15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 OCAK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm Y PB Y PB Y Y Y Y Y 7 5 9 9 15 10 12 10 10 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB PB K K K K Y 10 10 12 10 3 4 3 5 15 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB 15 PB 16 S 5 PB 10 PB 7 S 0 S 1 PB 0 S 9 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey, iç ve batı bölgeleri parçalı çok bulutlu, güney ve doğusu, kuzey ve İç Ege, İç Anadolu’nun kuzeyi, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz’in iç kesimleri ile Samsun çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K Y Y Y Y Y Y Y 4 2 6 12 13 10 11 12 15 Yağmurlu Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B PB B PB B B PB B 13 14 16 13 13 9 16 14 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K PB B B B A PB Y PB 3 13 1 7 10 5 4 17 11 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ğunu gösterecek harekete bir türlü geçemez. Gazete koleksiyonları tanığımız: En az iki yıldır Kuzey Irak’ta Barzani Kerkük’ün Kürt kenti olduğunu kanıtlamak için başka yörelerden o sıralarda sayısı 150200 bin binlerce Kürt’ü kente getirdi. Getirdiği Kürtleri önce çadırlara yerleştirdi. Sonra ev yapmaları için para dağıttı. Tapu dairelerini basarak Türkmenlere ve Araplara ait gayrimenkulleri saptayan evrakları yaktırdı. Kerkük’ü Kürtleştirirken mazeret olarak Saddam zamanında yerinden yurdundan edilenlerin eski yaşam alanlarına dönmelerini sağladığını açıkladı. İki yıl önce Barzani Kerkük’ün demografik yapısını değiştirir, türlü işlemleri yerine getirir, Kerkük’ün bir Kürt kenti olduğunu ilan eder, şimdi sayısı 300 bin gösterilen Kürt’ü burada iskân edip referandumla Kerkük’ün Kürt kenti olduğunun saptamasını ister ve önerirken... RTE başbakandı. Irak’ın bölünme olasılığı Kerkük sorununu yeniden alevlendirdi. Kuzey Irak Kürtlerinde değişiklik yok. Kerkük Kürt’tür, Kürt kalacaktır, diyorlar, başka bir şey söylemiyorlar. RTE, şimdi hayret verici bir manzara sergiliyor: İki yıl önce medyanın günlerce yayımladığı gelişmeleri ve sonuçları bugün duymuş, bugün öğrenmiş, değerlendirmiş gibi aynı içerikteki bilgileri TV’lerden açıklıyor ve sonuç ilan ediyor: “Kerkük’te oldubitti, tehlikeli gelişmeleri tetikler” diyor.. Bravo! ??? Himayesine girdiği ABD Başkanı Bush, PKK sorununa değinirken “Irak’la sınır sorunlarında Türkiye’ye lütfedip yardım” sözü veriyor. Strateji belgesinde ise “Iraklıların PKK’ye karşı önlemleri artırması” isteniliyor. PKK sorununu es geçen bu davranışa bizimkinin kulakları kapalı. Bush’a sert çıkacağı, PKK ile ilgili vaatlerini anımsatacağı yerde... “Kerkük Irak’ın iç sorunudur. Yabancıların karışmaması gerekir” diyen ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Halilzad’a yükleniyor. Ağasına vuracağı yerde işçisine çatıyor. ??? Rumlardan karşılık görmeyen girişimleri överken yine “Rumlardan bir adım önde” olmak gibi işe yaramayan slogana sarılıyor. Fakat Meclis’te hükümetinin kafasına gerçekler vuruluyor. Onur Öymen’den dinlediklerimize göre örneğin RTE, cami denildi mi sesi titrer. Batı Trakya’da bazı köylerde Osmanlı’dan kalma camiler yıkılmış, tamirine izin verilmiyor. Atina’daki resmi makamlar bunların iyileştirilmesi isteklerini “yapamayız” diye yanıtlıyor. Bizimkiler ise “TürkYunan dostluğu gelişiyor. Batı Trakya Türklerinin durumunu iyileştireceğiz” diyorlar. Üstelik durmadan “TC Başbakanıyım” diye söylenip duran RTE ne diyor: “Batı Trakya Türklerine tavsiye ediyorum. Yunan vatandaşı olduğunuzu söylemekten çekinmeyin!” Hükümetin başarılı dış politikasına bir başka örnek: İstanbul’daki Patrik, 22 Ocak’ta davet edildiği Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde “ekümenik” sıfatıyla konuşacak! Hükümet Patrik’in Lozan’ı delme girişimini, ekümenik sıfatıyla konuşmasını engellemek için parmağını oynatmıyor, tepki göstermiyor. ??? Amerikan medyası, İngiliz basını Bush’un yeni Irak planına ağır eleştirilerle yükleniyor. RTE ve Gül’ün dümen suyunda giden bizim Dışişlerimiz, yeni plana “Doğru tespitler ve yapıcı öneriler içermektedir” diye destek olan yazılı bir açıklama yapıyor. Oysa Dışişleri’nin anımsamadan geçtiği bir gerçek planda sırıtıyor. Bush, PKK sorununu “sınır olayı” diye yorumluyor, çözüm olarak Bağdat’ı gösteriyor. Dışişleri’nin, planın bizi yakından ilgilendiren bu yanına değineceği, eleştireceği yerde destek çıkmasına ne demeli? Şaşkınlıktan suya gerisiyle dalan ördeğe mi benzetmeli, ne demeli? Başarısızlıkları başarı ve övünç kaynağı diye yutturan bir Başbakan’a ve hükümetine ilk kez tanık oluyoruz. Bu onur da bize yeter! ABD’lilerin uçağın enkazını Türk yetkililere yeterince incelettirmediği ortaya çıktı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Uçağı kim düşürdü? MAHMUT GÜRER ANKARA Bağdat Havaalanı yakınlarında düşerek 34 kişiye mezar olan uçağın, sadece karakutusunun değil, enkazının da Türk yetkililere yeterince incelettirilmediği ortaya çıktı. İnceleme yapmak için bölgeye giden heyetin hangara taşınan uçak üzerinde ancak parça analizi yapabildiği belirtildi. ABD’lilerin, ısrarcı olan Türk heyetine “İncelemelerimizi tamamlayalım, sonra siz bakarsınız” yanıtını verdiği öğrenildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “Sis ihtimalinden de söz ediliyor. Karukutu incelenmeden konuşmak doğru olmaz” demekle yetinirken; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise uçakla ilgili bu aşamada söyleneceklerin spekülasyondan öte bir anlam ifade etmediğini belirtti. Yıldırım, “Bu işin doğrudan sorumlusu uçağın tescilli olduğu ülke, yani Moldova ile kazanın olduğu ülke Irak makamlarıdır. Kazanın olduğu alan Amerikan üssü olduğu için onlar da işin dolayısıyla müdahili durumundalar’’ ifadesini kullandı. Irak’ta 28 Türk işçinin yaşamını yitirdiği uçak kazasının ardın dan bölgeye giden heyetin büyük güçlüklerle karşılaştığı bildirildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre üç kişilik Sivil Havacılık Dairesi Başkanlığı heyeti, ilk olarak olayın gerçekleştiği bölgeye gitmek istediğini ABD’li yetkililere iletti. Heyete olumsuz yanıt Ancak heyet olayın gerçekleştiği yere gidince, enkazın bölgeden kaldırıldığını gördü. Bunun üzerine büyük şaşkınlık yaşayan ekip, enkazın incelenmek üzere hangara taşındığını öğrendi. Olay yerinde inceleme yapan Türk heyeti, daha sonra ise uçağın konulduğu hangara geçti. Heyet burada da ABD’lilere uçağın karakutu olarak bilinen ve ses kayıtlarını tutan “CVR” adlı cihazlarını incelemek istediklerini iletti. Ancak olumsuz yanıt aldı. Ankara bunun ardından en azından bir dış çarpma olup olmadığı yönündeki belirlemeyi yapmak için, “mekanikelektronik veriler, dış ses ve darbeler ile kabin basıncı ve benzeri kayıtları tutan” “FTR” adlı cihazın kayıtları üzerinde çalışma yapmak istemini dile getirdi. Ankara bu yöntem ile uçağa dışarıdan bir çarpma olup olmadı ğını öğrenmenin kazanın nedenini saptayıcı bilgi açısından önemli olduğunu ve bu durumu kayıt altına almak istediğini ifade etti. Ancak ABD’lilerin buna yanıtı da “olumsuz” oldu. ABD’li ekip, kendi ayrıntılı incelemelerinin bitmesinin ardından karakutu ve FTR’nin Ankara tarafından da incelenebileceğini Türk heyetine bildirdi. Ankara, kazaya ilişkin incelemenin ilgili ABD’li kuruluşlar tarafından bu denli gizlilikle yürütülmesinin ardından ise “Uçağın karakutusu olup olmadığı yönünde” Moldova Ulaştırma Bakanlığı ile bağlantıya geçti. nilen bilgilere göre uçak üzerinde Rus yetkililer tarafından da çeşitli incelemelerde bulunuldu. Bu incelemenin Rusya’nın bu tür uçaklar üzerinde uzmanlığının bulunması nedeniyle ABD’li yetkililer tarafından istenmiş olabileceği savlandı. Ancak Türk heyetin kendileri yerine Rus yetkililerin inceleme yapmasının ardından büyük tepki gösterdiği öğrenildi. Öte yandan karakutuların uçağın Moldova bayraklı olması nedeniyle bu ülkeye teslim edileceği bildiriliyor. Temkinli açıklamalar Hükümet cephesinden konuyla ilgili açıklamalar temkinliydi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “Sis ihtimalinden de söz ediliyor. Karukutu incelenmeden konuşmak doğru olmaz” demekle yetinirken; Ulaştırmas Bakanı Yıldırım ise uçakla ilgili bu aşamada söyleneceklerin spekülasyondan öte bir anlam ifade etmediğini belirtti. Yıldırım, “Irak sivil havacılık yetkilileri, ABD, Moldova ve ihtiyaç olduğunda bizim arkadaşlarımız, çalışmaları birlikte yürütüyorlar. Bu, sonucu ortaya çıkaracaktır’’ diye konuştu. Ruslar inceledi Bölgeye gönderilen Türk heyetinin sadece parça ve olay yeri incelemesine yönelik bir ön rapor hazırlamakla yetindiği ifade edildi. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklama yapan Türk kaynaklar, ABD makamlarının gerekli incelemeyi yaptıktan sonra ayrıntılı raporu Türkiye’ye de iletileceğini kaydetti. Kaynaklar, bunun ardından gerekli görülmesi halinde her iki cihazın da incelenmek üzere Türkiye’ye getirilebileceğini ileri sürdü. Diplomatik kaynaklardan edi Bağdat yakınlarında 34 kişiye mezar olan uçağın düşüşüyle ilgili kuşkular artıyor ‘O saatte bölgede sis yoktu’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Bağdat’ın 85 km. kuzeyindeki Anaconda Üssü’ne inmeye çalışırken piste 200 metre kala düşen uçakta yaşamını yitiren 21 cenazenin kimliği belirlenerek ailelerine teslim edildi. Teşhis edilemeyen 5’i yabancı uyruklu 12 cenazenin kimliğinin belirlenebilmesi için ise DNA testi sonuçları bekleniyor. Türk işçilerini taşıyan uçağın düşme nedeni hakkındaki şüpheler giderilemezken uçağın düşürüldüğü yönündeki iddialara ise her gün bir yenisi ekleniyor. Uçağın düştüğü üste hastane inşa eden bir inşaat şirketinin müdürü olan Levent Akın olay günü sabah saatlerinde sis olduğunu, ancak öğleden önce sisin dağıldığını ve yağmurun gece yağdığını belirterek enkazın hâlâ üs dışında olduğunu söyledi. Adana’dan giden heyete enkazın gösterilmediğini öne süren Akın, heyetin üste çalışan Türklerin hiçbiriyle görüştürülmediğini vurgulayarak üste yapılan toplantının ardından heyetin geldikleri uçağa götürüldüğünü dile getirdi. Akın, bir internet grubuna gönderdiği mesajda ise uçağın düşürülmüş olabileceğini söyledi. Şakirpaşa Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği de dün yaptığı basın açıklamasıyla ölümlerin sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu belirtti. Bugün Konya’nın un değirmenlerinden Çorum’un leblebi atölyelerine, Aydın’ın zeytinyağı işletmelerinden Gaziantep’in bakırcılarına kadar Türkiye’nin dört bir yanında Halkbank’ın izi vardır, desek abartmış olmayız. Ziraat Bankası da aynı şekilde... Hükümetin planına göre önce Halkbank, devamında da Ziraat Bankası özelleştirilecek. IMF’ye verilen söz, bu yönde. Halkbank için bu yılın ortasına dek ömür biçiliyor. Türkiye’de bankacılık sistemi giderek yabancılaşıyor. Halkbank’ta da AmerikaArap dünyası hattında pek çok yabancının gözü var. Zaten AKP, satışı tamamlamamış olsaydı, yasayı çıkarmazdı. Ne demişler? Satışı bitiren yasasını hazırlar! Son iki yıl içinde art arda gerçekleşen banka satışlarıyla birlikte sistemdeki yabancı payı yüzde 30’u aştı. Halkbank da giderse oranın ucunu tutmak zorlaşacak. Yabancıların eline geçen bankaların doğal olarak önceliği kendi hedeflerine verdikleri, Türkiye’de yatırımın, istihdamın artması ya da benzer kaygıları gütmedikleri, sektörün içindeki kesimlerin sık duyduğumuz yakınmaları... ??? Arkadaşımız Necdet Çalışkan 1 Aralık 2006’da Cumhuriyet’te yayımlanan haberinde, dünyada özelleştirme kervanına kendisini kaptırmış ülkelerin ulusal bankalarını bir bir yitirdiğini ortaya koyuyordu. İşte kimi ülkelerdeki yabancı payının 1015 yıl içinde geldiği nokta: Kore’de 1990’da hiç yabancı yokken patlayan bir kriz sonrasında 2002’de yüzde 32, Brezilya’da 1990’da sıfır iken 2002’de yüzde 21, Arjantin’de yüzde 17 iken yüzde 42, Şili’de yüzde 18 iken 45, Meksika’da yüzde 0.3 iken 82, Polonya’da yüzde 0.02 iken yüzde 67, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 26 iken 86, Macaristan’da yüzde 11 iken 90... Buna karşın, Almanya’da yabancı payı yüzde 5, İtalya’da yüzde 8, İspanya’da yüzde 10, Hollanda’da yüzde 11, Avusturya ve Fransa’da yüzde 19, Yunanistan’da yüzde 20. Görünen tablo yorumcu istemez ama özeti şu: Gelişmiş ülkelerin kuyruğuna takılan gelişmekte olan ülkeler finans sistemlerini kaptırıyorlar! Bunun devamında sağlıklı, sürdürülebilir bir gelişme, kalkınma olabilir mi? Zor... ??? Türkiye’nin gidişi de Macaristan, Polonya gibi ülkeleri andırıyor... Küreselleşme kavramı en iyi finans sistemindeki durumla anlatılabilir: Para istediği gibi serbest dolaşacak... Ama insan? Hayır dolaşamayacak... Zaten “insan kaçakçılığı” gibi insanlık dışı bir kavramın ve suçun türemiş olmasının nedeni bu. Bugün çok genel bir değerlendirme ile yeryüzünde bir günlük üretimin parasal karşılığı 100 milyar dolar. Bir günlük finans hareketlerinin karşılığı ise 2 trilyon dolar. Ülkelerin güvenlik sistemleri içinde artık finans yapıları da var. Bir ülkeyi bombalayacağınıza borsasını düşürün, daha fazla zarar verebilirsiniz. Ya da işgal edeceğinize finans sistemini ele geçirin, aynı şey değil ama, ülkenin yönetimine hükmedecek kadar güçlü olun! Aklı başında ülkeler finans sistemine, bankacılığa böyle bakıyor. Aklı başında olmayan ülkelerse hangi içgüdüyle dolduruldularsa onu yineliyor. Bankacılık sistemimizdeki gidiş, içinde birazcık ulusal değerler olan herkese acılık vermeye başladı. Gelin de bunları vatan kavramından uzak olanlara anlatın! ankcum?cumhuriyet.com.tr DIŞİŞLERİ BAKANI GÜL Düşen uçakta yaşamını yitiren Nadir Tansu Alpaydın’ın cenazesi Adana’da toprağa verildi. (AA) Bölge Müdürü Levent Akın, konuyla ilgili olarak gazetemizin sorularını yanıtladı. sisliydi, ama öğleden önce açılmıştı. Uçak, üssün 200 m. kadar dışında. Üsse getirilmedi.Askeri üs olduğu için fotoğraf çekmek yasak, sadece Amerikalılar çekebiliyor. O nedenle resimlerle yardımcı olamıyorum” Uçaktan alınıp toplantıya götürüldüler. Dönüşte de doğruca uçağa getirildiler” bilgisini verdi. Akın, bir internet grubuna gönderdiği ve basın yayın organlarında yer alan haberlerin birçoğunun yanlış olduğunu vurguladığı mesajında da “...Uçak, üssün doğu tarafında, tel örgüden 200 metre kadar uzakta düşmüş... İncelenip rapor hazırlanacak. Uçak alttan vurulmuş olabilirmiş” dedi. Kulak İnşaat’ın proje müdürünün olayı gördüğünü belirten Akın, mesajında şunları kaydetti: “Rahmi Bey, uçağı beklerken, ilk inişe geçtiğinde pisti pas geçtiğini, ikinci inişe geçtiği sırada ise uzaktan uçağın yanmaya başladığını gördüğünü söylüyor. Vurulduğu yönünde Amerikalılar henüz bir şey söylemiyor, ancak raporu verdiklerinde anlaşılacak.” Düşen uçağı Irak’taki tüm Türk şirketlerinin kullandığını belirten Akın, mesajını “...Sevgili arkadaşlarım, bu uçak yani AN26, benim ve adamlarımın ve tüm diğer Türk firmalarının, Irak genelindeki tüm Amerikan üslerine gidiş gelişlerde kullandığımız uçak... İki yıldır kullanıyoruz, şimdiye kadar herhangi bir tehlike atlatmamıştık. Düşme nedenini ben de çok merak ediyorum.Ancak üs içinde genel kanı, düşürülmüş olduğu yönünde” sözleriyle bitiriyor. ‘Hava açık, yağmur yoktu’ Uçağın hava şartları nedeniyle düştüğü yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını anlatan Akın, “O gün sabah erkenden sis vardı, ancak öğleden önce hava açık ve az bulutluydu. Yağmur falan yoktu. Yağmur gece yağmıştı” dedi. Akın şöyle devam etti: “Düşen uçağı o gün karşılamak üzere pist başına sadece Kulak İnşaat’ın elemanları gitmişti.Aralarında proje müdürleri Rahmi Akbulut Bey de vardı. Uçağın düşüşünü onlardan gören olduğunu söylüyorlar. O gün öyle yoğun sis falan yoktu. Sabah ‘PKK’lileri istedik yanıt alamadık’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak’ın kuzeyinde bulunan PKK/KongraGel terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri içeren liste ve belgelerin ABD’li yetkililere çeşitli vesilelerle iletildiğini ve bu kişilerin yakalanarak Türkiye’ye iade edilmelerinin istendiğini belirtirken Irak makamlarından herhangi bir yanıt alınamadığını bildirdi. Gül, AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in soru önergesine verdiği yazılı yanıtta, terör örgütü PKK’nin çatı örgütü niteliğindeki KKK’nin sözde yürütme konseyi başkanı Murat Karayılan’ın, Barzani ailesine ait Kürdistan TV’de 22 Ekim 2006’da bir röportajının yayımlandığını kaydetti. Gül, Interpol’ün kırmızı bülten ile aradığı ve aralarında terörist Karayılan’ın da bulunduğu PKK/KongraGel terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri içeren liste ve belgelerin, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği’nce Irak Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na 2005 yılında gönderildiğini anımsattı. Bu kişilerin Irak’ta yakalanarak Türkiye’ye iadelerinin istendiğini belirten Gül, son olarak da Özel Temsilci emekli Orgeneral Edip Başer’in, Irak Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Şirvan el Vaili ile Ankara’daki görüşmesinde, iletilen liste ve belgelerden söz ederek Türkiye’nin taleplerini yinelediğini ifade etti. Gül şöyle devam etti: “Irak makamlarıyla her temasta, konuya atfettiğimiz önem vurgulanmış, söz konusu şahısların ülkemize iade edilmeleri sürecinin ivedilikle neticelenmemesinin, Irak hükümetini töhmet altında bırakacağı ve ilişkilerimizi ciddi ölçüde zedeleyeceği muhataplarımıza bildirilmiştir. Konuya ilişkin olarak talebimize henüz resmi bir yanıt alınamamıştır.” Mağdurlar tazminat istiyor ? Baştarafı 1. Sayfada ‘Heyet görüştürülmedi’ Irak’a cenazeleri almaya giden heyetin uçaktan alınıp üsse götürüldüğünü ve Türk işçilerle görüştürülmediğini belirten Akın, “Cenazeleri almaya gelen heyet de sadece üs içinde bir toplantı salonuna alınarak görüşmeler yapıldı. Gelen heyetten birini de ben karşılayıp ilgilenecek ve eskortluk yapacaktım. Ancak uçakla gelen hiç kimse bizle görüştürülmedi. ra depresyona girince enstitüye başvurdu. Huard’a hiçbir şey söylemeden Dr. Cameron’un “psikolojik yıkım” programı kapsamında deneysel uyuşturucular ve elektrik şokları verildi. Huard, ayrıca bazı seanslarda karanlık bir odaya tıkıldı ve günde 67 saat olmak üzere günlerce hep aynı şeyleri tekrarlayan ses kayıtlarını dinlemek zorunda bırakıldı. Dinlediği seslerden biri de, onun kötü anne olduğunu söylüyordu. İskoçya’da eğitim gören doktor Cameron, bu yöntemle hastanın hatıralarını yok edip kişiliğini yeniden şekillendirdiğini iddia ediyordu. Amerikan istih barat servisi CIA da, bu yönteme ilgi göstermiş ve doktoru 50’li yıllarda, beynin kontrol altına alınması deneylerini yaptırmak için maaşa bağlamıştı. Bu deneyler kapsamında, her şeyden habersiz deneklere LSD denen uyuşturucu da veriliyordu. Kanada makamları, 90’ların başında Dr. Cameron’un 70 kurbanına 100 bin dolar tazminat ödemeyi kararlaştırmış, 250’den fazla kurbana ise, durumları vahim olmadığı gerekçesiyle tazminat ödememişti. CIA’nın tazminat ödediği Montrealli kadın, Kanada hükümetinin tazminat ödemeye yanaşmadığı kurbanlar arasında bulunuyor. Cenazede ABD protestosu Bu arada uçakta yaşamını yitiren ve ailesinin protez dişinden teşhis ettiği Nadir Tansu Alpaydın’ın cenazesi Adana’da toprağa verildi. Törende Alpaydın’ın teyzesinin oğlu Turan Büyükburç, “Kahrolsun ABD, kahrolsun emperyalizm’’ diye bağırdı. Şakirpaşa Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği Başkanı Mehmet Bıldırcın, resmi kayıtlara göre Irak’a 20 bin Türk işçinin çalışmak için gittiğini belirterek ölenlerin sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu öne sürdü. Bu arada uçağın düşme nedeni hakkındaki şüpheler giderilemezken uçağın düşürüldüğü yönündeki iddialara her gün bir yenisi ekleniyor. Merkezi Ankara’da bulunan ve askeri üste 30 bin kişiye hizmet verecek 10 bin metrekare üzerine tam teşekküllü LSA Anaconda Harp Destek Hastanesi inşaatını yapan Zafer Taahhüt İnşaat ve Tic. AŞ’nin DNA TESTLERİ SÜRÜYOR Irak’tan Adana’ya getirilen ve Asri Mezarlık Morgu’na kaldırıldıktan sonra ailelerine teslim edilen cenazelerden Bekir Yıldız’la Halil Kılıç’ın ailelerinin talebi doğrultusunda kesin kimlik tespiti için cenazelere DNA testi uygulanacağı bildirildi. Kimliği belirlenemeyen Ramazan Altıkulaç,Aziz Gelinci, Serkan Geyik, Ahmet Gezer, Rifat Demir’le Alexey Ganzha (Rusya), Anatolie Seflediuc (Moldova), Drigorii Ciupricov (Moldova), Petru Sirbu (Moldova) ve Serhy Mashtalyar’ın (Ukrayna) kimliklerinin belirlenebilmesi için DNA testi uygulandığı ve testlerin 12 gün süreceği açıklandı. Cenazeler, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda uygulanacak DNA testlerinden çıkacak sonuçlara göre ailelerine teslim edilecek. CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear