25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 OCAK 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ALLEGRO EVİN İLYASOĞLU 15 AMERİKA’DA KAYDEDİLDİ Mozart yılına hoş geldiniz 2006 yılı bütün dünyada Mozart’ın 250. doğum yıldönümü olarak kutlanacak. Bunun hazırlıkları yıllardır yapılmakta. Özellikle bestecinin doğduğu Salzburg’da, öldüğü Viyana’da ve bir süre yaşadığı Prag’da büyük etkinlikler düzenleniyor. Operaları yeni rejilerle sahneleniyor, her sanatçı konser programına Mozart yapıtları katıyor, yepyeni yorumlarla kayıtlar yapılıp dizi halinde CD’ler piyasaya sürülüyor. Yalnız müzik mi? Mozart’ın adına gezi turları düzenlenirken, yeni müzeler kuruluyor, yeni sergiler açılıyor. Aklınıza gelecek her şeyde Mozart imgesi ticari olarak kullanılıyor. Bu arada Milos Forman’ın ‘Amadeus’ adlı filmi de yeniden gündemde. Çocuksu olduğu kadar derinliğinde yatan olgunlukla Mozart’ın müziği çağlar boyu her dinleyenin gönlünü fethetmiştir. Bu büyük deha bitip tükenmeyen bir hazine olarak yüzyıllardır yeniden keşfedilmekte, yeniden keyif vermektedir. En umutsuz, en çatık kaşlı gününüzde onun bir piyano sonatını, bir konçertosunu ya da bir divertimentosunu dinleyin. Mutlaka yüzünüzde bir gülümseme belirecektir. Mozart ve Türkler Fahir Atakoğlu’ndan yeni bir albüm: IF Kültür Servisi Fahir Atakoğlu’nun Amerika’da satışa sunulan son albümü ‘IF’, aralık ayında Türk müzikseverlerle de buluştu. IF, Atakoğlu’nun yıllardır caz festivallerinde çaldığı bestelerden oluşuyor. Atakoğlu bu albüm için dünyaca ünlü, ödüllü vurmalı sanatçısı Horacio El Negro ve bas gitarın ustası sayılan Anthony Jackson ile çalıştı. Arif Mardin’in çıkarttığı albümün kaydı Bennet Stüdyoları’nda Tonny Bennet’in oğlu Dae Bennet tarafından yapıldı. Atakoğlu Amerika’da, Bon Jovi’nin de menajerliğini yapmış olan Margaret Sterlacci ile çalışıyor. Albümün en önemli özelliklerinden biri, Atakoğlu’nun yeni kurduğu Far and Here (Record Label/Music Production, Publishing) adlı plak şirketinin ilk yapıtı olması. Far and Here Müzik Şirketi, Synergy Group ile dağıtım anlaş adir Nadi, toplumsal ve siyasal kitaplarının yanı sıra Mozart sevgisini paylaşmak için 1985’te ‘Dostum Mozart’ adlı bir kitap yazmıştı. Üstelik Türkiye’de Mozart üstüne yayımlanan ilk kitap! Nadir Bey kendini emekli bir amatör kemancı ve alçakgönüllü bir Mozartsever olarak tanımlar bu kitapta. Yıllarca soğuk bir çalgı olarak çalmakta olduğu kemanı on altı yaşında bir gün Mozart sayesinde sevmeye başlamış. marş yazar. Arpejli akorlarda sol elle bir mehter davulunun vuruşunu, sağ elle mehterdeki zilleri yansıtır. KV 219, 5 no’lu (1775) keman konçertosunun son bölümünde viyolonselleri vurmalı çalgı gibi kullanıp çifte ritm kurgusunda yarattığı marşı zarif bir rondo ile birleştirir. Bestecinin Türk konulu yarım kalmış iki operası da Saraydan Kız Kaçırma’nın hazırlık evreleridir: Kahire Kazı, KV 422 (1783) ve Zaide KV 344 (1779). Saraydan Kız Kaçırma, KV384 (1782), üç perdelik bir şarkılı oyundur. Komik opera niteliğinde olup özgün olarak Almanca yazılmıştır. Gottlieb Stephani’nin Bretzner metnine dayalı librettosu kullanılmıştır. Mozart, babasına yazdığı bir mektupta bu operanın uvertürünü ve finalindeki koro müziğini Türk motifleriyle donatacağını söyler. Osmin tiplemesi, Selim Paşa’nın bağışlayıcılığı, eski bir İstanbul yalısını mekân olarak alması, davullar ve zillerle mehter bandosu etkisini yaratması, bu yapıtı ‘Türk operası’ olarak ünlendirmiştir. Nadir Nadi’nin Mozart’ı N Mozart kadar Türk adının propagandasını yapan bir başka sanatçı var mıdır acaba? Sonat, konçerto, opera ve bale müziğinde Türk vurma çalgılarının renklerini duyurmuş; yapıtlarına Türklere ilişkin başlıklar koymuştur. ‘Türk’ konusu bestecinin geniş imge gücüne yeni esin kaynakları katmış; egzotik, büyülü ortamlar yaratmasını sağlamıştır. Nereden çıkmış, nasıl etkilenmiş diye merak edilir. Doğal ki kendinden önceki dönemde yaygın olan Türk konulu operalar ve orkestra yapıtları onu da etkilemiştir. Lully, Handel, Gluck, Haydn gibi besteciler yakıştırma bir Türk imgesi kullanmışlar, cakalı vurma sazlarla, afili pasajlarla bunu sergilemişlerdir. Mozart, KV 331 (1778) La Majör piyano sonatının son bölümüne ‘alla turca’ başlığı altında bir Nadir Nadi, toplumsal ve siyasal kitaplarının yanı sıra Mozart sevgisini paylaşmak için 1985’te ‘Dostum Mozart’ adlı bir kitap yazmıştı. Üstelik Türkiye’de Mozart üstüne yayımlanan ilk kitap! Nadir Bey kendini emekli bir amatör kemancı ve alçakgönüllü bir Mozartsever olarak tanımlar bu kitapta. Yıllarca soğuk bir çalgı olarak çalmakta olduğu kemanı on altı yaşında bir gün Mozart sayesinde sevmeye başlamış. O gün, Mozart’ın Si Bemol Majör Sonat’ını düşsel bir piyanist eşliğinde kendi kendine çalmaktaymış. Notanın sayfaları ilerledikçe yapıtın daha bir içine girmiş ve giderek kendini Mozart ile özdeşleştirmeye başlamış. Mozart sanki damarlarına yayılmış, kan dolaşımına egemen olmuş. ‘‘Mozart’ı daha iyi anlamak, daha yakından tanımak, yaşamına karışmak zaman zaman benliğimi kavrayan bir tutku haline geldi’’ der. Nadir Bey için Mozart’ın her bir yapıtı bir başyapıttır. Mozart hiçbir zaman basmakalıp, bayağı olamaz. Mozart, yüksek düzeydeki, soylu duygularını paylaştığı, ona ‘‘gündelik yaşamın bayağılıklarını’’ unutturan bir sırdaş olmuştur. Mozart’ı Nasreddin Hoca öyküleriyle öylesine sıcacık anlatır ki, besteci birdenbire bizden biri olup çıkıverir karşımıza. Mozart’ı daha iyi tanımak, müziği ile haşır neşir olabilmek için onun mektuplarını ve hakkında yazılan pek çok kitabı incelemiştir. Bu mektuplardan alıntılar, Nadir Bey’in kitabının belgesel özelliğidir. Bu arada kitabın bir başka belgesel özelliği de Cumhuriyet’in ilk coşkulu yıllarındaki müzik adamlarımıza değinmesi, bire bir tanıklıkların aktarılmasıdır. Viyana’daki eğitimi süresinde Necil Kazım Akses, Hasan Ferit Alnar gibi bestecilerimizi tanımış, onların müzik dünyasına girmiştir. Türkiye’de çoksesliliğin gelişmesini irdelerken teksesli sanat müziğinin artık miadını doldurduğunu, iyi ellerde müzelerde değerbilir kişilerce saklanması ve yozlaş maması gerektiğini savunur. Kitabı kaleme aldığı 1980’li yıllarda müziğin ses salatası olduğunu ve televizyonların bu yozlaşmaya yardımcı olduğunu vurgular. ‘‘Mozart hakkında çeşitli dillerde yazılan kitapların toplamı yüzleri aşar. Her yıl yenileri yazılıyor. Ben ömrüm boyunca bunlardan ancak bir bölümünü okuyabildim. Elim değdikçe yenilerini de inceliyorum. (...) Yıllardır dost edindiğim, bana her zaman iyilikten, güzellikten söz eden, kendi yaşamının en kötümser anlarında bile kimi zaman biraz acı, biraz buruk da olsa bize gülümseyen, ama hiçbir zaman küsmeyen üstün bir sanatçıya yeni dostlar kazandırmak istiyorum. Bu kitabı okuyanlardan birkaç kişi de olsa Mozart’ı sevmeye niyetlenen çıkarsa kendimi mutlu sayacağım.’’ Evet, bu yıl Mozart’ı andığımız her konserde biraz da Nadir Nadi’yi anmış olacağız. www.evinilyasoglu.com ması yaparak sadece Atakoğlu albümlerini değil, Fahir Atakoğlu’na lisansı verilen Türk albümlerinin de dağıtımını Amerika’da yapabilecek. ‘Richard Wagner ve Edebiyat’ ? Kültür Servisi Osmanlı Bankası Müzesi’ndeki ‘Voyvoda Caddesi Toplantıları’ kapsamında düzenlenen ‘Müzik ve Edebiyat’ başlıklı toplantıların ocak ayındaki ilk konuğu, müzikolog İlke Boran olacak. Boran, 18 Ocak saat 18.30’da gerçekleştirilecek seminerde, ‘Richard Wagner ve Edebiyat’ başlığı altında, ünlü Alman besteci Richard Wagner’in gönülden bağlı olduğu edebiyat ve felsefenin operalarına yansımasını inceleyecek. Söyleşide, besteci Wagner ile edebiyatçı Wagner’in buluşmasından doğan yapıtların en kapsamlısı olan ‘Der Ring des Niebelungen’ (Nibelungen’in Halkası) örnek alınacak. Türk Fotoğrafçıları Kütüphanesi ? İSTANBUL (AA) Antartist Yayıncılık tarafından hazırlanan ‘Türk Fotoğrafçıları Kütüphanesi’, yayımlanan 10 yeni kitapla birlikte 30 cilde ulaştı. Fujifilm ve Sinfo AŞ desteğiyle hazırlanan ve tamamlandığında Türk fotoğrafının bir koleksiyonu görünümünde olacak dizinin son 10 kitabı, önümüzdeki ay satışa sunulacak. Türkiye’deki fotoğraf sanatçılarının kendi seçkilerinden oluşan kitaplarda, her fotoğrafçının seçilmiş 40’ar fotoğrafının yanı sıra özgeçmişleri ve bir başka sanatçının kendisi hakkındaki görüşleri geniş olarak yer alıyor. Dizinin yeni çıkan kitapları Adnan Ataç, Merih Akoğul, Erdal Yazıcı, Süha Derbent, Ali Balkı, Reha Bilir, Coşkun Aral, Ömer Yağlıdere, Maruf Şinik ve Timurtaş Onan’ın fotoğraflarından oluşuyor. Halk ozanı Alişan Birlik’in yeni kitabı ‘Sağlam Düşün, Gerçeği Bul’ yayımlandı ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’NDE ‘Gençlerimiz kendi öz kültürlerinden uzaklaşıyorlar’ İstanbul Haber Servisi Türk halk müziği sanatçısı, halk ozanı Alişan Birlik geçen yıl çıkan kaseti ‘‘Kimse Kimseye İnanmıyor’’un ardından, şimdilerde yeni çıkan kitabı ‘‘Sağlam Düşün, Gerçeği Bul’’un heyecanını yaşıyor. 1954 yılında Bayburt’un Yeniköy köyünde hayata ‘‘merhaba’’ diyen ve daha 13 yaşındayken Davut Sulari ve Âşık Daimi gibi usta halk ozanları ile aynı sahneyi paylaşan Ozan Alişan Birlik, babasının desteği ile çocukluktan itibaren saz çalmaya başladı. İçindeki duygu yoğunluğunu yazdığı türkülere yansıttığını anlatan Ozan Birlik, 1966 yılında ailesiyle İstanbul’a göç etti. Bir süre yurdun dört bir yanında Türk halk müziği sanatçısı olarak sahne alan Ozan Birlik, ses tellerindeki bir rahatsızlık ve işi nedeniyle 17 yıl sahnelerden uzak kaldı. Tedavisini tamamladıktan sonra yeniden sahnelere döndü. Gençlerin Pir Sultan Abdal, Âşık Veysel ve Hacı Bektaş kültüründen uzaklaşarak arabesk müziğe yöneldiklerine dikkat çeken Ozan Birlik, ‘‘İnsanlarımız, halk ozanlarına sahip çıkmalı. Eski değerlerimiz gençlere yeniden aşılanmalı’’ dedi. Ozan Birlik, şu mesajları veriyor: ‘‘Günümüzdeki politikacılar, insanların temiz duygularını kullanmak için gündemde olan ‘türban’ı kullanıyor. Bu şekilde aydınlık insanların önü kesilmek isteniyor. Onun için insanlarımız, özellikle de kadınlarımız mutlaka okumalı. Türk anaları okumalı ve seçime giderken mutlaka kendi iradesini kullanmalı, çocuklarının geleceği için çağdaş, demokratik, Atatürk ilkelerine bağlı, birlik ve beraberlik içinde aydınlığa çıkmalıdır.’’ İDOB’dan ‘Yeni Yıl Konseri’ Kültür Servisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi yarın saat 20.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde vereceği ‘‘Yeni Yıl Kutlama Konseri’’ ile İstanbullu sanatseverlerle buluşacak. Orkestra şefi Serdar Yalçın yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, Brahms, Dvorak, Strauss, Çaykovski, Rossini ve Fauré gibi ünlü bestecilerin yapıtlarını seslendirecek. Bale sanatçıları ise Beyhan Murphy ve Nil Berkan’ın koreografileri ile dans ederek geceye ayrı bir zenginlik katacaklar. Ahmet Defne’nin ışık tasarımını yapacağı gecede ünlü bale, senfoni ve süitlerden seçmeler, üvertürler, Macar ve Slav dansları, valsler ve polkalardan oluşan bir repertuvar seslendirilecek. (0 212 251 56 00) BUGÜN ? AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ’nde 20.00’de Gino Sitson dinletisi. (0 212 252 35 00) ? AVUSTURYA KÜLTÜR OFİSİ’nde 19.30’da Ayşen Zülfikar (soprano) ile Nurser Ugan (piyano) konseri. (0 212 233 78 43) ? BABYLON’da 21.30’da Ezginin Günlüğü konseri. (0 212 292 73 68) Alişan Birlik, içindeki duygu yoğunluğunu yazdığı türkülere yansıttığını söylüyor. K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I ‘ABUZER KADAYIF’ SATILDI ? Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), amme borçlularından haczettiği ‘‘Abuzer Kadayıf ’’ ve ‘‘Rus Gelin’’ filmlerinin televizyon gösterim ve çoğaltma haklarını sattı. Zero Film Ltd. Şti, Rus Gelin filmini 90 bin YTL, Abuzer Kadayıf filmini ise 60 bin YTL’ye satın aldı. TMSF, 2 Mayıs 2005 tarihinde gerçekleştirdiği ihalede Cem Yılmaz’ın ‘‘Gora’’ filmini 710 bin YTL’ye, Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ’ın oynadığı ‘‘Vizontele’’ filmini ise 310 bin YTL’ye satarak 1 milyon 20 bin YTL gelir sağlamıştı. CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear