14 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 OCAK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İnternet sitelerinden etkilendiğini belirten Samast, ilk sorgusunda suçunu itiraf etti 5 Zanlı: Pişman değilim İstanbul Haber Servisi Samsun’da yakalanarak özel bir uçakla İstanbul’a getirilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 17 yaşındaki katil zanlısı Ogün Samast’ın emniyetteki sorgusu sürüyor. Samast’ın cinayeti Dink aleyhine yayın yapan internet sitelerinden etkilenerek gerçekleştirdiğini söylediği kaydedildi. Soruşturmayla ilgili olarak toplam 10 kişinin gözaltında olduğu öğrenildi. Samast’ın yakın arkadaşı McDonald’s bombacısı Yasin Hayal’in de cinayetin azmettiricisi olduğu ifade edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Dink’in öldürülmesine ilişkin henüz bir örgüt bağlantısı tespitleri bulunmadığını belirtti. Dink’i katleden zanlı, Samast’ın suçu itiraf ettiği ve pişman olmadığını söylediği öğrenildi. İstanbul’dan Hopa’ya giden bir yolcu otobüsünde Trabzon’a gitmek isterken önceki gece saat 22.30 sı Dün Uğur Mumcu, Bugün Hrant Dink... ? Katil zanlısı Ogün Samast’ın yakalandıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadesinde, “Cuma namazını kıldıktan sonra vurdum’’ dediği kaydedildi. Soruşturmayla ilgili olarak 10 kişinin gözaltında olduğu belirtildi. ralarında yakalanan Samast’ın, yakalandıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ilk ifadede, “Cuma namazını kıldıktan sonra vurdum’’ dediği kaydedildi. Samast’ın Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gökçınar ile İl Emniyet Müdürü Mustafa İlhan tarafından yapılan ilk sorgusuna Samsun Barosu’ndan atanan bir avukat katıldı. Yaklaşık 1 saat süre ifadesi alınan Samast’ın Dink’in gazetedeki yazılarıyla, televizyonlardaki konuşmalarıyla kanına dokunduğunu söylediği de ifade edildi. Samast’ın “Dink’in yorumları zoruma gidiyordu. Bugün olsa yine yaparım” dediği de kaydedildi. Cinayetten 10 dakika önce göz göze geldiklerini ve Dink’in irkildiğini anlatan Samast’ın şöyle dediği öğrenildi: “İnternette haberlerde okudum. Orada ‘Ben Türkiyeliyim. Ama Türk kanı pis kandır’ dediği için öldürmeye karar verdim. 17 Ocak’ta Trabzon’dan otobüse bindim. 18 Ocak akşamı İstanbul terminaline indim. Geceyi de terminalde geçirdim. 19 Ocak’ta görüşmek için gazeteye gittim. Ancak görüşemedik. Daha sonra cuma namazını kıldım. Namaz çıkışı da gazeteye gittim. Bu sırada Hrant Dink bir bankaya girdi. Bankadan çıkıp gazeteye gitti. Beni görünce irkildi. 10 dakika son ra gazeteden çıktı. Arkasından yanaştım ve 1 metre uzaklıktan vurdum. Pişman değilim.” Zanlı, saat 03.25’te çelik yelek üzerine giydirilen polis kıyafeti ve polis şapkası ile yine çok sıkı güvenlik önlemleri altında Samsun Emniyet Müdürlüğü’nden çıkarılarak zırhlı araca bindirildi. Çarşamba Havalimanı’na hareket eden araca 10 polis aracı ve bir ambulans eşlik etti. Kargo bölümünden araçla İstanbul’dan gelen Nurol Havacılık’a ait özel uçağın kapısına kadar getirilen zanlı Samast, uçağa yine güvenlik önlemleri altında bindirildi. Uçak saat 03.54’te İstanbul’a hareket etti. Dün sabaha karşı İstanbul’a getirilen Samast sağlık kontrolünden geçirildi. Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’nde sorguya alınan zanlının iddia edildiği gibi Ermeni asıllı olmadığı, herhangi bir uyuşturucu madde kullanmadığı öğrenildi. Cinayet günü taktığı bere ve Beretta silahı ile yakalanan zanlının üzerinden telefon da çıkmadı. Samast’ın Samsun Otogarı’nda yakalandıktan sonra yapılan üst aramasında cüzdanından 1 YTL çıktığı öğrenildi. Azmettirici de gözaltında Olayla ilgili olarak Trabzon’da gözaltında tutulan 6 kişiden 4’ü ise dün sabah THY’ye ait tarifeli uçakla İstanbul’a getirildi. Azmettirici olabileceği belirtilen Yasin Hayal’in de aralarında bulunduğu şüpheliler A.İ., E.Y. ve Z.A.Y. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde sorguya alınırken Ogün Samast’ın yakalandığı otobüste bulunan ve şüpheli görülerek Samsun Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Mehmet Ali T. ve Erhan Ş. de uçakla İstanbul’a getirildi. Soruşturma kapsamında, 3 kişinin daha gözaltına alındığı bildirildi. Soruşturma çerçevesinde, Dink’in bilgisayarındaki elektronik postalar da incelenmeye alındı. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II. Agos gazetesini ziyaret ederek gazetenin imtiyaz sahibine taziyelerini bildirdi. Belirli dönemlerde hep aynı senaryolar sahneye konuyor. Sadece oyuncular değişiyor. Dün, Uğur Mumcu’nun arkasından sloganlar atıyor, ağıtlar yakıyorduk; bugün sıra Hrant Dink’e geldi. Onun arkasından “Failler mutlaka bulunacak” ,”Kanlı senaryo”, “Bu kurşun hepimize” başlıkları atıldı. Utancımızı “Hepimiz Hrantı’z, hepimiz Ermeniyiz” sloganları ile örtmeye çalıştık. Arkasından suikastın zanlısı olarak 17 yaşında bir genç yakalandı. Hrant Dink’i “koruyamayanlar” bir gün içinde zanlının yakalanması nedeniyle “övünebildiler”! Maalesef, tetikçiler yakalansa bile, failler “meçhul” kalmaya devam ediyor. Suikastlar yapılıyor, Meclis’te araştırma komisyonları kuruluyor, raporlar raflarda tozlanıyor. Bu hafta ölüm yıldönümünde bir kez daha anacağımız Uğur Mumcu suikastı için kurulan araştırma komisyonu raporundaki bazı saptamalar, bugün de geçerli değil mi? İşte bu rapordan bazı satır başları: “İstihbarat birimleri arasında eşgüdüm yeterli değildir. Ülkemizde istihbarat birimleri arasında merkezi bir değerlendirmeye ışık tutacak ve elde edilen bilgilerin tek merkezden değerlendirilmesini sağlayacak yeterli düzeyde bir işbirliği yoktur. İstihbarat birimleri Mumcu olayı öncesi ile ilgili olarak somut bilgi elde edemediklerini, olay sonrası ise Jandarma İstihbaratı, MİT ve Genelkurmay İstihbaratı’nın bu tür olayları görev alanlarında görmediklerinden birinci öncelikle araştırmadıklarını çeşitli vesilelerle komisyona bildirmişlerdir.” “Uğur Mumcu korunmamıştır. Uğur Mumcu gibi Türkiye’de, hatta uluslararası düzeyde çeşitli odakların, çevrelerin, örgütlenmelerin hedefi haline gelmiş ve tehdit altında olduğu herkes tarafından açıkça bilinen bir gazetecinin korunmamış olması, büyük bir ihmaldir. Bir yönetmeliğin arkasına sığınarak koruma yapılmadığını söylemek, hiçbir şekilde kabul edilebilir mazeret değildir. Nitekim bu husus açıkça görülmüş olmalı ki, yeni yönetmelikte bu tür insanların re’sen koruması hükmü getirilmiştir. Açıkça Uğur Mumcu’nun bir cinayete kurban gitmesinde koruma yetersizliğinin önemli bir faktör olduğu, bu nedenle de kusur ve ihmali görülen her kademede yetkili ve görevliler için haklarında gerekli işlemin yapılması gerekmektedir. Devletin Mumcu ailesine tazminat ödemeye mahkum edilmiş olması, koruma konusundaki ihmalin de kanıtıdır.” Yarın, TBMM’de Hrant Dink için bir araştırma komisyonu kurulsa, benzer saptamalar yapılmayacak mı? Tarihin “tekerrürü”, hataların “tekerrürü” anlamına gelmiyor mu? Örgüt bağlantısı bulunamadı İstanbul Valisi Muammer Güler, zanlının 18 yaşından küçük olması nedeniyle özel bir soruşturmaya tabi tutulacağını belirterek örgüt bağlantısının araştırıldığını kaydetti. Zanlı ile birlikte toplam 10 kişinin gözaltında olduğunu bildiğini kaydeden Güler, bu olayın çözülmesinde, İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı, İl Emniyet Müdürü ve İstanbul’daki güvenlik ve istihbarat birimlerinin çok güzel bir koordinasyon sergilediğini ifade etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, zanlının 18 yaşından küçük olduğunu ve buna uygun bir sorgulama gerçekleştirildiğini söyledi. Engin, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları ve buradaki emniyet yetkilileriyle toplantı yaptıklarını belirterek “Bundan sonraki safhada soruşturmayı örgütlü suçlarla yetkili birimimiz sürdürecek.’’ diye konuştu. Agos’a ziyaretler sürüyor İstanbul Haber Servisi Agos gazetesinin bulunduğu binanın önü cinayete tepkinin odak noktası olurken ziyaretçiler Hrant Dink’in anısına saygılarını fotoğraflarını çiçeklerle bezeyerek ifade etmeye çalışıyor. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Hrant Dink’in genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesine taziye ziyaretinde bulundu. Agos gazetesine gelen ve burada yaklaşık 10 dakika kalan Mesrob II, gazetenin imtiyaz sahibi Serkis Seropyan’a başsağlığı dileklerini iletti. Yazar Orhan Pamuk da akşam saatlerinde Agos’u ziyaret ederek taziye dileklerini iletti. Rosa Lüksemburg Vakfı ve Gıdaİş Sendikası ortaklığında düzenlenen “Uluslararası Barış Girişimleri ve Sendikalar Konferansı’’na katılmak üzere İstanbul’da bulunan Almanya Federal Meclisi Sol Parti Milletvekili Norman Paech de Agos gazetesine taziye ziyaretinde bulundu. İktidarda başka, muhalefette başka düşünülür! AKP’nin muhalefetin söz hakkını sınırlamak için getirdiği içtüzük değişikliği önerisi, TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi. Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, “Belki çok hoş bir metin değil, ama iktidarın da bir çalışma temposu var” diyerek değişikliğin gerekçesini açıkladı. Bu düzenlemeye itiraz eden AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, temel yasa uygulamasına çok sık başvurulduğunu belirtti ve üzerinde yeteri kadar tartışma yapılmayan düzenlemelerin sıkıntı yarattığına dikkat çekti. Yarbay, komisyonun konuyla ilgili düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi’nden geri döndüğünü söyleyince, Kuzu, alındı: “Bu, işi bilmediğimizi mi gösteriyor?” Yarbay, “İşi bilmediğimizi değil ama iyi incelemeden, aceleyle yapıldığını gösteriyor. ‘Komisyon olarak işimizi iyi yapıyor muyuz’ diye sorgulamamız lazım” deyince Kuzu, “Hep bardağın boş tarafını görüyorsun” diye tepki gösterdi. Yarbay, geri adım atmadı: “Bardağın dolu tarafını gördükten sonra devam edeyim, ben Meclis’in genel olarak çalışmalarını eleştiriyorum. Bu kadar hızlı çalışmamıza gerek yok, 3 aylık süreyi son dakikada kullanmamız da ayrı bir eleştiri konusu.” Öneriye CHP’li milletvekillerinden de yoğun itirazlar geldi. CHP’li Oya Araslı, geçmişte bugün bakan olan AKP’lilerin içtüzük değişikliklerini iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi’ne gittiklerini anımsatınca, Kuzu, “Demek ki iktidar ile muhalefet arasında farklılık oluyor” yanıtını verdi. AKP İzmir Milletvekili Zekeriya Akçam, getirilen değişikliğin pratik ihtiyaçtan doğduğunu belirterek öneriyi savunurken, “Biz de muhalefet olsak, belki aynı şeylerden yakınacağız” sözleriyle görüşlerin iktidar ve muhalefette nasıl değişebileceğini bir kez daha ortaya koydu. Tersane işçileri Tersane İşçileri Birliği de baretleri ve iş kıyafetleri üzerlerinde olduğu halde Agos gazetesi önüne gelerek “Hepimiz Hrant’ız” sloganları attılar. Dink’in vurulduğu yere baret bırakan tersane işçileri adına yapılan basın açıklamasında, “Sermaye sistemi sürekli kendine bir hedef seçiyor. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi cinayetlerinde olduğu gibi kendi düşüncelerini halkların kar deşliği için açıklayanlar sermayenin hedefi oluyor. Hrant Dink de bunlardan biridir” denildi. Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) da gazete önünde toplanarak basın açıklama yaptı. ESP adına konuşan Ersin Sedefoğlu, “Tetikçi yakalandı. Bu cinayeti planlayanlar, ‘Tetiği çek’ emri verenler ne olacak?” dedi. Yurttaşların duygu ve düşüncelerini yazmaları için gazete önünde açılan taziye defterindeki bazı ifadeler şöyle: “Seni vuranlar bilsin ki hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar’’, “Sevgili Hrant insanın dili, dini, mezhebi yoktur. Bunu bize öğrettin, senin ışığında bunu biz devam ettireceğiz. Nur içinde yat.” Şoför de operasyona katıldı Babasının, Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ihbar etmesinin ardından kimliği tespit edilen Samast’ın Hopa’ya giden Metro Turizm’e ait otobüste olduğu tespit edildi. Operasyon için en uygun yer olarak belirlenen Samsun Otobüs Terminali’nin jandarma bölgesine girmesi nedeniyle istihbarat askeri yetkililere bildirildi. Jandarma yetkilileri, şoförle konuşarak bulundukları mevki hakkında bilgi aldı. Şoförün terminale girmeyeceğini söylemesi üzerine konu hakkında bilgi verilip aracın otogarda kendi firmalarına ait perona yanaşması istendi. Bu sırada jandarma, yolcu peronunda önlem aldı. Saat 22.30’da otobüs perona yanaşıp kapılarını açtığında, önce sivil kıfayetli, ardından da resmi kıyafetli jandarma içeri girerek 21 numaralı koltukta oturan Ogün Samast ile şüphe üzerine yanında ve arkasındaki koltukta oturan 2 kişiyi yakaladı. Trabzon halkı şaşkınlık içinde AHMET ŞEFİK TRABZON Santa Maria Kilisesi Papazı Andrea Santoro cinayetinin etkisini üzerinden atmaya çalışan Trabzon, Hrant Dink’i öldürdüğü öne sürülen Ogün Samast’ın Trabzonlu çıkması ile büyük bir şoka girdi. Dink’in katil zanlısının Trabzonlu olduğunun anlaşılmasının ardından, zanlının kişiliğine yönelik ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı. Liseden terk olan ve Trabzon ama tör kümede bulunan Pelitli takımında top koşturan Ogün Samast’ın herhangi bir işi bulunmadığı, ailesinin ekonomik durumunun kötülüğü nedeniyle de parasız olduğu belirtildi. Babası Trabzon’a bağlı Pelitli beldesi belediyesinde temizlik işçisi olarak çalışan zanlının üç kardeşinin daha bulunduğu, abisinin askerden yeni geldiği öğrenildi. Samast’ın son 15 günde beş kez Trabzon’dan İstanbul’a uçakla gidip geldiği, yoksul bir ailenin çocuğu olan ve işi ol mayan Samast’ın bu parayı nereden bulduğu merak konusu. Zanlı hakkında açıklamalarda bulunan Pelitlispor Kulübü’nün antrenörü Hayri Kuk, eski futbolcusunun böyle bir eylemi yapmaya meyilli bir yapıya sahip olduğunu iddia etti. Kuk, “Sert mizaçlı bir çocuktu. Arkadaşlarını etki altına alarak lider pozisyonunda yer almak isterdi. İdmanlara düzenli gelmiyordu. Ama devam etseydi başarılı bir futbolcu olabilirdi. Çünkü çok azimliydi. Bu tarz bir eylemi yapmaya meyilli bir yapısı vardı” diye konuştu. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti tarafından yapılan açıklamada da kentte son dönemde yaşanan olayların rastlantı olamayacağı vurgulandı. Açıklamada, “Trabzon’un son birkaç yılını değerlendirdiğimizde, bu karanlık güçlerin güzelim kentimizi, ‘yuvalanmak ve kendine tetikçi bulmak için üs seçtiği’ görülmektedir” denildi. Nimet Çubukçu’nun gözü Çankaya’da mı? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ser verip sır vermiyor. Bu arada “gönlünden” adaylık geçenler de suskun bir biçimde nisan ayını beklemek zorunda kalıyor. Kulislerde, TBMM Başkanı Bülent Arınç, geçen dönem cumhurbaşkanlığına aday olan Nevzat Yalçıntaş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda aday adayının beklemede olduğu anlatılıyor. Geçen günlerde AKP’nin “son bombası” olarak Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun adı konuşulmaya başlandı. Söylenen o ki; Çubukçu, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı olacakmış. Böylece kendisi Çankaya’ya çıkmayacak olan Erdoğan, “karizmatik” biri yerine “Çankaya’da sözünü dinleyecek, CHP’nin de itiraz etmeyeceği, başı açık bir kadın” aday çıkaracakmış. Ancak bu senaryo daha yeni konuşulmaya başlamışken bizzatson günlerde kamuoyu önüne fazla çıkmaya başlayan Çubukçu tarafından “CHP desteği” planları suya düşürüldü. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, “Baykal eşini yanında taşımıyor” çıkışıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gözüne girdi, teşekkürünü aldı, ama CHP’lileri de kızdırdı. Çubukçu, “imam nikâhlı eş” tartışmasına da “AKP’lilerin imam nikâhlı eşlerini gündeme getiriyorlar. CHP’lilerin de metresleri var. Sorun erkek sorunudur” sözleriyle katıldı. TBMM Adalet Komisyonu’nda kadınların şiddete karşı korunmasıyla ilgili tasarı görüşülürken, CHP’li Yüksel Çorbacıoğlu “kuma, metres ile imam nikâhlı eşlere uygulanacak şiddetin” de yasa kapsamında ele alınması için bir önerge verdi. Ancak, Çubukçu bu önergeye destek vermedi. Evlilik dışı ilişki yaşayan kadınların şiddete karşı korunması için yasal güvence getiren düzenlemeye geçit vermedi. Çubukçu, TBMM’de anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında da pozitif ayrımcılığa karşı çıkınca, kadın örgütlerinin sert eleştirilerine hedef olmuştu. 50 sivil toplum örgütü bunu protesto ederek Çubukçu’ya “Kâğıt üstünde değil, fiilen özgürlük istiyoruz” diye faks çekti. Bu faksta Çubukçu`nun ret oyu vermesi “çağdışı” olarak nitelendiriliyordu. Çubukçu, kendisine hakaret içerdiği gerekçesiyle dava açtı. Böylece kadınlarla “mahkemelik” olan bir kadından sorumlu devlet bakanı ile tanıştık. Kadınlarla “kavgalı”, CHP ile “kavgalı”. Gözü Çankaya’da olan ve muhalefetle, toplumla “uzlaşmaya” niyetli biri için çok parlak bir tablo değil... Ama AKP’de adaylık için “uzlaşma” değil, Başbakan Erdoğan’ın “takdiri” ve “teşekkürü” yeterliyse ne gam! CHP Fethiye İlçe Örgütü tarafından düzenlenen Doğu Karadeniz’in Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar Uğur Mumcu’yu Anma Gecesi Konuşmacılar: H. Çetinkaya / Cumhuriyet Gazetesi Berhan Şimşek / İstanbul Milletvekili Söyleşi sonrası Selda Bağcan konseri. Tarih: 24.01.2007 Söyleşi: 19.00 İmza: 20.30 Yer: Fethiye Kapalı Spor Salonu Cumhuriyet Kitapları Standı Samast’lar Çepnilerden geliyor ANKARA (ANKA) Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın ailesinin kökeni Oğuz Türklerinin bir boyu olan Çepnilere dayanıyor. Çepniler, tarihte özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin Türkleşmesinde oynadıkları rolle yer alıyor. İnternet bilgi bankalarından ebilgi.com’a göre Samast ailesinin kökenleri Oğuz Türklerinden Çepnilere kadar gidiyor. Sitede bu soyadı taşıyan ailelerin çoğunlukla Trabzon, İstanbul, Bursa, Tekirdağ, Ankara, Almanya, Fransa ve İsveç’te yaşadığı ifade ediliyor. Ailenin ata toprağı ise Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı Çal Köyü. Samast ailesi, Oğuz Türklerinin bir boyu olan ve Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli rol oynadıkları belirtilen Çepnilerden geliyor. Anadolu’daki varlığı 12’nci yüzyıla kadar uzanan Çepnilerin, Anadolu’nun iskânında ve Türkleşmesinde oynadıkları rol Osmanlı tarih defterlerinde de yer alıyor. Çepnilerin özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin Türkleşmesinde önemli rol oynadıkları anlatılıyor. Çepnilerden söz eden en eski yazılı kaynak ise Kaşgarlı Mahmud tarafından 10721076 yılları arasında yazılan Divanü Lugati’t Türk. Bursa’ya 1960’lı yıllarda yerleşen Samast’lar başta zeytincilik olmak üzere farklı sektörlerde faaliyet gösteriyor. Hayri Samast, Trabzon Çal Belediyesi’nde iki dönem belediye başkanlığı yaptı. Aile mensuplarına destek amacıyla Samast Derneği kuruldu ve faaliyetlerine devam ediyor. Samast’lardan iki kişi de önemli bilişim firmalarında genel müdürlük yaptı. n Çal Belediyesi’nde iki dönem belediye başkanlığı yaptı. Aile mensuplarına destek amacıyla Samast Derneği kuruldu ve faaliyetlerine devam ediyor. Türey Köse, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear