02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y K Y Y PB PB PB Y Y 5 3 8 6 9 10 12 11 10 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y K K K K Y 10 10 10 10 3 4 4 4 13 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y K K K 12 15 7 10 10 8 2 2 0 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Ege kıyıları dışında kalan bütün yurt yağışlı geçecek. İç Ege, İç Anadolu’nun kuzeyi, Batı Karadeniz ile Orta ve Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu bölgesi ile sabah saatlerinde Trakya’da kar, yağmur ve sağanak şeklinde olacak, hava sıcaklığı tüm yurtta azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB 6 PB 0 PB 1 K 4 K 5 K 3 K 0 PB 3 PB 4 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB K K Y Y PB 1 3 8 2 1 1 11 13 4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 1 PB 13 PB 11 Y 9 Y 9 PB 4 K 1 PB 18 Y 14 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Tek başına iktidar ya; Danıştay ve Anayasa Mahkemesi, yasaya aykırı kararlar almayı hak sanan bu hükümetin Galataport, Dubai Towers gibi yaptırımlarını durduruyor. SEKA Balıkesir İşletmesi’ni RTE’nin yakını Albayrak’a ucuza kapatanlar hakkında görevlerini kötüyü kullandıkları gerekçesiyle soruşturma istemlerine izin vermeyen Maliye Bakanı Unakıtan’ın kararını Danıştay kaldırıyor. Gün geçtikçe bu hükümetin 70 milyonluk bir ülkeyi yönetmekteki aczinin örnekleri bir bir ortaya çıkıyor. ??? İki belge; uyarıları dikkate almadan bildiğini okuyan bu hükümetle, kuş gribi, pahalı doğalgaz gibi önemli konularda bugünkü acınası aşamaya ve aciz konuma geldiğimizi bütün açıklığıyla sergiliyor. Birinci belge; Avrupa ülkelerinden de ucuza sağladıklarını savunmasına karşın Enerji Bakanı’nın Rusya’dan doğalgazı ‘‘fahiş fiyatla’’ aldığını CHP’nin bir gensoru önergesiyle TBMM’ye taşıdığını ve fakat, hükümetin bu önergeyi Meclis çoğunluğuna dayanarak reddettiğini gösteriyor. 6 Mayıs 2005 tarihli gensoru önergesinin gerekçesindeki giriş paragrafı şöyle: ‘‘Enerji Bakanlığı’ndaki usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları büyük boyutlara ulaşmıştır. Mavi Akım başta olmak üzere Rusya’dan gaz alımlarında Hazine zarara uğratılmıştır. Bazı şirketlere, mahsuplaşma ve tarife belirleme işlemleriyle, haksız kazanç sağlanmıştır. Parti yandaşları üst yönetimlere yerleştirilmiş, bazıları yolsuzluk iddiasıyla tutuklanmıştır.’’ Kapsamlı bir araştırmayla soruşturmayı hedef alan önergeyi hükümet reddetmeseydi, bugün Enerji Bakanlığı üzerinde yoğunlaşan başta gaz alımıyla ilgili bütün eleştirilerin gerçek yanları daha ilk aşamada gün ışığına çıkmış, belki de zarardan dönebilme olanağı sağlanmış olacaktı. Ama bağnaz bir hükümet hangi gerçeği içerirse içersin muhalefetten gelen girişimleri geri çevirmeyi marifet biliyor. Biliyor ama, zaman ilerledikçe burnundan kıl aldırmayan bu iktidarın pek çok girişimi ya yargıya ya da ilgili bir başka bir duvara çarpıyor. ??? İkinci belgeyi Melih Aşık köşesinde anımsattı: Hükümet ilk kez ekimde Manyas’ta görülen kuş gribinden sonra Türkiye’de gerekli önlemlerin alındığını ilan ediyor. ‘‘16.10.2005 tarihinde Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, kuluçka süresinin dolduğu, dolayısıyla insanda ve hayvanda kuş gribi görülemeyeceği bildiriliyor’’ ve böylece tüm ülkede bir rahatlama oluyor. CHP grubunun o tarihte hazırladığı ve açıkladığı raporda Sağlık Bakanlığı’nın ‘‘kuluçka süresinin dolduğu ve insanda, hayvanda kuş gribi görülmeyeceği yolundaki açıklamanın bilimsel yanı yoktur... Ülkemizde göçmen kuşlarının konakladığı birden çok alan vardır. Orada da her an enfeksiyon yayılımı söz konusu olabilir... Göçmen kuşlarının konakladığı yöreler risk alanı ilan edilmeli ve bu yörelerin 35 km. yakınındaki alanlarda serbest, gezegen, açıkta kanatlı beslenmemelidir’’ deniliyor. Ülke insanının sağlığıyla ilgili bu uyarılar Sağlık Bakanı’nın ve muhalefetten gelen her uyarıyı terslemek huyundan malul bu hükümetin başkanının bir kulağından giriyor ötekisinden çıkıyor. Üstelik hükümet günü kurtarmanın peşinde. RTEkuş gribi konusunda bakanlıkların gerekli önlemleri aldığından söz ediyor. Dahası var; yazılı sözlü, görüntülü görüntüsüz iletişim olanaklarının dorukta olduğu günümüzde... RTE kuş gribine karşı toplumu bilinçlendirmek için ‘‘...vatandaşı bu konuda aydınlatacak cuma hutbelerine...’’ güveniyor. Üç yılda devletin bu iktidarın elinde düştüğü düzeye bakarak; ağlar mısınız gülünecek halimize, güler misiniz ağlanacak halimize! Avrupa’ya göç duraklama sürecine girerken Rusya ve Ortadoğu’daki göçmen sayısı artıyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Türkler tüm dünyaya yayıldı AYŞE SAYIN ANKARA Uluslararası mevzuat karşısında Avrupa’daki Türk işçilerinin durumunu saptamak amacıyla Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından raportörlüğe seçilen CHP İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek raporunu tamamladı. Gelecek ekim ayında AKPM’nin onayına sunulacak olan raporda, ‘‘dünyadaki Türk göçmen sayısı artarken Avrupa’ya yönelik göçün durduğu ya da gerileme sürecine girdiği, Ortadoğu ve Rusya’ya yöneldiği’’ değerlendirmesine yer verildi. AKPM tarafından ‘‘Avrupa’daki Türk işçilerinin durumu’’na ilişkin rapor hazırlamakla görevlendirilen Gülçiçek, raporunu geçen aralık ayında AKPM ‘‘Göçler ve Mülteciler Komitesi’’ne sundu. Gülçiçek, 2327 Ocak ve şubat ayı içinde Brüksel’de yapılacak AKPM Göçler, Mülteciler ve Nüfus Komisyonu toplantısında yeniden ele alınacak olan raporunu ekim ayında da AKPM’ye sunacak. Türklerin ‘‘göç hareketlerinin’’ ve bulundukları ülkelerde karşılaştıkları sorunların irdelendiği raporda özetle şu saptamalara yer verildi: Dünyadaki Türk göçmenlerin sayısı artış göstermektedir. Bugün tüm kıtalarda en az 70 ülkede Türk uyruklu insanlar yaşamaktadır. Başlıca göç alan Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin sayısında, örneğin Avusturya, İsviçre, İsveç, Danimarka gibi ülkelerde durgunluk veya devamlı bir azalma görülmektedir. Almanya ve Belçika’da ise hızlı bir düşüş yaşanıyor. Avrupa’da İtalya, İspanya veya Finlandiya gibi, Ortadoğu’da ise İsrail gibi yeni göç alan ülkeler ortaya çıkmıştır. Yurtdışında yaşayan Türkler, Almanya, Belçika, Hollanda veya herhangi bir başka Avrupa ülkesinde olsun, sosyal ve kültürel alışkanlıkları dolayısıyla kolaylıkla tanınmaktadır. Son zamanlarda Türk işçileri ve aileleri, bulundukları ülke vatandaşlığına geçmek istemektedirler. Fransa ve İsveç vatandaşlık konusunda daha liberal gözükürken Almanya vatandaşlık vermekten kaçınmaktadır. Belçika bu konuda (vatandaşlık vermeme) rekoru elinde bulundurmaktadır. Ancak Türk kökenli vatandaşların en fazla olduğu ülke Almanya’dır. Almanya, kişinin doğduğu yerin vatandaşı olma prensibine dönmeye başlamıştır. Mali yardım almaksızın ülkesine gönüllü olarak geri dönenler hakkında çok az bilgi mevcuttur. Türkiye’nin ekonomik büyümesi ile orantılı olarak geri dönüşlerin sayısı artmaktadır. 1990 yılında yaklaşık 1 milyon 500 bin geri dönüş olmuştur. Almanya’ya 19601999 yılları arasında 3 milyon 528 bin Türk vatandaşı giriş yapıp 2 milyon 332 bini bu ülkeden ayrılmıştır. Hollanda’da yıllık geri dönüş oranı yüzde 40 olarak tahmin edilmektedir. Essen’deki (Almanya) Türk Araştırma Enstitüsü’ne göre geri dönmeyi planlayanların oranı 1999’da yüzde 22 iken 2003’te yüzde 28’e çıkmıştır. Geri alınmaları istendi Avusturya’da gündem Türk sığınmacılar VİYANA (AA) AB dönem başkanı Avusturya’nın İçişleri Bakanı Lisee Prokop, ‘‘Türkiye’de insan haklarının henüz güvence altına alınmadığını’’ ileri sürerek sığınma istemi kabul edilen Türk yurttaşlarının geri alınmasını istedi. Avusturya’da yayımlanan Kurier gazetesine açıklamalarda bulunan Prokop, geçen yıl 1000 kişinin sığınma isteminin kabul edildiğini belirterek Türklerin yaptığı başvuruların büyük kısmının kabul edildiğini söyledi. Türkiye ile AB arasında sığınmacıların geri alınması konusunda bir anlaşma imzalanması gerektiğini söyleyen Prokop, ‘‘Ankara şimdiye kadar bu konuda görüşme isteğinde bulunmadı’’ diye konuştu. Prokop, Türkiye’nin istemesi halinde sığınmacıların geri alınmasına ilişkin anlaşmanın imzalanabileceğini söyledi. Viyana’da yapılacak AB içişleri ve adalet bakanları toplantısında, ‘‘siyasi sığınmacıların geldikleri ülkelerce geri alınması’’ konusunun Avusturya tarafından gündeme getirileceği bildirildi. 2 çocuk annesi olan Handan Kurtuluş (en önde) Mekke’deki Türk hastanesindeki mesai arkadaşlarıyla birlikte. (Fotoğraflar: AA) Türk hemşireler Mekke’de toprağa verildi BEYPAZARI / MEKKE (AA) Mekke’de çöken otelin enkazında cesetlerine ulaşılan 2 Türk hemşirenin cenazeleri, acılı ailelerinin de onayıyla dün akşam Kâbe’de kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Şengül Uzuner ile Handan Kurtuluş için bugün Ankara’nın Beypazarı ilçesinde de öğlen namazını müteakip gıyabi cenaze namazı kılınacak. Bu arada Mekke’de ölen hemşire Handan Kurtuluş’un 13 yıldır Beypazarı Devlet Hastanesi’nde görev yaptığı öğrenildi. Kurtuluş’un 2 çocuğundan Metehan’ın ilköğretim 5. sınıfa, diğer çocuğu Hande’nin ise ilköğretim 2. sınıfa gittiği bildirildi. Şengül Uzuner’in de Beypazarı Devlet Hastanesi’nde 14 yıldır görev yaptığı ve 12 yıllık evli olduğu belirtildi. Uzuner’in 10 yaşında Büşra ve 4 yaşında Berat isimli 2 çocuğunun bulunduğu kaydedildi. Önceki hükümetlerin bu konuda attığı adımları yetersiz bulan AKP hükümeti, her şeyin üzerine tüy dikti, dikmeye de devam ediyor ama, arada olan devlete oluyor. Devletin bu tür araştırma kurumları da deyim yerindeyse kuyruğu dikti! Bugün, hafta başından bu yana öne çıkan olayları bir başka pencereden sütuna yatıralım: Dış politikamız AB’ye emanet... Ekonomimiz IMF’ye emanet... Bölge güvenliğimiz ABD’ye emanet... Enerjimiz Rusya’ya emanet... Sağlığımız Allah’a emanet... Emaneten yaşıyoruz! ??? Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonominin IMF güdümünde son derece iyi gittiğini basın toplantısıyla uzun uzun anlattı. Bizce de hızlı bir gidiş var ama, nereye olduğunu kestirmekte zorlanıyoruz! Hafta ortası IMF konusunda ilginç bir çakışma yaşadık: Türkiye, IMF ile yola devam etmenin nimetlerini paylaştı... Arjantin, ekonomisindeki gerçek kurtuluşun IMF’den kurtulmak olduğunu ilan edip IMF’ye olan bütün borçlarını ödedi, IMF’yi kapı dışarı ettiğini duyurdu! Ne diyelim? Darısı başımıza... AKP, iktidara gelişinin 4. yılına girdi, hâlâ sıkıştıkça önceki hükümetten aldığı mirası öne sürüyor. Kamuoyu artık bunu yutmuyor. IMF konusunda daha farklı bir durum söz konusu. Önceki koalisyon hükümeti döneminde IMF ile yapılan 3 yıllık anlaşmanın süresi geçen yıl doldu, AKP kendi iradesiyle yeniledi. Herhalde AKP’liler, ‘‘Bizi IMF ile yeniden anlaşma yapmaya önceki hükümet zorladı’’ diyemezler! ??? Girişte vurguladığımız gibi ekonomide, dış politikada dışa bağımlılığımız, bağımlılık yaratmıştı, alışmıştık! Ancak bu bağımlılığın birkaç konuyla sınırlı olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Son birkaç yüzyıldır, bölgeselküresel güç olmak isteyen her ülkenin önceliklerinden olan enerji kaynaklarına ulaşma hedefi bu yüzyılda da geçerli. Türkiye ise enerji konusunda rol oynama iddiasında olmadığı gibi kendi kaynaklarını bile yönetemediğini gösterdi. Son doğalgaz olayının özeti bu. Doğalgazın vanası kapandıkça, perdesi açılıyor! Hangi zeminde olacağını bilemiyoruz ama, AKP hükümeti bunun hesabını mutlaka verecek, vermelidir. Enerjimizi Rusya’ya hangi fiyata ve hangi güvencelerle emanet ettiğimiz tartışılırken kuş gribi olayı doğalgazı ister istemez ikinci plana itti. Güncel konu kuş gribinin ne ölçüde yayıldığı, acil olarak neler yapılması gerektiği... Ancak konunun tartışılması gereken yanı, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık politikası. Felaket haberciliği yapmak istemiyoruz ama acaba sayın yöneticiler gıda maddelerinin ne kadarının kaçak girdiğini biliyorlar mı? Tarım ve hayvancılıkla ilgili araştırma kurumlarımız ne halde? Tablo ortada... Hayat pahalı, can uzun... Dünyaya emanet yaşıyoruz... Bu dünyaya olmazsa, öteki dünyaya! ankcum?cumhuriyet.com.tr Baba ve iki çocuğu yanarak öldü ? İstanbul Haber Servisi Fatih’te 2 katlı ahşap binada çıkan yangında, 2’si çocuk 3 kişi öldü. Horhor Caddesi İmam Murat Sokak’taki 2 katlı ahşap binada henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Alevlerin kısa sürede sardığı binada bulunan ve bacaklarının sakat olduğu öğrenilen Hasan Görgöz ile biri 2 aylık, diğeri 5 yaşındaki iki çocuğu yaşamını yitirdi. Yangın sırasında dışarıda olan anne Meryem Görgöz, olayı öğrenince sinir krizleri geçirdi. Şengül Uzuner. /IŞIL ÖZGENTÜRK CHP milletvekili, Bakanlığın niyetini bir kez daha sergilediğini söyledi Yoksulluk Kötüdür ? Baştarafı Arka Sayfada İstanbul’a yeni gelmişti. Oyunda yoksul ve aç insanlar, bir gece vakti Urfa’nın kutsal gölünde yaşayan kutsal balıkları çalıp yiyorlardı. Oyunun bu bölümünde sahnede koskocaman bir pankart asılıydı. Pankarttaki yazı şöyleydi: ‘‘İnsan aç kalmaya görsün, dinsel inançlarını bile çiğner!’’ Arkadaşlarımın isteklerini emir kabul eden ben hemen bu sözleri tahtaya yazıp çok sevdiğim sosyoloji hocamız sınıfa girdiğinde de, ‘‘Hocam bugün bu sözü tartışalım mı’’ diye sormuştum. Sosyoloji hocamız, dudaklarında, meseleyi çaktım ama büyüklük bende kalsın, dercesine hafif bir gülümseme, ‘‘Buyrun, şimdi bu sözler ne anlama geliyor tartışalım’’ demişti. Hurra, yine dersi kaynatmayı başarmıştık. Tavuklara saldıran, kaçanları kovalayıp boynundan yakaladığı gibi kucağına bastıran çocukları görünce o sosyoloji dersini anımsadım: ‘‘İnsan aç kalmaya görsün, dinsel inançlarını bile çiğner.’’ Öyle de oluyor, insanlar öylesine aç ki, hastalanıp ölen tavukları bile yiyorlar. Hem söyleniyordu, Türkiye’de yoksulluk artıyor, en az beş milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor; ama büyük kentlerde oturan bizler, yollarda her gün çoğalan son model arabaları görünce, bu sözlere pek kulak asmıyorduk ya da asmamak işimize geliyordu. Ancak kuş gribi, özellikle Doğu’da insanlarımızın açlıktan kırıldığını görmemiz açısından tam bir turnusol kâğıdı görevini gördü. Akla kara meydana çıktı, Ege ve Marmara bölgelerinde başarıyla uygulanan karantina, koşulların elverişsizliği nedeniyle Doğu’da başarıya ulaşamadı. Ardından başka gerçekleri de öğrendik; Tarım Bakanlığı kadrosunun bu işe yetmediğini, veteriner örgütlenmesinin çok zavallı boyutlarda olduğunu öğrendik. Ve bir kez daha yirmi yıl bu ülkenin tüm zenginliğini kendi ceplerine indirenlerin, parayı pulu metresleriyle, yatlarındaki âlemlerde yiyenlerin, yiyemediklerini de İsviçre’de bankaya yatıranların bu ülkeye yaptığı kötülüğü olanca çıplaklığıyla gördük. Çaresizlik bir kez daha bizi esir aldı. Bu umutsuz tablo hiç mi değişmeyecek? Neyse ki elimde, bayram tatilinde Peru ve Bolivya’ya doğru yola koyulacağım ya, Latin Amerika’da neler olup bittiğini anlamak için okuduğum umut verici ve öğretici kitaplar var. Örneğin Venezüella’da ve Peru’da solun başa geçmesinde en önemli olgu, yoksulluğun artık dayanılmaz bir hal alması olmuş. Öyle ki, yeni gelen sol hükümetler zenginlere karşı yoksulları korumak için en radikal değişimleri göze almışlar. Herkese bir ev ve bir parça toprak vermek için kolları sıvamışlar. Sağlığı yoksul insanların ayağına götürmüşler, eğitimi herkes için bedava yapmışlar. Ve yoksullar ilk kez kendilerini, söz sahibi olacakları politik bir ortamın içinde bulmuşlar. İşte bu nedenden bütün Latin Amerika’nın korkulu rüyası, bölgede seçimle gelen tüm sol hükümetleri devirmek için kolları sıvayan Amerika, korkulu rüya olmaktan çıkmış. Çünkü yoksulların artık kaybedecek bir şeyleri olmuş ve artık kaybetmek istemiyorlar. Böyle örnekler çoğalıyor. Yoksulluk kötü bir şeydir, ama bıçak kemiğe dayandığında şimdi tavukların peşinde koşanların, kendilerini savunan, onların yoksulluğunu gidermek için politikalar üreten partilerin peşinde koşmaları hiç de olmayacak bir şey değil. Öyle. isilozgenturk?superonline.com Gazalcı: Önceden tasarlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Mustafa Gazalcı, ‘‘Karne dağıtımı sırasında Başbakan’a teşekkür kampanyası önceden tasarlanmış, tepkiler üzerine cılız kalmış bir girişimdir’’ dedi. Gazalcı, yazılı açıklamasında, hükümetin ‘‘karne alımını fırsat bilerek Başbakan’a, Milli Eğitim Bakanlığı teşekkür mektubu kampanyası açarak’’, kötü bir propaganda yaptığını bildirdi. ‘Cılız kalmış bir girişim’ Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yalanlamasına karşın, teşekkür mektuplarının çocukların ellerine tutuşturulduğunun basında yer aldığına işaret eden Gazalcı, şunları kaydetti: ‘‘Eğitimin onca sorunu varken Sayın Ba kan sürekli meslek liseleri haksızlığa uğruyor gerekçesiyle imamhatip liselerini gündeme getirdi, bunun için her yola başvurdu. Son olarak karne dağıtımı sırasında Başbakan’a teşekkür kampanyası önceden tasarlanmış, tepkiler üzerine cılız kalmış bir girişimdir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın niyetini, tutumunu bir kez daha bu olay ortaya çıkarmıştır.’’ Köy korucusu öldürüldü ? MAZIDAĞI (AA) Mardin’in Mazıdağı ilçesinde, geçici köy korucusu, kullandığı otomobilden indirilerek ailesinin gözleri önünde öldürüldü. Şanlı köyünden eşi ve çocuklarıyla 47 AV 154 plakalı otomobiliyle Derik ilçesine giden geçici köy korucusu Hüseyin Kaya’nın kullandığı otomobil, Sağman köyü yakınlarında silahlı 6 kişi tarafından durduruldu. Kaya’yı aracından indirip kafasına bir el ateş ederek öldüren saldırganlar, daha sonra kaçtı. 2006 YILI İÇİNDE TÜRKİYE’Yİ ZİYARET EDECEK Papa, Cumhurbaşkanı Sezer’in davetini kabul etti Haber Merkezi Papa 16. Benedikt, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in davetini kabul etti. Papa, Sezer’e gönderdiği mektupta, ‘‘2006 yılında geleceğim’’ dedi. İnternet üzerinden yayın yapan ‘‘abhaber’’ sitesinde yer alan habere göre, Sezer’in 15 Eyül 2005 tarihli mektup ile yaptığı daveti kabul eden Papa, gönderdiği mektupta, daveti kabul ettiğini yazdı. Böylece, Ankara, Fener Rum Patrikhanesi ve Vatikan arasında Rum Patriği Bartholomeos’un Ankara’ya danışmadan geçen yıl Papa’yı davet etmesi ile başgösteren gerilime nokta konulduğu belirtiliyor. Vatikan, davetin kabul edildiğini hem Türkiye’nin Vatikan nezdindeki Büyükelçisi Osman Durak’a sözlü olarak, hem de Sezer’e yazılan mektupla bildirdi. Mektup Sezer’e, 28 Aralık’ta güven mektubunu sunan Vatikan’ın yeni Ankara Büyükelçisi Antonio Lucibello tarafından iletildi. Papa 16. Benedikt. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear