26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER Antalya İl Sağlık Müdürü ile sağlık merkezi anlaştı, devlet 2 trilyon haksız ödeme yaptı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yıl 193335: Yıl 2006: Fındık Kahve Kapattırıyor, Fındık Ocak Söndürüyor 16 Şubat 1933 tarihli Yeşil Giresun gazetesinde Nuri Ahmet’in ‘‘Hükümet Ne Yaparsa Eyi Yapar’’ başlıklı yazısında ‘‘Köylü Kardaş, vali babamız köylerdeki kahveleri kapatıyor. Akşamlara kadar bu tembelhanelerde oturup tembellik etmenize müsaade edilmeyecektir demektir. Siz belki kahvehanelerin kapatılmasına ilk bakışta kızacaksınız ama işin hakikatı öyle değildir’’ diyerek, Giresun’daki kahvelerin kapatılması kararını savunuyordu. Evet, 1933 yılı başında İnönü Hükümeti, imparatorluk döneminden beri hep tartışma konusu olan kahvehaneler konusunda bir karar alıyor ve Giresun’daki köy kahvelerinin kapatılmasını emrediyordu. Kahvehaneler, kısa süre sonra yeniden açılacak, ama 1935’te, İsmet Paşa’nın Doğu gezisi sonrasında bir kapatma kararı daha gelecekti. Kahveler neden kapanmıştı? 1945 köyler istatistiğine bakıldığında, Türkiye genelinde, yüzde 13 olan köy kahvesi oranının, Giresun’da, 442 köyde 83 kahve ile yüzde 19 olduğunu (buna karşılık örneğin Gaziantep’te yüzde 2.5’tir) görüyoruz. Ama bunun gerçek kapatma nedeni olmadığını görmek için, komşu Trabzon’a bakabiliriz. Trabzon’da 550 köyde 160 kahve ile bu oran yüzde 29’a çıkmaktadır. Ama Trabzon’da, Giresun’un aksine köy kahvelerine dokunulmuyor. ‘‘Cumhuriyet Türkiyesi’nde Kahvehane ve İktidar (1930 1945)’’ adlı yayımlanmış doktora tezinde Serdar Öztürk, aralarında iktidarın yayın organı Ulus’un da bulunduğu çeşitli gazetelerin yayınlarından örnekler vererek, Giresun’daki köy kahvelerinin kapatılmalarının gerçek nedenini açıklıyor: Fındık üreticisinin enerjisinin yok olmasını, hasat sonrası ele geçen gelirin kumar ve içki ile tüketilmesini önlemek, üretici enerjiyi geliştirmek (a.g.e. sayfa 305)... ??? Tek parti yönetimi, Türkiye’nin belli başlı ihraç ürünlerinden olan ve 1929 krizi ile fiyatında büyük dalgalanma yaşanan fındığın, bölge halkı için olduğu kadar ülke ekonomisi açısından da önemini fark etmiştir. Üretim gücünü ve miktarını arttırmak için, kendine göre, ancak o dönemin koşullarında düşünülebilen bir önleme başvurmaktadır. Tabii ki bugün için düşünülmesi bile olanaksız olan bu önlem, tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. Ama unutmayalım ki 1938 yılında, 1. Fındık Şurası’nın ardından, fiyat istikrarını sağlamak ve üreticiyi korumak amacıyla Fiskobirlik kurulacaktır. Kısa bir süre sonra, birçok etkenin etkisiyle, Türkiye Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu tartışılırken, çok partili rejime geçecek ve Giresun’da köy kahvelerinin ilk kapatılmasının 17. yılında çiftçi ve köylülerin oylarıyla Demokrat Parti iktidar olacaktı. Artık velev ki üretim için olsun köy kahvelerini kapatmak dönemi bitmişti. ??? Aradan yetmiş yıldan fazla zaman geçecek, Türkiye’de yine kırsal kesimin oylarıyla AKP iktidara gelecekti. 2006 yılının fındık mevsimine gelindiğinde ise bölge kentlerinden Ordu’da yüz bin dolayında fındık üreticisi bir araya gelerek, kendisinden değil, aracı tüccardan yana tavır koyan AKP iktidarının tavrını protesto etmek için, gösteriler yapıyor, Ordu Samsun karayolunu dokuz saat süre ile trafiğe kapatıyordu. AKP’nin olaya ilk tepkisi Ordu Emniyet Müdürü Rıdvan Güler’i merkeze almak oluyordu. Türkiye bugün dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini elinde tutmaktadır. Fındık, Kocaeli’nden Giresun’a, bölgenin en önemli gelir kaynaklarından biridir. 2004 05 döneminde Türkiye, fındık ihracatından 1.554.156.298 dolar, 2005 06 döneminde ise 1.874.495.771 dolar gelir elde etmiştir. Bu yıl bu gelirin 600 milyon dolara düşmesi bekleniyor. Bu durum üretim fazlasından olduğu kadar AKP iktidarının yönetimini ele geçirmeyi beceremediği Fiskobirlik ile çatışmasından ve Erdoğan iktidarının, yakın danışmanı, partisinin kurucusu Cüneyd Zapsu gibi, tüccardan yana tavır koymasından kaynaklanıyor. Bugün fındık, maliyet fiyatı dolaylarında satılıyor. Türkiye, fındık üretiminin ve ihracatının büyük bir bölümünü elinde tutmakla birlikte fındık fiyat politikasını etkilemede rol oynayan bir ülke durumuna gelemiyor. Yetmiş üç yıl önce kahve kapattıran fındık, artık ocak söndürüyor ve Türkiye ‘‘halktan, emekten yana demokraside dev adımlarla yol alıyor!’’ AKP’liye ‘acil’ kıyağı İLHAN TAŞCI ANKARA SSK başmüfettişleri, Hayat Kalp Merkezi A.Ş’nin ortağı Mehmet Karakayalı’nın hastanesine AKP Antalya İl Başkan Yardımcısı iken sözleşmesiz/taahhütnamesiz olarak 2 milyon 91 bin YTL ödendiğini ortaya çıkardılar. Merkezin oynanmış faturalarını itirazsız kabul eden, kendisini uyaran meslektaşlarını azarlayan Antalya Sağlık İşleri İl Müdürü Op. Dr. Ahmet Yapıcı belirlemeler üzerine başmüfettişlikçe açığa alınırken, SSK Başkanlığı’nca yeniden görevine iade edilmesi dikkat çekti. Antalya Sağlık İşleri İl Müdürü Ahmet Yapıcı ve yardımcılarının özel ve resmi merkez faturalarında yaptıkları usulsüzlüklerle, fatura inceleyip kesinti yapan hekimlere baskı yaparak kesinti miktarlarının düşürülmesini sağladıkları veya yapılan kesintileri iptal ettikleri ihbarı üzerine SSK müfettişleri harekete geçti. Başmüfettişler Arif Aytürk, M. Ali Yılmaz ve Faruk Afşar ile müfettiş Volkan Erdem yaptıkları incelemenin ardından 23 Haziran 2006 ? AKP Antalya il başkan yardımcısının ortağı olduğu hastanenin faturada usulsüzlükle haksız kazanç sağladığı belirlendi. Merkezin oynanmış faturalarını itirazsız kabul eden Antalya Sağlık İşleri İl Müdürü Op. Dr. Ahmet Yapıcı belirlemeler üzerine başmüfettişlikçe açığa alınırken SSK Başkanlığı’nca yeniden görevine iade edilmesi dikkat çekti. tarihli raporda, usulsüzlüğe ilişkin belirlemelerini ayrıntılarıyla irdelediler. AnDeva Tedavi Özel Sağlık Hizmetleri AŞ 17 Ağustos 2005 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde Hayat Kalp Cerrahisi Merkezi A.Ş’yi şube olarak bünyesine aldı. Hayat Kalp Merkezi’nin ortakları arasında Mehmet Karakayalı, Sefer Demirok da yer aldı. Sefer Demirok aynı zamanda AnDeva’nın başhekimliği görevini yürütüyor. Müfettişler, AnDeva Hayat Hastanesi raporlarında ‘‘ödeme tutarını arttırıcı nitelikte tahrifatlar yapıldığı, bu raporların ilgili hastanede saklanan orjinal nüshalarında böyle bir tahrifatın yer almadığı’’nı belirlediler. Araştırmalarını derinleştiren müfettişler, Antalya Sağlık İşleri İl Müdürlüğü’nün 31 Aralık 2004 tarihinde sözleşmesi sona eren Hayat Kalp Merkezi’ne taahhütname almadan 2005 yılında da hizmet yaptırdığını saptadılar. Usulsüzlüğe ilişkin belirleme raporda şöyle anlatıldı: ‘‘2005 Temmuz ayına kadar yapılan hizmet bedellerinin 22.9.2005 tarihinde Hayat Kalp Merkezi’ne ödendiği, genel müdürlüğe 12.9.2005 tarihinde başvurarak, sözleşmenin AnDeva AŞ olarak düzenlenmesi talebinde bulunan merkezin bu talebi üzerine, genel müdürlükçe 14.10.2005 günü ödemelerin durdurulduğu, ancak 2005 yılının 8, 9 ve 10. aylarında Hayat Kalp Merkezi olarak görülen ve bu merkez ismiyle düzenlenerek Antalya Sağlık İşleri İl Müdürlüğü’ne sunulan ve bu müdürlükçe de itirazsız kabul edilen faturaların üzerine bu kez AnDeva unvanlı şirket kaşesinin basıldığı, böylelikle Hayat Kalp Merkezi’ne sözleşmesiz ve taahhütnamesiz olarak 1 Ocak 2005 ila 31 Temmuz 2005 dönemi için 2 milyon 91 bin 341 YTL ödendiği, Hayat Kalp Merkezi ismiyle düzenlenen faturalar üzerine AnDeva kaşesi basılmak suretiyle 2005/8,9 ve 10. ay görülen hizmet karşılığı bekleyen faturaların toplam tutarının 942 bin 25 YTL olduğu...’’ Ortağı AKP yöneticisi Müfettişlerin haksız ödemenin yapıldığını saptadığı Hayat Kalp Merkezi’nin ortakları arasında inceleme konusu dönemde Antalya AKP İl Başkan Yardımcısı olan Mehmet Karakayalı’nın da olduğu anlaşıldı. Karakayalı, haziran ayında yapılan kongreye kadar bu görevini sürdürdü. Kongrede İl Başkanı Hamza Taş’ın listesinden yönetim kuruluna yeniden seçilen Karakayalı halen bu görevini sürdürüyor. Merkezinin ortaklarından Hidayet Atay ise Antalya MÜSİAD Şube Baş kanlığı görevini geçen yıl İbrahim İşlek’e devretti. Antalya Sağlık İşleri İl Müdürü Ahmet Yapıcı’nın SSK ile AnDeva arasında sözleşme olmadığını bilmesine karşın Hayat Kalp Merkezi faturaları üzerindeki AnDeva kaşeli faturaları kabul ettiği, hastaların başka merkezlere gitmemesi konusunda ilgili merkeze yardımcı olduğu, merkezler arasında ayrım yaptığı, böylelikle görevini kötüye kullandığı vurgulandı. Kurumu zarara uğrattığı belirtilen Yapıcı, başmüfettişlikçe açığa alındı. Ancak Yapıcı, raporlara karşın SSK Başkanlığı’nca görevine yeniden getirildi ve halen bu görevini sürdürüyor. Raporda, Yapıcı hakkında kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi, fazla ödeme tutarlarının tahsil edilemeyen bölümlerinin belirlenecek sorumluluklarına göre Yapıcı ve diğer yöneticilerden tahsil edilmesi istendi. Müfettişler, ‘‘yöneticilik yapacak vasıflara sahip olmadığı görülen’’ Yapıcı’nın görevden alınarak başka ilde hekim olarak görevlendirilmesi gerektiği değerlendirmesini yaptılar. Atatürkçü hemşireye ceza, türbanlıya terfi Bolu’da atama skandalı Haber Merkezi Bolu’da Köroğlu Devlet Hastanesi’nde görevli Başhemşire Aynur Ören’in, yakasına Atatürk rozeti taktığı gerekçesiyle görevinden alındığı ileri sürüldü. Ören’in yerine dışarıda türban, hastanede peruk takan hemşire Sema Uğur atandı. Hastanenin çeşitli birimlerinde 7 yıl çalıştıktan sonra geçen yıl hemşire olan Uğur’un atanmasında, ‘‘Başhemşirelik için meslekte en az 10 yıl çalışmış’’ olmak koşulunun gözetilmediği ortaya çıktı. Köroğlu Devlet Hastanesi’nde yakasına Atatürk rozeti takan ve 24 yıllık meslek deneyimi bulunan Ören, bir gerekçe gösterilmeden görevinden alındı. Ören, aynı hastanede hemşire olarak çalışmak istemediğini Bolu İl Sağlık Müdürlüğü’ne iletti. Ardından Ören, Bolu’daki Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde başhemşire olarak görevlendirildi. Ören’in yakasına Atatürk rozeti taktığı için görevden alındığı ileri sürüldü. Ören’in yerine hastanede peruk, dışarıda ise türban takan hemşire Uğur atandı. Ören, atamasının Sağlık Bakanlığı yönetmeliğinin ‘‘Başhemşire olmak için meslekte 10 yıl çalışmış olmak gerekir’’ maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle dava açarak göreve iadesini istedi. ‘AKP hastaneleri parayla terbiye etmeyi amaçlıyor’ Üniversite hastanelerinin, Emekli Sandığı, BağKur ve SSK’den alacaklarını tahsil edemediği ve bütçeleri kısıtlandığı için ekonomik kriz yaşadığını belirten sağlık çalışanları, sorunların kendilerine de yansıdığını belirterek eylem yaptı. Dev Sağlıkİş, SES Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası üyesi sağlık çalışanları dün Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampusu’ndaki yemekhane önünde toplandılar. Eylemciler, ‘‘Ücretsiz izinler durdurulsun’’, ‘‘Sağlık haktır satılamaz’’ sloganları attılar. SES işyeri temsilcisi Nevruz Polat, burada yaptığı açıklamada ‘‘AKP hükümetinin ödemeleri durdurarak üniversite hastanelerini parayla hizaya getirmeye çalıştığını’’ söyledi. (Fotoğraf: AA) İlaçta yaş sınırlaması getirilmesi çözüm değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bütçe uygulama talimatları doğrultusunda ilaç alımsatımında çeşitli kısıtlamalara giden Sağlık Bakanlığı’nın, osteoporoz ilaçları giderlerinin 60 yaşından önce karşılanmamasını öngören taslak çalışması, tıp çevrelerinin tepkisine yol açtı. Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer, osteoporoz ilaçlarının gereksiz kullanımı yönünde bir sıkıntı bulunduğunu, ancak 60 yaşından önce bu ilacın hastalara verilmemesinin çok da doğru bir uygulama olmayacağını dile getirdi. Üçer, ‘‘Örneğin hasta 5 yıl kullanması gerekirken 15 yıl bu ilaçları kullanıyor. Sıkıntı bu’’ değerlendirmesini yaptı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Muharrem Baytemür de ‘‘Türkiye’de 45 yaşından sonra menopoz başlıyor. Daha önce gerçekleşen vakalar da var ancak menopoz, 4850 yaş arasında yoğunlaşıyor’’ dedi. Osteoporoz nedeniyle kullanılan birkaç çeşit ilaçların aylık maliyetinin 100 YTL civarında olduğunu ifade eden Baytemür, ‘‘İlaçların alınamaması vücutta kırılmalara, eğilmelere yol açar. Ruhsal anlamda da hastaları olumsuz etkiler’’ vurgusunu yaptı. Sağlık Bakanlığı ise osteoporoz ilaçlarının kısıtlanmasına yönelik herhangi bir çalışma yapılmadığını kaydetti. Bakanlık açıklamasında, ‘‘Osteoporoz ilaçlarının sosyal güvenlik kurumlarınca karşılanmasında 2006 yılı başlarından beri uygulanan bütçe uygulama talimatı yürürlüktedir’’ denildi. ŞANDIR: CHP İLE KOALİSYON PLANIMIZ YOK Kavgada 3 kişi yaralandı asirmen?cumhuriyet.com.tr GÖRÜŞME 10 AĞUSTOS’TA Gerede’de gerginlik RUHJAT AVŞAR Baykal’a yönelik ilgi MHP’yi rahatsız etti TÜREY KÖSE Erdoğan, sonunda TBB’ye randevu verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB), müdafi/vekil görevlendirilmesinde karşılaşılan sorunların çözümü amacıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Erdoğan uzun süredir TBB’ye randevu vermiyordu. TBB’den alınan bilgiye göre, Erdoğan’dan konuyla ilgili istenen randevu talebine olumlu yanıt geldi. Buna göre, Başbakan Erdoğan, Barolar Birliği Yönetim Kurulu ile 10 Ağustos’ta İstanbul’da görüşecek. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. maddesine göre, şüpheli ya da sanığın avukat seçebilecek durumda olmaması halinde avukat görevlendirilmesi gerekiyor. Avukat, TBB’nin belirlediği ücret tarifesine göre hizmetinin karşılığını Adalet Bakanlığı’nın ayırdığı ödenekten alıyor. Ancak, uygulamanın başladığı 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren zorunlu avukat görevlendirmelerindeki artış nedeniyle ödenek sıkıntısı yaşanıyor. TBB ve barolar ise ücret alınmadan yapılan zorunlu avukatlık hizmetini ‘‘angarya’’ olarak niteliyor ve bunun anayasaya aykırı olduğu görüşünü dile getiriyor. BOLU Bolu’nun Gerede ilçesinde iki grup arasında çıkan kavga, ilçede gergin saatlerin yaşanmasına neden oldu. Gerede’de Kürt kökenli bir esnafla ülkücü olduğu bildirilen bir esnaf, alacak verecek dolayısıyla tartıştı. Tartışma kavgaya dönüşünce olaya bir grup ülkücü ile Kürt kökenli esnafın akrabaları olduğu bildirilen bir grup da karıştı. Kavgada 3 kişi yaralanırken polis, iki gruptan birer kişiyi gözaltına aldı. Çok sayıda ülkücü ilçe emniyet müdürlüğü önüne gelerek arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi. Diğer grup da aynı istemle ilçe emniyet müdürlüğü önüne gelince gerginlik yeniden tırmandı. Gerede İlçe Emniyet Müdürlüğü, Bolu’dan takviye istedi. Takviye polisler grupları bölgeden uzaklaştırırken ilçe giriş çıkışlarında önlemler alındı. Gerede’ye gelen Bolu MHP İl Başkanı Mahsur Şen, olayın Kürtülkücü kavgası olmadığını, alacak verecek sorunu olduğunu söyledi. Yurttaşlar, Atatürk heykelinin şantiye alanına bırakılmasına tepki gösterdi. Atatürk heykelini şantiyeye bıraktılar NİHAN İNAL/ARİF KESKİN AKP’li Pendik Belediyesi, Pendik sahil yolundaki Atatürk heykelini yerinden kaldırarak bir şantiyeye koydu. Belediye yetkilileri heykelin yeni yapılacak parka taşınacağını belirterek, ‘‘art niyetleri olmadığını’’ savundu. Pendik’te Atatürk Heykeli, Pendik Belediyesi’nce dün yerinden kaldırılarak, sahil yolundaki bir şantiye alanına konuldu. Yurttaşlar, ‘‘Heykel parka konulacaksa, niye 4 yol ağzı olan ve herkesin görebileceği bir yerden taşınıyor da yenisi yapılıp konulmuyor?’’ dedi. Şantiyede çalışan işçiler ise Ata türk Heykelinin heykeltıraş tarafından bakıma alınacağını ve bu nedenle orada olduğunu savundu. Pendik Belediyesi yetkilileri ise heykelin onarılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin onayını aldıklarını belirterek, ‘‘Heykelin bulunduğu yerin 20 metre uzağında park yapılıyor. Heykeli park alanına taşıyacağız. Bütün çalışmalar büyükşehirin talimatlarıyla gerçekleştiriliyor’’ açıklamasını yaptı. İBB yetkilileri de ‘‘Pendik Belediyesi ve Pendik Kaymakamlığı büyük bir tören alanı istedi ve yeni bir parkın yapıması kararlaştırıldı. Atatürk heykeli de bu park alanına taşınacak’’ dediler. dır, alandadır. Toplumun tepkisi, eylemi ne ise MHP yöneticileri ANKARA CHP Genel Başka onun önündedir, onun içindedir, nı Deniz Baykal’ın bazı yurt ge ona sözcülük yapar. Divriği’ye zilerinde MHP’nin yerel örgüt bir parti genel başkanı gelince yöneticileri tarafından karşılan herkes buna ilgi duyar’’ dedi. CHP ması, genel merkezi tedirgin etti. ile hiçbir diyalogları olmadığını MHP Genel Başkan Yardımcısı vurgulayan Şandır, sözlerini şöyMehmet Şandır, le sürdürdü: ‘‘CHP ile bir diyalog‘‘CHP ile hiçbir di? MHP Genel larının ya da koalisyon Başkan Yadımcısı yaloğumuz, birlikteliplanlarının kesinlikle ğimiz yoktur. MHP tek Şandır, ‘‘MHP olmadığını’’ bildirdi başına iktidar olacakCHP lideri Bay tek başına iktidar tır. CHP ile politikalakal’ın Sıvas’ın Divri olacaktır. CHP ile rı paylaşmak, ittifak politikaları ği ilçesi ve Giresun’da yapmak, işbirliği yapMHP yöneticileri ta paylaşmak, ittifak mak gibi bir kanaatirafından karşılanması yapmak, işbirliği miz yok. Biz Sayın Baydikkati çekmişti. Baykal’ın politikalarını beyapmak gibi bir kal’a MHP ilgisi ğenmiyoruz. İnandırıkanaatimiz ‘‘merkeze sağa açılım cı bulmuyoruz. Bayyok’’ dedi. politikaları ve ulusalkal’ı ‘sarı muhalefet’ cı söylemin yansıması yapmakla suçluyoruz. ve seçim sonrası CHPMHP ko AKP’nin teslimiyetçi politikalaalisyonu hazırlığı’’ değerlendir rına başlangıç itibarıyla Baykal’ın melerine yol açtı. MHP Genel çok yoğun desteği olmuştur. BayMerkezi, karşılama törenlerine kal’ın muhalefetini sağlıklı bulMHP yöneticilerinin katılmasının muyoruz. Milliyetçilik anlayışını ‘‘merkezi bir karar olmadığını’’ paylaşmıyoruz. Sağa açılımı ve bildirdi. Şandır, ‘‘Böyle bir ka milliyetçilik söylemleri MHP ile örrar, bir düşünce, bir tartışma yok. tüşmüyor. Biz Sayın Baykal’ı saMHP tüm birimleriyle sahada mimi bulmuyoruz.’’ CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear