24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK C ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Deniz Mah. Çelikbaş İş Merkezi Kat 6 Tel: 0242 2480057 Faks: 2487517 ? İdari ve Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.36 Güneş: 6.03 Öğle: 12.19 İkindi: 15.40 Akşam: 18.23 Yatsı: 19.43 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 19 MART 2006 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK RTE, Süreyya Serdengeçti gibi dünya piyasalarında saygı uyandıran bir başkandan sonra, gözünü kırpmadan eşi türbanlı birini, Erdem Başçı’yı Merkez Bankası’nın başına getirdi. Başkan’ın dört yardımcısından üçü istifa etti; yerlerine AKP havalı kişilerin gelmesi bekleniyor. Başkan yardımcılarından kıdemli Şükrü Binay ise emekliliğini istemesindeki nedeni açıklarken, ‘‘teamüle göre Merkez Bankası Başkanlığı’na (Serdengeçti’nin ayrılmasından sonra) en kıdemli başkan yardımcısının vekâlet etmesi gerekirken’’ böyle yapılmadığını ve... ‘‘tepeden bir empozenin söz konusu olduğunun anlaşıldığını’’ söylüyor. Şükrü Binay, Başçı’yı vekâleten başkanlığa getiren uygulamayı, ‘‘tepeden inme’’ diyeceği yerde ‘‘tepeden empoze’’ diye adlandırıyor. Oysa hükümet, hemen her alanda sürekli işlettiği, AKP kafasına uygun kadrolaşma hareketini Merkez Bankası’nda da uyguladı. ??? Çağdaş, laik devlet düzenini savunanların onayladığı kimi dış yayınlara, örneğin Washington Times’da yayımlanan, son olarak Financial Times’ta da Merkez Bankası’nı ele geçirmek için hükümetin girişimlerini eleştiren ‘‘eşi türbanlı patron’’ başlıklı yazıyı, RTE beğeniyle okumuş olmalı. Eşi türbanlı diye eleştirilen MB Başkanlık adayı Başçı’yı savunmak için bin dereden su getiren demeçler veriyor. W. Times, RTE’yi zerre kadar etkilemeyen çağdaş niteliklerin bu iktidar elinde nasıl hacamat edildiğini yazıyor. Bugünkü iktidarın ‘‘Atatürk’ün kurduğu düzeni sona erdirme’’ çabalarına vurgulamalar yapıyor. Financial Times RTE’nin ırgalamadığı‘‘kilit görevlere atamalarda türbanın bir faktör olup olmadığını’’ irdeliyor. AKP’nin tarikatcemaat künyeli politikasını eleştiren medyamızdaki az sayıda yazıları, yorumları zaten önemsemiyor RTE ve çevresi. Dış basındaki aynı anlamda yazı ve yorumları eleştirmeyi düşünmüyorlar. RTE, amacının, hedefinin yavaş yavaş dünya kamuoyuna da yansıdığını görüyor. Çağdaş aydınlanma sürecindeki Türkiye’yi bir İslam ülkesine dönüştürmekte olduğunu kanıtlayan bu yazılardan kuşkusuz mutluluk duyuyor. Fakat ne çare, ne hazin: Ne yazarsan yaz, ne söylersen söyle; tepkisini yitirmiş, göstereceği tepkinin kudretini algılamaktan uzak bir toplum. İktidarı engelleyecek güçler, kurumlar susmuş ya da başlarındakilerin buyruğunda susturulmuş. Toplumun sesini duyuracak Sivil Toplum Örgütleri; dernekler, vakıflar, sendikalar (Avrupa Birliği gibi) dış kaynaklardan proje adı altında yardım alarak parayı verenlerin düdüğünü çalıyor. Medya malum! Bu ortamda maske bir kez daha iniyor. Artık karşımızda iktidar ne isterse onu yapacak, dış dünyada ağırlığını ve saygınlığını yitirmiş; huzurunuzda İslam ilkelerini benimsemiş bir kadronun yöneteceği, RTE’nin dilediği gibi kullanacağı bir Merkez Bankası... Yaz, söyle, çiz! Umurunda bile değil. 2002’de bindiğimiz alametle koşa koşa gidiyoruz kıyamete! Zeynep Basutcu’nun devlet memuruyken aile şirketinde de yöneticilik yaptığı belirlendi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Unakıtan’ın kızına iki maaş TÜREY KÖSE ANKARA Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın kızı Zeynep Basutçu’nun Kartal Devlet Hastanesi’nde görev yaparken, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası’ndaki ‘‘ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı’’na karşın aile şirketinde yöneticilik yaptığı belgelendi. CHP Antalya Milletvekili Nail Kamacı’nın soru önergesini yanıtlayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ‘‘Basutçu’nun 22 Haziran 2005 tarihinde bakanlıktan ayrıldığını, şirketle ilişkisi konusunda bir belge bulunmadığını’’ bildirdi. Oysa Tica ret Sicili Gazetesi’nde Basutçu’nun 25 Mart 2005 tarihinde Telemobil şirketinin yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak atandığı bilgisi yer alıyor. CHP’li Kamacı, Akdağ’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Basutçu’nun Kartal Devlet Hastanesi’nde doktor olarak çalışırken AB Gıda Sanayi Ticaret Ltd.’de nasıl yöneticilik yapabildiğinin açıklanmasını istedi. Akdağ ise Kamacı’ya “Zeynep Basutçu, Kartal Dr. Lüffi Kırdar Hastanesi Aile Hekimliği bölümünde 23 Şubat 200122 Haziran 2005 tarihleri arasında çalışmış olup kayıtlarımız tetkikinde Zeynep Basutçu’nun iddia edilen şir ketle ilişkisi olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından hakkında adli ve idari yönden yapılmış işlem kaydı da bulunmamaktadır.’’ yanıtını verdi. ‘Himaye edildi’ Kamacı, bu yanıt üzerine yaptığı inceleme sırasında Ticaret Sicili Gazetesi’nin 6 Nisan 2005 tarihli sayısında Basutçu’nun özel şirket yöneticiliği ile ilgili bilgilere ulaştı. Bu belgede, Basutçu’nun 25 Mart 2005 tarihinde Telemobil şirketinin yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak atandığı bilgisi yer alıyor. Kamacı, ‘‘Sağlık Bakanlığı, açıkça Unakıtan’ın kızını himaye etti. Aynı zamanda milletvekillerinin anayasadan kaynaklanan bilgi edinme hakkı da ihlal edildi’’ dedi.Kamacı, Akdağ’ın yanıtlaması istemiyle yeni bir soru önergesi hazırlayarak şu sorularıa yanıt verilmesini istedi:‘‘Basutçu hakkında gazetelerde yer alan bu iddiaların üzerine gidilmemesi siyasi bir karardan mı, yoksa kamu görevlilerinin görevlerini ihmal etmesinden mi kaynaklanmıştır? Zeynep Basutçu’yu himaye etmek yerine, devletten haksız şekilde almaya devam ettiği maaşlarının geri alınarak kendisi hakkında idari ve adli işlemleri başlatmayı düşünüyormusunuz?’’ Sözde soykırım kararına tepki amacıyla düzenlenen mitinge 5 bin kişi katıldı Türklerden Berlin’de protesto BERLİN/PARİS (AA) Alman meclisinin sözde Ermeni soykırımı ile ilgili kararını protesto amacıyla düzenlenen ‘‘Berlin Talat Paşa Harekâtı’’nın mitingi Almanya’nın başkenti Berlin’de yapıldı. Fransa’da ise Türklerin eylemini engellemeye çalışan Ermeniler, polis tarafından gaz bombasıyla dağıtıldı. Berlin’de Talat Paşa Harekatı’nın düzenlediği eylem kapsamında Urania Caddesi’nde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, Ernst Reuter Meydanı’na yürüdü. Talat Paşa Harekatı’nın düzenlediği eylem kapsamında Urania Caddesi’nde biraraya gelen Türkler, Ernst Reuter Meydanı’na yürüdü. (Fotoğraf: AA) suçlayan kararı’’ kaldırmasını talep etti. slogan attı. Fransız polisi, Ermenilerin etrafına barikat kurup, Türklere yaklaşmalarını engelledi. Ermenilerin Türk göstericilere fiili müdahalede bulunmak istemeleri üzerine Fransız polisi basınçlı su ve gaz bombası kullanarak saldırgan grubu dağıttı. Lyon Belediyesi, 2004’te aldığı bir kararda, kent merkezinde 700 metrekarelik bir alanın içinde Ermeni soykırımı anıtının dikilmesine onay vermişti. Perinçek engellenmek istendi Meydandaki miting sırasında Alman polisi, ‘‘muhtemelen suç işleyeceği şüphesi’’ ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in konuşmasını engellemek istedi. Ancak Perinçek, Alman polisine ‘‘konuşma yapacağını ve suç işlerse o zaman görevlerini yapmaları gerektiğini’’ söyledi. Perinçek ve avukatı polis yetkilisiyle kısa bir süre tartıştıktan sonra, Perinçek kürsüye çıkarak, konuşmasını yaptı. Perinçek, Alman Meclisi’nin Türkleri suçlu ve soykırımcı ilan eden bir kararı kabul etmesini eleştirerek ‘‘Alman Meclisi TürkAlman dostluğunu sırtından hançerlemiştir’’ diye konuştu. Perinçek, Alman Meclisi’nden ‘‘Türkiye’yi Fransa’da Türklere saldırı girişimi Fransa’da ise Lyon kentinde yaşayan Türkler, belediyenin Ermeni soykırımı iddiasıyla anıtı dikilmesi kararını, düzenledikleri mitingle protesto ettiler. Yaklaşık üç bin kişinin Fransız ve Türk bayraklarıyla katıldığı gösteri sırasında bölge yakınlarına gelen yaklaşık 100 kadar Ermeni, ‘‘Katiller’’ diye Kitap fuarı ve benzeri etkinlikler, bizim için toplumun nabzını tutmaya çalıştığımız önemli buluşmalar oluyor. Kısa bir zaman dilimi içinde bile olsa toplumun başlıca gündem maddeleri hemen anlaşılıyor. 1 Mart’taki Çorum toplantısıyla Bursa’daki sohbetleri birleştirince ortaya şöyle bir toplum fotoğrafı çıkıyor: Sıcak bir kaygı... Soğuk bir bekleyiş! Hani çok tehlikeli bir şey görürsünüz de yerinizde çakılıp kalırsınız ya... Bir şeyler yapmak, acele etmek gerektiğini düşünür de parmağınızı bile kıpırdatamazsınız ya... İnsanların kaygıları ve bunun karşısında yapılabileceklerle ilgili belirsiz duruşları, bunları çağrıştırdı... ??? İnsanların ülkeyle ilgili duruşları böyleydi. Kitapla ilgili duruşlarına gelince... Kitaba en ilgili kesim öğretmenler. Çalışan öğretmenlerin yanı sıra emekli olanların da ilgi göstermesi bu meslekte emekliliğin olmadığını ortaya koyuyordu. Kitap imzalamanın yanı sıra ‘‘Bölgedeki mayın: İran’’ konulu konferansta da konuşmacıydım. Sorular, konferans için ayrılan zaman dilimini aşınca, ‘‘Ayrıntılar İran Raporu kitabımda’’ deyip Cumhuriyet Kitap Kulübü standına geçtim... Konferansın izleyicileri arasında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi öğrencileri de vardı. İlgimi çekti, Isparta neresi, Bursa neresi! Bir otobüs tutup Isparta’dan yola çıkmışlar, İstanbul’a Picasso sergisine gitmişler. Oradan da Bursa Kitap Fuarı’na gelmişler. Üniversitedeki topluluklar kendi içinde gezi bölümü yapmış. Önümüzdeki ayki İzmir Kitap Fuarı’na da başka bir ekip gidecekmiş... Erten Tenderis, İbrahim Karayün, Hakan Çakır, 48 kişilik ekip içinde ilk tanıştıklarım... Bu tür gezileri bir gelenek haline getirmeyi planlıyorlarmış...Toplumun duyarlı kesimlerinin, aydınların üniversitelerdeki bu arayışlara omuz vermesi gerekiyor. ??? Son bölümü, kitap fuarının dışındaki Bursa’ya ayıralım... Şeftali sizlere ömür, tekstil Çin işkencesi altında, otomotiv fena değil... Kentin özeti böyle! Tekstilde KDV indiriminin yaraya merhem olacağını söyleyen yok. Çin istilası karşısında girişimcilerin ortak bir plan yapamadığı, herkesin savrulduğu konuşuluyor. Tarım, pek çok kentte olduğu gibi can çekişiyor. Geçen yıl şeftaliyi dalında bırakmışlar. 810 kiloluk bir kasaya 100 bin lira fiyat verilmiş. ‘‘Toplama parası bile değil’’ dedi bir Bursalı, devam etti: ‘‘Eskiden sorunlarımızı hiç değilse yazıp çizen olurdu. Şimdi onlar da kalmadı. Ne oldu bu medyaya?’’ Siz de bizim derdimizi deştiniz deyip konuyu değiştirdim. Bursa’da geçirdiğimiz gün sert bir lodos vardı. Çiçeğe durmuş ağaçlar, lodosun önünde o yana bu yana savrulup duruyordu. Kuytuda insanları dinlerken mırıldanmadan edemedim: Bursa’da hava lodoslama... Ekonomi bodoslama! ankcum?cumhuriyet.com.tr SAVAŞ KARŞITLARI ABD’NİN IRAK’I İŞGALİNİ KINADI /IŞIL ÖZGENTÜRK Büyükşehir Belediyesi Pendik’teki arsayı yargı mensuplarının kooperatifine 2002’de tahsis etti. Yargıya vergi muafiyeti AYKUT KÜÇÜKKAYA ‘Biz bu savaşı durdurabiliriz’ Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, İstanbul Haber Servisi Savaş karşıtları ‘‘18 Mart İşgale Karşı Küresel Taksim Atatürk Kültür Merkezi önünEylem Günü’’ ve ABD’nin Irak’ı işga den Dolmabahçe’ye kadar yürüyüş dülinin üçüncü yıldönümü nedeniyle yurt zenledi. ‘‘Katil ABD Ortadoğu’dan genelinde protesto gösterileri düzenle defol’’, ‘‘Emperyalistler işbirlikçiler yerek ABD işgaline son verilmesini is 6. Filo’yu unutmayın’’ yazılı pankartların taşındığı gösteride ‘‘Katil ABD, iştediler. ABD ve müttefiklerinin Irak’ı işgali birlikçi AKP’’ sloganı atıldı. Göstericinin 3. yıldönümünde ‘‘18 Mart İşgale ler, 14 Mart’ta Filistin Eriha CezaKarşı Küresel Eylem Günü’’ nedeniy evi’nden kaçırılarak İsrail’e götürülen le Kadıköy’de ‘‘İncirlik Üssü kapatıl Milletvekili ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel SekretesınABD evine dön’’ ri Ahmet Saadet’in fomitingi düzenlendi. Kütoğrafını da taşıdılar. resel Barış ve Adalet Gösteride, ‘‘Gece TutuKoalisyonu’nun öncüşu’’ ve ‘‘Grup Yorum’’ lüğünde gerçekleştiribirer küçük konser verlen ‘‘İncirlik Üssü kadi. Türkiye Komünist patılsınABD evine Partisi Beyoğlu ilçe ördön’’ mitingi Haydargütünün düzenlediği paşa Numune Hastanegösteride İngiliz konsosi önünden yürüyüşle losluğuna kadar yürübaşladı. Kortej, ABD yen partililer, ‘‘Direnen Başkanı George Irak halkı yalnız değilBush’un fotoğrafının dir’’,‘‘Kahrolsun İngibulunduğu ‘‘1 numaraliz emperyalizmi’’ slolı terörist. Irak’tan deganları attılar. Halkevlefol, İran’a dokunma’’ ri üyeleri de Kadıköy, yazılı pankartla İskele Beşiktaş, Topkapı, BeMeydanı’na kadar yüyazıt ve Levent’ten Takrüdü. Eylemciler, ‘‘Milyonlar aç, işgal altın Savaş karşıtları, Irak’taki iş sim’e kadar yürüyüş düda, yaşasın küresel in gale son verilmesini istediler. zenledi. Ankara’da Kurtuluş tifada’’, ‘‘Irak halkı kazanacak’’ sloganları atarken, alanda Parkı’nda toplanan DİSK, KESK, SHP, bir dakika boyunca işgal altındaki I ÖDP, EMEP ile bazı derneklerin üyelerak’tan bomba ve insan çığlıkları dinle ri, ‘‘Savaşa hayır’’ sloganıyla Kızılay’a tildi. Bazı eylemciler, ‘‘savaşın sesi’’ni yürüdü. Savaş karşıtlarının taşıdıkları ‘‘Irak’ta işgale son’’ dövizlerinin yanı sıduyarken gözyaşlarına hâkim olamadı. Oyuncular Görkem Yeltan ve Orhan ra Amerikan askerinin kızıyla vedalaşAlkaya tarafından okunan ortak açıkla ma fotoğrafının üzerindeki ‘‘Sen uyu kımada, ‘‘Bush’un durmaya niyeti yok a zım: Ben dünyanın öbür ucundaki çoma biz onu durduracağız. Her ülkede cukları öldürüp hemen döneceğim’’ ki savaş karşıtları, kendi hükümetle yazılı pankart dikkati çekti.İzmir, Adarini ABD ile işbirliği yapmaktan vaz na, Samsun, İskenderun ve Diyarbageçirmeli’’ denildi. Miting, Grup Ça kır’da düzenlenen eylemlerde de ABD protesto edildi. mur’un dinletisinin ardından sona erdi. HABER VE FOTOĞRAF: ŞULE KÖKTÜRK/GÖKÇE UYGUN/EMEL KILIÇ/SİBEL BAHÇETEPE Köpekler ve insanlar İstanbul Barosu Hayvan Hakları Çalışma Grubu Başkanı Kemal Şenpolat gönderdiği uzun metnin başında şöyle diyor: ‘‘Tek umudumuz bu haberlerin, ‘bazılarının’ dikkatini çekmesi.Yoksa bu yazılarımız ve röportajlarımız birer pembe haber olmaktan öteye geçmiyor, maalesef.’’ Malumunuz.. haklar denince bende akar sular durur. Üşenmedim, Şenpolat’ın uzun metnini satır satır okudum. Okudukça canım sıkıldı, merhametsiz insanoğluna fena halde kızdım. Öte yandan hayvan haklarından söz edildiğinde hemen gündeme gelen başka bir söylemi anımsadım. Şöyledir: ‘‘İnsan hakları konusunda binlerce ihlal olurken, Kenya’da özellikle çocukların içecek sadece bir aylık suları olduğu gerçeği apaçık ortadayken (bu korkunç bir durum ve yardım vaat eden zengin devletler oralı değiller), komşumuz Irak’ta, Filistin’de binlerce insan savaşta yaşamını yitirirken, hayvan hakları biraz bekleyemez mi?’’ Bekleyemez, çünkü her şey bir bütün. Kadın hakları, çocuk hakları, siyasi haklar, azınlık hakları, yaşam hakkı, hayvan hakları birbirine son derece ince iplerle bağlı, birbirini tamamlayan halkalar. Ya hepsi için mücadele ederiz, ya da, ya dası yok. Ben kişisel olarak, bazı cinsler dışında köpeklerin evcilleştirilmesine karşı bir insanım. Bu konuda biraz radikal düşünüyorum. Çünkü içimi acıtan görüntüler hiç aklımdan gitmiyor. Çok yakın dostlarımdan biri vaktiyle bir St.Bernard aldı. Yavruyken gezdirip dolaştırabiliyorduk; büyüyünce çok güçlü oldu, gezdirmek olanaksız. Ayrıca öyle çocuk sever bir köpek ki, kocaman cüssesinin farkında değil, bir çocuk gördü mü tut tutabilirsen... Çocuk kısmı da onun oynamak istediğini ne bilsin... Dev gibi bir köpek onlara doğru koşuyor. Haydaa.. feryat figan. Şimdi bizim St.Bernard, öylece kulübesinde oturuyor, çok mutsuz. Üstelik o, karlı dağlara alışmış, İstanbul’daysa toplam 25 gün kar yağıyor. Bu arada yazın buram buram terleyen mavi gözlü Sibirya kurtlarını çoğunluk görmezlikten gelirim. Hiç unutmam, Antalya’da bir otelde otel müdürünün Sibirya kurdu vardı. Zavallı, klimalı odadan dışarı adım atamıyordu. O kocaman kangalları, başı dumanlı dağlarda koşmayı özleyen kurt köpeklerini evcilleştirilmiş, süklüm püklüm dolaşırken görmek doğrusu hiç hoşuma gitmez. Bu benim kişisel düşüncem, ama insanlar köpekleri seviyor ve onlarla birlikte yaşamak istiyorlar, yaşasınlar. Köpekler hayatımızda her zaman olacak . İşte bu noktada Kemal Şenpolat çok önemli bazı konularda dikkatimizi çekmek istiyor. Biliyorsunuz 5199 Sayılı Hayvan Haklarını Koruma Yasası’na göre sokakta yaşayan köpekler artık barınaklarda toplanıyor. Ama yapılan incelemeler göstermiş ki, birkaç yerel yönetim barınağı dışında pek çok barınak içler acısı durumda, hatta birer toplama kampı görünümünde. Pek çok barınakta hayvanların, bırakınız aşılanma ve kısırlaştırma gibi işlemleri, içecek suları bile yok. Açlıktan yeni doğmuş yavruları yiyorlar. Buralara sivil toplum gönüllülerinin girmesi son derece zorlaştırılmış. Daha başka şeyler de var, örneğin Erdek’te barınak görevlisi, can sıkıntısını gidermek için köpekleri canlı hedef olarak kullanıyormuş. Hayvan Hakları Grubu diyor ki: ‘‘Barınaklar geçici yerlerdir. Buraya getirilen köpek kısırlaştırılır, aşıları yapılır ve gene yaşadığı ortama bırakılır. Doğru budur.’’ Ama seslerini pek duyuramıyorlar. Daha vahim şeyler de var. Yavruyken pek sevilen cins köpekler biraz büyüdüklerinde sahipleri tarafından ‘‘Bakamıyoruz’’, ‘‘Komşular istemiyor’’ gibi mazeretlerle sokağa bırakılıyorlarmış. Hani Marmaris’te, Bodrum’da ortalıkta dolaşan cins köpekler görürüz ya.. işte onların sırrı buymuş. Ama ben daha vahşi bir şey anlatmak istiyorum; Fransa’nın ana otobanlarında yaz aylarına doğru pek çok köpek ölüsüne rastlanır. Arabalar ezip geçmiştir. Peki neden yaz başında ölü köpek sayısı artıyor? Efendim, yaz ayları tatil aylarıdır ve bir yerlere gidilir. Evdeki köpeğe kim bakacak? ‘‘Ne yapalım, canımız ciğerimiz ama.. başka çaremiz yok’’ denilir ve ev köpekleri birer ikişer otobana bırakılır. Sonra mı?.. Kış başında birer köpek daha alınır. Arkadaşlar, insanoğlu merhametsizdir, acımasızdır ve bencildir. Köpeklerle ilgili daha pek çok haber var. Örneğin özellikle Berlin duvarının yıkılışından sonra ülkemizi istila eden yabancı seks işçisi hanımlar gelirken yanlarında poşet içinde birer de cins yavru köpek getiriyorlarmış ve birkaç kuruş para karşılığı bunlar gümrükten rahatça geçiriliyormuş. Bu bir şey değil, daha beteri var; dünyanın her yerinde seyahat eden yavru cins köpeklerin sayısında büyük bir artış yaşanıyormuş. Bizden de giden gidene... Bu durum Amerikan gümrüğünün dikkatini çekmiş ve yapılan incelemelerde, küçük bir operasyonla o güzelim yavruların iç organlarına uyuşturucu yerleştirildiği ortaya çıkmış. Evet, her zaman insanlar köpekle birlikte yaşayacaklar. Yolu yok ama çareler var, en önemlisi, sokakta gezen köpeklerin kısırlaştırılıp aşıları yapıldıktan sonra yaşayabilecekleri yerlere bırakılması için yerel yönetimlere baskı yapmak. Öteki çare de insanoğlunun merhametli olmasını dilemek. Bu dilemekle olacak iş değil ya.. olsun, biz dileyelim... isilozgenturk@superonline.com Hâkim, savcı ve Adalet Bakanlığı’nda görevli üst düzey bürokratların kurduğu S.S. Defne Dalı Yapı Konut Kooperatifi’nin vergiden de muaf tutulduğu ortaya çıktı. Yoksul ve dar gelirliler için düzenlenen ‘‘Gecekondu Kanunu’’ kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce kooperatife satılan 7 bin metrekarelik arsanın tahsisinin söz konusu yasanın ‘‘33. maddesine’’ göre yapıldığı belirlendi. Sözkonusu madde, arsa satın alanları ‘‘her türlü vergi, resim ve harçtan muaf’’ tutuyor. Cumhuriyet, Büyükşehir Belediyesi’nce Pendik Dolayoba’daki 7 dönümlük arsanın yargı mensuplarının kurduğu kooperatife 2002’de ‘‘Gecekondu Kanunu’’ kapsamında ‘‘210 milyar liraya’’ tahsis edildiğini resmi belgelerle duyurmuştu.‘‘Gecekonduların ıslahı’’nı amaçlayan kanundan faydalanan yargı mensuplarının eşleriyle birlikte üye olduğu kooperatife, arsanın, söz konusu yasanın 33. maddesine göre tahsis edildiği belirlendi. İstanbul Valiliği Pendik 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’nün ‘‘16 Mart 2006’’ tarihli yazısında, ‘‘İş bu taşınmazın tamamı 775 sayılı yasanın 33. maddesine göre tahsis edilmiştir’’ deniliyor. Tapu Sicil Müdürü Muzaffer Bıyıklıoğlu’nun imzasını taşıyan belgeye göre kanunun 33. maddesi aynen şöyle:‘‘Bu kanun hükümlerine dayanılarak yapılan ivazlı veya ivazsız devir, temlik, kamulaştırma, alım, satım, kira, geri alma, geri verme, ifraz, tevhit, tescil, cins değişikliği, rehin tesis ve terkini, ıslah, değişiklik, onarım, inşa ve ikmal gibi her türlü işlemler, sözleşmeler, beyannameler ve benzerleri, tasarruf bonosundan ve her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu kanun gereğince teşekkül edecek fonlardan yapılacak sarfiyat, artırma, eksiltme ve ihale, Divanı Muhasebat ve Muhasebei Umumiye kanunlarına tabi değildir. Bu sarfiyatın şekil ve esasları yönetmelikte belirtilir.” CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear