28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2006 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 7 8 9 9 10 10 11 8 8 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 10 PB 9 PB 8 PB 0 K 4 K 4 K 6 K 2 Y 14 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y 15 Y 15 PB 3 Y 7 PB 4 PB 4 PB 2 PB 1 PB 2 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, Batı Karadeniz’in batısı ve öğlen saatlerinden sonra İç Anadolu’nun batısı ile akşam saatlerinden sonra İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Anadolu’nun güneybatısı, Güneydoğu Anadolu’nun batısı yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı lodosla birlikte biraz azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo k 5 Helsinki K 10 Stockholm K 6 Londra Y 7 Amsterdam PB 2 Brüksel K 1 Paris K 1 Bonn K 2 Münih K 3 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 11 K 1 PB 13 K 1 K 0 K 3 Y 12 Y 13 K 3 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 19 K 7 PB 21 PB 9 PB 3 PB 5 PB 5 Y 20 Y 16 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu AÇI MÜMTAZ SOYSAL Siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri de etkinliklere katılıyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Aydın’lığın Bedeli ESKİDEN ‘‘verem’’ denirdi. Osmanlı romanlarının çoğu bu ‘‘ince hastalık’’tan ölen, kırılmış ve kahrolmuş sevdalılarla doludur. Doktorlar ne der, tam bilinmez ama tıp bilimi galiba bu çeşit hastalıklardan bir kısmının aslında o zamanlar adı bilinmeyen birer ‘‘kanser’’ olduğunu ortaya koymuşa benziyor. Bunu tetikleyenin ne olduğu konusunda, başta sigara ve yanlış beslenme olmak üzere çok şey söylense de, öyle anlaşılıyor ki ruhsal gerilimin, haksızlığa uğrayışın, eziyet görmenin, hayal kırıklığının, dışlanışın payı da ihmal edilemez. ydın Güven Gürkan da gitti. Gidişinin bıraktığı boşluk konusunda herhalde çok konuşulup yazılacaktır. Belki en doğru olanı, kişisel üzüntüleri aşarak, onun hep incelikle yaptığı gibi, bütün bir kesime uygulanabilecek eleştirileri öne çıkarmaktır. Gürkan, siyasal yaşamının büyükçe bir bölümünde, ne yazık ki Türk solunun bir kısmına ‘‘musallat’’ olan bir başka ince hastalığın sıkıntılarından geçti. Daha doğrusu, ‘‘hastalık’’ değil de, son derece iyi niyetle tutunulan bir özlem, bir sevda: Sosyal demokrasi. Türkiye gibi bir ülkede ve şu aşamada. ‘‘Yeri miydi, zamanı mıydı?’’yı tartışmadan önce, nasıl geldiğine bakmalı. 27 Mayıs 1960 sonrasının Türkiye’sinde yarım yamalak bir demokrasinin ve yarım kalmış devrimci kalkınma yöntemlerinin eksikliği belli olunca, CHP’ce benimsenen ‘‘ortanın solu’’ etiketi, 1980’e kadar hiç değilse ekonomik ve sosyal gereksinimler ile demokratik rejime bağlılığı birleştiren bir etiket olabiliyordu. Askerî rejim solu ‘‘tu kaka’’ edip CHP’yi aynı adla tekrar kurmayı yasaklayınca, ‘‘halkçılık’’ sözcüğü H’yi, ‘‘sosyaldemokrat’’ diye bitişik yazılan sıfat da ‘‘sol’’un S’sinden kalkıp C’yi kurtarma çaresi sayılmış, sanki CHP yeniden kurulmuştu! Elbet Sosyalist Enternasyonal’e üye olmanın da payı vardı bu işte ama, Marksizm kökenli Avrupa solunun ‘‘revizyonist’’liğini anlatan sosyal demokrasi, öyle pek enine boyuna düşünülüp benimsenen bir ideoloji olarak değil, biraz da yasaklayıcı rastlantıların zoruyla edinilen bir etiket olmuştu. aha önemlisi, bu ‘‘ithal ideoloji’’yi Türkiye’nin koşullarına oturtmak, fesin yerine şapka kondurmak kadar kolay değildi. Avrupa tarzı bir sosyal demokrasiyi savunanlar, ister istemez, Özalcı politikalar ile yarım kalmış bir ulusalcı devrimin ve yarım kalmış devletçi bir kalkınmacılığın kıskacı arasında bulmuşlardı kendilerini. Üstüne üstlük, yarım kalmış bir demokrasiden kalma parti içi liderlik dayatmalarına da katlanmak gerekiyordu. Böyle bir ortamda, Gürkan gibi çok donanımlı ve aşırı duyarlı insanlarca yaşanan gerilimler, politika yüzünden içine düşülen cepheleşmeler, en yakın arkadaşlarla kopan bağlar ya da ihanet görünümlü davranışlar hiç kuşkusuz beden ve ruh dengelerini bozan bir ‘‘psikosomatik’’ etki yaratmadan kalamazdı. Gürkan’ın yaşamıyla ödediği, bunun hazin bedeliydi belki de. Mumcu tüm yurtta anılacak Haber Merkezi Ankara’daki evinin önünde düzenlenen bombalı suikast sonucu katledilen gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, ölümünün 13. yıldönümünde düzenlenecek törenlerle anılacak. Mumcu’yu anma etkinlikleri Ankara’da yarın 11.00’de Uğur Mumcu Parkı’ndaki Uğur Mumcu Anıtı’na çelenk konulması ile başlayacak. Sonrasında ADD Batıkent Şubesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Batıkent Şubesi tarafından ‘‘Uğur Mumcu Sesleniyor:Yeniden Kuvayı Milliyeci Olmak’’ başlıklı etkinlik gerçekleştirilecek. Etkinlik 13.00’te Uğur Mumcu Sokağı’nda yapılacak. Daha sonra 14.30’da Mumcu’nun Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü ziyaret edilecek. Mumcu, Adana, Mersin, İzmir ve tüm Ege illerinde de anılacak. Etkinliklere CHP, DSP, ADD, ÇYDD, CUMOK, EğitDer, Eğitimİş ve bazı parti ve demokratik kitle örgütleri katılacaklarını açıkladı. Gazetemizin Adana Bürosu’nda ‘‘Mumcu Köşesi ve Anı Defteri’’ Cumhuriyet okurlarının duygu ve düşüncelerini belirtmeleri için açık tutulacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlik, yarın 20.00’de İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde başlayacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun açış konuşmasının ardından Cumhuriyet Vakfı 2. Başkanı Alev Coşkun ve gazetemizin İzmir temsilcisi Serdar Kızık’ın sunuşu yer alacak. Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun düzenlediği panele gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve Zeynep Oral ile CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek katılacak. Etkinlik Oasis Nurol Kültür Merkezi’nde Saat 18.30’da başlayacak. A Tanla: ABD gücünü yitiriyor ? Baştarafı 1. Sayfada larla nasıl başa çıkıyor. ? Cari işlemler açığını finanse etmek için sürekli dolar basıyorlar. Bu dolarlar varlık ve zenginlik güvencesi amacıyla değişik ülke hazinelerinde döviz rezervleri olarak, milyarlarca insanın da banka hesaplarında veya ellerinde varlık olarak değerlendiriliyor. Dünyadaki yoksulluğun artmasına, zenginlerle yoksulların arasındaki uçurumun açılmasına, savaşlara, çocukların ve masum insanların ölümüne neden D olan bu durum karşısında Amerika yaşadığı büyük ekonomik problemi, siyasi manevralarla Amerikan ve dünya kamuoyunun dikkatinden kaçırıyor. Bütün bu sorunlara rağmen dev bir askeri güç beslemenin faturası nedir? ? ABD’de 1 milyon asker silah altında. Amerika’nın 2005 savunma bütçesi, 2005 Türkiye bütçesinin 3 katı, yani 440 milyar dolar. Irak’ta, ABD Başkanı Bush’un ifadeleri ile ‘‘yanlış istihbarat sonucu’’ on binlerce in sanın ölümüne neden olan savaşa 205 milyar dolar harcandı. Ayrıca Irak savaşının maliyetinin Beyaz Saray’ın öngördüğü miktarları aşarak trilyon dolarlara varmasından da korkuluyor. Bunların politik bir faturası da var mı? ? Ülkesinin iç sorunlarını çözemeyen Bush Yönetimi, çok ciddi ölçüde güç kaybediyor. Araştırmalar dünya kamuoyunun büyük bir kısmının artık Amerika’nın izlediği dış politikanın kendilerinin ve ülkelerinin yarararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’ndan (USAK) Doç. Dr. Mehmet Özcan, AB üyesi ülkelerin söz konusu toplantıda çözümleyici olmak yerine insan hakları açısından hatalı bir karar aldıklarını söyledi. AB’nin bu kararıyla kendi değerlerinden uzaklaşacağını dile getiren Özcan, ‘‘Bu durum, uluslararası hukukun ihlali anlamına geliyor. Çünkü yasal yollardan AB’ye girenlerin ‘mülteci’ olma rına olmadığını düşündüğünü gösteriyor. Kamuoyu araştırmalarında da desteği yüzde 30’lara inen Bush Yönetimi’ndeki ABD, dünyada hızla yalnız kalan, terk edilen, güvenilmeyen, ürkülen bir ülke haline geliyor. ABD’nin bundan sonra izleyeceği yolu nasıl görüyorsunuz? ? Güç durumda olan Bush ya felaketlere yol açan başkan olarak anımsanacak, yeni çılgınlıklara girişecek ya da Amerikan yönetiminde bir sürprizin gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır. hakkını kapatıyor ki; toplantı amacından uzaklaşıyor ve AB’nin ikilemi başlıyor.’’ Birlik içinde göçmenlerin finansal yük olarak görüldüğünü, özellikle Polonya’nın rahatsızlığını toplantıda dile getirdiğini anlatan Özcan, ‘‘Polonya, göçmenlerin sınır dışı masraflarını birlik sınırlarına hangi ülkeden girmişse o ülkenin karşılaması gerektiğini söyleyerek karşı çıktı’’ dedi. AB, kaçak göçmenleri Türkiye’ye yollayacak ? Baştarafı 1. Sayfada çekleştirdiği adalet ve içişleri bakanları toplantısının ‘‘AB’nin Sığınma Politikaları’’ başlıklı bölümünde ‘‘göç ve göçmen sorunu’’ görüşüldü. Toplantıdan AB ülkelerine giren ya da girmeye çalışan kaçak göçmenlerin yakalanmaları ve ülkelerine iade edilmek istememeleri durumunda AB’ye aday ülkelere gönderilmesi kararı çıktı. Kararı değerlendiren Ulusla AKP’nin oy oranı yüzde 30’un altında seyrediyor. AKP’liler doğal olarak bu anketleri kabul etmiyorlar ama, AKP’nin yaptırdığı anketlerin çok farklı olmadığı sızan bilgiler arasında! 3 Kasım 2002’de bütün tepki oylarını toplayarak iktidara gelen AKP’nin yüzde 34’ü kucaklayan bir siyaset izleyemediği ortada. Her şey bir yana AKP’nin siyasi yelpazenin neresine oturduğu bile aradan geçen 3.5 yıla karşın netleşmiş değil. AKP’nin çekirdek taban olarak aynı zemine oturduğu Saadet Partisi’nin oylarının yüzde 23 olmasını da küçümsememek gerekiyor. AKP’lilerin stratejisine göre bu partinin çoktan bitmiş olması gerekiyordu! AKP’lilerin kamuoyu anketlerine karşı çıkarken, ‘‘Bizim anketimiz de şu’’ diyemedikleri dikkati çekiyor. Önceleri derlerdi! ??? Türkiye’de kamuoyu araştırmalarının yanılma payı, gerçeği görme payından fazladır. Bu durumu da dikkatte tutarak araştırmalara bakarsak, AKP’nin yanı sıra CHP, DYP ve MHP’nin de Meclis’e gireceği görülüyor. 4 partili Meclis’te milletvekili dağılımı, bir partiyi tek başına iktidara getirmez. AKP’liler de doğal olarak bunun farkında... Başbakanın bu haberlerden sonra yaptığı saptamalar siyasete bakışını da ortaya koyuyordu: 1 Erken seçim vatana ihanettir. 2 Türkiye’de koalisyon kültürü oluşmadı. Eğer Erdoğan’ın mantığı siyasetin genel ilkesi olsaydı, bugüne dek hükümet olanların büyük çoğunluğunun vatana ihanet ettiğini kabul etmek gerekecekti. Her şey bir yana, AKP iktidarı bile erken seçimin ürünü. Koalisyon kültürünün oluşmadığını iddia etmek de akılcı değil. Erbakan’dan Çiller’e, Ecevit’ten Yılmaz’a, Demirel’de İnönü’ye siyasetin zirvesindeki her lider en azından bir kez koalisyon hükümetinin içinde yer aldı. Erdoğan’ın bu değerlendirmeleri, AKP’nin düşüşe geçmesinin şaşkınlığının tipik ifadesinden başka bir şey değil. ??? Hafta sonunda kamuoyu araştırmalarıyla doğrudan ilgili, gözlemlerine güvendiğim bir uzmanla sohbet ettik. Onun dikkat çektiği noktalar da şunlar oldu: Anketlerde kararsızların oyları da partilere dağıtılıyor. Sandığa gitmeyeceğini söyleyenler oranların dışında tutuluyor. AKP, CHP, DYP ve MHP’ye oy vereceklerin toplam oranı, sandığa gitmeyeceklerin altında. En azından bugün için öyle görünüyor. SP ve DEHAP’ın oyları gizleniyor. SP’nin oyu ANAP’ın altında değil. AKP sanılandan daha fazla oy kaybediyor. Seçmen, AKP için ‘‘bunlar gitsin’’ demeye başladı ama, henüz ‘‘şunlar gelsin’’ diyemiyor. AKP her ay sistematik olarak yüzde çeyrek oy kaybediyor. Kimi olaylar sanılandan çok fazla etkili oluyor. Örneğin asgari ücret medyada çok tartışılmadı ama, dar gelirli kesimler artışın 30 YTL ile sınırlı kalmasından sonra bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. Yoksul kesimde aş ve iş, varsıl kesimde de günlük yaşamın güvenliği bir numaralı sorun olarak öne çıkıyor. Bu tablo Türkiye’yi yakın gelecekte seçim atmosferine sokar... ankcum?cumhuriyet.com.tr Erdal davası bugün AİHM’de ? BRÜKSEL (Cumhuriyet) Sabancı ailesinin başvurusu üzerine Fehriye Erdal davası, bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) ele alınacak. AİHM, Belçikalı hâkimlerin, ‘‘Erdal, Sabancı suikastı nedeniyle Belçika’da yargılanamaz’’ kararının yerinde olup olmadığını inceleyecek. Belçika’nın, AİHM’ye taşınan davada savunma tarafında yer almayacağı bildiriliyor. Bu durumda, mahkemenin, Belçika’nın mevzuatını gözden geçirmesini isteyebileceği ve Sabancı ailesine tazminat ödenmesine hükmedebileceği kaydediliyor. BÜYÜK KAYBIMIZ Halkçı Parti ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti Eski Genel Başkanı, Sosyal Demokrasinin düşünce ve eylem önderlerinden Makam aracı göle uçtu: 2 ölü ? VAN (AA) Van Belediye Başkanı Burhan Yenigün’ün şoförü Nevzat Saylık ile yardımcısı şoför Fikret Polat, başkanın makam aracının bakımını yaptırmak için Ankara’ya doğru yola çıktı. Ancak araç Bitlis’in Adilcevaz ilçesine 5 kilometre uzaklıkta kontrolünü kaybederek göle uçtu. Kazada, Saylık ve Polat yaşamını yitirdi. Belediye Başkanı Yenigün’ün Almanya’da olduğu belirtildi. AYDIN GÜVEN GÜRKAN’ı Sonsuzluğa yolcu etmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Başta sevgili eşi Serap Hanım olmak üzere, Gürkan ailesine, sevenlerine, tüm sosyal demokratlara başsağlığı ve sabır, Sevgili Genel Başkanımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Türk el sanatları sergisi açılıyor ? İstanbul Haber Servisi Avrupa Birliği tarafından desteklenen, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından yürütülen ‘‘Geleneksel Türk Süsleme ve El Sanatları Alanında Çalışacak Girişimci Sanatçılar Yetiştirilmesi Projesi’’ kapsamında yapılacak olan, hat, ebru, cam süsleme ve miyatürtezhip sanatlarının sergilendiği ‘‘Geleneksel Türk Süsleme ve El Sanatları Sergisi’’ Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bugün açılıyor. Sergi 27 Ocak gününe kadar açık kalacak. SHP GENEL MERKEZİ Merhumun cenazesi 24 Ocak 2006 Salı günü Teşvikiye Camii’nden, öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazından sonra Tuzla’da bulunan aile mezarlığına defnedilecektir. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear