24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB B B B PB Y 24 27 26 26 28 29 29 29 29 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB PB Y Y PB PB PB 26 28 27 26 26 28 28 27 31 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A B B PB PB 34 32 31 33 32 32 27 24 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Göller yöresi, İç Anadolu’nun kuzeyi, Batı ve Orta Karadeniz sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB Y PB Y PB PB Y Y 15 16 21 20 19 19 21 21 21 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB Y Y Y Y Y Y Y 23 21 30 18 20 24 26 28 20 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y PB PB PB B PB PB PB A 18 23 12 25 24 16 13 36 37 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada neden olan yol yapımına yaz aylarında başlayıp kışa kadar neden bitiremediğinin hesabını vereceği yerde, yaşanan rezilliğe daha iki ay katlanılmasını istedi. İstanbul Belediye Başkanı’nın bahanesi daha şahane! Dünyanın bütün büyük kentlerinde yolların sürekli değişime uğradığını söylüyor. Ama her iki AKP belediye başkanı, dünyanın büyük kentlerinde kent hizmetlerinin halkı rahatsız etmeyecek zaman ve olanaklar içerisinde yapıldığını nedense anımsamıyor. Al iki AKP belediye başkanını vur AKP hükümetine. Fark etmez. ??? Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer yeni eğitimöğretim yılının başlaması münasebetiyle yayımladığı mesajda; ‘‘tarikat ve cemaatlerin etkisi altındaki okullarla Kuran kurslarının gençleri dogmaya sürüklediği gerekçesiyle kapatılmasını’’ istedi. Cumhurbaşkanı’nın bu uyarıda bulunduğu sırada Ankara’nın Sincan semtinde bir edebiyat öğretmeninin öğrencilerin cep telefonlarına irticai mesajlar yolladığı ortaya çıktı. Ana muhalefet lideri Baykal da AKP iktidarı dışında hemen her çevrenin bildiği doğruya parmak bastı. Mesajında ‘‘sorunların temelinde AKP iktidarının kadroları, öğretmenleri ve programları kendi ideolojilerine kullanmasının yattığını, bu anlayışın küçük yaştaki yavrularımızın geleceklerine onların ve ailelerinin değil, uzun vadeli programları ve siyasal projeleri uyarınca AKP iktidarıyla birlikte tarikatların yön ve karar vermeye’’ başladıklarını söyledi. Ülkenin eğitim alanındaki gerçeği bu iken; eğitimi bu aşamaya sürükleyen RTE’nin mesajına bir göz atalım; temele inmeyen, ‘‘Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne kaliteli eğitimle çıkarmaktan’’ söz etmek gibi bir yığın gargara lafla karşılaşacaksınız. RTE, hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı’nın, ana muhalefetin çocuklarımızın tarikat zinciri içinde eğitildiğini doğruladıkları için ellerini ovuşturuyor olmalı. Kaçak Kuran kurslarını açanlara hapis cezasını ortadan kaldırarak çocuk eğitimine ne denli önem verdiğini gösteren bir iktidarın, bu Başbakan’ın kulakları çağdaş eğitim öneri ve uyarılarına elbette kapalı olacak. Laik rejimin başarısızlıklarını iktidarının başarı hanesine yazan bir kafa yönetiyor Türkiye’yi. ??? Bu kafaya ulusal kimi sorunlara bakış açısını değiştirtmek olanaksız. Bu iktidar, bu başbakan ve kuşkusuz onun emri altında icraat yapan Eğitim Bakanı döneminde birçok alanda olduğu gibi eğitimdeki sakıncalı gidişi önlemek, gerçek yörüngesine oturtmak olanaksız. Pek çoğu tarikat etkisinde yetişmiş, hâlâ bir tarikata bağlı insanların yönetimindeki şu dönemden hayır beklenebilir mi? Büyük bir maharet ve sözlü sazlı yazılı medyanın temel sorunları güncel olaylar karşısında unutma huyunun yardımıyla bu kadro çoğu kez bildiğini okuyor. Farkına varıldığı zaman iş işten geçmiş oluyor. Günlerce tartışılması gereken sorunu medya gününde farkına varsa bile ancak bir gün tartışıyor. Rejimin temel direklerini bu adamların bir bir yıkmalarına karşın toplum duyarsızlık içinde kaldıkça... Demokrasilerde olur böyle vakalar deyip geçtikçe... Bu adamlar rejimi tersyüz edecek her fırsatı ganimet biliyorlar. Başbakan, KKTC’de koalisyonun parçalanmasından sorumlu tutuluyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Erdoğan darbesi ANKARA/LEFKOŞA Kıbrıs’taki sivil darbenin talimatının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiği ortaya çıktı. Demokrat Parti lideri ve eski Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, ‘‘İşi yürüten Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer. Gittiği her yerde de ‘Merak etmeyin, doğrudan Recep Tayyip Erdoğan Bey’den, AKP’den bu talimatı aldım. Her türlü katkıya devam edeceğiz’ diyor. Söylediği budur’’ dedi. Denktaş, AKP’nin KKTC’de sivil darbe tezgâhı kurduğu yönündeki iddialara Ankara’dan herhangi bir yalanlama gelmemiş olmasına dikkati çekti. Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün de olayın, ‘‘halkın birinci parti olarak görev verdiği bir partinin, milletvekillerinin hemen hemen tamamı üzerine ahlaksız tekliflerle gidilerek yeni bir hükümet kurma senaryosu ve komplosu geliştirilmesi” olduğunu söyledi. UBP ve Demokrat Parti (DP), tatilin ardından ilk kez toplanan Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’na katılmadı. Denktaş, Kıbrıs’ta DP’den ? Demokrat Parti lideri ve bozulan koalisyonun Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, ‘‘İşi yürütenin’’ AKP’den talimat alan Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer olduğunu belirtti. bir, UBP’den üç milletvekilinin istifası nedeniyle yaşanan krizi Cumhuriyet’e değerlendirdi. AKP’ye ağır biçimde yüklenen Denktaş, müftünün milletvekillerinin istifa etmesi için gerekli parayı, Kıbrıs’taki işadamlarından topladığını söyledi. ruz. O topladığı paralarla bu teklifi yaptı herhalde’’ diye konuştu. Denktaş, Müftü Ahmet Yönlüer’in yeni partinin kuruluş aşamasında, ‘‘AKP’nin talimatıdır. Burada yeni bir parti kurulacak. Bu parti dini ve milli duyguları birleştiren bir parti olacak. Burada bütünleşeceğiz artık. Kıbrıs’taki Türkiyelilerin mağduriyetini gidereceğiz’’ yönünde konuşmalar yaptığını dile getirdi. AKP’nin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ile Yönlüer’in görüştüklerini bildiğini dile getiren Denktaş, milletvekillerinin Ankara’ya çağrıldığını ve Kıbrıs’a dönüşlerinde, ‘‘Ankara bizi ikna etti’’ dediklerini belirtti. Bundan sonra meclis boykotu yaparak tepkilerini göstereceklerini vurgulayan Denktaş, son yaşanan gelişmeler ile birlikte Kıbrıs’ta Türkiye’nin bütününe yönelik bir tepkinin oluştuğuna işaret etti. Denktaş, gelişmelere ilişkin tepkisini anlatmak için geldiği Ankara’da ilk kez hiçbir resmi görüşme yapmadan geri döndüğünü de dile getirdi. Denktaş, Dışişleri Bakanlığı’nın da kendisiyle görüşme talebinde bulunmadığını vurguladı. CTP’YE SUÇLAMA Yönlüer’in transfer teklif ettiği UBP Grup Başkanvekili Ahmet Kaşif de ‘‘Bana söylenen yeni bir oluşum ve bu oluşumun başında beni görmeleriydi’’ dedi. Kaşif, Din İşleri Başkanı’nın kendisine, ‘‘Maddi manevi hiçbir sıkıntıya girilmeyecek.Türkiye’de benim kimlerle görüştüğümü, hangi yetkililerle buluştuğumu biliyorsun. En üst düzeyde görüşme yaptıktan sonra seni aradım’’ diye söylediğini dile getirdi. DP Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu, ‘‘milletvekillerine maddi ve manevi menfaat vaatlerinde bulunulduğunu’’ ileri sürdü. Hasipoğlu, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer’in ‘‘halktan sakladığı bazı gerçekler olduğunu’’ iddia etti. VEKİLLERE RÜŞVET Yaşanan gelişmeleri, ‘‘Bizde kalan, istifa etmeyen milletvekillerine de benzer teklifler götürüldü. Biz de onlardan öğrendik. Kimisine 400, kimisine 600 bin dolar önermişler. Bazılarına da ‘Evini tamir edelim. İnşaatını bitirelim’ gibi teklifler götürmüşler. Müftüde böyle bir para yok. Bildiğimiz, Recep Tayyip Erdoğan’ın adını kullanmak suretiyle işadamlarından para topladığı. Bir yalanlama yok’’ diye özetleyen Denktaş, ‘‘Şu anda tüm dolaşan bilgi, paranın buradan kaynaklandığı. Para topladığını biliyo Cinayeti çözmek zor ? Baştarafı 1. Sayfada ‘Hücresinde öldü’ söylentisi ‘Öcalan’ın sağlık durumu iyi’ Haber Merkezi İmralı’da hükümlü olarak bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın ‘‘hücresinde ölü bulunduğu’’ söylentisi üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Er, ‘‘Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu’’ açıkladı. Son günlerde artan provokasyon denemelerine bir yenisi daha eklenmek istendi. Çeşitli internet siteleri ‘‘Öcalan’ın hücresinde ölü bulunduğu’’ yönünde haber yaparken bu yöndeki söylenti mesaj olarak çok sayıda kişinin cep telefonları ve elektronik postalarına gönderildi. Mesajlarda ‘‘Öcalan’ın öldüğü ancak olayların çıkmaması için kamuoyundan saklandığı’’ ileri sürüldü. Söylentilerin artması üzerine akşam saatlerinde açıklama yapan Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Er, ‘‘Abdullah Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu’’ açıkladı. Başsavcı Er, ‘‘Sağlığı yerinde. Bir sıkıntı, problem yok. Daha bu sabah (dün) sağlık raporları geldi, hiçbir problem görünmüyor’’ dedi. Yetkililer, ‘‘bu tür söylentilerin provokasyon amaçlı’’ olarak çıkarıldığına dikkat çekti. Raporlardan birinde cinayet sonrasındaki durum ve soruşturma ağırlıklı olarak işlendi, ötekinde de İsmailağa cemaatinin yapısı, geçmişi ve cinayetin nedenleri üzerinde duruldu. Cinayet soruşturmasının analiz edildiği raporda, olayın aydınlatılmasının çok zor olduğuna dikkat çekildi. Bunun gerekçeleri de özetle şöyle sıralandı: CEMAAT DIŞA KAPALI: İsmailağa cemaati geleneksel olarak dışa kapalı bir yapıya sahip. Öteki cemaatlerden farklı olarak günlük kıyafetten yaşam biçimine kadar pek çok konuda hükmedici bir özelliğe sahip. Cemaatin kendi içinde değişik katmanları bulunuyor. Bu katmanlar, yer yer teröre bulaşacak kadar ileri gidebiliyor. Her bir katmanın ötekiyle doğrudan bağlantısı yok. İmam Bayram Ali Öztürk’ün öldürülmesinin hemen ardından cemaatin katili öldürmesi, cemaat içindeki katmanları anımsatıyor. Cemaatin kendi içindeki eğitimi, sadece dini konuları içermiyor. Hedeflenen devlet yapısının özellikleri de dikkate alınarak ders veriliyor. Bir bakıma, farklı bir kuşak yetiştiriliyor. Bu yapıdaki bir cemaatin kendi içinde meydana gelen olayla ilgili olarak dışarıya bilgi vermesi oldukça zor. İSTANBUL POLİSİNİN DURUMU: İstanbul’daki emniyet teşkilatı içinde kentin günlük 2002’de AKP’ye oy veren MHP eğilimlilerin bu partiden çözülmeye başlaması geliyor. MHP’nin son dönemde çıkış gösteren partiler arasında sayılması da bu durumun bir parçası. AKP’nin 2007 hesaplarında bu yoktu. En azından ön planda değildi. Partinin Kıbrıs’la ilgili politikasını da buna ekleyince milliyetçi oyların AKP’den hızla uzaklaştığı söylenebilir. AKP bunu önlemek için birden, içinde ‘‘Türk’’ geçen ne kadar toplantı varsa katılma kararı aldı. Sözün özü, AKP Türkleri anımsadı ama, oy için. Başlıkta ‘‘oy oy’’ çekmemizin nedeni de bu! Bunun her şeyden önce ‘‘sahte’’ durduğunu anımsatıp konuya girelim... ??? Erdoğan, cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen ‘‘5. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Kurultayı’’nın konuşmacısıydı. Erdoğan, konuşmasında bir yandan bugüne kadar sürdürdüğü politikanın doğruluğunu anlatmaya çalışıyor, bir yandan da bundan sonra yapılması gerekenleri sıralıyordu. Tabii birbiriyle örtüşmediği için sırıtıyordu! Batı Trakya’da sorunların çözüleceğini anlattı, ekledi: ‘‘Yunanistan Başbakanı ile hukukumuz gayet iyi. Ben Yunanistan’ı ziyaret ettim ama, o resmi ziyaretini yapamıyor...’’ Erdoğan, Selanik’i ziyaret ettiği sırada, aynı kentte aynı günlerde ‘‘Pontus soykırımı’’ heykelinin dikildiğini söylemiyor... Başbakan’ın dünkü durağı da Antalya’ydı. 10. Türk Devlet ve Toplulukları, Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’nın açılış konuşmasını yaptı. Bu toplantılardan ilki 1993’te yapılmıştı. AKP döneminde ilk kez yapılıyor. AKP iktidarı, doğası gereği bu kurultaylarla ilgilenmemişti. Başta vurguladığımız gibi işin içine oy kaygısı girince bu yıl olabildiğince abartarak katılmayı planladılar. Öyle ki, Ankara caddelerinin duvarları bile Antalya kurultayının ilanı ile dolu. Erdoğan’ın buradaki konuşması da Batı Trakya Türkleri toplantısındakini anımsatıyordu. Şu söz Erdoğan’ın: ‘‘Dünya siyasetinin ya nesnesi olacağız ya da öznesi... Ama bizim mahallemizde oynanan bu iktidar oyununun dışında kalmamız, biz istesek de söz konusu olamaz. Öyleyse tarihi ve coğrafi bir mecburiyetle karşı karşıyayız.’’ Bre Başbakan, tek tek özne, nesne olacağımıza bir cümle olamaz mıyız? ??? Her şeye karşın Erdoğan’ın dış Türkleri keşfetmesi güzel bir şey. Soğuk Savaş dönemi bitti ve 21. yüzyılda dünya yeniden kuruluyor. Kimi devletler tarih sahnesindeki yerlerini sağlamlaştırıyor, kimileri yeniden biçimleniyor... Yeni haritalar çizildi, daha yenileri hazırlanıyor. Böyle bir ortamda Türkiye’nin kafatasçılığa saplanmadan, aklın yolunu kullanıp Balkanlar’dan Orta Asya’ya ayrı bir politika üretmesi gerekiyor. Ne yazık ki, son 15 yılda bu coğrafyaya bakışımız her iktidarla birlikte değişti, ortak bir politika üretilemedi. Dün bir Balkan Türkü’yle bunu konuşurken kendi görüşünü sordum. İçimi acıtan, boynu bükük bir yanıt verdi. ‘‘Biz’’ dedi, ‘‘Türkiye sevdası ile coşan, yaşayan insanlarız. Türkiye’nin eksiğini görsek bile diyemeyiz, demeyiz. Belki bilmediğimiz bir düşünceleri vardır, deriz! Biliriz olması gerekeni, diyemeyiz, bekleriz...’’ ankcum?cumhuriyet.com.tr Cemaat, öldürülen imam Bayram Ali Öztürk’ün cenazesindeki uygulamasıyla da dikkat çekti. Halkla cemaatin ayrıldığı ve karışıklığı önlemek için kolluklu görevlilerin çalıştığı görüldü. yaşamından etkilenen kesimler de var. Belli bölgelerde görev yapan polisler, oradaki yerel yapının bir parçası haline gelebiliyor. Bunun yanında pek çok kesimin polis teşkilatı içinde hedefleri bulunuyor. İstanbul polisinin soruşturmayı sonuna kadar götürecek organize bir yapısı olduğunu söylemek zor. Soruşturma, belli aşamalarında ciddiyetle sürdürülse de sonuçlandırılıncaya kadar götürülemez. Bunu engelleyecek mekanizmalar bulunmakta. SİYASİ İRADE YOK: Gerek cinayetin niteliği gerekse işlendiği yer, hem toplumun hem siyasi iktidarın hassasiyetle üzerinde durmasına neden oldu. Ancak aynı hassasiyet, cinayetin aydınlatılmasını sağlayacak iradeyi içermiyor. Siyasi yapı cinayetin aydınlatılmasını sağlayacak kararlılık sergilemedi. Bu durum, doğal olarak polisin olayın üzerine gidiş biçimini de etkileyecektir. Kaldı ki, siyasi iktidarın milletvekilleri arasında İsmailağa cemaatiyle yakınlık kuranlar da bulunmaktadır. 19 AKP’Lİ MİLLETVEKİLİ: 2005 yılında AKP’li 19 milletvekili cemaatin başında bulunan Mahmut Ustaosmanoğlu’nu ziyaret etti. Bazı milletvekillerinin ziyareti birden fazla gerçekleşti. Ziyaretçiler arasında milletvekillerinin yanı sıra basın, emniyet ve yargı mensupları da yer alıyor. YARIN: Cinayetin cemaat açısından anlamı. Yabancılara mülk satışı karmakarışık ESRA YAZDIÇ Irak’ta intihar saldırısı: 33 ölü ? TELAFER (AA) Irak’ın kuzeybatısındaki Telafer ve Ramadi’de düzenlenen intihar saldırısında 33 kişi yaşamını yitirdi. Telafer Polis Şefi Sabah Hamidi, patlayıcı dolu yelek giyen saldırganın hava kararmadan hemen önce pazaryerinde kendisini havaya uçurduğunu söyledi. Hamidi, saldırıda 17 kişinin de yaralandığını belirterek patlama sırasında ABD ve Irak güvenlik güçlerinin pazaryerinde bulunmadıklarını kaydetti. Irak’ın Ramadi kentinde bugün düzenlenen intihar saldırısında 13 kişi yaşamını yitirdi. ANKARA Eski Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, yabancıya mülk satışına ilişkin yapılacak uygulamalarla Türkiye’nin ‘‘paralı Sevr’’e doğru götürülmek istendiğini vurguladı. Özkaya, İspanya modeli olarak sunulan bu projenin hiçbir özelliği olmadığını belirterek projenin sadece ‘‘yabancı getto oluşumu’’na yardımcı olacağına dikkat çekti. Yabancılara mülk satışı konusunda İspanya modelini benimseyecek olan Türkiye, kıyı şeridini bir bir satıyor. İspanya turizmi yabancıya mülk satışı sonrasında olumsuz yönde etkilenirken, Türk bürokratlar İspanya modelini uygulamakta kararlı. Eski Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, İspanya modelinin ilk uygulanacağı alan olan İzmir’in Çeşme ilçesinin Reisdere mevkisinde 5 bin Norveçli için yapılacak alanın bir başlangıç olacağını söyledi. Yabancılara Mülk Satışı Yasası’nda Hazine arazilerinin yabancı şirketlere satışının söz konusu olmadığını key deden Özkaya, Maliye ve Turizm bakanlıklarının, yabancı şirketlere Hazine arazilerinin satışını ihale yöntemi ile yapacaklarını anlattı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın ‘‘Yılda 2 milyon konut yapılacağını’’ söylediğini anımsatan Özkaya, bugüne kadar gerek 4916 sayılı yasa ve daha sonra çıkarılan 5444 sayılı Yabancıya Mülk Satışı Yasası ile 70 farklı ülke vatandaşına 315 kilometrekare büyüklüğündeki Malta Adası kadar toprak parçası satıldığını belirtti. IMF’ye olan borçların kapatılması bahanesi ile yapılmaya başlanan satışların bir sonuç getirmediğinin görüldüğünü vurgulayan Özkaya, ‘‘Ne borçlar ödendi ne de satışlar bitti. Şimdi de İspanyol ve Norveç modeli gündemde. Bunun için de 4706 sayılı Hazine mallarının satışına ilişkin yasa ile ihale hükümleri üzerinde durulup, işler kılıfına uydurulmaya çalışılıyor’’ dedi. Özkaya, şöyle devam etti: ‘‘Norveç Kent Projesi, Norveçli emeklileri kapsıyor. Bunun ardından Yunanistan, İngiltere, derken bir bakmışsınız doğru dürüst toprağınız kalmamış. Bu uluslar yerleştik ten sonra boş durmaz. Elçilik toprağı gibi o bölgeleri çevirecek ve yönetimini kendileri oluşturmak isteyecek.Yeni yabancı koloniler, gettolar oluşacak. Ülkemiz mikroyabancı eyaletlere dönüşecek. Bu çok tehlikelidir.’’ CHP Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün de, ‘‘Yapılan uygulamalar Türk turizmini bitirdiği gibi, yabancıların ülkede istedikleri gibi mal almasına hizmet ediyor’’ dedi. Üstün, ‘‘İspanya’daki anormal yapılaşma ile turizm sona erdi’’ diyerek şöyle konuştu: ‘‘Bu yapılanma şimdi Türkiye’de uygulanmaya çalışılıyor. Satışların site şeklinde olması, burada tek tek ev satmaktan öteye geçecek. Bu sitelerde kat artışına gidilip, alanların otel olarak kullanımına izin verilecek. Ev adı altında gizli oteller ortaya çıkacak. Kendi ülkelerinden pazarladıkları yabancı turizm elemanlarını Türkiye’ye gönderecekler. Yabancılara yönelik vergi kayıtları da olmayacak. Yabancılar bizim topraklarımız üzerinden turizm yapıp parayı kendileri kazanacak.’’ 1. KOŞU: F: Turgutbey (6), P: Riconacente (12), PP: Karabalık (3), S: Sundance (13). 2. KOŞU: F: Distand Lady (12), P: Dönence (6), PP: Arapkızı (10), S: Kenyona (1). 3. KOŞU: F: Sumru (14), P: Quuick Lady (13), PP: Fettan (10), S: Shuttle (5). 4. KOŞU: F: Sunaç (2), P: Günal (5), PP: Serdarsoylu (9), S: Arakarya (1). 5. KOŞU: F: First Rain (6), P: Miss Ceylan (3), PP: Sty Beauty (4), S: Nalmes (8). 6. KOŞU: F: My Ginetta (10), P: Yatko (3), PP: Bloody Moon (4), S: Peymane (6). 7. KOŞU: F: Ayverdi (7), P: Sadun Ağa (5), PP: Balsultan (12), S: Reishan (4). 8. KOŞU: F: Alsancaklı (2), P: Luçika (7), PP: Heart To Heart (1), S: Caribu (6). 9. KOŞU: F: Gölcük Fırtınası (9), P:Monjal (12), PP Haydar(2), S:Orhan Kutlu (5). 10. KOŞU: F: Başımtacı (8), P:Miraycan (1), PP: Başbay (7), S: ALTILI GANYAN Ödemiş Efesi (4). 6 10 7 2 9 8 Günün İkilisi: 8. 3 5 12 1 Koşu: 2/7. 12 2/5 7 Çifte Bahis: 3. Çif4 1/11 4 te: 14/2. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear