24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Olayı ‘esrarkeşlerin eylemi’ne indirgemeye çalışan dinci basına Genelkurmay’dan tokat gibi yanıt: AVRUPA GÜRAY ÖZ Menemen planlı bir cinayet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay’ın Menemen’de gerici yobazlar tarafından katledilmesinin “sıradan bir cinayet değil, bilinçli bir hareket olarak uygulamaya geçirildiğini” açıkladı. Genelkurmay’ın arşiv belgelerinde yer alan, olaylara karışanların birbirlerine yazdığı mektuplar, görgü tanıklarının ifadeleri de kalkışmanın Nakşi tarikatı üyelerince gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Genelkurmay’ın internet sitesinden açıkladığı arşiv belgeleri, Menemen olayını “esrarkeşlerin eylemi”ne indirgemeye çalışan dinci basını yalanlıyor. Belgeler arasında olaydan sonra alınan ifadeler, resmi yazışmalar, olay yeri keşif belgesi ve olayı yönlendirenlerin hazırlık aşamasında birbirlerine yazdıkları mektupların tıpkıbasımı yer alıyor. Sis Koyulaşırken Dünyanın belalısı Bush, Irak’tan son bir darbeyle kurtulma ve bölgeye daha kalıcı bir şekilde yerleşme planını açıkladı. Bu iki amaç birbiriyle ilk bakışta sanıldığı gibi çelişmiyor. Aynı şekilde ABD Irak’ta hem yalanlarıyla beslediği dünya karşısında yenilgisini ilan ediyor hem de Irak’ı parçalama hedefine biraz daha yaklaşmış oluyor. ABD Irak’ta yenildi mi? Eğer Bush’un Irak’a demokrasi getireceği yalanına inanmışsanız, yenildi. Eğer Irak’ı bir çırpıda ele geçirip istikrarlı bir düzen kuracağına inanmışsanız, evet, yenildi. Peki, ABD Irak’ta ummadığı bir direnişle karşılaşmadı mı? Karşılaştı ve bu direniş eğer dünya çapında bir destek kazanabilir, kendi iç çatışmalarından sıyrılabilir, asıl önemlisi şeriat ekseninden kurtulup ulus bilinciyle hareket etmeyi başarırsa, o zaman gerçekten ABD yenildi, def olup gitti diyebileceğiz. Ama şimdilik diyemiyoruz. ??? Diyemiyoruz, çünkü Irak’ı parçalama amacına adım adım yaklaşıyor. Kuzey Irak’ta İsrail’in yanı başında, Irak Kürtlerine bu sıfat yakışmıyor ya, bir yeni Amerikancı devlet yaratma düşü gerçekleşmek üzeredir. Bu düş, belki de bölgede yaşayan Kürtlerin emperyalistlerin ipiyle kuyuya inilemeyeceğini anlamalarıyla onurlu bir direnişe dönüşebilir, umut tükenmez, ama şimdilik ip kuyunun dibini bulmuştur. Ulus olmak için çaba harcamış, diktatörlük yöntemleri, aşiret engelleri ve mezhep çatışmaları nedeniyle sonuç alamamış Irak halkı, şimdi şeriat varyasyonları arasında bocalamakta, Sünni, Şii, Kürt, Türkmen iç savaşına hızla sürüklenmektedir. Kuzeyde ise durumu çok iyi değerlendirdikleri kanısındaki Kürt liderleri ayrılmanın ve yalnızca Kürtlerden oluşan “steril” bir bölge yaratmanın, “devlet” olmanın gururunu yaşamaktadırlar. Gururlu olabilirler, ama kesinlikle gerçekçi değiller. ABD’ye güvendikleri için gerçekçi değiller. Türkiye ile dost olmayı değil, daha geniş bir coğrafyayı düşledikleri için gerçekçi değiller. ??? Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bölgeye hızla ve bilinen, bilinmeyen tüm yöntemleri kullanarak saldıran ABD, eski Sovyet cumhuriyetlerini, Kafkasya’yı, Ortadoğu’yu, petrol ve doğalgaz yollarının geçtiği her yeri, örneğin Afrika’nın stratejik yerlerini kapsayan büyük planı uygulamaktan vazgeçmiş değildir. Tam tersine, Irak’tan, parçalayarak kurtulmak ve bölgedeki diğer hedeflere yoğunlaşmak niyetindedir. Türkiye, tüm bu niyetlerin ortasında şaşkındır ve çaresiz bir yönetim altında kendine yön bulmaya çalışıyor. Devletin çeşitli katmanları ve güçleri stratejiler üzerinde kafa yoruyorlar. Konuşmamakla meşhur istihbarat örgütleri bile dış politika çiziyor. Demek ki stratejilerin hazırlanmasının yalnızca Erdoğan yönetimine bırakılamayacağı kanısı yaygın bir görüş olmaktan çıkmış, bir karara dönüşmüştür. Ama hazırlanan stratejiler Türkiye’yi kaostan kurtarmayı mı, yoksa kaosun içine sürüklemeyi mi amaçlıyor, orası pek belirgin değildir. Türkiye’nin kaosun içine çekilmesi, ilk bakışta ABD planlarına uygun değil gibi görünse de, gerçekte bu büyük plana pek uygun düşüyor. Niyetler ve umutlar farklı olabilir, ama kaos tehlikelidir. İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye kendisine çok yakın olmayan, ama ısrarla çekilmek istendiği bir hengâmeden uzak durmayı başarmıştı. Bu kez curcunanın orta yerindedir ve kaosun yararları üzerine konuşanların sayısı artmıştır. Türkiye’nin solcuları bu durumu yorumluyor, çıkış yolları üzerinde kafa yoruyorlar mı? Yoksa günün birinde gelecek olan kurtuluş günlerinde her şeyin daha iyi olacağını düşünerek yalnızca filozoflukla mı yetiniyorlar? Peki, o zaman çok geç olmaz mı? eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr G enelkurmay, Menemen olayının şifrelerini ortaya çıkaran arşiv belgeleri yayımladı. Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay’ın Menemen’de gericiler tarafından katledilmesinin “sıradan bir cinayet değil, bilinçli bir hareket olarak uygulamaya geçirildiğini” açıklayan Genelkurmay Başkanlığı, belgelerle de eylemin Nakşi tarikatı üyelerince gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. sonra eylemi gerçekleştirmişlerdir. Eylemin elebaşı ve Yedek Subay Mustafa Kubilay’ın başını keserek öldüren Giritli Hasan oğlu Mehmet, Osman oğlu Şamdan Mehmet, Hasan oğlu Sütçü Mehmet, Emrullah oğlu Mehmet, Nalıncı Hasan ve Çakır oğlu Ramazan, eylemci grubunu oluşturmaktadır. Eylemcilerin hepsi Manisa’da ikamet etmektedirler ve Nakşi tarikatıyla bağlantıları vardır. Onları bu Efendi’nin, “daima sözünden ve nasihatından ilham alarak kendisini şeyhe bende (kul) eden kişileri” sayarken ilk isim olarak İbrahim Hoca’yı belirttiğine dikkat çekiliyor. Hüsnü Efendi’nin anlatımı şöyle: olan Osman Çavuş ‘İnşaallah reisi cumhuru gebertirler de rahat yüzü görürüz, fes giyeriz’ demekten çekinmez. İbrahim Hoca, Osman Çavuş’un kendisiyle olan bağlantısını ifadesinde teyit eder. ‘Tekaüt (emekli) edildikten sonra İstanbul’a gittim. Orada ikamet etmeye başladım ve İstanbul’da iken bir defa Cemal ve bir defa Osman ve bir defa da tabur imamı İlyas Efendi’den mektup aldım’.’’ ŞERİAT İSTİYORLARDI Eylemcilerin, olay öncesindeki çalışmalarına belgeleriyle ayrıntılı yer verilen değerlendirmede, 23 Aralık 1930 günkü olaylar ve Mehdi Mehmet’in konuşmaları şöyle anlatıldı: “Camide bulunan sancağı alıp Mehdi, halkı kendilerine katılmaya davet eder ve şunları söyler. ‘Tarafı ilahiden geliyoruz. Şeriat istiyoruz. Askerin kılıç ve kurşunu bize işlemez. Herkes bu bayrağın altından geçecektir. Geçmeyenleri kılıçtan geçireceğiz. Bugün zeval (öğle) vakti yetmiş bin kişi bize yardıma gelecektir’.” Kubilay’ın katledilmesinin ardından alaydan gönderilen birliklerin eylemcilerle çatıştığı, bekçiler Hasan ve Şevki’nin şehit olduğu, Mehdi Mehmet, Şamdan Mehmet ve Sütçü Mehmet’in ölü, Emrullah oğlu Mehmet Emin’in yaralı ele geçirildiği anımsatılan değerlendirmede, kargaşa nedeniyle kaçan Nalıncı Hasan ile Ali oğlu Hasan’ın ertesi gün yakalandıkları vurgulandı. CUMHURİYET KARŞITLIĞI “İbrahim Hoca’nın Manisa’da görevli iken merkeze bağlı Horosköy’de yoğun NAKŞİ BAĞLANTISI Genelkurmay arşiv belgelerine göre, İstanbul’da yaşayan ve yaklaşık 20 bin müridi bulunan Nakşi Şeyhi Esat’a bağlı olan Manisa Asker Hastanesi’nden ayrılma İbrahim Hoca olayı yönlendirdi. İbrahim Hoca’nın Şeyh Esat ile ilişkileri, tarikattaki diğer müritlerin ifadeleriyle de doğrulanıyor. Belgelere göre, olayın ardından yetkililerce hazırlanan raporda olay yeri şöyle anlatılıyor: “Gazez Camisi girişinin sol tarafındaki bahçede arkası üstü yatık, sağ tarafında kasaturası kınından çekik bir halde, elbiseleri kanlı, başı boynundan ayrılmış ve etrafındaki toprakta çok fazla kan lekeleri bulunan, tahminen 25 yaşlarında, üzerinde haki renkte askeri elbise olan; orta boylu, kumral benizli, saçları az ağarmış cesedin, Menemen’de 43’üncü Alay 1’inci Tabur 3’üncü Bölük Takım Komutanı Yedek Subay İzmirli Hüseyin oğlu Kubilay olduğu anlaşılmıştır.’’ Atatürk’ün K başsağlığı mesajı: ‘ARKADAN VURDULAR’ Tanıklardan telgraf memuru Nail Bey, Kubilay’ın nasıl öldürüldüğünü şöyle anlatıyor: “Kubilay Bey’in kumandasında bir müfreze geldi. Müfreze komutanı evkaf kahvesi önünde askeri durdurup ‘Süngü tak’ emrini vererek kendisi Şakilerin yakasını tuttu. Asker süngü taktı. Onlar dönmelerine devam ediyorlardı. Maarif kahvesinin önündeki büyük ağacın hizasına geldiler. Diğer arkadaşı bunları o vaziyette görünce, Kubilay Bey’i arkasından bir silahla vurdu. O anda yere düştü. On beş saniye kadar yerde kaldıktan sonra, kalkıp doğruca cami tarafına koştu. Bir kısım halk bunu görünce dağıldı. Telgrafhaneye de bir kısmı girdi. Onları dışarı çıkarttım. Bu sırada adamlardan ikisi kayboldu. Biz kaçtıklarını zannettik. Biraz sonra saçından tutulu olduğu halde, zavallı Kubilay Bey’in kesik kafasını getirdiklerini gördük. Ellerinde sancağın ucuna kafayı geçirirlerken bir şeyler söyleyerek eğildiler. Kesik başın, elektrik direğine bir kırmızı kuşakla bağlandığını gördüm. Kubilay Bey’in başı asılı olduğu halde meydanda dönüyorlardı.’’ ubilay’ın gericiler tarafından katledilmesinden sonra Atatürk’ün başsağlığı mesajında yer alan ifadelerden bazıları şöyle: Kubilay Bey’in şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün Cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. Saldırının acılığını tatmış bir kesime genç ve kahraman yedek subayın uğradığı saldırıyı, milletin bizzat Cumhuriyete karşı bir öldürme girişimi olarak kabul ettiği ve cüretkârlarla destekçileri, ona göre takip edeceği kesindir. tarikata sokan ve eğiten, Manisa Askeri Hastahanesi imamlığından emekli İbrahim Hoca’dır. İbrahim Hoca da İstanbul Erenköy’de Şevki Paşa Köşkü’nde oturan Şeyh Esat’a bağlıdır. İbrahim Hoca, halifeler halifesi olarak, tarikatın etki alanının genişletilmesinden ve yaygınlaştırılmasından sorumludur.’’ Belgeler arasında yer alan ve olaya karışanlardan İbrahim Hoca’nın ifadesi ise şöyle: “İlk tarikata intisabım on iki sene evveldir. Nakşibendidir. Şeyhim İsmail Necati’ydi. Babıâli’de oturuyordu. Tekkesi vardı. Ölmüştür. Ondan bir sene sonra, tahminen o zaman Çapa’da tekkesi bulunan Şeyh Esat Efendi’nin zikrine gittim ve ona bağlandım. Yani benim hocam oldu. Yirmi bir senedir tarikatın imamıdır.’’ Belgelerde Şeyh Esat’ın müritlerinden Hüsnü faaliyetleri vardır. Burada ikamet eder, cami yaptırır, tarikata adam kazandırma çalışmalarını sürdürür, vaaz verir. ‘Hoca köyümüzde oturduğu sırada cuma günleri ve bazen hafta aralarında ve bazen de kendisi ne zaman isterse o vakit köy camisinde vaaz verirdi. Köyde bulunduğu bir gün ikindi namazı sırasında camide vaaz etmeye başladı.’ Hoca, ‘Şapka giyen gâvurdur. Biz gâvur olamayız. Rakı içen ve yalan söyleyenler de gâvurdur’ diye söyleniyordu.’’ Belgelere dayandırılan değerlendirmede, olayın gelişimi, cumhuriyet karşıtlığı şöyle anlatılıyor: “İbrahim Hoca, Manisa’ya geldiği zaman birçok kişi onu ziyaret eder. İbrahim Hoca’nın çok yakını ‘ANAYASAYI ZORLA KALDIRMAYA TEŞEBBÜS’ Değerlendirmede şöyle dendi: “Eylemle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı zorla kaldırmaya teşebbüs ve yardım edenlerden, yargılamalar sonucu 32 kişi idam, 73 kişi de çeşitli hapis cezalarına çarptırılır.” Menemen’de gerçekleştirilen eylemin sıradan bir olay olarak geçiştirilemeyeceğinin en önemli kanıtının da Atatürk’ün 28 Aralık 1930 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) gönderdiği başsağlığı mesajı olduğu vurgulandı. Değerlendirmede yer verilen Atatürk’ün başsağlığı mesajı ise şöyle: “Menemen’de yakınlarda meydana gelen gericilik girişimi sırasında Yedek Subay Kubilay Bey’in görevini yaparken öldürülmüş olmasından dolayı Cumhuriyet ordusuna başsağlığı dilerim. Kubilay Bey’in şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün Cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. Vatanı savunmak için yetiştirilen, içteki her politika ve ayrılığın dışında ve üstünde saygın bir konumda bulunan Türk subayının, gericiler karşısındaki yüksek görevinin yurttaşlar tarafından yalnız saygıyla karşılandığına kuşku yoktur. Menemen’de halktan bazılarının hataları bütün millette acıya sebep olmuştur. Saldırının acılığını tatmış bir kesime genç ve kahraman yedek subayın uğradığı saldırıyı, milletin bizzat Cumhuriyete karşı bir öldürme girişimi olarak kabul ettiği ve cüretkârlarla destekçileri, ona göre takip edeceği kesindir. Hepimizin dikkati bu sorundaki görevlerimizin gereklerini duyarlılıkla ve gerektiği biçimde yerine getirmeye yöneliktir. Büyük ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin idealist öğretmenler topluluğunun değerli üyesi Kubilay’ın temiz kanı ile Cumhuriyet, hayatını tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.’’ Hızlı soygun, hızlı tahliye ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da bir bilgisayar firmasını önceki gün 35 saniye içerisinde soyan 5 kişilik hırsızlık şebekesinin 3 üyesi yakalandı. Mahkemede suçlarını itiraf eden zanlılar, tutuksuz yargılanmak üzere 10 dakikada serbest bırakıldı. Zanlılardan Ü.L. (16) yaşı küçük olduğu için, diğer zanlılar T.D. (24) ve Y.G’nin (23) ise mahkemedeki “samimi itiraflarından dolayı” tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı bildirildi. BİLİNÇLİ BİR HAREKET Genelkurmay’ın değerlendirmesinde, eylemin, “sıradan bir cinayet değil, bilinçli bir hareket olarak uygulamaya geçirildiğinin’’ yapılan araştırmalarla ortaya çıkarıldığı belirtilerek şunlar kaydedildi: “Eylemciler bir hazırlık safhasından ODTÜ’lü genç intihar etti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde master yapan H.Ü.Ü. (30), arkadaşlarına, cep telefonuyla “Hakkınızı helal edin’’ diye mesaj çektikten sonra Eymir Gölü kenarında tabancayla intihar etmiş olarak bulundu. Olay yerine gelen Ü’nün yakınları sinir krizleri geçirirken Ü’nün nişanlı olduğu ve 15 gündür psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi. İNAN KIRAÇ’IN ANILARINDAN YOLA ÇIKILARAK KİTAP HAZIRLANDI DARÜŞŞAFAKA’NIN KOŞUYOLU’NDAKİ ARAZİSİ GS Lisesi’nin son 25 yılı İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin en yın yapılmış kurumlardan biri olduğuna köklü eğitim kurumlarından Galatasaray dikkat çekiyor. Vakıf serüveninin, sonu buLisesi’nin 19812006 arasında döneminin lunmayan bir ideal olduğunu vurgulayan anlatıldığı “525 Yılın Son 25 Yılı” adlı ki Kıraç, şöyle devam ediyor: “Bu kitapta ismi geçen ya da geçmeyen her tap yayımlandı. zzeddin Çalışdestekçiye Galatasaray aynı Galatasaray Eğitim Vakfı (GEV) kurucusu İnan Kıraç’ın lar’ın kaleme al oranda şükran duyar. Kişisel anılarından yola çıkılarak, GEV dığı kitap, lisenin olarak ben, bu 25 yıllık süreçtarafından hazırlanan kitabı İzte bu camianın her zorluğun yakın tarihini zeddin Çalışlar kaleme aldı. Gaüstesinden gelebilecek bir pofotoğraf ve yazılatasaray Lisesi’nin yakın taritansiyele sahip olduğunu delar aracılığıyla falarca gördüm. Bu gücün hini belge, fotoğraf, ve yazılar bundan sonra da etkin olacaaracılığıyla belgeyen kitap, aybelgeliyor. ğına inancım tamdır.” nı zamanda bu liseden mezun GEV’in aralık ayında kutlanan 25. yılı Türkiye’nin önde gelen kişilerinin de eğitim hareketlerini anlatıyor. GEV Başkanı İnan etkinlikleri kapsamında Galatasaraylılara Kıraç, kitabın sunuş yazısında, Galatasa ücretsiz olarak sunulan kitap, Bilgi Dağı’den satışa sunuluyor. ray’ın dünya üzerinde hakkında en çok ya tım tarafından 50 YTL Tartışma yaratan satış İstanbul Haber Servisi Darüşşafaka Ce tikten sonra imar planını iki kat yükselterek miyeti’ne ait Koşuyolu E5 üzerindeki arazi arazinin şimdiki değerini 70 milyon dolara çınin satışı tartışılıyor. İstanbul Büyükşehir Be kardığı, böylece Darüşşafaka’nın zarara uğlediyesi (İBB), cemiyetin kendilerine resmi ratıldığı iddia edilmişti. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan İBB, Darüşbir başvuruda bulunmadığını idarüşşafakalışafaka Cemiyeti’nin kendilerine dia ederken Darüşşafaka CemiKadir Topbaş döneminde hastayeti ve Darüşşafakalılar Derneği lar Derneği ise İBB yetkilileriyle defalarca ne yapmak için başvuruda bulunYönetim Kurulu öngörüşme yaptıklarını, görüşmadığını bildirdi. DarüşşafakalıBaşkanı Gültemelerin olumsuz sonuçlanması lar Derneği Yönetim Kurulu Başkin “Topbaş, ola kanı Orhan Yalçın Gültekin, üzerine satışın yapıldığını belirtyı bir an önce ay arazi için İBB ile defalarca öngötiler. Koşuyolu E5 üzerindeki ardınlatmalı” dedi. rüşme yapıldığını anımsatarak “Topbaş, İBB adına cemiyetle sayla ilgili tartışmalar bitmiyor. Cemiyet, hastane yapmak istediği araziyi İBB öngörüşmeleri yapan yetkili kişilerin kim ile yapılan öngörüşmelerin olumsuz geçme olduğunu açıklasın. Varsa kusurları ortasi üzerine 7 milyon dolara Taşyapı’ya sat ya çıkarılsın, gerekli işlemler yapılsın. Topmıştı. Ancak İBB’nin, satış işlemi gerçekleş baş olayı bir an önce aydınlatmalıdır” dedi. Telefon cebinde patladı ? Dış Haberler Servisi ABD’de, cep telefonu pantolonunun cebinde patlayan bir kişi, bedeninde meydana gelen ikinci ve üçüncü derece yanıklar sonucu hastanelik oldu. Luis Picaso adlı kişinin, California’da kaldığı otel odasında yangın çıkmasına da yol açan cep telefonu patlaması, otelde 75 bin dolarlık zarara neden oldu. Yangının, patlayan cep telefonunun Picasso’nun polyester ve naylon karışımı giysilerinin alev almasıyla çıktığı bildirildi. İ D Tramvay seferlerine ara veriliyor ? İstanbul Haber Servisi KadıköyModa Nostaljik Tramvayı, metro istasyonu inşaatı nedeniyle 11 Şubat tarihine kadar seferlerine ara verecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, KadıköyKartal Metrosu Kadıköy İstasyonu inşaatına başlanacak olması dolayısıyla tramvay hattının geçici süreyle işletmeye kapatılacağı belirtildi. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear