28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2006 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr AB parlamenterlerine seslenen Genişleme Komiseri, tren kazasının önlendiğini savundu AKEL ‘başarıyı’ anlattı Rehn: Açık mesaj verdik Şili diktatörü yakıldı ? SANTIAGO (AA) Kalp krizi geçirdikten bir hafta sonra ölen eski Şili diktatörü Augusto Pinochet’nin cenazesi, önceki gece başkent Santiago’nun kuzeybatısındaki kıyı kenti Concon’daki mezarlıkta yakıldı. Adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, hava kuvvetlerine ait askeri helikopterle Concon’a getirilen Pinochet’nin cenazesi yakıldıktan sonra küllerinin 8 araçlık cenaze alayı tarafından bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyledi. Bazı kaynaklar, küllerin bulunduğu sandığın, Pinochet’nin hafta sonlarını ve yazlarını geçirdiği, Pasifik kıyısındaki Los Boldos’taki evine götürüleceğini ileri sürdü. 91 yaşında ölen Pinochet’ye devlet töreni düzenlenmedi. STRASBOURG (Cumhuriyet) AB Komisyonu Genişleme Komiseri Olli Rehn, AB’nin müzakerelerin kısmi askıya alınması kararıyla Türkiye’ye açık bir mesaj verdiklerini söyledi. AP’nin Strasbourg’daki genel kurul toplantısında konuşan Rehn, AB’nin pazartesi günü aldığı kararla ek protokole yönelik yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ötürü Türkiye’ye açık bir mesaj verdiğini söyledi. AB dışişleri bakanlarının kararının memnuniyet verici olduğunu belirten Rehn, “AB, Türkiye gibi hassas bir konuda, büyük bir krize yol açmadan çözüm bulabileceğini gösterdi. Bunun herkes tarafından takdir edilmesi gerekir” dedi. Rehn, bu kararla Türkiye ve AB arasında bir tren kazasının da engellenmiş olduğunu savundu. lli Rehn, Strasbourg’da yaptığı konuşmada, yükümlülüklerini yerine getirmeyen Türkiye’ye açık bir mesaj verildiğini vurguladı. AB doruğu öncesi bir araya gelen Avrupalı parlamenterler de AB dışişleri bakanlarının Türkiye ile ilgili aldığı karara destek verdiler. (Fotoğraflar: AP / REUTERS) sinin, Türkiye ve AB arasındaki müzakerelerin kesilmemesi için elinden geleni yaptığını” söyledi. Finli bakan, AB bakanlarının kararıyla olası tren kazasının engellendiğini sözlerine ekledi. Tartışmada söz alan Avrupalı parlamenterlerin büyük bir kısmı, AB bakanlarının Türkiye ile ilgili aldığı karara destek veren konuşmalar yaptı. TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise “AB bakanlarının, ilkbahar aylarında, Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılmasını tekrar gözden geçirecek olmasının sevindirici” olduğunu söyledi. ruğu bugün Brüksel’de başlıyor. AB’nin genişleme stratejisi, hazmetme kapasitesi, ortak göç politikası, enerji politikaları ve küresel ısınma gibi konuların ele alınacağı dorukta Türkiye konusunun tartışılması beklenmiyor. AB dışişleri bakanlarının Türkiye’ye yönelik olarak 11 Aralık’ta aldıkları kararın AB liderleri tarafından değiştirilmeksizin onaylanması öngörülüyor. O Süreç Rumların vicdanına kaldı REŞAT AKAR ‘Elimizden geleni yaptık’ Avrupa Parlamentosu’nun dünkü oturumunda Dışişleri Komisyonu Başkanı Alman Hıristiyan Demokrat Elmar Brok’un “genişleme stratejisi” ve Alexander Stubb’un “AB’nin yeni ülkeleri hazmetmesi” konularında hazırladıkları raporlar ele alındı. AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın Dış Ticaret Bakanı Paula Lehtomaki, “ülke Liderler doruğu bugün AB devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren 1415 Aralık AB Do ‘AB BÜYÜK RESMİ GÖRMELİ’ Hamaslı yargıç öldürüldü ? GAZZE (AA) Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’ta, silahlı kişilerin ateş açması sonucu bir Hamas yetkilisi öldürüldü. Filistin güvenlik yetkilileri, silahlı 4 kişinin ateş açması sonucu öldürülen 30 yaşındaki Bessam el Fara’nın, Hamas’ın silahlı kanadında üst düzey yetkili olduğunu ve şeriat mahkemesinde yargıçlık yaptığını kaydetti. Saldırıyı üstlenen olmadı. Gazze’de, El Fetih’li üst düzey yetkilinin 3 çocuğunu öldürmesinin ardından, El Fetih ve Hamas arasında çatışmalar yeniden başlamıştı. Tan: Karar ehvenişer değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, AB dışişleri bakanlarının Türkiye’ye yönelik aldıkları karara ilişkin olarak, ‘Haksız buluyoruz’ açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, kararların “ehvenişer” (kötünün iyisi) olmadığını belirtti. Tan, haftalık basın toplantısında soruları yanıtlarken, “Biz, Genel İşler Konseyi tarafından alınan kararları haksız buluyoruz” dedi. Finlandiya Başbakanı Matti Vanhanen’in ziyaretinde çözüm için yeni bir inisiyatifin başlatılmasında mutabık kalındığını hatırlatan Tan, bu çerçevede hiçbir şekilde yazılı öneride bulunulmadığını vurguladı. Sözlerini, “AB Kıbrıs konusunda yine çekingen davranmıştır” şeklinde sürdüren Tan, bunu Kıbrıs’a ilişkin çözümün BM’de olduğuna dair tutumunu Konsey kararı ile tescil edememesiyle gösterdiğini belirtti. İngiltere Başbakanı yarın Ankara’ya geliyor T Blair’den sürpriz ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB’nin bugün toplanacak ve yarın sona erecek olan devlet ve hükümet başkanları zirvesinin hemen ardından Ankara’ya gelecek. Edinilen bilgilere göre Blair, AB dışişleri bakanları toplantısında Türkiye’ye yönelik olumsuz kararların ardından, ülkesinin Türkiye’ye olan desteğini göstermek için cuma günü akşam saatlerinde Ankara’da olacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek olan Blair’in, konsey toplantısı öncesindeki süreçte Türkiye’ye verdiği desteği gündeme getirmesi ve bu desteğin süreceğini dile getirmesi bekleniyor. Blair, cumartesi günü erken saatlerde Türkiye’den ayrılacak. AB dışişleri bakanlarının Türkiye’ye ilişkin görüşmelerinde İngiltere, Ankara’nın Finlandiya aracılığı ile yaptığı açılımın dikkate alınmasını ve komisyon önerilerinin hafifletilerek karara dönüştürülmesini istemişti. Ancak Rum ve Yunan ikilisinin Fransa, Almanya, Avusturya ve Hollanda’yı arkasına almasıyla, karar komisyon önerileri doğrultusunda çıkmıştı. İzolasyonlar konuşulacak Blair’in Erdoğan’la yapacağı görüşmede, KKTC’ye uygulanan izolasyonların kaldırılmasına yönelik adımlar üzerinde durulacak. İngiltere Başbakanı’nın, Türkiye’nin ardından Mısır, İsrail, Filistin ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret edeceği öğrenildi. ‘AB doğru formül değildir’ Tan, “Kıbrıs Türklerine ilişkin izolasyonların kaldırılmasını sağlayacak kararın bir sonraki toplantıya ertelenmesi de Rumların baskılarıyla yaratılan bir ürküntünün sonucudur” dedi. Tan şöyle devam etti: “Bu kararın ehvenişer olduğu yönündeki görüşlere katılmıyoruz. AB’nin en kısa zamanda Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde büyük resmi görmesi en büyük temennimizdir.” TürkiyeAB ilişkilerinin geleceğine ilişkin soru üzerine Tan, “Biz bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Biz baskılara ve özellikle de Rumlardan kaynaklanan baskılara AB’nin boyun eğmesini kabul etmiyoruz” değerlendirmesini yaptı. Kıbrıs için, “Kapsamlı çözümün adresi BM’dir. AB kapsamlı çözüm için doğru bir formül değildir” diyen Tan, liderler zirvesi öncesinde yazılı bir öneri verilmesinin söz konusu olmadığına da dikkat çekti. Yunanistan’da genel grev ? ATİNA (AA) Yunanistan’da kamu ve özel sektör çalışanlarının “hükümetin izlediği ekonomi politikasını protesto için” yaptığı 24 saatlik genel grev, ülke genelinde etkili oldu. Yunan devlet televizyonu çalışanları greve 4 saatlik işbırakma eylemiyle destek verdi. ‘Ambargolu’ların Ercan kampanyası LONDRA (AA) İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin ambargolara karşı mücadele etmek üzere kurdukları “Embargoed” (Ambargolu) adlı sivil toplum örgütünün üyeleri, Ercan Havaalanı’nın doğrudan uçuşa açılması talebini içeren bir metni, Başbakan Tony Blair’in internet sayfasına gönderdi ve imzaya açtı. İngiltere Başbakanlığı’nın, Blair’e gelen talepleri içeren internet sayfasında yer alan Ercan Havaalanı’yla ilgili metne şu ana kadar 3 bin 245 kişinin online olarak imza koyduğu bildirildi. “Embargoed” üyesi Atalay Çolak’ın 5 Aralık’ta başlattığı kampanyanın şu ana kadar İngiltere Başbakanlığı sayfasında açılan kampanyalar arasında en çok ilgi gören 9. kampanya olduğu belirtildi. Metinde Blair’e Annan Planı’nın KKTC halkı tarafından onaylanmasının ardından verilen sözler hatırlatılıyor ve aradan geçen yaklaşık üç yılda bu sözlerin tutulmadığına dikkat çekiliyor. Metinde, KKTC halkına verilen sözlerin tutulması talep ediliyor. Blair’e yönelik taleplerin yer aldığı sitenin adresi, “http://petitions.pm. gov.uk/DirectFlights” olarak duyurulurken, kampanyaya katılmak için İngiliz vatandaşı ya da bu ülkede sürekli yaşama iznine sahip olmak şartı arandığı bildirildi. LEFKOŞA Güney Kıbrıs’ta hükümetin büyük ortağı komünist AKEL Sekretaryası, Avrupa Birliği dışişleri bakanları toplantısında zor koşullar altında çetin bir mücadele verildiğini ve elde edilen sonuçların tatmin edici olduğunu duyurdu. Türkiye’nin bundan böyle limanları açmak için Kıbrıs konusunda herhangi bir talepte bulunamayacağını açıklayan AKEL Sekretaryası, AB dışişleri bakanları toplantısında alınan kararları değerlendirirken elde edilen başarıyı 4 başlık altında topladı: 1 Kıbrıs’la bağlantı yok: Türkiye’nin, anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülükleri, Ankara’nın Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak almayı istediği karşılıklardan bağlantısız hale gelmiştir. 2 Başlıkların açılması: Dondurulmamış müzakere başlıklarının açılması Hükümetleatmin edici rarası Konfesonuçlar rans’ta, yani elde edildiğini oybirliği ile duyuran AKEL kararlaştırılacaktır ve TürSekretaryası, kiye’nin Ek Türkiye’nin limanları açmak Protokol’den kaynaklanan için artık Kıbrıs yükümlülükkonusunda lerini yerine getirdiğini koherhangi misyon belgebir talepte leyinceye kabulunmayacağını dar bunlardan vurguladı. hiçbiri kapanmayacaktır. 3 İlerleme raporu: Komisyonun yıllık ilerleme raporlarında, özellikle de önümüzdeki üç senenin raporlarında, 21 Eylül 2005 tarihli karşı beyanla ilgili meseleler üzerindeki ilerleme için özel atıfta bulunulacaktır. 4 İzolasyonlar: Kıbrıs Türk toplumunun Avrupa Birliği ile ticareti konusu sonuç bildirgesi içerisinde değil, AB Dönem Başkanlığı’nın ayrı beyanında yer almaktadır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin konumunu aşağıya indirmedikçe ya da yasadışı devletin (KKTC’nin) konumunu yukarıya çıkarmadıkça, bu tür ticarete AKEL karşı değildir. Bununla ilgili olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sonuç alıcı bir şekilde denetim yapmadığı bölgelerine değinilmesi de beyanın olumlu unsurunu teşkil etmektedir. Türkiye’nin Avrupa sürecini uzun ve sancılı bir süreç olarak değerlendiren AKEL açıklamasının sonunda “Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıs Rum halkı için mümkün olan en iyi sonucu başarma amacıyla dikkatli ve sürekli bir uğraş içerisinde olacağız” denildi. Rusya Fobisi üğmeye basıldı. Ve yeniden Rusya’dan kuşkulanmaya, korkmaya, nefret etmeye başladık. Rusya fobisi canlandırıldı. Rusya’nın İran’la nükleer işbirliğinden Ukrayna’yla doğalgaz krizine, bazı Rus medya organlarının yasaklanmasından muhalif işadamı Hodorkovski’nin tutuklanmasına kadar birçok konuda, defalarca sinirlerimizin “antiRus” uçlarına dokunuldu ve “Ruslara asla güvenilmeyeceği” bize hatırlatıldı. Şimdi de bir eski KGB ajanının zehirlenerek ölmesi gündemde. Ölüme kimin neden olduğu bilinmiyor. Ama “aslında herkes biliyor”: “Suçlu elbette Rusya, hatta bizzat Putin!” Medya bu yoldaki haber ve yazılardan geçilmiyor. Ne var ki kimse durup da bir düşünmüyor: Bu ölümden, tam da Batı ile ticareti geliştirmeye çalışan Rusya’nın ve en başta da lider Putin’in zararlı çıktığı aşikâr değil mi? Yoksa Putin’i bu zaman (Fotoğraf: REUTERS) PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru D da bir eski ajanı davul zurnayla öldürtecek kadar aptal mı buluyorsunuz? Katil kim olursa olsun, sonuçta olayın medyadaki gölgesi, sistemli olarak yaygınlaştırılan Rusya fobisine dayanıyor. Kimisi bilinçli olarak, kimisi de cahilce ve sadece “böyle şeyler yazmak prim yapar” anlayışıyla çorbaya kendi tuzunu katıyor. Örneğin, dünkü Akşam gazetesinde “Kremlin’in demir yumruğu” başlığı altında “son aylarda artan faili meçhul cinayetlerin arkasında görülen tek bir isim var: Putin” yazılmış. Haber (?), “54’lük kurt ajan” Putin’in yeniden seçilmenin hesabını yapması ve biyografisi ile ilgili yarım yanlış bilgilerle doldurulmuş. Hatta geçenlerde Moskova’da bir Türk diplomatın sıradan bir tartışma sonucu bıçaklanması bile bu haberin altına iliştirilmiş. Sakın bütün saldırıların arkasında Putin olmasın? İçtiğiniz çorbalardan korkun artık! Putin ahtapot kollarıyla içine zehir atmış olabilir... Sovyetler Birliği’nin Yıkılışı I eçen günlerde Sovyetler Birliği’nin G lağvedilmesinin 15. yıldönümü nedeniyle SSCB tartışmaları tekrar gündeme geldi. Bazı sorular ve cevaplarla konuyu ele almaya çalışalım. Sovyetler Birliği’ni kim yıktı? Emperyalizm mi, halk mı, birkaç Sovyet lider mi? Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ekonomisi ve siyasalsosyal kurumları, Brejnev’in son yıllarında giderek yoğunlaşan sorunlar yaşamaya başladı. Onun ölümünden sonra geçen 2.5 yıl içinde üç lider değiştiren Sovyetler Birliği’nde, 1985’te Gorbaçov’un başa gelmesinden itibaren bir dizi deney yapıldı. Toplumsal ortamda bir silkiniş yaşandı, ancak ekonomide kalıcı adımlar atamayan nraki Bozulan dostluktan so in ler nefret, meyve en öldürücüsüdür. ssing Gotthold Ephraim Le şeyi elbette anlamış görünmek, insanı daha akıllı gösterebiliyor. Ama tersi suçlamalara hedef olma riskine girerek SSCB’nin dağılmasının kaçınılmaz olmadığını sandığımı dile getirmek istiyorum. 1991’in son aylarında Moskova’da üç iktidar adayı vardı: “Sovyet reformcusu” Gorbaçov, reformlara karşı eski düzeni savunan “muhafazakâr komünistler”, her ikisine de karşı olan “antikomünist Yeltsin”. Bunlardan herhangi biri ötekilerine karşı kesin üstünlük sağlayabilseydi, SSCB varlığını sürdürebilirdi. Belki üç Baltık cumhuriyetini barışçı yolla geri döndürmek mümkün olamazdı; ama kalan 12 cumhuriyetin ittifakı devam edebilirdi. Burada özellikle yalnızca gücünü değil, kararlılığını da hızla yitiren ilk ikisine karşı Yeltsin’in “yeni Sovyet lider” olma şansının büyük olduğunun altını çizelim. Yeltsin gibi çılgınca bir iktidar hırsına sahip olan bir politikacı için SSCB’nin başına geçme hedefi heyecan vericiydi. Ama o, birincisi, işlerin ters gitmesi durumunda elinde neredeyse “çantada keklik” olarak gördüğü Rusya Cumhuriyeti’ni kaybetme ihtimalinden korktu; ikincisi, sözüm ona “antikomünizm ortak paydası” ile çıkarlarının birleştiğini sandığı Batı’nın çanak tutmasından etkilendi. (Bugün belki de “koskoca imparatorluğu” parmaklarının ucundan kaçırdığına pişmandır, kim bilir.) Haftaya konuya devam edelim. Sovyetler Birliği 15 yıl önce parçalandı. Ancak bu sürecin nasıl geliştiği ve nelere yol açtığı tartışmaları daha uzun süre devam edecek. iktidar, siyasi alanda kendi bindiği dalı kesmeye girişti. Uyguladığı politikaların sonucunu görmekte zorlanan Gorbaçov, sonunda 1991 Ağustos’unda net bir lideri ve politikası olmayan bir grup Komünist Partisi yöneticisi tarafından gerçekleştirilen bir darbe ile bir süreliğine koltuğundan uzaklaştırıldı; döndüğünde artık eski otoritesi kalmamıştı. Yenilenme ve şeffaflık politikalarına bağlı olarak kazandıkları özgürlükleri, merkezi iktidara karşı mücadelede kullanan Rusya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti’nin ve öteki Sovyet cumhuriyetlerinin liderleri, başlangıçta sembolik görünen bağımsızlık ilanı ile başkaldırının işaretini verdi. Sonuçta, 15 yıl önce dönemin Rusya, Ukrayna ve Belarus liderleri, Yeltsin, Kuçma ve Şuşkiyeviç SSCB’nin dağıtıldığını açıkladılar. Batı elbette Sovyet devletinin bölünmesini istiyor ve bu yolda çaba sarf ediyordu. Ama bu hızlı gelişme onu bile şaşırttı. Sovyet halkına gelince... 70 yıl boyunca Marksist ideolojik ambalaja sarılı bir yurtseverlik söylemiyle yatıp kalkan insanlar, devletleri yıkılırken ne sokağa çıktı ne de ciddi bir tepki gösterdi. Bununla birlikte 17 Mart 1991’de yapılan referandumda Sovyet halkının yüzde 76’sının SSCB’nin devam etmesi yolunda oy kullandığını ekleyelim. SSCB’nin dağılması kaçınılmaz mıydı? Başka türlü bir gelişme olamaz mıydı? Biliyorum, “eğer” bağlacını geçmişe yönelik kullanmak çoğu kez savunulan fikre otorite katmıyor. Üstelik bir şey olup bittikten sonra bilgiç bir edayla onun “tarihi olarak kaçınılmaz” olduğunu anlatmak ve bu arada her Emperyalist Kış Bir Rus internet sitesinden: “Batı, Moskova’ya önce kendi hayat tarzını, sonra ekonomik modelini, ardından ahlak anlayışını dayattı. Şimdi de kendi kış şartlarını bize zorla kabul ettirmeye çalışıyor. Söyleyin ey Ruslar, kar olmadan kış koşullarına daha ne kadar dayanacağız?..” CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear