24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kıbrıs’ta Ne İstiyoruz Ne İstiyorlar? 1 Gerçek öyle olmasa bile, görünüşte Kıbrıs sorunu Türkiye’nin AB yolunun önünü tıkamıştır. Türkiye, iki arada bir derede, ne yapsa, karşısındakilerin kabul edecekleri bir çözüm üretememenin umarsızlığı içinde yalpalamakta. Ne yapılması gerektiğine geçmeden önce, bizden ne istendiğini, bizim ne istediğimizi bilmek zorundayız. Unutmayalım, Kıbrıs’ın Cumhuriyet tarihinin gündemine düşmesi elli yılı aşan bir olay. O günden bu yana, her dönemde, Kıbrıs Türkiye’nin başının derdi oldu. Tarihimizin utanç lekelerinden vandalizm hareketi 6 7 Eylül (1955), BM’de, tezimizi yalnız iki ülkenin desteklediği (Pakistan ve Arnavutluk) oylama (1958) DP döneminin olayları olarak tarihe geçti. 1964 yılındaki Rum saldırıları, Türk uçaklarının adayı bombalaması, arkasından gelen, İnönü’ye “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini bulur” dedirten (aslında yeni bir dünya kurulmadı, yeni bir hükümet kuruldu ve İsmet Paşa da yerini muhalefette buldu) Johnson mektubu yaşandı. Sampson darbesi, ardından Ecevit’in 20 Temmuz 1974 müdahalesi ve onu izleyen ambargo uygulamaları dönemi geldi... Nihayet Kıbrıs konusunun sürekli olarak, AB ile ilişkilerimizde önümüze pürüz olarak çıkmasıyla karşı karşıya kaldık. Görüyorsunuz, bu elli yıl içinde Kıbrıs, hep dış politikamızı ipotek altında tutan bir sorun oldu, iç politikamızı da derinden etkiledi. ??? Türkiye bu elli yıl içinde, Kıbrıs konusunda, ne istediğini ve onu adım adım nasıl yaşama geçireceğini bilen bir görüşe, plana sahip oldu mu? Aşağıdaki öyküyü, 1970 yılı Şubat’ında birlikte yaptığımız bir Hindistan gezisinde, değerli bilim adamı ve ünlü gazeteci Prof. Dr. Ahmet Şükrü Esmer’den dinlemiştim: “Hükümet o sıralarda, bütün dünyaya Kıbrıs konusundaki görüşlerimizi anlatmak üzere heyetler oluşturmuş ve onları yabancı başkentlere göndermeye başlamıştı. Ben de onlardan biriyle Latin Amerika’ya hareket ettim. Gezimizin ilk durağına vardığımızda, büyükelçiliğimizde bizi bir talimat bekliyordu: ‘Kıbrıs tezimiz değişti; geri dönün!’...” Çocukluktan delikanlılığa geçiş dönemimde, politikamız “Kıbrıs Türktür” dü. Sonra, taksime geçtik, sokaklardaki gösterilerde, taşınan en “veciz” pankart “Kıbrıs tramvayı, Taksim’de durmazsa Harbiye’de durur”du. Sonra Londra ve Zürih anlaşmalarının öngördüğü iki toplumlu çözüme geçtik. Onun da gerçekçi olmadığını, yaşayarak gördük. 1974 Barış Harekâtı, gerçi adada adil ve kalıcı barışı sağlayacak bir süreci başlatamadı, ama hiç değilse, müdahalesiz önlenmesi mümkün olmayan etnik temizliği engelledi. ??? Sorunun otuz yıl boyunca çözülememesinin nedenlerine doğru tanı koymalıyız. Bu süre içinde, çözümün görece kolay olabileceği dönemde, Türkiye’nin iç politika çekişmeleriyle değerli zamanı yitirmesi ve diplomasideki yanlışları yadsınamaz. RumYunan tarafı bu öğeleri ustaca kullanarak, bütün dünyaya Denktaş ile Türkiye’yi uzlaşmaz olarak kabul ettirmeyi başardı. Doğrusu, Türkiye içinde kimi çevreler de, aynı türküyü çığırarak, karşımızdaki koroya katkıda bulundular. Dış politika konularındaki cehaletini, kimi amaçlara ulaşmak için, belirli alanlarda tam teslimiyet felsefesiyle birleştiren AKP, kendi liderinin ağzından, kendi ülkesini ve Denktaş’ı “uzlaşmaz” olarak ilan etti. Annan Planı’nın Rum tarafının büyük çoğunluğu tarafından reddi ise görmeyen gözlere asıl uzlaşmaz tarafın kim olduğunu gösterebilirdi, ama hiç de öyle olmadı. Kıbrıs sorunu bugün tam bir çıkmaza saplanmış bulunmaktadır. Bu çıkmazdan kurtulmak için Türkiye’nin de, KKTC yöneticilerinin de ne planları vardır ne de görüşleri... Türkiye de, KKTC de açık ve net biçimde, ne ne istediğini söyleyebilmektedir, ne karşı tarafın ne istediğini anlayabilmekte... Bu çıkmazdan kurtulmak için önce gerçekleri yakından görmemiz gerekiyor. Yarın konuyu birlikte irdelemeyi sürdürelim... Darbenin mimarları hesap vermeli 78’liler Birliği, başta Kenan Evren olmak üzere ‘12 Eylül’ sorumlularının yargılanmasını istedi ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) 78’liler Birliği, “Eski Şili diktatörü Pinochet, halkların vicdanının mahkumu olarak öldü. Biz bu kadarı ile yetinmekten yana değiliz” diyerek başta Kenan Evren olmak üzere 12 Eylül darbesinin mimarlarının yargılanmasını istedi. Birlikten yapılan açıklamada “Türkiye halkları, Şili’deki Pinochet darbesinin oluşumuna ve sonuçlarına yabancı değildir” denilerek şu görüşler dile getirildi: “12 Eylül cuntası döneminde resmi rakamlara göre 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Açlık grevinde, çatışmada, işkencede ve sebebi belli olmayan şekillerde kuşkulu ölümlerin toplamı 419 kişidir. 50 kişinin ölüm cezası infaz edildi. İşte bu yüzden bütün darbeciler birbirine benzer. Darbeciler ölmeden yargılansın!” 78’liler Girişimi üyeleri, 12 Eylül döneminde yaşı büyütülerek 17 yaşında idam edilen Erdal Eren dosyasının yeniden açılmasını istedi. Taksim Gezi Parkı’nda bir araya gelen siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütü üyeleri de Eren’in idam edilmesi kararının “hukuk katliamı” olduğunu belirttiler. Grup daha sonra İçişleri Bakanlığı’na yargılama dosyası hakkındaki taleplerine ilişkin mektup gönderdi. Taksim’de bir araya gelen siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütü üyeleri Erdal Eren’in idam edilmesi kararının “hukuk katliamı” olduğunu vurguladılar. (Fotoğraf: BERİVAN TAPAN) Kamu İhale Kurumu’nun ihalelerin partililere verildiğine ilişkin saptaması hükümeti zorlayacak Hatay, AKP’yi karıştırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu İhale Kurumu’nun Hatay’da incelenen ihalelerin çoğunluğunun mevzuata aykırı olduğu ve AKP’lilere verildiğini belirlemesi, AKP’yi karıştırdı. Hatay Milletvekili Fuat Geçen’in bu konuyu gündeme getirdiği için partiden ihraç edildiğini anımsatan AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Hatay sorunuyla ilgili kapalı bir grup toplantısı yapılmasını istedi. Kamu İhale Kurumu’nun Hatay’da yapılan ihalelerle ilgili usulsüzlük belirleyerek suç duyurusunda bulunması, AKP’de tartışmalara neden oldu. Balıkesir Milletvekili Çömez, AKP yö ? AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, AKP yönetimine başvurarak Fuat Geçen’in ihraç kararının yeniden ele alınması ve yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak kapalı grup toplantısı yapılmasını istedi. Hatay’daki ihaleleri gündeme getirdiği için partiden ihraç edilen Hatay Milletvekili Fuat Geçen, AKP’nin kendisine özür borcu olduğunu söyledi. netimine yazılı başvuruda bulunarak Kamu İhale Kurumu’nun Hatay’da yapılan ihalelerin önemli bir kısmının usulsüz bir biçimde parti mensuplarınca alındığı iddiaları üzerine 196 dosyayı incelediğini ve bunlardan 145’inin mevzuata aykırı olarak gerçekleştiğini, önemli bir kısmının da parti mensuplarınca alındığını belirlediğine dikkat çekti. Çömez, parti yönetimine şu isteklerini iletti: ? Mevzuata aykırı yapıldığı belirlenen bu ihalelerle ilgili olarak halen partimiz Hatay örgütüne üye olan ve Kamu İhale Kurumu’nun incelediği dosyalarda mevzuata aykırı olarak ihale aldığı tespit edilen kişiler Disiplin Kurulu’na verilmelidir. ? İddiaların yoğunlaştığı dönemde partimiz tarafından görevlendirilen milletvekilleri, Hatay’da yolsuzluk yapıldığı iddia edilen ihaleleri incelemiş ve grubumuza herhangi bir sorun olmadığına dair bilgi vermişlerdi. Bu incelemeyi yapan milletvekillerimiz, yeniden grubumuzda dinlenmelidir. ? Aynı dönemde Hatay Milletvekili Fuat Geçen, söz konusu ihalelerle ilgili partimizin Hatay teşkilatı mensupları ve parti tüzelkişiliği hakkında mesnetsiz, çeşitli itham ve küçük düşürücü ifadeler kullandığı iddiasıyla başlatılan disiplin işlemi sonucunda ihraç edilmişti. Bahse konu dosya yeniden ele alınmalı ve parti grubumuzda süreçle ilgili bir kapalı toplantı yapılmalıdır. Söz konusu iddiaları gündeme getirdiği için AKP’den ihraç edilen Fuat Geçen, kendisinin belge ve bilgi olmadan mesnetsiz konuştuğu, iftira attığı gerekçesiyle ihraç edildiğini anımsatarak “Kamu İhale Kurumu’nun kararıyla bunun böyle olmadığı anlaşıldı. Sayın Başbakan, belge, bilgi, hukuk, dedi. Şimdi tavrını merak ediyorum. İşte belge, işte sonuç. Sayın Başbakan ne yapmayı düşünüyor? Çıkıp kamuoyunun önünde özür dileyecek mi? Bu partinin bana özür borcu var. Siyaset ahlakla yapılır, siyaset kurumunda özür de dilenir” dedi. BEHİÇ AŞÇI: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN CHP: KARA DOSYA ‘Eylemimi gölgelemek istiyorlar’ İstanbul Haber Servisi F tipi cezaevlerinde uygulanan tecride karşı 253 gündür ölüm orucunda olan avukat Behiç Aşçı, çeşitli gazetelerde, eylemin arkasında DHKP/C olduğu yönünde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek “Eylemimi gölgelemek istiyorlar” dedi. Şişli’deki evinde basın açıklaması yapan Aşçı, Hürriyet’in de aralarında bulunduğu bazı gazetelerde yayımlanan “Ölümünden sonra DHKP/C eylem yapacak” haberlerinin Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bilinçli olarak yaptırıldığını belirtti. Haberlerin provokasyon amaçlı olduğunu vurgulayan Aşçı, “Kimse bu eylemin arkasında birilerini aramaya kalkmasın. Ama illa birileri aranacaksa ben söyleyeyim; Adalet Bakanlığı” dedi. Öte yandan İstanbul Barosu Başkanlığı da yarın saat 15.00’te tecrit, savunma ve adil yargılanma hakkının kısıtlanmasına ilişkin uygulamalara karşı yürüyüş düzenleyecek. YİMPAŞ önergesine AKP’den ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, CHP’nin YİMPAŞ konusundaki araştırma önergesinin ele alınması için verdiği grup önerisi kabul edilmedi. Görüşmelerde önerge lehinde söz alan CHP’li Bihlun Tamaylıgil, YİMPAŞ için Alman makamlarının Türkiye’ye 14 dosya gönderdiğini bildirerek bu dosyaların akıbetini sordu. Tamaylıgil, “Meclis’te bu holdinglerle ilgili araştırma komisyonu kuruldu, rapor hazırlandı. Bunun üzerinden bir yıl geçti, hükümet en ufak adım atmadı” diye konuştu. SPK’nin suç duyurusunda bulunduğu YİMPAŞ hakkında davalar açıldığını ifade eden Tamaylıgil, “Buna karşın Adalet Bakanımızın bu şirketin açılışlarında görünmesi etik değil” dedi. Tamaylıgil, Maliye Bakanlığı denetim elemanlarını da konuya ilgi göstermemekle suçladı. Alman makamlarının gönderdiği 14 dosyada bulunan banka dekontunda adı geçen bazı kişilerin adının, “Beyaz Enerji” davasında da geçtiğini öne süren Tamaylıgil, kamuoyunun bu kişileri öğrenmek isteğini söyledi. CHP’li Algan Hacaloğlu da öneri lehinde konuşurken “Milli Görüş, Süleymancılar ve Diyanet Vakfı camilerinde, bu suç işlenmiştir” dedi. Meclis’in derhal bu “kara dosya” üzerine gitmesi gerektiğini kaydeden Hacaloğlu, AB İlerleme Raporu’nda da bu holdinglerle ilgili ifadelere yer verildiğini belirtti. asirmen?cumhuriyet.com.tr Şemdinli olayları haberi Evrensel gazetesine 301. maddeden beraat İstanbul Haber Servisi Evrensel gazetesi sahibi Ahmet Sami Belek ve sorumlu yazıişleri müdürü Şahin Bayar, Şemdinli olaylarına ilişkin haberleri nedeniyle TCY’nin 301/1. maddesi uyarınca “Türklüğü ve Cumhuriyeti alenen aşağılamak” suçundan yargılandıkları üç ayrı davadan beraat ettiler. Evrensel gazetesinin çeşitli sayılarında yayımlanan “Susurluk Çözülseydi Şemdinli Olmazdı”, “Şemdinli’nin Üstü Kapatılmasın”, “Eğitim Emekçileri Eylemde” başlıklı haberler nedeniyle “Türklüğü aşağılamak”, TCK’nin 214/1, 215 ve 126/1. maddeleri uyarınca “suçu ve suçluyu övme”, “suç işlemeye tahrik” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlarından açılan üç ayrı dava karara bağlandı. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmalara toplam 26 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilen sanıklar katılmadı. Esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıkların suç işleme kastlarının olmadığını, eylemlerinin basın özgürlüğü içinde değerlendirilerek beraat kararı verilmesini talep etti. Sanıklar hakkında açılan üç ayrı davayı da sanıkların eylemlerini basın özgürlüğü içinde değerlendiren mahkeme yargıcı, sanıkların üzerlerine atılı suçun oluşmadığını, yazıların haber amaçlı olduğunun anlaşıldığını belirterek beraatlarına karar verdi. namikzafer@yahoo.com Kamu emekçileri AKP’nin sosyal politikalarını protesto amacıyla bugün hizmet üretmeyecek KESK üyeleri iş bırakıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), bugün Türkiye genelinde iş bırakma eylemi düzenliyor. Emekçiler meydanlarda AKP hükümetini protesto edecek. Çalışma yaşamına yönelik demokratik hakların önündeki engellerin kaldırılmasını, emekçilere toplusözleşme ve grev hakkı tanınmasını isteyecek, 2007 bütçesine sadece IMF isteklerinin hâkim olması ve halkın yok sayılmasına tepki gösterecek olan KESK üyeleri, Ankara Ziya Gökalp Caddesi’nde ve İstanbul Saraçhane Parkı’nda 12.00, İzmir Konak Meydanı’nda ise 11.00’den itibaren toplanmaya başlayacak. Eylemi uluslararası hukuka ve anayasanın 90. maddesine dayandıracak olan KESK’in Başkanı İsmail Hakkı Tom OTOYOL GİŞELERİNDE EYLEM İSTANBUL/ ARKARA (Cumhuriyet) Yapı YolSen üyeleri, “ücret artışı, fiili hizmet zammı ve otoyollarla köprülerin ücretsiz olması” istemiyle düzenlediği eylemde, dün otoyol gişelerinde iş yavaşlattı. Yapı YolSen Genel Başkanı Bedri Tekin, eylemin Adana ve İstanbul’da Çamlıca gişeleri ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde gerçekleştirildiğini söyledi. Eylem nedeniyle İstanbul’da özellikle akşam saatlerinde gişelerde uzun kuyruklar oluştu. Yapı YolSen üyeleri Ankara’da da Başbakan’a 4700 şikâyet dilekçesi gönderdi. Bakanlıklar önünden Kızılay Postanesi’ne yürüyen grup “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganı attı. bul, Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’nın yetmediğinin yıllardır görüldüğünü dile getirdi. Tombul, AİHM’nin bu hakların kullanımına getirilen engeller konusunda lehlerine kararlar verdiğini anımsatarak “Bu hakların kullanımındaki tek engel hükümetin kafasındaki siyasi engel, ortada hukuki bir engel yok” dedi. Tombul, kamu çalışanları olarak örgütlenme, grev ve toplusözleşme haklarını, çalışanların ortak örgütlenmesi doğrultusunda kullanmak istediklerini kaydetti. KESK Başkanı, bugünkü eylem kap İsmail Hakkı Tombul samında üyelerinin, hastanelerde acil üniteler dışında sağlık hizmeti sunmayacağını, okullarda eğitime bir gün ara vereceğini, vergi dairelerinde iş bırakacağını ve otoyol ile köprülerde iş yavaşlatacağını bildirdi. Yapacakları eylemle halkın bir gün sıkıntı yaşayacağını dile getiren Tombul, “Biz halkımızın 365 gün sıkıntı yaşamasını istemiyoruz. Bütçeden yeterli kaynak aktarılarak hastanelerdeki kuyrukların azaltılmasını, okul sayısının artırılmasını, kamu çalışanlarına insanca yaşayacak bir ücret verilmesini istiyoruz. Halkımızdan, bu eyleme anlayışla bakmasını ve hepimizin yaşamını ilgilendiren politikaların değişmesi konusunda bize destek olmasını talep ediyoruz” dedi. CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear