuyoruz, istemiyoruz” dedi. Laik ve bilimsel eğitimden yana olduklarının altını çizen Demirer, “Gençlerin bu gibi konularla oyalanması doğru değil. Bu konferansı düzenleyen ve veren kişiler eğitimli olduklarını belirtiyor ancak yetkinlikleri konusunda da şüphelerimiz var” diye konuştu. Baykal’ın kaygıları... Türk’ün AKP ve Erdoğan’a yönelik suçlamalarını yaptığı zaman dilimi içinde, CHP Genel Başkanı Baykal, terör örgütü PKK’nin stratejisinin maalesef bir iç kavgayı başlatmaya yönelik olmasından duyduğu kuşkuyu partisinin grup kürsüsüne getirmişti. Baykal, hafta sonunda Diyarbakır’da yapılan miting sonrasında bazı grupların taşkınlıkları ile İstanbul’da aynı gün kentin iki yöresindeki tahrik girişimlerinden yola çıkarak, sorunun bir KürtTürk kavgası olmadığının altını çizmek isterken DTP Grup Başkanı’nın yanı sıra, Tunceli ve Batman’ın DTP’li belediye başkanlarının terör ve teröristleri sahiplenen sözlerinin bir rastlantı mı, yoksa ısrarla yaygınlaştırılmak istenilen bilinçli bir strateji mi olduğunu sorgulamak gerekiyor. DTP’de yer almayan politikacıları ve özellikle AKP’li parlamenterleri, Kürtlüklerini inkâr etmekle suçlamakla da yetinmeyen Türk’ün, “Ne Anayasa Mahkemesi’nde açılan dava, ne savcıların ortaya koyduğu iddialar bizi çok fazla ilgilendiriyor. Cezaevinde de yatmasını biliriz. İnançlarımız için her şeyi göze alırız” sözleri ikinci seçeneği güçlendirecek unsurlar içeriyor. Öte yandan CHP Genel Başkanı Baykal, hükümetten ErdoğanBush görüşmesinden bu yana izlediği strateji ile ilgili kuşkularını yanıtlayacak somut yaptırımlar beklendiğini tekrarlıyor. Bu somut yaptırımlardan birisi Mahmur kampıdır. CHP Genel Başkanı, Türk vatandaşı sığınmacıların yaşadığı, ama terör örgütünün denetiminde olduğu bilinen Mahmur’un hâlâ bir yerleşim yuvası olarak açık kalmasını Kuzey Irak’taki yönetim adına verildiği söylenilen sözlerle çelişkili görmektedir. Bu kampın dağ doruklarında değil, ovada, sınırımızın hemen yanı başında bulunduğunun da altını çizmektedir. Ana muhalefet liderinin dünkü konuşmasında öne çıkan bir başka somut beklenti de, bir süreden beri kamuoyunda ısrarla gündemde tutulmak istenilen ve bazı PKK’lilerin Türkiye’ye teslim edileceğini içeren haberlerdir. Baykal böyle bir teslimatın olmadığını hatırlattığı konuşmasında, belirli bir kaynağın kamuoyumuza yönelik yönlendirme ve umut yaratma politikası izlemiş olmasından tedirgin olduğunu saklamıyor. CHP Genel Başkanı’nın, toplumun çok geniş ve sağduyu sahibi kesimince de beklenilen o umut politikası ters teperse, şiddetin yaygınlaşmasından yana olanların ekmeğine yağ sürülmesini önlemek zorlaşabilir. Dileriz, Başbakan ne yaptığını biliyor ve bir dış gücün tezgâhladığı oyunlara gelmemeye özen gösteren bir yol haritası üstünde yürüyor. ISPARTA Mitinge katıldı ceza aldı SERGÜL CANIGÜR Erener ve Atakoğlu’ndan konser Sanatçı Sertab Erener ve Fahir Atakoğlu, Türk Eğitim Derneği’nin 80’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla “Eğitim İçin El Ele Tek Yürek Tek Meşale’’ adıyla konser verdi. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki konserde, besteci piyanist Fahir Atakoğlu çeşitli eserlerini seslendirdi. Atakoğlu, daha sonra sahneye çıkan Sertab Erener’in söylediği şarkılara da piyanosuyla eşlik etti. Erener ve Atakoğlu, konserde izleyicilere keyifli dakikalar yaşattı. Sunuculuğunu oyuncu Halit Ergenç ile Arzu Balkan’ın yaptığı konseri, İstanbul Valisi Muammer Güler ve eşi Neval Güler ile çok sayıda sanatsever izledi. (Fotoğraf: AA) BURDUR İzmir’deki Cumhuriyet Mitingi’ne katılan ve 19 Mayıs törenlerinde öğrencilere “Cumhuriyete Sahip Çık” yazılı tişörtler giydiren Isparta Iyaş İlköğretim okulu öğretmeni Halil İbrahim Özçimen maaş kesim cezasına çarptırıldı. Özçimen, cezaya “Atatürk’ün izinde yürümeye devam edeceğim ve bu soruşturmadan dolayı gelecek cezayı büyük bir onurla dosyamda taşıyacağım” diye yanıt verirken, mitinge katılan diğer öğretmenler de kendilerini ihbar ettiler. Isparta Milli Eğitim Müdürlüğü, Özçimen hakkında okul idaresinin izni olmadan kent dışına çıktığı ve 19 Mayıs törenlerinde öğrencilere ön yüzünde “Atatürk”, arka yüzünde “Cumhuriyete Sahip Çık” yazılı tişörtler giydirdiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. 30’da 1 oranında maaş kesimiyle cezalandırılan Özçimen, savunmasında “Cumhuriyet mitingine mesai saati dışında ve devlet memuru olarak değil Cumhuriyetin bütün değerlerine sahip çıkmak isteyen bir Cumhuriyet vatandaşı olarak katıldım” dedi. Mitingde binlerce kamu çalışanı olduğunu belirten Özçimen, savunmasında “Asıl suç işleyenler bu ilkelere sahip çıkanları suçlu olarak yargılayanlardır. Cumhuriyetime sahip çıkacağım ve bu soruşturmadan dolayı gelecek cezayı büyük bir onurla dosyamda taşıyacağım” ifadesini kullandı. ADD üyesi öğretmenler de Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe vererek kendilerinin de mitinge katıldığını belirterek, “Derneğimiz üyelerinin tümü bu suçu işlemişler ve işleme eğilimi içindedirler. Bu mantıkla, Cumhuriyet mitinglerine katılan ve kamuda çalışan üyelerimizin cezalandırılmaları gerekmektedir” dediler. ‘Çifte standart’ Türmen’den boşalacak yere aday gösterilen Ulusoy, türban kararını eleştirmişti AİHM’ye tartışmalı adaylar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Türkiye’yi temsil eden yargıç Rıza Türmen’den boşalacak göreve aday gösterilecek isimler belirlendi. Edinilen bilgiye göre Ankara, Brüksel Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Ruşen Ergeç, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Işıl Karakaş ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ali Ulusoy’u AİHM’nin yeni Türk yargıç adayları olarak belirledi. Adaylardan Ali Ulusoy, 26 Eylül 2005’te Yeni Şafak gazetesinde yer alan demecinde AİHM’nin türban kararını eleştirmişti. Ulusoy şunları söylemişti: “...Asıl inancı gereği başını örten öğrencilerin üniversitelere alınmamaları, aşırı dinci çevreleri eylem yapmaya itmektedir. ‘Üniversitelerde bazı öğrencilerin türban takmasının, türban takmayan Müslüman öğrenciler için psikolojik baskı oluşturacağı’ düşüncesi, bazı durumlarda doğru olabilmekle beraber, bu olguyu hukuksal bir sonuca bağlamak olanaksızdır. Bu olasılığı tüm türbanlı öğrencilere üniversiteye girmeyi yasaklamak gibi ağır bir sonuca bağlamak hukuksal temelden yoksundur.” ‘Hukuki temelden yoksun’ Ulusoy, AİHM’nin türbanla ilgili tespitinin hukuki temelden yoksun olduğunu savunurken, “Örneğin ezan okunması ve hatta camilerin varlığı bile namaz kılmayan Müslüman öğrenciler üzerinde psikolojik baskı oluşturabilir. O halde namaz kılmayan Müslümanları bu psikolojik baskıdan korumak için, ezan okunma sını ve hatta camileride mi yasaklamak gerekir?” demişti. Adaylardan Prof. Karakaş da 1617 Kasım 2007’de yapılan Abant Platformu toplantısında “Yeni Anayasa ile Uluslararası Belgeler ve AB Hukuku İlişkisi” konulu bir sunum yapmıştı. Yeni aday listesinin aralık ayı içinde Avrupa Konseyi’ne sunulması öngörülüyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne imza atan 20 ülke, üç kişilik aday listeleri sunuyor ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, adaylardan birini seçiyor. Türkiye’nin sunduğu ilk liste, adaylar arasında “çok fazla seviye farkı” bulunduğu gerekçesiyle iade edilmişti. İlk listede, Prof. Ruşen Ergeç yine yer alırken, diğer iki aday Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Mustafa Erdoğan ve Ankara Üniversitesi’nden Prof. Arzu Oğuz’du. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net GEREKÇE: DÜZENLEME Her ayet her yere yazılmaz Eski Diyanet İşleri Başkanı Porf. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz, ayet tartışmalarını değerlendirerek yorum getirecek ayetlerin camilere asılmaması gerektiğini söyledi FIRAT KOZOK Taksim’de cami ısrarı İstanbul Haber Servisi Taksim Meydanı’nın yeniden düzenlenmesiyle gerçekleştirilecek Cumhuriyet Müzesi projesinde “Taksim’e Mescit”le, “Taksim’e Cami” projesi hayata geçirilmek isteniyor. Eski Sular İdaresi binası olarak bilinen Taksim Meydanı’ndaki Taksim Maksemi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Cumhuriyet Müzesi olarak restore edilmesi projesi kapsamında, Taksim Mesciti’nin minaresinin de yeniden yapılması tepki çekti. Kayıtlarda mescit olarak geçen ancak derme çatma bir minaresi bulunan yapı, 1978 yılında Taksim Camisi Derneği tarafından inşa ettirildi. O dönem derneğe ait olan mescit şu an Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetinde bulunuyor. Cami mi yoksa mescit mi olduğu konusu da tartışmalı olan yapının onarılması, “Taksim Meydanı’na cami hayalinin” gerçekleştirilmesi için atılan bir adım olarak niteleniyor. ‘Mescit büyütülmeyecek’ Isparta ADD Şubesi Başkanı Mahmut Özyürek de öğretmenler arasında çifte standart uygulandığını vurguladı. Özyürek şunları söyledi: “Atatürk resmini göstererek, ‘Bu adamın resimlerini okul duvarlarından indirin/ Kürtçe niçin ikinci anadil olmasın’ diyen Milli Eğitim Şube Müdürü Ebubekir Tanrıbir hakkında olarak suç duyurusunda bulunduk ancak yalnızca ‘kınama’ cezası aldı. Atatürk’e ‘deist’ diyen Isparta Gülkent Anadolu Lisesi din öğretmeni Bilal Yıldız hakkında suç duyurusunda bulunduk ancak hiçbir işlem yapılmadı. Ülkü İlköğretim Okulu din öğretmeni Hasan Çelik, Hz. Muhammed’in hadisleri arasına Saidi Nursi’den alıntılar yaparak öğrencilere dağıtmıştır. Suç duyurusu yapılmasına karşın Çelik hakkında işlem yapılmamıştır. Isparta Fen Lisesi mescitleri ibadet değil, Cumhuriyet karşıtı propaganda odağı olarak kullanılmakta, ama valilik buna kayıtsız kalmaktadır.” Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz. ANKARA Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz, İstanbul’da bir camiye asılan ve içerisinde “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin” ifadeleri yer alan ayetle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Her ayetin, bu şekilde camilere asılmaması gerektiğini belirten Yılmaz, “Sonuçta Kuran ayetidir, ancak yorumuyla birlikte verilmediği zaman tartışmalara neden olur. Bu nedenle bu tür ayetlerin ve hadislerin camilere yazılmaması daha iyi olur” dedi. Prof. Dr. Yılmaz, İstanbul Gülhane’de bulunan tarihi Zeynep Sultan Camisi’nin kapısına asılan Maide Suresi’nin 51. ayeti ile ilgili tartışmaları Cumhuriyet’e değerlendirdi. Yılmaz, “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onla rın bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez” ifadelerini içeren ayetin, mutlaka yorumuyla birlikte sunulması gerektiğini kaydetti. Cami önündeki tahtalara, o hafta işlenecek konuyla ilgili ayetler yazılmasının bir gelenek olduğunu anlatan Prof. Dr. Yılmaz, “Diyelim ki, bu hafta yardımlaşmayla ilgili konuşmalar yapılacaksa, hutbe okunacaksa, onunla ilgili bir ayet veya hadis panoya yazılıyordu” dedi. Buna karşın Kuran’da yer alan bazı ayetlerin yorumsuz verilmesi durumunda herkes tarafından farklı anlaşılabileceğine işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Bu ayet, ‘Yahudilerle, Hıristiyanlarla konuşmayın, ticaret yapmayın’ gibi bir anlam ifade etmiyor. Peygamberimiz hiçbir ayrım yap madan, hasta bir Yahudi’ye ‘geçmiş olsun’ derdi. Yine o dönemde Hıristiyan bir komşuya gerekli ilgi gösterilirdi. Burada yalnızca, ‘Yahudiler ve Hıristiyanlarla dini açıdan bir yakınlık kurmayın’ denilmektedir. Yoksa tabii ki ticaret de yapılır, münasebetler kurulur, karşılıklı diyalogda bulunulur.” ‘Başınıza buyruk yapmayın diyor’ Ayette geçen “dost” kelimesinin “veli” anlamında kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Yani ‘siz onları kendi başınıza veli edinmeyin, işlerinizi onlara teslim etmeyin, başınıza buyruk edinmeyin’ denilmektedir. Bunun dışında beşeri ve insani ilişkiler yasaklanmış değil. Tam tersine bu ilişkiler tavsiye edilmektedir” dedi. Mescidin onarımını doğrulayan İBB Başkanı Kadir Topbaş, “Maskemi Cumhuriyet Müzesi yapmak üzere kolları sıvadık. Tertemiz güzel bir Cumhuriyet Müzesi ortaya çıkarırken arkada fıçı görünümlü basit bir minarenin orada çirkinlik olarak yansıdığını gördük. Bir mimar arkadaşımdan buraya uygun, abartısız, ahşap estetik minare yapılmasını istedik. Mescidin büyütülmesi söz konusu değil, boyanıp temizlenecek” dedi. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear