23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2005 SALI HABERLER DUTSYİDABUGUN ALİ SIRMEN İstanbul Vandalizmi Ellinci Yaşında "Elli yıl önce istanbul bugünkünden farklıy- dı.195S sayımına göre bütün İstanbul vilayeti, ancak 1.5 rnilyona yaklaşan bir nüfusa sahipti... /stanbullul^.r yaşadtklan şanlt şerefli dramatik tari- he rağmen ımparatorluk başkentinin âdet ve çiz- gilerini henüz korjyan birkitleydi... ...Salacakta ve Ortaköy'de denize girilirdi, bu kentin fakir/ de zengini de Istanbulluydu; söylen- tiyle de olsa şehnn büyük eserteri hakkında bilgi- leri vardı... Herkes Karadeniz'den akıp gelen ba- lık sürûlerr.nın mevsimini ve adresini bilmese de bilir göründi rdü... Etnik gruplar arasındaki gerilim katiyen dışa vurulmazcTı. Dedikodu ve ölçülü bir mizahla her- kes birbirl hakkında konuşurdu. Toplumun kültü- rel bütünleşmesi kısmiydi... Rumca çok konuşu- lurdu. Helenlenn nüfusu yaklaşık 100 bin kadar- dı. Yine Ermenice, Judeo Fspanyol dediğimiz Yahudl Ispanyolcası, Italyanca hatta Protestan azınlığın konuştuğu Almanca ve tabii Levantenle- rin Fransız-cası çarşı pazarda duyduğumuz diller- dendi. İstanbul kalabalık bir gayrimüslim nüfusa sahipti..." llber Ortaylı <ı Eylül 2005 tarihli Milliyet Pa- zar'da böyle anlatyor elli yıl önceki İstanbul'u. Ben o Istanbul'da Mühürdar semtınde yaşayan Galatasaray'ın orta kısmından lısesine geçmek için, 'elişi' dersınden formalite ikmal (bütünleme ) sınavına girmeye hazırlanan bir yeni yetme idim. Ve olay, benim sınava gireceğim günün arifesi akşamı pa^lak verdi... • • • Sayılan çok olan gayrimüslim dükkânları yağ- malanıyor, kilisilere saldırılıyor, hatta söylentiye göre kimi papazların sünnet edilmesine teşebbüs ediliyordu. İstanbul . tarihinde Dördüncü Haçlılar'dan beri yaşamadıgı bir vandalizmin sahnesi oluyordu. Devlet, elinden kaçırdıgı dizginleri tekrar yakala- yabilmek i«çin sıkıyönetim ılan edıyordu... 7 Eylül 1 955 sabahı, sınava gitmek üzere, Kara- köy'e indigim andan, Galatasaray Lisesi'ne kadar yürüdüğürn üç kşlometrelık yol boyunca, cadde- nin ya da kald/nmlann taşlanna basmadan, yağ- ma edilmiş dükkânlardan yola atılmış kumaşlann. eşyalann üzerinden sekerek yürüdüm. Kentin olduğu kadar Cumhurıyetin de tarihinde bir kınlma noktasmı yaşamıştık. Bir daha hiçbir şey eskisi gıbi olmayacaktı... Her ne kadar, başta Rumlar olmak üzere, gayri- müslim nürfusun kenti yoğun bıçımde terk etmele- ri, aslında 1963-64 yılına rastlasa da istanbul'un çok etnili yapısındakı büyük kırılma, 6-7 Eylül 1955'te m-eydanagelecekti. Variık Vergisı iie birlıkte 6-7 Eylül olaylan, Cum- huriyetin en cüretkâr projelerinden biri olan, çok etnili sübjektivist ulus projesine büyük bir darbe indirecekti. • • • Ne olmuştu da. yeryüzünün en büyük kozmo- polit cenn-etlerinden biri olan, Mütareke Dönemi'- nin taşkınlıklarına rağmen, insanlarının kentlerinin bu niteliği ile övündükleri istanbul'da Hınstiyanla- ra yönelik, böylesıne bir vandalizm yaşanmıştı? Türkiye ile Yunanistan'ın aralan yeni yeni filiz- lenmeye başlayan. daha doğrusu Ankara'daki ik- tidann yenı fark ettiği Kıbns sorunu yüzünden bo- zuktu ve Menderes iktidarı komşuya gözdağı vermek istıyordu. Işte tarn bu sırada, Atatürk'ün Selanik'teki evi- ne bomba konulduğu haberi yayıldı. Daha sonra bu olayın, Ankara'dan manıpüle edilen bir komplo olduğu ortaya çıkacaktı. Sonrasırıda olaylar denetimden çıktı. Kuşkusuz halkın Kıbns konusunda ne kadar duyariı ve ka- rarit olduğunu göstermek isteyen Menderes, olay- lann bu noktaya varmasmı ne istemiş ne de tah- min edebümişti. Ama olan olacak, yoksun ve denetlenemeyen kitleler. hem kente hem Cumhuriyete en büyük utançlarından birini yaşatacaktı. 1960 yıünda, Demokrat Parti milletvekilleri ile baJkanlan, Yassıada'da 6-7 Eylül olaylarındaki so- rumluluklar yüzünden yargılanacaklardı. Bu dava Delki de cereyan şekli ve sonuçlan açı- sından, kanımca tarihimizin büyük ayıplarından biri olacak olan Yassıada duruşmalannın en dog- ru kısmiydi. İstanbul'daki büyük vandalizm olayını, aradan g&çen elli yıldan sonra, toplumsal gerilimin yine yüksek olduğu kritik bir dönemde, bütün kapsa- mıyla anısamak, doğru teşhis etmek zorundayız. 6-7 Eylül olaylan, etnik tepkilerin doğurabilece- ği toplurnsal gerginlikten medet ummanın, onu zarnanındadikkatli bıçimde denetleyip yatıştırma- manın nele^e mal olabileceğini göstermesi açısın- dan çok öremlidir. Şu günle-de, bu gerçeği anımsamamız ve 6-7 Eylül olaylarından ders aldığımızı kanıtlamamız son derecede gerekli. a s i r m e n • j curnhuriyet.com.tr IstanbU'da PKK operasyonu • İstanbul Hab«r Servisi - Atatürk Havalimanı ve Sultanahrnet Meydanf nda iki ayn takside meydana gelen patlamalarla ılgili 3 kışi, 8 ki- lo plastık patlayıcıyla birlikte yakalandı. Ata- türk Haalımanı'nda 7 Ağustos'ta bir takside meydana ge!en patlamamn ardından. güven- lik kam;ralannı inceleyen terörle mücadele şubesi euplen. Bağcılar ve Alibeyköy'de dü- zenledülen operasyonlarda, 3 kişiyi gözaltı- na aldı.Zanlılann aynca. 29 Temmuz'da Sul- tanahmtt Me;ydanı'nda bir takside meydana gelen palamanın da faılleri olduklan açıklan- dı. Emniyettekı sorgularının ardından adliye- ye sevk edilen 3 zanlıdan 2'si tutuklandı. Askeri araç devrildi: 1 er şehit • TUNCTLİ (AA) - Tunceli de asken bir aracın devnlmrsi sonucu 1 er şehit oldu. 2 asker ya- ralandı 7uncelı Valiliği'ndenyapılanaçıkla- maya gtre. Açsk Öğretım sınav soru kıtapçık- lannı taıyan araca refakat eden zırhlı askeri araç, Tınceli il sınınndan geri dönerken Perket ilçesi yd aynmına 2 kılometre uzakhkta, vırajı alamayaak devnldi. Kazada. er Veysel Aktın şehit oloı. Yaa-alanan iki asker, askeri helikop- terle Elaı» Ajskeri Hastanesrne kaldınldı. Etnik çatışma ortamı yaratılmak istendiğini belirten Baykal, ülkede tam bir sahipsizlik tablosu yaşandığını söyledi 'Hükümet aciz durumda 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Geçen hafta sonu Abdullah Ocalana destek eylemleri konusunda hüküme- te yönelık tepkiler artıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Türkiye'nin et- nik bir çatışma ortamına çekilmek is- tendiğini belırterek i *Türkhe< detam bir sahipsizlik tablosu var. Hükümet aciz durumda"dedi. Türkiye'nin bılinçli şe- kilde kanştınlmak istendiğini söyleyen CHP Grup Başkanvekıli Haluk Koç ise yurttaşlan sagduyulu ve "uyanık ol- maya" çağırdı. CHP Genel Başkanı Denız Baykal, Gemlik ve Bozüyük'te yaşanan olay- lan değerlendırirİcen Türkiye'nin etnik bir çatışma ortamına çekilmek isten- diğini belirterek "Bu manzara karşı- suıda hükümet. durunıu doğru değer- lendirdiği tdenimini dahi bize verme- yi başaramrvvr. TürkKe'de son dönem- lerin en tehlikeii kiriese) çatışma orta- • Başbakan Erdoğan ve yetersiz kadrolannın hesapsız çıkışlannın Gemlik ve Bozüyük'te yaşanan olumsuz tabloyu körüklediğini belirten CHP Grup Başkanvekili Koç, hükümet üyelerinin gaflet uykusunda uyuduğunu söyledi. Koç, yurttaşlann sagduyulu olmasını istedi. mı şekillenhor ve Başbakan'dan. İçiş- hşmadığının ortayı çıktığını belirten irtica kalkışmasr olduğuna dikkat Baykal, çözüm için devletin zirvesinin toplanması gerektiğine işaret etti. leri Bakanı'ndan tek ses yok" dedi Başbakan'ınö'rdemalmakyerineolay- larla ilgüi yorumlarda bulunduğu ve ça- tışma ortamına katkıda bulunduğunu belirten Baykal. şöyle konuştu: "Tür- khe'de tam bir sahipsidik tablosu var. Hükümetacizdurumda. Durumu kav- ramış, tedbirleri atanş değiLTürkhe'de çok ciddi bir iktidar boşluğu \aşanı- yor. Türkh e'nin banşmm, istikrannıa, huzurunun da>andıgı temel noktalar- da çok tehlikeii getişmeler var. AKP ik- tidannın Türkiye'ye çok agır bir faru- ra ödettireceği ortayaçıkma>a baştunış- ör ve o farura şekjnenmektedir." Tür- kiye'nin bu konularla ilgilenmesi ge- reken kurumJannın yeterince etkili ça- Koç: Hedefleri aynı TBMM'de bir basın toplantısı dü- zenleyen Haluk Koç, bölücü terör ör- gütü ve "sapkın radikalyobazgrupla- nn" ortak hedefinin Türkıye'yi kaosa sürüklemek olduğunu söyledi. Türk- Kürt çatışmasımn bilinçli olarak tah- rik edilmek istendiğine dikkat çeken Koç. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın ve yetersiz kadrolannın hesap- sız çıkışlannın da bu olumsuz tabloyu körukledigini vurguladı. Istanbul Fa- rih'te yaşananlann, önceden hazırlan- mış "kaduı ve çocuklann kullanıklığı çekti. Türkiye bilinçli bir şekilde ka- nştınlmak istenırken, hükümetin olay- lan seyrettiğini belirten Koç. Içişlen Ba- kanı Abdülkadir Aksu'nun u çıtmın çıkmadığını'' kaydettı. Koç, "Sajm Ak- su, hangi festrvaldesiııiz? Bu işler sizin sorumluhık alamniTa ginnhor mu" diye seslendi. Koç, şunlan söyledi: "Başbakan Bolu Tüneli açılışında şarkı söytmvr,İcisieri Bakanı gafletuy- kusundüa uıuyor. Türkiye. etniktemeJ- de tahrik poütikasına çekilmek isten- mektedir. Dün \asanan olaylarveyan- sı>^n göriinrüler bu planlann pro\p ası şekünde geoşmektedir. Hiç kimse bu tahriklere kapılmamalıdır. Sağduyu- muzuL serinkanhlığımızı koruınak zo- rundayız. Hem bölücü terör örgütüne hem hilafet çağnlan vapan zavalhlara seslenivorum, meydanı boş buldukla- rmı sanmasuılar." 'Başbakan cesaret verdi' DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de is- tanbul Fatıh'teu çirkin rejim düşman- hğı" sergilendiğini kaydederek şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Baa dış çevre- lerin etnik ayTuncıhğı destekJemesi, ay- nlıkçı ve bölücü unsuriann yeni cüret- kâr gnişbnlerde bulunmasu bölücü te- rönin veniden canlanmaya çahşmaa, çe\Temizdeyaşanan getişrneler,AB'nin Türkne'ye karşı ikiyüzlü bir rurum iz- lemesL,yurttaşlanmızın endişelerinive gerginligini artnrmaktadnf Sezer, Baş- bakan'ın "Güneydoğu sorunu" ile il- gili yanlış tanımlama ve değerledir- melerinin bölücülere ve rejim düşman- lanna cesaret verdiğini vurguladı. DOÇ. DR. İHSAN BAL: 3Ekim'denpqy koparma çabası • PKK'nin kendini kurtarmaya çahştığını söyleyen Bal, "Muhatap ahnmak, bir şekilde taviz koparmak için her türlü eylemi deniyor" dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Polis Aka- demısi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ihsan Bal, 3 Ekim'i herkesin "pay al- maya çalışüğı'" bir süreç olarak nıtelerken "Bu sü- reçte PKK de kendini kur- tarma>a çahşıyor. Muha- tap alınmak. tavi/ kopar- mak için her türlü e> leme yönetiyor" dedi. Bal, örgü- tün Kürtler'den öte kendi varlığını sürdürme tela- şında olduğunu söyledi. Bal, güvenlik güçlennın hafta sonu yaşanan olay- lardakı ta\Tinı, "Orgütkâ- osçıkarmak isthor. güven- lik güçleri ise sükûnetle ola\ın üstesinden gelmek istiyor" dedi. Terör uzmanı Doç. Dr. thsan Bal, İstanbul ve Bo- zü>oik'teki eylemleri ve güvenlık güçlennın yakla- şımını değerlendirdı. 3 Ekim'i herkesin pay almaya çalıştığı bir süreç olarak nitelendiren Bal, "Türkhe'nin önemsediğL taJipolduğu AB sürecinde kritik eşik 3 Ekim. Rum- lar. Fransızlar, Avnıpa'nın ırkçılan tavi/ koparmaya çaoşrvor.Aynışekilde PKK de kendini kurtarmaya ça- hşıvor. Muhatap ahnmak. bir şekilde ta\1z koparmak için hertürlü eylemi deni- yor" diye konuştu. Terö- re yönelmeyi gerektırecek bir ortam olmadığını kay- deden Bal, "Bir örgüt ne- den e\1emyapar? Kurtler dahafada haktalepedhor- sa AB realize etmek için iyi firsat Örgüt. Kürtler- den öteörgütün başını kur- turmaya çahşıyor. Bunu vapabiİmekiçin lürkmil- liyetçiliğini kaşımak isö- yor" dedi. Güvenlık güçlennin çok kontrollü hareket ettiğini anlatan İhsan Bal, şunla- n söyledi: "Orgüt kaos çıkarmak istiyor. Güvenlik güçleri ise sükûnetle olayı geçir- mek istiyor. Şiddetii nıü- dahalede tüm kameralar üzerinizde. AB mazeret anyor, özellikle bir kesim. İngiltere'deki müdahale sorun olmaz ancak üyetik müzakarelerine başlaya- cak Türkh* için ise'uygu- lama çok zayıf" denflebi- Kr. Güvenlik güçleri, ör- gütün tersineriskkontro- lünü minimum infiaJleyö- netmeye çalışı>or. Tersini düşündüğümüzde daha fazla güç kullanıldığında tahrik arttığında biz daha fazla örgütün mağduriye- te oynayacağuiı görüriiz." ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN DYP GENEL BAŞKANI AĞAR 'Mücadele halka ihale edüemez' MALATYA (Cumhu- riyet) - DYP Genel Baş- kanı Mehmet Ağar. ön- ceki gün İstanbul, Bursa ve Bozüyük'te meydana gelen olaylann ardından AKP iktidanna yüklene- rek "Hükümet terörie mücadeleyi vatandaşa flıale edemez.Terörle mü- cadelenin adresi, devle- tin meşru güvenlik güç- leridir" dedi. Partisinın Malatya 11 Başkanlığı' nda dün basın toplantısı düzenleyen Ağar, önceki günkü olay- lann endişelerini haklı çıkarmaya başladığını, bundan da rahatsızlık duyduklannı ifade etti. Türkiye'nin kritik eşik içinde olduğunu savunan Ağar, şöyle konuştu: "Bunu görmek lazım. Hükümet terörle müca- deleyi vatandaşa ihale edemez. Terörle müca- delenin adresi devletin meşru güvenlik güçieridir. Bugün çeşitta' ilkrde olan bu tür olaylann yann Türkiye çapına sıçrama- sı ihtimalmden büyük ra- hatsızhğımız var. Bütün miDetimize engin bir sağ- du> u. soğukkanhhk, otay- lar karşısında sükûnet tavshe edhoruz. Ancak işin temeline bakıklığın- da hükümetin vurdum- du\Tiıazlığı ve aymaznğı- nın hâlâ devam ettiği or- tadadır. Biz bu meselevi hep siyasetüstü gördük v« görmek arzusundayız. Sonuç olarak da bugün bütün bu meselelerin so- rumluluğu hükümetin sırtındadır. Tedbir amıak durumunda olan hükü- mettir; hükümet oıtada yoktur. Hükümet ne \ap- tiğmı bilememektedir." Orgeneral Sanışık, artan terör olaylan konusunda bölge halkını dikkatli olmaya çağırdı: Tırmanınasına îzîn vermeyîn Dİ\ARBAKIR(Cumhurhet Bürosu) - 2. Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarnşık. son günlerde yoğunlaşan olay- lara karşı halkın çok dikkatli hareket et- mek durumunda olduğunu söyledi. Orgeneral Sanışık, Diyarbakır Vali- si Efkan AJa'ya nezaket ziyaretinde bu- lunduktan sonra, gazetecilerin sorula- nnı yanıtladı. Gazetecilerin son günler- de meydana gelen olaylarla ilgili soru- lan üzerine. Orgeneral Sanışık, bunla- nn dikkate alınması gereken konular ol- duğunu söyledi. Malatya'da 30 Ağustos Zafer Bayra- mı kutlamalan töreninde de halkın sag- duyulu hareket etmesi konusunda öne- nlerde bulunduğunu hatırlatan Orgene- ral Sanışık, yanlışlıklar yapıldığı tak- dirde de yasal prosedür içinde herke- sin bu yanlışı, bu sorumluluğu paylaş- mak durumunda kalacağını belirtti. Or- general Sanışık. sözlerine şöyle devam etti: "Clkemiz güçlüdür. Büük ve bera- • Zafer Bayramı kutlamalan töreninde de halkın sagduyulu hareket etmesi konusunda önerilerde bulunduğunu anımsatan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sanışık. yanlışlıklar yapıldığı takdirde de yasal prosedür içinde herkesin bu yanlışı, bu sorumluluğu paylaşmak durumunda kalacağinı belirtti. bertiğimizi muhafaza ettiğimiz müddet- çe, bu tür şeyler bizim için pek fazla önem ifade etmiyor. Ama tırmandınl- maması konusunda bütün vatandaşla- ra, herkese görevler düşüyor. Bölgenüz hassas bölgedir. Burada yanlışlıkJara meydan vermemek lazun. Güzel bir ül- keviz. Güzel topraklanmız var, insan- lanmız güzel insanlar. Payiaşağmuz çok güzel şevler \ar. 20 yın aşkındır terörle mücadele devam ediyor. Ancak yanbş istikamete gidenler oluyor. Bunlann üzerinde hassashetle duruyonız. İlke- nüzin insanı çok dikkatli hareket etmek durumunda. Bir olay meydana geliyor. 300-500 kişi günlerce insanlann hare- ketlerini düzenlemek durumunda kan- yor. Ama bunun karşıhğında daha güç- İü durumda olan sağduyu ile hareket eden srvil toplum örgütlerimiz, diğer emniyet birimlerimiz, insanlanmızla birlikte bu konunun ürnıanmaması ko- nusunda bir şeyler yapmak dunımun- dalar. Yöre insanının da bundan pay ÇH karması lazım kendisine..." Terörün Diyarbakır halkına olduğu gı- bi bu bölgede yaşayan diğer insanlara da hiçbir fayda sağlamadığını herkesin gördüğünü ifade eden Orgeneral San- ışık, şöyle devam etti: "Buraya yaönmlann yapılabilmesi için, emniyetü bir dunımun oluşması lazım. Halka daha büyük istihdam kay- nagı yaraülabilmesi için işadamlannm burada birtakım oluşumu dikkate alma- sı gerekhor. Bunlann sağlanması laom, bu da her zaman gündeme getiriliyor. Yöre halkının birçok ihthacı var. Ger- çekten doğru. Devlet buraya her türlü yatınmını \api\or, yapmıyor değil. Di- yarbakır için değil, bütün bölgelere önemli katküar yaptığını görüyonız. Tekrar tekrar söyiüyorum. İnsanlanmı- zm daha dikkatli olması lazun." Bir gazetecınin "Miizakere tarihi yaklaşırken olaylann tırmandınunası tesadüf mü?" sorusu üzerine Orgene- ral Sanışık, "Yok. Onlarla alakasıyok. Yıllardır olaviar bu bölgede devam et- miştir. Provokas\onlar var. 3-5 kişi bu işleri yönlendiriyor. Bunlara müdaha- le edecek insanlar bu ülkede çok Bu ba- knndan bunlann arayışı içerisindey iz. tnanıyorum ki sağduyu sahibi halkı- mız en doğru karan verecektir" ya- mtını verdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Rkret Mualla önemli bir ressam. istanbul Modern'deki sergiden sonra epeyce tartışma koptu. Bu tartışma- lar sürerken bu kez Everest Yayınla- n'nca, Fikret Mualla'nın yaşamına ışık tutacak önemli bir kitap yayım- landı. Hıfzı Topuz'un hazırladığı kita- bın adı: "Fikret Mualla Anılar, Resim- ler, Mektuplar. Fotoğraflar da Ke- rem Topuz'a ait. Fikret Mualla'nın çeşitli dönemler- de yaptığı tabloların, Mualla'nın ya- kın dostlarına iüşkin değerlendirme- lerin yer aldığı kitabın benim açım- dan en etkileyici olanı, yaşamının son yıllarında Hıfzı Topuz'a gönder- diği küçük mektupçukiar. • • • 1858'den 1967 yılındaki ölümüne kadar süren bu mektuplan, merak ve heyecanla okudum. Fikret Mualla'nın hüzünlü, acılı hayatını en iyi bu mek- tuplar anlatıyor. Bir mektubunda en çok nelerin hasretini duyduğunu bir dörtlükle di- le getiriyor: "Şiir böyle olur!/ gazete arzu eder beklerim/ bir paket Bafra Fikret Mualla'dan Hıfzı Topuz'a ya da Birinci isterim/ varsa mık şişe Clüp rakısı özlerim." Kulüp Rakısı, Birinci ya da Bafra sigarası ve de gazete. Fikret Mualla Türkiye'den bunları bekliyor. Hıfzı To- puz da onun bu özlemine cevap ver- meye çahşıyor. 31 Ocak 1961 tarihli mektup ise şu kadarcık: "Sevgili ve Muhterem Hıfzıcığım. Bugün haki- kata vardım ve utandım. Meğerse zatınız evvelsi akşam bizim kahvede ve mahvedeki ufak tefek borçlan da ödemişsiniz. Yani abd-i acizin borç- lannı. Eksik olma. Yanaklanndan ve gözlerinden öperek. Teşekkürlerle. Fikret Mualla Saygı." • • • Hıfzı Topuz'un o tarihlerde Afrika ile Paris arasında mekik dokumasını Fikret Mualla, kendi durumu açısın- dan çok güzel ifade ediyor: "...Ayol bu Afhkalarla Parisler arasında mü- temadiyen mekik dokumalar. Her gün gazetelere bakıyorum, acaba bizim aziz Hıfzı. Afrika'da münhal kraliyetlerden hangisini intihap etti de edecek ve eder diyordum içim- den. Zanzibar'ı münasip gördüm. Bu sayede bizim Hıfzı beni bol ma- aşla yanına güzel sanatlar zımbırtısı diye bir memuriyet uydurup, herhal- de beni korur diye düşünür duru- rum." Mektubun devamında artık yok- sulluktan Paris'i terk etmeye karar verdiğini anlatır. Reillanne diye köy- lük bir yöreye gider. "Benim vaziyet Paris'te hergele tohumu otelcilerle ev sahiplerinin puştluklanndan son derece zarar görüp, Paris'in yakası- na zift çekip iki seneye yakın bir za- mandır, köylülüğü tercih ettim, piş- man da değilim." • • * Fikret Mualla'nın yaşamı artık hep Reillanne de geçecektır: "Sana lüt- fen gazete ve pul gönder. Şimdiden teşekkür ederim. Ihmal etme. Pul pul diye başımın etini yiyenler var. Paris'i aramıyorum. Burada çok şü- kür polis yok. Berbat mahlukat. Hır- sız da yok. 700 kişilik temiz köylüler var. Memnunum köy hayatından. İyi komşulanm var. Baki sonsuz hür- metlerle gözlerinden öperek hatmi kemal ederken, cevabını alırsam se- vinirim." Mualla'nın bu mektubu yazdığı ta- nh 1966, yani ölümünden tam bir yıl önce. Fikret Mualla'nın Hıfzı Topuz'a son mektubu 4 Şubat 1967 tarihli. Artık yorgun ve umutsuzdur: "Şöyle aksamdan sabaha bir ölsem. sükû- netle, emin ol ki gözüm arkada kal- mayacaktır. Bedbinlik içindeyim... Madam bana kömür göndermedi, domuzluğu üstünde... Bu yaştan sonra sersefil olacağımdan korkuyo- rum. Çok ihtiyarladım, hayat bir ıstı- rap oldu... Bana bir Cumhuriyet ga- zetesi göndermeyi unutma." Hıfzı Topuz, onun ölüm haberıni nasıl aldığını ise şöyle anlatır: "Ara- dan aylar geçti. Yazın tatilde Istan- bul'a geldim. Tevfik Kent ve Rkret Adil'te Fikret Mualla'dan söz ediyor- duk. Fikret Adil: 'Duydunuz mu' cte- di, 'Fikret Manosque Hastanesi'ne kaldınlmış!' Hemen birgeçmiş olsun telgrafı çekmeye karar verdik. O ise bir gün önce, 19 Temmuz 1967 ge- cesi ölmüş. Akşam sessiz, sedasız yatağına uzanmış, sabahleyin hasta- bakıcılar. bir de bakmışlar Fikret'in nabzı atmıyor." Topuz'un onun ölümü üzerine söyledikleri ise bütün yaşamtnı özet- liyor gibi: "Artık ne polis korkusu var, ne hastane korkusu, ne Bakırköy Akıl Hastanesi bunalımlan, ne de karakollann yarattığı karabasanlar. Hepsi, hepsi unutuldu... Işte Fikret Mualla'nın 1903'te Kadıköy'de Ba- hariye'de Baklatarlası'nda başlayıp Manosque Hastanesi'nde sona eren, coşkulu, hırçın ve zaman za- man çılgınlıklarla geçen yaşamından izlenimler." Çarpıcı bir yaşamöyküsü...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear