26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2007 CUMA 6 ‘Tüzmen kamuoyunu yanıltmak mı istedi?’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Adana Milletvekili Ziya Yergök, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in Gebze’deki kaçakçılığın “kesin takipsizlikle” sonuçlandığı açıklamasına karşın mahkemeden yargılama kararı çıkması üzerine olayı Meclis gündemine taşıdı. Yergök, verdiği soru önergesinde Tüzmen’e “TBMM’yi ve kamuoyunu yanıltmak amacıyla mı bu şekilde beyanda bulundunuz?” dedi. HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Aziz Nesin’e Düşmanlık Sürüyor... Aziz Nesin’i ne diye bilirsiniz diye kime sorsak, dünyaca ünlü bir büyük mizah yazarıdır yanıtını alırız; ve de doğrudur. Ama onun, aynı zamanda büyük bir eğitimci olduğu, eğitim anlayışımıza açıklık getirdiği konusunda bilgi yeterince yaygın değildir. Biz kendimiz de, bu konunun üstünde hep dururuz. Gerçekten, Aziz Nesin, kimsesiz ve yoksul çocukları eğitme için 70’li yıllarda kurduğu Nesin Vakfı’nda, ne tür bir eğitim istediğini, Eğitim Konusunda Vasiyetimdir adlı uzun bir yazısında şunları sıralar: Vakıf çocuklarının üretken olmaları; dünyaya, insanlara, olaylara eleştirel gözle bakmaları; cezasız ve yasaksız yetişmeleri; çocukların şımarma haklarının olması; toplumsal borçlarının ne olduğunu bilmeleri; kendilerini sevmeleri, kendilerini severek ve kendilerine değer vererek yetişmeleri; kendi aşağılık duygularını tanıyarak onu yenmeleri ve kendi aşağılık duygularından itici güç olarak yararlanmaları; uygar insanlar olarak yetişmeleri; tarihsel gelişim doğrultusunda, kendilerinden başlayarak, çevrelerini, ortamlarını, başkalarını ve dünyalarını değiştirme çabası içinde olmaları ve böyle yetiştirilmeleri; yaşama atılınca sevdikleri işi yapmaları; özgün düşün ve davranışlı olmaları; zengin imgelere sahip olup, büyük düşlemler kurmaları. Büyük ustanın Nesin Vakfı çocuklarına öğretmek istediği son, yalın bir gerçek de şu: “Yaşam, bir savaşımdır; bu savaşımda yoksulların korunma silahı da, çalışmak!” Eğitim Konusunda Vasiyetimdir’de söylenenleri, bütün eğitimciler, daha doğrusu hepimiz ezberlemeliyiz! 30 yaşına basmış Nesin Vakfı’nda yaşanıyor bunlar. Geçenlerde Türkiye’den yollanan bir kitabı yeni bitirdim: Klaus LieberHarkort ile Münevver Oğan’ın da hazırladıkları ve Nesin Yayınevi’nce yayımlanan kitabın adı da, Gerçekleşen Ütopya, Nesin Vakfı Çocuk Cenneti. Kitap, vakıfta yaşamı anlatıyor. Yerli ve yabancı çalışanların anlattıkları; yıllar önce küçükken şimdi büyüklerin anlattıkları; ortancaların anlattıkları ve Vakfın minikleri... Okuyunuz okurlar bu kitabı. Evet, Aziz Nesin’in asıl mirası vakfıdır. ? Kitabı bitirmişim, ama doymayıp ikide bir açıp göz attığımda, 15 Ocak günlü Milliyet’te, manşetten bir haber: “Çatalca’daki Nesin Vakfı’nda tecavüze uğradığı öne sürülen 14 yaşındaki Z. K.’nin Adli Tıp’ta yapılan muayenesinde bakire olduğu belirlendi. Tecavüz iddiası bir TV kanalında yayımlanınca tutuklanan 17 yaşındaki F.A. ile 18 yaşındaki E.A. da bu gelişme üzerine serbest bırakıldı. Ancak, iki gencin cezaevinde yattıkları birkaç günde işkenceye maruz kaldığı ortaya çıktı.” Donup kaldım. Niçin Adli Tıp’taki muayenenin sonu beklenmeden, iki genç içeriye alınır? İçeriye alındıktan sonra da nedir bu yapılanlar? Falaka, dayak, işkence! Bir de, bir gardiyanın, “Nesin’in sapık torunları!” deyip tekmelemesi! Sonra, olayın özel bir televizyon kanalı tarafından planlandığı da söyleniyor... Bütün bu saptırmaların, çığrından çıkarılmaların temelinde, Çatalca’daki Nesin Vakfı’nın kimliğini görmemek mümkün mü? Söz konusu vakıf, yıllardır ciddi ellerdedir. Aziz Nesin’in ardından oğlu Ali Nesin yönetimin başındadır ve nasıl bir kurumun dizginleri elindedir, bilincindedir. O ve yardımcıları, Vakıftaki çalışanlar da ciddi insanlardır. Bir de şunun bilincindedirler: Aziz Nesin’in adını taşıyan bir kuruma, dışardan her türlü soysuz tertip umulmadık bir anda çıkıp gelebilir. İşte bugün geldi; bu bir tertiptir, bir iftiradır! Ali Nesin, olan bitene karşı şimdi dava açacaktır. Bütün aydınlar da onun yanındadır; hepimiz, gelişmeleri yakından izleyecek, Aziz Nesin’e karşı sürdürülen düşmanlığın suratına gerçeğin şamarı vurulacaktır. ‘AB’nin Karadeniz’e diyet borcu var’ ? İstanbul Haber Servisi Çevre ve Orman Bakanı Osman Romanya ile Bulgaristan’ın çevre ve su bakanları ile Swissotel’de yuvarlak masa toplantısı yaptı. Pepe, Avrupa’nın sanayileşmiş ülkelerinin Tuna Nehri yoluyla Karadeniz’i kirlettiğine dikkat çekerek “Avrupa Birliği’nin Karadeniz’e bir noktada diyet borcu var. Türkiye, Tuna’ya sahili olmamakla birlikte Tuna’nın kirlilik yükünden en çok mağdur olan ülkedir’’ dedi. Acarlar İnşaat’ın Bakanlık tarafından ruhsat talebinin reddedilmesi ve bir aylık sürenin dolması üzerine 138 villanın yıkım sürecinde de sona gelindi. 23 Ocak’ta yapılacak toplantıda villaların yıkımına ilişkin karar verilecek stanbul Haber Servisi Özel Serdaroğlu Ormanı’na yüzde 6’lık inşaat iznini aşarak yapılan Acaristanbul’daki 138 villanın yıkımı için Beykoz Belediyesi’nden encümen kararı bekleniyor. 23 Ocak Salı günü yapılacak encümen toplantısında villaların yıkımına ilişkin son karar verilecek. Beykoz Belediyesi, 19 Aralık 2006’da Acarlar İnşaat’a resmi bir yazı göndererek Serdaroğlu Özel Ormanı ile ilgili 3194 sayılı yasanın 32. maddesi gereğince en çok 1 ay içinde Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan kesin izin ile diğer işlemlerin tamamlanmasını istedi. Belediyenin yazısı üzerine Acarlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Acar, 25 Aralık 2006’da Çevre ve Orman Bakanlığı’na izin başvurusunda bulundu. Çevre ve Orman Bakanlığı da Acarlar İnşaat’ın talebini reddetti. İ Uçuş saati doldu, sefer iptal edildi ? DENİZLİ (AA) THY 16 Ocak Salı akşamı yapılması gereken Denizliİstanbul uçak seferi, personelin “uçuş saatlerinin dolması’’ nedeniyle yapılamadı. Seferin iptal edilmesi üzerine yolculardan bir bölümü karayoluyla İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na götürüldü. Yolcuların bir bölümü de uçak biletlerinin tarihini değiştirerek Denizli’ye geri döndü. Acaristanbul için karar bekleniyor bul’un yıkımı ile ilgili dosya bugün Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül tarafından imzalanarak encümene gönderildi. 23 Ocak Salı günü yapılacak encümen toplantısında yıkım ile ilgili kesin karar verilecek. Belediye encümeni, villalarla ilgili yıkım kararı verebileceği gibi, dosyanın incelenmesi için 10 gün süre de isteyebilecek. Encümen ayrıca gerekli bilgi ve belgelerin oluşmadığı kanaatiyle ara karar olarak dosyayı ilgili müdürlüğe iade edebilecek. Encümenden yıkım kararı çıkması durumunda ise karşı tarafa karar tebliğ edilerek 7 gün içinde binalarını yıkması istenecek; bu sürede yıkmadığı takdirde yıkım belediye ekipleri tarafından gerçekleştirilecek. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe encümen toplantısından sonra Acaristanbul yetkililerine bir haftalık süre tanıyacağını belirterek “Herhangi bir yasal durdurma, müdahale vesaire olmadıktan sonra bir hafta sonunda gerekli olan işlem uygulanacaktır. Beykoz Belediyesi, bu işlemi şu anda imar mevzuatı açısından izliyor. Demek ki ayın 2728’inde herhangi bir durdurma, mahkeme kararı olmadıktan sonra gerekli infaz yapılır’’ dedi. Pepe, belediyenin yıkım kararı vermemesi halinde bakanlık olarak yasal yetkileri kullanacaklarını söyledi. Acarkent için iptal davası Öte yandan, Orman Genel Müdürlüğü, Acarkent’i ormanlık araziden çıkarmak için aralarında birçok ünlü ismin de bulunduğu 1823 kişiye tapu iptal davası açtı. Ayrıca yasal süreç tamamlanıncaya kadar tapuların el değiştirmemesi için tedbir kararı alınması istendi. Ruhsat talebi reddedildi Bakanlık tarafından Acarlar’a gönderilen ret yazısında yapılaşmanın ormanlık alanın tamamına yayıldığı, yasadaki yüzde 6 yapılaşma oranının yüzde 60’lara kadar çıktığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunun alınmadığı ve proje maliyet bedellerinin düzenlenmemiş olduğu vurgulandı. Ruhsat talebinin reddedilmesi ve tanınan bir aylık sürenin dolması üzerine 138 villanın yıkım sürecinde de artık sona gelindi. Acaristan ‘Türk balıkçı gözaltında’ iddiası ? DİKİLİ (AA) İzmir’in Dikili ilçesinde denize açılan bir balıkçının, Yunanistan Sahil Güvenliği tarafından gözaltına alındığı iddia edildi. Balık avlamak için önceki gün denize açılan Dikili’nin Bademli köyünden Suat Kurnaz (40), cep telefonuyla yakınlarına mesaj atarak “gözaltına alındığını ve Midilli’de olduğunu’’ bildirdi. Yunanlı makamların ise Kurnaz’ın gözaltında olmadığını söyledikleri öğrenildi. ‘Kavşak değil metro yapın’ Başbakan’ın “İstanbul’a plaka sınırlaması” önerisiyle tekrar gündeme gelen İstanbul’un trafik sorununun çözümü için uzmanlar, “raylı sistem geliştirilmeli” görüşünde birleşiyor İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’a plaka sınırlaması” önerisiyle tekrar gündeme gelen İstanbul’un trafik sorununun çözümü için uzmanlar, “raylı sistem geliştirilmeli” görüşünde birleşiyor. Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP), İstanbul’un kuzeyindeki akciğerlerine 3. köprü yapmak isteyen AKP’ye “Köprüyü Çanakkale’ye yapın” önerisinde bulundu. Ulaşım uzmanı Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar da mevcut kaynakların katlı kavşak, yol genişletme ve kaldırım yenilemeye değil, metroya harcanmasını istedi. Gazetemizi ziyaret eden SHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kentin trafik sorununa yönelik açıklamalarını değerlendirdi. Topbaş’ın, 3. köprünün ağır vasıta taşımacılığı için yapılacağı yönündeki sözlerini anımsatan Göğüş, “İstanbul’daki yandaşlarına sağlayacakları ranttan vazgeçsinler. Köprüyü Çanakkale’ye yapsınlar. Böylece hem ağır vasıta trafiğini buradan aktarsınlar, hem de Çanakkale’nin canlanmasına yardımcı olsunlar” dedi. Göğüş, İBB Başkanı Topbaş’ın, “İstanbul’daki ulaşım sorununun çözümü için büyük kaynak harcayarak metro yapılması gerektiği, ancak bunun için yeterli kaynağı bulamadığı ve borçlanamadığı” yönünGöğüş, Sermaye Piyasası Kurulu İkinci Başkanı Turan Erol’un, “İstanbul’un menkul değer ihraç etmesi halinde ilk aşamada 2 milyar dolarlık kaynak sağlayabileceği”ne dair sözlerini anımsatarak, “Kadir Topbaş ise ‘Borçlanamıyorum’ diyor. İstanbul gibi kaynak üretebilen bir kente, para bulamıyorum diyerek metro yapmamak, trafik keşmekeşi yaratmak; İstanbulluya işkence yapmaktır. Ve bu tamamen beceriksizlikten kaynaklanıyor. Topbaş’a bir süre önce yaptığımız ‘Tahvil satarak kaynak bul’ önerimizi yineliyoruz” diye konuştu. Eski Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar, Başbakan Erdoğan’ın plaka sınırlaması önerisini, “uygulanamaz, mantıksız, tartışmaya bile gerek yok” sözleriyle değerlendirdi. “Ya yeni rant kapısı yaratmak istiyorlar ya da ülke gündemini başka yere çekmek için böyle açıklamalar yapıyorlar” diyen Bayrakdar, İstanbul’un trafikteki ihtiyacının metro olduğunu söyledi. İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın “metro için yeterli kaynak olmadığı” yönündeki sözlerini sert bir şekilde eleştiren Bayrakdar, “Eğer kaynak yoksa katlı kavşakları, yol genişletmeleri, tünelleri, kaldırım yenilemelerini nasıl yapıyorsunuz? Parayı bunlara değil, metroya harcayın” dedi. İstanbul’da 3 milyar metreküp kaçak su ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da son 16 yılda toplam 3 milyar 580 milyon 244 bin metreküp kaçak su kullanıldı. Bugünkü en düşük su tarifesi baz alındığında kaçak su kullanımının toplam maliyeti 16 yılda 5 milyar 871 milyon 600 bin YTL oldu. Kaçak su miktarı, kente su sağlayan ve toplam 863 milyon metreküp su tutma kapasitesine sahip barajların hacminin yaklaşık 4 katı büyüklüğünde. Doğalgaz sevinci ? EDİRNE (AA) Edirne’nin Süloğlu ilçesine bağlı Geçkinli köyü yakınlarında 2005 yılında doğalgaz bulunan “Batı Umur1’’ kuyusunda yeterli rezervin olduğu belirtildi. Merty Energy’nin Mühendislik Operasyonlar Müdürü Tayfun Atalay, 1052 metrede ulaştıtları doğalgazı yeni test ettiklerini söyledi. Atalay, yörede 2 kuyu daha açılacağını kaydetti. BEŞTAŞ KARARA İTİRAZ EDECEK deki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. İstanbul gibi bir kente yapılacak metro için dünyada çok kolaylıkla finansman bulunabileceğine işaret eden Göğüş, “Bunu niye yapmıyorlar? Çünkü İGDAŞ’ı, İETT’yi, İSKİ’yi özelleştirmenin, belediyeye ait bir gayrimenkulu satmanın altyapısını hazırlama çabası içindeler” yorumunu yaptı. 12 YTL gasp etti 6 yıla mahkum oldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da 14 yaşındaki Ö. U. hakkında, akranları olan 3 çocuktan 12 YTL gasp ettiği iddiasıyla açılan davada karar açıklandı. Mahkeme Ö. U’yu 6 yıl 8 ay hapisle cezalandırırken avukat Meral Danış Beştaş karara itiraz edeceklerini söyledi. Bağlar semtinde oturan Ö. U. daha önce borç aldığı arkadaşına ödemek üzere cebinde bulundurduğu 10 YTL ’yi kaybedince yoldan geçen K. Y. (14), S. E. (13) ve M. Ç’nin (13) önünü keserek elindeki bıçakla paralarını istedi. K. Y. ve S. E’den 12 YTL alan Ö. U. daha sonra kaçtı. Kısa süre sonra yakalanan Ö. U. tutuklandı. Ö. U. hakkında Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde toplam 30 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Üçüncü duruşmada Ö. U. hakkındaki karar açıklandı. Ö. U, K. Y. ile S. E’den aldığı paralar için toplam 6 yıl 8 ay hapisle cezalandırıldı. Mahkeme, M. Ç’ye yönelik fiili nedeniyle de ayrıca 2 yıl 1 ay hapse çarptırılmasına karar verdi, ancak buna ilişkin hükmü erteledi. Öte yandan mahkeme, sanığın cezaevinde bulunduğu yaklaşık 2.5 aylık süreyi göz önüne alarak tahliyesine karar verdi. Ö. U’nun avukatı Meral Danış Beştaş, ertelenen 2 yıl 1 aylık ceza için 5 yıllık denetim sürecine karar verildiğini, buna göre 5 yıl içinde müvekkilinin bir başka suç işlemesi halinde, bu cezanın da işlerlik kazanacağını söyledi. Beştaş, verilen kararlar için Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunacaklarını belirtti. ‘Ev alırken kapora vermek yasal değil’ diyen İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş: Dolandırıcı emlakçilerden uzak durun SALİM HALİMOĞLU İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş, son günlerde gazetelere “kelepir” ilanı veren bazı emlakçilerin yurttaşları dolandırdığı yönünde şikâyetlerin arttığını söyledi. Şikâyetleri araştırdıklarında karşılarına “kayıt dışı” çalışan emlakçilerin çıktığını kaydeden Ateş, yurttaşlara, gayrimenkul alımsatımı yaparken emlakçinin meslek odasına kayıtlı olup olmadığına bakmaları uyarısında bulundu. İstanbul’da son günlerde bazı emlakçilerin gazetelere “kelepir” ilanı vererek kendilerine başvuran müşterilerden “kapora” adı altında ve evrak imzalatarak satmadıkları emlak için komisyon ücreti talep edip yurttaşları dolandırdıkları belirlendi. İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş, kendilerine yapılan başvurularda yurttaşların iki şekilde dolandırıldıklarını ortaya çıkardıklarını belirledi. Bazı emlakçilerin, “kelepir” ilanlarıyla müşterileri bürolarına çektiklerini anlatan Ateş, bu kişilerin daha sonra gayrimenkul satışında yapay pürüzler çıkararak ev sahipleri adına aldıkları kaporalara el koyduklarını kaydetti. Bazı emlakçilerin de ilan üzerine kendilerine başvuran müşterilere “Satıldı / kira landı. Uygun yer çıkarsa haber veririz” diyerek bir evrak imzalattıklarını anlatan Ateş, bu yöntemle de müşterilerin almadıkları veya kiralamadıkları ev için yüzde 3 komisyon bedeli ödetilerek dolandırıldığını ifade etti. Yurttaşlara uyarılar Son zamanlarda özellikle Anadolu yakasındaki bazı komisyoncuların müşteri çekmek için değerinin altında ilanlar vermeye başladığını kaydeden Ateş, şunları söyledi: “Gayrimenkul için ilgili emlakçiye müracaat ettiğinizde de ‘satıldı’ veya ‘kiralandı’ diyorlar. Akabinde uygun yer çıktığında size haber verilebilmesi açısından bir akit imzalatıyorlar 35 milyon li ra para istiyorlar. Sakın imzalamayın ve para da vermeyin. İmzalayıp parayı verdiğinizde, görmediğiniz bir gayrimenkulü, almadığınız veya kiralamadığınız halde, gayrimenkulün satış değerinin yüzde 3’üne, kiralama için de yüzde 12’sine tekabül eden bedeli komisyon olarak almaya hak kazanacaklardır. Gazetelerde çıkan, çarşaf gibi, göz boyayan, ilgi çeken, günün kelepiri gibi ilanlar da mutlaka tuzak ilanlardır. Bu tür ilanlara itibar etmeyiniz. Son zamanlarda tüketiciler, emlak komisyoncusuna verilen kaporadan kaynaklanan mağduriyete uğramaktadırlar.” Yurttaşları “emlakçi” adı altında dolandırıcılık yapan kişilere karşı dikkatli olmaya çağıran Ateş, bu tür emlakçilerin meslek odasına kayıtlı olmayan ve “kayıt dışı” çalışan kişiler olduğunu, yurttaşların gayrimenkul alımsatımını emlak komisyoncusundan yapması durumunda, meslek odasına kaydının bulunup bulunmadığına mutlaka bakması gerektiğini ifade etti. Ateş, tüketicilerin ileride mağdur olmaması için kayıt dışı çalışan komisyoncularla işbirliğine gitmemesi gerektiğini dile getirerek alışveriş bitiminde ise fatura alınması gerektiğini ve mutlaka emlak odasının ambleminin olduğu seri numaralı resmi sözleşmelerin imzalanması gerektiğini vurguladı. Emlakçilerin “kapora” almasının da yasak olduğunu kaydeden Ateş, yurttaşların kesinlikle kapora taleplerini geri çevirmesini istedi. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear