Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 TEMMUZ 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
J l j J v U I ı UIVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Sahte ilaç, tedavi giderlerinin şişirilmesi, fazla yatak ücreti istenmesi usulsüzlüklerden sadece birkaçı
Sağlıkta dolandırıcılığın 39 yolu
Yatağan
direnişi
Mtaplaşıyor
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Yatağan Termik
Santralı'ndaki özelleştırme karşıtı
direniş kıtaplaştınlıyor. Tes- Iş Genel
Başkanı Mustafa Kumlu, Mugla
Ünıversitesı öğretim üyelerinin kitap
için hazırlığa başladığını belirterek,
"Mücadelemizin yaah tarihini de
kendimiz yapıyoruz" dedi.
Tes-îş Sendikası Yatağan Şubesi ile
birlikte Türk-lş Muğla II
Temsilcihğı'nin yeni hizmet binası
törenle açıldı. Tes-Iş Yatağan Şube
Başkanı Erol Soğancı, Yatağan'm işçi
sınıfının bayraktarlığını yapmaya devam
edeceğını belirtirken. "Burada \Iaden
Iş Sendikası ile birlikte omuz onıuza hak
mücadelesi verdik. Yatağan halkı da bu
mücadelenin yanında oldu.
Özelleştirmeve karşı birlikte mücadele
verdik. Siyasi düşüneelerimizi, bölgesel
farkbtaklanmızı bir tarafa bırakıp işçi
kimliğimizde kenedendik ve kazandık.
Bilhoruz ki yine gelecekkr ve o zaman
yine karşüannda Yatağan işçi sııufinı
bulacaklar. Bizim iş yerlerimizin
mülkiyet, üretim sonınu yok" dıye
konuştu.
YILLIK GETIRİYÜZDE70
En tatlıpara
sıcakpara
ANKARA (ANKA) - Dolar kurunda
son iki aydaki düşüşe bağlı olarak sıcak
paranın getirisi yüzde 70 'e dayandı.
2004 yılının haziran ayında YTL'ye
dönüştürülerek 1 yıl süreyle Istanbul
Menkul Kıymetler Borsası'nda tutulan
sıcak para, dolar bazında yüzde 67'lik
getiri sağladı. YTL mevduatta
değerlendirilen sıcak parada yüzde 32-
36, kamu
kâğıtlannda tutulan
1
sıcak parada ise
yüzde 35-45
' arasında kazanç
oluştu.
1000 dolannı bir yıl önce
YTL'ye dönüştürerek YTL
cinsinden yatınm
araçlannda değerlendirdiği
varsayılan bir yatınmcıyı baz alarak
yapılan hesaplamalara göre dolann
YTL karşısında değer kaybetmesine
bağlı olarak sıcak paranın getirisi hızla
artıyor. Haziran sonu itibanyla son bir
yıllık dönemde Borsa'nın YTL
cinsinden getirisi ise yüzde 50'yi buldu.
Son bir yılda vadesine göre kamu
kâğıtlannda yüzde 21.6 ile yüzde 30.5
arasında getiri oluştu. Söz konusu
dönemde bir yıl vadeli mevduat yüzde
22.3'lük nominal getiri sağladı. 2004
yılının haziran ayında 1.4809 YTL olan
dolar kuru, bu yılın ayru ayında 1.3387
YTL'ye inerek, son bir yılda yüzde 9.9
değer kaybetti.
• Devlet, sağlık
hizmetlerinde 39 farklı
yöntemle dolandınlıyor.
Sahte ilaç, ilaç fiyatlarına
erken zam bunlar arasında.
ANKARA (AA) - Maliye Bakan-
lığı Muhasebat Kontrolörlerinin
sağlık sektöründe yaptığı denetim-
ler, devletin sağlık hizmetlerinde 39
değışik yolla dolandınldığını orta-
ya koydu. Denetim sonuçlannı içe-
ren raporda yer alan 39 dolandıncı-
lık yönteminin başhcalan şöyle:
- Sahte ilaç: 15 ayn ilaç firmasın-
dan 224 adet ilaç fiyat kupürü ve
barkot diyagramının sahte olabile-
ceği şüphesi ile yapılan araştırma
sonucunda, bir ilacın sahte olduğu
ilgili fırma tarafindan teyit edildi.
- Kamu personeli ile bakmakla
yükümlü olduklan kışilenn tedavi
hızmetlennın bedeli ödenirken
KDV mükellefı olmayan sağlık ku-
ruluşlan faturalanna KDV eklene-
rek fazla ödeme yaptırıhyor.
- Trafık kazası nedeniyle tedavi
olan yeşil kartlı hastalann tedavi gi-
derleri, sıgorta şirketleri yenne dev-
letten tahsil ediliyor.
- 2005'te yapılan tetkik, tahlil, te-
davi işlemlenne 2004 fiyatlan uy-
gulanıyor ve KDV indırilmiyor.
- Eğitim vakası gerekçesiyle bazı
hastalardan tedavi bedelleri tahsil
edilmiyor.
- Asgari ücret artışından kaynak-
lanan fiyat farklan yanlış hesapla-
narak, Döner Sermaye îşletme Mü-
dürlüğü'ne bağlı birimlerin temizlik
hizmetlerini yürüten fırmalara, faz-
la ödemede bulunuluyor.
- Sağhk Kurumlan tarafindan ya-
tan hastalara reçete edilemeyecek
temini zorunlu sağlık malzemesi
bedelleri, hem kurumdan hem de
hastalardan tahsil ediliyor.
- Sağlık kurumuna ödenen bede-
le dahil sarfmalzemeleri, yatan has-
talara reçete edilmek suretiyle, dışa-
ndan temin ettirihyor.
- Yoğun bakım tedavi bedeline da-
hil olan tetkik ücretleri, aynca fatu-
ra ediliyor.
- Sağlık kurumlan tarafindan
Temini zorunlu, yatanhastalara re-
çete edilemevecek ve faturalarda
gösterilecekübbi sarfmalzemeleri"
grubundaki malzemeler, liste fiya-
tından yüksek fiyatlandınlıyor.
- Sadece yenı doğanlarda uygu-
lanması halinde faturalandınlabilen
intravenöz mayi takılması işlemi,
yeni doğanlar dışında da faturalan-
dınlıyor.
- Faturalarda, hastanın hastanede
yatış gününden daha fazla yatak üc-
reti istenıyor.
- Çeşitlı gerekçelerle düzenlenen
alacak senetleri, saymanlığa tesüm
edılerek tahakkuk kayıtlan yapılmı-
yor, senet bedeli tahsil edildiğinde,
tahsil edılen tutarlann kayıtlara alın-
dıgı görülüyor.
- Devlet memurlan ve aile fertle-
riıün 1 Haziran 2004 tarihinden ön-
ceki tedavilerinde, ileri tetkik hiz-
metlen dışındakı laboratuvar hiz-
metleri, protokole aykın olarak dı-
şandan ahnıyor.
- Özel sağlık kurum ve kuruluş-
lan, memurlar ve aile fertlerinin
ayakta tedavilerinde, Özel Hastane-
lerYönetmeliği'ne aykın olarak ilaç
veriyor ve bunu fatura ediyor.
- Devlet memurlan ve aile fertle-
rinin tedavilerinde, programa aykı-
n olarak, aynı hastalık için 15 gün
içinde yapılan kontrol ve takiplere
ait muayene ücretleri faturalandın-
lıyor.
- Yeşil kartlılara ait faturalann
ödeme belgelerinde, yatan hastalar
için kullamlan Sevorane ve Forane
isimli ilaçlar, belirlenen fiyatlardan
daha yüksek faturalandınlıyor.
- Sağlık kurulu raporu için 1 adet
rapor ücreti gerekirken kurula katı-
lan hekim sayısı kadar sağhk kuru-
lu rapor ücreti isteniyor.
- Sağhk Bakanlığı'nca ilaç fiyat-
lannda yapılan değişikhkler, daha
ilaç fiyatlarına yansımadan, fatura-
larda yüksek fiyat yer alıyor.
Büyümenin
motoru tüketim
Bu yılın ilk üç aylık döneminde ya-
şanan yüzde 4.8'lik büyümenin ana mo-
toru tüketim oldu. Büyüme hızınm 3
puanı, tüketimden geldi. Tüketim kat-
kısının 2.8 puam özel, 0.3 puanı da ka-
mu kesiminden oluştu. Özel tüketimin
ait bıleşenlerinde ise 0.3 puanlık katkı
dayanıklı tüketim mallanndan geldi.
Burada geçen dönemlerdekı katkmın
azaldığı dikkati çekerken ertelenmiş ta-
lepten gelen baskının artık hafifledığı
yorumu yapıhyor. Sabıt sermaye yatı-
nmlannın katkısı ise 1.6 puan olarak
hesaplandı. Stok değişimının katkısı 0.1
puanda kaldı. (Fotoğraf: ARŞtV)
Hükümet, kamu çalışanlarına 2007'de yüzde 6.4,2008'de yüzde 3.5 maaş artışı öngördü
Memııra yüzde 7.4 zamANKARA (ANKA) - Memur
maaş zamlannı belirlemek için
memur konfederasyonlanyla 15
Ağustos 'ta masaya oturacak olan
hükümetin, 2006-2007 ve 2008
yıhnda yapmayı planladığı zam
oranlan şimdiden belirlendi.
2006 yılında memurlara ortala-
ma yüzde 7.4,2007'de yüzde 6.4,
2008'de ise yüzde 3.5 oranında
zam yapılması planlanıyor.
Maliye Bakanlığı tarafindan
hazırlanan ve Yüksek Planlama
Kurulu (YPK) tarafindan da
onaylanan Orta Vadeli Mali
Plan'la belirlenen ödenek tavan-
lan 2006-2008 yıllannda me-
murlara yapılacak zam oranlan-
nı da ortaya çıkardı. Buna göre
tüm kuruluşlann 2006 yılı perso-
Maliye Bakanlığı tarafindan belirlenen ödenek tavanlan,
memur maaşlanna 2006 yılında ortalama yüzde 7.4,
2007'de yüzde 6.4, 2008'de ise hedeflenen enflasyon
oranının altında kalarak yüzde 3.5 oranında zam
yapılmasının planlandığım ortaya çıkardı.
nel giderlerinde 2005 yılına göre de 3.5 oranında zam yapılması
yüzde 7.4 oranında artış öngörül- öngörülüyor. Söz konusu artışuı
dü. Hükümet, 2006 yılı için yıl-
lık enflasyonu yüzde 5 olarak he-
deflemişti.
2007 yılında ise memurlara
yüzde 6.4 oranında zam yapılma-
sı planlanıyor. Memurlara yapıla-
cak zam oraru hükümetin 2007
yılı enflasyon hedefinin 2.4 pu-
an, yıllık ortalama enflasyon he-
definin de 2 puan üzennde olma-
sı öngörülüyor. Memur maaşlan-
aynı yıl için hedeflenen yüzde
4'lük enflasyonun yanm puan al-
tmda kalacağı hesaplanıyor. Hü-
kümet, 2008'de yıl sonu için ve
yıllık ortalamada yüzde 4 oranın-
da enflasyon hedeflemişti.
na 2008 yılında ise ortalama yüz-
Ağustos'ta masaya oturulacak
Kamu Görevlileri Sendikalan
Yasası'na göre hükümetin 2006
yılında memur maaşlanna yapı-
lacak zam oranını belirlemek için
15 Ağustos'ta yetkili memur kon-
federasyonlanyla masaya otur-
ması gerekiyor. Yasaya göre, 15
Ağustos'ta başlaması öngörülen
toplu görüşmelerin en geç 15 gün
içinde sonuçlandınlması gereki-
yor. Bu süre içinde anlaşmaya va-
nlması dunımunda düzenlenen
mutabakat metni taraflarca imza-
lanacak ve Bakanlar Kurulu'na
sunulacak.
Taraflar arasmda anlaşma sağ-
lanamaması dunımunda Yüksek
Hakem Kurulu Başkam'mn baş-
kanlığında Uzlaştırma Kurulu
toplanacak ve 15 gün ıçınde ra-
porunu hazırlayarak Bakanlar
Kurulu'na sunacak. Ancak son
karan yine Bakanlar Kurulu
verecek.
KASANIZ7T
BEREKET
*<*M(TSüBtSHi C H N T E R FE 511
www.temsa.com.tr
AJNKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
v
Yabancılaştırmar
Yanlışı
Son yirmi yılını özelleştirmeyle geçiren Türkiye,
son aylarda, bu kez, özel şirketlerin yabancıların eli-
ne geçmesi sürecini yaşıyor; yabancılaştırma bu an-
lamda kullanılıyor. özelleştirmeyi yabancılaştırma iz-
liyor.
• • •
Geçmişten günümüze özelleştirmenin nesnel bir
değeriendirmesi yapılırsa kolayca görülür ki, süreç,
ekonominın gelişip güçlenmesine olumlu katkı yap-
madı ve yapmıyor. Ozelleştirme sonucunda, ne ser-
mayenin halka/tabana yayılması ne de özelleştirilen
kuruluşların daha çok yatınm yapılmasıyla üretim ve
iş bulma artışı sağlandı ne de özelleştirmeden elde
edilen gelirler yeni yatırımlara dönüştü. özelleştir-
meyle hedeflenen "serbestpiyasada rekabet" bek-
lentisi ise kayıt dışı ekonominin karanlığına karışıyor.
Sonuncusu Seydişehir Alüminyum olmak üzere,
onca örneğinin her gün kanıtlamakta olduğu gibi,
hükümetin ozelleştirme politikası, "KİT satılsın da
kaça satılırsa satılsın" anlayışına dayanıyor. Oysa,
herhangi birsatıcı, malını, maliyetinin üstünde birfi-
yatla satar. Hükümet, maliyetlerini bilmediği için, KİT
"kaça a//rsan/z alın" mantığıyla satılıyor. Bu anlayış,
kamu görevlilerinde bulunması gereken "tedbirli
tüccargibi" kuralına bile uymuyor.
Kaldı ki, bu ülkenin üretim olanaklannın arttınlma-
sı amacıyla, kilit ya da stratejik sektörierdeki KlPin
özelleştirilmesi yanlıştır. Geçmişte Sümerbank, Eti-
bank ve Teletaş, günümüzde de Erdemir, Telekom,
Petkim, Tüpraş ve THY stratejik özelliklere sahiptir.
Bunların KİT olarak kalması, ancak, özerk yönetil-
mesi gerekir.
• • •
ozelleştirme hızlanarak sürdürülürken, son aylar-
da, yabancılar, yalnız KİT'e değil, özel sektörün ön-
de gelen şirketlerine de "büyük ilgi" duyuyor. En bü-
yük iletişim şirketi ve bazı özel bankalarta birlikte iri-
li ufaklı pek çok şirketin yabancı sermayenin ege-
menliğine geçmesi süreci yaşanıyor.
Hükümet de kamu-özel ayınmı yapmaksızın bü-
yük şirketlerin yabancılara satışını istiyor; bizim için
sermayenin yerlı ya da yabancı olması fark etmez
anlayışıyla davranıyor. Bankacılıkta yabancı serma-
ye payının yüzde yirmiler düzeyinde tutulmasını is-
teyen bakanlar, bunu, "kişisel görüş" olarak açıklı-
yor Hükümet, bankacılıkta da yabancı sermayeye
sınır tanınmasını istemiyor.
Tam da bu sırada, toplumda, önde gelen şirket-
lerin yabancılara satışı konusunda, toplumsal duyar-
lılığın, bir ölçüde de olsa arttığı görülüyor.
Orneğin, Erdemir'deki esasen yüzde 46 dolayın-
da olan kamu sermaye payının yabancılara satılma-
sına geleneksel olarak büyük sermayenin sözcülü-
ğünü yapan çevrelerden de, az da olsa, karşı çıkan-
lar oluyor. Erdemir'in yabancılara satışına karşı çı-
kan seslerin çoğalması, bir toplumsal bilinçlenme
göstergesi sayılabilir mi? Bu soruya, en azından şim-
dilik, "evet" demek kolay değil.
Çünkü, hükümetin ve onun büyük medya destek-
çilerinin, sınır tanımadan özelleştirmeve yabancılaş-
tırma tutumu tüm ağırlığıyta varlığını sürdürüyor.
Bu köşede de neredeyse sürekli olarak vurgulan-
dığı ve onca deneyin kanıtladığı gıbi, ızlenen yol yan-
lıştır. Hükümet ve destekçileri, bir büyük yanlışta ıs-
rar ediyor. Türkiye geleceğini yitiriyor.
yakupkepenek@hotmail. com
BtDBAh'de başvuru süresi uzadı
• ANKAR\ (ANKA) - Ozelleştirme tdaresi
Başkanlığı (ÖİB), 8 Temmuz Cuma günü sona
erecek olan ERDEMÎR'in yüzde 46.12
oranındakı hissesinin satış ıhalesıne katılacaklar
için önyeterlilik başvuru süresini 14 Temmuz
Perşembe gününe kadar uzattı. Resmi Gazete'de
yayımlanan ÖtB'nin ihale ilanıyla yapılan
değişiklikle, ön yeterlilik için 8 Temmuz Cuma
günü olan son başvuru süresi 14 Temmuz
Perşembe günü saat 16.00'ya kadar uzatıldı.
DÜNYA EKONOMÎSÎNE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOĞLU LONDRA
ergin.yildizoglu@gmail.com
Amerika'da giderek artan sayıda yorumcu, Bush
yönetiminin Irak'ta ve Ortadoğu'da bataklığa sap-
landığını ileri sürerken başka ülkelerde kimi yorum-
cular, bu başarışızlık olarak eleştirilen olgulardan
kalkarak ilginç bir biçimde, Bush yönetiminin aslın-
da çok başarılı olduğunu, çünkü esas amacıntn
zaten bölgede kargaşa çıkartmak olduğunu ile-
ri sürüyorlar.
Bush'un, ABD kamuoyunda başlayan güvensiz-
liğı gidermek, dozu giderek yükselen eleştirilere ce-
vap venmek amacıyla, geçen salı günü Fort Bragg
garnizonunda yaptığı konuşma, bu ilginç yaklaşımı
değerlendirmek için uygun bir ortam oluşturdu.
Bir blHmkurflu örnefll
Bush konuşmasını, "Gelecekte tarihçiler, bugün-
leri, Afganistan ve Irak'ta özgüıiüğûn gelişmesiyo-
lunda bir dönüm noktası olarak yazacak" sözleriy-
le noktaladıktan iki gün sonra, CNN, konuşmanın
yapıldığı gün Afganistan'da Taliban'ın bir Chlnook
helikopterini düşürerek 17 özel tim görevlisini öldür-
düğünü, saldınnın filmini de çektiğini bildiriyordu.
Bu timin yardımına giden bir diğer timin başına ge-
lenlerse, cumartesi günü hâlâ belli değildi. Çarşam-
ba günü Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu'na
bilgi veren General Peter Pace, Afganistan'da is-
yancılann güçlenmeye başladığını söylüyordu. Ola-
yı aktaran New York Times'ta Afganistan'da Tali-
ban güçlerinin toparlanarak giderek daha etkin sal-
dınlar düzenlemeye başladığını yazıyordu. Irak'ta ise
olağan bir gündü, intihar eylemleri, ölümler, işken-
celer karşılıklı suçlamalar vb...
Washington Post'a göre, Bush konuşma metni-
ni hazırlarken Duke Üniversitesi siyaset bilimcilerin-
den Peter D. Feaver ve Christopher F. Gelpl'ye
başvurmuş. Onlar da Bush'tan halka zafere doğru
ilerlendiğinin gösterilebileceği bir çerçeve
sunması gerektiğıni söylemişler. Genelde
halk özelde de dış politika uzmanlan ve as-
kerier, Bush'un, bu konuşmasında Irak'taki duru-
mun gerçekçi bir değerlendirmesini yapmasını, ge-
leceğe yönelik bir "yolharitası" sunmasını bekliyor-
lardı. Ne ki Bush'un konuşması, Prof. Gelpi'nin söz-
leriyle, "Kamuoyuna, gerçekleştihlen ilerlemeleri
değerlendirmelerine yardımcı olacak bir çerçeve
sunmayı başaramadı."
Los Angeles Times'ın baş yazısı, "tam bir düş
kınkltğı" olarak niteler, Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA)
eski başkanlarından, şimdi Yale Üniversitesi'nde
Prof., muhafazakâr Hudson Enstrtüsü'nde görevli,
emekli general William Odom, Alman TV'sine ver-
diği birdemecinde, Bush'un "yolumdan dönmeye-
ceğim" sözlerini bir gökdelenin en üst katından at-
layan adamın, orta katlardan geçerken "yolumdan
dönmeyeceğlm" demesine benzetiyordu (Coun-
terpunch, 30/06). ABD'nin dış politika duayenlerin-
den Zbignievv Brzezinski ise Financlal Times'a
yazdığı bir yazıda, Bush'un, 11 Eylül ve Irak rejimi
arasındaki olmayan bağlara gönderme yaparken
daha önce büyük bir kesinlikle ileri sürülen kitle im-
ha silahlarına, Irak halkının ABD askerierini sevinç-
le karşılayacağına ilişkin savlara hiç değinmeyen ko-
nuşmasını bir "bilimkurgu metnine" benzetti. Brze-
zinski'ye göre, konuşmada, bölge jeopolitiğinin en
önemli sorunlanna ilişkin hiçbir ciddi tezin bulunma-
ması özellikle kaygı vericiydi.
Askerlerln sesslzllfll
Bush konuşmasını yaparken ilginç bir olay yaşan-
mış: Salondaki askerler, konuşmayı daha önceki ko-
nuşmalarda rastlanmayan bir sessizlikle karşılamış-
lar. Bu sessizlik, CBS, New York Times, Guardian
Bush Yönetimi Başarılı mı?
yazartan, Pentagon'dan emekli Ortadoğu uzmanı
Albay Karen Kvviatkovvski tarafindan ordunun hoş-
nutsuzluğunu gösteren bılinçli bir tutum olarak yo-
rumlandı.
Bush'un konuşmasının başanlı olamadığını gös-
teren başka olgular da var. Orneğin, Neilsen Me-
dia Research kurumun bulgulanna göre Bush'un
mediğine, yüzde 52'sinin de Bush'un ulu-
su bilerek yanılttığına inandığını gösteri-
yordu. Konuşmanın yapıldığı gün yayım-
lanan bir "USA Today/CNN/Gallup" araştırmasına
göre, halkın yüzde 61 'i Bush'un geleceğe ilişkin be-
lirgin bir planının olmadığına inanıyordu. Zogby ka-
muoyu yoklaması şirketinin araştırmasının sonuçla-
n, Bush'un konuşmasının, kamuoyunu etkilemekte
başansız kaldığını düşündürüyor: Bush'un önceki
hafta yüzde 44 olan kamuoyu desteği konuşmadan
sonra yüzde 43'e gerilemiş (www.zogby.com).
konuşması yalnızca 23 milyon kişi tarafindan izlen-
miş. Bu Bush'un tüm meslek yaşamında karşılaştı-
ğı en düşük izleyici oranıymış. Diğer taraftan bir
Washington Post/ABC kamuoyu yoklaması, hal-
kın yüzde 53'ünün savaşın yapılan fedakârtığa değ-
Cehenneme glden yol...
Savaş sanatı, saldınsını çok kritik dengeler üze-
nnde başlatan bir gücün başarısının, kendini siyasi,
askeri açılardan olduğundan çok daha güçlü gös-
tererek düşmanlarını yenilginin kaçınılmazlığına
inandırarak moral bir avantaj elde etmesine bağlı ol-
duğunu söyler.
ABD'nin "imparatohuk atılımı" da çok kritik den-
geler üzerinde başladı. orneğin, ABD ekonomisi kü-
resel göreli üstünlüğünü yitiriyor, yükselmekte olan
müstakbel rakiplerinin verdikleri kredilere giderek
daha çok bağımlı hale geliyor, dış borç, cari açık iliş-
kisi Meksikave Asya krizlenni anımsatıyordu (bu ko-
nuda yeni bir değerlendirme için: Setser ve Roubl-
ni, Foreign Affairs, Temmuz/Ağustos 2005). Bu yük-
selen güçlerin bir noktada ABD ekonomisini finan-
se etmekten vazgeçmesinin ya da karşılığında eko-
nomik, siyasi taleplerde bulunmaya başlamasının
olasılığını güçlendiriyordu. Bush yönetimi, işte böy-
le bir konjonktür oluşmadan dünya enerji kaynakla-
n açısından en stratejik kara parçasını ele geçirme-
ye, askeri gücüyle herkesı yıldırmayı amaçladı, an-
cak bir süre sonra saldın patinaj yapmaya başladı.
Şimdi, zaman daralıyor, kaynaklar azalıyor, ABD ile
bağiaşıklan arasındaki bağlarzayıflıyor, bölgedeki ül-
kelerin, ömeğin Türkiye'nin desteği giderek yaşam-
sal önem kazanıyor. Bu ülkelerin elitlerinin, ABD'nin
başansız olduğunu düşünürlerse, risk alma eğilim-
leri zayrflayacak, sürece katılmaları giderek daha da
zoriaşacaktır. ABD'de Bush yönetiminin politikasını
eleştirenlerin korktuğu durum da budur.
Bu koşullarda, ABD'nin stratejinin başanyla iler-
lediğini söyleyebılmek için, Bush yönetimini eleşti-
renlerin bilmediği sırlara ve Bush yönetimini eleşti-
ren kesimin, aslında Bush yönetimiyle işbiriiği için-
de olduğunu, ancak "garip bir strateji" gereği hü-
kümeti yıprattıklannı gösterecek "doğrulanabilirka-
nıtlara" vakıf olmak gerekir diye düşünüyorum.
ÜstelikABD, dünya ekonomisi içinde büyük ağır-
lığa sahip kaprtalist bir ülkedir; dünya ekonomisi ba-
tarken kendi ekonomisini ayakta tutamaz. Bu yüz-
den, "aslında ABD Ortadoğu'da kargaşa amaçlıyor"
tezinin sahiplerinin, "kargaşanın" dünya ekonomi-
sinin tıkanıklıklannın aşılmasına nasıl bir katkıda bu-
lunacağını da gösteımeleri gerekir.
Anımsarsanız ben, Büyük Ortadoğu projesinin,
dünya ekonomisindeki önemli tıkanıklıklann aşılma-
sına yardımcı olabilecek bir "mekânsal düzenlerrm"
girişimi olarak da değeriendirilebileceğini, derinleş-
mekte olan istikrarsızlığın, böyle bir olasılığı, dolayı-
sıyla ABD'nin imparatoriuk kuıma şansını ortadan
kaldırdığını savunmuştum.
"Bush yönetimi başanlıdır" tezinin sahipleri ade-
ta, "siz savaş karşrtlannın eleştirilerine kartma-
yınız, politikanızı ABD'nin başarılı olduğunu var
sayarak saptayınız" diyor, dolayısıyla da bilerek ya
da bilmeyerek saldırganın, düşmanlan ve bölge ül-
kelerinin elitleri karşısında moral üstünlük sağlama
çabasına katkıda bulunuyoriar. Bu size "cehenne-
me giden yol lyi niyet taşlanyia döşenmlştir" de-
yişinı anımsatmıyor mu?