Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2005 PAZARTE
ROPORTAJ
Climhurİyet Hnsomlanmyantilayan MehmetAğar, hüMmetin ülkeyitemsiletmeyeteneğininolmadığımsöyledi
'AKP Tüıidye'yitaşıyamıyor'MUSTAFABALBAY
ANKARA-DYP Genel Baş-
kanı MehmetAğar, AKP ikti-
dannın Türkiye'yi "taşıyama-
dığmı* söyledi. 2006'nın seçim
>ılı olduğîmu vuıgulayan Ağar,
hükümetin seçimde dayandığı
bütün kesimleri unutruğuna
dıkkat çektı. Ağar, devlet kurumlanyla ahengüı
hükümetleria temel görevi olduğunu, AKP'nin
başta türban olmak üzere temel sorunJan çözme
iradesini yitirdiğini söyledi. Ağar'ın DYP Genel
Merkezı'nde Cumhuriyet'in sorulanna verdiği
yanıtlar şöyle:
-Topiıunlabaşiayalım.Birkayıtsızhktan söz edi-
fiyor. Bugîinkü iktidann yapokianönceki iktidar-
lar döneminde gündeme geldiguıde ciddi tepki-
lerdoğurmuştu.Bu durumu neyebağtrvvrsunuz?
MEHMET AĞAR-Bugüniçın efendımhalk
ruye buna tepki gösterrruyor fdan demek doğru
bir şey degıJdiı. Bizım haİk tepki göstereceği ye-
h bılır. Sandığın geleceği siireci de, önümüzde-
ki günlerde bizim sokakta alandaki hareketleri-
mizle mıllet zorlamaya başlayacak. Bu yükü ta-
şımalan mümkün degildir. Hükümet bu zorluğu
gördüğü için antidemokratik birtakım uygulama-
lara girmektedir. Bunlardan bir tanesi Meclis iç-
tüzügünde değişiklikyapmak suretiyle Meclis 'te
muhalefetin sesini kesmek, Meclis'te halkı doğ-
rudan ilgilendiren yasalann tartışılmasını engel-
Iemek, dogrudan dış telkınatla yapılan geniş halk
yığınlannı oiumsuz şeküdeetkileyecekpiyasaya-
pılanmalannın Meclis'te açıkça tartışılarak hal-
kın bıınun mahzurlannı görmesıni engellemek.
Yakında TRT-3 Meclis Televizyonu'nun kaldı-
nldığını da görürsek şaşmamak lazım. Ben öy-
le bir ihtimali de görüyorum.
- AKP'nin kendini tanımlama sorunu devam
edhor. Merkez dediler, muhafazakâr demokra-
si dedikr. Siz AKP'yi nereye oturtuyorsunuz?
- Bunlann biçbirisi yerine oturamamıştır. Si-
yaset nihayetinde uzun yıllar toplumun geniş ke-
simlerine gü\ en verecek bir yapıyı gerektirir. Bu
yapı tam tersine güvensizlik oluşturmuştur. Ni-
hayetinde hiçbir partinin iç işi benim işim değil-
dir ama sonuç olarak da demokrat olmakla övü-
nenler demokrasiyi kendi içlerinde önce haz-
metmek durumundadırlar. Bugün Türkiye'nin
ıçinde bulundugu durum yasama ve yürütme ay-
nı şahis kontrolünde. Demokrası bununneresin-
dedir, bunu anlayabilmek mümkün değıl.
SEÇENEĞI HALK ÇIKARACAK'
- Toplumun penceresinden bakoğımızda siya-
setin birsorunu da seçenek, Buhükümetinşuaşa-
mada seçeneği yok deniyor. \e diyorsunuz?
- Halk bunu ortaya çıkaracaktır. Şimdi kim
halkla daha fazla bütünleşiyorsa, bunu ortaya çı-
karacaktır. 2002 seçimlerinin ortaya koymuş ol-
duğu bir iktidardır ve bu iktidara da her iktidara
tanınandan daha fazla süre tanınmış ve sabırla
beklenilmiştir. Hükümetin Türkiye'ye yaraşır
biçimde temsıl etme, taşıyabilme konulannda
bir kabiliyetin olmadığı, bır başansının olama-
yacağı anlaşılmaya başlanmıştır. Aynca geniş
kitleleri derinden sarsan işsizlik, fukaralık, ça-
resizlik gibi meselelere çare bulamayacağı, bir
yandan da siyaseti dejenere eden yolsuzluk gibi
G.fazetemizin
Ankara
Temsilcrsi
Mustafa
Balbay'ın
sorulannı
yanrtJayan DYP
Genel Başkanı
Mehmet Ağar,
"Hükümet,
IMF'nin
talimatını
köylüyü açlığa
mahkûm
ederek yerine
getirecek"
dedi.
(Fotoğraf:
KORAYAVCI)
Türban sorununaFransız tnodeli- Hükümet imam hatip vc türban konusunu sık sık gündeme getiriyor
ama çözüm için de bir şey üretemiyor. Bu konulanJa siz de zaman
zaman hükümetle paralel görüş ortaya koyuyorsunuz. Sian
çözümünüz nedir?
- Bu hükümet göreve başlarken ilk söylediği şey -keşke
yapabilseydi- her konuda uzlaşma aramak suretiyle geniş bir
katıhmcı demokrasiden yana olacağız söylemi idi. Buniar lafta
kalan güzel bir hoş seda ohnuştur. Hiç böyle bir uygulama
görülmemiştır. Biz bu konuda iddialıyız. Şöyle ki: Bir yandan
komplekssiz siyasi geçmişe ve rahatlığa sahip olmamız, bir
yandan da her kesime açık diyalog sahibi olmamızdan
kaynaklanmaktadır. Bugün bir başörrülüye sorun, Türkiye'de
bir sorun yok derse bu yanıltıcı olur. Böyle bir sorun vardır. Bu
meseleyi haklar ve özgürlükler çerçevesinde demokrasi zemini
içerisinde görürsek burada bir uzlaşma zeminini bulabilmek
mümkündür. Öğrenim özgürlüğü çerçevesine oturtmak
gerekmektedir. Buradaki en uygun zemin, çözüm nerede? Bunu
bizim idari yapımızın çok benzediği Fransa örneğinde görmek
mümkün olacaktır. DP döneminde din ve vicdan özgürlüğü
konusunda yapılan birtakım açılımların rejimı tehdit ettiğine daır bir
sıkmrı olmamışrır. Bugün de aynısını yapabilmek mümkündür.
Türkiye'nin rejiminin temelınde var olan laiklik müessesesınin
korunması konusunda da DYP olarak zerre kadar bir tereddütümüz
yok.
- Fransız yönterni derken neyi kastediyorsunuz?
- Şöyle, burada devlet okullannda ve ortaöğrenimde yasaklama
vardır, özel okuJlar hariç, özel dini eğitim yapan meslek
okullan hariç üniversitelerde hiçbir kısıtlama yokrur. Olay
budur.
Peki kamu kurumlannda nasıl bir uygulama olabiBr? Örneğin
bir kadın polis dini inancun şöyle deyip, nasıl görev yapabiür?
- Kamu görevlerinde dünyanın her yerinde buna benzer kısıtlamalar
vardır. Söyleyeceğim bir şey yokrur. Oradaki ölçütünüzde kamu
hizmeti açısından hizmet alan hizmet verendir. Hizmet veren
açısından kural konur. Hizmet alan açısından bir kural koyabilmek
mümkün degildir.
çok önemli bir meseleye yaklaşımının saglıklı ol-
madığı görülmüştür. Tabii bu süreçte Türkiye'de
cumhuriyet tarihinde görülmedik ölçüde bir med-
yapresıyle muhalefet karşı karşıya kalmıştır. Bu
pres yeni yeni yırtılıyor. Türkiye seçim havası-
na girerken çoksesliliğe yer veren, çoksesliliğe
imkân tanıyan bir yeni alan yeni yeni açılmaya
başlanmıştır.
-Seçimsözükonuşulmaya başlarruşsa,fcolayko-
lay gündemden düşmez. Sizin gündeminizde ne
kadar?
-Erken seçim talebınin yükselmesi gerekiyor.
Çünkü bu hükümetin bu politikalan Türkiye'nin
aşağı yukan büyük bir çoğunluğunun beklenti-
sini karşılayamamıştır. Bu hükümet korkunç bir
meşruiyet krizi içerisinde başladığı dış politika-
da da ekonomide de dış telkinata açık uygula-
malannı milletin taşıyabilme imkânı kalrnamış-
tır. Bugün Türkiye'deki temel mesele bu iktida-
ra karşı bu demokratık mücadelenin yükseltilme-
si meselesidir. Biz bunuyükseltmeye devam ede-
ceğiz. Bu hükümet kendisini vareden bütün se-
bepleri unutmuşa benzemektedir. Kendisini ik-
tidara taşıyan bütün kesimlerle arası açıktır.
'AKP'nindevletkurumlanyla gjrdiği çekişme-
yi nasıl değeriendirryorsunuz?
- Devlet dediğımiz nihayetinde hükümettir.
Onun siyasi kanadı, siyasi gücü hükümettir. Dev-
letin başka diğer kurumlan da vardır. Buralarda
anayasal konumian gereği dogrudan hükümete
bağh olan kurumlar vardır, olmayan kurumlar var-
dır. Bütün bunlann içinde hükümetin ilişkileri-
nin önemi olduğu ortadadır. Bir millet iradesini
arkasına ahnış olan bir yapının bütün bu denge-
leri en iyı şekilde muhafaza ederek millet irade-
sini de öne çıkancı yönetim anlayışun ortaya
koyması lazım. Hiçbir hükümetin hiçbir maze-
reti olamaz. Millet size ülkeyi yönetin diye güç,
kuvvet vermiştir. Bu gücü kuvveti kullanmakta
muktedır değilseniz, uyumlu değilseniz, başan-
lı değilseniz bunun mazeretini sisteme ve kurum-
lara yükleyerek işin içinden sıynlamazsınız. Doğ-
ru olanı, düzgün olanı yapmak ve milletin arzu-
ladığı tarzda yönetimi başarmak zorundasınız. Ya-
pacağınız şey budur.
I OPLUMUNİSTEKLERİNİKARŞILAYAMIYOR
Şarllar 2006'da
seçirtıi gösteriyor
- Seçim ortamına gkhüyor der-
ken bir tarih var mı kafanızda?
-Önümüzdeki seneyı geçmeye-
cek diye düşünüyorum. Hükümet
dayanabüdiği noktaya kadar da-
yanmayı arzu ettiğini çeşitli ifa-
delerle söylüyor, ama gelişen bu
siyaset şartlan, ekonomideki ge-
lişmeler, ezilmeler, alt gelir grup-
lan, orta gelir gruplannın tama-
men yok olması, bu hükümetin ta-
şıyabilecegi biryük olmaktan çık-
maktadır. 83 'ten bu yana baktığı-
mızda ve 4 seneyi aşmayan seçim
dönemleri olduğundan, Türkiye
4 seneyi aşmayan bir sürede ye-
niden genel seçime gidecektir.
Çünkü toplumun taleplerini kar-
şılamakta zorlanan bu iktidann
süresini daha fazla uzatması müm-
kün olmayacaktır.
-ERDEMİR,TtPRAŞveTürk
Tdekom'un saüsı genelözeDeştir-
mepootikasınuı dbşmda değerlen-
dirüh'or. Sizne düşünüyorsunuz?
- Şimdi orada kamuoyu tatmin
olmadan bu kararlan alabitaıek
kolay değil. Bugünkü dünyadaki
demir-çehk piyasasının gelişme-
si, Ereğli'nin, tsdemir'in kapasi-
telerinin genişlemesi, yassı çeli-
ğe olantalep arüşı, dünyadaki ge-
lişmeler açısından baktığımız za-
man, stratejik unsurlar açısından
baktığımız vakit bu üç alanın da-
ha farklı değerlendirihnesi gere-
ği ortada. Burada ortaya çıkacak
sonucun millet tarafindan kabul
edilmesi için tatminkâr bir açık-
lamanın yapılmasj lazımdır. Ka-
palı kapılar yerine biz yönetim-
de her zaman şeffaflığı savoınu-
yoruz, çıkarsınız açık açık hangi
gerekçelerle neyi nasıl yaptığını-
zı insanlara anlatırsınız, insanlar
tatmin olur ve kimse bir şey de-
mez. Bu konjonktür sanki bu iş-
lerin yapıhnası için anlamsız bir
zaman gibi gözüküyor.
- Tanmdaohıp bitenJeride top-
hıma anlatmalan zorgörünüyor.
Öviedeğümi?
- Hükümet tanm politikasrnı
bakanın ağzından söyledi. Ba-
kan, gözünüzü toprak doyursun
demedi mi? Dedi. Başbakan da
"Yeter arük düşün miOetin ya-
kaandan. Her şevi size mi verece-
ğiz* diyerek bakışını açıkladı. Öy-
le anlaşıhyorki hükümet, IMF'nin
tanm nüfusunu yüzde 35'ten 15
düşürün talimatuıı çiftçiyi, köy-
lüyü açlığa mahkûm ederek ye-
rine getirecek.
- Başbakan'm akaryakrt fîyat-
lanylailgttiaçıklamalanflginç.FV
yat kontrolünü yeniden devlete
afanz diyerek ne demek Lstedi?
- Sanınm başbakan yeni fiyat-
landırmamekanizmasmı bilmiyor.
Çünkü TÜPRAŞ, Özelleştirme
Idaresi Başkanlığı kanalıyla Ma-
liye Bakanı'na bağlı. Ya Başba-
kan bütün bunlan biliyor,polüüzm
adına bunu yapıyor ya da özelleş-
tirme öncesi TÜPRAŞ 'la ilgili
kafa kanştınyor. îkisi de çok va-
him.
DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar,
milletten bir dönem
görev talep
ettiklerini söyledi.
(Fotoğraf: AA)
ir dönem başbakan olacağım- Sağıyeniden biçimlendirmeplajılanndan sözedhonunuz.
Bunu açar mısıruz?
- Bir açüımımız olacak. Bunlann hepsini önümüzdeki gün-
lerde sizlerle paylaşacağız. Türkiye'de bugüne kadar siyaseti,
halkın gözünden uzaldaştırdık. Bir yandan dediğim gibi hak-
lar, özgürlükler demokrasinin gelişmesi, güçlenmesi bağla-
mında Türkiye'deki sağın halk kitlelerince benimsendiği bü-
yük bir kitlesel güce kavuşmanın ama biryandan da bunu eko-
nomik şemsiyeyle ekonomik çerçeveyle özellikle ezilenleri bu
içinde bulunduklan durumdan kurtaracak yollan da var etmek
suretiyle yeni bir güçle ınsanlanmızı kucaklayacağız. Son 20
senehkhızü değişimden nasibini alan Türkiye'ninyaşadığı tec-
rübeleri ve dünyadaki gelişimi ve muhtemel değişimleri de göz
önüne abnak suretiyle Türkiye'nin önüne yeni bir toplumsal
mukaveleyle çıkacağız.
- Tiirkne'de yüzde 50 dolayında o> alan partiler topluma cid-
di sloganlaria örülii bir ufuk \erdiler. Yeter söz mifletin. büyük
Türkiye, ak günlere gibL. Siz ne \mt ediyorsunuz?
-Bu iktidar bir reaksiyon iktidandır. Biz aksiyon iktidan ola-
cağız. Bu iktidarmevcut siyasi konjonktürde ortaya çıkan eko-
nomik krizler. yolsuzluklar, yoksulluğun ortaya çıkardığı ge-
niş halk kitlelerinde oluşmuş olan reaksiyonu oya çevirdi. Fark-
lı düşüncem daha var: Gerek DP 'den gelişimiz o günün demok-
rasi patlaması, gerekse benim siyasette şahsi gelişmem itiba-
nyla demokrasi, demokratikleşmeyi çok öne alıcı bir öncü ro-
lumüz olacak. Bir dönem için göreve talip olacağım ben. Sa-
dece bir dönem başbakanlık yapacağım.
- Bir dönem başbakanlık sözünüz bağlavia mı?
-Bir dönem görev talep ediyoruz milletten. Biz hükümet ol-
duktan sonra yapılabilecek her türlü riski de göğüslemek su-
retiyle bir dönem...
- Ddnd dönem ada> olmayacak mısuuz?
-Evet, bir dönem yapacağız ve yapılabilecek en radikal, en
güçlü tedbirleri alma konusunda bütün riskleri omuzlamak su-
retiyle gelecekte de partide bıradaletli rekabet ortamını var ede-
rek milletin ıstediği yapıyı öne doğru çıkaracağız.
ÜNEYDOĞU'YA BAKIŞ
Artık iç düşman
üretmeyeceğiz
- Güne> doğu'ya bakışınızda bir değişiklik
dikkati cekrvor. Kamuoviuıa \ansnan böyle.
GörüşJerinizi açar mısuuz?
- Meseleyı bir kere ülkenin bütünlüğu ko-
nusunda görmek lazım. Sınırlarının değiş-
mezliği, cumhuriyet rejiminin netligi konu-
sunda bir kere herkesin bu müşterek zemin-
de buJuşması lazım. Ne kalacak geriye? De-
mokratik bazı açılımJar süreç ıçerisirıde ya-
pıünak zorundadır. Burada bireysel haklara
yönelik birtakım demokratik açılımlar yapıl-
mıştır. Bunlan kolektif haklar bağlamına ta-
şıma hevesi varsa buniar yanlışur. Silah ve şid-
det yoluyla hiçbir şe>i hiçbir yere kabul etti-
rebihnekmümkün değiJdir. Etnik temele da-
yalı bir siyasetin Türkiye'de kabul edilebil-
mesi mümkün degildir. Söz konusu dahi ola-
maz. Insanlann farklılıklan bizim açımızdan
birzenginliktir. Herkesi biz anasının karnın-
dan doğduğu gibi hür ve eşit kabul ederiz. Bu
daha fazla demokrasi, daha fazla hak, daha
fazla özgürlük demektir. Bu çerçeve içeri-
sinde. Türkiye bunu yapacak kabiliyette olan
bir ülkedir. Burada meselenin ilacı elbette
demokrasidir. Onu yükseltecek kaldıraçlar
ve araçlar da ekonomik araçlardır. Biz artık
iç düşman üretmeyeceğiz. İç huzur, iç kardeş-
liîk_ iç beraberliği güçlendirmekyönünde önü-
müzde önemli engeller yok.
Hepimizi yürektenüzen sonaylardaki olay-
lar bizi rahatsız etmektedir. Türkiye bir daha
eski fılmlen göremez. Ama siyaset ne için var-
dır o zaman? Her meseleyi güvenlik gücünün
sırtına yıktığınız vakıt siz niye varsınız? Var-
hğınızın sebebi sorgulanmaya başlanır. Siz bu-
rada aktif olmazsanız, ülkeyi yönetenler ola-
rak, hükümet olarak bu sefer buradaki yok-
sulluğu istismardan kaynaklanan birtakım
bölgesel siyaset hevesleri hak etmediği ölçü-
de güçlenme sonucunu yakalayabilirler. Bu-
nu da oiumsuz bir gelişme olarak görüyorum.
DEĞIŞİM ISTEMI BÜYÜK
Terörle mücadele
görevi bize düştü
- MehmetAğar Tıirkiye gündemine emni-
yet teşkUaünda geldL Bu ldnüığinizle bütûn-
leştiniz, insanlar sizi hep terörle mücadele
edenbirMehmetAğar kimliği iletanıdı ve bu
anlamda da size bakışlar çataOaştL Dalgah
bir si>asi dönemin ardından şimdi genel baş-
kansıruz. Siz kendi geüsimizi nasıl değerien-
dirrvorsunuz?
-Ben tabıi SBF'yı bitirdikten sonra kısa bir
dönem emniyet teşhlatında çalıştıktan son-
ra kaymakam oldum. Çocuk yaşta, 25-26 ya-
şında işte köyü, kasabayı, muhtan, yolu, ko-
operatifı, köprüyü, hayvancıhğı ziraati hep-
sini tanıdım. 4-5 sene çahştık burada. Daha
sonra Ankara, Istanbul gibi iki önemli şehri-
mizin emniyet müdürlüğü görevlerini yaptım.
Toplumdan kopmadım. Ondan sonra Erzurum
Valiliği görevine atandığımızda Erzurum gi-
bi doğunun en önemli ilinin ekonomik peri-
şanlığını görerek 18 ay içerisinde iki üç tane
büyük ekonomik projeyı var ettik. Daha son-
ra Türkiye'nin ağır bır dönemi vardı, terörle
mücadelede, görev bize düştü, yapılması la-
zım gelenleri hukuk çerçevesi içerisinde yap-
tık,risklerde aldık, inisiyatifler de kullandık.
Türkiye'nin zor bir dönemi geçmesi gereki-
yordu, o dönem de bize düştü. Bürokrasi ay-
n biriştir, siyaset ayn bir iştir. Oradan kazan-
dığımız deneyimler bize milletle bütünleşme-
yen hiçbir bürokratik veya siyasi gücün ne-
tice aJamayacağını gösterdi ve siyasete gir-
dik.
DEMİREL DENEYİM AKTARIYOR
- DemireTi şimdi nereye koyuyorsunuz?
Arada bir diyaloğunuz var.
- Şöyle söylemek lazun, 40 yılı aşkm bir
süredir Türk siyasetinde O vardır. Kendisi
bugün aktif siyasetin zaten dışındadır. Özen-
le de dikkat etmektedir iç politikarun dışın-
da durmaya... Bu yönüyle DYP genel başkan-
lığı makamında Jdm olursa olsun, böyle bir
diyalogdan uzak kahnasının bir anlamı yok-
rur diye düşünüyorum. Kendisinin engin bir
terübesi vardır, dış politika alanında önemli
bir şekilde bunlan bize aktarmaktadır.
- Partinin içinde kuruhay için imza topla-
malarvar. tç tiglgalanrnîi sürüyor. Durulacak
mı?
- Bizim siyasi geçmişimize baktığınız va-
kit Demokrat Parti döneminde Hürriyet Par-
tisi, Adalet Partisi döneminde, DYP döne-
minde Demokrat Türkiye Partisi gibi üç de-
neme ohnuş ve bu üç denemenin sonunda iki-
sinin sonu asken müdahaleyle bitmiş, birinin
sonu da baraj altında kahnakla bitmiş. Siya-
set halkla beraber yapılır. DYP'nin tabanın-
dan gelen büyükbir değişim talebi vardı, bu
ilk merhalesidir, bundan sonra artık teşkilat-
ta bu degişimi kendi kendilerine gerçekleş-
tireceklerdir.