24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 EYLÜL 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Test Yavuz Oymak: ‘‘RTE testi linçi ortaya çıkarmadığı için İsmailağa Camisi cinayetine DNA (Dinsel Neden Analizi) testi yapılsın.’’ Yağmur Ekim Tarikatlar dini temsil edemezmiş... “İktidarı temsil ederler!” BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Siyasette yeni akım: Söğüt kriterleri! Almanya Türker Ercan: ‘‘Başbakan Merkel ‘İsrail haklı’ demiş Almanya, Lübnan’a asker göndermekten vazgeçmiş. Hitler çarpacak valla!’’ ORGENERAL rütbesine yükselmiş, ordu komutanlığı yapmış Edip Başer, adına kamuoyunda kısaca ‘‘PKK koordinatörlüğü’’ denen görevi kabul ederken herhalde düşünmüştür. Emekli Orgeneral Başer’in, ‘‘Türkiye ile PKK ve ABD arasında bir koordinatörlük’’ yapmayacağını herkes biliyor. Ne var ki Başer, herkesin bildiği bu olguyu üstlendiği görevi savunmak için bir gerekçe olarak ancak ve ancak torunlarına anlatabilir! Kamuoyuna anlatamaz çünkü, AKP iktidarına göre adına ‘‘PKK ile mücadele konusunda Türkiye ile Irak ve ABD arasındaki koordinasyonu sağlamak’’ denen bu göreve getirilişi bir ‘‘büyükelçilik’’ ataması şeklinde olmamıştır. Büyükelçi ataması Çankaya’nın onayına bağlı olduğu ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Edip Başer de ‘‘PKK koordinatörlüğü’’ne sıcak bakmadığı için İslamcı iktidar Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanını devreden çıkarmış ve Başer’i ‘‘PKK koordinatörlüğü’’ne hükümet genelgesi ile atamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ‘‘buruk’’ bir emeklilikle ayrılan Edip Başer, Genelkurmay Başkanlığı’nın da pek sıcak bakmadığı bilinen yeni bir görev üstlenerek siyaset sahnesindeki yerini almıştır. Hem de ‘‘balıklama’’ atlayarak. Çünkü, devletin gelenekleriyle oynamayı alışkanlık haline getiren İslamcı iktidar, henüz ‘‘görev’’ verdiğini resmen açıklamadan, Edip Başer, Amerikalı ‘‘PKK koordinatörü’’ Joseph Ralston’u karşılama görevini üstlenmiştir. Başer’in bu ‘‘ilk iş’’inden sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başer’i ‘‘Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’’ üyeliğine atadığını açıklamıştır. Uzun yıllar önce kurulan ve bugüne dek birkaç kez toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu icra yetkisi olmayan, danışma amaçlı bir kuruldur; görevi Bakanlar Kurulu’na öneride bulunmaktır. Başbakan Erdoğan, kurulun başkanlığına Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü atamıştır. Emekli Orgeneral Edip Başer bundan böyle Abdullah Gül’ün yanında çalışacaktır. Bütün bunların ötesinde; ‘‘PKK koordinatörlüğü’’ ABD’nin bir projesidir. ABD’nin amacı desteğini esirgemediği PKK’yi meşrulaştırmak, siyasallaştırmak ve ‘‘Büyük Ortadoğu’’nun içinde bir yere oturtmaktır. Gerisini Edip Başer, torunlarına anlatsın! İstanbul’un Orta Yerinde Cinayeti Görmedik! İsmailağa Camii’nde dehşet. İmam bıçaklanarak öldürülüyor, sonrasında öldürücü linç ediliyor. Öldürücünün 3 yıl önceki sakalsız resmi var. Kimsesiz, yalnız, biçare gözleri psikotik. Sonra Mahmut Hoca tarikatına dahil olmuşlar. Kardeşiyle birlikte. Ölüsünü izleyen kardeş sanki başka bir şeyi, tiyatro sahnesini izler gibi acımaklı gözlerle izliyor. Sonra cenaze merasiminde 15 bin çember sakallı saf tutmuş. Hocaları, her Müslümana olduğu gibi helallik vererek öteki dünyaya yolluyorlar. İmam görevini kusursuz yapıyor. İmam, Öldürücü’yü kaldırırken helallik istemiyor ve gerekmez diye de fetva veriyor. Eh, bunca çifte standart hayatımıza girmişken musalla taşında bir yenisi ekleniyor. Hani, İslamda yeni doğanla ölen eşitti? Terazi bozuldu! Sebep acı olsa gerek! Artık ‘‘henkürhünkür’’ü beklemeye gerek yok! Cumhuriyet imamları o işi de üstlendiler. ‘‘Nebin kim, Mürselin kim’’e gerek yok! İmam efendi adrese teslim, kargo paketi gönderiyor! Savcılar İsmail Direskeneli: ‘‘İçişleri Bakanı, İstanbul’da belediyenin nikâh töreninde kara çarşaflı bir geline altın takıyor ve cumhuriyet savcıları susuyorsa bu ülke bitmiş demektir.” SESSİZ SEDASIZ (!) Kore’den 50 yıl sonra gelen ödül HÜKÜMETİN ağzı kulaklarında; Lübnan’a asker göndermek için tezkereyi aldı, şimdi Türkiye’yi ‘‘büyük devlet’’ yapacaklar, dünyadaki onurumuzu arttıracaklar. Ne var ki milyonlarca yurttaş gibi Ahmet Önen de bu yalana kanmıyor: ‘‘Şu anda Irak’ta ABD ve İngiltere’nin liderliğinde tam 39 ülke askeri, Irak’a demokrasi inşa etmek için geceli gündüzlü çalışıyor! Bir çoğunun dünya haritasındaki yerini bile bulamayacağımız bu ülkelerin her birinin Irak’ta bulunmalarından dolayı büyük devlet oldukları gibi, şimdi de sıra bizde! Aynen bundan 56 yıl önce Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Koordinat Akif Kökçe: “Trafik kazalarının ardı arkası kesilmiyor. Trafik canavarı için de ‘koordinatör’ atansın!” olduğu gibi. Hani sırtımız sıvazlanarak dünyanın öbür ucuna, Uzakdoğu’ya yine demokrasi nakli için gönderilen ve Kore bataklığında, bir hiç uğruna can veren yüzlerce Türk askerine verilen karın doyurmaz birer madalya ve kuru teşekkür gibi. Hani uğruna NATO’ya alınmayı vaat edip, Kore’deki terörü temizlemek için Türk askerine sığınıp, 50 yıl sonra Türk topraklarında yaşanan ve 30 bin cana mal olan bir başka teröre karşı üç maymunun oynanması gibi. Ödülün büyüğünün 50 yıl sonra geleceğini ve başımıza çuval geçirilerek onurlandırılacağımızı nereden bilebilirdik ki?’’ Ya bir dayı, ya bir tarikat ‘‘Kimsesiz kaldım yetiş ey kimsesizlerin kimsesi’’ ‘‘Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir’’ Bu tabelada kaldı. Siz siz olun, kimsesiz kalmamaya bakın. Ya Ankara’da bir ‘‘dayı’’ bulun. Bulamazsanız mahallede bir tarikat’a sığının(!). Fatih’te İsmailağa Çıkmazı’nda, cemaatin İsmailağa Camii var. Cemaatin lideri, tarikat ehli, Mahmut Hoca diye bilinen biridir. Politik kimliği yok, ancak tek tip kıyafet zorunluluğu olan bir cemaattir. Bunları Çin askeri gibi nerde görseniz tanırsınız. Katledilen Bayram Ali Öztürk, geleceğin veliahtlarından biridir. Mustafa Erdal adlı öldürücü de buraya 3 yıl önce sığınmış fukara kimsesizdir. 3 yıl içinde öyle bir eğitime tabi tutulmuş ki, gördüğü rüyayı emir telakki eder hale gelmiş. Yani moda deyimle ‘‘dini deli’’, ‘‘meczup’’. Deli, meczup, ne derseniz deyin, birisini öldürüyor. Onu da oradaki seyirciler öldürüyor. Tam Oflu işi, ‘‘öldürdi, öldi’’. Bu böyle. Cumhuriyet’in polisi defteri kapatıyor. ‘‘Hak vuku bulmuştur’’ cinsinden. Mustafa Erdal başını taşlara vurarak kendini öldürmüş! Pes vallahi... Devletin güvenlik güçleri Mustafa Erdal’ın katline, tiyatro seyircisi gibi yaklaşmıştır. Güneydoğu’da yaşanan ‘‘töre cinayetleri’’ yutturmacasına da tiyatro seyircisi gibi bakar bizim kolluk kuvvetlerimiz. Hani devlet, ‘‘yuttaşının can ve mal güvenliğini sağlar’’dı? Hani devlet, ‘‘adil adalet dağıtır’’ dı? Güneydoğu’daki kimsesiz kızçocuklarını parayla satarlar (başlık parası), sonra çocuk büyür ve kaçar. Başlık parasını geri vermemek için töre cinayetine kurban gider. Yarın recm izlersek ve onun da ölüm raporunda ‘‘Başına taşları vurarak kendini öldürdü’’ cümlesini görürsek sakın şaşırmayın. Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir; halkı ayakta uyutma yeridir! 1923 Devrimi’ne Yeni Yaklaşımlar Meriç VELİDEDEOĞLU Gün geçmiyor ki, Atatürk’e ve 1923 Devrimi’ne yeni değerler biçme çabası basında yer almasın. Bir süre önce, ‘‘Her devletin kurucu bir miti (efsanesi) vardır.’’ saptamasıyla Atatürk’ün, dolayısıyla 1923 Devrimi’nin ‘‘mitoloji’’ alanına kaydırılarak orada yer alması, mitolojinin konusu olarak ele alınması önerildi. Böylece mitolojinin ‘‘irrasyonel’’ yani us dışı, gerçek dışı niteliğiyle Atatürk’ün ve gerçekleştirdiklerinin değerlendirilip dile getirilmesi isteniyor, hesaplanıyordu. Henüz yandaş bulamayan bu görüşün ileride, Atatürkçü geçinen Aydınlanmacı kimi aydınlarca ele alınıp destekleneceğini görür gibi oluyor insan. Yine de Atatürk’ü adeta hiç yaşamamış gibi ...... yalnızca ‘‘söylence’’ olarak kabul eden bu yaklaşımın, bir daha ortaya sürülmeyeceğini umalım. Son günlerde de 1923 Devrimi, Kemalizm yeni bir yaklaşımla ortaya konuyor. Devrimin laiklik ilkesine ‘‘Türkiye’nin ufuklarını açacak yeni bir tanımlama’’ getirildiğini belirten, ardından Peygamberi övme yoluyla İslamı öne çıkaran bir görüş, basında geniş bir biçimde yer aldı. Bu görüşün 1923 Devrimi’nin yapıtaşlarından olan laiklik ilkesine yansıması kuşkusuz evrensel laiklikten uzaklaşma anlamına gelecektir. Bilindiği gibi evrensel olan laiklik ilkesi her türlü dine, inanca, bunların kurallarına ve inançsızlığa eşit uzaklıkta durmaktadır. Laik insanlar da kuşkusuz inançlarını, inançlarının önderlerini övebilir, bunların öteki dinlerden üstünlüğü ileri sürülebilir ama bu görüşlere 1923 Devrimi’nin içeriğinde yer verilmesi, devrimin ilkelerine yansıtılması düşünülemez. Ayrıca 1923 Devrimi’nin daha çok ‘‘milliyetçi, halkçı, toplumcu’’ içeriğiyle öne çıkarılması, yalnızca bunların vurgulanması, öteki Aydınlanmacı dönüşümlerini geri plana düşürüp, örtebilir. Oysa karşıdevrimciler bu dönüşümleri en ince ayrıntısına dek ortaya koyup, bunların teker teker çiğnenip yok edilmesi için halka çağrıda bulunuyorlar, bunu da açıkça bildirilerle dile getirerek yaygın bir biçimde toplumun, okullarda öğrencilerin eline geçmesini sağlıyorlar; işte bildiride yer alan, karşı gelip yok edilmesini istedikleri devrim ilke ve düzenlemeleri: ‘‘Devletin dini İslamdır’’ maddesinin anayasadan çıkartılması, Şeriatın ve Şeriye Vekâleti’nin kaldırılması, Hilafetin kaldırılması, Hukukun laikleştirilmesi, Medrese ve tekkelerin kapatılması, Latin harflerinin kabulü, Cuma günü tatilinin kaldırılması, Miladi takvimin kabul edilmesi, Şapka giyilmesi, giyiminkuşamın çağdaşlaştırılması, Egemenliğin, kanun koyma yetkisinin millete tanınması, Devletin dinden ayrılması. Ayrıca bildiride ‘‘19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim ve benzeri günlerin’’ Müslümanlar için birer bayram günleri değil, ‘‘birer kara gün’’ olarak kabul edilmesi gerektiği saldırgan bir dille belirtiliyor. Görüldüğü gibi devrime bütün öğeleri tek tek ele alınıp toptan karşı çıkılıyor; kökten çökertilmesi isteniyor. Oysa Atatürkçü aydınlardan bile kimileri ‘‘Dil Devrimi’’ni gereksiz bulabiliyor; ‘‘Harf Devrimi eski yapıtlarla bağlantıyı kesmiştir’’ diyen haksız suçlamanın yanında yer alabiliyor; ‘‘laikliğe yeni bir tanımlama’’ isteği ile sulandırılmasına yol açabiliyor; ‘‘ulusdevlet’’i yadsıyabiliyor; devrimin ‘‘uzlaşıcı, verici’’ bir tutum takınmasını isteyebiliyor... Devrimin kimi ilkelerini öne çıkarıp kimilerini geri plana almak, uzlaşmaya geçit vermek devrimin bütünlüğünü sarsacağı gibi, ‘‘ödün verme’’ kapısını açar; bilindiği gibi bu kapı bir kez açıldı mı, bir daha kapanmaz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Sakın şaşırmayın Mustafa Erdal, ‘‘psikolojik sorunları olan birisi’’ imiş. Olabilir. Olmasa orada ne işi var? Devlet sahip çıkıp sağaltsaydı, aşiş verseydi ne işi vardı Mustafa’nın tekkede? Tek tip giyen 15 bin yurttaş hiçbir partide yoktur. Parti ki, dayanışma odağıdır. Mahmut Hoca’nın şemsiyesi Türkiye’yi idare eden iki partiden daha geniştir. Ki Mahmut Hoca, Sadettin Tantan adlı komiseri Fatih’e belediye başkanı yapabilmiştir. Refah Partisi İslamcı bir parti olmasına rağmen bu grup, ANAP’ı desteklemiş ve sonuçta almışlardır. Gerçi Tantan sonra farklı sulara yelken açmıştır. Hoca efendiye nanik yaptı mı? Bilmem ama kostak kostak yürüyüp bakanlık koltuğuna oturmuştur. Buradan tekrar bağırıyorum, çığlığımı duyun lütfen! Kimsesizleri korumazsanız, kimsesizler korunacak çadır ararlar. Kimsesizleri; Bir gün bir örgütün kucağında, Bir gün bir tarikatın ocağında, Bir gün bir kapkaç çetesinde, Bir gün çeksenet tahsilatında bulunca şaşırmayın. Aksi halde linç edilen Mustafa’nın da, töre cinayetine kurban giden Ayşe’lerin, Fatma’ların ölüsü de her gece iki elleri kanlı başucunuzda ‘‘Neredesin ey devletim?’’ diye bağırıyor olacaktır... ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 9 OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TC MERSİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2003/601782 MERSİN: 01.08.2006 Davacı Mersin İl Özel İdaresi’ne izafeten Mersin Valiliği vekili tarafından davalılar Tarsu İlçe Müftülğü’ne izafeten Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürlüğü ve İbrahim Özavşar aleyhlerine açılan istirdat davasında: Mahkememizin 13.12.2004 tarihli kararı davalı Türkiye Diyanet Vakfı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 3.H.D’nin 24.10.2005 tarihli ilamı ile onanmış olup, davalı İbrahim Özavşar’a Yargıtay onama ilamının ilanen yapılmasına, işbu ilan tarihinden 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılarak, 15 günlük tashihi karar hakkının bulunmasına, bu süre içerisinde tashihi karar edilmediği takdirde tashihi karar etmemiş sayılacağına karar verileceği hususunda yargıtay ilam tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tabliğ olunur. Basın: 38950 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Eylül www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Kimi ağaçlardan elde edi 1 len kokulu bir 2 reçine. 2/ Bir ilimiz... Bir şe 3 yin kenarı. 3/ 4 Yitikler, kayıp 5 lar. 4/ İnce dantel... Ortak fiz 6 yolojik özellik 7 lere sahip in 8 sanlar topluluğu. 5/ Demir 9 elementinin simgesi... 1 2 3 4 5 6 7 8 Türkiye’nin plaka i 1 Ö Z GÜ V E N mi... Kale duvarı. 6/ 2 Z A R A B İ K Bitkilerden özütlenen 3 D A M A C A N A doğal mavi boyarmad4 E L T İ B A de... Bir nota. 7/ KayP İ A nağı mitolojik çağlara 5 Y A L L A L dayanan kirişli bir çal 6 İ V A Z gı... Art kuşaklar, ar 7 Ş A H İ N M İ dıllar. 8/ Kira... Gene 8 R İ Y A L E lev işleten kadın. 9/ Yo 9 K A T A M A R A sunların kökü andıran tutunma organı... Letonya’nın para birimi. 9 T A P R A L İ N YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yetişkinlerde heyecan ve doyumun yalnızca çocuklarla yaşanması biçiminde görülen cinsel sapma. 2/ Yabancı... Karabük’ün bir ilçesi. 3/ Bal koymaya yarayan küçük tekne... Ermenistan’ın para birimi. 4/ ‘‘En sinsi bir gibidir geçmeyen zaman’’ (Yahya Kemal)... Boru sesi... Bir nota. 5/ Harmanda zamanı bir yere toplamaya ya da damlardan karı kürümeye yarayan araç. 6/ ‘‘Hazanbel’’ de denilen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bir bitki... Elektrik direnç birimi. 7/ Dingil... Parlak kırmızı renkte bir süs taşı. 8/ Uğur, talih... Ünsüzle biten bir sözcüğün ünlüyle başlayan sözcüğe bağlanarak okunması. 9/ Mekke’nin doğusunda, hacıların arife günü toplandıkları tepe. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear