01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 OCAK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Neyzen Tevfik’in Bektaşiliği kabul edip günlerini geçirdiği Karaağaç Tekkesi yapılaşmaya açıldı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Tarihi tekke rezidans oluyor MİYASE İLKNUR stanbul’da nadiren kalmış yeşil alanları yapılaşmaya açan Büyükşehir Belediyesi Haliç kıyılarında bugüne kadar korunabilen tarihi bir alana daha “özel imar izni” verdi. Beyoğlu ilçesi, Sütlüce mahallesi, Dutluk Karaağaç Mevkii’ndeki eski 1929, yeni 3257 ve 3258 No’lu parsellerde tarihi Karaağaç Tekkesi’nin bulunduğu arazinin alt parseli, özel izinle imara açıldı. III. Sultan Mustafa (17571774) devrinde yapılan Karaağaç Tekkesi, Bektaşi Tekkeleri’nin en önemlilerinden biri olarak biliniyor. 1826 yalında II. Mahmut tarafından “Yeniçeri Ordusu”nun lağvedilmesi ile birlikte diğer Bektaşi tekkeleri gibi kapatılan Karaağaç Tekkesi, Abdülaziz döneminde (18611876) “Hasip Baba” tarafından yeniden faaliyete geçirilmiş ancak Cumhuriyet döneminde “Tekke ve Zaviyelerin kapatılması”nı öngören kanun gereği ikinci kez kapatılmıştı. EŞ ASIRLIK BİR GEÇMİŞ Cafer Baba, Sukuti Baba, Hasip Baba gibi önemli Bektaşi babalarının postnişinlik yaptığı tekkede, ünlü neyzen ve şair Neyzen Tevfik de Münir Baba’dan nasip olarak Bektaşilik tarikatına girmişti. Osmanlı arşivlerindeki kayıtlara göre ise tekkenin II. Bayazıd Vakfiyesi’ne bağlı olduğu ve 16. yüzyılın başlarından itibaren faaliyette olduğu belirtiliyor. Bu durumda tekkenin 500 yıllık bir geçmişi olduğu ortaya çıkıyor. Geçmiş yıllarda iki kez onarım gö ‘Ferhangi Şeyler...’ Avrupa Adalet Divanı (AAD), terörist Osman Öcalan’ın “PKK’nin Şefi” sıfatını kullanarak yaptığı bir başvuru hakkındaki kararını dün yeni bir ara karar ile değiştirdi. Öcalan, avukatları aracılığıyla, PKK’nin bir terör örgütü olduğu yolunda AB’nin terör örgütleri listesine alınmış olmasına itiraz etmiş, ancak Adalet Divanı davalının 2005 Şubat ayında “artık var olmayan” örgütü temsil etme hakkı bulunmadığını söyleyerek başvuruyu geçersiz saymıştı. Adalet Divanı, temyiz üzerine dün yeni bir ara karar alarak, PKK’nin varlığını kabul etmekle kalmadı. Bu görüşünü, örgütün İmralı’daki başı Abdullah Öcalan’ın kardeşinin PKK adına her türlü yetkiye sahip olduğunu bildiren sözlü beyanını da kayıtlarına geçirdi. Avrupa Adalet Divanı’nın dün açıkladığı karar, Türk kamuoyunun, Öcalan kardeşlerin avukatı olarak Marc Müller adında birisinin ülkemize gelerek terörist başı ile görüştüğünü öğrenmemizi de sağladı. AAD, önümüzdeki aylarda, PKK’nin terör örgütü olup olmadığı yolundaki kesin kararını açıklayacak. Böylece, bir süredir bilinçli bir şekilde kullanılmakta olan “terörist mi, yoksa gerilla mı” tartışması da en azından AB ölçütleri içerisinde yeni bir biçim alacak. İ ‘ÖZEL PROJE’ ALANI İSTEĞİ Kim demiş kanun alınmıştır ayaklar altına Böyle bir halin vukuunda hamiyet çiğnenir Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede Kaldırım olmazsa kanunu hükümet çiğnenir Neyzen Tevfik ütlüce’deki 250 yıllık Karaağaç Tekkesi kalıntılarının bulunduğu ve Kültür ve Tabiat Varlıkları’nı Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan araziyi İstanbul Büyükşehir Belediyesi özel imarla yapılaşmaya açtı. 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilen ve Neyzen Tevfik’in Bektaşiliği kabul edip günlerini geçirdiği Karaağaç Tekkesi’nin bulunduğu arazisinin bir parselini önce konut alanı olarak ayıran Büyükşehir Belediyesi daha sonra Kiptaş’a devretti. S Kiptaş, Ekim 2006’da plan tadilatı istemiyle Büyükşehir Belediyesi’ne başvurdu ve yaklaşık 9 dönümlük arazinin “özel proje” alanına alınmasını talep etti. Aynı ay içinde talebi değerlendiren Büyükşehir Belediye Meclisi araziyi, ticaret, otel, rezidans, konaklama, konut, sosyal ve kültürel tesis, özel sağlık ve eğitim alanı olarak yapılaşmaya açtı. Kararda “kalıntıların bulunduğu alan”ın ayrı tutulması istendi. Alevi Bektaşi kurumları, arazinin de yeşillendirilerek eski haline getirilmesini istiyor. Rastlantının böylesi olmaz Avrupa Adalet Divanı’nın, PKK’nin ‘Terör Örgütleri Listesi’nden çıkartılıp çıkartılmaması doğrultusunda aldığı ara kararın bir gece öncesinde ünlü standup ustası Ferhan Şensoy, Diyarbakır’da doğaçlama oynadığı oyunun bir sahnesinde banka ve kredi kartlarının terörist olduğunu söylerken “Bunlar PKK’den de beterdir” demesi üzerine gösteriyi izleyen 350 kişiden önemli bir bölümü salonu terk ediyor. Protestoculardan bir kısmı da terör örgütü lehine slogan atıyorlar. Şensoy, söylediğim gibi standup ağırlıklı bir tiyatro sanatçımız. Çoğunlukla kendisinin yazdığı ya da günlük olayları hicveden doğaçlamalarla sahnelenen gösterileriyle biliniyor. Önceki günkü gösteri sırasında, PKK’ye terörist benzetmesine kızarak salondan ayrılanlar, kuşkusuz Şensoy’dan daha çok, örgütün tanımlanma biçimine yönelik tavırlarını ortaya koymuş oluyorlar. Oysa sanatçı, gösterisini tamamlarken kendisinin “Kürtlere de, Kürtlüğe de karşı olmadığını” aksine Türkler ile Kürtlerin kardeşçe yaşamasını isteyen birisi olduğunu söylemek gereğini duyuyor. Yani 70 milyon insanımızın ezici çoğunluğunun duygularını yansıtıyor. Ama ne yazık ki PKK olgusu, kaşına kaşına, bölge insanının azımsanmayacak bir kesiminde terorizmden soyutlanmış olarak değerlendiriliyor. Örgüte bakış açısındaki bu farklılaşma, elbette onun hakkında kesin sonucu almakta gecikenler ya da yanlış değerlendirmeler yapanlar için önemli bir uyarı olmalıdır. B ren tekkenin mülkiyeti önce Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait iken daha sonra istimlak yoluyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geçiyor. Parsellerden yukarıda olanı, daha sonra Beyoğlu Belediyesi Toplu Konut Alanı olarak ayrılıyor. Tarihi tekke arazisi içine paletli inşaat araçları sokularak temellerin üst parselde kalan izleri yok edilmiş. Beyoğlu Belediyesi, dergâh arazisinin üst parseline 50 dairelik bloklar yaptı. Haliç manzaralı bu toplu konutlar 1996 yılında hasar gördü ve “oturulamaz raporu” verildi. Belediye tarafından yaptırılan bloklar yine aynı belediye tarafından alelacele yıkılarak molozları gizlice taşındı. Hasarlı konutların yıkılmasının ardından üst parsel arazisi KİPTAŞ’a devredildi. Alt parsel ise tapu kaydında özel bir şahsa ait. Beyoğlu Belediyesi “Haliç düzenlemeleri” çerçevesinde sahilde yapılan Miniaturk ve Kültür Merkezi gibi projelerin yanındaki tekke arazisinin alt parselinde ise “itfaiye binası” yapmak için istimlak hazırlıklarına başladı. Ancak yöredeki sorumlu yurttaşlardan Mustafa Cofus’un uyarısı üzerine Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı, arazinin maliki olma İSTİMLAK... dığı halde Yüksek Anıtlar Kurulu’na başvurarak İslam Eserleri Müzesi gözetiminde kazı yapma izni talep etti. Gereken izin verildi ve yapılan araştırma kazısı sonucunda, dergâhın dönemler halinde üstüste yapılan temel izleri, giriş taşlığı, su ve kanal künkleri, havuz, mezarlar ve o dönemde kullanılan avadanlıklar gün ışığına çıkarıldı. Kalıntıların tamamı belgelenerek İslam Eserleri Müzesi’ne gönderildi. Yapının haritasal ölçümleri alınarak belge ve bilgilerle birlikte Yüksek Anıtlar Kurulu’na sunuldu. Yapının izlerine istinaden kuruldan tescil kararı alındı. Kurul, kazının üst parsele doğru sürmesi ve analitik rölöve alınması gerektiğini karara bağladı. Şahıs mülkiyetinde olan alt parsel, KİPTAŞ tarafından “Yapıtay İnşaat San. Tic. Ldt. Şti.” adında bir şirkete satın aldırıldı ve dergâh arazisi üzerine Büyükşehir Belediye Meclisi’nce “Özel İmar” çıkartıldı. ‘AKP AleviBektaşilerin hakkını gasp ediyor’ ütlüce’deki tarihi Karaağaç Tekkesi’nin kalıntılarının yok edilmemesi ve tekkenin aslına uygun şekilde yeniden inşaası için uzun süredir çaba gösteren Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı’nın Başkanı Hüsniye Takmaz, tekkenin arazisinin bir bölümünün özel imara açılmasını eleştirerek AKP yönetimini Alevi ve Bektaşilerin haklarını gasp etmekle suçladı. Takmaz şunları söyledi: “Bu yasa tanımazlığa tepki veren İstanbul Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu, alınan karara itiraz etti. Yeryüzünde kıyamet kopsa da burada yapılaşmaya izin vermeyeceğiz.” S İmralı mektubu... Yine dünkü gazetelere göre, İmralı’dan Ankara’ya hem de tüm milletvekillerine gönderilen bir mektupla, “Halkın seçilmiş temsilcilerine... Karşılıklı olarak birbirimizi affedelim. Yanlışlarımızı ortaya çıkarıp, itiraf edip, gerçekleri ortaya çıkaralım... Biz silahları bırakma aşamasına gelirsek, ancak aydınlar, Barolar Birliği’nden hukukçular, Tabipler Birliği’nden uzmanlar, en tanınmış bilim adamlarından oluşan bir komisyona bırakabiliriz” deniliyor. Sözünü ettiği komisyonun adını bile “Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu” olarak hazırlamış Öcalan... Elbette o ezici çoğunluğun, “saçma” diye nitelendirebileceği bir öneridir bu. Ama, göreceksiniz, Ankara’daki siyasal iktidarın bu ne yapacağına karar veremeyen tutumu sürdükçe, daha hangi önerilerle karşımıza gelinecektir. Ve o süre içinde “gerilla kurşunları ile” aramızdan ayrılan daha nice şehit cenazeleri için ağıt yakılacaktır. ??? Bundan önceki hükümetin 2002 seçimlerinde “sıfır” terör ile devrettiği bir oluşumun hangi duruma geldiğini anlayabildiği zaman, Erdoğan ve AKP için vakit çok geç olmayacak mıdır? 28. Yomiuri Uluslararası Karikatür Yarışması’nın büyük ödülü tabelacılık yapan Mehmet Arslan’ın oldu Berçenek’ten Japonya’ya uzanan yol EVRİM KAYA aşamını Zeytinburnu’ndaki demirdoğrama atölyesinde tabela yaparak kazanan Türk karikatürcü Mehmet Arslan, Japonya’nın yüksek tirajlı gazetesi Yomiuri Shimbun tarafından düzenlenen karikatür yarışmasında büyük ödülü kazandı. Arslan “üretme” eylemini, köyü Kahramanmaraş’a bağlı Berçenek’ten Adana’ya, oradan da İstanbul’a uzanan sıkıntılarla dolu yaşamının “en önemli değerlerinden biri” olarak tanımlıyor. Arslan, “Lise yıllarımda çizdiklerimi değerlendirmek istedim. Hazırlandım, yola çıktım...” diyor ve bir süre duruyor... “Sonra?” diyoruz, “Sonra darbe oldu...” diyor... İlkokulda müzik dersinde türküsünü söylediği köylüsü Âşık Mahzuni Şerif’i, öğretmenin “Bir daha Mahzuni’nin türkülerini söyleme, o bir komünist” sözleri üzerine “O komünist değil bizim köylü, Berçenekli!” diye savunan Arslan, çizerken en çok büyük ozandan etkilendiğini söylüyor. Şimdiye değin onlarca başarıya imza atmasına karşın ismi çok duyulmayan Arslan’la Berçenek’ten Japonya’ya uzanan karikatür ve yaşam öyküsünü konuştuk... “Nüfus kayıtlarında Afşin yazar ama ben Berçenek’liyim” diye başlıyor söze Arslan, bir yandan da son aldığı tabela siparişinin kaynağını yaparken... “Pamuğa ırgat gittikleri” Osmaniye’de 1962 yılında doğan Arslan, ilkokul 1. sınıfı burada okuduktan sonra 2. sınıfta, gitmek için can attığı Berçenek’e geri dönüyor. Annesinin ölümü üzerine yeniden Osmaniye yolu görünüyor 7 yaşındaki Arslan’a. O yılları “Ebem ve dört kardeş döndük tekrar Osmaniye’ye. Babam köyde kaldı. Osmaniye dedelerimizden beri tarla sulayarak, çapa yaparak geçimimizi sağladığımız, karnımızın doyduğu yer. Berçenek’se hasretim..” diye anlatıyor Arslan. Büyük yoksulluklarla geçen çocukluk yıllarında alıyor eline kalemi ve yaşadığı tüm çelişkileri aktarıyor kâğıda. Arslan, “Mizah; asıl olarak yaşamın her aşamasında var. Mizahın kaynağının çelişkiler, yoksulluklar, adaletsizlikler, uçurumlar olduğu düşünülürse çocukluğumdan itibaren aynı zamanda mizahın içindeyim diyebilirim. Bir de Berçenekli oluşum var tabii... Bu mizahın başlı başına kaynağını oluşturuyor belki de. DüşüMehmet Arslan’ın Japonya’da ödül kazanan karikatürü. Y Tören 30 Ocak’ta B ugüne dek katıldığı yarışmalardan 50 bin YTL ’ye varan para da kazanan Mehmet Arslan, “Atölye, ev, para çok büyük bir önem taşımıyor. Önemli olan insanlık onurum. Ülkemizde bir avukat ölüm orucuna yatıyorsa bizim kendimizi defalarca sorgulamamız gerekiyor” diyor. Karikatürcüler Derneği üyesi olan Arslan, karikatürleri nedeniyle defalarca yargılandığını, ceza aldığını, ödül kazandığını ancak derneğin kendisinin yanında olmadığını belirtiyor. BerçenekMahzuni ve Çevre Köyleri Yardımlaşma Dayanışma Kültür Derneği kurucularından da olan Arslan, herkesi derneğe yardıma çağırıyor. Arslan, 30 Ocak’ta Japonya’da düzenlenecek törenin ardından ödülünü alacak. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net İHALE YOLSUZLUĞU AKP’li başkanın eşi tutuklandı TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon’un Çarşıbaşı AKP İlçe Başkanı Eyüp Kul’un eşi, inşaat mühendisi Sibel Çağlar Kul, ihaleye fesat karıştırmak suçundan tutuklandı. Trabzon’da 20052006 yılları arasında “devlet ihalelerine fesat karıştırma” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan DYP Trabzon İl Genel Meclis Üyesi Ali Nazmi Başkan, oğlu Necati Başkan ve torunu Efkan Başkan ile aralarında eski Trabzonspor Kulübü Başkanı Atay Aktuğ, AKP Trabzon Çarşıbaşı İlçe Başkanı Eyüp Kul ve eşi Sibel Çağlar Kul ile birlikte 26 tutuksuz sanığın yargılanmasına Erzurum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. İddianamede, sanıklar hakkında, Afşin, Işıklı, Başdurak grubu içme suyu, Çarşıbaşı, Vakfıkebir Spor Salonları, Arsin Fındıklı beldesi taşkın koruma yapım ihalelerine fesat karıştırmak suçlarından 5 ile 10 yıl arasında hapis cezası istendi. BERÇENEK, HASRETİM... ? “2006 Musa Anter Gazetecilik Ödülü” yarışmasında karikatür dalında birincilik, Yomiuri Uluslararası Karikatür Yarışması’nda “mükemmellik” ödüllerini alan Arslan, son olarak yine 28. Yomiuri Uluslararası Karikatür Yarışması’nda büyük ödülün sahibi oldu. nün, anamızın ninnisinin yerine ozanımız Mahzuni’nin türküleriyle büyümek. Ne büyük bir şans!..” diyor. Arslan, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi bunalım ve karmaşanın sıcak olarak yaşandığı Osmaniye’den lise yıllarında İstanbul’a ablasının yanına kaçmak zorunda kalıyor. Karikatürlerini toparlayıp geliyor bu kente ve Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nin “en iyi çizen öğrencisi” olarak tanınıveriyor bir anda. Şartları elverişli hale gelip kaçaklık günleri son bulan Arslan, bu kez de askerlik nedeniyle iki yıl ara veriyor karikatüre. Askerlik bitince artık ciddi ciddi karikatürle uğraşmaya başlayan Arslan, dönemin mizah dergileri “Yeni Çuval” ve “Kelaynak”ta çizmeye başlıyor ve 1986’da ilk katıldığı VanErcişli Emrah Kültür Sanat Festivali’nde ikincilik ödülünü alıyor. Daha sonra yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda sergiye, yarışmaya katılan Arslan, çok sayıda ödülün sahibi oluyor. Evlendikten sonra ciddi para kazanmak gereği ortaya çıkan Arslan, başlıyor iş aramaya... O güne kadar çapa yapmak, tarla sulamak ve karikatür çizmekten başka iş bilmeyen Arslan, tabelacılığa başlama öyküsünü ise “1980 öncesi ve sonrası duvarlara çok güzel yazılar yazardım ben. Öyle düzgün, öyle güzel yazardım ki artık ustalaşmıştım. Dedim ki duvara güzel yazdığıma göre tabelaya da yazarım ve gidip bir tabelacının yanına çırak oldum. Duvara yazı yazmaya pek benzemeyen bu işte ustalaşınca kendi atölyemi açtım” diye anlatıyor. Ödüllü tabelacı A ‘DUVARA GÜZEL YAZI YAZARIM’ ilesiyle çalıştığı “Karika Reklam ve Tabela”nın tüm vaktini aldığını, karikatür çizmeye çok fazla vakit ayıramadığını belirten Arslan, “Hayatın içindeyim. Mevcut mizah dergilerini beğenmiyorum. Mizah, toplumsal sorunları evrensel bir yaklaşımla ortaya koymalı. Mizah dergileri topluma ulaştığında anlam kazanmalı. Karikatür çizmek toplumsal bir sorumluluk, ben de görevimi yerine getiriyorum. Son sergim tecridle ilgiliydi örneğin. ‘Tecrite Karşı Sanatçılar Platformu’na katılarak 23 karikatürden oluşan bir sergi açtım. Bu benim için vicdanen, ahlaki olarak bir görevdi”. Telefon kayıtları belgeledi Duruşmada ifadesi alınan AKP’li İlçe Başkanı Eyüp Kul’un eşi Sibel Çağlar Kul, 2005 yılında ihalesine girerek aldığı ve daha sonra iptal edilen Çarşıbaşı Spor Salonu ihalesine fesat karıştırdığı yönündeki suçlamaları reddetti. Ancak tutuklu bulunan DYP Trabzon İl Genel Meclis Üyesi Ali Nazmi Başkan ile ihale öncesi yaptığı telefon konuşması kayıtlarıyla ihaleyi usulsüz olarak aldıkları belgelenen Sibel Çağlar Kul, diğer sanıklar Mustafa Üçüncü, Ali Rıza Kar, Hasan Uzuncan, İsmail Çiçek ve Mustafa Keleş ile birlikte tutuklanarak Erzurum E Tipi Cezaevi’ne gönderildi. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear