26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2006 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Bol konuklu, düetli ve eski repertuvarlı albümler kervanına devam SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Dolly Parton ile beraber solo şarkılar ? Hem ülkemizde hem de dünyada bitpazarına nur yağmaya devam ediyor. Bol konuklu, düetli ve de eski repertuvarlı albümler görmek alışıldık bir hadise oldu. Bu sadece pop, rock kulvarına da özgü değil hani... Caz’ın usta piyanisti Herbie Hancock bile böyle bir albümle bu kervana katılanlardan. Bu alışkanlığı bozmayanlardan biri de Dolly Parton. ‘‘Country’’ müziğin bayan efsanesi ‘‘Those Were The Days’’ adlı son albümünde türlerinde şöhretli 15 ismi konuk ederek hafızalara kazınmış 12 unutulmaz parçayı seslendirmiş. ABTÜLKADİR ELÇİOĞLU Sessiz Kahraman Ulvi Cemal Erkin Sanat dünyası öyle kolay anlaşılır bir evren değildir! Özellikle yaratıcısı ve yaratımı açısından... Bu anlaşılmazlık, daha ziyade soyut bir kavram niteliğinde gelişen müzik alanında etkinliğini gösterir. Şöyle ki, bir besteci çoğunlukla ‘‘seslerden kurulu’’ yatırımlarında duygularını ve düşüncelerini yansıtırken ister yalnız, ister topluca olsun, karşısında çizgiler, renkler ve unsurlar ile uğraş veren plastik sanatçısından daha bireysel bir durumda kalır... Tanınma ve tanıtma süresi de yaratıcının eserinin yaşama gücüne bağlıdır. İşte, bu hafta köşemizin ölümsüz konuğu ve konusu; sanat dünyamızda besteci olarak ölümsüzleşen, çağdaş çoksesli Türk müziğine yön veren ilk beş besteciden biri olarak, adı ‘‘Türk Beşleri’’ arasında geçen evrensel müzik yaratıcılarından Ulvi Cemal Erkin’i yaşamöyküsünden özetle ve kişiliğinden ‘‘Erkin’in 100. Doğum Yılı’’ nedeniyle önemle ve gayretle anacağız... ??? Sırası gelmişken, övünçle üzerinde bir süreden beri dikkatle durduğumuz şu noktayı yansıtalım: Saygıdeğer okurlarımızın belleğinde kalmış ise, 4 Mart 2006 Cumartesi günkü köşemde ‘‘Türk Beşleri ve Ferid Alnar’’ başlığı altında yine ölümsüz bestecinin İDSO’nun (İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası) şef Rengim Gökmen yönetiminde bir anma konseri gerçekleştirdiğini yazmış ve Ferid Alnar’ın geçmişinden ve sanatından söz etmiştim. Yazı yayımlandıktan sonra aldığım istekler bu anma olayının diğer kaybettiğimiz besteciler için de tekrarlanması ilgisini uyandırmıştı... İşte, şimdi ölümsüz bestecimiz Ulvi Cemal Erkin için ‘‘100. Doğum Yılı’’ nedeniyle verilen konserden ve Ulvi Cemal Erkin’in yaşamöyküsünden özetle söz edelim, ne dersiniz? Önce, AKM Büyük Salonu’nda gerçekleşen konserde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı konuk şef Alexander Rahbari yönetti. Solist olarak piyanist Marian Lapsansky katıldı. Programda J. Brahms’ın (18331897) ‘‘Haydn’ın Bir Teması Üzerine Çeşitlemeler’’, Mozart’ın ‘‘No. 20 Piyano Konçertosu’’, Ulvi Cemal Erkin’in (19061972) 1. Senfonisi seslendirildi. Bu konserde başkemancı Yusuf Güler Aksöz idi. ??? Ulvi Cemal Erkin’in besteci olarak müzik dünyamızda asıl yeri ‘‘Çağdaş Çoksesli Türk Müziği’’nin yaratılmasında öncülük görevini başarıyla üstlenmiş olması ve çalışmaları yanı sıra Türk Beşleri diye adlandırılan besteci grubu içinde önemli bir görevi bulunmasıydı. Ulvi Cemal Erkin’in doğumu 14 Mart 1906 tarihinde İstanbul Bakırköy’de güzel bir yerde olmuş, annesi Nesibe Hanım ile babası Mehmet Cemal Bey onun çocukluk ve gençlik yıllarında müzikle uğraşması için destek olmuşlardı... Ulvi Cemal Erkin kendisinden büyük yaşta olan Feridun Cemal ve Adnan Cemal ile birlikte Bakırköy’ün o zamanlar sayfiye yeri gibi sayılan ve konakları, köşkleri ile varlıklı ailelerin yaşadığı, canlı ve eğlenceli bir ortamda oldukça sıkıntı içinde yaşamakta idi... Ulvi Cemal Erkin’in annesi Nesibe Hanım çoğu genç kız gibi, küçük yaşta evlendirilmiş, Osmanlı terbiyesi ile yetişerek temel eğitiminin yanı sıra, piyano ve özel Fransızca dersleri alarak o zamanın modasına da az çok uymuştu. Böylece müzik alanında Ulvi Cemal Erkin’in özellikle annesi Nesibe Hanım’ın piyano ve müzik eğitiminden yararlanması önem taşırdı... Bugün 60 yaşına ‘‘merhaba’’ diyen Dolly Parton hâlâ bu özelliğini koruyor ve kimseye kaptıracağa da benzemiyor. 12 çocuklu ailenin kızı Dolly Rebecca Parton, 19 Ocak 1946’da Tennessee’de doğdu. Bir şekilde müzikle iştigal eden 11 kardeşe sahipti. Bu sebeple o da çocuk denecek yaşta müziğe adım attı. 12 yaşındayken Knoxville TV’sine çıktı, 13 yaşındayken küçük bir şirket için kayıt yapmaya başladı. Ama onun asıl çıkışı, 1965’te yaptığı ilk plağıyla olacaktı. Ondan sonraki süreçlerde de country müziğinde bayan sesi denilince önce o akla gelecekti. Hem ülkemizde hem de dünyada bitpazarına nur yağmaya devam ediyor. Bol konuklu, düetli ve de eski repertuvarlı albümler görmek alışıldık bir hadise oldu. Bu sadece pop, rock kulvarına da özgü değil hani... Caz’ın usta piyanisti Herbie Hancock bile böyle bir albümle bu kervana katılanlardan. Bu alışkanlığı bozmayanlardan biri de Dolly Parton. ‘‘Country’’ müziğin bayan efsanesi ‘‘Those Were The Days’’ adlı son albümünde türlerinde şöhretli 15 ismi konuk ederek, hafızalara kazınmış 12 unutulmaz parçayı seslen eçen aylarda ülkemize 80’li yılların kült kahramanı Samantha Fox gelmişti. Buluşmanın uzun olması, heyecanı daha bir arttırmıştı hani. Aklımızda onun bir parçası ilaç niyetine de olsa kalmamıştır. Eh hani itiraf etmek gerekirse ne radyoda çalarken kulak kesilmişizdir ne de bir plağını evimizin içine sokmuşuzdur. Ama gençlik yıllarımızda duvarlarımızı onun posterleri bolca süslemiştir. Bayan Fox’u kahramanlaştıran, müziği değil göğüslerinin hacmiydi. Onun büyük göğüsleri gençlik çağımızda bizi Fellini’nin ‘‘Amarcord’’undaki hayal dünyasına götürüp içimizi bir güzel gıcıklıyordu. Samantha Fox, İstanbul’a geldiğinde ilerleyen yaşına rağmen hâlâ güzeldi ama.. o eski göğüslerinden eser yoktu. Yoksa biz mi gözümüzde büyütmüştük gibisinden bir şaşkınlığı da beraberinde yaşadık diyebiliriz. Samantha Fox’u belki 80’lerde yakalamıştık.. ama göğüsleriyle meşhur bir başka isim vardı ki, hem yaşça hem de müzikal şöhretiyle ona fark atardı. G dirmiş. 1966’da Bobby Darin tarafından plağa okunarak meşhur olan ‘‘If I Were Carpenter’’; The Byrds’ın ‘‘Turn, Turn, Turn’’ü; Pete, Paul ve Mary üçlüsünün 1962 tarihli klasiği ‘‘The Cruel War’’; 68’de Tommy James ve ekibi The Shendells’in yaptığı, 81 yılında da Joan Jett’in hard rock versiyonuyla hafıza yenilemesi yaptığımz ‘‘Crimson And Clover’’; Bob Dylan’ın unutulmazlarından ‘‘Blowing In The Wind’’ ve John Lennon’un vasiyet parçası ‘‘Imagine’’ Dolly Parton’un yorumuyla karşımıza çıkıyor. Sürpriz bununla da kalmıyor ve Parton’a Norah Jones, Juddy Collins, Roger Mc Guinn gibi konuklar düet vaziyetinde bir resmigeçit yapıyorlar. 70’li yıllarda ‘‘Üzüntüyü bırak, sen yaşamana bak...’’ diye Türkçe versiyonuyla şarkı yapılan ‘‘Those Were The Days’’ 68’de plağa okuyan Mary Hopkins’in düetiyle yer alırken; Cat Stevans da (şimdilerin Yusuf İslam’ı) ‘‘Where Do The Children Play’’ adlı klasik parçasının yorumunda Dolly’ye eşlik ederek konuk olmuş. Bu isimler arasında Kris Kristofferson’un olduğunu söylersek parçanın ismini bal gibi bileceksiniz... Tabi ki ‘‘Me And Boby Mc Gee’’. Müzik eleştirmen leri tarafından; ‘‘Chet Baker’dan bu yana gelen en seksi trompetçi’’ olarak tanımlanan Chris Botti, yeni albümü ‘‘To Love Again’’ ile bol konuklu albüm kervanı modasına katılanlardan biri. Yukardaki ‘‘en seksi’’ tanımını Botti’nin trompetçiliğiyle mi alakalı bilinmez ama.. bu değerlendirmeyi müzik eleştirmenlerinin yaptığını düşünürsek boynumuz kıldan ince diyor ve sesimizi kısıyoruz. Herhalde müzisyenliğiyle ilgili değerlendirmeyi de modacılardan alacağız, kim bilir. Chris Botti’nin güzelliği tamam da.. boy gösterdiği caz arenasında aynı enstrümanı kullanan nice çirkin adamı kulak açısından tercih ederiz. Hele ki trompetin dehası Miles Davis’in kargacık burgacık çirkinliğine kurban olalım. Meraklısı için müjdemizi ‘‘Bu zatı muhterem, yani Chris Botti İstanbul Caz Festivali’ne gelecek’’ diye verelim ve başka da bir şey demeyelim. İlk albümünü 1995’te yapan Chris Botti, bu albümünde London Session Orkestrası eşliğinde ve birbirinden başarılı müzisyenlerin konukluğuyla bir albüm gerçekleştirmiş. ‘‘To Love Again’’ isimli bu düetlerden mürekkep albümde Sting, Michael Buble, Jill Scott, Steven Tyler, Renee Olstead, Paula Cole, Paul Buchanan gibi isimler konuk olmuş. Albümde Charlie Chaplin’in ‘‘Asri Zamanlar’’ adlı filmi için bestelediği ‘‘Smile’’ın bulunması bir hayli keyif verici diyebilirim. Chris Botti’ye bu parçada ünlü hard rock topluluğu Aerosmith’in vokalisti Steven Tyler’ın eşlik etmesi de önemli. Mide kazandırıyor, müzik batırıyor Bu tip albümlerin şimdilik sonu yok gibi. Durum bizde de buna benzer örneklerle sürmekte. Kısacası tümüyle darboğaza giren müzik âlemine bu tip albümler, bir can simidi gibi oluyor. İnsan o eski günlerin yaratıcılıkları, özgün çalışmaları nerede diye sormadan edemiyor. Hatta o parlatılan idollere bile hasret kaldık. Şu müzik sanayii, müziği güdümü altında tutmak için öyle eğdi büktü ki, ortada hiçbir şey kalmadı. O İstiklal Caddesi’ne bir bakın.. müzik dükkânları bir bir kapanıyor, yerine kafe yapılıyor. Yiyecek içecek para kazandırıyor, ruhun gıdasına ihtiyacımız kalmadı artık. Kültür Servisi Fransız dansçı ve koreograf Jean Georges Noverre’in doğum günü olan 29 Nisan, 27 yıldan bu yana ‘Dünya Dans Günü’ olarak tüm dünyada farklı etkinliklerle kutlanıyor. Dünya Dans Günü bildirisini bu yıl Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Meriç Sümen hazırladı. Sümen, bildiride dünyanın ilk sanat dalı dansın çağlar boyu duyguları, düşünceleri ve coşkuları ifade etmenin en estetik yolu olduğunu belirtti. Bugün ‘Dünya Dans Günü’ Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), Dünya Dans Günü nedeniyle özel programla da izleyiciyi selamlayacak. İstanbul Müzik Festivali biletleri satışa sunuluyor Bugün ‘Dansın Büyüsü’ Kutlamalarda, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü ‘Kukla’, ‘Şımarık Kız’ ve ‘Pas D’Esclav’ balelerini, ADOB ‘Bach Oriantale’ adlı yapıtı ve çocuk balesi özel gösterisini, Modern Dans Topluluğu ‘GirişGelişmeSonuç’ adlı yapıtı, Antalya Opera ve Balesi Müdürlüğü ise ‘Carmina Buruna’nın koreograf Robert North tarafından aynı adla uyarlanan bir perdelik bale yorumunu sahneleyecek. Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde bugün saat 15.00’te ‘Dansın Büyüsü’ adlı dans gösterisi sahnelenecek. İ Tango ve Flamenko Bugün Pera Güzel Sanatlar Modern Dans Topluluğu, İTÜ Maçka Kampusu’nda Mustafa Kemal Amfisi’nde saat 20.00’de Tango ve Flamenko gösterisini sahneleyecek. Gösteriyi takip eden üç gün süresince Pera Güzel Sanatlar’da Tango atölyesi düzenlenecek. ‘Dansın Büyüsü’nü Shamil Teregulov sahneye koydu. stanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen ve bu yıldan itibaren Borusan Holding sponsorluğunda gerçekleşen 34. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin biletleri bugün satışa çıkıyor. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, 8 24 Haziran tarihleri arasında 1000’i aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’da ağırlayacak. İzleyicilerini kentin altı değişik köşesindeki mekânlarda ağırlayacak olan İstanbul Müzik Festivali’nde bu yıl, 7 orkestra, 6 oda müziği, 4 resital, 2 opera ve 2 vokal müzik konseri olmak üzere toplam 27 etkinlik yer alıyor. Festivalin bu yılki teması ise ünlü besteci Mozart’ın doğumunun 250. yılı olması dolayısıyla ‘‘Doğumunun 250. Yılında Mozart’’ olarak belirlendi. Festival biletleri, bugün saat 11.00’den itibaren Atatürk Kültür Merkezi’nde açılacak İKSV Ana Gişesi, telefonla Biletix (0 216 556 98 00), Biletix satış noktaları, www.biletix.com üzerinden temin edilebilecek. Tüm bilet alımlarında kredi kartı da geçerli olacak. 34. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nde bilet fiyatları, 10 YTL ile 300 YTL arasında değişiyor. Bu yıl yine sınırlı sayıda öğrenci bileti de satılacak. İstanbul Kültür Sanat Dostları üyeleri Festival biletlerinde ‘İKSD üyelerine özel indirimlerden yararlanabilecekler. (0 212 334 07 34) Baransel’den İmza Günü ? Kültür Servisi Cumhurbaşkanlığı eski basın müşaviri, gazeteci Ali Baransel, yeni çıkan ‘Bıçak Sırtında’ adlı anı kitabını bugün Akmerkez Remzi Kitabevi’nde imzalıyor. Saat 17.0019.00 arası gerçekleşecek imza gününde Baransel, yakın tarihten çarpıcı anılar ve siyasetasker ilişkilerinin gizli kodları konusunda okurlarla söyleşip soruları yanıtlayacak. Hilmi Yavuz’a saygı toplantısı TYB’de ? Kültür Servisi Türk şiirinin ve düşünce hayatının önemli isimlerinden Hilmi Yavuz için Türkiye Yazarlar Birliği’nin İstanbul Şubesi’nde bir toplantı yapılıyor. Bu ay içinde 70. yaşına giren Yavuz için TYB ve İstanbul Sider tarafından ortaklaşa düzenlenen programı Mehmet Nuri Yardım hazırlıyor. Bugün saat 16.00’da başlayacak ve Yardım’ın yöneteceği toplantının konuşmacıları Beşir Ayvazoğlu, Ali Çolak, Hülya Yalım, Ali Hikmet, Can Bahadır Yüce, Sevinç Ergiydiren, Muharrem Kaya, Fahri Aral ve Cumhur Kılıççıoğlu. Konuşmacılar, Hilmi Yavuz’un farklı alanlardaki düşünceleri, eserleri ve sanat anlayışı üzerine konuşma yapacaklar. Son olarak kürsüye davet edilecek olan Hilmi Yavuz şiirlerinden bazılarını okuyarak bir teşekkür konuşması yapacak. (0 212 526 66 76) CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear