Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
SOZ OKURUN
Fikret Dağlıoğlu
[email protected]
Faks:O 212 513 9O 98
Sanattankimkorkar?
S
on günlerde ülkemizde kültür politikası üreten
kurumla (Kültür Bakanlığı), uygulayıcı kurum
(ME Bakanlığı) arasında bir uyum(!) gözlen-
mektedır. Kültür Bakanı yönetici değiştirmeye. oyun
yasaklamaya. kendi politik görüşü doğrultusunda sa-
nata, kültüre yön vermeye yönelırken Milli Eğitim Ba-
kanı sanat derslerinı program dışına iterek bu politi-
kaya uygun bir uygulama sergilemektedır. Bu olum-
suz uyumunbir tek açıklaması vardır Sanattankorkmak.
Oysa sanata ve sanat eğitımıne önem \ eren ülkeler-
de bireyler ve orun sahibi kışıler sanattan korkmazlar.
Korkmazlar; çünkü onlar sanatın gehştırdığı eleştı-
rel gücün, estetik ve anlamsal değer yargısının toplu-
mun ilerlemesine katkı sağlayacağını bılırler.
Korkmazlar; çünkü insanın en çok bılmediği şeyden
korkacağını ve korkmak yenne öğrenmek ve öğretmek
yoluna gıtmeleri gerektiğirü bılirler. Bilmedıkleri za-
man ıse ışi uzmanına bırakma olgunluğunu gösterır-
ler. Korkmazlar; çünkü sanatın etkin bir dil olduğunu,
uluslann bu yolla bırbırlerinı daha ıyı anlayıp değer-
lendireceğını bilirler. Bu bağlamda geçmişte sanat ve
kültür adına yapılanlar kadar çağdaşhğa da önem ve-
rirler.
Korkmazlar; çünkü sanat yolu ıle araştıran, düşünen,
eleştiren, yaratan, değerlendıren ve topluma yön ve-
ren bireylenn yetışmesının ülkeler adına kazanım ol-
duğunu bılırler. Çünkü onlar. sanatın. sanat ve kültür
eğitımının toplumsal ve kültürel gelişmenin itici gü-
cü olduğunu anlayacak kadar bilgili, bütün yaranna kar-
şılık sanatı okul izlencelennın dışına atmayacak kadar
ülkesever, sanatçıya gereken özgürlüğü ve güven or-
tamıruyaratacakkadar anlayışhdırlar. Sanat vekültür
adına konumlarının ve sorumluluklarının gereğini ye-
rine getırmek için çaba harcarlar.
Oysa, beğenileri tek bakış açısıyla sınırlanmış, be-
lirli siyasal görüşe saplanmış, bu yolda değışimın ıler-
leme olduğunu sanan kışıler, hele bir de orun sahibi
iseler ülke kültürüne ve sanatına zarar vermeleri kaçı-
nılmazdır.
Olcay KIRIŞOĞLU
Vatandaş göreve
çağmyor!
2
Ey\ül 2005 tarihinde: Fatih semtinin mülki ami-
ri kaymakam, Cumhuriyet savcısı, belediye baş-
kanı, asayiş ve güvenlikten sorumlu emniyet ami-
ri olarak görevde bulunan kişiler, siz kendi üstünüze
düşen sorumluluğunuzun gereğini yapınız.
9 Eylül 2004 Cuma günü. irtica olayının yaşandığı
Fatih Camisi'ne gideceksiniz ve cuma namazı öncesi
caminin ımamına ve müezzinlerine tebligat yapacak-
sınız ve devletimizin varlığını somut olarak göstere-
ceksiniz!
Çünkü görevli din adamlan, vatandaşlar cami ve av-
lusunda bulunduğu sürece her şeyden sorumludurlar.
Hiç kımse onlara rağmen o camide bir eylem yapamaz.
Bu bakımdan yüz bınlerce şehidimizin kanlan üze-
rine kurulan laık sosyal, demokratik bir hukuk devle-
ü olan Türkıye Çumhuriyeti'nin topraklan üzerinde inan-
cı gereği namazlannı kılan vatandaşlann ınançlan is-
tismar edilerek irtica alet edilemez! Bu bakımdan imam
görevini yapmalı ve namaz bitıminde. Türkiye Cum-
huriyeh'mn aydınlığını ve hilafetin karanlığını vatan-
daşa anlatmalıdır. Dini inançlan istısmar eden, gaflet.
dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlara gerekli ce-
vap, vatandaş ve devlet erkânı ile bırlikte verilmelidir.
Sorumluluktan kaçılarak irtıca ıle mücadele olmaz!
Herkes kendi görevini yapmak zorundadır!
îrticayı önlemek yakuz ordumuzun görevi değil. ik-
tidarda olan hükümetlerin görevidir!
KamilBULUT
Fransız-Alman
dili mezunları
B
izler Fransız ve AJman Dili bölümlerinden me-
zun, sayısı binleri geçen kişiler adına bu metni
size sunuyoruz. Istedikki ülkemizde Ingılizce-
nin yam sıra başka diller bilen insanlar da olsun ve bız
de bu bilgilerimızi başka insanlara sunabilelim. Bu
umutla, beş yıl süren eğitimimiz boyunca bu dilleri öğ-
rendik, fakat şu an bu bilgilerimizi uygulayacak alan
bulamıyoruz.
Ülkemizde. okullarda ikinci dil uygulaması başladı-
ğında bu bizim için bir umut kaynağı olmuştu, ancak
sonuç hayal kınklığından ibaretti. Bu uygulamanın Av-
rupa Birliğı kriterlerine uymak için yapılmış, göster-
melik. pratiğe geçemeyecek bir uygulama olduğu, bi-
zim branşlanmıza aynlan kontenjânlardan bellidir. Gü-
nümüzün moda deyimiyle söylersek tamamen "tribün-
lere oynannuş" biruygulamadır. Yaklaşık 7.000 lisenin
bulunduğu Türkiye'de, branşlanrruza verilen sayı: Fran-
sızca için 19, Aknanca için 50 olmuştur. Bugünlerde
Avrupa Bırliği'ne girmeye ve her türlükriteri yerine ge-
tirmeye çalışan Türkiye, sanıyonız la insanlar arasın-
daki en önemli iletişim kaynağı olan dili yıne her za-
mankı gibi îngilızceyle sınırlandırmıştır. Avrupa Bır-
liği'nin resmi dili olan Fransızca ve en önemli bir baş-
ka dih olan Almanca pek önemsenmemıştir. Bizler is-
terdik kı Avrupa"dakı öğrenciler gıbi bızim öğrencıle-
rimiz de îngikzcenın yanı sıra Fransızca veya Alman-
cayı da öğrenebılsinler. Bunun için, branşlanmızdanye-
terli sayıda öğretmen adayı da vardır. Şu an Almanca
ve Fransızca bölümlerinden mezun kışi sayısı yaklaşık
4.000 civanndadır, istıhdam ve hareket alanlan dar ol-
duğundan hemen hemen hepsi işsizdir.
Fransız-Alman Dili mezunları
• SayınAttilâtihan;
Biryazınızda "S. AJdaıııradlı bir şairvardLaeabaneokhT diyorsunuz.
Gazetemizi okusaydmız, S. Aldanır'ın tlhan Selçuk'u ziyaret ettiğini,
bu konuda gazetede bir yazı dizisi yayımlandığım bilirdiniz. İsmet
tnönü ye Milli Şef unvamnın verilrnesini Nadir Nadi, yurtdışında
öğrencıyken önermişti. Siz ise tnönü'ye haksız ithamlannızda onun
kıtabından alıntılaryapıyorsunuz. Geçenlerde biryazınızda OsmaruYnın
son dönemlerinde yayırnlanan Sn-aü Müstakinı adlı birdergiden de alıntı
yaptınız. Bu derginin dinci-gerici çevTelenn elinde bulunduğunu,
MehmetAldfinbu dergide "tnsanŞaM" TevfikFlkret'e zangoç diyerek
küfrettiğini, Fikret'in de bunun üzerine Akif i kastederek "Molla
Atatürk
heykeli
sökülüyor
AKP'ti Fatih Bekdiyesi, Yeniden
Kuvayı Millrye Harekeri Derneği
tarafindan Öğuzhan
Caddesi'ndeki parka konulan
Atatürk hey kelini yerinden
kaldırma kararı aldı. Buna tepki
gösteren dernek üyeleri 24 saat
heykelin başında nöbet tutuyor.
Dernek Başkaıu Hakkı Sevim,
Belediye Başkaıu Mustafa
Demir'in "Heykel için daha
uygun bir >er gösterdik" sözünün
gerçeği yansıtmadığını belirterek
"Heykeli yerinden kaldırarak
Siljvrikaprdaki Polis
Merkezi'nde muhafaza' altuıa
almaya karar verdiler" dedi.
Heykeli yerinden kaldırmak için
belediyenın yalnızca o bölgeye
ağaç diktiğirü vurgulayan Sevim,
"Bunlann Atatürk*ün heykeline
bile tahammülü yok. Kimse o
heykeli yerinden sökemez.
Afışlerimiz de belediye taranndan
sürekü kaldınhyor" diye konuştu.
Sevim, hem heykenn yerinden
kaldınlmasına hem de Hizb-ut
Tahrir'in eylemine tepki olarak
17 EylüTde Fatih Camii'ne
yürüyeceklerini söyledi
"(Fotoğraf: \"EDAT ARJK)
Sırat'a" diye başlayan Tarihi Kadimi Zeyl şiirini yazdığını biliyor
muydunuz? Bilseniz bile yine aynı alıntıyı yapardınız. Çünkü siz
Inönü'yü karalayan her söylentinin doğru olduğuna inanıyorsunuz.
Merakhsı için notlarınıza şunu da ekler misiniz? Ben de, Demokrat Parti
zamanındaki uygulamalan, polisin o donemde Istanbul Üniversitesi'ne
girerek rektör Sıddık S. Onar'ı yerlerde sürüklediğı zamanlan merak
ediyorum. Biraz da bızlere o dönemleri anlaür mısınız? NurerTJğurlu'nun
dediği gibi "tarihi tahriT' edip etmediğinizi merak etmiyorum. Çünkü
bu konuda anlatılanlar açık biçimde ortadadır...
• Sayın Deniz Kavukçuoğlu, 28 Ağustos ta-
rihli yazısında edebiyatçılann ve yazarlann ço-
ğunun AB yanlısı olduğunu belirtiyordu. 4 Ey-
lül tarihli yazısmda ıse "Emekçinüfusumuzun
geleceği açısından Türkiye''ııin AB'ye gjrme-
sinden yanayım" diye yazmıştı.
Saym Ka\r
ukçuoğlu'nun baktığı yerden bak-
tığımda ne yazık ki(!) aynı manzarayı göremi-
yorum ve aklıma çeşitli sorular takıhyor. Uma-
nm bu sorulan Sayın Kavukçuoğlu veya onun
gıbı düşünenler yanıtlarlar ve beni aydınlatır-
lar.
1- AB'yi kuran ve şu anda yönlendirmekte
olan ülkeler kapitalist-emperyalıst ülkeler de-
ğil mıdir? İngiltere. Fransa. Almanya'nın em-
peryalizmden geri dönüşleri mümkün müdür?
2- Çoğunluğu kapitalist- emperyalist ülkeler-
den oluşan AB ile henüz yan sömürge, yan fe-
odal. yan kapitalist bir ülke olan Türkıye'nin
eşit koşullarda bir birlik oluşturmalan
u
eşya-
nm tabiatına" uygun mudur?
3- AB'yi oluşturan 25 ülkenin kaç tanesin-
de Sayın Kavukçuoğlu'nun özlemini duyduğu
emeğin iktıdannı sa\aman Marksist-sosyalist par-
tiler ıktidardadır veya iktıdara adaydır?
4- Bu haliyle AB, kapitalist- emperyalist ni-
telikli A\Tupa ülkelerinin sermaye smıflannın
bir üst örgütlenmesi midir. yoksa Avrupa'nın
işçi smıfının bir örgütlenmesi midir?
5- Irak' ın işgali emperyalist amaçh bir işgal
değil midir? Irak'ın işgahnde ABD"ninyanı sı-
ra bir düzine AB ülkesinin de bulunması AB 'rün
emperyalist özünün kanıtı değil midir?
6- AB'deki "işçi suufi". AB'nin veya kendi
ülkelerinin emperyalist politikalanndan ve ka-
zanımlanndanpay aldığı için açıkçası AB'nin
veya kendi ülkelerinin kapitalist-emperyalıst ser-
maye sımfirun ışbirlikçisi durumunda değil mi-
dir? AB "işçisınıfi''run Irak'ın işgalme açık ve
yaygın bir şekilde tepki göstermemesi bunun
kanıtı değil midir?
Olcay Akdeniz
• SezenAksa fotoğrafuun ya-
nındaki "ama" sözcüğü zaten
yazan baştan ele veriyor. Cste-
lik böyle bir yazıyı sanatçıyı hiç
takip etmemiş birisine yazdır-
manız sizin suçunuz. En basi-
tinden Sıvas'ta ölenler için ya-
zılan şarkı "Masum Değüiz"
değil, "Dua"; dinleyip anlamak
da gerekmiyor, albümün içinde
kocaman yazıyor. Diğer şarkı-
lan kimin için yazdığı hikâye-
sine gelince, onlar NebüOzgen-
türk'ün tezi, Sezen Aksu hiçbir
zaman öyle bir şey söylemedi.
Sezen Aksu otuz yıldır şarkı
söyleyen, sadece bu işi yapan,
topluma herkesten çok duyarlı
bir insan. Sizin yazarınız onu
kalbinin bir yerine koymamış
olabilir, ama böyle bir gazete,
bizim gazetemiz nasıl olurda sa-
natçısmı yerden yere vurur?
Sezen Aksu sevenlerinden
uzaklaşmamıştır, büsbütun ara-
daki her şeyi kaldırmıştır. Her-
hangi bir konserine giderseniz
aradaki dialoğu görebilirsiniz.
Göz göze. diz dize, yürek yü-
reğe... "Benim işün şarkı söy k-
mek" mantığıyla röportaj \ er-
meyen, büyük büyük konuşma-
yan. işin özünü bu kadar kav-
ramış bir insaru BeratGünçıkan
kavramamış olabilir. Ama bir
sanatçı için "Üzerinde her şey
eğreti duruyor" denirse, ben bu-
rada gazeteyi suçlanm.
Deniz ÖZBEK
Av. Coşkun ONGVN
• Saym Akbal,
Sorunuz, "Yazdık da ne oldu?"
Kalemlerınıze sağlık iyi ki varsmvz ve iyi
ki yazıyorsunuz. Yazdığmız halde böyle, bir
de yazmazsanız! Elbette yazılannızm cay-
dıncılığı. etkisi oluyordur; görmüyor musu-
nuz, köşe yazarlanna yapılan saldınları ya
da kalemini satanlan. Etkisi olmasa kalem
satılır mı? RTE protesto bile edip "Böyle
basına böyle başbakan" dıyor. Yeniçağ ga-
zetesine 2004 yılı Haziran ayma kadar RTE,
Cüneyd Zapsu ve Osman Pepe tarafından
açılan toplam 110 adet tazmınat davası var.
Şu anda kaç olmuştur bilemem, 30 ila 200
milyarlık davalar. Basm gayet düzenli bir şe-
kilde takip ediliyor.
Sayın Akbal. "Yazdık da ne oklu" deme-
yin lütfen. sizler bizim sesımizsiniz diye dü-
şünüyorum. Hele Cüne\1.\rcayürek satiki be-
nim tepkilerimi yazıyor, içimden geçenleri
ve tüm sormak istediklerimi soruyor. Hik-
met Çetinkaya ayn bir renk Cumhuriyet'te.
KebireAKIN
• Spor sayfası ile ilgili ufak bir şikâyetim
var. Sayın Abdülkadir Yücelman, sandığım
ve okuduğum kadanyla bu gazetenin 45
yıldır spor servisinde. Maç sonrası (gün
perşembe) yazdığı NEY\ÜŞ adlı köşesindeki
yazı maçın gerisinde kalmıştı. Ömeğin Hakan
ŞükürTe ilgili ifadesinde bügi eksikliği vardı.
Biz Cumhuriyet okurlan 1980'lerde
tanıştığımız gazetelerde, "Gazetemizbaskıva
girdigi anda" türünde ifadelere rasthyorduk.
Ama artık iletişim çağındayız ve Curnhuriyet
CeBIT Fuan'nm önemli bir kuruluşu. Ama
bundan habersiz Saym Yücehnan, "Hakan
bugün 100. kez miDi formavı giyebilir" diyor.
Aynca Ukrayna'yı yenersek diyor. Oysa aym
sayfanın manşetinde milli takımımızın
Ukrayna galibiyetine yer veriliyor.
Cüneyt ÇANDAR
Cumhuriyet, sayfalarını CUMOK'lara açtu "Söz
Okurun " sayfamızda yaym ilkelerimize uygun tüm
haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer
veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek
sahibidirler; ülke yaym yaşamma yepyeni katkılarda
bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genet
sorunlarım yansıtmakta önemli işlevler üstlenecek-
lerine inanıyoruz. ADD ve ÇYDD '«i/ı varoluşlanm
hırjandıracak iletişim ağımn "Söz Okurun " sayfasmda
gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu
aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz.
posta(d-cumhurivet.com.tr Mektup Adresi: Türkocağı
Cad. 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL Faks- 0212 513 90 98
Yurtdışında
eğitim
f"Vrhan Karaveti'nin "Tevfik Fikret ve
V-JHaluk Gerçeği'' adlı çok değerli ya-
pıtından söz etmek istiyorum. Ata-
türk'ün çok etkilendıği çağdaş ve ay-
dınlanmacı bir şair Tevfik Fikret Ulu-
salcılık ve yurt sevgisinin özlerini bul-
duğumuz ılk şairlenmızden. Kitabın
önemi, Tevfik Fikret'i ve şiirlerini ta-
nıtması yanında, çok önemli bir aynn-
oya yer vermesidir. Bu aynntı da gü-
nümüzdeki bir sonına ışık tutulmuş ol-
masıdır. Şair, oğlu Halûk u iyi bir eği-
tim alması ve kendi yurduna daha ya-
rarlı olması için yurtdışına gönderir.
Bu durum daha sonralan hem şairin
kişiliğine hem de onun sanatına yöne-
ük eleştirilere neden olur. Oğlu Halûk,
bu eleştirilen cevaplarken bir yerde
şoyle bir ifade kullanıyor. "~Din değiş-
tirmeme getince. Ükokul dahfl öğreni-
mimin tamamııu Hıristiyan inancının
kendini açıkça hissetürdiği kurumlarda
yapmısum." Işte bu ıfade günümüzde
"de yurtdışuıda eğitim görme anlayışına
bizim de nasıl baktığımıza ışık tutuyor.
Oysa oğlunu yurtdışına eğitıme gönde-
rirken şair Tevfik Fikret'ın ne güzel
düşünceleri vardı!
"Bize bol bol ışık kucakla getir.
Düşmek etrafi görmemektendir.
Daima önde daima >"ukan
tşte yolunun ve yüksetişinin fermaıuJ"
Ama olmadı. Halûk aldığı öğrenimin,
bilginin yanı sıra o toplumun yaşam kül-
türünü ve değerlerini de aldı. Sonunda
yurtsever bir şaınn oğlu kendi toplumu-
na yabancılaştı.
Peki son otuz kırk yıldır biz ne yapıyo-
ruz? Kendi değer yargılanmızı, kültürü-
müzü, kendi insanımızı ve kendi yurt
sevgimizi çocuklanmızayeterince vere-
mıyoruz. Hatta daha acısı çocuklanmı-
za doğru dürüst birtanh bilincinı bile ve-
remiyoruz.
tsmaüKUMCU
Istanbul'un
sahilleri
armara Denizi ve Boğaz'a ortalama
20 dere kirlı atık atmakta. Lağım ko-
kusu hepımizi bayıltacak düzeyde. De-
re suyundan soluduğumuz havaya ze-
hirli gazlar yayıhnakta. Suyun üstünde
gaz tanecikleri kümeler halinde gözlen-
mekte. Hal böyleyken, deniz suyu temiz
deyip 50-60 milyar lira harcayarak sa-
hillere kum getirmenin ne anlamı var.
Halkımızı zehirlı sulara sokmak içinmi?
Kadıköy'e yolcu taşıyan vapurlar her
an ve sürekü bir şekilde kara dumanla-
rını havamıza salmakta. Kara duman
içindeki yoğun zehirli ve kanser yapan
zerrecikkri her an soluyor ve de kanser
oluyoruz. Ve de herkes kanser olacak.
Kadıköy ve Avrupa yakasında yolcu
taşıyan taşıtlar, plakası bulunmayan kır-
mızı tETT otobüsleri, yeşil boyanmış
üzerlerine 6 adet lale resmi çizümiş ve
de "Doğa Dostu" ibaresi yazılmış pla-
kası bulunmayan tETT otobüsleri, ma-
vi-yeşü renkli halk otobüsleri, sanve ma-
vi renkteki minibüslerin hepsi, sürekü,
gece gündüz siyah dumanlannı üzerimi-
ze salarak para kazanmalannı yürütüyor-
lar. Otobüslerin üzenne doğa dostu yaz-
makla otobüsler doğa dostu mu oluyor?
Bu ne biçim bir aldatmacadır Tanrım?
Canan M. KARATAY
Kısıtlı yetkiler
/^enelkurmay Başkanı Orgeneral Hflmi
vJÖzkök'ün terörekarşı mücadelede "yet-
küerinin kısıtlı olduğu" yönündeki açık-
laması, gelinen noktanın ne ölçüde cid-
di olduğunun göstergesidir.
Türk Silahh Ku\-vetleri terörle müca-
delede en etkilive en caydıncı kurumdur.
Geün görün ki bu kurumun en yetkilisi,
teröre karşı mücadelede yetkilerinin ta-
sıtlanmış olduğunu söylüyor. Bu durumun
yaratnğı sıkıntıyı halkla paylaşma gerek-
sinimi duyuyor.
Genelkurmay Başkanı'nınbu açıklama-
sı, hükümetle Türk Silahlı Kuvvetleri ara-
sındaki şu ya da bu konudaki "görüş ay-
nhğı'' gibisinden klasik nedenlere indır-
genemez. indirgenmemeli. Söz konusu
olan terörle mücadeledir.
Adını koyalım, ıç ve dış de. tekli PKK
terörüne karşı mücadeledir.
ABD'nin koruması altındaki Kürt dev-
leti hayalcisi PKK terörüne karşı müca-
delede, tereddüt göstermek, işi ağırdan al-
mak ve zamana yaymaya çalışmak, en
azından aymazlıktır. Teröre davetiyedir.
Dehşcte kapılmamak elde değil.
Çetin ALPDÜNDAR