23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGIM ^ L t SİRMEN Soruna Doğru Bakmak üçık, Net Komışmak - 5 Nelerin olabileceğini bilmek için, önce nelerin olamayacağına bakmak gerekir. Bütün yurttaşlann tüm hak ve özgürlüklerden ırk, dtil, din ayınmı yapılmaksızın eşitçe yararlanmalan, toplumda fırsat eşitliğinin tam sağlanması olarak olaya yaklaştığınız zaman, tartışmalı konuya, orta- d a çözülmesi güç bir sorun olmadığı kendiliğinden ortaya çıkar. Arna bir kısım insanlann "Kürt sorunu" deyimiyle kastettiklerinin bu olmadığını görmek zonjndayız. Şiddete karşı olup "demokratik çözüm" den ya- na olduklannı söyleyen kimi Kürt ve Türk "aydınla- n "nın da konuşmalarını dikkatle okuduğunuz za- man bu gerçeğin açıkça ortaya çıktığını görürsü- ntiz. Burada her şeyden önce hukuki bir sorun mev- cuttur. Türkiye'de hukuki ve siyasi kavramlar gelişigüzel kullanıldıklan için, setf determınation (uluslann ya da halkların kendı kaderierini tayin hakkı ya da auto determination) kavramı da konumuzda, bilir bilmez gündeme getirilmektedir. Bir yüzyıldan daha genç olan 1. Dünya Sava- şı'nın sonlannda, 1917'de ABD Başkanı Wilson ta- rafından ortaya atılmış olan bu kavramın, konu- muzda ne kadar geçerti olduğuna biraz daha ya- kından bakalım. ••• Emekli büyükelçi ve şimdi ASAM yöneticisi olan değerli yazar Gündüz Aktan, Radikal gazetesinde- ki köşesinde 23 Ağustos günü bu konuda çok önemli saptamalar yapıyor. Türkiye'deki Kürtlerin de self determination hakkı olduğunu söyleyenlerin bunu 1960 tarihli BM bildi- risine dayandırdıklannı söyleyen Aktan, bu hükmün sömürgeler için getirilmiş olduğunu hatırlattıktan sonra bizim durumumuzda bunun uygulanamaya- cağını, zira Türkiye'nin sömürge idaresi olmadığını haklı olarak belirtiyor. Bu sütunda da, artık diziye dönüşmüş olan bu yazılann 3'üncüsünde, Türkiye'nin güneydoğusu- nun hukuken, siyasi ve ekonomik açıdan sömürge olarak nitelenmeye çalışılmasının neden yanlış ol- duğu belirtilmiştı. Gündüz Aktan, bütün okurlanma tamamını oku- malannı ve saklamalannı salık vereceğim yazısında, bizim gündemimizdeki sorunda uygulanabilecek olan self determination kavramının BM Genel Ku- rulu'nun 1970 tarihli 2625 numaralı Devfetler Huku- ku Bildirisi olduğunu anımsatıyor. Bildirinin metni okunduğunda bu hakkın Kürtlere uygulanabilmesi için, her şeyden önce Türkiye'deki Kürtlerin bir halk olarak kabul edilmesi gerekiyor. ••• BM'nin 1970 tarih ve 2625 sayılı bildirisi, ulus devletlerin bir ulus içindeki değişik halklar kavramı- na neden alerjı duyduklannın ipuçlannı da veriyor. Nitekim Fransa'da Sosyalist Pierre Joxe tarafın- dan hazıriandığı için onun adını taşıyan 13 Mayıs 1991 tarih ve 91-428 sayılı kanunun "Tek ve bö- lünmez olan Fransız ulusunun bir parçası olan Korsika halk..." ndan söz eden 1. maddesini Fran- sız Anayasa Mahkemesi'nin (Conseil Constituti- oneO 91-290 DC karanyla "Fransız Anayasası "nın Fransız ulusunun tekliği ve bölünmezliğini öngören 1. maddesine aykın olduğu gerekçesiyle iptal etti. Aynı kuruluş, 1999 yılında, Korsika dilinin öğretil- mesi ile ilgili yasayı da, içinde halk deyimi olmadığı için kabul ederken bunu, kamu hizmetine sekte vermeyecek biçimde yapılması ve ihtiyari olması koşuluyla kabul etti. Ama, biz bir an için sorunun bu yönünü bir yana bırakalım ve Kürtlerin bir halk olduklannı veya yapı- lan düzenlemeyle bundan böyle bir halk olarak ka- bul edilmeleri gerektiğini kabul edelim. Bu durumda da, 2625 sayılı BM bildirisinin konu- muza uygulanması önünde, bildirinin kendisinden kaynaklanan engeller olduğunu belirtiyor Aktan ve aynen şunlan söylüyor: " ...Varsayalım ki, Kürtlerin de self determination haklan var. 2625 sayılı belgeye göre 'halkını temsil eden bir hükümete sahip' olan bir ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi biriiğini tahrip edici hiçbir ey- lem yine de yapılamıyor. Yani rejimi demokrasi olan bir ülkenin 'toprak bütünlüğü' ve 'siyasi biriiği- ni' bozmak için değil, terörist şiddete başvurmak, herhangi bir eylem, ömeğin sivil itaatsizliğe baş- vurmak bile yasak." Görüyorsunuz, bilen bilmeyen, gelişigüzel konu- şuyor, kimi kavramlar ileri sürmeye kalkışıyor ve bunlar gerçeklerie bağdaşmıyor. Konunun siyasal ve ekonomik yönüne salı günkü yazımda değineceğim. (Sürecek) asirmen@cumhuriyet.com.tr SEFERMSAR'DAKİ LÎNÇ GlRİŞlMl Emniyetten yurttaşa sağduyu uyarısı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü Söz- cüsü IsmaiÇa^kan, son dönemde artan linç giri- şimlerine işaret ederek yurttaşlara "sağduyulu ve soğnkkanh" olmala- n çağrısında bulundu. Çahşkan, dün Emniyet Genel Müdürlüğû'nde haftahk bilgilendirme toplantısı düzenledi. Trabzon ve Seferihi- sar'da meydana gelen olaylarda yurttaşlann linç girişiminde bulun- masını değeriendiren Ça- hşkan, "Yurttaşjanınız teröroJaylannakarşıdu- yarh.Ancakbazenohım- suzgörüntükr ortayaçı- kabfliyor.Yurttaşlanmı- zm bu tür oiayiarda da- ha sağduyulu ve soğuk- kanhyaktaşmasmda&y- davar"dedi. Enerji Piyasası Düzen- leme Kurulu ve Içişleri Bakanhğı arasındaki "Petrol Piyasasında İş- birfiğiProtokoJü'' çerçe- vesinde polisın gereklı denetimleri yaptığını da bildiren Çalışkan, 5 bin 680 akaryakıt istasyo- nundan 5 bin 509'unun denetlendiğini ifade etti. Bunlardan lisanssız olan 394'ünün mühürlendi- ğini kaydeden Çalışkan, mühürlenen istasyonlar- dan 154'ünün daha son- ra lisans işlemlerini ta- mamladığını ve yenıden faaliyet izni aldığını dı- le getirdi. Çalışkan, bu yıl 6 ay- da meydana gelen 261 bin 886 trafik kazasında 1302 kişinin hayatım kaybettiğini de bildirdi. ATO'nun raporuna göre ekonomik nedenler yurttaşlan organize suç örgütlerinin eline düşürüyor Suçtarekorpatlama Yeditepe Cnrveritesi Hastanesi'nin açıhşını yaparken rahatsızlanan Demirel'e ayakta müdahale edildi. ( AA) 'Darbeler henüz tarfaşJmadı' Süleyman Demirel, askeri müdahaleye neden olacak ortam yaratılmaması gerektiğini vurguladı EğitimServia-9. Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel, askeri müda- halelerle ilgili olarak, "HenüzTür- kiye, hürbirahink bütün bunlarm tarnşmasını yapmarruşür'* dedı. Siyasi tlırnler Türk Derneğı ile Dünya Uluslararası Araşhrmalar Komitesi'nce düzenlenen Dünya Uluslarası Araşürma Konferansj, dün Istanbul Bilgi Ünıversitesi'nin Dolapdere kampusunda başladı. Bir hastanenin açıhşını yapar- ken rahatsızlanan ve ayakta mü- dahalesı yapılan 9. Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel, bu nedenle toplantıya geç katıldı. Yürürken zorlandığı için destek verilen ve yorgun görünen Demirel, buna rağ- men yaklaşık 40 dakika süren ko- nuşmasını ara vermeden bitirdi. 9. Çumhurbaşkanı Demirel, kon- feransın "Uhıslararası İKşkikrde Devlet Kurumunun Karşılaşüğı Bunakm" başhklı oturumunda yap- tığı konuşmada şunlan söyledi: u Askeri müdahaleler veya dar- beler, haklı haksız kıstasına baş- vurubnadan bir defa ohınca, son- ra da oluyor. Önemli olan bu du- rum meydana gelmeden gereldi tedbirkri alabibnek ve daha bü- yük bunahmlan önleyebümek. Kı- nlganhk bulaşıcıdır. Bir yerde ge- len durum, etrafina da sirayet edi- yor. Rahatsız edki bir istikrarsız- hk meydana gelebüryor. Her dev- let, kendi savıınması için tedbir al- maya, bu arada Silahh Kuvveüer kurmaya mecburdur. Lenin,' Elin- de sılah bulunan güce karşı tedbir- li olunmair demiştir." Demirel, konuşmasında Arjan- tin, Brezilya gibi ülkelerdeki as- keri girişimler ve Türkiye'de ya- şanan darbelerden söz ederek, "Partiler üstü bir hükümet kuru- luyor. 1973'te seçime gidiliyor. 12 Eylül 1980 yeni bir müdahale ile karşılaşıyor. HenüzTürkiye,hürbir zihinle bütün bunlarm taroşmasv m yapmamışür" dedı. Bedrettin Dalan 'Artik tedaviiçin yurUhşına gerekyok' Istanbul Haber Servisi - Kadıköy Kozyatağı'nda yaptınlan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi, 9. Çumhur- başkanı Süleyman DemireTin de ka- tıldığı törenle açıldı. Üniversitenin Kayışdağı 26 Ağustos Yerleşimi 'nde- ki İnan Kıraç Konferans Salonu'nda düzerüenen törende konuşan Yedite- pe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Baş- kanı Bedrettin Dalan, üniversitenin 9. kuruluş yıldönümü olduğunu anım- sattı. Ünıversitede halen 54 bölümün olduğunu anlatan Dalan, "Tıp fakül- temizin de bir hastaneyle taçlandınl- maa gerekiyordu. tnandık,yob çıknk. Bu hastanedeki teknoloji başka hiçbir hastanede yok. Düny ada yok. Aksini ispat edene hastaneyi hediye ederim" dedi. Dalan, hastanenin 2.5 yılda ta- mamlandığını, 75 milyon dolara mal olduğunu, 85 hekimin görev yaptığı- nı ve 200 yatak kapasıtesi bulundu- ğunu söyledi. Hastanenin dünyanın en gelişmiş görüntüleme cihazlany- la donatıldığını anlatan Dalan, "Artık tedavi için ynrtdışma gitmeye gerek yok. Gen araşürmalan dahil her tür- lü araşürma yapüabilecek*' dedi. B A S A R I N I N A N A H T A R I ÖZEL KADIKÖY ^ .^ANADOLU GÜZEL SANATLAR LİSESİ *\ İŞTE BİZİM FARKIMIZ... Resim Müzik Bölümleri îlk mezunlanmızın OSS başarb, olmuştur. Tüm öğrentilerimizi ,veliierimizi ve emeği geçen tûm öğretmenlefimizi kutiuyor, ontaria gurur duyduğumuzu ozellikte belirtmek istiyoruz. RESIM . MUZİK - TİYATRO - SINEMA - TV. BOLÜMLERI İÇİN KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR GÜZEL SANATLAR LBEMIZE YETENEK SINAVIMIZ 29-31 AĞUSTOS, 1 - 2 - 3 • 4 • 5 • EYLÜL 2005 TARIHLERINDE YAPILACAKTIR SINIMA . TU BOLUİAU OLAN IUC V I TEK 5 - 2006 EGITIM OGRETIM YILI İÇİN İKEK OGRENCI KONUK EVIMIZ HİZMETE GIRMIŞTIR... • Bu yılın ilk 6 aymda kişiye karşı işlenen suçlarda yüzde 26, mala karşı işlenen suçlarda yüzde 43 oranında artış olurken; suçlardaki toplam artış ise yüzde 35.5 olarak gerçekleşti. Son 4 yılda suçla- nn en çok arttığı il yüzde 288 ile Balıkesir oldu. Suçlann illere göre dağılımında ise listenin başını Istanbul çekiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An- kara Ticaret Odası (ATO), bu yılın ilk 6 ayında işlenen suçlarla ilgili bir rapor hazırladı. Geçen yılın ay- m dönemı dikkate almarak hazırla- nan rapora göre kişiye karşı işlenen suçlarda yüzde 26, mala karşı işle- nen suçlarda ise yüzde 43 oranında artış yaşandı Suçlardakı toplam ar- tış ise yüzde 35.5 olarak gerçekleş- ti. ATO'nun Emniyet Genel Mü- dürlüğü'nün venlerine dayanarak hazırladığı "Suç RaponTnda şu bilgilereyer verildi. Suçlarda artış: Yıim ıik 6 ayında geçen yılın aynı dönemme göre kişiye karşı işlenen suçlarda yüzde 26.1, mala karşı işlenen suç- larda yüzde 43, toplam suçlarda yüzde 35.5 artış oldu. Kişiye karşı işlenen suçlar 76 bin 895'ten 96 bin 978'e, mala karşı işlenen suçlar 96 bin 329'dan 137 bin 743'e çıktı. Buna göre ilk 6 ayda meydana ge- len toplam 234 bın 721 suç sayısı ile 2000 yılının yıllık suç sayısına şimdiden ulaşılrnış oldu. Kriz yıllarından fazla: suç - lardakı artış trendınin bu biçimde devam etmesi durumunda suç sayı- suun 540 bini aşması bekleniyor. 2000 yılında yaklaşık 260 bin, 2001 yılında 300 bin, 2002 yılında 296 bin, 2003 yılında 322 bin, 2004 yılında 354 bin suç işlendıği dikkate alındığında 2005 yılında kriz yıllarmın iki katına yakın bir suç işleme rakamma doğru hızla ilerlendiği ortaya çıkıyor. Yankeslcillkte rekor: BU >.- lın ilk 6 aymda suçun türlerine göre en büyük artış yankesicilik ve kap- kaç suçlannda yaşandı. Geçen yılın ilk 6 aymda 7 bin 665 yankesicilik ve kapkaç olayı yaşanmasına kar- şın bu yılın ilk yansında bu rakam, kapkaçta yüzde 56.6, yankesicilikte yüzde 71 artarak 12 bin 774'e yük- seldi. Evden hırsızlık olaylan da yüzde 50.6 oranmda arttı. Araba hirSIZİlğl: Mala karşı iş- lenen suç türlerinde yer alan hırsız- lıklarda ise küçük ve büyükbaş hayvan hırsızlığı yüzde 18.7, oto hırsızlığı yüzde 25.1, işyerinden hırsızlık yüzde 35.7, resmi kurum ve kuruluşlardan hırsızlık yüzde 39, otodan hırsızlık da yüzde 44.2 oranında arttı. Yak-kaç olaylan: Evden gasp ve yağ- ma olaylannda yüzde 27.5, şahıs- tan gasp ve yağma olaylannda yüz- de 32.9 artış oldu. Yangın suçunda yüzde 23, zorla çek senet ımzalat- ma suçunda yüzde 25.3, adam kal- dırma suçunda yüzde 63, dolandın- cılık suçunda yüzde 46.7, emniyeti suiistimal suçunda yüzde 62, suç eşyası satm ahna suçunda yüzde 62.8, mala zarar vermek suçunda yüzde 103 artış oldu. ATO Başkanı Aygün: Pembe değil kara tablo ' ATO Başkanı Sinan Aygün, suç , 1 perdesının arkasındakı aktörlerin yaşama yenık Türkler, organize örgütler olduğunu belirterek, ge- len her iktidann pembe tablo çız- ' mek ve afçıkarmakta mahir, ka- ra tabloyu görmekte ise kör ol- duklannı söyledi. Raporunorta- , ya çıkardığı tablonun suç işleme i sayılannda bu yıl bır patlama ya- şanacağma, suç sayısınm 450 bi- nı aşacağma işaret ettiğıni kay- : deden Aygün, "Bu hızla gklersek \ bu yıl geçen yıla göre suçlarda ! yüzde 78 artış yaşanmış olacak. ; Ne ihracat ne turizm... Aflardan i sonra suçlarpadadı" dedi. Aygün, > şu görüşleri dile getirdi: "Ekono- j mi 2004 yıhnda yüzde 9 büyüdü ; diyorlar. Ekonomi yüzde 9 büyü- j yorsa, ekonomik suçlarda yüzde i 43'lük arüşui anlamı ne? Büyü- > yen ekonomi böyle mi olur? Ne- ^ remizbü\üyor?Ekonomininbü- i yüdüğü yok, büyüyen suç ekono- misL Aş, iş bulamayan insanlan- mız hayata, devlete küstüler. Bu küskün Türkler, organize suç ör- gütlerinin eline düştüler" IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR orak^isiar@o«iıhuriye tcoın.tr Lemi Bilgin'in Görevden Alınması Dr. Esat Işık Cad. Şifa Çıkmazı Sk. No:28 Moda - Kadtkoy - IST. Tel. 0216. 414 52 26 Fax: 0216. 414 52 94 e-mail; info^kadikoygsl.org - Web:wvvw.kadikoygsl.org Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Le- mi Bilgin'in Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından görevden alın- ması, bütün tiyatro dünyasını ayağa kaldırdı. Tiyatronun bütün emektarları, deneyimli oyuncuları, yönetmenleri, hocalan bu atamayı siyasi bularak kar- şı çıktılar. Ünlü tiyatro sanatçısı, yönet- men ve oyuncu Can Gürzap'ın dün yayımlanan mektubu, bu tepkinin ne- denlerini çok güzel özetliyordu. Ona eklenecek fazla bir şey olduğunu dü- şünmüyorum. Gürzap, Lemi Bilgin'in daha önce de sosyal demokrat Kültür Bakanı Istemi- han Talay tarafından görevinden alın- dığını hatırlatıyor. O zaman da kurumun sanatsal yapısına müdahale edilmesine karş! çıktığı için görevinden alınmak is- tendiğinı hatırlatıyor. Gürzap, aynca Le- mi Bilgin'in çok başanlı bir genel mü- dür olduğunu da özellikle vurguluyor. * * • Lemi Bilgin'i tanınm. Kişilikli, kendin- den emin ve ayın zamanda alçakgö- nüllü bir sanat insanıdır. Kunjmu da bir sanatçı gibi yönetmiş, çalışanlann sev- gi ve desteğini kazanmıştır. Görevden alınmasına gösterilen tepki de Lemi Bilgin'in siyasetler dışı kimliğiyle, sa- natçı duyarlığıyla kurumu yönertiğini gösteriyor. Ortada bir gerçek var, Devlet Tiyatro- lan dünyası Lemi Bilgin'den memnun ve onun görevden alınmasını siyasi bir tasarruf olarak görüyor, bu karann dü- zeltilmesini istiyor. Sanat dünyası zor beğenen bir dün- yadır. özellikle yöneticilerini kolay ko- lay beğenmezler. Sanatsal çekişmeler kendine özgü birrekabetdünyası için- de tartışmalarla, eleştirilerle yürür. fşte böyle iddialı bir dünyanın tamamı Lemi Bilgin üzerinden sanata yapılan müda- haleye sert bir sekilde tepki gösteriyor- lar. Ortada gerçekten yanlış olduğu açıkça görülen bir siyasi tasarruf vardır. Kültür Bakanı Atilla Koç'un, yolsuz- luk imasıyla Lemi Bilgin'i görevden al- dığını söylemesi de artık siyasi oyunun bir parçası olarak kabul ediliyor. Atilla Koç, siyaset adamı. Bu nedenle ben yaptım olur havası içinde. Bakın Can Gürzap bu müdahaleyi nasıl yorumlu- yor "Ne gariptir ki, sol bir partinin kül- tür bakanı olan Sayın Talay da Sayın Bilgin'i görevden almıştı. Sağ bir parti- nin bakanı olan siz de aynı üslupla gö- revden aldınız Sayın Bilgin'i. Peki biri sağda, diğeri solda olan iki kültür ba- kanı nasıl oluyor da böylesine bir üs- lup birliği içinde olabiliyorlar? Onları aynı noktada birleştiren nedir? Politi- kacı olmalan ve sanatla politikayı birbi- rine kanştırmalan." ••• Kültür Bakanı'nın yaptığının yanlış ol- duğu ortadadır. Eğer bir kurumun ta- mamına yakını böyle bir görevden al- mayı doğru bulmuyorsa, yapılan iş yanlıştır. Siyasi iktidar sahibi olmak, kimseye özerk olması gereken bir sa- nat kurumu üzerinde keyfi tasarruf hakkı sağlamaz. Doğru siyaset, o kuru- mu oluşturan anlayışa saygı göstermek ve ortak bir çalışma yürütmektir. Kültür Bakanı Atilla Koç bu yaptığını düzeltmekle yükümlüdür. Tiyatro dün- yasının altını üstüne getirmeye ve her şeyi birbirine karıştırmaya hakkı yoktur. Devlet Tiyatrolarfnın repertuvanna, uy- gulamalarına ilişkin eieştirileri varsa söytemeli, işbirliğini esas almalıdır. Doğru siyasetçi yaptığı işin yanlış ol- duğunu gördüğü zaman bundan dön- mesini bilen siyasetçidir. Lemi Bilgin tasarrufu yanlıştır. Bütün tiyatro dünya- sı bu uygulamaya karşı çıkıyorsa, doğ- ru olan onlardır. Günümüzde sivil siyasi anlayışın gereği budur. • • • Lemi Bilgin önemli ve sevilen bir yö- neticiydi. lyi bir oyuncu, iyi bir sanatçı- dır. Kültür Bakanı'nı bu yanlış yoldan dönmeye çağırıyorum. Bu iş esprilerle, şakalarla geçiştirilebilecek basit bir uy- gulama değildir. Yanlıştan bir an önce dönmesini bekliyoruz. Yazımı Can Gürzap'ın şu çağrısıyla bitirmek istiyorum: "Yıllarca büyük emek verilerek bugünlere getirilmiş olan Türkiye'nin bu en büyük sanat kurumunu zedelemeye, yaralamaya hakkınız yoktur."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear