17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SOZ OKURUN Fikret Dağlıoğlu [email protected] Faks:O 212 513 9O 98 Sanattankimkorkar? S on günlerde ülkemizde kültür politikası üreten kurumla (Kültür Bakanlığı), uygulayıcı kurum (ME Bakanlığı) arasında bir uyum(!) gözlen- mektedır. Kültür Bakanı yönetici değiştirmeye. oyun yasaklamaya. kendi politik görüşü doğrultusunda sa- nata, kültüre yön vermeye yönelırken Milli Eğitim Ba- kanı sanat derslerinı program dışına iterek bu politi- kaya uygun bir uygulama sergilemektedır. Bu olum- suz uyumunbir tek açıklaması vardır Sanattankorkmak. Oysa sanata ve sanat eğitımıne önem \ eren ülkeler- de bireyler ve orun sahibi kışıler sanattan korkmazlar. Korkmazlar; çünkü onlar sanatın gehştırdığı eleştı- rel gücün, estetik ve anlamsal değer yargısının toplu- mun ilerlemesine katkı sağlayacağını bılırler. Korkmazlar; çünkü insanın en çok bılmediği şeyden korkacağını ve korkmak yenne öğrenmek ve öğretmek yoluna gıtmeleri gerektiğirü bılirler. Bilmedıkleri za- man ıse ışi uzmanına bırakma olgunluğunu gösterır- ler. Korkmazlar; çünkü sanatın etkin bir dil olduğunu, uluslann bu yolla bırbırlerinı daha ıyı anlayıp değer- lendireceğını bilirler. Bu bağlamda geçmişte sanat ve kültür adına yapılanlar kadar çağdaşhğa da önem ve- rirler. Korkmazlar; çünkü sanat yolu ıle araştıran, düşünen, eleştiren, yaratan, değerlendıren ve topluma yön ve- ren bireylenn yetışmesının ülkeler adına kazanım ol- duğunu bılırler. Çünkü onlar. sanatın. sanat ve kültür eğitımının toplumsal ve kültürel gelişmenin itici gü- cü olduğunu anlayacak kadar bilgili, bütün yaranna kar- şılık sanatı okul izlencelennın dışına atmayacak kadar ülkesever, sanatçıya gereken özgürlüğü ve güven or- tamıruyaratacakkadar anlayışhdırlar. Sanat vekültür adına konumlarının ve sorumluluklarının gereğini ye- rine getırmek için çaba harcarlar. Oysa, beğenileri tek bakış açısıyla sınırlanmış, be- lirli siyasal görüşe saplanmış, bu yolda değışimın ıler- leme olduğunu sanan kışıler, hele bir de orun sahibi iseler ülke kültürüne ve sanatına zarar vermeleri kaçı- nılmazdır. Olcay KIRIŞOĞLU Vatandaş göreve çağmyor! 2 Ey\ül 2005 tarihinde: Fatih semtinin mülki ami- ri kaymakam, Cumhuriyet savcısı, belediye baş- kanı, asayiş ve güvenlikten sorumlu emniyet ami- ri olarak görevde bulunan kişiler, siz kendi üstünüze düşen sorumluluğunuzun gereğini yapınız. 9 Eylül 2004 Cuma günü. irtica olayının yaşandığı Fatih Camisi'ne gideceksiniz ve cuma namazı öncesi caminin ımamına ve müezzinlerine tebligat yapacak- sınız ve devletimizin varlığını somut olarak göstere- ceksiniz! Çünkü görevli din adamlan, vatandaşlar cami ve av- lusunda bulunduğu sürece her şeyden sorumludurlar. Hiç kımse onlara rağmen o camide bir eylem yapamaz. Bu bakımdan yüz bınlerce şehidimizin kanlan üze- rine kurulan laık sosyal, demokratik bir hukuk devle- ü olan Türkıye Çumhuriyeti'nin topraklan üzerinde inan- cı gereği namazlannı kılan vatandaşlann ınançlan is- tismar edilerek irtica alet edilemez! Bu bakımdan imam görevini yapmalı ve namaz bitıminde. Türkiye Cum- huriyeh'mn aydınlığını ve hilafetin karanlığını vatan- daşa anlatmalıdır. Dini inançlan istısmar eden, gaflet. dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlara gerekli ce- vap, vatandaş ve devlet erkânı ile bırlikte verilmelidir. Sorumluluktan kaçılarak irtıca ıle mücadele olmaz! Herkes kendi görevini yapmak zorundadır! îrticayı önlemek yakuz ordumuzun görevi değil. ik- tidarda olan hükümetlerin görevidir! KamilBULUT Fransız-Alman dili mezunları B izler Fransız ve AJman Dili bölümlerinden me- zun, sayısı binleri geçen kişiler adına bu metni size sunuyoruz. Istedikki ülkemizde Ingılizce- nin yam sıra başka diller bilen insanlar da olsun ve bız de bu bilgilerimızi başka insanlara sunabilelim. Bu umutla, beş yıl süren eğitimimiz boyunca bu dilleri öğ- rendik, fakat şu an bu bilgilerimizi uygulayacak alan bulamıyoruz. Ülkemizde. okullarda ikinci dil uygulaması başladı- ğında bu bizim için bir umut kaynağı olmuştu, ancak sonuç hayal kınklığından ibaretti. Bu uygulamanın Av- rupa Birliğı kriterlerine uymak için yapılmış, göster- melik. pratiğe geçemeyecek bir uygulama olduğu, bi- zim branşlanmıza aynlan kontenjânlardan bellidir. Gü- nümüzün moda deyimiyle söylersek tamamen "tribün- lere oynannuş" biruygulamadır. Yaklaşık 7.000 lisenin bulunduğu Türkiye'de, branşlanrruza verilen sayı: Fran- sızca için 19, Aknanca için 50 olmuştur. Bugünlerde Avrupa Bırliği'ne girmeye ve her türlükriteri yerine ge- tirmeye çalışan Türkiye, sanıyonız la insanlar arasın- daki en önemli iletişim kaynağı olan dili yıne her za- mankı gibi îngilızceyle sınırlandırmıştır. Avrupa Bır- liği'nin resmi dili olan Fransızca ve en önemli bir baş- ka dih olan Almanca pek önemsenmemıştir. Bizler is- terdik kı Avrupa"dakı öğrenciler gıbi bızim öğrencıle- rimiz de îngikzcenın yanı sıra Fransızca veya Alman- cayı da öğrenebılsinler. Bunun için, branşlanmızdanye- terli sayıda öğretmen adayı da vardır. Şu an Almanca ve Fransızca bölümlerinden mezun kışi sayısı yaklaşık 4.000 civanndadır, istıhdam ve hareket alanlan dar ol- duğundan hemen hemen hepsi işsizdir. Fransız-Alman Dili mezunları • SayınAttilâtihan; Biryazınızda "S. AJdaıııradlı bir şairvardLaeabaneokhT diyorsunuz. Gazetemizi okusaydmız, S. Aldanır'ın tlhan Selçuk'u ziyaret ettiğini, bu konuda gazetede bir yazı dizisi yayımlandığım bilirdiniz. İsmet tnönü ye Milli Şef unvamnın verilrnesini Nadir Nadi, yurtdışında öğrencıyken önermişti. Siz ise tnönü'ye haksız ithamlannızda onun kıtabından alıntılaryapıyorsunuz. Geçenlerde biryazınızda OsmaruYnın son dönemlerinde yayırnlanan Sn-aü Müstakinı adlı birdergiden de alıntı yaptınız. Bu derginin dinci-gerici çevTelenn elinde bulunduğunu, MehmetAldfinbu dergide "tnsanŞaM" TevfikFlkret'e zangoç diyerek küfrettiğini, Fikret'in de bunun üzerine Akif i kastederek "Molla Atatürk heykeli sökülüyor AKP'ti Fatih Bekdiyesi, Yeniden Kuvayı Millrye Harekeri Derneği tarafindan Öğuzhan Caddesi'ndeki parka konulan Atatürk hey kelini yerinden kaldırma kararı aldı. Buna tepki gösteren dernek üyeleri 24 saat heykelin başında nöbet tutuyor. Dernek Başkaıu Hakkı Sevim, Belediye Başkaıu Mustafa Demir'in "Heykel için daha uygun bir >er gösterdik" sözünün gerçeği yansıtmadığını belirterek "Heykeli yerinden kaldırarak Siljvrikaprdaki Polis Merkezi'nde muhafaza' altuıa almaya karar verdiler" dedi. Heykeli yerinden kaldırmak için belediyenın yalnızca o bölgeye ağaç diktiğirü vurgulayan Sevim, "Bunlann Atatürk*ün heykeline bile tahammülü yok. Kimse o heykeli yerinden sökemez. Afışlerimiz de belediye taranndan sürekü kaldınhyor" diye konuştu. Sevim, hem heykenn yerinden kaldınlmasına hem de Hizb-ut Tahrir'in eylemine tepki olarak 17 EylüTde Fatih Camii'ne yürüyeceklerini söyledi "(Fotoğraf: \"EDAT ARJK) Sırat'a" diye başlayan Tarihi Kadimi Zeyl şiirini yazdığını biliyor muydunuz? Bilseniz bile yine aynı alıntıyı yapardınız. Çünkü siz Inönü'yü karalayan her söylentinin doğru olduğuna inanıyorsunuz. Merakhsı için notlarınıza şunu da ekler misiniz? Ben de, Demokrat Parti zamanındaki uygulamalan, polisin o donemde Istanbul Üniversitesi'ne girerek rektör Sıddık S. Onar'ı yerlerde sürüklediğı zamanlan merak ediyorum. Biraz da bızlere o dönemleri anlaür mısınız? NurerTJğurlu'nun dediği gibi "tarihi tahriT' edip etmediğinizi merak etmiyorum. Çünkü bu konuda anlatılanlar açık biçimde ortadadır... • Sayın Deniz Kavukçuoğlu, 28 Ağustos ta- rihli yazısında edebiyatçılann ve yazarlann ço- ğunun AB yanlısı olduğunu belirtiyordu. 4 Ey- lül tarihli yazısmda ıse "Emekçinüfusumuzun geleceği açısından Türkiye''ııin AB'ye gjrme- sinden yanayım" diye yazmıştı. Saym Ka\r ukçuoğlu'nun baktığı yerden bak- tığımda ne yazık ki(!) aynı manzarayı göremi- yorum ve aklıma çeşitli sorular takıhyor. Uma- nm bu sorulan Sayın Kavukçuoğlu veya onun gıbı düşünenler yanıtlarlar ve beni aydınlatır- lar. 1- AB'yi kuran ve şu anda yönlendirmekte olan ülkeler kapitalist-emperyalıst ülkeler de- ğil mıdir? İngiltere. Fransa. Almanya'nın em- peryalizmden geri dönüşleri mümkün müdür? 2- Çoğunluğu kapitalist- emperyalist ülkeler- den oluşan AB ile henüz yan sömürge, yan fe- odal. yan kapitalist bir ülke olan Türkıye'nin eşit koşullarda bir birlik oluşturmalan u eşya- nm tabiatına" uygun mudur? 3- AB'yi oluşturan 25 ülkenin kaç tanesin- de Sayın Kavukçuoğlu'nun özlemini duyduğu emeğin iktıdannı sa\aman Marksist-sosyalist par- tiler ıktidardadır veya iktıdara adaydır? 4- Bu haliyle AB, kapitalist- emperyalist ni- telikli A\Tupa ülkelerinin sermaye smıflannın bir üst örgütlenmesi midir. yoksa Avrupa'nın işçi smıfının bir örgütlenmesi midir? 5- Irak' ın işgali emperyalist amaçh bir işgal değil midir? Irak'ın işgahnde ABD"ninyanı sı- ra bir düzine AB ülkesinin de bulunması AB 'rün emperyalist özünün kanıtı değil midir? 6- AB'deki "işçi suufi". AB'nin veya kendi ülkelerinin emperyalist politikalanndan ve ka- zanımlanndanpay aldığı için açıkçası AB'nin veya kendi ülkelerinin kapitalist-emperyalıst ser- maye sımfirun ışbirlikçisi durumunda değil mi- dir? AB "işçisınıfi''run Irak'ın işgalme açık ve yaygın bir şekilde tepki göstermemesi bunun kanıtı değil midir? Olcay Akdeniz • SezenAksa fotoğrafuun ya- nındaki "ama" sözcüğü zaten yazan baştan ele veriyor. Cste- lik böyle bir yazıyı sanatçıyı hiç takip etmemiş birisine yazdır- manız sizin suçunuz. En basi- tinden Sıvas'ta ölenler için ya- zılan şarkı "Masum Değüiz" değil, "Dua"; dinleyip anlamak da gerekmiyor, albümün içinde kocaman yazıyor. Diğer şarkı- lan kimin için yazdığı hikâye- sine gelince, onlar NebüOzgen- türk'ün tezi, Sezen Aksu hiçbir zaman öyle bir şey söylemedi. Sezen Aksu otuz yıldır şarkı söyleyen, sadece bu işi yapan, topluma herkesten çok duyarlı bir insan. Sizin yazarınız onu kalbinin bir yerine koymamış olabilir, ama böyle bir gazete, bizim gazetemiz nasıl olurda sa- natçısmı yerden yere vurur? Sezen Aksu sevenlerinden uzaklaşmamıştır, büsbütun ara- daki her şeyi kaldırmıştır. Her- hangi bir konserine giderseniz aradaki dialoğu görebilirsiniz. Göz göze. diz dize, yürek yü- reğe... "Benim işün şarkı söy k- mek" mantığıyla röportaj \ er- meyen, büyük büyük konuşma- yan. işin özünü bu kadar kav- ramış bir insaru BeratGünçıkan kavramamış olabilir. Ama bir sanatçı için "Üzerinde her şey eğreti duruyor" denirse, ben bu- rada gazeteyi suçlanm. Deniz ÖZBEK Av. Coşkun ONGVN • Saym Akbal, Sorunuz, "Yazdık da ne oldu?" Kalemlerınıze sağlık iyi ki varsmvz ve iyi ki yazıyorsunuz. Yazdığmız halde böyle, bir de yazmazsanız! Elbette yazılannızm cay- dıncılığı. etkisi oluyordur; görmüyor musu- nuz, köşe yazarlanna yapılan saldınları ya da kalemini satanlan. Etkisi olmasa kalem satılır mı? RTE protesto bile edip "Böyle basına böyle başbakan" dıyor. Yeniçağ ga- zetesine 2004 yılı Haziran ayma kadar RTE, Cüneyd Zapsu ve Osman Pepe tarafından açılan toplam 110 adet tazmınat davası var. Şu anda kaç olmuştur bilemem, 30 ila 200 milyarlık davalar. Basm gayet düzenli bir şe- kilde takip ediliyor. Sayın Akbal. "Yazdık da ne oklu" deme- yin lütfen. sizler bizim sesımizsiniz diye dü- şünüyorum. Hele Cüne\1.\rcayürek satiki be- nim tepkilerimi yazıyor, içimden geçenleri ve tüm sormak istediklerimi soruyor. Hik- met Çetinkaya ayn bir renk Cumhuriyet'te. KebireAKIN • Spor sayfası ile ilgili ufak bir şikâyetim var. Sayın Abdülkadir Yücelman, sandığım ve okuduğum kadanyla bu gazetenin 45 yıldır spor servisinde. Maç sonrası (gün perşembe) yazdığı NEY\ÜŞ adlı köşesindeki yazı maçın gerisinde kalmıştı. Ömeğin Hakan ŞükürTe ilgili ifadesinde bügi eksikliği vardı. Biz Cumhuriyet okurlan 1980'lerde tanıştığımız gazetelerde, "Gazetemizbaskıva girdigi anda" türünde ifadelere rasthyorduk. Ama artık iletişim çağındayız ve Curnhuriyet CeBIT Fuan'nm önemli bir kuruluşu. Ama bundan habersiz Saym Yücehnan, "Hakan bugün 100. kez miDi formavı giyebilir" diyor. Aynca Ukrayna'yı yenersek diyor. Oysa aym sayfanın manşetinde milli takımımızın Ukrayna galibiyetine yer veriliyor. Cüneyt ÇANDAR Cumhuriyet, sayfalarını CUMOK'lara açtu "Söz Okurun " sayfamızda yaym ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yaym yaşamma yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genet sorunlarım yansıtmakta önemli işlevler üstlenecek- lerine inanıyoruz. ADD ve ÇYDD '«i/ı varoluşlanm hırjandıracak iletişim ağımn "Söz Okurun " sayfasmda gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta(d-cumhurivet.com.tr Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL Faks- 0212 513 90 98 Yurtdışında eğitim f"Vrhan Karaveti'nin "Tevfik Fikret ve V-JHaluk Gerçeği'' adlı çok değerli ya- pıtından söz etmek istiyorum. Ata- türk'ün çok etkilendıği çağdaş ve ay- dınlanmacı bir şair Tevfik Fikret Ulu- salcılık ve yurt sevgisinin özlerini bul- duğumuz ılk şairlenmızden. Kitabın önemi, Tevfik Fikret'i ve şiirlerini ta- nıtması yanında, çok önemli bir aynn- oya yer vermesidir. Bu aynntı da gü- nümüzdeki bir sonına ışık tutulmuş ol- masıdır. Şair, oğlu Halûk u iyi bir eği- tim alması ve kendi yurduna daha ya- rarlı olması için yurtdışına gönderir. Bu durum daha sonralan hem şairin kişiliğine hem de onun sanatına yöne- ük eleştirilere neden olur. Oğlu Halûk, bu eleştirilen cevaplarken bir yerde şoyle bir ifade kullanıyor. "~Din değiş- tirmeme getince. Ükokul dahfl öğreni- mimin tamamııu Hıristiyan inancının kendini açıkça hissetürdiği kurumlarda yapmısum." Işte bu ıfade günümüzde "de yurtdışuıda eğitim görme anlayışına bizim de nasıl baktığımıza ışık tutuyor. Oysa oğlunu yurtdışına eğitıme gönde- rirken şair Tevfik Fikret'ın ne güzel düşünceleri vardı! "Bize bol bol ışık kucakla getir. Düşmek etrafi görmemektendir. Daima önde daima >"ukan tşte yolunun ve yüksetişinin fermaıuJ" Ama olmadı. Halûk aldığı öğrenimin, bilginin yanı sıra o toplumun yaşam kül- türünü ve değerlerini de aldı. Sonunda yurtsever bir şaınn oğlu kendi toplumu- na yabancılaştı. Peki son otuz kırk yıldır biz ne yapıyo- ruz? Kendi değer yargılanmızı, kültürü- müzü, kendi insanımızı ve kendi yurt sevgimizi çocuklanmızayeterince vere- mıyoruz. Hatta daha acısı çocuklanmı- za doğru dürüst birtanh bilincinı bile ve- remiyoruz. tsmaüKUMCU Istanbul'un sahilleri armara Denizi ve Boğaz'a ortalama 20 dere kirlı atık atmakta. Lağım ko- kusu hepımizi bayıltacak düzeyde. De- re suyundan soluduğumuz havaya ze- hirli gazlar yayıhnakta. Suyun üstünde gaz tanecikleri kümeler halinde gözlen- mekte. Hal böyleyken, deniz suyu temiz deyip 50-60 milyar lira harcayarak sa- hillere kum getirmenin ne anlamı var. Halkımızı zehirlı sulara sokmak içinmi? Kadıköy'e yolcu taşıyan vapurlar her an ve sürekü bir şekilde kara dumanla- rını havamıza salmakta. Kara duman içindeki yoğun zehirli ve kanser yapan zerrecikkri her an soluyor ve de kanser oluyoruz. Ve de herkes kanser olacak. Kadıköy ve Avrupa yakasında yolcu taşıyan taşıtlar, plakası bulunmayan kır- mızı tETT otobüsleri, yeşil boyanmış üzerlerine 6 adet lale resmi çizümiş ve de "Doğa Dostu" ibaresi yazılmış pla- kası bulunmayan tETT otobüsleri, ma- vi-yeşü renkli halk otobüsleri, sanve ma- vi renkteki minibüslerin hepsi, sürekü, gece gündüz siyah dumanlannı üzerimi- ze salarak para kazanmalannı yürütüyor- lar. Otobüslerin üzenne doğa dostu yaz- makla otobüsler doğa dostu mu oluyor? Bu ne biçim bir aldatmacadır Tanrım? Canan M. KARATAY Kısıtlı yetkiler /^enelkurmay Başkanı Orgeneral Hflmi vJÖzkök'ün terörekarşı mücadelede "yet- küerinin kısıtlı olduğu" yönündeki açık- laması, gelinen noktanın ne ölçüde cid- di olduğunun göstergesidir. Türk Silahh Ku\-vetleri terörle müca- delede en etkilive en caydıncı kurumdur. Geün görün ki bu kurumun en yetkilisi, teröre karşı mücadelede yetkilerinin ta- sıtlanmış olduğunu söylüyor. Bu durumun yaratnğı sıkıntıyı halkla paylaşma gerek- sinimi duyuyor. Genelkurmay Başkanı'nınbu açıklama- sı, hükümetle Türk Silahlı Kuvvetleri ara- sındaki şu ya da bu konudaki "görüş ay- nhğı'' gibisinden klasik nedenlere indır- genemez. indirgenmemeli. Söz konusu olan terörle mücadeledir. Adını koyalım, ıç ve dış de. tekli PKK terörüne karşı mücadeledir. ABD'nin koruması altındaki Kürt dev- leti hayalcisi PKK terörüne karşı müca- delede, tereddüt göstermek, işi ağırdan al- mak ve zamana yaymaya çalışmak, en azından aymazlıktır. Teröre davetiyedir. Dehşcte kapılmamak elde değil. Çetin ALPDÜNDAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear