24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2007 SALI 16 Apron Mehmet Ali Kılınç: “Deve kurban edip, secdeye varıldığına göre havaalanı apronu birilerinin gizli tapınağı olmasın!” Ya ğ m u r E k i m Yargıçları yargılayacaklarmış... “Parmağı kesmeyenin kellesi gider!” SATIN aldığı televizyon kanalı ile medya dünyamıza giren ve izlediği yayın politikası ile Türkiye’de İslamcılığı seçen ABD’li medya imparatoru Rupert Murdoch hazretleri, bizimkini “heybetli”, “karizmatik” ve “çok yakışıklı” buluyormuş. RTE de son torununu görmek için ABD’ye son gidişinde hazretle buluşup görüşmüş; bizimkiler “baş başa yatırım planları” konuşmuş. Ne diyelim, Allah kabul etsin! Fakat Mustafa Saraç öyle demiyor: “Murdoch’un RTE için yaptığı iltifatların halkımıza hakaret, baş başa görüşmenin ise ihale usulüne muhalefet sayılması gerektiğini düşünüyorum. ‘Hakaret’, iltifatçının kimliğinden kaynaklanıyor. Dünyanın birçok bölgesinde Murdoch, en az Bush kadar tepki uyandıran bir şahıstır. ABD savaş makinesinin katliamlarını, yayın organlarında ‘özgürlük harekâtı’ olarak sunan ve destekleyip GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM PKK’ye sıcak takip yapılacakmış. İyi olur, üşümesinler! Tank Ersoy Öngün: “PKK’nin elindeki ABD tankını Mersin limanından yüklemediler mi? Durmak yok yola devam!” finanse eden bir işadamının övgü sözcüklerine, kuşkuyla yaklaşılmalıdır. Bebeklerin öldürülmesini ‘demokrasi’ olarak pazarlayan bir medyacının komplimanları, savaş acısıyla iç içe yaşayan milyonlar için hakaretten farksızdır. İhale teamüllerine aykırılık ise, RTE ile baş başa görüşen şahsın, kamu ihalelerinin taliplerinden biri olmasıyla ilgilidir. İlk bakışta olağan bir sohbet izlenimi verse de, RTE’nin, Sabah/ATV ihalesinin yabancı taliplerinden birisiyle ‘baş başa’ görüşme yapması, son derece sakıncalı bir girişimdir. Birden fazla özel şirketin fiyat artırma rekabetine dayanan bir kamu ihalesinde, devlet görevlisi, ‘satıcı’ sıfatıyla, doğrudan taraftır; devlet ciddiyeti açısından, (daha önce kişisel samimiyet kurdukları dahil) ihale İftariyelik taliplerinin hiçbiri ile ihale sonuçlanana değin, ‘hello’dan öteye giden tekil diyaloglara asla girmemelidir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, ihale katılımcılarına ‘eşit muamele’ yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Örneğin Ofer, hiçbir devlet ihalesine katılmamış olsaydı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la baş başa görüşmesi, kamu vicdanını herhalde bu denli rahatsız etmeyecekti; gözden ırak gece buluşmalarını olağandışı yapan, görüşülen şahsın ‘kara gözlükler’i değil kamu ihalelerine katılmakta oluşuydu. Murdoch’ın da, RTE’yi pohpohlayıp planladığı yatırımlar (ihaleler) için sohbete koyulması, iltifatı samimiyetsiz, sohbeti ise teamüllere aykırı kılmaktadır.” Ama onların “tarz”ı bu. İftarlarını bile Hıristiyanlarla birlikte açıyorlar! Alt tarafı bir ihale, iftariyelik olmuş çok görmemek gerek! ‘Globalci Sanatçılar’ Eleştiriden Rencide Oldular (!) Önce bir parantezle CHP’li dostlarımdan özür diliyorum: Haluk Koç’un genel başkan adaylığı çıkışının gayri ciddiliği hakkında bir değerlendirmeyi önümüzdeki günlerde yapacağım. Baykal’ın yıllardır partiye sunamadığı “Parti içi demokrasi”nin öncülüğünü, Baykal’ın emirleri doğrultusunda o kapıları kapalı tutanlar üstlenemez! Atatürk’e son saldırı sanat ortamından geldi. Küratör Hou Hanru, 2. cumhuriyetçi “meslektaşlarının” kendisine altın platformda sunduğu sözde çok kesin ve değerli tarihsel bilgileri kafasına göre çalkalamış ve vurdumduymaz bir ukalalıkla kesin yargılarını ortaya koyuvermiş: “Kemalist proje tarafından savunulan modernleşme modelinin yine de sisteme dahil bazı çözülemez çelişkilerin ve ikilemlerle dolu, tepeden inme bir dayatma olması; reformların devrimci birer araç olarak gerekli olmasına rağmen yarı askeri bir şekilde dayatılması, demokrasi ilkesine aykırıydı!” Hou Hanru’yu bundan on beş yıl kadar önce Paris’te tanıdım. Uluslararası sanat ortamının “Sen benim sırtımı kaşı, ben seninkini” mantığıyla piyasaya sunduğu şartlar üstünden kendine kariyer çizmeye çalışan genç bir küratördü. Artık global dünyanın bienal/kavram sipariş noktalarından biri oldu. Bu gibi alanlar sanat adamlarına çok pratik otobanlar sağlarlar. Hem globalizmi kullanırsınız, hem de onu eleştirir görünürsünüz. Şu tesadüfe bakın ki, geçen hafta, “50 Yılımın Bilançosu”nu çıkarırken, bana bu yaşamda en büyük acıyı veren noktanın, entellerin oportünist ihanetleri olduğunu vurgulamıştım. İşte Hanru’nun sorumsuz metni, Marmara Üniversitesi Dekanı Nazan Erkmen ve aynı üniversitenin birçok öğretim üyesince bir bildiriyle kınandıktan sonra, bu “büyük takım” hemen ayaklandı! ??? Bu toplu karşıhücum, Erkmen ve arkadaşlarının görüşlerine içerikle karşılık vermeye gayret eden bir tavır filan da değildi. Bodoslama Hanru’nun antiKemalist söylemine destek verilirken kınamayı yayımlayanlar, hemen 2. cumhuriyetin alameti farikaları olan şablon kelimelerin hışmına uğradılar. Bu bildiriyi imzalatan güç “tepeden inmeci ‘çağdaş Türk aydını’ piyesini sürdürmeye meraklı hocalar”mış ve bu ‘devlet ideolojisi’nin yansımasıymış, bu Cumhuriyetin kökenlerini eleştirmek doğal olarak Hanru’nun hakkıymış, Erkmen ve arkadaşları yasakçı zihniyetin sözcüleriymiş! Bangır bangır “Sanat hiç bu kadar iyimser olmamıştı” sloganı ile yola çıkan bir bienal, en özgür şekilde milyonlarca Euro’ya mal olarak bu topraklarda yapılabilirken, bu devlet ve kurucusunun, bu işin baş aktöründen bu gülünç saldırıyı görmesinin neresi “iyimserlik” acaba? ??? Hanru’ya soralım: Bu sergiyi İran’da açabilir misin? 22 Temmuz’u, bu Cumhuriyete karşı alınan rövanş olarak görüyormuşsun. Atatürk Cumhuriyeti’nin AKP’ye rağmen hâlâ ayakta kalan kalıntıları sayesinde o dev erotik minyatür heykelleri Antrepo’ya koyabildiğini bile anlayamadın mı? Bir çift laf da sevgili yazar çizer meslektaşlarıma: Arkadaşlar, ne bu tutuculuk, ne bu faşizm? Orhan Pamuk, Cumhuriyeti “terminatör” ilan ettiğinde, onun görüşlerini açıklaması, “düşünce özgürlüğü” oluyor, (ki biliyorsunuz bence de öyle) ama Nazan Erkmen bienal ve Hanru’yu eleştirmek istediğinde, burada hemen alelacele takkeler ters yüz ediliyor ve bu sefer Erkmen ne yazık ki(!) “tutucu, dar kalıplı” bir insan olmakla suçlanıp susturulmaya çalışılıyor. Bütün 2. cumhuriyetçilerin temel ortak noktaları var: Eleştiriye kapalı olmaları, antidemokrat olmaları, kara çarşafın körü körüne avukatı ve yayıcısı haline gelebilmeleri! Hanru’nun eleştirdiğimiz zavallılık ve türevlik kokan, önüne konmuş olduğu belli sözlerini ne kadar yazmaya hakkı varsa, herkesin de bir o kadar bu sözleri eleştirme hakkı vardır. email: bedbay?tnn.net Faks: 0212 227 34 65 Bozukluk Nail Muzaç: “AB’nin Türkiye’yi bozuk para gibi harcayacağını biliyorduk ama şimdiden bozuk parasından çıkarıp harcayacağını sanmıyorduk!” SESSİZ SEDASIZ (!) T.C. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü! Bu fotoğrafın çekildiği yer; İzmir’de Bornova Tapu Dairesi’nin girişi. Burası, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dairesi. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde devletin bir birimi. Bu fotoğraf Türkiye’nin bir din devleti olması için başka bir ülkeye benzemesine gerek kalmadığının resmi ve yürürlükteki anayasanın ırzına çoktan geçildiğinin kanıtı! Doğrusu Kemal Öncü: “Türkiye Malezya olur mu sorusu yanlış bir sorudur. Sorulması gereken soru şudur: Türkiye tekrar demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olabilecek mi?” Anayasa’mız Babayasa(!) Olma Yolunda PERİHAN ERGUN Kapalı kapılar ardında AKP ve özellikle Başbakan’ın Başyardımcısı’nın komisyon başkanlığında dönek solcularla numaracı Cumhuriyetçilerin, Fethullah sempatizanlarının, NakşiNurcuların oluşturduğu bir ekiple sivilyeni(!) anayasa taslağının oluşturulmasını dikkatle izledik. Taslak oluşturulurken, Sayın Başbakan bunun başta anayasa uzmanları olmak üzere tüm sivil toplum örgütleriyle muhalefet partilerine sunularak tartışmaya açılacağının, değişikliklerin tartışılıp sonuca varıldıktan sonra TBMM’ye sunulacağının altını çizerek, topluma demokrasi havariliği tablosu çizmişti. Beklenen olmadı.Taslağın önce AB’ye takdimi söylemine büyük tepkiler gelince bundan vazgeçilerek ekip başkanı D. M. FIRAT, CNNTürk’te taslağı kıyısından köşesinden bir yığın çelişki ile anlatmaya çalıştı. Daha milletvekili olmadan Prof. Zafer Üskül önceki 19211923 ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 20/Nisan/1924 günlü ve devamla 1961 anayasalarındaki kesinlikle Değiştirilemez ilk 4 maddesini ki 1. Madde Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. 2. Madde’sindeki ….. Atatürk milliyetçiliğine bağlı demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir hükmünü yadsıyarak, Ulu Önder’in çağdaşlık ve aydınlanmayı içeren devrim ilkelerini ‘’Anayasalar ideolojilerle oluşturulamaz’’ gibi önerilerle(!) üzerine toplumun tepkisini çekmiş ve bir süre de sus pus olmuştu. ??? Bu ortamda taslağın açıklanması beklenirken, yine basından, yürürlükteki anayasada “Kanun önünde eşitlik” kuralında 10.md./2. fıkrasında 2004 tarihinde yapılan değişiklikte ‘’Kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” hükmü kaldırılıp “Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunmayı gerektiren kesimler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” denilerek kadınlarımızı himayeye muhtaç, aciz ve onur kırıcı duruma düşürmektedir. Oysa ATA’mız 05/Aralık/1934’te Rönesans ve Reform’u yaparak çağdaşlaşmış birçok AB uluslarından önce Türk kadınına TBMM kararıyla seçme ve seçilme hakkını vererek kadınlarımızın toplum içindeki laik demokratik haklarını kanunlaştırarak, erdemliliğini kanıtlamıştı. Toplumumuzun en büyük öğüncü de bu devrim ilkeleri ile dini yasalarla yönetilen tüm İslam ülkeleri içinde laik demokratik tek Cumhuriyet oluşumuzdur ve bu rejim kanımızın son damlasına kadar savunulup korunacaktır. ??? İşte bu ve daha birçok endişelerle uzlaşmadan kaçırılarak oluşturulmaya çalışılan, neresinin nasıl değiştirileceği bilinemeyen, Ulusal yaşam andı olması gereken anayasamız hakkında düşüncelerini belirtmeye çalışanların doğal olarak başta Rektörler Komitesi’nin sözcülüğüyle görevlendirilmiş olan YÖK Başkanı ki anayasa profesörüdür.. kitabını yazmıştır. Sayın Teziç’e Başbakan’ın, “Onlar işlerine baksınlar buna karışmasınlar” diyebilmesi ilim ve demokrasiden nasibini alamadığının göstergesidir. Çünkü anayasanın ekseninde, ABD emperyalizminin bize dayatılmak istenen BOP’nin altyapı ayağı vardır. Ülkemizi Ilımlı İslam’dan radikal İslamın şeriatçı rejimine dönüştürme amacı güdülmektedir. Gidişat haritası bu anayasayla çizilerek amaca ulaştırılacağını her zamanki gibi sanal türban konusuyla evvela laikliği katledip, ilköğretimdeki din kültürü yerine din derslerini zorunlu kılarak Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Bardakoğlu’nun her iki konudaki “Dinde zorlama olamaz” uyarısını da hiç dikkate almadan.. Ne acıdır ki laik, çağdaş, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ılımlıdan radikal İslama geçirilen Malezya’ya çevirmek isteyişleri ne kadar acı verici olsa da buna ATATÜRK Cumhuriyeti’nin ilkeleriyle donanmış ulusumuz tüm gücüyle direnerek izin vermeyecektir. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com T.C.KOCAELİ ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİNDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2007/331 Esas KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: KOCAELİ CEDİT MAH. ADA NO: 4120 PARSEL NO: 7 MALİKİN ADI VE SOYADI: HATİCE KAYA KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için, davacı idare tarafından mahkememizin 2007/331 esas sayısında dava açılmıştır. 1Tebligat ve ilan tarihinden itibaren, 30 gün içinde kamulaştırma işlemini, İdari Yargıda iptal veya Adli Yargıda maddi hatalara karşı, düzeltim davası açabileceklerdir. 2 Husumet, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilecektir. 3 Kamulaştırma işlemine karşı, idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını veya yürütmenin durdurulması kararını aldıklarını, belgelendiremedikleri taktirde, kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal, kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilecektir. 4 Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli hak sahibi adına T.C. Zıraat Bankası İzmit Merkez Şubesine yatırılacaktır. 5 Konuya veya taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, ilan tarihinden itibaren mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri, keyfiyet 2942 Sayılı Yasanın (Değişik 4650) 10. Maddesi uyarınca İLAN OLUNUR. (Basın: 51506) TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Ekim www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Osmanlı1 larda önde gelen devlet 2 adamlarının 3 giydiği bir tür samur kürk. 4 2/ Fok balığı 5 derilerinden 6 dikilerek ya7 pılan ve taşıma işlerinde 8 kullanılan 9 Eskimo kayı1 2 3 4 5 6 7 8 9 ğı... Evin bölümü. 3/ 1 K A T L AMA U Kadınların kaşlarını 2 A O B D İ D İ M ve saçlarını boyaS U mak için sürdükleri 3 C A N F E S İ T İ N A siyah boya... Radon 4 A N F elementinin simge 5 B O S T A N A A R D A si. 4/ Bir cismin ha 6 A Z A R D E K M İ T reketi nedeniyle ka 7 Ş zandığı enerji. 5/ 8 MA O R A N S Şöhret... İçine men 9 D E K A D A N A dil, gecelik gibi şeyleri koymaya yarayan kumaştan koruncak. 6/ Samanlık... Memelilerde asalak olarak yaşayan bir böcek. 7/ Madenleri yontmaya yarayan çelik araç... Asya’da bir göl 8/ Madenleri ergitme... Notada durak işareti. 9/ Cılız, zayıf... Bir renk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Divan edebiyatında şehzadelerin sünnet düğünleriyle hanım sultanların doğum ve evlenme törenlerini anlatan şiirlere verilen ad. 2/ Eski dilde bağırsaklar... Sincap. 3/ Zarara uğrama tehlikesi... İnce talaş. 4/ Bir yapıt ya da yazının son bölümü... Ender, seyrek. 5/ Baskın, hücum... “Yüz ’den yeğrektir / Bir gönül ziyareti” (Yunus Emre). 6/ Yağı alınmış sütten ya da yoğurttan yapılan peynir... Renyum elementinin simgesi. 7/ Bir nota... Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi. 8/ 789974 yılları arasında Fas’ta hüküm süren Müslüman Arap hanedanı. 9/ Herhangi bir konuda ilgili kişilere soru yönelterek bilgi toplama işi... Bir nota. CUMHURİYET 16 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear