26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER Sezer, ikinci kez Köşk’e gönderilen yasanın 15 maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Barcelona’ya Ne Diyeceğiz? PARİS Başlıktaki soru ilk bakışta anlamsız gibi görünüyor. Coğrafya bilen kime sorsanız Barcelona’nın yerini, yanıt hep aynı olacaktır: Barcelona İspanya’nın Katalonya bölgesinde, Akdeniz’in önemli limanlarından biri olan bir İspanyol kentidir. Evet tanım böyledir. Ama günümüz dünyasında, ulusların coğrafyaları, hiç değilse düşünce biçimi değişiyor. İspanya’nın Katalonya bölgesinde, 18 Haziran Pazar günü yapılan, katılma oranı biraz düşük kalan, ama oy verenlerin yüzde 75’inin, Katalonya’ya daha fazla özerklik verilmesini öngören yasa metnini onayladıkları halkoylamasından sonra, artık hâlâ ‘‘Barcelona bir İspanya kentidir’’ diyebilecek miyiz? Hele hele yeni Katalonya statüsünü oluşturan yasanın giriş bölümünde bir Katalan halkından söz edildiğine göre ne kadar İspanyoldur Barcelona? Her şeyin bu referandumla başladığını düşünmek de aldatıcıdır. Katalanlar yıllar, yüzyıllardır kendilerini İspanyollardan ayrı görmekte, özellikle de son yıllarda baskıcı Franco diktası dolayısıyla Madrid’den nefret etmekteydiler. Hepimizin televizyon ekranlarından yeşil sahadaki rekabetlerini keyifle izlediğimiz, BarcelonaReal Madrid çekişmesinin ardında futbolun ötesinde bir zıtlık yatar. Katalanlar kendi bölgelerinin en büyük takımının, Franco’nun ekibi Real Madrid ile karşılaşmasını başka bir tutkuyla izlerler. ??? Katalonya’da işlerin son halkoylamasının ardından nasıl gelişeceğini incelerken önce bazı gerçeklerin altını çizmemiz gerekir. Franco sonrası İspanyası 1978 Anayasası’na göre, bizim bildiğimiz anlamda, mesela Fransa örneğinde görüldüğü gibi, klasik bir üniter devlet değildir. İspanyol Devleti’nin bu özelliği tarihsel nedenlerden kaynaklanmıştır ve İspanya’yı oluşturan bölgeler krallık dönemlerinde de otonom özelliklere sahiptiler. General Franco, iç savaşı izleyen iktidar yıllarında İspanya’nın bu özelliğini ortadan kaldırmak için çok uğraşmış, yoğun bir baskı uygulamış ama başarı kazanamamıştır. Franco diktasının yıkılması ve demokrasiye geçişin hemen ardından, İspanya’nın 1978 Anayasası 17 özerk bölgeden oluşan bir devlet statüsü ortaya koymuş ve buna uygun olarak da her bölge ayrı ayrı Madrid ile kendi otonom statüsünü oluşturan yasalar oluşturmuşlardır. Katalanlar 18 Haziran 2006 referandumu ile özerkliklerinin sınırlarını daha da genişletmişlerdir. Daha önce de Katalonya’da iki resmi dil vardı. Son zamanlarda daha fazla özerklikten yana olanlar, Katalancanın daha fazla kullanılması yönünde ağırlıklarını koymakta, hatta zaman zaman baskı da uygulamaktaydılar. ??? Halkoylamasında kabul edilen metinde bağımsızlıktan söz edilmiyor. Ama özerklik yolunda daha da ileri adımlar atılıyor; örneğin, eskiden Madrid’in topladığı vergilerin yarıya yakın bölümünü, artık Katalan otoritesinin toplaması öngörülüyor. Bu düzenlemenin nedeni, sayıları yedi milyonu bulan zengin Katalanların, 44 milyonluk İspanya’nın diğer bölgeleri yararına fazla özveride bulunduklarını düşünmeleri ve sürekli bundan yüksünmeleridir. Yani eğer ortada bir ayrımcılık ve ayrılıkçılık varsa bu yoksulun değil, zenginin girişiminden kaynaklanmaktadır, tıpkı Kuzey İtalya’nın bir zamanlar avazları ayyuka çıkan ayrılıkçıları gibi. Zapatero, Katalan önerisini desteklemiş ve halkoylamasından yüzde 75 oranında evet çıkmasıyla güçlenmiştir. Başbakan şimdi de, Basklar ile tutukluların durumu ve Battasuna’nın yeniden yasalaştırılması konusunda görüşmelere hazırlanmaktadır. Bask halkı, ETA militanlarının tutukluluk ve infaz koşullarının düzeltilmesini, içerdekilerin ailelerine daha yakın bölgelere nakledilmesini istiyor. Görüşülecek konular arasında Bask bağımsızlığı yok. Zaten Bask ülkesinde bağımsızlığı isteyenlerin oranı da artık yüzde 15’lere kadar inmiş durumdadır. Bütün bu gerçeklerin ışığında, son oylamadan sonra, işlerin nasıl gelişeceğini görmek için beklememiz gerekir. Ama daha şimdiden söylenebilecek şey, kimi ılımlıların İspanyol milliyetçiliğine benzettikleri Katalan milliyetçiliğinin bağnazlığından yakınmaya çoktan başlamış olduklarıdır. Mezarda emeklilik yargıda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ‘‘sosyal devlet ilkesine aykırı’’ olduğu gerekçesiyle 15 maddesini veto ettiği, ancak TBMM’de ikinci kez aynen kabul edilmesi nedeniyle onaylamak zorunda kaldığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Sezer, kamuoyunda ‘‘mezarda emeklilik’’ getiren yasa olarak tanımlanan yasanın 9 maddesiyle geçici bazı maddelerini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Cumhurbaşkanı Sezer, onayladığı yasanın 3, 28, 29, 31, 40, 46, 55, 63, 80, geçici 1, geçici 2, geçici 3, geçici 4, geçici 6 ve geçici 9’uncu maddelerinin bazı hükümlerinin iptali istemiy ? Sezer, kamuoyunda ‘mezarda emeklilik’ getiren yasa olarak tanımlanan yasanın 9 maddesiyle geçici bazı maddelerini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Yasa Cumhurbaşkanlığı’na ilk gönderildiğinde de Sezer, düzenlemelerin sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu uyarısını yapmıştı. le Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. Sezer, yasanın ‘‘tanımlar’’ı içeren 3. maddesi ile ‘‘Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları’’ başlıklı, 1 Ocak 2007’den sonra sigortalı kapsamına girenlere, kadın için 58, erkek için 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9 bin gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş bulunması koşuluyla aylık bağlanacağının öngörüldüğü 28. maddesinin bazı fıkra ve hükümlerinin iptalini istedi. Cumhurbaşkanı Sezer, yasanın yaşlılık aylığının hesaplanmasına ilişkin 29, ‘‘yaşlılık toptan ödemesi ve ihya’’ başlıklı 31, fiili hizmet süresi zammını içeren 40, bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve prime esas kazanç üst sınırını belirleyen 46. maddelerinin bazı hükümlerini de anayasaya aykırı buldu. Sezer, yasanın ‘‘gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemleri’’ başlıklı 55, ‘‘finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi’’ başlıklı 63 ile prime esas kazançların düzenlendiği 80. maddelerinin bazı fıkra ve hükümlerinin anayasaya aykırı olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Sezer ayrıca, yasanın şu maddelerinin bazı hükümlerinin iptalini istedi: ‘‘Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri içeren geçici 1. madde, bu yasadan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik yasalarına tabi geçen çalışmalar için bağlanacak aylıkların hesabına ilişkin geçici 2. madde, önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması, devlet katkısı ve geçici iş göremezlik ödeneği başlıklı geçici 3. madde, 5434 sayılı yasaya ilişkin geçiş hükümleri başlıklı geçici 4. madde, 506 sayılı yasaya ilişkin geçiş hükümlerini içeren geçici 6. madde, emeklilik yaşına ilişkin bazı geçiş hükümlerini içeren geçici 9. maddenin bazı hükümleri.’’ Cumhurbaşkanı Sezer, kanunu, söz konusu maddelerinin bir kez daha görüşülmesi için 10 Mayıs 2006’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na geri göndermiş; TBMM, yasayı aynen kabul etmişti. Sezer, TBMM’ye iade gerekçesinde, ‘‘sosyal güvenliği salt aktüeryal denge olgusu düşüncesiyle oluşturmanın, ‘sosyal devlet ilkesini savsaklamak anlamına geleceğini’ ve bunun anayasa ile bağdaşmadığını’’ vurgulamıştı. A NKARA Z ONGULDAK Gökçek’ten harem selamlık tatil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediyesi, başarılı yoksul öğrencileri ‘‘haremselamlık’’ tatile gönderecek. İlköğretim 58 ve ortaöğretim öğrencilerini kapsayan kamplar düzenlenirken kız ve erkek öğrenciler için ayrı yerlerde program yapıldı. Tatile, ‘‘fakirlik belgesi’’ alan gençler gidebilecek. Anakent Belediyesi dün yazılı bir açıklama yaparak ‘‘Takdir, teşekkür sizden, tatil bizden’’ düşüncesiyle yola çıkıldığını ve öğrenim gördüğü okulda dereceye giren öğrencilerin Akçay ve Kesikköprü tatil kamplarına ücretsiz gönderileceği bildirildi. Ancak kampların kız ve erkek öğrenciler için ayrı yerde düzenlenmesi dikkat çekti. Anakentin haremselamlık uygulamasında erkek öğrenciler Akçay, kız öğrenciler ise Kesikköprü Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’ne gönderilecek. Başvuru yapan erkek öğrencilerin 24 Haziran Cumartesi günü, kız öğrencilerin ise 26 Haziran Pazartesi günü yola çıkacağı kaydedildi. Kamplar için kayıtların başladığı ifade edilirken tatil yapma olanağı olmayan başarılı öğrencilerin, belediye tarafından hazırlanan bir haftalık kamp süresince doğa ile iç içe tatil yapmasının sağlanacağı belirtildi. Açıklamada, öğrencilerin kamp süresince eğitmenler eşliğinde basketbol, yüzme, voleybol, satranç, masatenisi gibi sportif faaliyetlere katılabilecekleri, ayrıca, kamp çevresinde bulunan tarihi ve turistik yerleri gezebilecekleri kaydedildi. Kayıt için öğrencilerden takdir ve teşekkür belgelerinin aslı veya fotokopisi, nüfus cüzdanı fotokopisi, fakirlik ilmühaberi ve 2 adet fotoğraf isteniyor. Öğrencilerin velileriyle birlikte Anakent Belediyesi Hal Sokak No: 5 Ulus adresine başvurması gerektiği söyleniyor. Sahte davetiyeyle kitap sattılar ? Zaman gazetesi internetten ulaştığı sınav sonuçlarının ardından çocuklara ödül verileceği vaadiyle davetiye gönderdi ve kitap sattı. Olayı Zaman gazetesi bürosu da doğruladı. ZEYNEP ŞAHİN Taksim Tramvay Durağı önünde bir araya gelen 50’ye yakın sivil toplum kuruluşu (STK) başkan, temsilcisi ve yöneticisi 2 Temmuz’da yapılacak mitingin duyurusuna katıldı. (Fotoğraf:KAAN SAĞANAK) Sıvas katliamına mitingli protesto İstanbul Haber Servisi Sıvas Madımak Oteli’nde diri diri yakılarak katledilen 33 aydın, sanatçı ve yazar ‘‘Sıvas’ı unutmadık, unutturmayacağız’’ şiarıyla düzenlenecek mitingle anılacak. Miting, 2 Temmuz Pazar günü saat 15.00’te Kadıköy Meydanı’nda gerçekleştirilecek. Taksim Tramvay Durağı önünde bir araya gelen 50’ye yakın sivil toplum kuruluşu (STK) başkan, temsilcisi ve yöneticisi miting duyurusuna katıldı. Açıklamada sık sık ‘‘Katliamı unutmayacağız, unutturmayacağız’’ sloganı atan 300 kişi ‘‘Sıvas katliamının hesabını soracağız’’ yazılı dövizler taşıdı. Pir Sultan Abdal Derneği Temsilcisi Ali Rıza Telek, ‘‘33 can, 33 aydın, 13 yıl önce diri diri yakıldılar. Bunu yapanlar da egemenlerdir. Biz, onların karanlık yüzlerini unutmayacağız. Sıvas katliamının hesabını soracağız’’ diye konuştu. Açıklamanın ardından Tünel Meydanı’na doğru yürüyen grup, sessizce dağıldı. 2 Temmuz 1993’te Sıvas’ta halk ozanı Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri sırasında, cuma namazından çıkan grubun Madımak Oteli’ni ateşe vermesiyle yaşanan katliamda otelde konaklayan 33’ü yazar, şair ve sanatçı ile 2’si otel görevlisi olmak üzere 35 kişi katledilmişti. ANKARA Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün özel bir şirkete yaptırdığı seviye tespit sınavının sonuçlarına ulaşan Zaman Gazetesi Çaycuma Bürosu, öğrencilerin okullarını dolaşarak ‘‘Test merkezimiz’’ ibaresinin yer aldığı davetiyeler dağıttı. Davetiyelerde, hediyelerini almak için çocukların belirtilen adrese gelmeleri istendi. Davetiyeyi dikkate alıp giden öğrencilere, test kitabı satıldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 20052006 eğitimöğretim yılında yurt genelinde, Milli Eğitim Müdürlükleri Karşılaştırmalı Seviye Tespit Sınavı yaptırdı. Söz konusu sınav, Zonguldak’ta 24 Mayıs’ta uygulandı. Sınavın geçici sonuçları ‘‘www.dataofis.com’’ adresli internet sitesinde yayımlandı. Sitede yayımlanan listeye ulaşan, sonra da öğrenciler adına davetiye düzenleyen Zaman Gazetesi Çaycuma Bürosu, söz konusu davetiyeleri okulları gezerek öğrencilere iletti. Söz konusu adreste Çaycuma İşadamları Derneği ve Zaman Gazetesi Çaycuma Bürosu’nun birlikte faaliyet gösterdiği öğrenildi. ‘Satışlarımızı arttırmak için yaptık’ Öte yandan olayın muhatapları Cumhuriyet’in konuya ilişkin sorularını yanıtladı. Uygulamayı doğrulayan Zaman Gazetesi Çaycuma Temsilcisi İbrahim Eşme, ‘‘Burası aynı zamanda bir ticarethane, test kitapları satıyoruz. Bunu da reklam ve satışlarımızı arttırmak amaçlı yaptık’’ dedi. Eşme, davetiyelerin ulaştığı öğrencilerin bürolarına geldiğini ve çocuklara kitap satıldığını da söylerken ‘‘Sonuçta burada ticari amaçlı bir iş yapıyoruz, kitap satıyoruz. Onlara da sattık tabii’’ dedi. Eşme, öğrencilerin isimlerine ve okullarına internet ortamında yer alan bilgilerden ulaştıklarını söyledi. Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürü Harun Girgin ise öğrencilere davetiye gönderilmesinden haberdar olmadığını söyledi. CHP’nin desteğine ANAVATAN’dan tepki asirmen?cumhuriyet.com.tr AOÇ Gökçek’e teslim edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmesine olanak sağlayan yasa önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin de desteğiyle kabul edildi. CHP’nin önerileri doğrultusunda tasarı üzerinde değişiklik yapılırken CHP ve ANAVATAN arasında sert tartışmalar yaşandı. AOÇ Yasası’nda değişiklik öngören yasa önerisi, dün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edildi. Görüşmeler sırasında CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz’un ANAVATAN için ‘‘zavallı’’ sözünü kullanması tartışmalara neden oldu. ANAVATAN Grup Başkanvekili Ömer Abuşoğlu, CHP’nin, AKP’ye zaman zaman ‘‘payandalık’’ yaptığını söyledi. CHP’nin durumunun ‘‘payandalık olmadığını’’ belirten CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise 1 Mart tezkeresinin CHP sayesinde reddedildiğini söyledi. Anadol, ‘‘Acaba iktidar partisine payandalık yapan CHP mi yoksa 3 sene Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinde yer alan sizin genel başkanınız mı?’’ dedi. Anadol, açıklamalarına tepki gösteren ANAVATAN’li Süleyman Sarı baş’a ‘‘Otur yerine’’ diye bağırdı. Anadol, ‘‘Sizin muhalefetiniz, AOÇ’ye yasal düzenlemeden mi Hazine yardımı alamamaktan mı kaynaklanıyor? Adam gibi söyleyin. O payanda sözcüğü, bir eldiven gibi tıpa tıp size uymaktadır’’ diye konuştu. CHP sıralarına doğru yürüyen ANAVATAN’lı Turhan Tüysüz, partili milletvekillerince sakinleştirildi. AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, ANAVATAN’ın CHP ve AKP’den ayrılan milletvekillerinden oluştuğuna dikkat çekerek ‘‘Sizin için ‘Şapkadan çıktılar’ tabiri son derece doğrudur’’ diye konuştu. CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear