24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 MART 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Para Politikası Kurulu’nun karar alabilmesi için 7 üyeden 5’inin katılması gerekiyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Merkez işlemez hale gelebilir MURAT KIŞLALI ANKARA Önceki dönem başkan yardımcılarının görevlerinden ayrılması ile Merkez Bankası’nda hem yönetim komitesi, hem faiz indirimlerini karara bağlayan Para Politikası Kurulu (PPK) hem de Banka Meclisi değişiyor. Başkan ve başkan yardımcılıklarına vekâleten atamaların hukuki bir sorun yaratabileceğini ifade eden bir yetkili, ‘‘Eğer vekâleten atama sorun olursa, Merkez Bankası’nın para politikasını belirleyen PPK en geç haziran ayında işlemez hale gelebilir’’ dedi. Hükümetin Merkez Bankası Kıymetli Olan... Gazetemizin dünkü 6. sayfasında, AA kaynaklı karamizah konusu olabilecek bir küçük haber vardı.. Gözünüzden kaçmış olabileceğini gözeterek önce haberi aktarmalıyım.. ‘‘TBMM Başkanı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç’la birlikte, Setrms Parma tarafından Ankara Hiltonsa Oteli’nde gerçekleştirilen türban defilesini izledi. ‘Kıymetli Olan Gizlenir’ temasıyla ‘Örtü: İncinin Sırlı Esvabı’ konsepti işlenen defile, mankenlerin, 17 ve 18. yüzyıllara ait 4 Musevi, 4 Hıristiyan ve 4 Müslüman kadın kıyafetini sunmasıyla başladı. Yaklaşık 60 kıyafetin sunulduğu defilede Hazreti Âdem’den günümüze örtünmenin anlatıldığı bir belgesel gösterildi...’’ Moda, özenti ile özdeşleştiğinde sosyetiği ile İslamcısı arasında bir ayrım yapmıyor, aynı özenti kavramlar, yabancı sözcükler, sözde özgün kimlik yaratma adına araya sokuşturuluyor. Besbelli bayrak gibi tek tip bağlanan türbanla başı örtülen kadının şıklığından bir şeyler kaybettiği duygusunu ortadan kaldırmaya, kendini ayrıcalıklı görebilmesine yönelik, en kalitelisi, en renklisinden türbanlar yetmemiş, ‘‘Kıymetli Olan Gizlenir’’ vurgulaması eklenmiş. Gerçi bu vurgulama bir yanı ile kadına kıymetli mal bakış açısını da yansıtıyor. Zenginler dünyasında kıymetli mal değerlendirmesinden çok da gocunmayan, öyle olmak isteyen kadınların sayısı az değil ne de olsa. Boşuna ‘‘Paranın dini imanı yoktur’’ denilmemiş. Siyasal İslamcıların zenginleşenleri ile yoksullaşanları arasındaki uçurum büyüyor.. Fatih sokaklarında beşionu bir arada, sadece gözleri açıkta karaçarşafla dolaşanlarla yüz yüze her geldiğinde önce bir ürkeklikle şaşkınlık arası bakan annem, sonra yüzünden hiç eksik olmayan olumlu gülümsemesi ile bana açıklama yapıyor: ‘‘Evladım ne yapsınlar? Eşarp, manto alacaklar. Renklerini, çantalarını uyduracaklar. Bunların hepsi para. O kadar yoksullar ki bir çarşaf uydurdular mı içlerindeki görünmüyor..’’ Annemin keyfini kaçırmamak için, bir yanı ile yoksulluk, yoksunluk patlamasını yansıtan bu tablonun, diğer yanında siyasal radikal İslami akımlar, tarikatlar patlamasının, giderek birbirinden ayrılan renk ve örtünme biçimlerinin yasası olduğunu anlatmıyorum. Giderek sayıları katlanan tek tip türbanlıların, onun gençliğinden bildiği eşarplı örtünmelerden çok farklı bir şeyi simgelediğini de. Sadece İslami akımların yarışma merkezi Fatih’te değil, İstanbul’un tüm varoşlarında inançları gereği direnenler dışındaki tüm kadınların örtündüklerini hâlâ görmezlikten geliyoruz. Türkiye ölçeğinde Erdoğan Hükümeti’nin iktidara gelişinden sonra kaç milyon kadın daha acaba özgür iradesi(!) ile türban ya da çarşafla örtünmüştür? Ben diyeyim yüzbinler, siz deyin milyonlar. Eksiği var fazlası yok. ??? Bu nasıl özgür irade? Her yaştan kadın kitleler halinde örtünüyor. Türkiye ılımlı İslam adına pazarlanan AKP iktidarında hızla hoşgörüsüz bir yaşama doğru koşar adım gidiyor. İktidar icraatları bir bütünlük içinde siyasal İslamcı kadrolaşmayı, eğitimden günlük yaşamın her alanına uzanan siyasal İslama uygun yaşam biçimlerini dayatıyor. Birkaç yıl içinde nereden nereye geldiğimizi görmek istiyor, sorgulamayı dürüstçe, cesaretle yapmayı göze alıyorsak... Son moda ve marka giyimleri ile kimliklerini ayıramadığımız erkeklerinden değil, kadın üzerinden bir tarama yapmalıyız. Elbette bir kadının, eşi kim olursa olsun, türbanlı olması, kamu alanına sokulması dayatılmıyorsa, bireyin özgürlük, insan hakları içinde savunulabilir. Biz laik Türkiye Cumhuriyeti’nde topluma model oluşturan Başbakan’ın eşinin türbanını tartışma noktasından da çok uzaklaşmış konumdayız. Ama yanında Bakanlar Kurulu’nun, milletvekillerinin, bürokrasinin, hele de siyasal kadrolaşmanın büyük çoğunluğu için eşlerin türbanlı olması gibi bir sonuç tablo, (yani fiilen dayatma anlamına gelen ayırımcılık, seçim, koşul) varsa (ki var) ortada çok vahim bir gidiş var demektir. Türban, örtünme, bir kadının özgür inanç alanının simgesi olmaktan çoktan çıkmış, siyasal İslamcı akımların baskı aracı işlevini kazanmıştır. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarının nasıl yok edildiğini, hoşgörüsüz bir yaşama sürüklenmekte olduğumuzu son araştırma sonuçları da ürkütücü oranlarla ortaya koymakta: Toplumun yüzde 56’sı eğlence yerlerine gidenlere, yüzde 54’ü açık giyinenlere, yüzde 44’ü flört eden gençlere karşı. Başını örtmeyenlere yüzde 24, tek başına yaşayanlara yüzde 20, boşanmış kadınlara kızanlar yüzde 17 gibi büyük oranlarda. Yoksa siz hâlâ bu ülkede yüzbinlerce, milyonlarca kadının birden, çoğunluğu kara çarşaf olmak üzere örtünmesini baskı olarak algılamayanlardan mısınız? Siyasal İslamın laikliğe karşı, kadın üzerinden savaşımının simgesi olarak değil de, kadının özgür iradesi, hakkı olarak görmeye çalışanlar, başlarını kuma gömenlerden biri misiniz? ˜? Hükümet Merkez’e asaleten atamaları yapamazsa, Merkez Bankası’nın faiz indirimarttırım kararlarını veren 7 üyeli Para Politikası Kurulu’nun üye sayısı, karar alması için gerekli olan 5’in altına inecek. Bir yetkili ‘‘Bu hukuki açıdan bir sorun yaratabilir. Öyle olursa en geç haziranda kurul toplanamaz hale gelir’’ dedi. Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin görev süresini uzatmamasına dönük kararı, henüz istediği atamaları asalaten yapamadığı için, Merkez Bankası’nı kilitlenmeye doğru götürüyor. Serdengeçti’nin ayrılmasından önce Başkan Yardımcısı Fatih Özatay emekliye ayrılacağını açıklamış, Serdengeçti’den sonra da diğer başkan yardımcılarından Erdem Başçı vekâleten başkanlığa atanırken, Sedef Ayalp hemen, Şükrü Binay ise haziran ayında geçerli olmak üzere emeklilik kararlarını açıklamıştı. Buna göre, Merkez Bankası’nda hükümetin atadığı yeni yönetim, Fatih Özatay’ın yerine 4 Nisan’a kadar, Şükrü Binay’ın yerine de 6 Haziran’a kadar bir atama yapamıyor. Başkanlığa vekâleten atanan Erdem Başçı’nın yerine ise hiç atama yapılamıyor. PPK’nin karar alabilmesi için 7 üyeden 5’inin katılması gerekiyor. Şu anda Başçı, Özatay, Binay ile diğer üyeler Durmuş Yılmaz ve Güven Sak’ın katılımıyla PPK’nin 23 Mart’taki toplantısında bir sorun çıkmayacak. Özatay ayrıldıktan sonra yapılacak nisan ayındaki toplantıda ise, PPK’nin asil üyelerinin sayısı dörde inecek. Burada, başkan yardımcılığına vekâleten atanan Rifat Günay’ın ataması hukuken yetki tartışması doğuracak. Binay’ın da ayrılmasıyla haziran ayında PPK’nin asil üye sayısı da üçe inmiş olacak. Bu du rumda, hükümetin Merkez Bankası’nı işler durumda tutabilmesi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, bir başkan ve iki başkan yardımcısının atama kararnamesini imzalamasına kalıyor. Erdoğan: Programda sapma olmaz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası başkanının değişmesinin ekonomik program üzerinde etkili olmayacağını belirterek ‘‘Bu siyasi irade, ekonomik programdan şu ana kadar taviz vermemiştir. Bundan sonra da vermeyecektir, bu böyle bilinsin’’ dedi. Erdem Başçı . GEREKÇELİ KARAR İslami yazarlarla dergi çıkaran Turhan, başkan yardımcılığına getirilmek isteniyor ‘Erçel görevi kötüye kullandı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel’e 30 Aralık 2005 tarihinde, ‘‘devalüasyon davası’’ndan 11 ay 20 gün hapis, 136 YTL adli para ve 2 ay 27 gün memuriyetten yoksun kalma cezası veren ve bunu 1536 YTL adli para cezasına çeviren Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Kararda şu ifadeler yer alıyor: ‘‘Döviz satış işlemlerinin saat 15.30’a kadar yapılacak şekilde düzenlenmesi gerektiği, böylece 21 Şubat 2001 günü 1 ABD Doları’nın değeri yaklaşık 688 bin lira iken 22 Şubat tarihi itibarıyla 1 milyon liraya çıkmış, böylece kamu zararı oluştuğu anlaşılmıştır. Bu eylem nedeniyle sanığın cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca sanığın Halk Bankası Posta Caddesi Şubesi’nde bulunan vadeli hesabındaki 53 milyar 323 milyon 570 bin 225 lira ile vadesi 19 Şubat 2001 tarihinde 9 gün sonra dolacak olan 2 milyar 175 milyon lira tutarındaki parasını vadesinden önce bozdurup dövize çevirmek suretiyle müteselsilen görevde yetkiyi kötüye kullandığı anlaşılmıştır.’’ Bankanın yeni anlayışı! Ekonomi Servisi Hükümet, Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu Merkez Bankası’ndaki yeni yönetime ilişkin kararnamenin sonucunu beklerken Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olması beklenen İbrahim Turhan’ın, çıkardığı ‘‘Anlayış’’ adlı dergi ile piyasa ekonomisine karşı olduğu, temel maliye politikalarının Kuran’a göre şekillendirilmesi gerektiği gibi görüşleri savunduğu ortaya çıktı. İslami yazarlar ve akademisyenlerden oluşan bir kadroya sahip olan Anlayış dergisinde yayın yönetmeni ve sorumlu yazıişleri müdürü olarak görev yapmış olan İbrahim Turhan, 2004’ün nisan ayında Merkez Bankası meclisine atanmasına kadar aynı dergide ‘‘topluYORUM’’ başlığıyla yazılar da yazdı. Vatan gazetesinde yer alan habere göre Turhan’ın ekonomi, siyaset, din ve ABD gibi konulardaki temel bakışı şöyle: Piyasanın sonu yok oluş sı’’ ile ilgili bir panelde ise şöyle konuşmuştu: ‘‘Kuranıkerim’de iktisatla ilgili; ganimetlerin taksimatlarıyla ‘Ta ki servet içinizde sadece küçük bir tabakanın elinde dönüp dolaşan bir meta haline gelmesin’ mealinde bir ayeti kerime var. İslamı bir iktisadi model olarak tasarlayacakken, ‘ekonomiden faizi çıkardık, İslami ekonomi oldu’ yanlışına düşmememiz lazım... Bu bağlamda gelirler politikasıyla ilgili önemli düzenlemelerin olması gerekir.’’ Krize IMF yol açtı TURHAN’IN SİSTEMLE YÜZLEŞMESİ 1968’de İzmir’de doğan M. İbrahim Turhan, Galatasaray Lisesi’ni birincilikle bitirdikten sonra, Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü de birincilikle tamamladı. Turhan, ardından Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası Bankacılık alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. 2001 yılında yardımcı doçent unvanıyla Yeditepe Üniversitesi’nde kürsü başkanlığına getirildi. 2003’ün haziran ayıyla birlikte bir grup İslamcı yazarla ‘‘Anlayış’’ adlı aylık bir dergi çıkarmaya başlayan Turhan, 1 Nisan 2004’te Merkez Bankası Genel Kurulu’nda Banka Meclisi üyeliğine seçildi. Merkez Bankası’nda çalışmaya başladıktan sonra Anlayış dergisinde yayımlanan yazılarını ‘‘Sistemle Yüzleşme’’ adıyla kitaplaştırdı. İbrahim Turhan Devletin ekonomiye müdahale etmemesi gerektiği görüşüne karşı çıkan Turhan, çıkardığı dergide ‘‘Piyasa dediğin nedir ki?’’ başlığıyla özetlediği şu görüşleri ortaya koymuştu: ‘‘Ne yüzde 6.5’lik faiz dışı fazlanın, ne tasarruf tedbirlerinin ne de özelleştirmenin Türkiye’nin yapısal problemlerini çöze bileceğine ihtimal vermiyorum. Bunun sonu yok oluş...!’’ Gelirler politikası Kuran’a göre gözden geçirilmeli ‘‘ABD’nin iktisadi dünya görüşü midemi bulandırıyor’’ diyen İbrahim Turhan, ‘‘Gelirler Politika Boğaziçi Vakfı’nda 4 yıl önce yaptığı konuşmalarda Turhan, IMF ile ilgili olarak şunları söylemişti: ‘‘Kuruluş kanununda üye ülkelerin dış ödemeler bilançosu sorunlarını çözmek amacıyla kurulduğu ifade edilen IMF, tarihinde ilk defa Türkiye’de ödemeler dengesi problemi hiç olmayan bir ülkede, uyguladığı programlarla ödemeler dengesi problemine neden olmuş, döviz krizine yol açmıştır.’’ soner?cumhuriyet.com.tr Sanyo’nun Xacti HD1 modeli basın toplantısıyla tanıttı. SANYO’NUN EN HAFİF KAMERASI Ekonomi Servisi Dijital kamera pazarının önde gelen kuruluşlarından Sanyo, Avrupa’da 2005 yılının en iyi dijital kamera ürünü seçilen Xacti HD1’i, düzenlenen basın toplantısıyla tanıttı. Sanyo Ortadoğu Genel Müdürü Akemi Yamamoto, dijital kamera sektöründe Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek pazarda 2006 yılı sonuna kadar yüzde 40 oranında büyüme beklediklerini söyledi. Yamamoto, Sanyo’nun Türkiye dijital pazarında yüzde 2’lik bir pazar payı olduğuna işaret ederek yapacakları yeni yatırımlarla bu payı yıl sonuna kadar yüzde 5’e yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear