26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kasım 2005’te yaşanan olaylarla ilgili davaya Ali Kaya mazeret göstererek katılmadı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Şemdinli davası sürüyor YÖK üyeleri Köşk’e çıktı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve YÖK üyeleri, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret etti. Rektörler görüşmede, üniversitelerin sorunlarını tartışırken ilerleyen günlerde Sezer’e konuya ilişkin ayrıntılı bir açıklama iletileceği belirtildi. Çankaya’daki toplantının ardından, YÖK üyeliğine Bakanlar Kurulu kontenjanıyla atanan 5 kişinin Başbakanlık’a gitmesi dikkat çekti. Üyeler burada kiminle konuştukları konusunda açıklama yapmadılar. V AN (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te meydana gelen olaylarla ilgili davanın üçüncü duruşmasında müdahil avukatları, sanık askerlerin avukatlarının iddialarını ‘‘Agatha Cristhie’nin romanlarına taş çıkarır cinsten’’ diye nitelediler. Mahkeme de sanıkların yeniden keşif yapılması, dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesi gibi taleplerinin tamamını reddetti. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanıklar Astsubay Başçavuş Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş hazır bulunurken, sanık Astsubay Başçavuş Ali Kaya Van Askeri Hastanesi Dahiliye Servisi’nden aldığı raporu mazeret gösterdi. Bombalanan Umut Kitabevi’nin sahibi Sefe Rahşan Ecevit Düğmeye Basarken.. Bülent Ecevit’in GATA’ya yatışı, dört gün sonra birinci ayını dolduracak. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Rahşan Ecevit, geride kalan zaman diliminin bilançosunu, ‘‘Sağlık durumu kötüye gitmiyor ama, doktorların dediğine göre bir belirsizlik var’’ diye yanıtlamış. Ve rahatsızlanmadan önce başlattığını bildiğimiz solda bütünleşmeye yönelik çalışmayı kendisinin devam ettireceğini, bu konuda hazırlıklara başladığını söylemiş. Rahşan Ecevit, Türk siyasetinde ‘‘deneyimi, birikimi ve daha da önemlisi önsezisi güçlü’’ bir kişi olarak tanınıyor. Bülent Bey’e, 1980 öncesi dönemde politik yaşamında verdiği destek, üstlendiği gönüllü sorumluluklar, çok kimse tarafından yadırgandı. Bir kadının, politika arenasına çıkmasını kolaylıkla içine sindiremeyen o dönemin siyasetçileri; üstelik bu eylemin herhangi bir göreve talip olmadan yapılmak istenmesini anlamakta zorluk çektiler. Bayan Ecevit’in, hem erkek vatandaşlar hem de kendi hemcinsleri arasında bu uğraşları nedeniyle aklanması ise, 12 Eylül sonrasında Bülent Bey’in özgürlük savaşımına bire bir katıldığı öğrenildikçe doruğa çıktı. Hamzakoy’daki zorunlu konaklama günlerinde, her ikisi tarafından yeni dönem için hazırlanan demokratik sol hareketi, eylem haline geçirmek görevi de, Bülent Bey ya cezaevinde ya da yasaklı olduğu için yine Rahşan Ecevit tarafından omuzlandı. 12 Eylül öncesinin birçok ünlü CHP’lisinin sütre gerisinde kalmayı yeğlediği bir dönemdi. Rahşan Hanım ise diktaya meydan okuyan eşinin yanı başında olmaktan çekinmiyordu. ? TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Başkan Yardımcısı CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ile CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan’ın da izlediği davada sanık avukatlarının tüm talepleri reddedildi. ri Yılmaz ile bombalı saldırıda hayatını kaybeden Zahir Korkmaz’ın eşi Hamide Korkmaz ve 4 yaşındaki oğlu Yusuf Korkmaz da duruşmaya katıldı. Duruşmayı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Başkan Yardımcısı CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ile CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan da izledi. Saat 11.00 sıralarında başlayan duruşma mahkeme başkanı İlhan Kaya, üyeler Muharrem Ballı, önceki celsede görev alan hâkim Ferhat Erbaş’ın izinli olması nedeniyle hâkim Sinan Sivri ve savcı Metin Dikeç tarafından yürütüldü. Duruşmada sanık avukatları, soruşturmanın genişletilmesi, mahkemenin görevsizlik kararı vererek dosyayı Askeri Mahkemeye ya da Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini, Seferi Yılmaz’ın olay sırasında bombayı gördüğü andan itibaren kaçıp kaçmayacağının belirlenmesi amacıyla bilirkişiyle olay sırasındaki görüntülerin incelenmesi için TRT’den bilirkişiye izletilmesini talep ettiler. Daha sonra savcı Metin Dikeç, esasa ilişkin mütalaanın 9. sayfasındaki gerekçeyle mahkemenin bu dosyayı yürütmekle görevli olduğunu, sanık avukatlarının talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu, bu nedenle taleplerin reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, yaklaşık 10 dakika süren aradan sonra sanık avukatlarının görevsizlik talebinin reddine karar verdi. Daha sonra söz alan sanık avukatı Mahmut Güler, olayla ilgili sanıklar lehine ifade verecek 7 tanığın dinlenmesini talep etti. PKK’li Sabri Ada ve Hasan Solar’ın ifadelerinde, ola yı ‘‘Reşit’’ ve ‘‘Ağir’’ kod adlı iki PKK’linin yaptığını söylediklerini anımsatan Güler, bu kişilerin dinlenmesini istedi. Müdahil avukatı ve Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu ise bu kişilerin davayla ilişkileri olmadığını söyledi. Müdahil avukatlarından Ergin Dilmen ise ‘‘sanık avukatlarının son senaryosunun Agatha Cristhie’nin romanlarına taş çıkarır cinsten olduğunu’’ belirterek şöyle devam etti: ‘‘Düşünün ki Seferi Yılmaz, Zahir Korkmaz ve diğer arkadaşlarını çağırıyor. Kitabevinin bir yerinde 4 el bombası saklıyor. Sonra iki el bombasını atarak oradan kaçıyor. Bu sırada sanıkların ilçeye gelişini biliyor. O sırada çıkıp sanıkları yakalıyor. Buna inanmak mümkün değil.’’ SANIKLAR DURUŞMAYA GELMEDİ Hedef gösterme davası başladı İstanbul Haber Servisi Anadoluda Vakit gazetesi sahibi Nuri Aykon ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Harun Aksoy’un ‘İşte o üyeler’ başlıklı habere ilişkin, ‘‘Danıştay üyelerini terör örgütlerine hedef göstermek’’ suçundan yargılanmalarına dün başlandı. Duruşmaya gelmeyen sanıkların, bir sonraki oturuma zorla getirilmelerine karar verildi. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Danıştay 2. Dairesi üyelerini terör örgütlerine hedef göstermek, ‘‘hâkim ve savcılara hakaret’’ ve ‘‘adliyenin manevi şahsiyetini aşağılamak’’ suçlarından 34.5 yıla kadar hapisleri istenen sanıklar gelmedi. Sanıkların avukatı Ali Paccı söz alarak iddianamenin kabul edilmemesi gerektiğini belirterek mahkemeye sundukları itiraz dilekçesini yineledi. Mahkeme yargıcı, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu ile eski Danıştay Genel Sekreteri Suna Türkoğlu, Danıştay 2. Daire üyesi Nevin Gönenç, Danıştay 4. Daire Başkanı Engin Kumrulu ve silahlı saldırıda yaşamını yitiren Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in mirasçılarının suçtan doğrudan zarar gördükleri gerekçesiyle duruşmaya müdahil olma taleplerini kabul etti. Dünkü açıklama DSP’nin kurucu genel başkanı olarak, yasaklı eşinin düşüncelerinin tohumlarını atan Rahşan Hanım’ın, dün ‘‘solda bütünleşmeye yönelik çalışma’’ bayrağını, hareketin liderinden devralmış olduğunu öğrenmek, bu alanda 18 Mayıs’tan bu yana süren belirsizlikten sızlanan insanlar için önem taşımaktadır... Çünkü, yaşam devam ediyor ve bu doğal süreç içerisinde, Türkiye önlenemez bir şekilde girdaplarla boğuşuyor. Ve sonuçta da hızla bir erken seçime doğru gidiyor. Işık ve Sabancı üniversitelerinin, ‘‘siyasetin yeni yüzünü’’ saptamaya yönelik araştırmasının sonuçları, o belirsizliklerden sızlanan yurtseverlerin hızla harekete geçme isteklerine hak verdirecektir. Gerçi, bazı partiler, gerçek yüzü bu işleri sürekli izleyenlerce bilinen yöntemlerle yaptırttıkları araştırmaları kamuoyuna yansıtarak, sadece kendilerini kandıran sözcüleri ile hava basıyorlar. Ama, bilimsel veriler Türkiye’deki seçmen eğilimlerinin 2002 yılından bu yana radikal bir şekilde sağa kaydığını da ortaya koyuyor. Sözünü ettiğim ve Prof. Ersin Kalaycıoğlu ile Doç. Ali Çarkoğlu’nun imzalarını taşıyan 110 sayfalık araştırmaya göre, 1990’da yüzde 21.8’lik bir seçmen desteğine sahip olan ‘‘sol’’ 2006’da 19.4’e düşmüştür. Buna karşın ‘‘sağ’’da 22.7’lik destek, 2006’da 37.7’ye yükselmiştir. Araştırmacılar, bu oluşumun ‘‘çıkış noktası’’nı, 2002 seçimlerinde AKP’nin iktidara gelişi ile somutlaşan Türkiye siyasetinde ‘‘merkez’’ diye nitelendirilebilecek siyasi duruşun temsilcilerinin erimesine, dahası ortadan kayboluşuna bağlıyorlar. ??? Bülent Ecevit, sloganlarla değil, o söylemlerin içlerini somut reçetelerle doldurarak genel başkanlığını üstlendiği CHP’nin oylarını yükseltmesini bildi. Aynı başarıyı, 1980 sonrasında kurduğu DSP’de de gerçekleştirdi. Ülkeyi karış karış dolaşmak elbette önemli ve ağır bir görevdir. Ama halka, kendisini kurtaracak sağlıklı çözümlerin neler olduğunu anlatacak somut reçeteleri anlatmak gerekmektedir. Işık ve Sabancı üniversitelerinin ortak araştırmalarında, 23 ilde 1846 kişi ile yüz yüze yapılan söyleşiler sonunda ulaşıldığı bildirilen sonuçların gösterdiği, o merkezin erimesi ve sağa kayışın başlıca nedeni, ‘‘sol’’ arenada sorumluluk üstlenmiş temsilcilerin seçmene somut çözümler vermek yerine, yuvarlak sözlerle zaman doldurmalarıdır... Umalım, Rahşan Ecevit’in başlattığı çalışma, ağustosböceği dönemi yerine, sistemli ve karınca yöntemine yönelik bir birliktelik dönemini, Cumhuriyete yürekten bağlı seçmenlerle kucaklaştırır. Öyle bir sonuç, hasta yatağındaki Bülent Ecevit için, en sağlıklı reçete değerinde olacaktır. Arçelik’e Belçika’dan ödül ? Haber Merkezi Arçelik’in Blomberg marka çamaşır kurutma makinesinin TKF 1350 S modeli Belçika Tüketici Birliği’nin periyodik yayını olan ‘‘Test Achats/TestAankoop’’ın Haziran 2006 sayısında en çok tavsiye edilen ürünü seçildi. Arçelik Genel Müdürü Gündüz Özdemir, Belçika’nın en önemli dağıtım kanallarından birine Blomberg markasıyla yeni girdikleri bir dönemde, ürünün saygın bir testten başarıyla geçmiş olmasının bu konuda doğru yolda ilerlediklerinin önemli bir göstergesi olduğunu vurguladı. Özdemir, çamaşır kurutma makinesinin üretim kapasitesini 200 bin adetten 800 bin adede çıkarmak için 25.6 avroluk yatırım kararı aldıklarını söyledi. Şehit er gözyaşlarıyla uğurlandı Tunceli’de askeri konvoya düzenlenen saldırıda şehit olan Jandarma er Dursun Altuntop, Ankara’da toprağa verildi. Altuntop için Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazına, ailesi, yakınları, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri katıldı. Ağabeyinin şehit olduğunu televizyon seyrederken ekrandan geçen alt yazıdan öğrendiği bildirilen Emrah Altuntop, tabuta sarılıp, “Senin bıraktığın işi ben tamamlayacağım’’ diyerek ağladı. Altuntop’un annesi Ayşe Altuntop, cenazenin mezarlığa götürülmek üzere cenaze arabasına alınmasının ardından kalabalığın arasından fırlayarak arabanın arkasına tutundu. Askerler, Ayşe Altuntop’u arabadan güçlükle ayırdı. (Fotoğraf: AA) Eksik evrak nedeniyle Yargıtay’dan dönen Devrimci Sol ana davasında 1243 sanık yargılanıyor 26 yıldır süren yargılama İstanbul Haber Servisi İstanbul 1. Ordu Sıkıyönetim Mahkemesi’nce 1981 yılında açılan ve Yargıtay’ın ‘‘eksik evrak’’ nedeniyle bozduğu Devrimci Sol ana davasına devam edildi. 1243 sanıklı davada, yeniden verilen mütalaada, 150 sanığın ‘‘anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs’’ suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya katılan sanıklar, 12 Eylül’ün emirkomuta zinciri ile açılan davanın düşürülmesi gerektiğini vurguladılar. Oturuma katılan sanıklardan Poşetten Uzi ve uyuşturucu çıktı ? TEKİRDAĞ (AA) Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Uzi marka tam otomatik silah ve uyuşturucu madde ele geçirildi. İki çocuk sahibi Arzu A. (36) adlı kadın, kendisini rahatsız ettiği iddiasıyla Mustafa Ç’den (26) şikâyetçi oldu. Arzu A. polise, Mustafa Ç’nin apartmanın girişinde yer alan su tesisatının yanına poşet sakladığını söyledi. Polis yaptığı çalışmada, su saati dolabının içinde poşete sarılı Uzi marka tam otomatik silah, bu silaha ait mermi ile bir miktar uyuşturucu madde ele geçirdi. Polisin takibi sonucu yakalanan Mustafa Ç. tutuklandı. ? 12 Eylül darbesinden sonra açılan 1243 sanıklı davada 150 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Davanın 12 Eylül’ün baskıcı rejimi geçmesine rağmen sürmesi tepkilere neden oluyor. Baki Örs, ‘‘Görüyorum ki 12 Eylül hukuku devam ediyor. O zaman yargıçların üzerinde baskı olabilir ancak şu anda bu yargılamanın devam etmesini hayretle karşılıyorum’’ dedi. Sanık Kerim Beşkirli de kayıp dosyaların nasıl bulunduğuna ilişkin bilgi verilmesini istedi. Neyle suçlandığını bilmediğini dile getiren Hüseyin Albayrak da, 12 Eylül hukuku ile başlayan yargılamanın bugüne kadar sürdürülmesinin hukuk tarihi açısından kara bir leke olduğuna dikkat çekti. Sanık Ertuğrul Mavioğlu ise ‘‘Emirle açılmış olan bu davayı sürdürmek, 12 Eylül adaletini sürdürmek anlamına gelir. Dosyadaki işkence altında alınan ifadeler çıkarılarak yargılamaya yeniden başlanmalıdır’’ diye konuştu. Yargılamanın sürdürülmesinin insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayan Mavioğlu, 26 yıldır süren davada tüm sanıkların beraatına karar verilmesi gerektiğini söyledi. Duruşmada söz alan diğer sanıklar da savcılık mütalaasının yanlışlar ve çelişkilerle dolu olduğunu söyleyerek geri çekilmesini istediler. Talepler reddedildi Sanık avukatları, yargılamanın kalitesi ve fiziki ortamın sağlanması açısından yeni bir duruşma salonunun tahsis edilmesini istediler. Mütalaanın geri çekilmesi gerektiğini de dile getiren sanık avukatları, tüm sanıkların mahkemeye çağrılarak Yargıtay ilamına karşı diyeceklerinin sorulması gerektiğini kaydettiler. Avukat Nebi Barlas da 163 müvekkili için ayrı ayrı savunma yaptı. Barlas, müvekkilleri hakkında daha önce verilen kararları eleştirerek zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesi gerektiğini savundu. Sanık ve avukatlarının taleplerini reddeden mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaların hazırlanması amacıyla süre vererek duruşmayı erteledi. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Ceza yasalarına uyum tasarısı ‘TASARIDA TERÖR TANIMI MUĞLAK’ Tarihi eser operasyonu ? İstanbul Haber Servisi Pendik Şeyhli Mahallesi’nde ellerindeki tarihi eserleri piyasaya sürmeye hazırlandıkları öğrenilen 2 kişi, İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekiplerce izlemeye alındı. Bu kişilerin içlerinde bulunduğu otomobili durdurarak arama yapan jandarma, 19 adet sikke, 2 adet fibula halkası, 1 adet fibula parçası, 1 adet boncuk, 1 adet ok ucu, 1 adet delikli taş ve 1 adet vazo kulpu ele geçirdi. Gözaltına alınan Erdal Ç. ve Haluk K. savcılıkça serbest bırakıldı. Af örgütünün TMY kaygısı Tersane işçileri direniyor İstanbulTuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki Desan Tersanesi’nde, iki haftadır, ücretlerini alamamaları nedeniyle direnişte olan işçiler, art arda uğradıkları polis müdahalelerini ve gözaltına alınan DİSK Limterİş Sendikası Başkanı Cem Dinç ile Eğitim Uzmanı Kamber Saygılı’nın tutuklanmasını protesto etmek üzere Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması yaptılar. Grup adına konuşan Figen Yüksekdağ, bütün emek alanlarında, kuralsız çalışma, sağlık güvencesinden yoksunluk ve sendikasızlaşmanın bir kural haline getirildiğini belirterek, “Bilinmelidir ki sermayenin ve egemenlerin saldırıları, sınıf tavrını ortaya koyan ve kölelik düzenine karşı duran işçilerin onurlu mücadalesini engelleyemeyecektir” dedi. (Fotoğraf: ATAKAN ADALI) Eğitimi engelleyene para cezası artmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümeti, temel ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısında para cezalarını arttırırken, çocuğunu okula göndermeyen velilere verilen 10 YTL ’lik para cezasını korudu. Hükümet, daha önce de çocuğunu okula göndermeyenlere hapis cezası uygulamasını kaldırmıştı. Zorunlu eğitim çağında olmasına karşın çocuğunu çalıştıran ya da kurslara gönderen velilere verilecek para cezasını ise 175 YTL ’den 400 YTL ’ye çıkarıldı. Tasarının kabul edilen maddeleri, şu düzenlemeleri öngörüyor: Devlet memuru olacaklarda; işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha üzeri mahkumiyet cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suç işlememe koşulu aranacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası personeli hakkında, zimmet suçu ile yasayla verilen görevlerin yerine getirilmesi sırasındaki eylemleri dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması banka meclisinin; atama ve seçim suretiyle görev yapan diğer mensupları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması ise başbakanın, cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunmasına bağlı olacak. Gerçeğe aykırı kimlik bildiriminde bulunanlara 100 YTL idari para cezası uygulanacak. Hayvan sağlığı için tehlikeli yemleri üreten veya satanlara, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilecek. İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de görüşülmekte olan Terörle Mücadele Yasa Tasarısı’nın, uluslararası insan hakları hukukunu ihlal edebilecek ve bireylerin insan haklarının ihlallerini kolaylaştırabilecek geniş ve sert hükümler içermesinden kaygı duyduğunu belirtti. Tasarının ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakları dahil olmak üzere, bireysel özgürlüklere karşı temel tehdit oluşturan bir güvenlik gündemi içinde yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, özetle şöyle denildi: ‘‘Yeni yasa tasarısında, mevcut Terör le Mücadele Yasası’ndaki (1991) terör tanımı yeniden düzenlenmeyerek, bu tanım geniş ve muğlak olarak bırakılmıştır. Yeni yasa tasarısının bir olasılıkla terör suçu olarak cezalandırılabilecek suçların yelpazesini çarpıcı bir şekilde genişletmesi aynı derecede kaygı vericidir. Bu yüzden, yasa yürürlüğe girerse birçok birey kendisinin ‘terörist’ olarak nitelendirildiğini görebilecek, organize suç ve terör suçlarının yargılandığı ağır ceza mahkemelerinde yargılanabilecek ve terörle mücadele mevzuatının daha ağır yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabilecektir.’’ CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear