17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA 6 DÎZİ Banş istemiyargılandı 12/ - • Eylül askeri rejımının aydınlara. ilencile- re saldınsının simgelennden bın "banşis- teminüT yargılandığı "Banş Derneği Da- vası"ydı. 12 Eylül darbesinm ardından ka- patılan Banş Derneği'nin aralannda Cum- huriyet gaze- tesi yazarlan AM Sirmen ve Erdal Ata- bek'ın de bu- lunduğuyöne- tici ve üyeleri, 3 yıldan fazla cezaevlerinde tutuldular. "E\Tensel 25. yılmda Ji 12 EYLÜL banş ülküsünün savunulması. devletler arasındaki ilişkilerde yumuşama ve genel süahsızlanmayısavunmak" ve "adiLger- çekçi ve kaJıcı bir banş"1 ıstemleriyle ar- tık aramızda bulunmayan emekli Büyükel- çi Mahmut Dikerdem ile çok sayıda ya- zar. siyasetçi ve bilim adamının 1977'de kurduğu "Banş Dernegi''. 12 Eylül 1980'e kadar pek çok uluslararası etkinlik düzen- leyerek nükleer silahlanmaya karşı müca- dele verdı. Ekun 1993 "te yitirdiğimız Mah- mut Dikerdem. 1980 Eylülü'nde Dünya Banş Konseyı Başkanlık Divan üyeliğine seçilmıştı. Banş Demeği davasında sanık olması nedeniyle pasaport verilmeyen dö- nemin İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın Şubat 1986'dayaşamınıyitirdi. DlSK davasında tutuklu bulunan eski ts- tanbul Belediye Başkanı Ahmet tsvan'ın eğitünci eşı Reha İsvan da 38 ay cezaev- lerinde tutuklu kaldı. Dava 1982 yılında Banş Demeği'ninyöneti- cileri ve üyeleri hakkında TCY'nin 141. maddesi uyannca dava açıldı. istanbul Sı- kıyönetim 2. Numaralı Askeri Mahkeme- si'nde görülen Banş Demeği Davasf nda, Genel Başkan Mahmut Dikerdem. Reha îsvan, gazetemiz yazarlan Ali Sirmen, Er- dal Atabek, Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Metin Özek, Gencay Şaylan. Harun Aykut Göker, Tahsin LJsluoğlu, HalukTosun, Şe- fık Asan. Aybars lingan. Ali Erol Taygun, Ergun Elgin, Orhan Taylan, Hüseyin Baş, Nedim Tarhan ve Nurettin Yümaz TCY'nin 141' 1. maddesi uyannca 8'er yıl ağır hapıs cezasına çarptınldı. Orhan Apaydın, Niyaz Dalyancı. Prof. Metih Tümer. İsmail Hakkı Öztorun ile GündoğanGörsev'e de 5"er yıl hapıs ce- zası veren mahkeme, Mustafa Gazakı, Kemal AnadoL Medet Serhat Uğur Kök- den ve Semra Özdamar'ın beraatlannı kararlaştırdı. TCY'nin 141. ve 142. mad- desinin kalkmasıyla Yargıtay'da bulunan dava da düştü. 'ÜlkekültürünüTürk- îslamcıtemeleoturttular'Yurtdışında resim eğitimi gören Or- han Taylan 1960'larda sendika ve genç- lik dergilerine afış. dergi grafikleri yap- tı. Orhan Taylan. 12 Mart 1971 "de aske- n darbenin ardından gözaltında alındı. bütün arşıvi ve 200"ü aşkın kitabına el konularak yok edildi 12 Eyül askeri re- jim döneminde oğlu Ferhat'ın doğu- mundan kısa bir süre sonra Banş Der- neği'nin kurucusu ve yönetim kurulu üyesi olduğu gerekçeleriyle askeri mah- kemede yargılandı ve 8 ay tutuklu kal- dı. Antalya Uluslararası Sanat Festıva- li'nde 1976'dayaptığıduvarresmı"Pro- mete" 1982'desıkıyönetımtarafindansı- lindi. Tahliye olduktan sonra resim ser- gileri açan Taylan yeniden tutuklandı ve 38 ay cezaevinde kaldı. 1986'da tah- liye olan Orhan Taylan, resim çalışma- lannı sürdüriiyor. Taylan'ın Banş Der- neği Davası ve olağanüstü dönemlere iliş- kın sorulanmıza yanıtlan şöyle: Darbecllertn llk adresi sanatçılar ve aydınlar - Darbecilerin ilk adresi neden sanat- çüar ve aydnüardır? TAYLAN: "Darbecilerin ilk adresi sa- natçılar ve aydınlardır" demek yanlış olur Gerçı aydınlan sol hareketdn akıl ho- calan olarak görürlerve sevmezler elbet. '80 darbesindenhemen sonra "entel/dan- ter lafinın yaygınlaşması tesadüf değıl- dir. Ama her darbenin çok daha somut hedeflen vardır. Tabiı bütün kesımlerden insanlar, darbelerden zarar gördügünde, darbenin hedefinın kendi kesimı oldu- ğunu düşünür. Oysa askeri darbeler. asıl hedefinı gızli tutmaya çok özen göste- rir. Yapay ya da ikıncil önemde hedef- ler göstenr kamuoyuna. Sözgelimı, 80 darbesi, esrar-eroin-kumar-kadın tica- reti gelirleriru babalann elinden alıp ül- kücü çetelere devTetme opeTasyonunu gözlerden uzak tutmayı becermıştır. Biz- ler de Mamak'ta mafya babaJannın ne- den yattığını merak eder dururduk. Bir de tabii. genel olarak sol hareketin ge- lişmesinı önlemeye yönelik yay gın bir şid- det uygulanırken şeriatçı akımlan bes- leyecek Arap bankalannm teker teker açüdığını hatırhyoruz. - Darbenin ülkemizin sanat ve kültü- rel yaşamında nasıl bir etkisi oldn? TAYLAN: Bir kitap dolusu yazı hak edenbir soru. İlkın ülkemizdeki eğitim düzeyinin dramatik biçimde düşürül- mesinden başlayalım. Darbe. eğitimi geriletmeyi hedef almış ve bunu uygu- lamıştır. Ulke kültürünü TîirkTslamcı dedikleribirtemele oturtabilrnek içinkül- tür alanında ağır baskı uygulamışlardır. Fazla uzatmadan bir ömek -vereyim: O yıllann sezgısi güçlü tanıklanndan bir resim eleştirmeni (kendısL de aniden Türk-îslamcı kesilivermışti) şöyle yazı- yordu: "TürkressamlanönceMuslüman olduklaniçinAUah'a şükretmeyi öğren- sinler. sonra resimlerini yap»sınİar.* Do- ğal olarak, o atmosfenn etkjsınde kala- rak eski yazı. Kuran sayfası stilızasyon- lan yapan ressamlar günde-me geliver- di. Şimdı.keyıfle soruyorum, acabahan- gisinin admı hatırlıyorsumız diye0 5 yıl 2 ay tutuklu kaldık' - Banş Derneği davası neden açıldı ? TÂYLAN: Bildiğiniz gibı Banş Der- neği, birçok sivil toplum kuruluşunun yö- neticilerinden oluşuyordu. Ben de o yıl- larda "Görsel SanatçılarDemeğTnı tem- silen kurucu ve yönetim kurulu üyesi ol- muştum. Banş Derneği, 80 askeri dar- besini yapan kadronun ha:zmedemedi- ği ölçüde, uluslararası gerginliği tırman- dıracak davranışlan eleştiriyor, askeri açıklamalara yanıt veriyor ve daha öte- si Kıbns'ta üöncı harekâtım banşa hız- met etmediğini ve yanlış bir adım oldu- ğunu söyleyebilıyordu. Yıllar sonra askeri malıkemede bir binbaşı hâkim de bize şurklan sorabili- yordu" 1 "Bu peace ne anlama gefir? Siz kün ohıyorsunuz da Türk ordusunun vaoüğı bir isi etestirrvorsuiMiz? Bu vatan Banş Derneği Davasında yargılananlar arasında İstanbul Beledrye Başkanı Ahmet İsvan'm eşi eğrtimci Reha tsvan da bulunuyordu. hainliği değil de nedn*?" Ne yapalım, madem ki Türkiye. Helsinki Nıhai Se- nedi'ne imza atrruştır, Meclıs karanna dayanmayan birçok uygulamayı ülke ve bolge banşı için bir tehdit olarak tespıt etmek ve açıkça eleş- tırmek gerekiyordu... 3 yıl 2 ay tutuklu kaldık. dava 10 yıla yalcın sürede so- nuçlandı ve askeri mahkeme "pardon" deyip beraatımıza karar verdi. - Hukuk ve insanhk dışı uygulama- lardan ömek vermek ister misiniz? TA\T»\N: Askeri darbe ve sıkıyöne- tim ortamında, hukuk dışı uygulamala- nn hangi binnden söz etsem acaba 0 Bu da bir kitap dolusu yazı eder Bir iki ör- nekle yetıneyim. Mamak Askeri Ceza- evi'nde, tutuklu olarak daha ilk geldi- ğınız gün. "kafes" denen bir yere tıkı- lıp günlerce bayılıncaya kadar coplaru- yordunuz. sonra koğuşa gönderilınce "Oh be, cennete geldik galiba" diyesi- niz diye. Hastalanırsanız doktor teğ- menin gönderdiği ne idüğü belirsiz hap- lan -bunlann Amerika'dan tutuldular üstünde denenmek üzere geldiğini çok sonra öğrendim- asker copu tehdidi al- ünda yutmak zorundaydınız. Sanatsal de- hamı bu haplara borçlu olduğumu kim- se düşünmesin diye açıklamahyım. hap- lan dilimizın altına koyup sonra tükü- rüyorduk. Banş Demeği davasında da öyle uzun tutuklu kaldık ki; kaldığımız süre. sav- cının talep ettiği mahkûmiyet süresini aş- h. Askeri hâkim bizı hâlâ tahliye etmi- yor. .^nkara'dan emir vermeyi unutmuş- lar tabii. Bir tutuklu arkadâşımız "Hâ- kimbcy. yatumış cezanm davası obnaz" deyip meseleyi özetleyıvermişti. De- mokrasinin, adaletın. hukukun. insan haklannın "askıj'a ahndığı'' ortamlarda hukuk dışılıktan söz etmek anlamsızla- şıyor. Hepsini lanetlemekle yetıniyorum. Kolcuoğlu: Adil ve bağımsız yargı, demokratikyapının temelidir Türkiyekendini toparlayamadı' 12 Eylül 1980 döneminden en yoğun baskı yaşayan kurumlardan bıri baro- lardı. İstanbul Barosu darbenın ardın- dan kapatılmış ve evraklan ıncelen- mişti. İstanbul Barosu Başkanı Kazun Kokruoğhı, o tarihlerde baronun yöne- tim kurulunda görevini \iirutuyordu. Kolcuoğlu tanıklıklannı anlatırken "12 Eylül Türkiye'ye insan haklan ih- lalleriveyargısız infazlarla karanhkbir dönem yaşarn 12 Eyiûl taribe adil yar- gılanma hakkı bakmnndan da çok ka- ranhk bir dönem olarakgeçecektT di- ye konuştu.. Kolcuoğlu'nun 12 Eylül mahkemelerine ve hukukuna ilişkin so- rulanmıza yanıtlan şöyle: -12 EylüTün dönemindeki uygulama- lan anlatır mısınız? KAZEV1 KOLCUOĞLU-1961 Ana- yasası askıya almdı ve hukuksuz bir dönem başladı. Emırlerle, kararlarla. özgürlükler ve hayat bütünlüğü konu- lannda insanlar sadece polislerle. MÎT'le ve değişik güvenlik güçlenyle karşı karşıya bırakıldı. 12 Eylül öncesi dö- nemde Türkiye boyle bir müdahaleye özel olarak zorlanmış gıbi görüldü. - u Zoıianmışhk"tanneyikastediyor- sunuz? KOLCUOĞLU- ABD'ninböyle bir müdahalenin çok doğru ve yerinde ol- duğu konusundaki söylemlerinden böy- le bir icazetin de. teşvikin de olduğu gö- rülüyor. O dönemde komünizm tehli- kesini önlemeye yönelik olmak üzere örgütlenmelerin sarsıldığını gören Ame- rika, bu kaygılannı yok etmek için iş- kence ile özgürlükleri yok etmeye yö- neldi. Bızde de maalesef Atatürk ilke ve devrimlerini saNTmduğunu söyleyen bu yönetim, daha sonra tarikatlarla iş- birlıği, temellenme ve taban arama yo- lunu tuttu. Bu müdahalede hukuk da çok Kolcuoğlu: 82 Anayasası 'nın getirdiği îorîuların temizlenmesini, tatn anîamıyla laik, sosyal bir hukuk devletinin yerleşmesini hep savunduk. 25 yıl geçtiği halde bu gerçekleştihlemedi, yargıda hiçbir adım atılmadı. Bütün yönetimler yargıyı kendi baskıları içerisinde tutmaya çahştılar. Türkiye de demokrasinin adil ve bağımsız yargı ile mümkün olabileceğini yıllardır anlatıyoruz. büyük tahribata uğratmıştır. - Hukuktaki tahriban anlatır mısı- nız? KOLCUOĞLU- İnsanlar yargılanıp mahkûm edilirken adil bir yargılanma ve adil karara varma konusunda oluş- turulan sistem hiç kimseye güven ver- memiştir. O dönemden kalan davalann hâlâ dosyalan aranıyor. Binlerce insa- nı spor salanlanndayargılayarak adilbir karara varmak mümkün mü? Insanla- nn işkencede ahnan ıfadelerini kanıt ola- rakdeğerlendirip mahkûmiyete gitmek artık dünyada terk edilmiştir. Adil yar- gılamanın en önemli unsunlanndanbi- risi olay sonrası kurulan mahkemeler değil, olay öncesi çalışan mevcut mah- kemelerdir. Bu olaylan yargılamak üzere özel olarak kuruhnuş mahkemelerde insan- laryargılandılar. Çok değerli hukukçu- lar da vardı, ama çok büyük baskı al- tında tutuldular, hatta bazılan dayana- mayıp istifa etmek zonında kaldı. Sa- FiHstin'e gideıten vurıılmuştu 68 öğrencigençlikhareketi içindeyer alan ve dönemin sol hareketlerinde ge- lenek halinegeldiğı gibi Filistin 'egider- ken vurulan Avni Göko0u 'nun biyogra- fisı hazırlanıyor. 12 Mart Askeri rejimi sonrasında Türk Halk Kurtuluş Ordusu fTHKO) Iddianamesi 'nde bazı eylem- lerde adı geçen Avni Gökoğlu 3 Mayıs 19?i 'te Surive stmrında \nrularak öl- dürüldü. Gökoğlu 'nunyeğeniAyşeGök- kan, hem bir mücadele uğrunda 23 ya- şında ölen birgencin adınınyitipgitme- mesi hem de döneme ışıktutmak amacıy- la biyografiyazmaya başladı. Gökkan bu nedenleAvni Gökoğlu nu tanıyan, akta- racak tanıkiığı olan, elindeyazılı belge, fotoğrafbulunanlara ulaşmak istiyor. (aysendeniz_2@hotmaiLcom) vunmanın kısıtlandığı. zaman zaman avukatlann tutuklandığı dönemde adil yargılanma yapıldığını söylemek müm- kün değildı. Hukuksuz müdahalenin ne kadar büyük tahribatlar yaptığını ve genç kuşağımızuı gerçekten yitirildiği- ni görüyoruz. Hukuk devletinin kurul- masında uzun zamandan beri kendini toparlayamaz hale geldi Türkiye. Özgürlüklere açık 1961 Anayasa- sı'nın kaldınknasının arkasından Türk toplumunu çok büyük anlamda ezmiş- tir. Büyük hukuksuzluğu ve insan hak- lan ihlallennin yaşandığını bilen o dö- nem yöneticileri, \ine kendılerince oluş- tunılan bir meclısle yapılan 1982 Ana- yasası'na bu korkudan ve telaştan ge- çici 15. maddeyi getirdiler. Hiçbir de- mokratik temeli olmayan, kararlann, kendi anayasalanna aykınlığını bile ka- bullenemediler. Parlamento 2001'de yapılan değişikliklere rağmen 15. mad- deyi tamamen kaldırmadı. Bu kararlı da\Tanışı göstermemesi parlamento- nun büyük bir ayıbı bana göre. - Baronun karşdaoğı basküan anla- ör mısınız? KOLCUOĞLU -12 Eylül sabahın- dan itibaren bir hukuk kurumu olma- mıza rağmen en büyük baskılara ma- ruz kaldık. Burası her gün basıldı, ev- raklanmız alıp götürüldü. Yönetim ku- rulu olarak her gün Selimiye'ye taşm- dık. ifadelerimiz alındı. zaman zaman gözaltında tutulduk. Binlere varan sa- nıklarla dosyalan inceleyip adil sonu- ca varmak mümkün değildi. Bugün yargıda hâlâ devam eden davalarda dos- yayı arayıp bulup yeniden değerlendir- me olanağı kaybedecek hale geldik. Yarın: Susurluk'un köklerl > AVRUPA'DAN GURAY OZ Kırk Katır, Kırk Satır Seçimleri Almanya'da erken genel seçimler önümüzdeki Pa- zar günü yapılacak. Kamuoyu yoklamaları, partilerin alacakları oyları, yanılma payı aztahminlerle gösteri- yor. Son bırkaç günde kararsız seçmenlerin de karar vereceklerini, ama sonuçlann pek fazla değişmeye- ceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki ne çıkacak bu seçımlerden? önce partiler sı- ralaması yapalım: öyle anlaşılıyor ki sıralamada en faz- la oyu yüzde 41 'le birlık partileri. CDU-CSU bloku ala- caktr. Ikinci sırayı yüzde 34'le sosyal demokrat SPD'nin alacağı da bellidir. Üçüncü sıra, kararsıziann oylanna göre değışıklikgösterebilin amaşımdilik yüzde 9'la Sol Partı'ye ait görünüyor. Daha geriden yüzde 7'lık Ye- şiller veyüzde 6-7'lik oylanyla Liberaller gelecektir. Baş- bakanın kim olacağını söylemek ise gerçekten güç. Son TV karşıiaşmasına kadar çoğunluk, muhafaza- kâr-liberal koalisyonundan, yanı Merkel'den yanay- dı. Amaşimdi Merkel, parlamentoda ıktıdarolabilmek için gerekli, yandan bir fazlayı bulmakta zorlanacak. Kısacası, son anda, ikı üç puanlık birdeğışıklikolmaz- sa durum az bıraz kanşacak. Bu durum SPD'nin ve Schröder'in iktidar çoğunluğuna sahip olacağı anla- mına da gelmiyor. SPD-Yeşiller ittrfakı da çoğunluk ola- mayacak. Kısacası, bir "pat" durumu söz konusu. Muhafaza- kâr-liberal koalısyonun çoğunluğu sağlayamaması durumunda, teorik olarak ıkı olasılık bulunuyor Ya "Bûyük Koalisyon" adı verilen muhafazakâr-sosyal demokrat işbiriiği gerçekleşecek ya da sosyal demok- ratlann, yanlanna Yeşilleri ve Sol Parti'yi alarak kura- cakları "Kırmızı-Kırmızı-Yeşil" koalisyonu gündeme gelecektir. Ama bu, yalnızca antmetiktir. • • • Gerçekte bu seçimlerde Alman halkı, cezalardan ce- za beğenmekte, kırk katır ile kırk satır arasında boca- lamaktadır. Alman politika sahnesınin gerçek tablosu şöyledin Neoliberal politıkalann temsilcıleri; sosyal demokrat- yeşil blok ile muhafazakâr-lıberal koalisyon biryanda, bu politikalara karşı çıkan, doguda pek çok eyalette birinci partı olsa da batıda aynı ölçüde oy alamayan Sol Parti diğer yandadır. Almanlar, sosyal hakları bu- dayan sosyal demokratlardan yüz çevırirken sosyal hak- lan daha ağır bir şekılde budayacağını ilan eden, ver- gileri arttıracağını açıkça söyleyen muhafazakâriann kucağına düşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tablo, her koşulda, boğaz sıkan politikalann iktidannın sürece- ğinı gösteriyor. Başka bir değişiklik şimdilik beklenmemelıdir. Beklenmiyor da zaten. • • • Sonuçta Alman halkı neoliberal politikaları nedeniy- le yüz çevirdiği SPD'den kurtulayım derken daha ağır bir sonuçla karşılaşacak gibı görünüyor. Değişiklik va- at eden tek parti olan Sol Parti'nin bir iktidar kombi- nasyonundayer alması ve kötüye gıdişı hıç değilsefren- lemesi olanaklı değil. Bu partınm paıiamentoyagirme- si neoliberal politikalara muhalefetı güçlendırse de onlardan kurtuluşu sağlamıyor. Almanya'da çalışan- lann, başlanna bela "alternatiflerden" hiç değilse bir ölçüde kurtulabilmelen kolay olmayacak. Neoliberal politikalara elveda demek için bıraz daha zaman geç- mesi gerekıyor. Yine de bu seçimlerden sonra muha- Irflerin sesleri hem parlamentoda, hem sokakta daha güçlü çıkacaktır. Alman halkı ve göçmenler için haya- tın pek kolay olmayacağı, sıkıntılann biraz daha arta- cagı kesindir. Ama neoliberal politikalara bel bağlayan- lar için de hayat kolay olmayacak. Bu da kesindir. e-posta: guray.ozij cumhuriyeLcom.tr GÜNtZl YAYINCILIKTAN ÇIKTI 12 Eylül yasakları kitaplaştı 12 Eylül döneminde ba- sın özgürlüğü. düşünce özgürlüğü gibi konular- dan söz etmek dahi sıkı- yönetimlerin "halkın ha- ber alma hakkına el koy- ma'" özgürlüğü vardı. Toplam 39 ton gazete, ki- tap ve dergi yakıldı. Ga- zete yöneticileri sık sık sıkıyönetim komutanlık- lanna çağnlıp "uygun dfl- le" uyanlar yapıldı. sık sık yasak getirilen gaze- teler 300 gün yayın yapa- madı. Cumhunyet de ya- yın yasaklanndan payını alan gazeteler arasınday- dı. Cumhuriyet Gazetesi 110cakl98rdeGüney- doğu'da 5 gün süreyle ya- saklandı. 3 Nisan 198 l'de Cumhuriyet Gazetesi An- kara, Kastamonu ve Çan- kın illerinde iki günyasak- landı.24Ocakl983'tel. Orduve Sıkıyönetim Böl- gesi'nde basımı, yayımı. dağıtımı. bulundurulma- sı ve taşınması 24 gün ya- saklandı. Dönemin vasakları Cumhuriyet Gazetesi Sonımlu Yazı Işleri Mü- dürü Mehmet Sucu, Gü- niziYayıncıhk' tara1nıdan önceki gün yayımlanan "12 EyBlYasaklan''ad- lı kitabında, dönemin ya- saklannı bir araya topla- dı. Darbe döneminde Hür- riyet gazetesinde çalışan Sucu, yayın sırasında ön- lerine konulan yayın ya- saklanna ilişkin anılannı aktanrken askeri rejimın baskıcı yöntemlerinin de- recesini ortaya koyuyor. Dönemin gazeteciliğinin durumunu anlatması açı- sından Sucu'nun kitabın- dan birkaç anıyı aktan- yoruz. Anadolu Ajansı'nın (AA) 14Aralık 1982 ta- nhinde 7 kez flaş vurarak geçtiği not:" İstanbulbül- tenimizhı 15. savfasuıda yer alan "66. Tümene ait Davutpaşa'daki kışlamn kalorifer kazanının patla- ması sonucu sekiz kişi ya- ralandı' başlıkh haber ip- tal edilmiştir. İstanbul St- kıyönerim Komutanhğı Harekât Merkedolayia0- gihtahkikannsürdüğünü bildirerek bu konuda ha- beryavinüanmamasnuis- temîştir." A.Anın notu: "428 sa- nıkh vasadışı "'Dev-Sol" davasmm bugünküduruş- masında meydana gelen olaytanaiigDi herhangi bir haber ve fotoğrafin gaze- telerde yer alması. 1. Or- du ve Sıkıyönetim Komu- tanlığının isteğidir. Bu çerçevede İstanbul bülte- nimizde yer alan (29) nu- marahhaberin'Duruşma Başlıyor' arabaşhğmdan 'Mahkeme Heyeti" ara başhğuıa kadar olan bo- lüın aynca (34) numarah haberin 'Devrimciyiın Başka İşim Yok'. arabaş- hğmdan sonraki bölümü iptal edilmiştir." u
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear