Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2006 CUMA 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN İki kez aftan yararlandırılan Ağca, bir grup ülkücü tarafından kahraman gibi karşılandı Oyun İçinde Oyun Kuş gribi dolayısıyla önemi daha da artmış olan Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Başkanı Turan Arslan, şu anda Suudi Arabistan’da hac farizesini ifa ediyor. Bir salgını saklayıp insana karşı ödevini savsaklayarak görevinden istifa eden kişinin ibadetinin ne kadar makbul olduğu konusunu tartışmak bize düşmez; o Allah ile kendi arasında bir sorun. Ancak Turan Arslan’ın istifasının pek fazla bir kıymeti harbiyesi olmadığını söylemekle yetinelim. Çünkü, Sağlık Bakanlığı sitesinde, yaşamöyküsüne rastlamak olanağı bulunmayan Arslan, zaten 5413 sayılı yasanın Sağlık Bakanlığı’na verdiği yetki ile Şişli Etfal Hastanesi Enfeksiyon Bölümü’ne şef olarak atandı; dönünce paşa paşa bölümün başında şef olarak hüküm sürecek. AKP iktidarının oylarıyla TBMM’de 20.10.2005 tarihinde kabul edilen, 5413 sayılı yasanın 6. maddesi gereğince, profesör ve doçent unvanına sahip doktorlar, Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma hastanelerine, herhangi bir sınava tabi olmaksızın doğrudan doğruya klinik şefi veya şef yardımcısı olarak atanabilmektedirler. Bu yasa, CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi önüne gitmiş, Yüksek Mahkeme, davanın özünü henüz karara bağlamamış olmakla birlikte, yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi kararları geçmişe etkili olmadığından, yasanın Resmi Gazete yayını ile yürütmeyi durdurma kararı arasında yapılan atamalar geçerli olacak ve onlara bir şey yapılamayacaktır. Bu sürede, yapılan atama sayısı ise tam 175’tir. ??? Eğitim ve araştırma hastanelerine klinik şefi ya da yardımcısı olanlar, her biri 10 ile 40 arasında değişen yataklar üzerinde tasarruf hakkına sahiptirler, uygulamada tercih ettikleri hastaları buraya yatırma olanağı ellerindedir. Ayrıca, bunların her birinin emrinde 2 şef yardımcısı, 4 başasistan ve uzman ihtiyacı kadar düz uzman bulunur. Her yıl tıp fakültelerinden mezun olan, 1500 kadar öğrencinin yüzde 1015’i TUS’u (Tıp Uzmanlık Sınavı) kazanarak ihtisas yaparlar. Eğitim ve araştırma hastanelerinde 56 yıl boyunca süren bu ihtisas sırasında, bu insanların şefi, bir anlamda eskilerin deyimiyle ‘‘hâkimi mutlak’’ klinik şefleridirler. Asistanlar arasında, çok yaygın olan bir deyişte de şöyle denir: Canlılar dörde ayrılırlar: 1 insanlar, 2 hayvanlar, 3 bitkiler, 4 asistanlar. Bu deyiş, klinik şeflerinin altlarında çalışan ve ihtisas yapan genç doktorlar üzerindeki egemenliklerinin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. İhtisas ve araştırma hastanelerinde klinik şefi veya şef yardımcısı eliyle kadrolaşmak, özellikle devletin her alanını parselleyen bir iktidar için bulunmaz bir nimettir. Nitekim AKP şeriatçı kadrolaşmayı sağlamak için buradan yararlanma yolunu tutmuştur. Aslında bu kadrolaşma yürütmeyi durdurma kararı ışığında, meşru değil, ne var ki, kanunun boşluğundan istifade edenler, bu yolla amaçlarına ulaşmışlardır. ??? 5413 sayılı yasa Resmi Gazete’de ilan edildikten sonra, profesör ve doçent unvanına sahip birçok doktor başvuruda bulunduğu halde, kendilerine olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmesine bile gerek duyulmamış. Ama bu durumda olan kimi doktorlar klinik şefi olarak atanmışlar. Bunlar arasında kimler yok ki, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’a tepki göstererek istifa edenlerden Dursun Odabaş Ankara Keçiören Hastanesi’ne çocuk sağlığı bölümüne şef, Ahmet Metin Ankara Atatürk Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniği’ne şef, İlyas Tuncer Göztepe Hastanesi Gastroentroloji’ye şef, İrfan Yalçınkaya Süreyyapaşa Hastanesi Göğüs Cerrahisi’ne şef, Fuat Akpınar İstanbul Ümraniye Hastanesi Ortopodi Bölümü’ne şef, Mehmet Emin Sakarya Ankara Hastanesi Radyodiagnostik’e şef, Hayrettin Kara Bakırköy Ruh Sağlığı Hastanesi Ruh Sağlığı Bölümü’ne şef, Yüksel Yılmaz İzmir Tepecik Hastanesi Üroloji Bölümü’ne şef olarak atandılar. Kamuoyu, Yücel Aşkın’a tepkilerini dile getirmiş olan bu profesör ve doçent tabiplerin nasıl ödüllendirildiklerinden tabii ki haberdar olmadı. Bu arada, suyun başında bulunanlar da, durumlarının geçici olacağını düşünmüş olmalılar ki, kendi atamalarını da garantiye aldılar. Örneğin Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necdet Ünüvar Ankara Numune Hastanesi Endokrinoloji Kliniği şefi, müsteşar yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Aydın Haseki Eğitim Hastahanesi’ne klinik şefi olarak atandılar. Bakan Müşaviri Prof. Dr. Ayşenur Paç, eşinin de görevli olduğu Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Çocuk Kardioloji Bölümü’ne şef olarak atandı. Bütün bu atamalar, Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı verdiği ve büyük olasılıkla da iptal edeceği 5413 sayılı yasaya dayanarak yapılmıştır. Gördüğünüz gibi, AKP iktidarı şeriatçı kadrolaşma girişimleriyle öylesine meşguldür ki, başka bir şeyle uğraşacak vakti yoktur. Sonra da soruyoruz, kuş gribiyle neden yeterince mücadele edilmiyor diye. Katil artık serbest ? Milliyet gazetesinin başyazarı Abdi İpekçi’nin katili ve Papa suikastının tetikçisi Mehmet Ali Ağca serbest bırakıldı. Ruhsal sorunları olduğu iddiasıyla askerlik yapmamak için başvuruda bulunan Ağca’nın kardeşi Adnan Ağca, devlete teşekkür etti. ECEVİT KILIÇ Aftan 2 kez yararlandırılan ve İtalya’da 19 yıl yatmasına karşın Türkiye’deki dosyasına 20 yıl işlenen Milliyet gazetesinin başyazarı Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca serbest bırakıldı. Birçok suçu birlikte işlediği Oral Çelik’in adamları ve bir grup faşist tarafından ‘‘kahraman’’ gibi çiçeklerle karşılanan Ağca, ‘‘ruhsal sorunları’’ nedeniyle askerlik yapmamak için başvuruda bulundu. İpekçi’nin katili ve Papa’ya suikast girişiminin hükümlüsü Mehmet Ali Ağca, gasp suçundan 5.5 yıldır tutuklu bulunduğu Kartal Cezaevi’nden dün sabah saat 09.30 sıralarında tahliye edildi. Tahliye sırasında polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı, çevredeki evlerin balkonlarına ve çatılarına keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Ağca, cezaevinden çıkarken kardeşi Adnan Ağca ile İpekçi cinayetinde ve Papa suikastında kendisine yar Ağca, 5.5 yıldır tutuklu bulunduğu Kartal Cezaevi’nden dün sabah saat 09.30 sıralarında tahliye edildi. Sağlık kontrolünün ardından Pendik Askerlik Şubesi’ne sevk edilen Ağca’nın bindiği otomobilin önü, kendisine destek için gelen ve Türk bayrağı açan bir grup ülkücü tarafından kesildi. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) dım etmekle suçlanan Oral Çelik’in adamları tarafından karşılandı. Çelik’in adamları cezaevi önünde kurban kesti. Cezaevinden sivil plakalı bir otomobille polisler eşliğinde çıkan Ağca, sağlık kontrolü için önce Pendik Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Buradaki kısa muayenenin ardından Pendik Askerlik Şubesi’ne götürüldü. Şubede adres bildiriminde bulunan Ağca, askerlik yapıp yapmayacağının belirlenmesi amacıyla Tuzla Piyade Okulu’na sevk edildi. Askerlik şubesine elleri kelepçeli gelen Ağca, geniş güvenlik kontrolü altında siyah Mercedes’e binerek ayrıldı. Ağca’nın arabasının önü burada kendisini desteklemeye gelen bir grup ülkücü tarafından kesildi. Büyük bir Türk bayrağı açan grup, ‘‘Kahrolsun PKK, Kahrolsun Apo’’ sloganı attı. Ağca’nın bindiği Mercedes yaklaşık 100 araçlık basın konvoyuyla birlikte Tuzla Piyade Okulu’na gitti. Burada ruhsal durumunun bozuk olduğunu ve bu nedenle askerlik yapmaya uygun olmadığını savunan Ağca, bu kez de GATA Haydarpaşa Hastanesi’ne sevk edildi. Buradan ayrılırken Ağca’nın bindiği arabaya, içinde siyah takım elbiseli adamların bulunduğu 3 araba korumalık yaptı. E5 karayolunda Ağca’nın hemen arkasında yan yana hereket eden bu arabalar, gazetecilerin Ağca’ya yaklaşmaması için yavaş hareket ederken yolun trafiğe kapanmasına neden oldu. Askeri hastenede yaklaşık 45 dakika sağlık kontrölünden geçen Ağca hakkındaki dosya sağlık kuruluna gönderilecek. Ağca’nın askerliğe elverişli olup olmadığına kurul karar verecek. Ağca buradan da yalnızca komutanların kullandığı arka kapıdan arabayla kaçtı, böylece ön kapıda kendisini bekleyen yüzlerce yerli ve yabancı gazeteciyi atlattı. Avukatının açıklaması Burada açıklama yapan Ağca’nın avukatı Mustafa Demirbağ, ‘‘Müvekkilim şu andan itibaren serbesttir’’ dedi. Ağca’nın 2000 yılında bedelli askerlik için de başvurduğunu söyleyen Demirbağ, Ağca’nın cezaevinde olması nedeniyle kullanamadığı bu yasal hakkını, şimdi kullanmak istediğini belirtti. Ağca’nın kardeşi Adnan Ağca ise ağabeyinin serbest kalmasıyla ilgili, ‘‘Devlete çok teşekkür ederiz’’ dedi. İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet’in gazetelerde yayımlanan mektubunu okuduğunu belirten Adnan Ağca, ‘‘Okurken çok üzüldüm. Keşke bunlar olmasaydı’’ diye konuştu. Ağca, askerlik durumu netleşene dek ikametgâh edeceği yer olarak Pendik Çamçeşme Mahallesi’ndeki bir evi adres gösterdi. Ağca, askerlik işlemleri tamamlanana kadar sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez polis karakoluna gidip imza atacak. Ağca’nın tahliyesini değerlendiren hukukçular, siyasiler ve gazeteciler karara sert tepki gösterdiler Adalete güven sarsılıyor İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Papa’ya suikast düzenleyen, Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın tahliye edilmesi sert tepkilere neden oldu. Saadet Partisi Genel Başkanvekili Recai Kutan, Ağca’nın tahliye edilmesini hayretle karşıladıklarını ve yadırgadıklarını belirtti. CHP’li TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Orhan Eraslan, Ağca’nın tahliyesini, ‘‘Üst üste afların getirdiği nokta. Halkın adalet anlayışını sarsıcı, üzüntü verici bir durum’’ diye değerlendirdi. A DALET BAKANI ÇİÇEK: Kazan: Milli katilimiz hayırlı olsun Ağca’nın tahliye edilmemesi için yaptığı itirazlar Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilen İpekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan Ağca’nın serbest bırakılmasını ‘‘Sözün bittiği yer’’ olarak nitelendirdi. Hukukun ayaklar altına alındığını vurgulayan Kazan, ‘‘Söylenecek bir şey yok. Milli katilimiz herkese hayırlı olsun. İpekçi’yi öldüren kanlı katil bu kadar korunuyor ve güllerle karşılanıyorsa çocuklarımıza ‘Cinayet işlemeyin’ diyemeyiz” diye konuştu. Ağca’nın 2 kez aynı suçtan af kapsamına alındığını belirten Kazan, AİHM’ye gideceklerini söyledi. Dava dosyası yeniden incelenecek Ağca’nın GATA’da sağlık kontrolünden geçtiği sıralarda, tahliye edilmesini protesto eden Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi yaklaşık 300 kişilik bir grup ana caddeden hastaneye doğru yürüyüşe geçti. Ellerinde faşistlerce katledilen Kemal Türkler, Doğan Öz ve İpekçi’nin fotoğraflarını taşıyan TKP’liler ‘‘Katillerden hesabı emekçiler soracak’’ sloganını attı. (Fotoğraf: AA) Özok: Af sistemin balansını bozuyor Ağca’nın tahliye edilmesini değerlendiren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, afların Türkiye’deki hukuk sisteminin balansını bozduğunu söyledi. Özok şunları kaydetti: “Anayasada evrensel hukuk kurallarında herkes yasa karşısında eşit. Burada kişiye özgü bir yorum ve değerlendirme yapılamaz. O nedenle bugünkü geçerli hukuk kuralları bunu gerektiriyorsa bundan herkes yararlanacak.Kamu vicdanını rencide eden af konusunda çok duyarlı olmak lazım. Bu da bir ders oldu diye düşünüyorum. Bu konuda toplumsal vicdanın duyarlılığı önemli. Bu hakikaten popülist politikalarla, maalesef bugün de var halen, halk dalkavukluğu yapan politikacılar yüzünden hukuk sistemi gücünü kaybediyor.’’ YABANCI GAZETECİLERİN TAHLİYE DEĞERLENDİRMESİ İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ağca dosyasının, yargı tarihi açısından ‘‘orijinal bir dosya’’ olduğunu belirterek dava dosyasını bütünlük içerisinde bir kez daha inceleyeceklerini söyledi. Viyana’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyen Çiçek, tahliyenin hiçbir zaman sanık açısından bir hak teşkil etmeyeceğini belirtti. ‘‘Bunun bilinmesinde fayda var. Geçmişte de benzer bazı olaylar yaşandı, tahliye edildi ve sonradan tutuklandı ve cezası infaz edilen hükümlüler de var’’ diyen Çiçek, hukukta hata olabileceğini savundu. İnceleme için yazılı emir Ağca dosyasına ilişkin son kararın Yargıtay tarafından verileceğini ifade eden Çiçek, konunun bütün yönleriyle değerlendirilmesi açısından Yargıtay incelemesine sunulması için yazılı emir yoluna başvuracağını söyledi. Çiçek şöyle devam etti: ‘‘Dosyanın karmaşıklığı, yurtdışında geçen sürenin yeni baştan hesaplanması, Türkiye’deki tüm dosyalar ve aradan ? Hukukta hata geçen süre içerisinolabileceğini deki mevzuattaki değişiklikler de hesaba savunan Adalet katılarak bir defa da Bakanı Cemil ha bu hesaplamanın Çiçek, Ağca gözden geçirilmesin dosyasına ilişkin de Adalet Bakanı ola son kararın rak elimde bir tek Yargıtay tarafından imkân var; ‘yazılı verileceğini emir’ yoluna gitmek ifade etti. tir. Ben şimdi savcı arkadaşlarımızla da konuştum. Onlar, dosyayı bir kez daha inceleyip bana gönderecekler. Ben de en kısa sürede Yargıtay’a göndereceğim. Olayların bu kadar karmaşık hale gelmesindeki faktörlerin en başında sık sık çıkarılmış olan aflar geliyor. Neredeyse Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dek her 1.5 yılda bir af çıkarılmış. Her affın kamu vicdanını rahatsız ettiği, bir kısım insanı sevindirse bile içeride yatanlar bakımından, özellikle suçun mağdurları açısından büyük yaralar açtığı, büyük haksızlıklara sebebiyet verdiği, artık bilinen bir gerçektir. Bu son davadan bir ders çıkarıp artık aflara bir noktayı koymamız gerekmektedir.’’ ‘Garip bir hukuk uygulaması’ BERİV AN TAPAN Kutan: Kararı yadırgadık SP Genel Başkanvekili Recai Kutan da Ankara’da partililerle bayramlaşırken gazetecilerin soruları üzerine ‘‘Sayın Adalet Bakanı bile ‘ben meselenin hukuki boyutunu yeterince incelemedim’ diyor. Bir Adalet Bakanı’nın, dünya çapındaki bu olayı en azından kurmayları vasıtasıyla incelemesi gerekiyordu. Temenni ediyorum ki, bu Adalet Bakanı’nın ağzından çıkmamıştır. Saadet Partisi olarak böyle bir tahliyeyi hakikaten büyük bir hayretle karşıladığımızı ve yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum’’ dedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Ağca’ya özel işlem soru işaretleri yarattı İstanbul Haber Servisi Bayram tatili olmasına karşın Mehmet Ali Ağca’nın Pendik Devlet Hastanesi, Pendik Askerlik Şubesi, Tuzla Piyade Okulu ve GATA Haydarpaşa Hastanesi’ndeki askere gitmeme işlemleri hiç bekletilmeden yapıldı. Bu uygulama akıllarda soru işaretleri yarattı: ? Yalnızca nöbetçi subay ve askerlerin görev yaptığı askerlik şubesine herhangi bir yurttaş gitseydi işlemleri yapılacak mıydı?? GATA’da sağlık kontrolü için sevk edilen asker adaylarının işlemleri için bayram tatilinden sonraya gün verilirken Ağca’nın tetkikleri neden hemen yapıldı? ?Ağca, Maltepe Askeri Cezaevi’nden yıllar önce askeri elbiselerle elini kolunu sallayarak firar etti. Karakola günde 2 kez imza atacak olan Ağca, ikametgâh yeri olarak yine aynı semtte bir adres gösterdi. Ağca’nın işlemlerinin hızla yapıldığı Pendik Askerlik Şubesi Maltepe’de bulunuyor. Bu semtte birileri Ağca’ya yardımcı mı oluyor? Papa suikastı girişimi nedeniyle ‘‘dünyanın en ünlü katili’’ olan Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesini çeşitli ülkelerden 200’ü aşkın gazeteci izledi. Ağca’nın cezaevinden çıkış anını canlı yayınlarla dünyaya duyuran yabancı gazeteciler, tahliyeyi ‘‘garip bir hukuk uygulaması’’ olarak değerlendirdi. Ağca’yı yıllardır çok yakından izleyen İtalyan televizyonu TG5’ten gazeteci Gartano Savatteri, ‘‘O zaman Abdullah Öcalan da serbest bırakılsın’’ dedi. Savatteri, ‘‘Çünkü Papa önemli biri olsa da Ağca’nın suikastı ile yalnızca yaralandı. Ağca bu suçtan 20 yıl yattı. Aynı kişi kendi ülkesinde öldürdüğü önemli bir gazeteci için yalnızca 5 yıl yatıyor. Bu anlaşılır bir durum değil’’ diye konuştu. Savatteri sözliği, darbe gibi önemli siyasal çalkantılardan sonra ‘af’ ilan edildiğini anımsatarak ‘‘Aflar aslında hukuki muamelelerdir. Bizde ise cezaevleri kalabalık olduğu için af ilan edildi. Son afta halkta da bir isyan oldu. Yapılan af ile ne yazık ki suç mağdurları yine mağduriyet yaşıyor’’ dedi. lerini şöyle sürdürdü: ‘‘Türkiye Ağca’nın iadesini isterken Abdi İpekçi’nin öldürülmesi için cezasını çekme şartı koymuştu. Ancak bu şartı Türkiye ileri sürmüşken bu cezayı tam olarak çekmemesi ilginç.’’ İtalyan Ulusal Kanalı’ndan (RAI) Erhio Remondino da Ağca’nın tahliye edilmesini, ‘‘Ağca bir ülkede yaralamadan 20 yıl, bir diğer ülkede adam öldürmekten 5 yıl yatıyor; durumunun dışında amaçları birbirinden farklı iki suç. Ancak bu kadar erken neden çıkarıldığını anlayamadık. Bunun hukuka uzak olduğunu düşünüyorum’’ şeklinde yorumladı. Fransız televizyonu TF1’den Patrick Fduoy ise şöyle konuştu:“Avrupa basını olarak Ağca’nın Papa suikastını ve İpekçi’yi öldürme nedenlerini merak ediyoruz. Ağca ya her şeyi açıklayacak ya da susacak.’’ nu neden yapıyorsunuz’ diyen kişilerin bulunmayışı da bizi çok etkileyen, şok niteliğinde davranışlardır. Dernek olarak, toplumumuzu duyarlılığa davet ediyoruz. Neyi alkışlıyoruz? Bir süre sonra serbest kalma olasılığı olan Abdullah Öcalan için de aynı şeyler mi yapılacak?Üzüntümüzü kamuoyuna saygı ile duyururuz.’’ Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel de açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ‘‘Katil Ağca’nın tıpkı Abdullah Çatlı gibi, Türk bayrakları açılarak karşılanması, bu cinayet ve arkasındaki güçlerin, ‘ulusal değerler’in sadece demogojisini yapan milliyetçi çevreleri ortalığa salan, linç ve provokasyonlar düzenleyen, demokrasi, barış ve kardeşlik istemlerini bastırma yolunu seçenlerle birleştiği görülüyor. Katil Ağca bir tetikçiden başkası değildir.” ‘Mağdurun cezalandırılmasıdır’ Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, ‘‘ Ağca’nın serbest bırakılması, suçlunun ödüllendirilmesi, mağdurların cezalandırılmasıdır’’ dedi. Abakay, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ‘‘Adalet Bakanımız bu olaya el koyarak demokrasiyi ve hukukun üstünlüğü ilkesini yok eden masabaşı oyunlarını bozmalıdır. Eski bakan Hikmet Sami Türk, Ağca’nın cezasını bakan olduğu sırada hesapladıklarını, cezasının 2012’de dolacağını söylemektedir. Bu adalete olan güveni sıfıra indirir, suçluların hukuka egemen kurumlarca nasıl korunduğunu ortaya koyar. Adaletin, kişilere ve iktidara göre nasıl değiştirilebileceğini gösterir.’’ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. F. Sokullu Akıncı, rejim değişik ‘Bayrağa saygısızlık yapıldı’ Toplumsal Etik Derneği Genel Başkanı Ahmet Akgün yaptığı açıklamada, ‘‘Mehmet Ali Ağca’nın Kartal Cezaevi’nden çıkışında arabasının üzerine çiçek atılmasını, Pendik Askerlik Şubesi önünde Türk bayrakları ile karşılanışını Türk toplumu adına kınıyoruz’’ dedi. Akgün, toplumun artık nerede, ne zaman ne yapacağını bilmesi gerektiğini de vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: ‘‘Türk bayrağını açmış kişilere ‘Siz burada bu CUMHURİYET 04 K