22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AĞUSTOS 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA Bektronik posta: denizsomecumhuriyetcom.tr Tel: 0,212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 17 Komedi AKP iktidan Devlet Tiyatrolan Genel Müdür Yardımcılığına eski gişe memuru Kerim Göksu'yu getirirken Altındağ Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Nihat Mürşitpınar'ın da Milli Eğitim Bakanlığı'na evrak kayıt memuru olarak atandığını biliyor musunuz? - Irak'ta Vıetnam'dan daha çok gazeteci öldürülmüş... "Çünkü Amerika artık çok daha güçlü!" Baykal: 'Bölücüler teşhir edilsin.' Nereye sığar ki! ARTIK "resmi tarih'Mn dayattığı "30 Ağustos Za- fer Bayramı"nı aşmanın zamanı geldi de geçiyor bi- le. Statükoculara sormak gerek: 30 Ağustos'u küre- sel dünyada Türkiye'den başka "resmi tatil" günü ilan edip "zafer bayramı" olarak kutlayan başka bir devlet var mıdır? 30 Ağustos nedir ki? Hani 4 Tem- muz olsa neyse. Amerika'nın bağımsfzJığını 50 kü- sur federal devlet kutluyor. Türkiye'de de bir fede- rasyon olsa belki küresel bir anlam taşıyabilir ama bu haliyle asla! Sonuçta Türklerin bayramını Türk- lerden başka kutlayan olmuyor. Üstelik kutlama tö- renlerinde "militarist" bir görüntü sergileniyor ve bu görüntü küresel dünyanın banşçı havasına hiç ama hiç yakışmıyor. Bakın, Amerika'ya; Irak'ta askerierini yan yana di- zip 4 Temmuz'u kutluyor mu? Amerika bile küresel dünyanın banşçı havasını korumaya özen gösteri- 30 Ağustosyor, Türkiye ise 30 Ağustos bahanesi ile askerlerini caddelerde uygun adım dolaştınyor. Olacak iş değil. Bunlar Türklere ait alışkanlıklar. Fakat neyse ki Tür- kiyeliler yetişiyor ve yakında bu sorunlar aşılacak. Bu arada "resmi tarih"in dayatmalan dışındaki ta- rihi gerçeklere değinmenin ve "büyük zafer"in ne ol- duğunun sorgulanmasının zamanı da geldi. 30 Ağustos'un aslı astarı şudur: Temmuz 1922'de Sultan Vahdettin Han Hazretleri, Arabistan'da bu- lunan Ingiliz General Tovvnshend'i Konya'ya davet etmiş ve Meviana Hazretleri'nin manevi huzurunda Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesini sağlamıştır. Bu görüşmede iki komutan Afyonkarahisar civarın- da müşterek bir askeri tatbikat yapılmasına karar vermiştir. Fakat, daha sonra Ingiliz general, Londra'dan ge- len bir talimat üzerine Hindistan'daki tatbikata katıl- mak durumunda kalmış ve yerine Yunan Generali Trikopis geçmiştir. 26 Ağustos'ta başlayacak tatbikata birkaç gün kala "Mavi Kuwetler"in başına geçen Trikopis, ha- zırlık yapma fırsatı bulamamış ve üstelik Vahdettin Han, Istanbul'daki Ingiliz General Harington'u sa- rayına davet etmiş ve bazı taktik belgeler hakkında bilgi edinmiş ve bunlan Fevzi Çakmak aracılığıyla Mustafa Kemal'e göndererek "Kırmızı Kuwetler"in daha tatbikat başlamadan üstün duruma geçmesini sağlamıştır. Mustafa Kemal'in tatbikattan önce Kocatepe'de uçurumun kenannda çekilmiş fotoğrafına dikkatle bakıldığında, ceketinin sol cebinde Vahdettin Han'ın gizlice gönderdiği belgeler görülmektedir. Şu 30 Ağustos'u falan aşalım artık! Mine Acar Hamza Saykan: "Sayın Mine Acar. Bildiğiniz gibi cumhuriyetle hesaplaşma sürecini yaşıyoruz. Devlet Tiyatrolan'nda döndürülmek istenen dolabın bir parçası olamayacagınızı ilan ederek Atatürk'e yaraşır bir cumhuriyet kızı olduğunuzu göstermenin tam zamanı. Karşı koyuşunuz sadece Devlet Tiyatrolan'nı değil, yok edilmek istenen laik cumhuriyeti de güçlü kılacaktır." SESSİZSEDASIZO) Denize donla girmenin mizahı MİZAH dergisi Leman, Caddebostan Plajı'nda "Donuna Sahip Çık" eylemi yapınca dergilerden bağımsız mizah yazan Cihan Demirci: "Yıllarca donlu ve çizgili pijamalılan mizah malzemesi yapaniar şimdi neden dondan yanaydılar dersiniz? Bu halk denize donla girmeli, etrafa sürekli su sıçratarak, şambrel üstünde hatta ayağında çoraplanyla yüzerek, su içinde her an deve güreşi yaparak bir deniz keyfi(!) yaşamalıydı. Yapılan çok basit bir halk şakşakçılığıydı. Son dönemde gene medyamızda hızla artan bu 'halk şakşakçılığf mal satmaktan başka derdi olmayan uyanıklarca(l) çok sık kullanılan ilkel bir pazarlama yöntemiydi aslında. Belli ki kuralsız yaşamayı, kurallan olmayan bir toplumu 'özgürlük' zannediyordu bu arkadaşlar. Zaten 'alaturka bir şeriat' düzenine uygun adım giden bir ülkede, denize donla girmeyi savunmak bu gerici düzene de yardımcı olmaktı bir yandan. Üstelik giydikleri don bile, hani karikatürlerde çizdikleri gibisinden filan değil, Leman'ın kendi satış ürünlerinden olan bir reklam donuydu laf aramızda! Leman'ın sıkıntısı çoktu. Bana kalırsa geç de olsa sonuçta doğru bir kararla misyonunu 'dona' erdirmiş oldu. Mizah bir hazinedir. Ancak 'Hazine'den 500 bin dolar kredi alarak palazlanmaya çalışanlann hazinesi artık mizah olamaz! Uzun sözün kısası; Caddebostan Plajı'nda bir mizah dergisi etrafa su sıçratarak boğuldu." Büyük Taarrıız'dan Bugüne SUAY KARAMAN* 83 yıl önce bugünlerde, 26 Ağustos sabahı gürleyen top sesleri, özgürlüğü ve bağım- sızlığı yok edilmek istenen bir ulusun kurtuluşunu müjdeli- yordu. Kocatepe'den Dumlu- pınar'a, Çiğiltepe'den Sin- canlı Ovası'na akan taarruz kolları, bağımsızlık uğruna binlerce genç insanın yara- lanmasına ve şehit düşmesi- ne yol açarken, aynı zaman- da özgürlüğe giden yolu da açıyordu. Yetenekli ve kararlı bir komuta kademesi elinde kazanılan 30 Ağustos Başko- mutan Meydan Savaşı sonu- cunda, 9 Eylül tarihinde Iz- mir'de, emperyalist güçler yurdumuzu terk etmek zorun- da kalmıştı. 83 yıl sonra aynı Izmir'de, Üniversite Oyunları'nın açılış töreninde Ulusal Kurtuluş Sa- vaşı, Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk, bartşa gölge düşüre- ceği gerekçesiyle anılmamış- tır. Büyük Taarruz'un ikinci gü- nünde, birlikleri, belirienen sa- at içinde Çiğiltepe'yi ele geçi- rip düşmanı püskürtemediği için intihar eden Albay Reşat Bey (Çiğiltepe), iyi yetişmiş, yüreği vatan sevgisiyle dolu genç bir tümen komutanıydı. Kurtuluş Savaşı yıllarının de- ğer yargısı böyle idi. Günü- müzde ise vatan sevgisinden, ulusallıktan ve hatta özgüriük- ten vazgeçmenin normal sa- yıldığı, emperyalizmin ve dışa bağımlılığın övüldüğü bir de- ğer yargısı geçeriik kazanmak- tadır. "Lozan mı, Sevr mi, Vah- dettin hain mi, değil mi?" gi- bi özellikle yapılan içi boş ve gereksiz tartışmalar sonucun- da, ülkemiz hızla ulusallıktan ve bağımsızlıktan uzaklaş- makta, 83 yıl önce mezara gömdüğümüz emperyalizmin kucağına itilmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan 80 yıl sonra, Kemalizm'in yerilerek, Sevr'in övüldüğü bir aşamaya girmiş olmak, düşündürücü olduğu kadar, üzücüdür de... "Sevr'de Kürdistan vardı, Lo- zan'da yoktu" diyen "ay- dın"\ara sormak gerekir: Sevr'de Doğu Anadolu'da bir de Ermenistan vardı! Dünyanın en haklı savaşla- rından biri olan Ulusal Kurtu- luş Savaşı'nı bilmeden, anla- madan, Kemalizm'in ilke ve devrimlerini özümsemeden, aydın havalanyla Lozan'ı yer- mek, karanlığa verilen en bü- yük primdir. Aydınlar yılgınlıklarından, duyarsızlıklarından, sorum- suzluklanndan anndığı zaman, bireyler suskunluklannı attığı zaman, demokratik kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgüt- leri, siyasi partiler demokratik sorumluluklannı duydukları ve laik cumhuriyeti, ulusallığı, ba- ğımsızlığı savundukları za- man, ülkemizi yeniden yutmak isteyen emperyalizme geçit vermeyeceğiz. 83 yıl önce bugünlerde 26 Ağustos, özgürlüğü ve bağım- sızlığı yok edilmek istenen bir ulusun kurtuluşunu müjdeli- yordu. Vatanın kurtulması için güç birliği yapan Anadolu in- sanının bağımsızlığını müjdeli- yordu. 83 yıl sonra Ulusal Kur- tuluş Savaşı'nı ve 26 Ağus- tos'u, bugünkü siyasal ortam- la birlikte düşünmek istedim.. Emperyalizmin görünen ve bi- linen oyunlanyla parçalanmak istenen ülkemizi, bir araya ge- lemeyen aynı görüşü savunan insanlarta birlikte düşünmek istedim... * Tüm Öğretim Üveleri Der- neği (TÜMÖD) Genel Sekreteri ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci : mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoy(gyahoo.com İZLEDtNiZMİ? HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA MLGİN LEMAN DER6İSİ PLATOA DON erYENLERE DESTEK ÇIKMIŞ!.. VALL-A BEN O DERStYİ POPÛLER BİR DERĞİ ZANNEDERDIM • AMA ONLAR POPÜLİSTMİŞI.. hayatepik <• mynet.com sevgili LEMAN. gazeteci Mine Kırıkkanat. Pariste ya da İstanbulda göl ya da dere gö'rse eminîm o da "don"la gırer, girmezse de gırenlere sevgiyle bakardı. Lütfen Plajla. doğal ortattılapı kartştırmayalım. Caddebostan plajı orta sınıfın1 plajıdır ve "seckin'ler oraya adım atmazlar1 Plaj'a don'la gırenler de emîn olun sizin dergiyı okumazlar. j , selamlarımla. 1 1 < » TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 30 Ağustos tctctc.mumtaz-arikan.coın AFŞİN SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2004 395 Hâkim: Gültekin Demir 41841 Kâtip: Aslıhan Köş 457 Davacılar: Mekser Doğuç, Mehmet Doğuç, Feriha Doğuç, Metin Doğuç, Mete Doğuç, Emine Güneş. Sultan Sönmezcan, Zeynep Şeker, Münevver Yeşil. Veli Doğuç, Ahmet Doğuç, Semahat Doğuç, Gülcan Karakuş.. Nezihe Yıldız Tamer Vekilleri: Av. tnan Kesen. Elbistan Davahlar: Mehmet Doğuç mirasçılan, Abdülkadir Doğuç mirasçıla- n, Remziye Doğuç mirasçılan. Ali Rıza Doğuç mirasçılan Dava: Ortaklığın giderilmesı Dava tarihı:"21.10.2004 Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılmış olan ortaklığın giderilmesi davasının mahkememizce yapıian açık yargılaması sırasın- da verilen ara karar gereğince, Necibe Sakarya (Doğuç), Naime Ünal (Doğuç). Saime Erdem Ünal (Doğuç). Türkan Doğuç. Mehmet Doğuç mirasçılan Kamuran, Nadire. Güler, Gülseren Yıldız (Doğuç). Nevin Eldeliklioğlu. Hatice Doğuç, Hacı oğlu Meyse Köksal, Ahmet Kemal Köksal Abdülkadir oğlu, Izzettin Köksal Abdülkadir oğlu, Hacı Abdul- hamit Köksal Abdülkadir oğlu. Hacı Hasan Köksal Abdulkadir oğlu, Mehmet Esat Köksal Abdulkadir oğlu, Şerife Köksal Abdulkadir lazı. Fatma Köksal Abdulkadir kızı, Nuriye Köksal Abdulkadir kızı, Dur- muş Aydoğan Şaban oğlu, Baren Doğuç, Ziya Doğuç, Remziye Doğuç. Müedded Nakipoğlu. Perihan San, Handan Dönmez, Nüvit Yaman Na- kipoğlu, Remziye Öztimur, Müfit Nuri Nakipoğlu, Necat Nakipoğlu Mehmet Ali oğlu, Atıf Nakipoğlu, Mehmet Nakipoğlu, Rıfat Nakipoğ- lu, Ziya Levent Do|uç, Durmuş Doğuç. Faruk Doğuç, Sermin Ilhan (Doğuç), Nadire 1943 d.lu Kamuran Doğuç mirasçılan 1936 d.lu Gül- seren, 1928 d.lu Güler, 1945 d.lu Hatice, 1953 d.lu Nevin, 1956 d.lu Gülcan Doğuç adlanna yapılan adres araştırmasında adreslerinin tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Yukarıda isimleri yazı bulunan davacıların mahkememize ait 2004 395 esas sayılı dava dosyasının duruşmasının 23.09.2005 günü saat 9.30'dan itibaren mahkememizde hazır bulurunalan ve delillerini ibraz etmeleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri. aksi tak- dirde yargılamalannın yokluklannda devam edeceği ve karar verileceği davetiye ve dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 21.06.2005 Basın: 30845 HİCAZ D9MİRY0LU AÇILIYOR.. 19O8'DE SUSÜfJ, OSMAfJU DEVLETİ'NİN YAPTTG. P/ğf HİCAZ PEIAİISYOLU JVMAMlj^fJAejAK f//Z- ' METE AÇ/LM/ŞT7. ŞAM'PAAJ MEPtMB'yE UZA- A/AM HATT/A/ 4Ç/UŞ TÖ/SENİ İÇİN, DEVLEF APAMUAHINCAN VE GAZETEOLEEPEN OLUŞAhi GRU&U TAŞIYAU giR TfZBN, ŞAM'DAN ME- OİME'VE GİTMİŞTİ.PAR HATlAg A&ISfU&A BULUMAM DEMİRYOLU, ÖZEL T&ENLE&£ UYSUMPU. M/G4Z r£ENLE/Zİ, SAATTE O£TA- LAUA 4O-5O K.İLOMETKE HtZ YAP#8/L/yog VE ŞAM İLE MEDİA/E YOLUMU ANCAK ÜÇ GÜNDE AŞtYORPÜ. HİCAZ DEMlRYOLU, 191S'TEKİ AGAP /I/)tU4NM4S ŞRA İNGİLİZ TC MAZGİRT KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN İLAN METNİ EsasNo: 1990 6 Karar No: 2004 61 ParselNo:819 Davacı Onnan Yönetimi tarafından Mazgirt ilçesi, Ibimahmut Köyü, Seyrek mevkiinde kaüı 819 parsel sayılı taşınmaz hakkında da- valılar Haskar Erdoğan ve müşterekleri aleyhine ikame olunan tespite ıtıraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda mahkememizin 02.09.2004 gün ve 19906 esas. 2004 61 karar sayılı karanyla orman idaresınin davasmın reddine ve niza konusu arazinin tamamı 320 hisse kabul edilmek suretiyle tespit maliklennden Mazgirt ilçesi, tbimahmut Köyü nüfusuna kayıth Mehmet Ali oğlu 1331 doğumlu Hüseyin Erdoğan vefat etmiş olduğundan 40 payınm Hüseyin'in eşi 1933 doğumlu Haskar Erdoğan, 12 payuıın Hüseyin'in kızı 1933 doğumlu Zaide Erdoğan. 12 payının Hüseyin'in oğlu 1945 doğumlu Ali Arslan Erdoğan. 12 payının Hüseyin'in kızı 1947 doğumlu Me- ral Erdoğan, 12 payınm Hüseyin'in kızı 1955 doğumlu Birsenem Erdoğan. 12 payının Hüseyin'in kızı 1957 doğumlu Nejla Erdoğan. 12 payının Hüseyin'in kızı 1948 doğumlu Gülseren Erdoğan, 12 payınm Hüseyin oğlu 1960 doğumlu Alican Erdoğan, 12 payının Hüse- yin'in oğlu 1956 doğumlu Alişer Erdoğan, 12 payınm Hüseyin'in oğlu 1966 doğumlu Ilhan Erdoğan, 12 payının Hüseyin'in kızı 1964 doğumlu Hüsniye Erdoğan. tespit maliklerinden Mazgirt ilçesi, tbimahmut Köyü nüfusuna kayıtlı Hasan oğlu 1930 doğumlu Mehmet Ali Erdoğan 10.09. 1968 günü öhnekle 20 payının Mehmet Ali'nin eşi 1931 doğumlu Saime Erdoğan, 15 payınm Mehmet Ali'nin oğlu 1954 doğumlu Saim Erdoğan. 15 paymın Mehmet Ali'nin kızı 1966 doğumlu Gültan Erdoğan, 15 payının Mehmet Ali'nin oğlu 1965 doğumlu Özcan Erdoğan, 15 payınm Mehmet Ali'nin kızı 1960 doğumlu Ayten Erdoğan ve 80 payınm Mazgirt ilçesi, tbimahmut Kö- yü'nden Hasan oğlu 1932 doğumlu Cafer Erdoğan adlanna tapuya tesciline karar verilmiş ve bahse konu karar orman idaresi tarafından tahkikatın eksik yapılması ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılmasının kanuna aykın olduğundan bahisle temyiz edilmiş olup, mahke- memiz karan ve orman yönetiminin temyiz dilekçesi adresleri tespit edilemeyen davalılardan Mazgirt ilçesi, tbimahmut Köyü nüfusuna kayıtlı Mehmet Ali oğlu 1331 doğumlu Hüseyin Erdoğan'm mirasçılan olan 1933 doğumlu Haskar Erdoğan, 1966 doğumlu Ilhan Erdo- ğan ve 1964 doğumlu Hüsniye Erdoğan ile Mazgirt ilçesi tbimahmut Köyü nüfusuna kayıtlı Hasan oğlu 1930 doğumlu Mehmet Ali Er- doğan'm mirasçılan olan 1960 doğumlu Ayten Erdoğan. 1965 doğumlu Özcan Erdoğan, 1966 doğumlu Gültan Erdoğan, 1954 doğumlu Saim Erdoğan ve 1931 doğumlu Saime Erdoğan'a tebliğ edilemediğinden işbu karar özeti ve orman yönetiminin temyiz dilekçesi adı geçen davalılara tebliğ verme kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 30333 GÖRÜŞ BEDRI BAYKAM Japonya: Kuralcılık, Estetik, Teknoloji Bir haftayı aşkın bir süredir, eşim ve oğlumla bera- ber Japonya'dayım. Tarihiyle, güzelliğiyle, gücüyle in- sanı zaten derinden etkileyen bu ülke, ayrtca manevi, kültürel ve çok özel kişisel değerlerie de sivrilmeyi bi- liyor. Kochi Sanat Müzesi'nde, davetli olarak katıldı- ğım uluslararası "The Edge" (Uç) başlıklı sergi vesile- siyle ilk defa geldiğim bu topraklar, o kadar farklı ko- nularda çağnşımlar yapıyor ki. Türkiye'nin, ne yazık ki düzeysizliklerle dolu siyasi çekişme ve demokrasi düşmanhğıyla yüklü ortamın- dan sonra, Japonya'da nefes almak insanın göğüs ka- fesini açıyor. Aklıma ilk gelen konu Ilhan Mansız vakası oluyor tabii ki. Üç yıl önce, Dünya Kupası'nda (hem de Şe- nol Güneş'in tarihi inadı yüzünden, o kadar az oyna- masına rağmen) Korelilerin ve özellikle Japonlann, kalbinde büyük bir yer işgal etmeyi başaran ünlü fut- bolcumuz bunun değerini hiç mi hiç anlamamıştı. Dü- şünüyorum da sanata, kültüre, bir tarihe bu kadar önem veren, yönlendiren, teknolojik güç olarak dün- yayı yönlendiren bu ülkede, iki maç oynayarak bir sporcunun "idol" haline gelmesi inanılmaz bir muci- ze. Üstelik manevi güzelliği ağır basmasına rağmen maddi olarak da getirisi korkunç olabilecek büyük bir mucize. Işte insan birTürk olarak llhan'ın hem kendi- si, hem de Türkiye adına bu fırsatı kullanamamasına tepki vermeden edemiyor. Hatırlıyorsunuz herhalde, Japonyalardan gelip Beşiktaş antrenmanına gidip, ll- han'ın imzasını alamadan tersîenerek dönen Japon tu- ristjeri... Üç yıldır burada yaşayan yakın bir arkadaşım Ja- ponlann bana "saygı" olarak görünen insan ilişkileri- nin altyapısında esas "kuralcılık" yattığını ısrarta vur- guluyor. Trafikte, metroda Japonlann çok agresif ol- duklanna dikkat çekiyor. öte yandan ben trenlerde bi- let kontrolörlerinin ve hatta temizlik işçilerinin her gir- dikleri vagonda yerlere kadar eğilip, yolculan selam- ladıklannı, televizyonun haber sunuculannın da so- kakta muhatap olduğumuz insanlann da aynı hareke- ti yaptıklannı görmezden gelemiyorum. Saygı, teva- zu, kurallara riayet burada hep bir arada geliyor. Bir- çok açıdan Tayland veya Çin, daha önce görmüş ol- duğum başka Uzlakdoğu ülkelerinden daha oturmuş, ileri bir seviyede "düzen" var. Yani burada pazarlık ya- pamadığınız gibi, zaten bu konuyu aklınıza vegünde- minize taşıyacak gevşek ortamı da bulamıyorsunuz. Japonya'da, siyasi tartışmalann içinde "o7n"faktö- rü bulunmadığından, "laiklik" kavramını pek anlaya- mıyoriar! Çünkü bunun tersini yani "dinciliği, şeriatçı- lığı" kendi ömürlerinde hiç görmemişler, yaşamamış- lar. Din burada, herkesin hayatında içsel olarak yer alan önemli bir kişisel değer. "Roppongi Hills 7bwer"ın, 52. katından New York'u andıran müthiş Tokyo'yu seyrederken milyonlarca do- lara hükmeden bu kentin etkileyici mimarisinin dışın- da dikkati çeken güzel nokta, neredeyse her kilomet- rede bir kentin nefes alabileceği yeşil alanlann, park- lann veya tapınak bahçelerinin her yönden görülebi- liyor olması. Bu müthiş kent manzarasının bulunduğu katta, Mo- ri Sanat Müzesi'ni de ziyaret ettik. Burada birbirini ta- mamlayan iki önemli sergi vardı. Birincisi "Çin, Kül- tüıierin Kesişme Noktası" sergisi, bir diğeri de "Beni Takip Edin" başlığıyla gelen 3. binyılın başındaki gü- nümüz Çin sanatını temsil eden sergi. Büyük bir özen- le hazırlanmış olan bu etkinlikler, beni ister istemez Türkiye'deki devletin ve özellikle Kültür Bakanlığı'nın bu konudaki iflasına götürdü. Yıllardır tam olarak 1987'den beri ülkemizden yurtdışına taşınan dev ser- gilerde, (Kanuni Sergisi, Topkapı, Türkler gibi) eski zengin tarihsel mirasımızı en iyi şekilde aktaran bu büyük gösterileri, en iyi şekilde değerlendirmek için çağdaş kültürümüzü de bu fırsatlan kullanarak aynı anda göstermemiz gerektiğini ısrarla belirttim. Bunu, Mesut Yılmaz dönemi bakanlığına 1987'de taşıdığım gibi, sürekli olarak yazılanmda, konferanslanmdagün- deme getirdim. Sonuç koca bir sıfır (0). Işte Çin bu dü- şünceyi yaşama geçirerek sergilenen o muhteşem ta- rihi işlerin yani sıra en ileri çağdaş sanatını da sunma- yı bilmiş, pazarlıklannı iyi yürütmüş. Bizim gibi "sön- müş eski bir medeniyet" olarak görünmeyi kabul et- memiş, bugününe de yannına da saygılı olmayı bilmiş. Japonya konusunu, bir yazıdaöylesine geçmek pek mümkün değil. e-mail: bedbay a tnn.net - Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: l/*TahtalTda denilen iri bir güvercincinsi. 2/ Artvin'in eski adı... Akıl. 3/ tri \e 4 siyah tenalı bir üzüm cinsi. 4/ Türk müziğin- de oldukça kıvrak bir usul...Coğraf- yadaki kıyı tıplerinden bıri. Kimse, kişi... Saydam bir tabaka üzerine çe- kilen pozitif fotoğraf. 6/ Malezya halkma özgü bir tür öldürücü delilik... Eskrim spo- 5 runda kullanılan üç 6 silahtan biri. 7/Arjan- tin'ın plaka ışareti... 8 "Ersin —": Ünlü fo- 9 toğraf sanatçımız. 8/ 1517'de Osmanlılarla Memluklar arasmda yaptlan ve Mısır'ın Osmanlı topraklan arasına katılmasıru sağlayan savaş. 9/ Duvan berkitmek için taşlann arasına yatay olarak yerleşhrilen ağaç... Şekerkamı- şından elde edilen sert bir içki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/İspanya'da, Endülüs Araplanndan kalma sarayla- ra verilen ad. 2/ Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Gemilerde oda. 3/ Gösterildikçe ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görünce" anlamına gelen te- rim... Köpek. 4/"Hadi—": Ünlüheykelcimiz... Şe- riat mahkemesi yargıcı. 5/ Damarlı ve yan saydam bir taş... "Samit" de denilen ve sözsüz oynanan köy seyirlik oyTinlannın genel adı. 6/ Tavlada "bir" sa- yısı... LucBesson'unbirfilmi. 7/Malatya'run bir il- çesi. 8/Diyarbakır yöresine özgü, sütle yapılan bir hamur tatlısı... "Hayır" anlamında kullanılan söz. 9/ "Hiç şaşmayan — gibi işler durur kader" (Yah- ya Kemal)... Ale\i-Bektaşi törenlerine verilen ad.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear