23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ HABERLER Türkiye'ye aynlan 800 milyon Euro'luk hibenin 220 milyonluk kısmı bölgeye verildi Doğu,AB projesi zengini• AB, 2005-2006 yıllan için Türkiye'ye 800 milyon Euro kaynak ayınrken, sadece bu yılın ilk yansında bu kaynağm 220 milyonu Güney ve Doğu Anadolu'daki projelere yönlendirildi. MAHMUTGÜRER ANKARA - Avrupa Birliği Türki- ye'de bırçok kurum ve kuruluşa pro- jeler içinhibe ve kaynak verirken bun- lardan aslan payını Güneydoğu ve Do- ğu Anadolu bölgeleri alıyor. AB, böl- gede devlet kurumlan, sivil toplum ör- gütJeri, gençiik gruplan ve birçok tü- zelkişilikle çeşitli projeler gerçekleş- tiriyor. Bu projelerin çoğunun gerek- çesi ise "bölgesd eşteiztiği ortadan kat- dırmak" olarak açıklanıyor. AB, bu yılın ilk yansında bölgeye 220 milyon Euro kaynak ayırdı. Hükurnetin 2004 mali programında söz verdiği ancak bir türlü gerçekleş- TuncelVde çatışma: MPKK'li •*1 1 ** •• 1 1 •• TUNCELİ(Cumhuriyet)-PKK'nın 20 Ağustos-20 Eylül tanhleri arasın- da "eylemsizük" karan almasının ar- dından ilk çatışma dün Tunceli'de çık- tı. Pülümür ilçesinde güvenlik güçle- rinin operasyonlan sırasında çıkan ça- tışmada 2 PKK'li öldürüldü. PKK-KONGRA-GEL tarafindan 19 Ağustos günü yapılan yazıh açıklama- da örgütün 20 Ağustos-20 Eylül tarih- leri arasında "eylemsEİiksüred''ne gir- diği duyuruldu. Açıklamanın yapılmasından saatler sonra 20 Ağustos günü gece geç saat- lerde güvenlik güçlerinin Tunceli'nin Pülümürilçesinde düzenlediği operas- yonlar sırasında çatışma çıktı. Bozağa- karaderbent köyü kırsahnda güvenlik güçleriyle PKK'li grup arasında çıkan çatışma dün sabah saatlerine kadar sür- dü. Tunceli Valiliği'nden yapılan açık- lamada, çahşmalarda 2 PKK'linin öl- dürüldüğü, bölgede operasyonların aralıksi2 devam ettiği belirtildi. tiremediğı "bölgesel eşitsizüğiortadan kaldırmak" ıçın AB devreye giriyor. AB, 2005-2006 yıllan için Türkiye'ye 800 milyon Euro'luk hibe ayırdı. Bu kaynağın 220 milyon Euro'su ise 2005 yıbnın ilk 6 ayında Doğu illerinde baş- latılan projelere verildi. Batı illerin- dengelen projelere ise yaklaşık 150mil- yon Euro'luk kaynak aynldı. Doğu bölgelerindeki AB kaynaklı projeler- den bazılan şöyle: Doğu Anadolu Böigesi Kalkmma Prograım: Proje kapsamında, AB ta- rafindan Türkiye'nin en yoksul illeri olarak tanımlananBitüs, Hakkâri, Muş ve Van'ın tanmsal ve ekonomik ola- rak kalkınması öngörülüyor. DAKP olarak kısalülan projeden özel girişim- cıler, STK'ler, KOBl'ler, üniversiteler ve devlet kurumlan yararlanıyor. Pro- jenin bütçesi 45 milyon Euro. Türkiye'nin doğuillerindeeğftünte- sisleri inşa edilmesi: Ardahan, Ağn, Adıyaman, Diyarbakır, Erzurum, Kars, Siirt, Bingö'l, Şanlıurfa ve Muş'u içi- ne alan proje kapsamında eğitim ku- rumlan kurulması ve okuma-yazma oranının arttınlması hedefleniyor. Pro- jenin bütçesi 100 milyon Euro. GAP Kalkmma Programı Kültürd Miras Geliştirme Projesi: Şanlıurfa merkezli proje, GAP böigesi içerisin- de yer alan illerin tanmsal, ekonomik, kültürel, eğitim ve turizm alanlannda kalkındınlmasım öngörüyor. Projenin bütçesi 47 milyon Euro. Şanlıurfa İçme Suyu Programı: 21 milyon 300 bın Eurokaynaklı proje kap- samında ilin içme suyu tedarik siste- minin değiştirilmesi öngörülüyor. 'Bölgesel farklılıklar için' AB yetkilileri, Güneydoğu ve Do- ğu Anadolu bölgelerinin diğer bölge- lere göre geri kalmış durumda oldu- ğunu belirtiyor. Bölgede özellikle eği- tim-öğretim ve tanm konulannın des- teklendiğinin altını çizen yetkililer, buna karşm projelerin yetersiz oldu- ğunu ifade ettiler. Güneydoğu ve Do- ğu Anadolu'dan daha çok proje geldi- ğini, diğer bölgelerden gelmesi duru- munda bunlann da kabul edileceğini vurgulayan AB yetkilileri, "Biz ko- misyona gönderilen her türlü projeyi özenle kontrol ediyoruz. Ençokşikâ- yetçi oiduğumuzkonu projelerin doğ- nı yazdamamasL Tekniğe uygun ot- mayan projeler hemen elenryor. An- cak şartiara uygun yazıhp da kabul edilmeyen projeler olabikceğini san- mıyonız" açıklamasını yapıyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Diyarbakır'dan sivil toplum örgüt- lerinden ve bölge aydınlanndan ge- len ses, kamuoyununönemini bir kez daha bizJere hatrlatyor. Diyarbakır Ti- caret ve Sanayi Odası Başkanı Kut- bettin Arzu, aynı kentin Sanayici ve Işadarnlan Demeğj Başkanı Şeyhmus Akbaş, Güneydoğu Sanayici ve Işa- damlan Derneği Başkanı Şahisma- \i Bedirhanoglu Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tannkulu, eski DEP milletvekili Sedat Yurttaş, PKK'nin bir aylık "eylemsizlik" karannı yeter- siz bularak "koşulsuzsilahbırakma" çağnsını yinelediler. Diyarbakır'dan yükselen bu sesler, çok önemli bir gelişmeye işaret edi- yor. Artık Kürtler, şiddetin bir seçe- nek olarak ortaya konmasına açık- tan, sert bir dille karşı çıkıyoriar. Bu kadar kitlesel ve açık bir karşı çıkı- şın şimdiye kadar olmadığını bilme- liyiz. Yeni bir durumla yüz yüzeyiz. • • • 15 Haziran'da 151 imzalı bildiriy- le başlayan süreç, Türkiye'de "Kürt Şiddete ve Şahinlere Kamuoyu Baskısı sonınu" açısından yeni bir duruma işaret ediyor. Bu yeni durum, bu so- runun şiddetle çözülmesini isteyen- lerin hoşuna gitmiyor. Çünkü Diyar- bakır'dan yükselen ses de Türki- ye'nin birçok yerinden yükselen ses de, sorunun banşçı ve demokratik yöntemlerle ele alınması konusunda- ki toplumsal iradeyi yansıtıyor. Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Oda- sı Başkanı Kutbettin Arzu'nun söz- leri ortak iradeyi çok güzel özetliyor: "Bizbiraylıksürecidoğrubulmuyo- nız. Bu sonınlann artıksilahla çözöl- meyeceğini, banş ve demokrasi ile çözüleceğine inanıyoruz. Banş ve demokrasi içinde sorunun çözümü için herkesin tavır takınmasını bek- liyoruz." PKK'nin silahlı eylemlere başla- masıyla birfikte, şahinler de hemen harekete geçmişler ve demokratik- leşmenin önünü kesmek amacıyla bir ortam yaratmaya çalışmışlardı. Amaçlan aşın Türk milliyetçiliğini kış- kırtarak antidemokratik bir yöneli- min yolunu açmaktı. PKK bomba attıkça, şahinler de Türkiye'yi yeniden 20 yıl öncesinin fa- ili meçhul cinayetler, yargısız infaz- lar ülkesine dönüştürmenin umudu- nu taşıyorlardı. PKK onlara zemin hazıriıyordu. Yeniden savaş baltala- nnı bileyebilirier, eski karanlık günle- re dönebilirierdi. Geçmişte savaşın rantından yarartanan tarafiar için bir anlamda yeni olanaklar doğabilirdi. 151 imzalı bildiriyle başlayan sü- reç ise tersi bir eğilimi, banş isteyen kamuoyunun eğilimini yansıtıyordu. Silahlar susturulabilirdi, Türkiye da- ha fazla demokrasi yoluyla bu soru- nun çözümü için yeni olanaklar ya- ratabilirdi. Diyarbakır'dan yükselen cesur ses- ler, yeni bir döneme girme şansını yakaladığımızı işaret ediyor. Bu ülke- de, şiddet yanlısı kesimlerin borusu sürekli ötecek diye bir kurai yok. Ba- nş, demokrasi ve huzur isteyen, da- ha iyi biryaşam isteyen kamuoyu da harekete geçirilebilir. Biz şimdi böyle bir şansı yakala- yabilme umudunu taşıyoruz. Biraz daha gayrete, daha çok insanı banş ve demokrasi için harekete geçir- meye ihtiyaç var. Şimdi şiddet kar- şrtı kamuoyunun zamanı. Onu önem- semeliyiz. • • • PKK bir aylığına silah bırakt. Bu ka- bul edilemez. Onlann silahı bir daha ellerine almamalan için daha büyük bir kamuoyu baskısı yaratmalıyız. Demokrasi düşmanı kesimlerin iste- mediğini yapmalı, şiddet ortamını toptan ortadan kaldıracak bir yeni inisiyatif için çabalamalıyız. Durum iki ay öncesine göre çok olumlu bir noktada. Diyarbakır Ba- rosu Başkanı Sezgin Tannkulu, bu ye- ni durumu değeriendirirken şunlan söylüyor: "Sonınlann şiddetle ve özellikle silahlı şiddetle çözülmesi zamanı çoktan geçmiştir. Bu çerçe- vede PKK'nin silahlı şiddeti halen yöntem olarak kullanmasını doğru bulmuyorum. Geldiğimiz noktada Kürtsotvnu, silahlı şiddetdışında de- mokratik bir ortamda, özgürtüklerin yaygınlaştınlmasıyla, hoşgörû ve uz- laşmayla çözülebilir. Bu nedenle PKK 1 aydeğil, yöntem olarak silahlı şid- detten vazgeçmelidir." Diyarbakır'dan yükselen ses, böl- ge açısından ve Kürt sorunu açısın- dan yeni bir aşamayageldiğimizin ka- nıtı. Şimdi, Türkiye'yi eski günlere döndürmek isteyenlere de dur deme zamanı. 151 imzayla başlayan sürecin ka- lıcı olması, Türkiye'ninAvrupa Birtiği yolunun açılması için de önemli bir dönüm noktası olacaktır. UAT KANDEMİR 7JV ÖLÜMÛ Valiliğe göre 'lastiğe açılan ateş öldürdü' tstanbul Haber Servisi - Istanbul Ümraniye'de 19 yaşındaki Suat Kandemir'ın. "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle, jandarma tarafindan açılan ateş sonucu kafasından vurularak öldürülmesi tartışma yarattı. Kandemir'in ailesi, olayın sorumlulannın yargı önüne çıkanlmasını isterken tstanbul Valiliği tarafindan yapüan açıklamada, şüpheli araçta bulunanlara "dur" ihtanna uymadıklan için "aracm lastiğine 1 ei ateş açıkngı" kaydedildi. Sorumlular yargüansın Suat Kandemir'in annesi Hazal Kandemir, kardeşi Fuat ve Taner Kandemir ile akrabalan, IHD Istanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenlediler. Anne Hazal Kandemir "Benim kimsem yok. Çocuklanmı vetim büyüttüm, bir de çocuklannun yetiınlerini büyütmek zorunda kaJdım. Oğnunun iki küçük çocuğunu ben nasıl bmüteyim. Ben oğhımun bakkmı istiyorum" dedi. Insan Haklan Derneğı Istanbul Şubesi adına yapılan açıklamada da son dönemlerde bu tür olaylann giderek arttığına dikkat çekilerek hukuki yollara başvurulacağı kaydedildi. Valilik: Dur ihtanna uymadı Istanbul Valiliği tarafindan yapılan açıklamada, Kandemir'in içinde bulunduğu aracın "5 gündür şüpheti bir şekilde bölgede dolaşüğı" şeklindeki ihbar üzerine takibe alındığı ve kaçmalan üzenne ateş açıldığı belirtildi. "Araçta sağ arka kohukta oturan şüpheli, devriyeye karannkta tabanca olduğu değerlendirikn cismi doğrulttuğunda devriye 'dur, kaçma' diye bağırarak havaya 2 el makineli tabanca ile ateş açmıştır" denilen açıklamada, araçtakilerin, durmadan devam etmesi üzerine 50 metre mesafeden kaçmasıru engellemek için lastiğe 1 el ateş edildiği ifade edildi. Açıklamada aynca araçta 5 gram esrar olduğu değerlendirilen uyuşturucu madde, 1 adet kelebek bıçak ve 1 adet falçata ele geçinldiği kaydedildi. 15 Ağustos Pazartesi akşamı otomobille Sangazi Çekmeköy'den Sultanbeyli'ye dönerken yolda jandarma ekibi taranndan açılan ateş sonucu vurulan Suat Kandemir, Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde 18 Ağustos Perşembe günü yaşamını yitirmişti. H İUfUCU k\\\x * Elektrik 'yondan hava ya kumandalt sağ ya Peugeot Partner Van l70CComfortJ.9D7lhp (21.100.000.000 TL) işiniz ne oiursa olsun, gücünüz Peugeot Partner Van ofsun. Modern ve güçiü yaptsı, pratikliği ve fonksiyonelligiyie, tş oruğmfz oimaya en füçlö aday Peugeot Partner Van, Peugeot feayilerinde sizlert bekltyor. * Peşin alfmbrda tavstye edüen Peugeot fartner Van 170 C Comfort 1.9 D 71 hp mahtar teslim fiyatKbr. Bu kampanya stokJanmnla sınırlıdır. Bupmanlar versıyona göre f»rklrfık göstereBÎİHr. • AÇI İSTANBUL - ALTUNİZAOE (0216) 651 60 60 • AKTIF - IRİYIL ISTANBUL - ÜSKÜDAR (0216) 428 93 00 • BERKE İSTANBUL - YENİKAPI (0212) 633 60 61 • CAN İSTANBUL - ATAŞEHİR (0216) 469 27 77 • EFE İSTANBUL - BAYRAMPAŞA (0212) 615 07 25 • MEPA İSTANBUL - İKİTELLİ (0212) 698 44 44 • PARLAR İSTANBUL - ŞİŞLİ (0212) 210 16 66 • SONKAR İSTANBUL - AVCILAR (0212) 422 34 34 • TEKOTO İSTANBUL - SARIGAZİ (0216) 621 05 00 • YILDIRIM İSTANBUL - KÜÇÜKYALI (0216) 417 32 32 2000'LI YILLARDA ERDAL ATABEK Bizim fopmula'mız... 'Formula 1' otomobil yanşlarının Türkiye aya- ğı da gerçekleşti, bu eksiğimiz de tamamlanmış oldu. Insanın içindeki temel güdülere seslenen 'güç-iktidar-seks' simgesi yarış arabalarının çekiciliğine kim karşı koyabilir ki? Küçük yaş- taki erkek çocuklarından yaşlı erkeklere kadar uzanan cinsiyet kuşaklan 'arabasevdası'run dı- şında kalamaz. Kadınlar da tüm başkaldırıları- nı artık 'hızlı ve gösterişli arabalar'la açıklıyor- lar. Bu durumda 'Formula 1 'e karşı çıkmak ka- dar 'yanlış yerde nöbet' tutulur mu? Evet, ben karşı çıkıyorum, bu yarışların oto- motiv sektörünün parfak bir reklamı olduğunu, bu yolla 'hız tutkusu'nun, 'arabasızyaşam ola- mayacağı duygusu'nun körüklendiğini öne sü- rüyorum. Kentlerde her gün biraz daha tıkanan ulaşı- mın, kent içinde de kentler arası yollarda da her gün yaşanan ölümlü kazaların daha da artaca- ğına dikkat çekmek istiyorum. Kentlere daha çok otoyol yapmakla, kentler arası yolları genişlet- mekle bu sorunun çözülemeyeceğini artık dü- şünmemiz gerektiğini açıklamak istiyorum. Motorsiklet ve arabalara en büyük düşkünlük gençlerimizdedir. Bu da doğaldır. Kendini bul- ma aşamasında olan gençlerimiz, kimlik ara- yışlannı, kendini kanrtlama hırslannı 'güç-iktidar- seks' simgesi olan hızlı araçlarla göstermek is- teğiyle yanıp tutuşmaktadırlar. Bu hırs, kendini denetleme (oto-kontrol) yetisini kazandıramadı- ğımız gençlerin içinde her tür tehlikeyi maske- lemekte, felaket öncülüğü yapmaktadır. Kendi iradesine egemen olamayan gencin ayağının altındaki gaz pedalı onu bir felaket yol- culuğuna çıkarmaktadır. Açın her günkü gaze- teleri, felaketin boyutlarını görün. Kaza haber- leri, çarpmış, çarpılmış arabalar, gençlerin fotoğ- rafları, fenalık geçiren anneler, isyan eden ba- balar. Bu olayiar alt alta sıralandığı zaman orta- ya nasıl bir tablo çıkıyor? • Motosiklet kazasında ölen iki genç kız. • Araba kazasında ölen dört genç. Bir deli- kanlı, üç genç kız. • Arabasıyla bariyerlere çarparak ölen bir genç üniversiteli. • Mıcırlı yollarda yaşanan ölümlü kazalar. Daha gerilere gittiğiniz zaman benzer olayla- rın sürekli olarak yaşandığını görüyorsunuz. Ne yapalım? Ötomobilleri yasaklayalım mı? Yoksa, yaş sınırı daha mı arttırılsın? Ya da hız sınırı konulup daha sıkı mı denetlensin? Bunlann hiçbirisi yapılamaz, yapılsa da uygu- lanamaz. Çözüm, sürekli eğitim ile başta çocuklar ve gençler olmak üzere herkese 'doğru yaşama bilinci' kazandırılmasıdır. Doğru yaşama bilinci, çocukluk yaşlanndan başlayarak bütün toplumun "Kendime ve baş- kalanna zarar vermeden nasıl verimli ve mutlu yaşayabilirim" sorusunun yanrtını veren bir ya- şama kültürüdür. 'Ulaşım kültürü' de bu kültürün bir parçası- dır. Kent içi ulaşımı bisiklet ile yapmayı özendiri- yor musunuz? Hollanda'da kent içi ulaşımın yüzde otuzu bi- siklet ile yapılıyor. Otoyollara verdiğiniz önemin yarısını yaya yol- larına, bisiklet yollarına veriyor musunuz? Aklınıza otomobilden başka ulaşım aracı ol- duğu geliyor mu? Çin'de bisiklet sayısı 600 milyonu buluyor. Insanlarınıza 'kendi sahip olması gereken ira- de ve moralgücü'yerine arabalann gaz pedal- larını koymanın yanlış olduğunu anlatıyor mu- sunuz? Doğru bir kent içi ve kent dışı ulaşım politika- nız var mı? Formula yarışı pistlerine verdiğiniz önemi 'yanlış ulaşım politikalannı düzeltmek' konusu- na gösteriyor musunuz? Bu sorulann yanıtı kocaman birer Hayır'dır. Formula 1 yarışlarının araba çılgınlığını ve hız tutkusunu arttıracağı kuşkusuzdur. Otomotiv endüstrisinin buna elbette gereksi- nimi var. Bizim gereksinimimiz de bu mu acaba? Bu çılgınlığa ortak olmanın döndürdüğü baş- ların biraz da bu sorunlan düşünmesi gerekmi- yor mu? e-mail:erdalatak@superonline.com erdalatak@gmail.com faks.02125139098 ATMA GEÇERARANIYOR Emniyet'ten canh bomba uyartsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Em- niyet Genel Müdürlüğü TerörleMüca- dele Dairesi Başkanlığı, Fatma Geçer Fatma Geçer. adlı kişinin bombalı sal- dırıda bulunabileceği gerekçesiyle 81 il em- niyet müdürlüğünü uyardı. Emniyet Genel Mü- dürlüğü Terörle Müca- dele Dairesi Başkanlı- ğı, 1.5 yıl önce evinden kaçarak kuzeniyle bir- likte terör örgütü PKK'yekarıldığıbelir- tilen Van'ın Ercış ilçe- sine bağlı Deliçay nü- fusuna kayıtlı Fatma Geçer'in "canh bom- ba" olduğu bılgisini al- dı. Bunun üze- rine 81 il em- niyet müdürlü- ğüne gizli damgalırapor- la Fatma Ge- çer'in dosyası gönderildi. Geçen yıl 1 Temmuz'da Adalet Ba- kanbğı'nı kana bulamak isteyen canh bomba Eyüp Beyaz'ın ölü ele geçirilmesinin ardından, sahte kimlik kullandığı vurgulanan Fatma Ge- çer'in kamu kurum ve kuruluşlanna yönelik olası eylemine karşı tüm birimler uyanldı. Canh bomba olduğu belirti- len kadın terörist 22 ya- şındaki Geçer'in tüm emniyet müdürlüklerine büyük boy fotoğraflan da dağıtıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear