26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2007 CUMARTESİ 2 BİREYLER gibi devletlerin de önlerine “büyük” denebilecek fırsatlar ender çıkar. Farkına varıp yararlanılırsa ne âlâ; yoksa tarih bile yazmaz, heder olup gider. Böyle bir fırsat Türkiye Cumhuriyeti’nin de önüne çıkmıştı, ama yararlanılamadı. İyi kullanılsaydı, “düzelsin” diye uğruna göbek çatlatılan, paralar akıtılan “imge” konusuna yani alafranga deyimiyle “imaj düzeltme sorunu”na hayli katkısı olur, el âleme parmak ısırtırdı. Fırsat, görüntüsü açısından “meş’um”du, ölüme ilişkindi. Buna karşılık, insan haklarının en kutsalı olan “yaşam hakkı”nı korumaya, komşudaki bir ölüm cezasının infazını önlemeye yönelikti: Saddam’ın idamını önlemek için seferber olması gereken ülkelerin başında Türkiye gelmeliydi. orun, öldürülecek olanı sevip sevmemek, yaptıklarını onaylayıp onaylamamak, işin hukuk yönünü kurcalayıp kurcalamamak sorunu değildi. Sadece, artık yeryüzünden silinmesi gereken bir cezanın, ölüm cezasının uygulanmasını durdurmak gerekiyordu. Elbet, bir vicdan ödevi söz konusuydu ama, öldürülecek kişinin bütün dünya OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL ca şu ya da bu şekilde, ama çok sık sözü edilen yenik bir devlet başkanı olması, bu karşı çıkışın etkisini büyütmekteydi. Gerçi bir başka devlet başkanı, Libya’nın Kaddafi’si, “Saddam bir savaş tutsağıdır; idam edilemez” demekteydi ama, Türkiye’nin böyle bir tartışmaya girmesi de gerekmezdi. Konuyu bir “insan hakkı” sorunu olarak almak yeterdi. Niçin herkesten önce ve herkesten çok Türkiye? Çünkü Türkiye, otoriter rejim dönemlerinde ceza olarak birçok genç cana kıydıktan, devlet adamlarını bile astıktan sonra, otuz bin kişinin ölümünden sorumlu bir teröristi bile idam etmemiş, bu cezayı anayasa ve yasalarından çıkarmış bir ülkeydi. Bununla da kalmayıp, Avrupa Konseyi’nin İnsan Hakları Bağdat Dersleri: Dört T S ve Temel Özgürlükler Sözleşmesi’nin 6. ve 13. Protokollerini imzalayıp onaylayarak, “Bu cezayı hiçbir durumda uygulamayacağız” diyebilmişti. abii, “Terörist’in asılmayışı onu teslim eden ABD’nin istemiydi; yasal değişiklikler de AB’nin dayatmasıydı” diyenler çıkacaktır. Ama, ABD’nin Irak savaşına katılma istemine ve AB’nin Kıbrıs dayatmasına “hayır” diyebilmiş bir ülkenin idam cezası konusunda tutum değiştirip evrensel gidişe uygun ve sağduyulu davranmış olmasının hiç mi anlamı yoktur? Hele Bağdat’taki idam senaryosunun Washington’dan kaynaklandığı düşünülürse, Ankara’daki resmi sözcünün, “Bu Irak’ın iç sorunudur” demek yerine, “İdamın ağırlaştırılmış müebbede çevrilmesini ısrarla istiyoruz” diyebilmesi “imge restorasyonu”nu daha da güçlendirmiş olmaz mıydı? İdama karşı çıkışın öncülüğünü Mussolini’yi bacağından asmış bir İtalya’ya bırakmak pek mi iyi oldu? Şimdi artık “Bu bize ders olsun!” demenin de yararı yoktur. mumtazsoysal@gmail.com Cumhurbaşkanı Olmak... PENCERE Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi ürkiye Cumhuriyeti’nin 10. mayıs ayında yeni bir cumhurbaşCumhurbaşkanı Sayın Ah kanı seçecektir. Dolayısıyla, Cummet Necdet Sezer, 25 Ni hurbaşkanlığı seçimi Türkiye’nin san 2000’de o zaman DSP Genel gündemine girmiş ve bu yüce maBaşkanı ve Başbakan olan Sayın kama aday olmak isteyenler kulis etBülent Ecevit, MHP Genel Başka kinliklerine başlamıştır. Yine ananı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yar yasamızın 101. maddesi, “Cumdımcısı Sayın Devlet Bahçeli, hurbaşkanı, Türkiye Büyük MilANAP Genel Başkanı Sayın Mesut let Meclisi’nce kırk yaşını doldurYılmaz, FP Genel Başkanı Sayın muş ve yükseköğrenim yapmış Recai Kutan ve DYP Genel Baş kendi üyeleri veya bu niteliklere kanı Sayın Tansu Çiller başta ol ve milletvekili seçilme yeterliliğimak üzere 131 milletvekilinin im ne sahip Türk vatandaşları arazasıyla aday gösterilmiş ve 5 Ma sından seçilir” demektedir. Buna yıs 2000’de TBMM’de yapılan 3. göre, Türk vatandaşı olmak, kırk tur oylamada 330 oy alarak Cum yaşını doldurmuş ve yükseköğrehurbaşkanı seçilmiş, 16 Mayıs 2000 nim yapmış olmak ve milletvekili tarihinde de görevine başlamıştı. seçilme yeterliliğine sahip olmak, Anayasamızın 101. maddesine gö Cumhurbaşkanlığı’na aday olmak re 7 yıl olan Cumhurbaşkanlığı sü için yeterli görülebilir; ancak salt bu resi 16 Mayıs 2007’de sona erecektir. Bu durumda, TBMM bu yılın ? Arkası 15. Sayfada Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU T Çankaya Seçimini Bush Yapacak... Biz her şeyi yiyip yutmaya, içimize sindirmeye hazır bir toplum olduk, Başbakan RTE’nin en yakını, gözbebeği, Başdanışmanı, ABD ile örtülü ilişkilerinin arabulucusu Cüneyd Zapsu, Bush’un adamlarına ne demişti: “ Bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın!..” Kimden söz açıyordu?.. Türkiye Başbakanı’ndan.. Yiyip yuttuk mu?.. Yuttuk!.. ? İslamcı, şeriatçı, dinci Erbakan Hoca Frenkçe deyişiyle ‘antiamerikan’ idi... İşte bu nedenle tam iktidara geçmiş gibi görünürken ayvayı yedi... Türkiye’de iktidar kuramının künhüne vakıf arabulucular Erbakan’ın çömezlerine dediler ki: Aklınızı başınıza devşirin!.. Bu ülkede Amerika’ya sığınmadan, dayanmadan iktidar olunamaz!.. AKP böyle kuruldu!.. ? Bizim memlekette demokrasi rejimi bir gariptir!.. İktidar partisi pazarlığı Amerika’da yapılır; ama, anında Ankara, İstanbul, taşra, tüm açıkgöz ileri gelenleriyle olupbiteni haber alır, yelkenini, dümenini, tutumunu ona göre ayarlar; Bush yönetimi AKP’yi destekliyorsa iş bitmiştir... Ortadoğu’da Türkiye’ye dönük “Ilımlı İslam Devleti Modeli” üzerine projenin pazarlığı Amerika’da kesilmişse gerisi hikâyedir; kim karşı koyabilir?.. 2002’de AKP iktidara füze hızıyla böyle oturmadı mı?.. ? Ama AKP, Bush yönetimine iyi ‘servis’ yapamadı... Söz verdiği halde meşhur tezkere olayında çuvalladı... Bugün durum ne?.. Durum Cüneyd Zapsu’nun şahane özetlemesindeki gibidir: Amerika adamı deliğe mi süpürecek?.. Yoksa kullanacak mı?.. Türkiye’de adına demokrasi denen gıllıgışlı hikâyenin okyanus ötesindeki patronu daha kararını vermiş değil... ? Cüneyd Zapsu’nun dediği gibi, Başkan Bush, adamı deliğe ‘süpürmeye’ karar verirse zatı muhterem Çankaya’ya çıkamaz... Yok, ‘kullanmaya’ karar verirse Çankaya yolu açılır... Türkiye’nin seçim yazgısı Türkiye’nin ekonomisi gibi yurtdışında kara tahtaya yazılıyor... Ve şimdi kulağı kesik açıkgözlerin tümü gözlerini okyanus ötesine dikmiş, Amerika’nın vereceği kararı bekliyor... ? AKP talihli... Neden?.. Çünkü ABD desteğiyle yürüttüğü ‘ümmetçilik’ karşısında tabandan yükselen bir seçenek oluşamadı... Peki, ABD’nin Bush takımı ne düşünüyor?.. Adamı deliğe süpürse yerine kimi koyacak?.. Deliğe süpürmek yerine adamı Çankaya’ya çıkarmak ABD’nin daha çok işine gelmez mi? SES EĞİTİMİ HollandaAmsterdam Konservatuvarı’nda ses eğitimi üzerine master yapmış aktif opera şarkıcısından (soprano) şan dersleri verilir. 0543 569 77 92 CUMHURİYET 02 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear