26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2006 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Yunan basınına göre Londra, 32 yıldır adada bulunan BM gücünün çekilmesini isteyecek Büyükelçi açıkladı Cheney’nin lezbiyen kızı hamile ? WASHINGTON (AA) ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin lezbiyen kızı Mary Cheney’nin hamile olduğu belirtildi. Washington Post gazetesinin, çifte yakın kaynaklara dayanarak verdiği habere göre, 37 yaşındaki Mary Cheney ve 15 yıldır birlikte yaşadığı 45 yaşındaki Heather Poe, yaza doğru doğacak bebek nedeniyle çok mutlu olduklarını söylediler. Dick Cheney’nin büyük kızı Elizabeth Cheney’nin de temmuzda beşinci bebeğini beklediği ifade ediliyor. İngiltere’den Kıbrıs girişimi ? “Atina ve Lefkoşa’ya şantaj” başlığıyla verilen habere göre planın iki amacı var: Tarafları “BM çerçevesinde” ve “ciddi” anlamda masaya oturtmak; Kıbrıs konusunda dengelerin AB’den BM’ye kaymasını sağlamak. MURAT İLEM Almanya’dan ‘bir çeşit donma’ itirafı ELÇİN POYRAZLAR BM Darfur’dan çekiliyor ? HARTUM (AA) Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, Sudan’ın Darfur bölgesindeki zorunlu olmayan personelini geri çekti. Sudan’daki BM sözcüsü Radhia Achouri, bölgeden toplam 134 kişilik personelin çekilmesinin nedeninin, Sudan hükümeti yanlısı Cancavid milislerinin ve diğer silahlı grupların El Faşer kasabasındaki etkinliklerinin artması olduğunu söyledi. Afrika Birliği, hükümet karşıtı gerillaların El Faşer’e saldırabileceklerini bildirmişti. ‘Kızıl Kmerler’ sözlüğü ? BANGKOK (AA) Güneydoğu Asya Çağdaş Araştırmalar Enstitüsü (IRASEC), 19751979 yılları arasında iki milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan trajediyi anlatmak için bir “Kızıl Kmerler Sözlüğü’’ hazırlıyor. Gazeteci Solomon Kane’in 10 yıllık araştırmalarının ürünü olan 462 sayfalık sözlük, önümüzdeki ay piyasaya çıkıyor. Sözlükte, Pol Pot rejiminin üst düzey yetkilileri hakkındaki ayrıntıların yanı sıra Kamboçyalıların terörle yoğrulmuş yaşamlarını anlatan sözcükler de bulunuyor. Kızıl Kmerlerin hayatta olan kadrolarını yargılamak için temmuz ayında bir mahkeme kurulmuştu. ATİNA Türkiye’nin limanlarını Rum yönetimine açmaması üzerine AB içinde başlayan tartışmalar, İngiltere’nin girişimi ile yeni bir aşamaya giriyor. Yunan İmerisia gazetesinde yer alan habere göre İngiltere, önümüzdeki günlerde BM Güvenlik Konseyi’ne tasarı sunarak Kıbrıs’ta 32 yıldan bu yana görev yapan BM Barış Gücü askerlerinin (UNFICYP) çekilmesini isteyecek. Gazete, adada ilgili tüm tarafları BM gözetiminde, ancak bu defa ciddi anlamda masaya oturtmaya yönelik planı “Atina ve Lefkoşa’ya şantaj” başlığı ile duyurdu. AB içinde başını Almanya ve Fransa’nın çektiği Türkiye karşıtı ittifakın tezlerini zayıflatmaya yönelik girişimin genelde iki amacı bulunuyor. Buna göre İngiltere, Yunanistan’ın Güvenlik Konseyi’ndeki üyeliğinin sona ereceği 1 Ocak’tan sonra böyle bir girişimde bulunursa; adadaki ilgili tüm taraflar masaya, ancak bu defa “ciddi” anlamda oturmak zorunda kalacaklar. Kıbrıs konusunda tüm dengeler AB’den BM’ye kayarak, Türkiye’nin elinin güçlenmesi sağlanacak. Konu ile ilgili konuştuğumuz Atina’daki bazı kaynaklar, böyle bir girişimin teoride olumlu sonuçlar vereceğinin altını çizdiler. İngiltere’nin “adadan barış gücü askerlerinin çekilmesi” ile ilgili girişiminden kendilerinin de haberdar olduğunu belirten söz konusu çevreler, bu na karşılık planın detaylarının henüz ilgili başkentlere ulaşmadığını vurguladılar. Kıbrıs’ta 1974’ten bu yana BM Güvenlik Konseyi kararı ile barış gücü askerleri bulunuyor. 32 yıldan bu yana görev yapan çeşitli uluslara ait askerlerin sayısı, niteliği ve etkinliği zaman içinde azalarak devam etmişti. Provokatif eylem korkusu Atina’daki bazı kaynaklar planın basına sızmasının ardından adadaki yeşil hatta Rumların provokatif eylemlere girişebileceği uyarısı yapıyorlar. UNFICYP askerlerinin çekilmesinin doğuracağı sonuçların tartışmaya açılması amacıyla adada gerginlik yaratmayı amaçlayan eylemlerin düzenlenmesinden kaygı duyuluyor. BM askerlerinin çekilmesinin, tarafları masaya oturmaya zorlayabileceği belirtiliyor. (Fotoğraf: AP) Talat’ın müsteşarı Pertev, Lüksemburg’daki gizli pazarlıkları açıkladı: Maraş’ı verdik, almadılar! REŞAT AKAR EFKOŞA Kıbrıs Rum basın mensuplarıyla Lefkoşa’nın Türk kesimindeki bir lokantada buluşan ve Lüksemburg’un AB dönem başkanı olduğu 2005 yılındaki gizli pazarlıkları açıklayan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın müsteşarı Raşit Pertev “Lüksemburg, Rum tarafına takvimler ve kısıtlamalar olmaksızın, Maraş’ın iadesini ve bütün sakinlerinin geri dönmesini teklif etmişti. Biz de bu öneriyi kabul etmiştik” dedi. L Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Alithia gazetesi, Pertev’in açıklamalarını “Maraş’ı 2005’te bize sunmuşlardı. Kıbrıslı Türkler de doğrudan ticaret karşılığında kabul etmişlerdi...” başlığıyla yansıttı. Lüksemburg’un 2005’in ilk yarısında, iki tarafı görüşmeye davet ettiğini, bu davete Rum tarafı adına Tasos Conis’in, KKTC adına da Pertev’in katıldığını anımsatan gazete şunları yazdı: “Lüksemburg masaya Maraş kentinin iadesi ve sakinlerinin geri dönüşü konusunu koydu. Pertev, Türk tarafına doğrudan uçuşlar karşılığında bu öneriyi, olduğu şekliyle derhal kabul etti. Conis ise ‘Bu intihardır’ diyerek reddetti. Conis’in öneriyi reddetme hızının kendisini şaşırttığını vurgulayan Pertev; o önerinin Kıbrıslı Rumlara bir armağan olduğunu, ancak bunu yitirdiklerini söyledi.” Alithia’ya göre Pertev, Rum lideri Tasos Papadopulos ve Talat arasındaki 8 Temmuz Anlaşması çerçevesinde yapılmakta olan görüşmelerde hiçbir gelişmenin olmadığını belirtti. Pertev, bunun nedenini Rum tarafının isteksizliğine bağlıyor. Mandelson, sürecin Kıbrıs’a bağlanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi Katılım süreci rehin alınıyor Dış Haberler Servisi AB Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Peter Mandelson Türkiye’nin üyelik sürecinin Kıbrıs sorununa bağlı olmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. İngiliz üye Mandelson, dün Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında “Bence Kıbrıs’ta çözüm için Türkiye’nin katılım sürecini rehin almak kabul edilemez’’ diye konuştu. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’ye limanlarını açmasına yönelik bir ültimatom vermemiş olmasını olumlu bulan Mandelson, AB’nin Türkiye’yi içine alacak biçimde genişlemesinin önemli bir stratejik proje olduğunu belirtti. Avrupa basını: Geri adım Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Türkiye’yle müzakerelerin devamı konusunda dün yaptıkları açıklamalara geniş yer ayıran Avrupa basını, liderlerin tutumunu “yumuşama’’ ve “geri adım’’ olarak değerlendirdi. Gazeteler, Merkel’in sert tutumunun Türkiye’nin tavrından çok AB ülkeleri arasındaki uzlaşı arayışından kaynaklandığı konusunda görüş birliği içindeler. İngiltere’de (Fotoğraf: AFP) yayımlanan The Guardian gazetesi, gerilimin Almanya’nın yıl başında başlayacak olan dönem başkanlığına sarkmasını istemeyen Merkel’in, AB liderleri arasında uzlaşma sağlanabilmesi için geri adım attığını belirtti. İngiliz Financial Times gazetesi, AB ülkeleri arasında uzlaşma sağlama arayışının yanı sıra Polonya ve Türkiye’nin müzakerelerin devamına dair baskılarının da Merkel’in kararında etkili olduğunu savunurken, The Times gazetesi, haberi “Merkel Türkiye’ye düşünmek için zaman verdi’’ başlığıyla duyurdu. Fransız gazetesi Le Figaro, yumuşama olarak değerlen dirdiği gelişmeyi “Alman Başbakanı ve Fransız Cumhurbaşkanı sanki önceki günlere göre daha basiret gösterdi’’ diye yorumladı. İngiltere’nin sayesinde Almanya’da yayımlanan Die Welt gazetesi, Merkel’in Türkiye ültimatomunu yumuşattığını vurgularken, Berliner Morgenpost gazetesi “Merkel rota değiştirdi’’ başlığını kullandı. Merkel’in “sert tavır konusunda başarısızlığa uğradığının’’ altını çizen Frankfurter Rundschau, Alman Başbakan’ın geri adım atmasında İngiltere’nin Türkiye lehindeki kararlı tutumunu neden gösterdi. BRÜKSEL AB Dönem Başkanlığı görevini Finlandiya’dan 1 Ocak 2007’de devralacak olan Almanya’nın Brüksel’deki AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Wilhelm Schönfelder, Türkiye’nin müzakere sürecinde başlıkların kapatılmamasının müzakerelerin tümünün donması anlamına gelebileceğini söyledi. Brüksel’deki düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nin düzenlediği toplantıda Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında ele alınacak konulara değinen Schönfelder, komisyonun Türkiye ile müzakerelerin 8 başlıkta askıya alınması ve diğer başlıkların kapatılmaması yönündeki önerisiyle “yaşayabileceklerini” söyledi. Türkiye’nin müzakere sürecinde diğer başlıkların kapatılmamasını “bir çeşit toptan donma” şeklinde niteleyen Schönfelder, başlıkların kapanmamasının de facto (fiili) bir durmaya neden olacağını belirtti. Schönfelder ayrıca Kıbrıs Rum kesiminin tanınmasının, Türkiye’nin önünde başlıkların kapanması için bir kıstas olduğunu ifade etti. Kıbrıs Rum kesiminin, komisyonun önerisine yönelik nasıl bir tutum belirleyeceğinin göönem başkanlığını rülmesi gerektiğini söyleyen Aldevralacak olan man büyükelçi, Almanya’nın “Biz bu öneriyAB Büyükelçisi le yaşayabiliriz, ama Kıbrıs yaSchönfelder, şayabilir mi” komisyonun şeklinde konuşönerisine ilişkin tu. Güney Kıbolarak “Biz bu rıs’ın, komisyonun önerisini kaöneriyle yaşayabiliriz, ama bul etmemesi durumunda AlmanKıbrıs yaşayabilir ya’nın dönem mi” sorusunu başkanlığına zorlu bir başlangıç yöneltti. yapacağını söyleyen büyükelçi, en olumsuz senaryonun Rumların Türkiye’ye yönelik başlıkların açılmasını veto etmesi olacağını bildirdi. AB içindeki tüm üyelerin Türkiye’nin hazır olan müzakere başlıklarının açılması yönünde tutum belirlediğini söyleyen Schönfelder, Rumların buna karşı çıkması ya da yeni önerilerle gelmesinin mevcut durumu değiştireceğini ifade etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın önceki günkü görüşmelerine değinen Schönfelder, liderlerin, komisyonun önerisinin Türkiye’ye yönelik kararda iyi bir temel oluşturduğunu ifade ettiklerini anımsattı. AB Komisyonu’ndan Türkiye’de Kasım 2007’deki seçimler ve 2009’daki Avrupa Parlamentosu seçimleri arasında Türkiye’nin ek protokole yönelik yükümlülükleri konusunda bir rapor beklediklerini ileten Alman büyükelçi, bunu istemenin adil olduğunu söyledi. Schönfelder, Merkel’in açıklamalarında “bir takvim” belirlemediğini söylemesine karşın 20072009 zaman diliminde yeni bir değerlendirme istediklerini ifade etti. D eçenlerde Hürriyet’te Deri Tanıtım Grubu Başkanı ve Derimod’un sahibi Ümit Zaim’in “Rus burjuvazisini Türk dericileri yarattı” sözleri yayımlandı. Zaim, “199098 döneminde Rusya’daki toptancılara 25 milyar dolarlık deri sattık. Buradan doğan 50 milyar dolarlık deri perakende cirosu Rusya’da burjuva sınıfının oluşmasına büyük katkı yaptı” demiş. Bunca yıldan sonra artık “bavul ticareti” ile kimin nereye geldiği belli değil mi? Birileri bu gibi yöntemlerle ve el yordamıyla bugün 1015 yıl öncesine göre kat kat büyük aşama kaydetti. Ötekiler hâlâ “Laleli’ye Rus çekebilir miyiz?” diye düşünmekle meşgul. Üstelik Dünya Ticaret Örgütü normlarına göre, son yıllarda bütün ülkelerle “bavul ticareti”ni adım adım ve göstere göstere sınırlayan Rusya’dan “Putin Laleli’ye savaş açtı” türü bir çığırtkanlıkla bahsedenler, neyi ne kadar anlayabilirler ki! Ama “yeni Rusya’da kapitalizmin temelleri” üzerine 15 yıldır yapılan tartışmalarda doğrusu Türk dericilerin rolü hiç ele alınmıyordu. Bu eksiğin tamamlanması bize gurur verdi... Bazen buradaki kimi Türklerin Rus Burjuvazisini Yaratan Türklermiş G PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY krayna’da tarihe karışan “turuncu devrim” in ikinci yıldönümü için meyU danlara çıkanlar parmakla sayılacak kadar azdı. Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, 26 Mart parlamento seçimlerinde partisinin uğradığı yenilgiden dört ay kadar sonra başbakanlığa rakibi Viktor Yanukoviç’i getirmek zorunda kalmıştı. Yuşçenko’nun bir an önce NATO’ya girilmesi politikasını kısa sürede etkisiz hale getiren Yanukoviç, bu sayede Ukrayna’nın en büyük ticari partneri Rusya ile doğalgaz alanında uzlaşmaya vardı. Başkanlık ettiği hükümet içinde doğrudan Devlet Başkanı’na bağlı olarak çalışan Dışişleri Bakanı Boris Tarasyuk’u ve İçişleri Bakanı Yuriy Lutsenko’yu geçen hafta, Ukrayna parlamentosu Rada’nın yardımıyla görevden uzaklaştırdı. Ardından gözünü dış politikaya çevirdi ve önce Moskova’ya, sonra da Washington’a gitti. Aslında Ukrayna’da bazı ulusal sermaye çevrelerinin temsilcisi olarak görülen Yanukoviç, bir taraftan Moskova ile son yıllarda yıpranan dostluğu onarmaya, diğer taraftan da kendisiyle ilgili olarak ileri sürülen “Moskova yanlısı lider” iddialarını ortadan kaldırmaya çalışıyor. ABD elbette Yuşçenko’yla daha kolay diyalog kuruyordu; ancak Kiev’de kısa sürede neredeyse “sessiz bir darbe” gerçekleştirerek iktidarın büyük bölümünü ele geçiren Yanukoviç’i dışlamaktan kaçınıyor. aksay@rusya.ru “Ya yazık oldu Ruslara! SSCB yıkıldıktan sonra pek çoğu Türk sermayesi sayesinde ekmeğini kazanıyor” türü konuşmalarını gülümseyerek dinliyorum. Bunların kafasındaki fotoğraf, 1990’ların başında dondu kaldı. Ama Rusya, dünyanın en hızlı değişen ülkelerinden biri. Şirketleri dünya zenginleri listesinde cirit atıyor. Türkiye de dahil, başka ülkelere yatırımları milyarlarca dolar. Döviz rezervleri Çin ve Japonya’dan sonra dünya üçüncüsü. Toprakları petrol, gaz ve başka madenlerle kaynıyor. Üstelik insanları eğitimli. Türkiye ile kıyaslayıp Rusya’ya tepeden bakanlara, BM Kalkınma Programı’nın sağlık, eğitim ve yaşam kalitesi gibi kıstasları değerlendiren İnsani Gelişim Endeksi’nde 177 ülke içinde Türkiye’nin 92., Rusya’nın ise 65. sırada yer aldığını ve örneğin, Türkiye’de 15 yaş üstü yetişkin okuryazarlık oranının yüzde 87.4, Rusya’da ise 99.4 olduğunu hatırlatalım. Başka ülkelerde burjuva sınıfı yaratmamız, gerçekten övünülecek bir gelişme! Ama bir boş vaktimizde biz de ticaretten kültüre her alanda burjuvalaşma sürecini bir tamamlayabilsek! Ne dersiniz? Ukrayna’da Sessiz Darbe Hiçbir şeye sahip değilseniz, hiçbir şey kaybedemezsiniz. William Shakespeare Politikacılar ve Seks usya’nın en ünlü rejisörlerinden Nikita Mihalkov, on yıl kadar önce devlet başkanlığına aday olarak gösteriliyordu. O dönemde kendisine başkanlığı düşünüp düşünmediğini sorduğumda, çevredeki güzel kadınları bana göstererek şöyle demişti: Sen olsan dört yıl bunlardan uzak durabilir misin? Çapkınlıklarıyla ünlü Mihalkov, başkanlığa aday olmadı. O başkan olsaydı kesinlikle “Rusya’nın en seksi başkanı” seçilirdi. Bundan kuşkum yok, çünkü anketler zaten aşağı yukarı bütün başkanlara “en seksi erkekler” listesinde yer veriyor. Zamanında Turgut Özal bile bu listede zirveye tırmanmamış mıydı? Seks ve politika ilişkisi üzerine yazılan kitapların sayısı sanırım yetersiz. Hele bugünlerde, devlet ve politika adamlarının seks skandallarıyla ilgili haberlerin iyice artması bana bunu düşündürüyor. Üstelik, şimdikilerin çoğu Monica Lewinski ile “göreceli masum bir ilişki” yaşayan Bill Clinton’u R Yanukoviç, iktidarı adım adım Yuşçenko’nun elinden alıyor. Canlı Yayında Başkan’a Şaka Geçen gün Putin’in de katılımıyla düzenlenen bir eğlence programı sırasında genç bir kız sahneye çıktı. Devletin birden fazla çocuk doğuranlara yaklaşık 10 bin dolar ödemesini öngören yasayla ilgili şöyle dedi: Sayın Başkan, bize böyle keyifli bir para kazanma şansı verdiğiniz için teşekkürler. Acaba başarısız girişimler için de ödeme yapmayı düşünmez misiniz? Seyircilerle birlikte Putin de kızı kahkahalarla alkışladı. fersah fersah geçiyor. Bakın, İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav’ın “zorla kirlettiği” söylenen kadınların listesi uzayıp gidiyor. Ona tam da “çoluğundan çocuğundan utan” diyecektik ki, şimdi de oğlu Ariel Katsav’ın adı seks skandalına karıştı. Yine bugünlerde Polonya Başbakan Yardımcısı Andjey Lepper’in “seks yapmak için işe aldığı” ortaya çıkan bir kadının şikâyetleri ortalığı karıştırdı. Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin benzeri maceraları da sık sık gündemde. Geçen ay Amerikalı politikacı Mark Foli ve din adamı Ted Haggard “sıra dışı cinsel alışkanlıkları” ile gündeme gelmişti. Bir ara eski Rusya Başsavcısı Yuriy Skuratov da, “iki kadınlı bir hamam rüşveti” alırken görüntülenmişti... Ne oluyor bunlara? Ellerindeki iktidar yetmiyor mu acaba? Sahip oldukları uçsuz bucaksız yetkiler, onlara her istediklerini yapabilecekleri hissini mi veriyor? Yoksa “iktidar” kavramıyla ilgili, bizim bilmediğimiz bir “duygusalfiziksel karmaşa” mı yaşıyorlar?.. CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear