Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 EYLÜL 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kamu hastanelerindeki taşeron şirketlerin yönetim kurullarında hükümete yakın isimlerin olması dikkat çekiyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT AKP’den hastanelere kuşatma ŞULE KÖKTÜRK Elif Şafak Davası Günlerdir, ülke gündeminin başlıca konusu olarak sunulan yazar Elif Şafak’ın davası, dün başladığı gibi bitti. ‘‘Baba ve Piç’’ romanının yeni anne olan yazarı, hekiminin izin vermemesi nedeniyle katılmadığı bu ilk duruşmada aklandı. Sadece Şafak’ı değil, kendisine yöneltilen suçun unsurlarının gerçekleşmediği görüşüyle sanığın beraatını isteyen cumhuriyet savcısını da, ‘‘kimmiş bu hanım, önce mahkemeye gelsin, sorgusunu yapalım’’ demeye gerek görmeden hüküm veren sayın yargıcı da kutlayalım. Hukukçuların çok sık tekrarladığı bir özdeyişte ‘‘geciken adaletin adalet olmadığı’’ söylenir. Dünkü duruşma, bu özdeyişin ışığında mı yoksa iç ve dış kamuoyunun günlerden beri, ‘‘Baba ve Piç’’ yapıtı ile yazarın Türklüğe hakaret savı ile yargılanmasına odaklanmış olmasından mı bilinmez çok kısa sürdü ve tamamlandı. Eşi hakkında açılmış davayı izlemek için mahkemeye gelen eşi gazeteci Eyüp Can Sağlık, kararı öğrenince ‘‘Normalde savunma yapılmadan böyle kararların hemen verilmediğini’’ anımsatıyor ve bu kararın bundan sonrakilere de örnek olacağını söylüyor. AKP sağlık kurumlarını içeriden kuşatma yöntemiyle özelleştiriyor. İstanbul’daki bazı kamu hastaneleri içinde kurulan özel MR görüntüleme ve tomografi merkezleri, hastanenin kendi hizmet birimi görüntüsünde hizmet veriyor. Hastanelerde konuşlanan Saray Sağlık Hizmetleri, Mavi Ay, Atilla İnşaat ve Tomomar isimli şirketlerin yönetim kurallarında ise AKP’ye yakın isimlerin bulunması dikkat çekiyor. AKP hükümeti, silah ticaretinden sonra dünyanın ikinci büyük sermayesini elinde bulunduran sağlık sektörünün Türkiye ayağını özelleştirerek piyasa koşullarının hâkim olduğu bir alan haline getirmeye çalıştı. Bu kapsamda,birçok uygulamanın yanı sıra ‘‘Sağlık ve Yardımcı Sağlık Personeli Tarafından Yerine Getirilmesi Gereken Hizmetlerin Satın Alma Yoluyla Gördürülmesine ilişkin Esas ve Usuller’’ düzenlemesi ile hastanelerde taşeron personel çalıştırma ve hizmet satın alımını da yürürlüğe koydu. ÖDEME GARANTİDE Mayıs 2004’te yürürlüğe giren düzenleme hakkında, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiği ve bu kapsamda, doktor ve hemşire alımı yasaklandığı halde bazı kamu hastanelerinin bu yasağa uymadığı belirlendi. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasının bir bölümüne yerleşen ‘‘Mavi Ay’’ tomografi merkezi, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi içindeki ‘‘Mavi Ay’’ ve ‘‘Tomomar’’ tomografi ve MR görüntüleme merkezleri, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi içindeki ‘‘Saray Sağlık Hizmetleri’’ MR görüntüleme, tomografi ve ultrason merkezleri, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanes’ndeki ‘‘Atilla İnşaat’’ MR ve tomografi merkezleri, özel personeli ile birlikte hizmet veriyor.Hastanelerle, 13 yıllığına hizmet anlaşması yapan merkezler, sözleşmede, hastanenin yılda 40 bin, 3 yılda 70 bin kişilik hizmet alacağına ve almasalar bile bu ücreti öde yeceğine dair garanti alıyor. YÖNETİM KURULLARI İhale ile hastane içinde bir bölüm sahibi olabilen şirketlerin yönetim kurullarında ise AKP’ye yakın isimler yer alıyor. Mavi Ay Sağlık Hizmetleri Petrol Ürünleri Nakliye ve Gıda Eğitim Elektronik Emlak isimli şirketin yönetim kurulunda Esenyurt Belediye Meclis üyesi Lütfü Ağgül yer alırken Saray Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nin eski ve yeni yönetim kurullarındaki tanıdık listesi oldukça geniş.Eski yönetim kurulunda Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) AKP Genel Meclis üyesi Muharrem Usta, İBB’den Albayraklar’a verilen ihaleler kapsamında hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılan ve daha sonra iptal edilen Tufan Mengi, yeni yönetim kurulunda ise İBB Sağlık Genel Müdürü ve Sağlık AŞ Genel Müdürü Muhammet Mısır bulunuyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Muharrem Usta, Sağlık Bakanlığı’nın bu şekilde hizmet aldığı Türkiye genelinde 100’e yakın yer olduğunu belirterek ‘‘Biz işlemin yasal olduğunu biliyoruz” dedi. Atilla İnşaat MR ve Tomografi Merkezi’nin sorumlusu Cüneyt Gezer de yaptıkları işlemin yasal olduğunu savundu. Esenyurt Belediye Meclisi üyesi Lütfü Ağgül sorularımızı yanıtlamak istemedi. İÜ YASTA KOOPC’NİN PROJESİ Şafak’tan önce, Şafak’tan sonra... Bundan sonrakiler? Türkiye düşünce suçu kavramına açıklık getirmediği sürece, elbette Elif Şafak’tan önce ve Elif Şafak’tan sonra yargı önüne çıkartılan ‘‘düşünce suçluları’’ gündemde olacaktır. O gündemlerin, kamuoyunun kafasını adamakıllı karıştırdığı biliniyor. Kimileri ‘‘düşünce suçu’’ denildiği zaman, peşin görüşünü açıklayarak böyle bir suçun olamayacağının vicdanlara sığdırılmasını öneriyor. Bazılarına göre, davranış ve tepkilerine bakılarak; önceliği Ceza Yasamızın bireyin düşünceyi anlatım özgürlüğünü kuşkulu ve eskimiş biçimde değerlendirmesi karşısında farklı kompartımanlarda kümeleştiği söylenebilir. Nasıl Elif Şafak öncesi ve Elif Şafak’tan sonrası diye ayrım yapıyorsak, Ceza Yasamızın 301. maddesi ve 301 dışındaki hükümleri için de farklı değerlendirmelerde bulunulduğunu ibretle izlemiyor muyuz? Sungurbey ve Büke yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi(İÜ), iki önemli hocasını kaybetti. İÜ Hukuk Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. İsmet Sungurbey dün, İÜ Fen Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Altıntaş Büke önceki gün yaşamını yitirdi. Prof. İsmet Sungurbey 1927’de İstanbul’da doğdu. 1949 yılında İÜ Hukuk Fakültesi’ni bitiren Sungurbey, 1949 yılında Ord. Prof. Ebül’ul Mardin’in asistanı oldu. 1955’te doçent, 1963’te ise profesör olan ve Medeni Hukuk alanında birçok eseri bulunan Sungurbey, 1994 yılında emekliye ayrıldı. Sungurbey için bugün saat 14.00’te İÜ Merkez Bina’da tören düzenlenecek. Sungurbey, Beyazıt Camii’nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Prof. Büke’nin cenazesi de bugün Kızıltoprak Zühtüpaşa Camii’nde öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından Bakırköy Zuhurat Baba Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Öğrenciler okullarını geri istedi Yozgat’ta tarihi Cumhuriyet İlköğretim Okulu binasının Bozok Üniversitesi’ne rektörlük binası olarak tahsis edilip, iki okulun birleştirilmesine tepki gösteren öğrenci velileri ile öğrenciler, valilik ve Cumhuriyet İlköğretim Okulu önünde eylem yaptı. Okullarından ayrılmak istemeyen bazı öğrenciler gözyaşlarına hâkim olamayıp ağladı. (AA) Doğal tarıma doğru HÜSEYİN KIV ANÇ Doç. Dr. Karacagil, damar tıkanıklığında erken teşhisin önemine dikkat çekti ‘Geç kalsaydık bacak kesilebilirdi’ İstanbul Haber Servisi Özellikle uzun süre sigara kullanma, obezite, yüksek kolesterol, hareketsizlik, şeker hastalığı gibi nedenlerle ortaya çıkan damar tıkanıklıkları birçok probleme yol açabiliyor. Uzmanlar, damar tıkanıklığının kalpte krize, boyunda felce, bacakta ise bacağın kopması kadar vahim sonuçlara neden olduğuna dikkat çekerek erken ve doğru teşhisin önemli olduğunu söylüyorlar. Bacağındaki damar tıkanıklığı nedeniyle ayağı kesilme aşamasına gelen Tuncer Tok (67) adlı yurttaş, yanlış tedavinin kurbanı oluyordu. Yaklaşık 1 yıl önce sol bacağında ileri derecede damar tıkanıklığı teşhisi konularak tedavi edilen Tok’a, gittiği başka bir hastanede ilaç tedavisi yapıldı ve problemin kalmadığı belirtildi. Tedavi bitiminden sonra sağ bacağının bileğinde de şiddetli bir sertleşme ortaya çıktı. Doktorlar, Tok’un her iki bacağında damar tıkanıklığı olduğunu ve tek bacağının kesilmesi gerektiğini söylediler. Daha sonra İstanbul Cerrahi Hastanesi’ne gelen Tok, Varis ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sadettin Karacagil tarafından ameliyata alındı. Kasığından dizine kadar tıkalı olan damarı alınarak yeni bir damar eklenen Tok, 2 hafta sonra yürümeye başladı. Tok, sağ bacağında ortaya çıkan şişlik, uyuşma gibi şikâyetlerle İstanbul Cerrahi Hastanesi’ne geldiğini anımsatarak ‘‘Kesilme teşhisi konulan bacağım, yapılan ameliyatla kurtuldu. Artık rahatlıkla yürüyebiliyorum’’ dedi. ‘‘Damarda ortaya çıkan tıkanıklık bacağın kesilmesine kadar gidebilen sonuçlara varabiliyor. Hekimlerin bu konuda titiz davranması gerekir’’ diyen Tok’un doktoru Karacagil ise şunları anlattı: ‘‘Damar tıkanıklığı iki şekilde ilerleyen bir hastalık. Biri aniden, diğeri ise zamanla ilerleyen şeklidir. Tok’un sağ bacağında aniden ortaya çıkan bu şikâyet ile hekim yerinde ve doğru teşhisle bacağı kurtarabilir. Eğer biz de geç kalsaydık bacak kesilebilirdi.’’ KoopC’nin düzenlediği ‘‘Doğal Tarım Projesi Ortaklık Katılım’’ toplantısı yapıldı. Gazeteciler Cemiyeti Salonu’nda yapılan toplantıya, KoopC ortakları ve Cumhuriyet gazetesi okurları katıldı. Gazetemiz yazarı Dr. Erdal Atabek yaptığı açış konuşmasında, ‘‘Yaptığımız ön hazırlıkların belli bir noktasına geldik. Doğal tarım konusunda 16 Eylül yeni bir tarihin başlangıcıdır. Neden doğal tarım konusuna ilgi duyduk. Daha önce Çantaköy Belediye Başkanı ile görüşülerek doğal tarım konusunda neler yapılabileceği konuşuldu. Doğal tarımın özü, geleceğin tarım modelidir. Bu konuyla ilgili olarak KoopC, elli dönüm arazi kiraladı. Hedeflediğimiz şey, elli ortaklı bir şirket. Şirketin anasözleşmesi hazırlandı. Fidan yetiştirmek, brokoli, hormonsuz sebzeler, meyve ve çiçek fidanlığı ilk düşündüğümüz ürünler. Önce çevreye, Trakya ve çevresine doğal tarım kültürü, eğitimi verilmesi düşünülüyor.’’ Daha sonra söz alan Ali Ateş, şirketin anasözleşmesi, sermaye ve ortaklık yapısı konusunda genel bilgiler verdi. Prof. Nail Yılmaz, Dr. Sedat Ongan, Ergün Çetin, Hülya Gökçe, Dr. Neşe Özbucak söz alarak doğal tarımla ilgili görüş, düşünce ve önerilerini söylediler. İşte duyarlı olunan ünlüler Hrant Dink, Orhan Pamuk, Perihan Mağden, İsmet Berkan, Hasan Cemal, Murat Belge, Murat Yetkin, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu bu 301. madde nedeniyle kovuşturma açılan, yargılanan ünlülerimiz. Biri dışında tümünün davası şu ya da bu gerekçe ile ya düşürüldü ya da aklandı. O ‘‘birisi’’ diye tanımladığım gazeteci Dink de 6 ay hapse hüküm giydi. Ama cezası ertelendi. Tüm bu davaları, haklı bir duyarlılık içinde izleyen bizim kamuoyumuzun yanı sıra, AB’nin hem merkezindeki ajanları, hem ülkemizdeki temsilcisi, olağanüstü ilgi göstererek, bir yandan 301’in kaldırılması için baskı yaparken, öte yandan dünkü duruşma sırasında olduğu gibi mahkeme salonunda gözlemci olmayı kaçınılmaz bir destek görevi saydılar. Peki... 301 kapsamındaki düşünce adamları için gösterilen bu duyarlılığı, mesela 92 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ için kaç yazar paylaştı? Galiba sadece, ben ve Melih Aşık. Gerçekten uluslararası üne sahip bir bilim kadını olan Muazzez Çığ’ın duruşmasından neden sonra, Cumhuriyet muhabiri Hilal Köse sayesinde haberli oldu kamuoyumuz. O haberi ben köşeme taşıdım ve bekledim ki, yaptığım çağrıya öncelikle 301 sanığı olarak, haklarında Batı basınının da, bizim medyamızın da duyarlılık gösterdiği yazarlar yanıt versinler. Şimdi moda ya. Bizim gazete ve televizyonlarımızda beş bin yıl öncesi Mezopotamya’sındaki türban gerçeğini anımsatmak isteyen bir bilim kadınının yayımladığı kitabın sanık sandalyesine oturtulmuş olması karşısında kıllarını kıpırdatmadılar. Batı basını mesela dünkü hızlı karar olgusunu Reuters ve AFP’nin bültenlerinde ‘‘flaş.. flaş’’ çağrısı ile vermek şöyle dursun, haber değerinde bile görmedi sanırım. Hele AB’nin merkez ajanları ve mesela Bay Lagendijk tahmin ederim ki Bayan Muazzez İlmiye Çığ adında 92 yaşındaki bir düşünce suçlusu sanığının var olduğundan bile habersiz olduklarını gösterdiler. Düşüncenin, anlatım özgürlüğünün, halkın gerçekleri öğrenme hakkının üstündeki tek tehdit içeren hüküm sadece 301 mi? Ceza Yasamızın öteki hükümleri? Mesela 216 ve 218? Özgürlükçülük çifte standartla bağdaşmıyor... ÇYDDOSRAM İŞBİRLİĞİ 100 köy okulunun sınıfları aydınlatıldı İstanbul Haber Servisi Aydınlatmada öncü firmalardan Osram, 100. yılında, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile birlikte 100 köy ilköğretim okulunun dersliğini aydınlattı. ‘‘Osram Aydınlanma Hareketi’’ kapsamında, Eskişehir, Kayseri, Adana, Mersin, Gaziantep ve Urfa’da 100 köy sınıfı ışıklandırıldı. Osram yetkilileri, bugüne dek 60’a yakın köy okulunun öğrencilerin eğitimleri boyunca yüksek konsantrasyon sağlayabilmelerine yardımcı olacak şekilde aydınlatıldığını belirterek gelecek kuşakların sağlıklı eğitim alabilmesi için hizmetlerine bundan sonra da devam edeceklerini ifade ettiler. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Esas No: 2006/49 Davacılar Seher ESMER (MEŞE), Mehmet ESMER, Sevile ESMER(TURAN), Fatma ESMER, kendisine asaletten çocukları Öner ESMER, Rıza ESMER, Leyla ESMER, Pelda ESMER ve Zehra ESMER’e velayetten vekilleri Av. Şahin CAN tarafından Diyarbakır ili, Kulp ilçesi Karabulak Köyü Cilt No: 31, Hane No: 69 sırasında kayıtlı, Abdulaziz ve Sevila oğlu 08.05.1956 doğumlu AYDIN ESMER hakkında açılan gaiplik davası sebebiyle; Gaiplik davasına konu edilen AYDIN ESMER iddiaya göre 11.09.1999 tarihinde kaybolan katırını aramak için Kulp ilçe merkezinden ayrılarak Alaca Köyüne bağlı Şenyayla mevkii üzerinden Muş İli Kızılağaç beldesine geçmiş ve 14.09.1999 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamadığı, bu tarihten beri kayıp olduğunu ve bulunmadığını, yerinin de belli olmadığını, o tarihten sonra kimsenin görmediğini ve haber almadığını, ölü veya diri olduğu hususunda bilgisi olanların, işbu ilan tarihinden itibaren MK’nun 31 ve müteakip maddeleri gereğince 6 ay içerisinde mahkememiz dosyasına bilgi verilmesi ilan olunur. Basın: 3611 KULP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN DOSYA NO: 2005/153 TAL Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAPU KAYDI: Adana ili Seyhan ilçesi 1. Bölge tapu sicil müdürlüğünden verilen 5/8/2005 tarihli cevap ile ekindeki folyesi araziye tatbik Taşınmazın Kurtuluş mah. 1623 ada 519 parselde kayıtlı Hikmet Güzey Apartmanı 2 katta 6 nolu bağımsız bölüm olduğu taşınmazda kat irtifakı tesis edilmiş olduğu çok katlı bina olduğu ve tamamımın borçluya ait olduğu bildirilmiştir. İMAR DURUMU: Adana Seyhan ilçesi Belediye başkanlığı Emlak ve İstimlak harite müdürlüğünün dosyamıza vermiş olduğu imar planında satışa konu taşınmazın Kurtuluş mh. 19MI (123) pafta, 1623(1823) ada 519 parselde kayıtlı olduğu taşınmazın imar planında 52 nolu düzenleme bölgesi içinde olduğu ve düzenlemesinin devem ettiği bildirilmiştir. TAŞINMAZIN ÖZELLİKLERİ VE KIYMETİ: Satışa çıkartılan taşınmaz mal Adana ili Seyhan ilçesi Kurtuluş mah. (Sümer mah) İbo Osman cad No: 152’deki Hikmet Güzey apartmanının 2 kattaki 6 nolu bağımsız bölümdeki taşınmazıdır. Taşınmazın Tapu kaydı Seyhan ilçesi Kurtuluş mah. 1623 ada 519 parseldeki taşınmazda 3820/52600 hisseye isabet eden 2 katta 6 nolu bağımsız bölüm olup kat irtifakı tesislidir. Taşınmaz üç oda, bir salon ve müştemilattan ibarettir. Duvarları sıvalı plastik badanalı, zemin tabanı karo mozaik döşeli. Kapı ve pencerelerinin kasa ile kanatları ahşap doğramadan yapılmış yağlıboyalı, mutfak tezgâhı üstü mermer, tezgâh altındaki ve üstündeki dolap ile çekmeceleri ahşap doğramadan yapılmış yağlıboyalıdır. Banyo ile WC’sinin zemin tabanı ile duvarları seramik döşenmiştir. Banyosunda Gömme banyo küveti vardır. Batı cephelidir. Zeminde 90 m2 mesahası vardır. Konu taşınmaz Kuzey Adana olarak bilinen, imarlı plan ve projenin yapılaşmanın mevcut olduğu ve Adana’nın lüks ve müstesna sayılan semtinde bulunmaktadır. Çevresinde birçok apartman ve işyeri bulunmaktadır. İbo Osman Cad üzerindedir. Küçük Saat Dörtyol, Seyhan kaymakamlık hizmet binası istikametinden gelip de K. Evren, T. Özal, S. Demirel Bulvarı 100. Yıl siteleri istikametinden giden dolmuş ve otobüslerin güzergâhı üzerinde olduğundan vasıta ve ulaşım sorunu yoktur. Belediye hizmetlerinin tamamı burada mevcuttur. Bütün bu özellikleri ve imar planındaki konumu mevcut kullanım şekli, iş trafiğinin olması yapısının durumu, mesahası çevresindeki taşınmazların alım satım değerleri de dikkate alındığında bugünün mahalli rayiçlerine işçilik, malzeme, arsa payı değeri dahil olmak üzere 27.000YTL değerde edeceği kanaatine varılmış olup. TAŞINMAZ BU DEĞER ÜZERİNDEN SATIŞA ÇIKARTILMIŞTIR. TAMAMI BORÇLUYA AİTTİR. Satış şartları: 1 Satış: 30/10/2006 Pazartesi günü saat 15.00’ten 15.10’a kadar Adana Adliye binasının 4. katındaki 407 nolu satış odasında açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla ikinci satışının 09/11/2006 Perşembe günü saat 15.00’ten 15.10’a kadar Adana Adliye binasının 4. katındaki 407 nolu satış odasında yapılacağı... Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar kesin ve süresiz milli bir bankaya ait teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Taşınmazın vasfına göre .%.... KDV’nin Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden Ödenir. (Taşınmazın tahliye teslim masrafları da ayrıca alıcıdan alınır.) 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Satış ilanı ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresleri bilinmeyenler için de işbu satış ilanının tebliği yerine kaim olacağı ilan olunur. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005 /153 TAL. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir Basın: 45446 ADANA 10. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK AR TIRMA İLANI CUMHURİYET 07 K