26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 MART 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Eyvah! Hilmi Çamurdan, sıkı bir Cumhuriyetçidir. Yakın geçmişte, demiryollarımıza sahip çıkmak için az yürümedi akasyalı hat boylarında... Çamurdan, Prof. Dr. Mümtaz Soysal üzerine yazıları ve haberleri derledi, kitabın adını da ‘‘Eyvah, Mümtaz Hoca’’ koydu bu kez. Kitabın önsözüne şunları yazmış: ‘‘Bu derleme kitabı, hâlâ Sevr hayaliyle yanıp tutuşan emperyalizme karşı dünyada ilk kurtuluş savaşı vermiş bir ulusu yok etme planı çerçevesinde Kıbrıs’ı almak, özelleştirme adı altında ulusu köle yapmak istemiş emperyalist ülkelere karşı direnen insanların savaşını anlatıyor.Özelleştirme ile kalkınacağız masallarını, belgelerle, rakamlarla anlatıyor. Babalarımızdan, çocuklarımıza kalan mirasın özelleştirme adı altında nasıl çarçur edildiğini, nasıl ‘babalar gibi satıldığını’ anlatıyor. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, florasıyla, faunasıyla, kültürüyle, stratejik konumuyla, kesesi boş, gözü gönlü tok insanıyla, dünyadaki en zengin yurdun, Anadolu’nun nasıl parçalanmak istendiğini anlatıyor.’’ Hilmi Çamurdan, yine hat boyunda; yine birilerine ‘‘Eyvah’’ dedirtmekte... Bomboş kitaplık SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Güneydoğu’daki sınır boyunun mayın temizleme karşılığında 49 yıllığına yabancılara devredilmesini düşünen AKP iktidarı giderek sıkışıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, geçen hafta sonunda Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Önergede iki küçük soru var. Sorular küçük, Mayın Temizleme Projesi Var mıydı? ama sorgulanan arka plan büyük: ‘‘Milli Savunma Bakanlığı bünyesi içinde ya da üniversiteler ve araştırma kuruluşlarıyla birlikte yürütülen mayın tespit ve temizleme konusunda uzun bir zamandır yürütülen ve halen süren bir araştırmageliştirme projesi var mıdır? Mayın tespiti ve mayın te mizleme ile ilgili bu projeler geliştirildiyse, bu projeler aracılığıyla geliştirilmiş bilgi ve araçların Güneydoğu’daki mayınlı sahanın temizlenmesinde ve temizlik öncesi ile sonrasındaki mayın tespiti ve mayın temizlik kontrolü sırasında kullanılması düşünülmekte midir?’’ Vecdi Gönül’ün yanıtlarını merakla bekliyoruz... şimdiden çalışmaya başlamak gerek. O güne kadar ne kadar çok insanla tanışırsam, o kadar korkmam.’’ Yılmaz’a, ‘‘Bir son soru’’ diyoruz, ‘‘Bu üç yıllık süre içinde yıpratmazlar mı sizi?’’ İlk tepkisi ‘‘Ne diye yıpranacakmışım ki?’’ oluyor: ‘‘Hesabını veremeyeceğim bir geçmişim ve yaşantım yok ki... Hem ben mücadeleyi seven bir insanım. Kendime de güveniyorum.’’ Mustafa Yılmaz, cesaret isteyen bir sürece girmiş görünüyor... Mektup, Van’dan geliyor: ‘‘Bizler Van’ın merkez Bardakçı Köyü İlköğretim Okulu öğrencileriyiz. Bu yıl yeni bir okula kavuştuk. Üç yıldır köyümüzden yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta kentteki bir okulda eğitim görüyorduk. Şubat ayından bu yana yeni okulumuzun yeni sınıflarında, yeni sıralarımız ve tahtalarımızla ders yapıyoruz. Şu anda 128 öğrenciyiz. Ama gelecek öğretim yılında taşımalı sistemle 5 köyden de öğrenci gelecek ve 500 öğrenci olacağız. Bizim önemli bir sorunumuz var: Okul kitaplığımız bomboş...’’ İspanya’nın ‘Matador Taktiği’ İspanya’da tanıdığım en başarılı Türk diplomatlarından biri ‘‘Bask sorunu’’ ile mücadele yöntemini bana böyle özetlemiş ve ‘‘Boğa güreşinde üç aşama vardır’’ demişti: ‘‘Önce boğanın azgın enerjisini kesmek gerekir ki, İspanyollar buna ‘parar’ derler. Bu, ‘durdurmak’ anlamına gelir. ‘Templar’ dedikleri ikinci aşamada boğa yumuşatılır. Öldürücü son darbeye verilen ad ise ‘mandar’ yani hayvana hâkim olmaktır. Madrid, Bask sorununda artık ‘yumuşatmadan’, ‘hâkim olma’ aşamasına geçmiştir... İspanya ‘78’deki demokratik anayasa ile ilk hamleyi yaptı ve Basklara, ülkenin diğer bölgeleriyle birlikte özerklik verdi. Sonra bu olguyu zaman içinde demokratik platforma çekip yumuşattı. Şimdi soruna hâkim olma aşamasına geldiler. Güreş kuşkusuz devam edecek. Milliyetçilik çünkü çok güçlü bir duygu. Ama şiddet yanlısı milliyetçilik bitecek...’’ ETA’nın ‘‘kalıcı ateşkesi’’, bana diplomatımızın bu renkli tespitini anımsattı. İspanya’da şiddet yanlısı milliyetçiliğin sonuna gelindiği anlaşılıyor. İspanyol otoritelerinin rakamlarına göre, ETA hücrelerinde ‘‘30 militan’’ kalmış! Nerden bakarsanız bakın ETA için deniz tükenmiş. İlk kez ‘‘kalıcı’’ ifadesiyle tanımlanan ‘‘ateşkes’’ bunu gösteriyor. İspanyol kamuoyunda tedbiri elden bırakmayan bir genel ‘‘ihtiyat’’ havasının yanı sıra; bir ‘‘dönüm noktasına’’ gelindiğinin işaretleri var. Dönüm noktası, kökeni iç savaş yıllarına dek uzanan ‘‘tarihi Bask sorununa çözüm aşamasına geçişi’’ ifade ediyor. Frankist rejimin son yıllarında patlak veren ‘‘ayrılıkçı terörle mücadelenin’’ 38 yıl aldığı düşünülecek olursa, çözümün bugünden yarına gerçekleşecek bir olgu olmadığını bilmek gerekiyor. Ancak kalıcı çözümün ön şartları var mı? Zapatero azgın boğayı zapturapt altına alacak ve zaman içinde mat edecek güce sahip mi? Sorulan sorular bunlar. Eski bakanlardan, CHP Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal’dan izin istedi: ‘‘Ankara Anakent Belediye Başkanlığı için 2006 Aralık ayı sonuna değin bir nabız yoklaması yapacağım. Aralık ayına değin örgütlerde toplantılar ve Ankara’da çalışmalar yapmama olanak tanır mısınız?’’ Mustafa Yılmaz, izni aldı ve kolları sıvadı. Taksi duraklarını, çarşı, pasaj, dükkân her tarafı dolaşacak, hemşeri derneklerine uğrayacak, parti örgütleri ile dirsek Ankara için sıvandı teması içinde olacak: ‘‘Ben adaylığımı koymadım, adaylık sözü de almadım. İlla belediye başkanı olacağım demiyorum. Bir araştırma yapacağım Ankara’da. Gecekondu bölgelerine gideceğim, ev ev gezeceğim. Kenar semtlerdeki insanlarla yüz yüze görüşeceğim. Parti örgütümle temas kuracağım. Aralık ayına kadar bakacağım, Mustafa Yılmaz’ın belediye başkan adaylığına ne deniyor? Benden 35 daha fazla oy alacak bir aday çıkacağını görürsem, atımı geme bağlamasını da bilirim.’’ Mustafa Yılmaz’a ‘‘Yerel seçimlere daha 3 yıl var’’ diyecek oluyoruz, ‘‘Ben en çok, tanınmamaktan çekinirim. Çünkü, halk tanıdığına güvenir’’ karşılığını veriyor ve ekliyor: ‘‘Seçime 45 ay kala çalışmaya başlanırsa yüzer gezer oyları toparlayamazsınız. Seçimi kazandıran da, o oylardır çoğunlukla. Onun için Savaşın sonu Fıkra düşkünleri, her nedense anlatacaklarını hep ‘‘zamanımız açısından manidar’’ diye aktarırlar. İşte son günlerde en çok tutulan fıkralardan biri: İsviçre tutmuş Çin’e savaş ilan etmiş. İsviçreliler ne yapmışlar, ne etmişler, bir yolunu bulmuşlar, Çin’e ulaşmışlar. Haber, Çin Başbakanı’na biraz geç verilmiş: Sayın Başbakanım, Sayın Başbakanım; İsviçreliler Pekin’e girdiler. Kaç kişiymiş bunlar? Toplam nüfusları 7 milyonmuş efendim. Peki, hangi otelde kalıyorlar? Zapatero’nun gücü ‘halk desteği’ Zapatero’nun gücü uluslararası konjonktür ve arkasındaki halk desteğinden oluşuyor. Terör olgusunu artık yalnız ‘‘İslamcı terör’’ ve ‘‘uygarlık karşıtlığıyla’’ özdeşleştiren Batı kamuoyları, ETA’nın arkasından her türlü sempatiyi ve uluslararası desteği çekmiş durumda. İspanyol kamuoyu da tüm ağırlığıyla sosyal demokrat başbakanın arkasında duruyor. Bizdeki ‘‘şehit analarına’’ tekabül eden, ‘‘ETA kurbanlarının aileleri’’ buna dahil. Terör kurbanları yakınları; İspanyol siyasi partilerine, ateşkese şans tanımaları için ‘‘birlik çağrısı’’ yapıyor. Bu, Zapatero’nun karşısındaki en çetin direnç noktalarından birini kırıyor ve ‘‘Balkanlaşma tehdidinden’’ bahseden sağ muhalefetin hesaplarını altüst ediyor. ‘‘Silahları bırakması halinde’’ ETA ile müzakereye oturacağını ilan eden Başbakan Zapatero’nun karşısındaki en büyük engel; kurban ailelerine yaslanan sağ muhalefetti. ‘‘Kurban yakınlarını’’ da kapsayan güçlü barış isteği karşısında, Mariano Rajoy liderliğindeki sağ muhalefet de geri adım atmak zorunda kaldı. Rajoy, basına verdiği son demeçlerde ETA konusunda şimdiye dek hiç ağzına almadığı bir şeyden ‘‘hükümetle yapıcı işbirliğinden’’ bahsediyor. Kamuoyu baskısı altında kalan İspanyol sağı da, Zapatero’ya ‘‘ateşkes’’ vaat ediyor başka deyişle. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Sakatların Vergi ve Sigorta Durumları SORU: 2004 yılında % 40 özürlü olarak işe alındım. 1) Özürlülere belirli bir tutarda vergi indirimi var mıdır? 2) Özürlüler için emeklilik şartları nasıldır? (Sakatlık derecelerine göre kademeli bir uygulama yapılıyormuş.) (S.S.) YANIT: 1) 193 sayılı Gelir Vergisi Yasası’nın 31. maddesi ‘‘Sakatlık indirimi’’ ile ilgilidir. Bu maddede sakatlar üç dereceye ayrılmıştır. Yasa uyarınca : ‘‘Çalışma gücünün asgari % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, % 60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40’ını kaybetmiş hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır.’’ Üç dereceye ayrılan sakatlardan sakatlık derecelerine göre belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir. Sakatlık indirimi : Birinci derece sakatlar için (530 Yeni Türk Lirası), İkinci derece sakatlar için (265 Yeni Türk Lirası), Üçüncü derece sakatlar için (133 Yeni Türk Lirası) Özetle, ücretle çalışanlardan, birinci derece sakatlar ayda Ücretlerde Aylık Vergisi Sakatlık İndirimi (YTL) İş Gücü Sakatlık Ücret Vergi Vergi Kaybı Derecesi İndirimi Oranı İndirimi %80 1. Derece 530.00 %15.00 79.50 %60 2. Derece 265.00 %15.00 39.75 %40 3. Derece 133.00 %15.00 19.95 Engeller: ‘Af’ ve ‘Batasuna’ Bunlar umut verici işaretler. Ancak Zapatero’nun önündeki engeller yalnız muhafazakâr muhalefet ve ‘‘kurban yakınlarıyla’’ sınırlı değil. Çözüm bekleyen somut sorunlar da var. Bunlardan ilki, sağcı Başbakan Aznar döneminde yasaklanan ve AB’nin ‘‘terör örgütleri listesine alınan’’, ‘‘Batasuna’’ partisinin geleceği ile ilgili. ETA’nın ‘‘siyasi kanadı’’ sayılan ‘‘Batasuna’’ partisinin yeniden yasal statüsüne kavuşması, ‘‘siyasi müzakerelerin’’ fiili ön şartı... ‘‘Siyasi görüşmeler’’, ‘‘iki ayrı müzakere masası’’ kurulması anlamına geliyor. Bunlardan ilki ETA ile Madrid arasında kurulacak bir ‘‘masa’’ ki bu masanın hapisteki ‘‘700 terör mahkumuna af’’ konusuna el atması gerekiyor. Bu netametli bir konu. ‘‘Kalıcı ateşkese’’ ezici çoğunlukla şans tanıyan İspanyol kamuoyu (yüzde 62’lik kesitiyle), terör mahkumlarına affa karşı.. ‘‘İkinci masanın’’; ‘‘yerel Bask partileri’’ dahil, tüm ‘‘siyasi partileri’’ bir araya getirmesi şart. Bu noktada ise ETA’nın siyasi kolu ‘‘Batasuna’’nın yeniden legalleştirilmesi gündeme geliyor! Bir de BASK milliyetçilerinin arşivlemediği bir ‘‘otodeterminasyon’’ ve ‘‘referandum’’ konusu var ki mevcut İspanyol anayasası böyle bir referanduma geçit vermiyor. Sağ muhalefetin ‘‘işbirliği’’ teklifi de zaten ‘‘siyasi taviz vermemeye’’ koşullu... ETA ile siyasi taviz vermeden nasıl müzakere edilecek? İspanya’nın şimdi yanıt aradığı kilit soru bu. HARBİ SEMİH POROY 79,50 YTL, ikinci derece sakatlar ayda 39,75 YTL ve üçüncü derece sakatlar ayda 19,95 YTL az gelir vergisi öderler. 2) 6 Ağustos 2003 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 4958 sayılı yasa ile, ilk kez çalışmaya başlayan ve ‘‘sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış’’ sigortalılara sakatlık derecesine göre belirli sigortalılık süresi içinde belirli prim ödeyenlere ‘‘yaşları ne olursa olsun’’ emekli olabilme koşulu getirilmiştir. 4958 sayılı yasayla getirilen yeni uygulamaya göre de : Sakatlık Derecesi 1. Derece 2. Derece 3. Derece Vergi İndiriminden Yararlanan Sigortalı Sigorta Prim Yaş Süresi Günü Sınırı 15 Yıl 3.600 Yok 18 Yıl 4.000 Yok 20 Yıl 4.400 Yok BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com ‘‘Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce’’, sakat olup bu sakatlıkları sonucu ‘‘çalışma gücünün en az 2/3’ ünü (yüzde 67) yitirdiğini’’ SSK hastanelerince düzenlenen ‘‘sağlık kurulu raporları’’ ile belgeleyenler ‘‘malul’’ sayılmaktadır. Ve: ‘‘malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan’’ bu arıza ve hastalığı sigortalı olmadan önce oluştuğu için ‘‘malullük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3 600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.’’ Son olarak 8 Mart 1981 günlü Resmi Gazete yayımlanan 2422 sayılı yasa ile: ‘‘b) Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan, sigortalılar, yaşları ne olursa olsun, en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3.600 gün Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından’’ yararlanmaktaydı. Ancak, 2422 sayılı yasa ile 1981 yılında sakatlara getirilen erken emekli olabilme hakkı,veren bu uygulama 25 yıl sonra, 28 Ocak 2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 5073 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılarak, sakatların elinden alınmıştır. OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN VEFAT Avukat, emekli emniyet müdürü 27 Mart www.mumtazarikan.com Bedrettin Fehmi Çalışkur Arik, Ayşe oğlu, İrfan ve Belma Çalışkur’un değerli abileri; Doğu, Rüçhan, Cüneyt Çalışkur’un babası; Cem Çelebi, Çağ Çalışkur’un dedesi. 27 Mart 2006 Pazartesi öğle namazını müteakip cenazesi Teşvikiye Camii’nden kaldırılıp Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. AİLESİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Taze peynir ve şekerle ya 1 pılan bir tatlı. 2 2/ Tamir et 3 me... Eski dilde su. 3/ Bir 4 Asya ülkesi 5 nin başkenti... 6 Genellikle 7 yakmak için kullanılan iri 8 saman. 4/ 9 Akıl... Geçimi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 yaşlı ve zengin bir 1 F A T I M İ L E R kadın tarafından sağ2 E R E B T E L A lanan genç erkek sevS A K A F gili. 5/ Kısa ve kestir 3 R A K K İ L E me yol... Yüz metre 4 İ Ş İ N E K kare tutarında yüzey 5 K O K A O R A K P O ölçüsü birimi. 6/ Ka 6 T O K yak... ‘‘Fena değil’’ 7 A R P A Ğ örneğinde olduğu gi 8 T E O S T E P E bi, bilinçli hafifse 9 E Y Y U B İ L E R meye dayanan söz sanatı. 7/ Utanma duygusu... Liste başı olmuş hafif müzik parçası... Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. 8/ Öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acılarını dindirmek için doktor tarafından öldürülmesi. 9/ Huzur... Yürürken dayanmak için kullanılan kalın sopa. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde, ‘‘ulusal park’’ kapsamına alınmış orman alanı. 2/ Ses... Bölüm, kesim. 3/ ‘‘Git, defol’’ anlamında argo sözcük... Bir nota... Boru sesi. 4/ Üstü şekerli, renkli ve parlak bir maddeyle kaplanmış hap... ‘‘Yiyin efendiler yiyin, bu ı iştiha sizin’’ (Tevfik Fikret). 5/ Okuyup yazması olmayan... Bilge Olgaç’ın, hiç kadın oyuncu kullanmadığı bir filmi. 6/ Radyum elementinin simgesi... İnsan dışkısı. 7/ Tenis oynanan alan... Güney Afrika Cumhuriyeti’nin plaka imi. 8/ Gerçekleştirilmesi zamana bağlı güçlü istek... İşyeri. 9/ Birbirini tutar renk ve yapıda olan. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear