02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
t EYLÜL 2005 PER^ŞEMBE CUMHURİYET SAYF HABERLER İşgal ordusu geri çekilirken kasaba ve kentleriyerle bir edip ateşe veriyorlardı YıınanyakıpyıkıpgittiAğustos Başkomutan Meydan Savaşı 'ndan sonra, binlerce Yunan askeri Izmir'e doğru kaçarken, Tunan hükümeti hâlâ Ingilızlere başvuruyor, Ingıltere'nin bir ateşkes sağlayarak, hiç olmazsa Izmir'in Yunanlılann elinde kalmasına olanak tanınmasını istiyordu. (BilaJŞinışir, Ingilız Belgeleri, S. 95) Mustafa Kemal kuşkusuz bu önenyi kabul etmedi. 6 Eylül'de Balıkesır, ertesi gün Aydın ve Manisa alındı. YunanlıJargeçtiklen yerlerde köyleri, kasabalan ateşe veriyorlardı. Manisa baştan başa yakıldı. Bu sırada Atina'da hükümet istifa etti. Bir süre sonra da Lngiltere'nin kibirli başbakanı LJoyd George da istifa eünek zorunda kalacaktı. CENERAL TRİKOPİS'İN ESİR PLUgU Türk ordulan sonsuz bir hızla Ege'ye doğru ilerliyorJardı Yunan ırdusunun komutanı ve yanındakı lomutaniar Uşak'ta sanldılar ve tsir alındılar. Haiidc Edip, bu olayı ünlü romanı Türk'ün Ateşle tmtihaıu'nda şöyle aılatıyor: "Eylülün ikinci günü -Mustafa Kemal Paşa'yı, Fevzi ve fcmet Paşalan Uşak'ta bir masanın taşında bulduk. General Tnkopis'le General Diyenıs lürklere teslim olmuşlardju Mustafa Kemal Paşa'ıun huzunına, >urettin Paşa'yla (1. Ordu humandanı) Kemal ettin Sami Pışa'nın (TV. Kolordu Kumandanı) aıasında geldiler. Eğer korunmasalardı Uşak haJkı onlan pjrçalayacaktı. Yunan generaOeri gttirildikleri zaman, Mustafa fcmal Paşa, Fevzi Paşa ik tsmet Paşa'nın arasında duruyordu. Biyiik bir ilgiyle onlan seyrettinı ve diniedim. BLomkilerin üriformalan, nefcrierinki kadar sade, yüzleri sakin, hareketsizdi. Bıına karşıbk Yünaniılar sımıah ünifonmaJar giymişlerdi. YûzIeri ve elleri, son derece asabi okluklannı gösteriyordu. Fevzi Paşa ise bir Buda heykeli gibi sakindi. Ismet Paşa gözlerindeki öfkeyi göstennemeye çahşıyordu. O, askeıierden daha başka bir şeydi. Fevzi Paşa'yla İsmet Paşa egildiler. Fakat eUerini vermediler. Mustafa Kemal Paşa bir sahnenin hâkim karakterhdi. Sivasi muhaliflerini hiçbir şey düşünmeksizin ezen bu asker, askeriik alamnda bir foüyük sanatkâr ve oyunun kaidelerine uygun bir sporcuydu. Sırtmı yere getirdigi pehlivaıun elini sıkan gaüp bir pehlivan gibi, Trikopis'in elini yakaladı. AJelade bir d sıkışı müddetinden fazla rutru. - Oturun General, yorulmuş olacaksuuz, dedi. Sonra sigara tabakasını uzattı. Kahve ısnıarladı. Diyenis'e de nazik muamele etti, fakat gözleri Trikopis'in gözlerindev di Trikopis ona, açık bir hayranhkla bakryordu. Elli yaşlannda kadar, asabi, hastahkh, tiyatro sahnesindeymiş gibi giyinmiş bir adam. Mustafa KemaTe -Ben sizîn bu kadar genç olduğıuıuzu bilmiyordum, GeneraJ, diyebildi" BİTTİ EN UZUN 14 GÜN KURTULUŞA GÎDEN YOL (26Ağustos-9Evlül) Dr. Alev COŞKUN A ğustos Başkomutan Meydan /l Savaşı'ndan sonra, binlerce Yunan -/X askeritznıir'edoğrukaçıyordu. Yünaniılar geçtikleri yerlerde köyleri, kasabalan ateşe veriyorlardı. Manisa baştan başayakıldı yıkıldu 9 Eylul 1922 gunu Yunan işgahnden kurtanlan tzmir'üı hazin durumu (15 Eylül 1922). Yerli Rumlar, ü j kaimasuı diye evlerini Yunanistan'a gftmişk Jzmir'e giren -biri Savaştansonmterfî edenkomutanlaryılının sıcak eylül giin- hade Türk ve Yu- nan ordulan arasındaki amansız kaçma ve kovalama sürerken, Türk Ordusu 'nun komutanlan bir üst dereceye yükselmenin sevinç ve heyecanını da yaşadılar. Başkomutan Atatürk'ün, Mey- dan Savaşı'nın ertesi günü yaptığı önen TB.VLM tarafından oybırliği ile kabul edıldı. 3 Eylül 1922 gü- nünden geçerli olmak üzere tümen komutanı dahil bütün komutanlar bir üst rütbeye yükseldiler. Aşağı- daki tablo hem bu Büyük Meydan Savaşı'na katılan komutanlan hem de yeni rütbelerini göstermektedir. Terfi Edenler Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak): Mareşalliğe Cephe Komutanı İsmet (Inönü): Korgeneralliğe Birinci Ordu Komutanı Nurettin: Korgeneralliğe ikinci Ordu Komutanı Yakup Şevki (Subaşı): Korgeneralliğe 5'inci Süvari Kolordu Komuta- nı Fahrettitı (Altay): Tümgeneral- lığe Cephe Kurmay Başkanı Asım (Gündüz): Tuğgeneralliğe Birinci Ordu Kurmay Başkanı M. Emin (Koral): Tuğgeneralliğe 1 "inci Kolordu Komutanı Izzet- tin (Çalışlar): Tuğgeneralliğe Ban Cephesi Komutanı Tümgeneral . Jtsınetjdfl-önii)_ Be> Büyük Taarruz'da Kocatepe'de. 2'nci Kolordu Komutanı AJi Hik- met (Ayerdem): Tuğgeneralliğe 3 'üncü Kolordu Komutanı Şük- rü Naili (Gökberk): Tuğgeneralli- ge 4'üncü Kolordu Komutanı Kema- lettin Sami (Gökçe): Tuğgeneral- liğe Kocaeli Grup Komutanı Halit (Karsıalan): Tuğgeneralliğe 3 'üncü Tümen Komutanı Kazım (Orbay): Tuğgeneralliğe 4'üncü Tümen Komutanı Sabri (Erçetin): Tuğgeneralliğe 7'nci Tümen Komutanı Naci (El- deniz): Tuğgeneralliğe 8'inci Tümen Komutanı Kazım (Sevüktekin): Tuğgeneralhğe 12 'nci Tümen Komutanı Osman Nun (Koptagel): Tuğgeneralliğe l'inci Süvan Tüm. Komutanı Mürsel (Bakü): Tümgeneralliğe Rütbesi yarbay olan tümen komutanlan da albayhğa terfi et- tirildiler. Diğer subaylann terfileri, tümen komutanlannm önerilerine göre yapılacaktı. Kaynaklar: 1. Adıvar, H.E, Türk'ün Ateşle tm- tiham,Atlas, 1971. 2. Artuç, Ibrahim, Zaferin A\-ak Sesleri.2 Cilt, Kastaş, 1966" 3. Artuç, Ibrahim, Başkomutan Meydan Muharebesi - Büyük Taar- nız, Kastaş, 1986. 4. Aydemir, Şevket Süreyya, Tek Adam 2. Cilt, Remzi, 1993. 5. Erikan, Celal, Komutan Atatürk, IşBankası, 2001. 6. Genelkurmay Harp Tarihı Daire- sı, Türk tstiklal Savaşı Dizisi 7. Kocatürk, Utkan, Ka>nakçalı Atatürk Günlüğü, Jş Bankası, 1992. 8. Özakman, Turgut, Atatürk Kur- tuluş Savaşı ve Cumhuriyet Krono- IojBİ,Bılgı, 1999. 9. Özakman, Turgut, Şu Çılguı Türkler, Bilgi, 2005. 10. Sanhan. Zeki, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, 4. Cilt, TTK, 1996. 11. Selek, Sabahattin, Anadolu 1b- tilaU, Kastaş, 1987 12. Söylev, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Kıtaplan 13. Turan, Şerafettın. TürkDevrim Tarihi, Bilgi, 1999. 14. Turan, Şerafettin. Mustafa Kemal Atatürk, Bılgı, 2004. İZMİR HÜKÜMET KONAĞI 6 Kuzuyu kesmeyin' .\rtık TBMM'nın ordulan Izmir'de her şeye egemen olmuşlardı. Atatürk ve yamndaki komutanlar Izmir'de hükümet konağına girdiler. On binlerce insan, Atatürk'ü selamJamak için meydanda bekliyor. Atatürk ialkı selamJamak içın balkona çıkıyor. Bundan îonrasıru ünlü yazar Ruşen Eşref Cnajdm söyle anlatıyor; "Kuzuvn fark edince bana löndü; aman çabuk gidin, sö\1e>in. şu kuzu.vu iesmesinler! diye buyurdu. Aşağıj-a koşrum. rakat kapuun önüne \annca gördünı ki beyaz nennere al kanlar yayılnuş. Vaktinde etişemediğinıi arz için başımı ve ellerimi ialdınp yukan doğru baktun. Gördüm ki salkondan çekilmiştl Koskoca bir saldırgan rdusunu yok etmiş bir muzaffer aşkumandaa bir kuzu kanı dökübnesine akama>acak derecede insan yüreği taşrjordu." BaşkomutanGaziMustafa Kemal lOEyhıl 1922 günü Genelkurmay başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa'yia İzmir'e girerken. 30 AĞUSTOS ZAFERİ Aydınlanma devrimleriIzmır'den sonra Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştirecektir. 30 Ağustos Zaferi, TBMM ordulannı Izmir'e taşıdı. 9 Eylül 1922 Izmir'in kurtuluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temelidir. Yepyeni bir evre başhyordu. Bu evTe Aydınlanma Devrimleri'nin başlamasıdır. Bir ulusun ortaçağ karanlığından çekilip yükseltilmesidir. Bu konuda. Izmir'de hemen zaferden sonra Atatürk'ün söyledikJerine bakalım. "Izmir'de bir evin alt kaünda bir odada karargâhımız var. Akşam Atatürk'le yalnız kannca kendisine sordum. Bu iş de birti. şimdi ne yapacağız? Koluma girdi Asıl bundan sonra yapacakiannuz var; çok şeyler >apacağız. şimdiden başhyonız, dedL" (fsmet Paşa'nın anılanndan Necdet Uğur.) GÖRÜŞ Büyük Taarruz'da esir alınan \ünan subaylan Anka- ra'da (29 Eylül 1922). Başkomutan verdiği emirle Yu- nanlılann tersine esiricre iyi davraıulmasınıistemiştir. SONMEZ TAKGAN Barış İçin SavaşmakL Gezegenimiz 1 Eylül'ü Dünya Barış Günü olarak kutlayacak. Oysa bu tarih banşın değil, bir savaşın baş- lama tarihidir. 1 Eylül 1939'dainsanlıktarihininen büyük savaş- lanndan biri olan İkinci Emperyalist Paylaşım Sava- şı (2. Dünya Savaşı) patlak verdi. Adoff Hitler ön- derliğindeki Nazi Almanyası bu tarihte Polonya'ya saldırarak insanlık tanhinin o güne değin bir eşini da- ha yaşamadığı en yıkıcı savaşı başlatmış oldu. 1945'te İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı nok- talandığında, geride 50 milyona yakın insan ölmüş, 100 milyona yakın insan yaralı ve sakat kalmıştı. Bu- na yakılan yıkı/an, harabeye dönen sayısız yerteş- me birimleri ile bozulan, kınlıp dökülen doğa ve çev- re kaynak ve kazanımlannı da eklersek insanlığın bu savaşta uğradığı yıkımın boyutlannı daha iyi kavra- yabiliriz ancak. Peki ama insanlık bu savaştan gereken dersi al- dımı? Alıp almadığına ileride değineceğiz ama sa- vaştan sonra gezegenimiz ölçeğinde banş ve öz- gürlük için savaşımlar da hiç durmadı. Işte bu sa- vaşımlann sonucunda 1948'de Birleşmiş Milletler, bu savaşın başladığı tarih olan 1 Eylül'ü, Dünya Ba- nş Günü olarak duyurdu. Duyurdu duyurmasına ama 1948'den günümü- ze değin genel bir savaş olmasa da genel bir banş da sağlanamadı. Dünyanın birçok yerinde emper- yalist kışkırtmacılığın da etkisiyle yerel savaşlar şu ya da bu nedenlerfe sürüp gitti. Birer Uzakdoğu ül- kelen oian Kore, Vietnam, Kamboçya ve Laos'ta ABD işgal ve saldınlan başanyla püskürtüldü. Çin'de bü- yük bir halk cumhuriyeti kuruldu. Uygariığın beşiği saydığımız Avrupa'nın göbeğinde Yugoslavya yıkı- lıp gitti. Ortadoğu'da ve özellikle Rlistin'de köklü ve kalıcı bir banş sağlanamadı. Asya'nın çatısı olarak bilinenAfganistan, ABD emperyalizminin başını çek- tiği bağlaşma güçleri tarafından işgal edildi. Afrika Somali'de yaşananlar unutulmadı. Latin Amerika kaynayan bir kazan olmaktan kurtulmadı. Küba üze- rindeki tehditlerhenüz kalkmış değil. Sırada Kafkas- lar yLrtulmayı bekliyor. Türkiye de bir ateş çemberi- nin içinde. Daha yakın bir tarih olarak komşumuz Irak'ta ko- alisyon güçleri olarak adlandınlan emperyalist sal- dın ve saçtığı vahşet, bütün çıplaklığı ile ortada. Demek ki banş günleri duyurmak ve bunu kutla- makla savaşlar bitmiyor. Çünkü savaş emperyalist dizgenin doğasında vardır. Kapitalist sömürünün kaynaklan daraldıkça ya da yeni kaynak aramaya gereksinim duydukça savaş da kaçınılmaz oluyor. Yine buna koşut olarak özellikle gelişmiş ülkelerin askersel örgütlenmeleri artık başlı başına bir sektör olmuş ve ulusal ekonomilerinin önemli bir bölümü- nü yutar durumdadır. ömeğin bugün emperyaliz- min dünyadaki jandarmalığına soyunan ABD'nin savaş sektöründe, dolaylı dolaysız istihdam edilen insan sayısının 20 milyona ulaştığı vurgulanmakta- dır. Başka bir anlatımla, Türkiye'nin de etkin iş gü- cünün tamamına yakın bir nufus, ABD'de salt sa- vaş sektöründe çaJışmaktadır. Sömürüyü bir yana koyalım, bu sektörün ayakta durabilmesi için bile bir biçimde savaşlan sürdürmek zorundadıriar. 1 Eylül Dünya Banş Günü etkinliklerini de sava- şa karşı savaş bağlamında ele alıp değeriendirebi- liyorsak bir anlamı vardır. Çünkü savaşlann temel nedeni olan sömürü, yayılmacılık ve emperyalizm yeryüzünden silinmedikçe köklü, kaJıcı vetopyekûn bir banşı beklemek de o oranda bir düştür ancak. Bu nedenle banştan yana olan bütün güçlersavaş- lara son venmek için her türlü savaşı vermeye de ha- zır olmayı bilmelidirier. Bugün Türkiye'nin birçok yerinde banş etkinlik- leri düzenlendiğl haberini alıyoaız. Bunlardan biri de Tarsus'un Yenice bucağında düzenlenen "//. Yeni- ce Banş ve KültürFestivali". Ne ilginçtır, bu belde İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı yıllannda, 1943'te, Türkiye'nin de savaşa girmesini amaçlayan ünlü bir buluşmaya ev sahipliği yapmış. O zamanın Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet Inönü ile Ingiltere Başkanı VVinston Churchill, Yenice'de birtren vagonu için- de buluşarak Türkiye'nin bu savaşa ilişkin tutumu- nu tartışmışlar. Bu açıdan tarihsel bir buluşmaya da tanıklık etmiş Yenice. Banş ve Küftür Festivali'ne Be- lediye Başkanı Veli Serin, büyük önerr veriyor. Bu yılki festival konuklan arasında Hüseyin Kıvanç, Oral Çalışlar, Menderes Samancılar, Eşber Yağmur- dereli, Fazilet Çulha, Dursun Ozden ile sanatçı Suavi ve Özlem Özdil'in yanı sıra çok sayıda yerel sanatçı ve basın temsilcisi katılıyor. Gerçek ve kalıcı bir banşı hiç yaşayamadığımız dünyamızda, bugün nedeniyle yapılan tüm çabaJa- nn yine de gerçek bir banşın oluşmasına katkı ol- masını dileriz... TBMM'nin 4 Keçi Güden Kız'ı sır oldu ANKARA(ANKA) -Milli Saraylar envan- terlerinde kayıtlı olan "Keçi Güden Kız" ve "KöyGirişrisımliiki yağlıboya tablonun kaybolduğu ve 14 yıl- dır yapılan aramalara karşın yine de buluna- madıklan ortaya çıktı. Daha önce de ünlü sa- ray ressamı Fausto Zo- naro'nun "KırManza- rası" isimli suluboya tablosunun kayboldu- ğu, yıllar sonra anlaşıl- mıştı.TBMMBaşkan- vekili İsmail Alptekin, bir milletvekilınin, TBMM'deki ve bağlı saraylardaki güzel sanat eserlerinin korunması. envanterlerinin çıkanl- ması. sahteleriyle de- ğiştirüip değiştirilmedi- ğinın düzenlı olarak kontrol edilip edilme- diğiyle ılgili soru öner- gesini yanıtladı. TBMM'de 190 adet yağlıboya tablo bulun- duğunu ve bunlann ma- kam odalan ile salon- larda sergilendiğini an- latan Alptekin, "Kü- çük bir bölümü ise de- polarda muhafaza edü- mektedir" dedi. "Bugiine kadar çalı- nan eser \-ar mı" soru- suna Alptekin in ver- diği yanıt, iki yağlıbo- ya tablonun daha kay- bolduğunu ortaya çı- kardı. Alptekin bu du- rumu, "1990'a kadar kayıt ve envanter takip işiemlerindeki \ etersiz- fiksebebi>iel991'de>a- pılan savımlarda, 8530 demirbaş no'lu 'Keçi Güden Kız' konulu ve 14205 demirbaş no'lu 'Köy Girişi' konulu (2) adetvaghbova tablonun kaybolduğu tespit edil- mis ve \iflar süren araş- ormalarsonucunda bu- lunamamıştır'' diyerek açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear