26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2006 CUMARTESİ 14 Coşkun: Kayıt dışının sorumlusu devlet Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, devletin yanlış ekonomik politikalarının KOBİ’leri kayıt dışına ittiğini, bunu düzeltmeye çalıştıklarını bildirdi. Ali Coşkun, KOBİ’lerin ekonomilerin omurgasını oluşturduğunu, sermaye yetersizliği ve kredi mekanizmalarına ulaşamama problemleri bulunduğunu ifade ederek, “Devletin yanlış ekonomik politikaları onları kayıt dışına itmiştir. Kayıt dışılık benim de içime sinmiyor. Ama bunu düzeltmeye çalışıyoruz’’ diye konuştu. Coşkun, sanayi toplumunun yakalandığını, hatta bu alanda rekabet edilebilir hale gelindiğini ve bunu devam ettirmenin önemli olduğunu ifade ederek “Şimdi bilgi toplumu olma yolundayız. Onun için daha dikkatli ve hareketli olmak zorundayız’’ dedi. KOBİ Hisarcıklıoğlu: Kamu rehavete kapılmasın TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel ekonomiye dentegre oldukça kayıt dışı ekonominin payının azaldığına dikkat çekerek, yine de kamu idaresinin “Ben bir şey yapmasam da kayıtlı ekonominin payı artıyor’’ rehavetine girmemesi gerektiğini söyledi. Ekonominin kayıtlı hale gelmesinin getirdiği kamu kaynaklı maliyet artışına tedbir alınmaması halinde, kayıt altına geçme yükünün bu kez olumsuz bir gelişme olarak görüleceğini ve sürecin tersine döneceğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Kayıt dışı ekonominin sebebi sadece yüksek vergi oranları değil. Önemli bir sebep de nasıl davranacağı belli olmayan, çok geniş yetkilere sahip devlettir. Kural hâkimiyetine kamu idaresi de uymalı, gece yatarken, sabaha nasıl bir sürprizle uyanacağız diye endişe etmemeliyiz” dedi. Gündemden başlıklar ? Türkiye Almanya KOBİ Eşleştirme Merkezi, başvurular kosgeb.gov.tr alanından Haziran 20062007 tarihleri arası. ? Proje Yönetim Sertifika Programı 18 Aralık 200603 Şubat 2007 İKG Eğitim Salonu’nda (Ataşehir/Kadıköy). ? Gümrük Birliği’nin 10. Yılı “Türk Ekonomisi ve KOBİ’ler Açısından Bir Değerlendirme” 19 Aralık’ta Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde. G üncel Kayıt dışı işçi çalıştırmanın önüne geçmek amacıyla başlatılacak asgari işçi uygulamasının bu haliyle KOBİ’leri daha da zora düşüreceği vurgulanıyor Primi düşür, şartı öyle getir prim ve vergi yüklerinden dolayı zaten büyük sıkıntı içinde olan küçük ve orta ölçekli işletmeler bu kez de 1 Ocak’ta uygulamaya alınacak “asgari işçi şartı” yüzünden ciddi sıkıntı yaşamaya başladı. Daha önce yalnızca inşaat sektörü için geçerli iken Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında artık tüm sektörlere uygulanacak olan “asgari işçi şartı”nın ana amacı kayıt dışı işçi çalışmanın mümkün olduğunca önüne geçmek. Buna göre, artık devlet her işletmede kaç kişi çalışması gerektiğini belirleyecek. Bu sayının altında eleman çalıştıran işletmeye ise ceza kesilecek. Uygulama ile kayıt dışılığın fazla olduğu ulaştırma, tekstil ve turizm gibi sektörlerin hedef alındığı belirtiliyor. Ancak görünen o ki bu haliyle uygulamaya alındığı SSK takdirde birçok KOBİ hayli zor durumda kalacak. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun içinde yer alan “asgari işçilik şartı” uyarınca hangi işletmede kaç kişinin yer alması gerektiği Sosyal Güvenlik Kurumu elemanları tarafından belirlenecek. “Yola çıkış amacı güzel ancak bu şekilde uygulanırsa kayıt dışını arttırmaktan başka işe yaramaz diyen TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi, “Türkiye’de KOBİ’ler birbirinden öyle farklı ki her bir sektörde bile asgari ortak bir işçi sayısında birleşmek zor. Bu işin bir yanı. Diğer önemli bir husus da SSK prim oranı ve vergiler aşağıya çekilmedikçe KOBİ’lerin sırtındaki kambur daha da ağırlaşacak” dedi. Gebze’de faaliyet gösteren Sadık Otomotiv’in sahibi Hüsnü Yeşiltaş ise “SSK primlerini düşürsünler zaten işverenler işçilerini kayıt altına alır. Küçük yerlerde işçisi işvereni herkes bir çatı altında. Birbirlerinin dertlerini, sorunlarını iyi biliyor. İstemez mi kendisi için çalışan kişinin haklarını vermeyi? Prim düşürmeden bu yasa uygulanırsa ortada KOBİ kalmaz” dedi. Akademisyen gözüyle ise bu konu da diğerleri gibi uygulamaplanlama zamanlaması ile ilgili. Prof. Türkel Minibaş’a göre: “Türkiye’de önce uygulama sonra planlama yapıldığı için bu uygulamanın yaratacağı sorunları deneyimlerimiz doğrultusunda göreceğiz. Sorunlara değişik düzenlemeler yapmak gerekiyor. 2007’de uygulamanın başlamasıyla riskler doğmaya başlayacaktır. Bunlardan birincisi de her sektörün bulunduğu bölge içinde diğerlerinden farklı işsizlik oranları olmasından doğacaktır. Ayrıca aynı sektörün iki ayrı bölge için istihdam olanakları da farklı. Mutlaka uygulama öncesi bölgesellik kıstasları dikkate alınmalı.” BÖLGESEL KALKINMA HEDEFİ AB fonları önemli bir fırsat ? GAPGİDEM Direktörü Meral Sayın, AB fon ve hibelerini devreye sokabilmenin yolunun, inovasyon, kümelenme ve yönetişim konularına odaklanmaktan geçtiğini vurguladı. FATMA AKMAN 4. KOBİ Zirvesi’nin AB Destekli KOBİ Programları başlıklı oturumunda KOBİ’lerin AB fon ve hibelerinden habersiz olduğu ve bu yüzden önemli fırsatların kaçırıldığı vurgulandı. Oturumda konuşan eski Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz, Türkiye’de proje üretme becerisinde ciddi sorun yaşandığını vurgulayarak “Buna bölgesel kalkınma hedefleri koyarak çözüm üretebiliriz” dedi. AB yolunun bu projelerden geçtiğini ifade eden Yılmaz, bu proje için teknolojik transfer, modernizasyon, yenilikçilik, bölgesel istihdam olanaklarında artış gerektiğini söyledi. Uygulanan AB Destekli Projeler’in etkin ve verimli olmasını geleceği okuyabilme yetisine oranlayan Yılmaz “Geleceği okuyabilmek, rekabet gücü artışını sürdürülebilir kılmaya, istihdama ve katma değere bağlıdır. Sivil toplum dahil herkes bu hedeften sorumludur” yorumunu yaptı. GAPGİDEM Direktörü Meral Sayın ise 7. Çerçeve Programı bağlamında “ArGe ve sanayi, icat amaçlı araştırma, kalite, rekabet gücü” bileşiminden söz etti. İnovasyon, yönetişim ve kümelenme konularının hassasiyet gerektirdiğini, bunun AB fon ve hibelerini devreye sokabilmenin tek yolu olduğunu vurguladı. Sayın, Bölgesel Kalkınma Planlamaları’nın, bölgesel kalkınma farkını açmak için değil, bu farkı ortadan kaldırmak için önemli olduğunu belirtti. ABGAP Bölgesel Kalkınma Programı 20022007’nin içeriğini anlatan Sayın, içeriği “47 milyon Avro’luk üç bileşenli (KOBİKültürel Mirasın KorunmasıKırsal Kalkınma) bir paket 34 milyon Avro’luk direkt KOBİ hibe programları ve 2 milyon Avro’luk KOBİSivil Toplum Örgütleri hibe programları adı altında bir başka paketten oluşmaktadır” sözleriyle tanıttı. AB ilişkiler koordinasyonunun 8 yeni şehirde daha kurulacağını ifade eden Sayın; küçük işletmelerin kredi programlarının 2008 yılı sonuna dek süreceğini belirtti. “Kadın Girişimci Destek Projesi Ankara, Bursa, Denizli, Mersin, Çorum’u kapsayan beş şehirde kadın girişimciler eğitildi. İş kurmaları desteklendi. Adana, Balıkesir, Sıvas, Eskişehir, Tunceli, Yozgat, Tekirdağ gibi şehirlerin de kapsamı içine alınması bekleniyor” diyen Sayın, mevcut diğer projeleri ise şöyle sıraladı: ModaTekstil Geliştirme 1. Projesi İş Kümesi Geliştirme Projesi Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde KOBİ’lere Yardım Projesi Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi 2007. Bunlara paralel olarak Yapı Kredi Bankası Perakende Bankacılık KOBİ Pazarlama Bölüm Başkanı Uğur Sami Ağılönü “Yapı Kredi olarak KOBİ’lere yönelik 13 il hedefledik. 24.5 milyon Avro’luk bir paket hazırladık. 50 firmanın projesinin onaylanmasına katkı sağladık. Başarıya ulaşan proje oranı onda bir iken yüzde 30’a çıktı” dedi. KOBİ’lerin AB hibe programlarından habersiz olduğuna işaret eden Ağılönü “AB hibeleri verdikten sonra takibi elden bırakmıyor. Bir sonraki hedef bölgesel kalkınma projelerine ağırlık vermek. Hibe programlarından yararlanmanın yolu; bölgesel ve kırsal kalkınma planları oluşturmaktan geçiyor” dedi. IV. KOBİ ZİRVESİ SONUÇ BİLDİRGESİ PROF. MİNİBAŞ ‘Zor bir dönemden geçeceğiz’ “Türk ekonomisi sıcak para üstüne oturtulmuş bir ekonomidir. Seçime giden hükümet sıcak para çıkışına izin vermeyecektir. Faizleri asla aşağı çekmeyecektir” diyen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkel Minibaş, KOBİ’leri zor bir dönemin beklediğini söyledi. KOBİ’lerin ekonomi politikalarını değerlendirmesinden kaynaklanan sorunları olduğunu belirten Minibaş’a göre bunlar, “devlet desteğinin azalması, düşük kur politikalarının girdi ithalatını artırması, ihracatta vergi iadesi ile ilgili sistem değişikliği ve işlevsiz ArGe desteğinden” besleniyor. Minibaş, “Sanayi sektöründeki KOBİ sayısı hizmet sektöründeki KOBİ sayısının artışına yetişemiyorsa çanlar çalıyor demektir” dedi. Üretimin tüketime, bir başka deyişle ihracatın ithalata yetişememesine dikkat çeken Minibaş “Bu durum hizmet sektörünü destekleyecek bir reel sektöre ihtiyacımız olduğunun göstergesidir” dedi. İnovasyon kültürü hızla oluşturulmalı OSYÖV , TOBB, KOSGEB, T Rekabet Kurumu ve Türk Patent Enstitüsü’nün işbirliği ile düzenlenen “IV. KOBİ ZİRVESİ”nin sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin kalkınma stratejisinin inovasyon temeline dayandırılması gerektiği vurgulanarak KOBİ’lerde inovasyon kültürünün oluşturulmasına yönelik bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiği bildirildi. Zirvenin ardından yazılı olarak açıklanan sonuç bildirgesinde yer alan kimi maddeler ise şöyle: ? KOBİ’lerin yeni teknolojileri takip etmesi, bu teknolojilerin aktarılması ve yaygınlaştırılması için mekanizmalar oluşturulmalı. ? Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları konusunda bilgi ve bilinç düzeyini artırma, markalaşma bilincinin yaygınlaştırılmasına yönelik olarak TOBB, KOSGEB başta olmak üzere meslek kuruluşları ve medya ile işbirliği sağlanmalı. ? Kayıt dışılığın düşürülmesi için istihdam üzerindeki yükler azaltılmalı, vergi reformu yapılarak vergi oranları düşürülmeli ve vergi tabana yayılmalı. ? KOBİ’lere yönelik devlet desteklerinin etkin olmayanları uygulamadan kaldırılarak etkin devlet desteklerinin kaynağı artırılmalı, bölgesel ve sektörel bazda düzenlenmeli. ? Girişimcilere Başlangıç Sermayesi sağlayabilmek için Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları teşvik edilmelidir. Girişimcilere İş Melekleri (Business Angels) sistemi gibi yeni finans mekanizmaları oluşturmak için yasal altyapı oluşturulmalı. ? Yabancı yatırımcıların KOBİ’lerle işbirliğine girmelerini sağlamak amacıyla gerekli altyapı oluşturulmalı. ? KOBİ’lerin çalışma ve çevre mevzuatına uyumunun sağlanması için gerekli bilgilendirme ve destek mekanizmaları oluşturulmalı. ? İhracat Kredi Sigortası ve Kredi Sigortası sistemleri, AB fonları, BASEL II, KGF ve KOBİ AŞ. vb. konularda bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirilmeli. ? Enerji fiyatlarının uluslararası düzeye çekilmesinde gelişme yaşanmamaktadır. KOBİ’ler için çok önemli olan bu konuda çalışmalar yapılmalı. ? Sanayi yerleşkelerinin gelişmesi önündeki engel kaldırılmalı. ? AB fonlarından KOBİ’lerin etkin yararlanabilmeleri için proje hazırlanması konusunda gerekli destek verilmeli. ? Ana sanayi ve yan sanayi ilişkilerinde karşılıklı güven, şeffaflık ve uzun vadeli ortak vizyon çok önemli. ? Türkiye Halk Bankası’nın hisseleri halka satılmalı. ? 3624 sayılı KOSGEB yasası yeniden düzenlenerek kurum yeniden yapılanmalı, hizmet ve tarım sektörü KOBİ tanımı içine alınmalı. 7. ÇERÇEVE PROGRAMI KADIN GİRİŞİMCİ ÖNEMLİ HİLMİ DEVELİ hilmideveli?hotmail.com KOBİ’ler Türkiye ekonomisinin en önemli yapı taşı. Bunu sadece bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak değil, KOBİ’ye 15 yıla yakın emeğini vermiş birisi olarak artık rahatlıkla söyleyebiliyorum. KOBİ’ler sadece Türkiye’nin ekonomik yapısında değil, tüm gelişmekte olan ekonomilerin öncelikli konusunu oluşturuyor. KOBİ’yi ülke gündemine taşımak, onların sorunlarına çözümler yaratmak, gelecek için somut önerilerle vizyonlarını oluşturabilmeleri için katkıda bulunmak gerçekten çok önemli bir görev... Hatta sorumluluk gerektiren ulusal bir görev... 1314 Aralık tarihlerinde İstanbul’da toplanan “KOBİ’lerde Sürdürülebilir Rekabet Gücü ve İnovasyon” temalı 4. KOBİ Zirvesi’nin gerek açılış konuşmalarında gerekse birbirinden ilginç konulu paralel oturumlarda KOBİ’lerin bugünü ve yarını tartışıldı. Katılımcı demokrasiyi özümsemiş ülkelerde görülen sivil inisiyatiflerin öncülüğünde, katılımcı bir yaklaşımla kamuoyu oluşturma, ortak aklı kullanarak sorunlara somut çözümler üretmenin bir örneğini yaşadık bu zirvede.. Bir yanda kamu, diğer yanda meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşları birlikte oluşturulan, farklı görüşlerin dile getirildiği, özgürce tartışmaların yapıldığı bir platform... Birlikte iş yapma, strateji belirleme, sinerji yaratma kültürünün tipik örneği... Bir bakan çıkıp “5084 sayılı Teşvik Yasası yeterince yararlı olamadı, KOBİ tanımı, destek politikaları gözden geçirilmeli, KOBİ Zirvesi’nin Ardından... KOSGEB yeniden yapılandırılmalı” deyip kayıt dışılığı özendiren uygulamaları hâlâ önleyemediklerini açık yüreklilikle itiraf ederek özeleştiri yapabiliyor. KOBİ’ler, çevreyi iyi koruyamadıklarını, bazen kolaycı yolu seçerek kentin her yönüyle kirlenmesine neden olabildiklerini, pazarı ve piyasaları araştırmaksızın, yanlış teknoloji seçimiyle yatırım yaptıklarını açık açık dile getirebiliyorlar. Medya KOBİ’leri, KOBİ’ler de medyayı eleştirip sonuçta ortak paydada buluşabiliyorlar. Açılış konuşmamı yaparken “Kuruluşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası olan, 68 yıldır adını taşıdığı halkla bütünleşen Türkiye Halk Bankası yabancılara satılmamalı” çağrıma inanılmaz destek, salondan gelen alkışlardı. Bu konudaki çağrıma bir başka destek de reel sektörün, iş dünyasının en büyük meslek kuruluşu TOBB’un başkanından geldi. Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin bankacılık sektöründe hâlâ stratejisi olmaması büyük bir yanlışlık. Bankacılık sektörünün ne kadarı yabancılara satılmalı sorusuna cevap bulmakta zorlanıyoruz” dedi. Adı “Türkiye Halk Bankası olan bir banka mutlaka halka satılmalı” diyerek bizler gibi ulusal değerlerimizi ve çıkarlarımızı gözeten bir duruş sergiledi. Bu kez alkışlarla verilen desteğin adresi Hisarcıklıoğlu idi. Oturumlarda, ekonomiksosyal alanlarda farklı görüşleri temsil edenler demokrasinin güzellikleri içinde düşüncelerini dile getirdiler. AB üyeliği görüşmeleri ve müzakereleri değerlerimizi, ulusal çıkarlarımızı gözeterek sürdürülmeli görüşü zirvenin ortak noktalarından birini oluşturdu.. Türkiye Barolar Birliği, Tabipler Odası, Türk Eczacıları Birliği, ilgi alanlarında ulusal duruşlarını KOBİ’lerle paylaşabiliyorlar.. Kadın ve genç girişimciler birbirinden ilginç önerilerle geleceklerine yönelik stratejiler geliştiriyorlar. Zirveye katılarak destek verenlerin ortak paydalarından biri “Aş ve İş”... KOBİ Zirvesi Sonuç Bildirisi’nde yer alanlar, Türkiye’nin KOBİ’ler konusunda bundan sonraki yol haritasını oluşturuyor. Zirveye katkı verenlere, destek olanlara teşekkür etmeli. Uygulamanın takipçisi olmak ise öncelikle hepimizin görevi. CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear