Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2005 SALI
HABERLER
DUTSYİDABUGUN
ALİ SIRMEN
İstanbul Vandalizmi
Ellinci Yaşında
"Elli yıl önce istanbul bugünkünden farklıy-
dı.195S sayımına göre bütün İstanbul vilayeti,
ancak 1.5 rnilyona yaklaşan bir nüfusa sahipti...
/stanbullul^.r yaşadtklan şanlt şerefli dramatik tari-
he rağmen ımparatorluk başkentinin âdet ve çiz-
gilerini henüz korjyan birkitleydi...
...Salacakta ve Ortaköy'de denize girilirdi, bu
kentin fakir/ de zengini de Istanbulluydu; söylen-
tiyle de olsa şehnn büyük eserteri hakkında bilgi-
leri vardı... Herkes Karadeniz'den akıp gelen ba-
lık sürûlerr.nın mevsimini ve adresini bilmese de
bilir göründi rdü...
Etnik gruplar arasındaki gerilim katiyen dışa
vurulmazcTı. Dedikodu ve ölçülü bir mizahla her-
kes birbirl hakkında konuşurdu. Toplumun kültü-
rel bütünleşmesi kısmiydi... Rumca çok konuşu-
lurdu. Helenlenn nüfusu yaklaşık 100 bin kadar-
dı. Yine Ermenice, Judeo Fspanyol dediğimiz
Yahudl Ispanyolcası, Italyanca hatta Protestan
azınlığın konuştuğu Almanca ve tabii Levantenle-
rin Fransız-cası çarşı pazarda duyduğumuz diller-
dendi. İstanbul kalabalık bir gayrimüslim nüfusa
sahipti..."
llber Ortaylı <ı Eylül 2005 tarihli Milliyet Pa-
zar'da böyle anlatyor elli yıl önceki İstanbul'u.
Ben o Istanbul'da Mühürdar semtınde yaşayan
Galatasaray'ın orta kısmından lısesine geçmek
için, 'elişi' dersınden formalite ikmal (bütünleme )
sınavına girmeye hazırlanan bir yeni yetme idim.
Ve olay, benim sınava gireceğim günün arifesi
akşamı pa^lak verdi...
• • •
Sayılan çok olan gayrimüslim dükkânları yağ-
malanıyor, kilisilere saldırılıyor, hatta söylentiye
göre kimi papazların sünnet edilmesine teşebbüs
ediliyordu.
İstanbul . tarihinde Dördüncü Haçlılar'dan beri
yaşamadıgı bir vandalizmin sahnesi oluyordu.
Devlet, elinden kaçırdıgı dizginleri tekrar yakala-
yabilmek i«çin sıkıyönetim ılan edıyordu...
7 Eylül 1 955 sabahı, sınava gitmek üzere, Kara-
köy'e indigim andan, Galatasaray Lisesi'ne kadar
yürüdüğürn üç kşlometrelık yol boyunca, cadde-
nin ya da kald/nmlann taşlanna basmadan, yağ-
ma edilmiş dükkânlardan yola atılmış kumaşlann.
eşyalann üzerinden sekerek yürüdüm.
Kentin olduğu kadar Cumhurıyetin de tarihinde
bir kınlma noktasmı yaşamıştık.
Bir daha hiçbir şey eskisi gıbi olmayacaktı...
Her ne kadar, başta Rumlar olmak üzere, gayri-
müslim nürfusun kenti yoğun bıçımde terk etmele-
ri, aslında 1963-64 yılına rastlasa da istanbul'un
çok etnili yapısındakı büyük kırılma, 6-7 Eylül
1955'te m-eydanagelecekti.
Variık Vergisı iie birlıkte 6-7 Eylül olaylan, Cum-
huriyetin en cüretkâr projelerinden biri olan, çok
etnili sübjektivist ulus projesine büyük bir darbe
indirecekti.
• • •
Ne olmuştu da. yeryüzünün en büyük kozmo-
polit cenn-etlerinden biri olan, Mütareke Dönemi'-
nin taşkınlıklarına rağmen, insanlarının kentlerinin
bu niteliği ile övündükleri istanbul'da Hınstiyanla-
ra yönelik, böylesıne bir vandalizm yaşanmıştı?
Türkiye ile Yunanistan'ın aralan yeni yeni filiz-
lenmeye başlayan. daha doğrusu Ankara'daki ik-
tidann yenı fark ettiği Kıbns sorunu yüzünden bo-
zuktu ve Menderes iktidarı komşuya gözdağı
vermek istıyordu.
Işte tarn bu sırada, Atatürk'ün Selanik'teki evi-
ne bomba konulduğu haberi yayıldı. Daha sonra
bu olayın, Ankara'dan manıpüle edilen bir komplo
olduğu ortaya çıkacaktı.
Sonrasırıda olaylar denetimden çıktı. Kuşkusuz
halkın Kıbns konusunda ne kadar duyariı ve ka-
rarit olduğunu göstermek isteyen Menderes, olay-
lann bu noktaya varmasmı ne istemiş ne de tah-
min edebümişti.
Ama olan olacak, yoksun ve denetlenemeyen
kitleler. hem kente hem Cumhuriyete en büyük
utançlarından birini yaşatacaktı.
1960 yıünda, Demokrat Parti milletvekilleri ile
baJkanlan, Yassıada'da 6-7 Eylül olaylarındaki so-
rumluluklar yüzünden yargılanacaklardı.
Bu dava Delki de cereyan şekli ve sonuçlan açı-
sından, kanımca tarihimizin büyük ayıplarından
biri olacak olan Yassıada duruşmalannın en dog-
ru kısmiydi.
İstanbul'daki büyük vandalizm olayını, aradan
g&çen elli yıldan sonra, toplumsal gerilimin yine
yüksek olduğu kritik bir dönemde, bütün kapsa-
mıyla anısamak, doğru teşhis etmek zorundayız.
6-7 Eylül olaylan, etnik tepkilerin doğurabilece-
ği toplurnsal gerginlikten medet ummanın, onu
zarnanındadikkatli bıçimde denetleyip yatıştırma-
manın nele^e mal olabileceğini göstermesi açısın-
dan çok öremlidir.
Şu günle-de, bu gerçeği anımsamamız ve 6-7
Eylül olaylarından ders aldığımızı kanıtlamamız
son derecede gerekli.
a s i r m e n • j curnhuriyet.com.tr
IstanbU'da PKK operasyonu
• İstanbul Hab«r Servisi - Atatürk Havalimanı
ve Sultanahrnet Meydanf nda iki ayn takside
meydana gelen patlamalarla ılgili 3 kışi, 8 ki-
lo plastık patlayıcıyla birlikte yakalandı. Ata-
türk Haalımanı'nda 7 Ağustos'ta bir takside
meydana ge!en patlamamn ardından. güven-
lik kam;ralannı inceleyen terörle mücadele
şubesi euplen. Bağcılar ve Alibeyköy'de dü-
zenledülen operasyonlarda, 3 kişiyi gözaltı-
na aldı.Zanlılann aynca. 29 Temmuz'da Sul-
tanahmtt Me;ydanı'nda bir takside meydana
gelen palamanın da faılleri olduklan açıklan-
dı. Emniyettekı sorgularının ardından adliye-
ye sevk edilen 3 zanlıdan 2'si tutuklandı.
Askeri araç devrildi: 1 er şehit
• TUNCTLİ (AA) - Tunceli de asken bir aracın
devnlmrsi sonucu 1 er şehit oldu. 2 asker ya-
ralandı 7uncelı Valiliği'ndenyapılanaçıkla-
maya gtre. Açsk Öğretım sınav soru kıtapçık-
lannı taıyan araca refakat eden zırhlı askeri
araç, Tınceli il sınınndan geri dönerken Perket
ilçesi yd aynmına 2 kılometre uzakhkta, vırajı
alamayaak devnldi. Kazada. er Veysel Aktın
şehit oloı. Yaa-alanan iki asker, askeri helikop-
terle Elaı» Ajskeri Hastanesrne kaldınldı.
Etnik çatışma ortamı yaratılmak istendiğini belirten Baykal, ülkede tam bir sahipsizlik tablosu yaşandığını söyledi
'Hükümet aciz durumda
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Geçen hafta sonu Abdullah Ocalana
destek eylemleri konusunda hüküme-
te yönelık tepkiler artıyor. CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal Türkiye'nin et-
nik bir çatışma ortamına çekilmek is-
tendiğini belırterek i
*Türkhe<
detam bir
sahipsizlik tablosu var. Hükümet aciz
durumda"dedi. Türkiye'nin bılinçli şe-
kilde kanştınlmak istendiğini söyleyen
CHP Grup Başkanvekıli Haluk Koç
ise yurttaşlan sagduyulu ve "uyanık ol-
maya" çağırdı.
CHP Genel Başkanı Denız Baykal,
Gemlik ve Bozüyük'te yaşanan olay-
lan değerlendırirİcen Türkiye'nin etnik
bir çatışma ortamına çekilmek isten-
diğini belirterek "Bu manzara karşı-
suıda hükümet. durunıu doğru değer-
lendirdiği tdenimini dahi bize verme-
yi başaramrvvr. TürkKe'de son dönem-
lerin en tehlikeii kiriese) çatışma orta-
• Başbakan Erdoğan ve yetersiz kadrolannın hesapsız çıkışlannın Gemlik ve Bozüyük'te
yaşanan olumsuz tabloyu körüklediğini belirten CHP Grup Başkanvekili Koç, hükümet
üyelerinin gaflet uykusunda uyuduğunu söyledi. Koç, yurttaşlann sagduyulu olmasını istedi.
mı şekillenhor ve Başbakan'dan. İçiş- hşmadığının ortayı çıktığını belirten irtica kalkışmasr olduğuna dikkat
Baykal, çözüm için devletin zirvesinin
toplanması gerektiğine işaret etti.
leri Bakanı'ndan tek ses yok" dedi
Başbakan'ınö'rdemalmakyerineolay-
larla ilgüi yorumlarda bulunduğu ve ça-
tışma ortamına katkıda bulunduğunu
belirten Baykal. şöyle konuştu: "Tür-
khe'de tam bir sahipsidik tablosu var.
Hükümetacizdurumda. Durumu kav-
ramış, tedbirleri atanş değiLTürkhe'de
çok ciddi bir iktidar boşluğu \aşanı-
yor. Türkh e'nin banşmm, istikrannıa,
huzurunun da>andıgı temel noktalar-
da çok tehlikeii getişmeler var. AKP ik-
tidannın Türkiye'ye çok agır bir faru-
ra ödettireceği ortayaçıkma>a baştunış-
ör ve o farura şekjnenmektedir." Tür-
kiye'nin bu konularla ilgilenmesi ge-
reken kurumJannın yeterince etkili ça-
Koç: Hedefleri aynı
TBMM'de bir basın toplantısı dü-
zenleyen Haluk Koç, bölücü terör ör-
gütü ve "sapkın radikalyobazgrupla-
nn" ortak hedefinin Türkıye'yi kaosa
sürüklemek olduğunu söyledi. Türk-
Kürt çatışmasımn bilinçli olarak tah-
rik edilmek istendiğine dikkat çeken
Koç. Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın ve yetersiz kadrolannın hesap-
sız çıkışlannın da bu olumsuz tabloyu
körukledigini vurguladı. Istanbul Fa-
rih'te yaşananlann, önceden hazırlan-
mış "kaduı ve çocuklann kullanıklığı
çekti. Türkiye bilinçli bir şekilde ka-
nştınlmak istenırken, hükümetin olay-
lan seyrettiğini belirten Koç. Içişlen Ba-
kanı Abdülkadir Aksu'nun u
çıtmın
çıkmadığını'' kaydettı. Koç, "Sajm Ak-
su, hangi festrvaldesiııiz? Bu işler sizin
sorumluhık alamniTa ginnhor mu"
diye seslendi. Koç, şunlan söyledi:
"Başbakan Bolu Tüneli açılışında
şarkı söytmvr,İcisieri Bakanı gafletuy-
kusundüa uıuyor. Türkiye. etniktemeJ-
de tahrik poütikasına çekilmek isten-
mektedir. Dün \asanan olaylarveyan-
sı>^n göriinrüler bu planlann pro\p
ası
şekünde geoşmektedir. Hiç kimse bu
tahriklere kapılmamalıdır. Sağduyu-
muzuL serinkanhlığımızı koruınak zo-
rundayız. Hem bölücü terör örgütüne
hem hilafet çağnlan vapan zavalhlara
seslenivorum, meydanı boş buldukla-
rmı sanmasuılar."
'Başbakan cesaret verdi'
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de is-
tanbul Fatıh'teu
çirkin rejim düşman-
hğı" sergilendiğini kaydederek şu de-
ğerlendirmeyi yaptı: "Baa dış çevre-
lerin etnik ayTuncıhğı destekJemesi, ay-
nlıkçı ve bölücü unsuriann yeni cüret-
kâr gnişbnlerde bulunmasu bölücü te-
rönin veniden canlanmaya çahşmaa,
çe\Temizdeyaşanan getişrneler,AB'nin
Türkne'ye karşı ikiyüzlü bir rurum iz-
lemesL,yurttaşlanmızın endişelerinive
gerginligini artnrmaktadnf Sezer, Baş-
bakan'ın "Güneydoğu sorunu" ile il-
gili yanlış tanımlama ve değerledir-
melerinin bölücülere ve rejim düşman-
lanna cesaret verdiğini vurguladı.
DOÇ. DR. İHSAN BAL:
3Ekim'denpqy
koparma çabası
• PKK'nin kendini kurtarmaya çahştığını
söyleyen Bal, "Muhatap ahnmak, bir şekilde taviz
koparmak için her türlü eylemi deniyor" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Polis Aka-
demısi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ihsan Bal, 3
Ekim'i herkesin "pay al-
maya çalışüğı'" bir süreç
olarak nıtelerken "Bu sü-
reçte PKK de kendini kur-
tarma>a çahşıyor. Muha-
tap alınmak. tavi/ kopar-
mak için her türlü e> leme
yönetiyor" dedi. Bal, örgü-
tün Kürtler'den öte kendi
varlığını sürdürme tela-
şında olduğunu söyledi.
Bal, güvenlik güçlennın
hafta sonu yaşanan olay-
lardakı ta\Tinı, "Orgütkâ-
osçıkarmak isthor. güven-
lik güçleri ise sükûnetle
ola\ın üstesinden gelmek
istiyor" dedi.
Terör uzmanı Doç. Dr.
thsan Bal, İstanbul ve Bo-
zü>oik'teki eylemleri ve
güvenlık güçlennın yakla-
şımını değerlendirdı.
3 Ekim'i herkesin pay
almaya çalıştığı bir süreç
olarak nitelendiren Bal,
"Türkhe'nin önemsediğL
taJipolduğu AB sürecinde
kritik eşik 3 Ekim. Rum-
lar. Fransızlar, Avnıpa'nın
ırkçılan tavi/ koparmaya
çaoşrvor.Aynışekilde PKK
de kendini kurtarmaya ça-
hşıvor. Muhatap ahnmak.
bir şekilde ta\1z koparmak
için hertürlü eylemi deni-
yor" diye konuştu. Terö-
re yönelmeyi gerektırecek
bir ortam olmadığını kay-
deden Bal, "Bir örgüt ne-
den e\1emyapar? Kurtler
dahafada haktalepedhor-
sa AB realize etmek için
iyi firsat Örgüt. Kürtler-
den öteörgütün başını kur-
turmaya çahşıyor. Bunu
vapabiİmekiçin lürkmil-
liyetçiliğini kaşımak isö-
yor" dedi.
Güvenlık güçlennin çok
kontrollü hareket ettiğini
anlatan İhsan Bal, şunla-
n söyledi:
"Orgüt kaos çıkarmak
istiyor. Güvenlik güçleri
ise sükûnetle olayı geçir-
mek istiyor. Şiddetii nıü-
dahalede tüm kameralar
üzerinizde. AB mazeret
anyor, özellikle bir kesim.
İngiltere'deki müdahale
sorun olmaz ancak üyetik
müzakarelerine başlaya-
cak Türkh* için ise'uygu-
lama çok zayıf" denflebi-
Kr. Güvenlik güçleri, ör-
gütün tersineriskkontro-
lünü minimum infiaJleyö-
netmeye çalışı>or. Tersini
düşündüğümüzde daha
fazla güç kullanıldığında
tahrik arttığında biz daha
fazla örgütün mağduriye-
te oynayacağuiı görüriiz."
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN DYP GENEL BAŞKANI AĞAR
'Mücadele halka
ihale edüemez'
MALATYA (Cumhu-
riyet) - DYP Genel Baş-
kanı Mehmet Ağar. ön-
ceki gün İstanbul, Bursa
ve Bozüyük'te meydana
gelen olaylann ardından
AKP iktidanna yüklene-
rek "Hükümet terörie
mücadeleyi vatandaşa
flıale edemez.Terörle mü-
cadelenin adresi, devle-
tin meşru güvenlik güç-
leridir" dedi.
Partisinın Malatya 11
Başkanlığı' nda dün basın
toplantısı düzenleyen
Ağar, önceki günkü olay-
lann endişelerini haklı
çıkarmaya başladığını,
bundan da rahatsızlık
duyduklannı ifade etti.
Türkiye'nin kritik eşik
içinde olduğunu savunan
Ağar, şöyle konuştu:
"Bunu görmek lazım.
Hükümet terörle müca-
deleyi vatandaşa ihale
edemez. Terörle müca-
delenin adresi devletin
meşru güvenlik güçieridir.
Bugün çeşitta' ilkrde olan
bu tür olaylann yann
Türkiye çapına sıçrama-
sı ihtimalmden büyük ra-
hatsızhğımız var. Bütün
miDetimize engin bir sağ-
du> u. soğukkanhhk, otay-
lar karşısında sükûnet
tavshe edhoruz. Ancak
işin temeline bakıklığın-
da hükümetin vurdum-
du\Tiıazlığı ve aymaznğı-
nın hâlâ devam ettiği or-
tadadır. Biz bu meselevi
hep siyasetüstü gördük v«
görmek arzusundayız.
Sonuç olarak da bugün
bütün bu meselelerin so-
rumluluğu hükümetin
sırtındadır. Tedbir amıak
durumunda olan hükü-
mettir; hükümet oıtada
yoktur. Hükümet ne \ap-
tiğmı bilememektedir."
Orgeneral Sanışık, artan terör olaylan konusunda bölge halkını dikkatli olmaya çağırdı:
Tırmanınasına îzîn vermeyîn
Dİ\ARBAKIR(Cumhurhet Bürosu)
- 2. Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü
Sarnşık. son günlerde yoğunlaşan olay-
lara karşı halkın çok dikkatli hareket et-
mek durumunda olduğunu söyledi.
Orgeneral Sanışık, Diyarbakır Vali-
si Efkan AJa'ya nezaket ziyaretinde bu-
lunduktan sonra, gazetecilerin sorula-
nnı yanıtladı. Gazetecilerin son günler-
de meydana gelen olaylarla ilgili soru-
lan üzerine. Orgeneral Sanışık, bunla-
nn dikkate alınması gereken konular ol-
duğunu söyledi.
Malatya'da 30 Ağustos Zafer Bayra-
mı kutlamalan töreninde de halkın sag-
duyulu hareket etmesi konusunda öne-
nlerde bulunduğunu hatırlatan Orgene-
ral Sanışık, yanlışlıklar yapıldığı tak-
dirde de yasal prosedür içinde herke-
sin bu yanlışı, bu sorumluluğu paylaş-
mak durumunda kalacağını belirtti. Or-
general Sanışık. sözlerine şöyle devam
etti:
"Clkemiz güçlüdür. Büük ve bera-
• Zafer Bayramı kutlamalan töreninde de halkın
sagduyulu hareket etmesi konusunda önerilerde
bulunduğunu anımsatan 2. Ordu Komutanı Orgeneral
Şükrü Sanışık. yanlışlıklar yapıldığı takdirde de yasal
prosedür içinde herkesin bu yanlışı, bu sorumluluğu
paylaşmak durumunda kalacağinı belirtti.
bertiğimizi muhafaza ettiğimiz müddet-
çe, bu tür şeyler bizim için pek fazla
önem ifade etmiyor. Ama tırmandınl-
maması konusunda bütün vatandaşla-
ra, herkese görevler düşüyor. Bölgenüz
hassas bölgedir. Burada yanlışlıkJara
meydan vermemek lazun. Güzel bir ül-
keviz. Güzel topraklanmız var, insan-
lanmız güzel insanlar. Payiaşağmuz çok
güzel şevler \ar. 20 yın aşkındır terörle
mücadele devam ediyor. Ancak yanbş
istikamete gidenler oluyor. Bunlann
üzerinde hassashetle duruyonız. İlke-
nüzin insanı çok dikkatli hareket etmek
durumunda. Bir olay meydana geliyor.
300-500 kişi günlerce insanlann hare-
ketlerini düzenlemek durumunda kan-
yor. Ama bunun karşıhğında daha güç-
İü durumda olan sağduyu ile hareket
eden srvil toplum örgütlerimiz, diğer
emniyet birimlerimiz, insanlanmızla
birlikte bu konunun ürnıanmaması ko-
nusunda bir şeyler yapmak dunımun-
dalar. Yöre insanının da bundan pay ÇH
karması lazım kendisine..."
Terörün Diyarbakır halkına olduğu gı-
bi bu bölgede yaşayan diğer insanlara
da hiçbir fayda sağlamadığını herkesin
gördüğünü ifade eden Orgeneral San-
ışık, şöyle devam etti:
"Buraya yaönmlann yapılabilmesi
için, emniyetü bir dunımun oluşması
lazım. Halka daha büyük istihdam kay-
nagı yaraülabilmesi için işadamlannm
burada birtakım oluşumu dikkate alma-
sı gerekhor. Bunlann sağlanması laom,
bu da her zaman gündeme getiriliyor.
Yöre halkının birçok ihthacı var. Ger-
çekten doğru. Devlet buraya her türlü
yatınmını \api\or, yapmıyor değil. Di-
yarbakır için değil, bütün bölgelere
önemli katküar yaptığını görüyonız.
Tekrar tekrar söyiüyorum. İnsanlanmı-
zm daha dikkatli olması lazun."
Bir gazetecınin "Miizakere tarihi
yaklaşırken olaylann tırmandınunası
tesadüf mü?" sorusu üzerine Orgene-
ral Sanışık, "Yok. Onlarla alakasıyok.
Yıllardır olaviar bu bölgede devam et-
miştir. Provokas\onlar var. 3-5 kişi bu
işleri yönlendiriyor. Bunlara müdaha-
le edecek insanlar bu ülkede çok Bu ba-
knndan bunlann arayışı içerisindey iz.
tnanıyorum ki sağduyu sahibi halkı-
mız en doğru karan verecektir" ya-
mtını verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Rkret Mualla önemli bir ressam.
istanbul Modern'deki sergiden sonra
epeyce tartışma koptu. Bu tartışma-
lar sürerken bu kez Everest Yayınla-
n'nca, Fikret Mualla'nın yaşamına
ışık tutacak önemli bir kitap yayım-
landı. Hıfzı Topuz'un hazırladığı kita-
bın adı: "Fikret Mualla Anılar, Resim-
ler, Mektuplar. Fotoğraflar da Ke-
rem Topuz'a ait.
Fikret Mualla'nın çeşitli dönemler-
de yaptığı tabloların, Mualla'nın ya-
kın dostlarına iüşkin değerlendirme-
lerin yer aldığı kitabın benim açım-
dan en etkileyici olanı, yaşamının
son yıllarında Hıfzı Topuz'a gönder-
diği küçük mektupçukiar.
• • •
1858'den 1967 yılındaki ölümüne
kadar süren bu mektuplan, merak ve
heyecanla okudum. Fikret Mualla'nın
hüzünlü, acılı hayatını en iyi bu mek-
tuplar anlatıyor.
Bir mektubunda en çok nelerin
hasretini duyduğunu bir dörtlükle di-
le getiriyor: "Şiir böyle olur!/ gazete
arzu eder beklerim/ bir paket Bafra
Fikret Mualla'dan Hıfzı Topuz'a
ya da Birinci isterim/ varsa mık şişe
Clüp rakısı özlerim."
Kulüp Rakısı, Birinci ya da Bafra
sigarası ve de gazete. Fikret Mualla
Türkiye'den bunları bekliyor. Hıfzı To-
puz da onun bu özlemine cevap ver-
meye çahşıyor. 31 Ocak 1961 tarihli
mektup ise şu kadarcık: "Sevgili ve
Muhterem Hıfzıcığım. Bugün haki-
kata vardım ve utandım. Meğerse
zatınız evvelsi akşam bizim kahvede
ve mahvedeki ufak tefek borçlan da
ödemişsiniz. Yani abd-i acizin borç-
lannı. Eksik olma. Yanaklanndan ve
gözlerinden öperek. Teşekkürlerle.
Fikret Mualla Saygı."
• • •
Hıfzı Topuz'un o tarihlerde Afrika
ile Paris arasında mekik dokumasını
Fikret Mualla, kendi durumu açısın-
dan çok güzel ifade ediyor: "...Ayol
bu Afhkalarla Parisler arasında mü-
temadiyen mekik dokumalar. Her
gün gazetelere bakıyorum, acaba
bizim aziz Hıfzı. Afrika'da münhal
kraliyetlerden hangisini intihap etti
de edecek ve eder diyordum içim-
den. Zanzibar'ı münasip gördüm.
Bu sayede bizim Hıfzı beni bol ma-
aşla yanına güzel sanatlar zımbırtısı
diye bir memuriyet uydurup, herhal-
de beni korur diye düşünür duru-
rum."
Mektubun devamında artık yok-
sulluktan Paris'i terk etmeye karar
verdiğini anlatır. Reillanne diye köy-
lük bir yöreye gider. "Benim vaziyet
Paris'te hergele tohumu otelcilerle
ev sahiplerinin puştluklanndan son
derece zarar görüp, Paris'in yakası-
na zift çekip iki seneye yakın bir za-
mandır, köylülüğü tercih ettim, piş-
man da değilim."
• • *
Fikret Mualla'nın yaşamı artık hep
Reillanne de geçecektır: "Sana lüt-
fen gazete ve pul gönder. Şimdiden
teşekkür ederim. Ihmal etme. Pul
pul diye başımın etini yiyenler var.
Paris'i aramıyorum. Burada çok şü-
kür polis yok. Berbat mahlukat. Hır-
sız da yok. 700 kişilik temiz köylüler
var. Memnunum köy hayatından. İyi
komşulanm var. Baki sonsuz hür-
metlerle gözlerinden öperek hatmi
kemal ederken, cevabını alırsam se-
vinirim."
Mualla'nın bu mektubu yazdığı ta-
nh 1966, yani ölümünden tam bir yıl
önce. Fikret Mualla'nın Hıfzı Topuz'a
son mektubu 4 Şubat 1967 tarihli.
Artık yorgun ve umutsuzdur: "Şöyle
aksamdan sabaha bir ölsem. sükû-
netle, emin ol ki gözüm arkada kal-
mayacaktır. Bedbinlik içindeyim...
Madam bana kömür göndermedi,
domuzluğu üstünde... Bu yaştan
sonra sersefil olacağımdan korkuyo-
rum. Çok ihtiyarladım, hayat bir ıstı-
rap oldu... Bana bir Cumhuriyet ga-
zetesi göndermeyi unutma."
Hıfzı Topuz, onun ölüm haberıni
nasıl aldığını ise şöyle anlatır: "Ara-
dan aylar geçti. Yazın tatilde Istan-
bul'a geldim. Tevfik Kent ve Rkret
Adil'te Fikret Mualla'dan söz ediyor-
duk. Fikret Adil: 'Duydunuz mu' cte-
di, 'Fikret Manosque Hastanesi'ne
kaldınlmış!' Hemen birgeçmiş olsun
telgrafı çekmeye karar verdik. O ise
bir gün önce, 19 Temmuz 1967 ge-
cesi ölmüş. Akşam sessiz, sedasız
yatağına uzanmış, sabahleyin hasta-
bakıcılar. bir de bakmışlar Fikret'in
nabzı atmıyor."
Topuz'un onun ölümü üzerine
söyledikleri ise bütün yaşamtnı özet-
liyor gibi: "Artık ne polis korkusu var,
ne hastane korkusu, ne Bakırköy
Akıl Hastanesi bunalımlan, ne de
karakollann yarattığı karabasanlar.
Hepsi, hepsi unutuldu... Işte Fikret
Mualla'nın 1903'te Kadıköy'de Ba-
hariye'de Baklatarlası'nda başlayıp
Manosque Hastanesi'nde sona
eren, coşkulu, hırçın ve zaman za-
man çılgınlıklarla geçen yaşamından
izlenimler."
Çarpıcı bir yaşamöyküsü...