23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 TEMMUZ 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET J l j J v U I ı UIVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr Sahte ilaç, tedavi giderlerinin şişirilmesi, fazla yatak ücreti istenmesi usulsüzlüklerden sadece birkaçı Sağlıkta dolandırıcılığın 39 yolu Yatağan direnişi Mtaplaşıyor ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Yatağan Termik Santralı'ndaki özelleştırme karşıtı direniş kıtaplaştınlıyor. Tes- Iş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Mugla Ünıversitesı öğretim üyelerinin kitap için hazırlığa başladığını belirterek, "Mücadelemizin yaah tarihini de kendimiz yapıyoruz" dedi. Tes-îş Sendikası Yatağan Şubesi ile birlikte Türk-lş Muğla II Temsilcihğı'nin yeni hizmet binası törenle açıldı. Tes-Iş Yatağan Şube Başkanı Erol Soğancı, Yatağan'm işçi sınıfının bayraktarlığını yapmaya devam edeceğını belirtirken. "Burada \Iaden Iş Sendikası ile birlikte omuz onıuza hak mücadelesi verdik. Yatağan halkı da bu mücadelenin yanında oldu. Özelleştirmeve karşı birlikte mücadele verdik. Siyasi düşüneelerimizi, bölgesel farkbtaklanmızı bir tarafa bırakıp işçi kimliğimizde kenedendik ve kazandık. Bilhoruz ki yine gelecekkr ve o zaman yine karşüannda Yatağan işçi sııufinı bulacaklar. Bizim iş yerlerimizin mülkiyet, üretim sonınu yok" dıye konuştu. YILLIK GETIRİYÜZDE70 En tatlıpara sıcakpara ANKARA (ANKA) - Dolar kurunda son iki aydaki düşüşe bağlı olarak sıcak paranın getirisi yüzde 70 'e dayandı. 2004 yılının haziran ayında YTL'ye dönüştürülerek 1 yıl süreyle Istanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda tutulan sıcak para, dolar bazında yüzde 67'lik getiri sağladı. YTL mevduatta değerlendirilen sıcak parada yüzde 32- 36, kamu kâğıtlannda tutulan 1 sıcak parada ise yüzde 35-45 ' arasında kazanç oluştu. 1000 dolannı bir yıl önce YTL'ye dönüştürerek YTL cinsinden yatınm araçlannda değerlendirdiği varsayılan bir yatınmcıyı baz alarak yapılan hesaplamalara göre dolann YTL karşısında değer kaybetmesine bağlı olarak sıcak paranın getirisi hızla artıyor. Haziran sonu itibanyla son bir yıllık dönemde Borsa'nın YTL cinsinden getirisi ise yüzde 50'yi buldu. Son bir yılda vadesine göre kamu kâğıtlannda yüzde 21.6 ile yüzde 30.5 arasında getiri oluştu. Söz konusu dönemde bir yıl vadeli mevduat yüzde 22.3'lük nominal getiri sağladı. 2004 yılının haziran ayında 1.4809 YTL olan dolar kuru, bu yılın ayru ayında 1.3387 YTL'ye inerek, son bir yılda yüzde 9.9 değer kaybetti. • Devlet, sağlık hizmetlerinde 39 farklı yöntemle dolandınlıyor. Sahte ilaç, ilaç fiyatlarına erken zam bunlar arasında. ANKARA (AA) - Maliye Bakan- lığı Muhasebat Kontrolörlerinin sağlık sektöründe yaptığı denetim- ler, devletin sağlık hizmetlerinde 39 değışik yolla dolandınldığını orta- ya koydu. Denetim sonuçlannı içe- ren raporda yer alan 39 dolandıncı- lık yönteminin başhcalan şöyle: - Sahte ilaç: 15 ayn ilaç firmasın- dan 224 adet ilaç fiyat kupürü ve barkot diyagramının sahte olabile- ceği şüphesi ile yapılan araştırma sonucunda, bir ilacın sahte olduğu ilgili fırma tarafindan teyit edildi. - Kamu personeli ile bakmakla yükümlü olduklan kışilenn tedavi hızmetlennın bedeli ödenirken KDV mükellefı olmayan sağlık ku- ruluşlan faturalanna KDV eklene- rek fazla ödeme yaptırıhyor. - Trafık kazası nedeniyle tedavi olan yeşil kartlı hastalann tedavi gi- derleri, sıgorta şirketleri yenne dev- letten tahsil ediliyor. - 2005'te yapılan tetkik, tahlil, te- davi işlemlenne 2004 fiyatlan uy- gulanıyor ve KDV indırilmiyor. - Eğitim vakası gerekçesiyle bazı hastalardan tedavi bedelleri tahsil edilmiyor. - Asgari ücret artışından kaynak- lanan fiyat farklan yanlış hesapla- narak, Döner Sermaye îşletme Mü- dürlüğü'ne bağlı birimlerin temizlik hizmetlerini yürüten fırmalara, faz- la ödemede bulunuluyor. - Sağhk Kurumlan tarafindan ya- tan hastalara reçete edilemeyecek temini zorunlu sağlık malzemesi bedelleri, hem kurumdan hem de hastalardan tahsil ediliyor. - Sağlık kurumuna ödenen bede- le dahil sarfmalzemeleri, yatan has- talara reçete edilmek suretiyle, dışa- ndan temin ettirihyor. - Yoğun bakım tedavi bedeline da- hil olan tetkik ücretleri, aynca fatu- ra ediliyor. - Sağlık kurumlan tarafindan Temini zorunlu, yatanhastalara re- çete edilemevecek ve faturalarda gösterilecekübbi sarfmalzemeleri" grubundaki malzemeler, liste fiya- tından yüksek fiyatlandınlıyor. - Sadece yenı doğanlarda uygu- lanması halinde faturalandınlabilen intravenöz mayi takılması işlemi, yeni doğanlar dışında da faturalan- dınlıyor. - Faturalarda, hastanın hastanede yatış gününden daha fazla yatak üc- reti istenıyor. - Çeşitlı gerekçelerle düzenlenen alacak senetleri, saymanlığa tesüm edılerek tahakkuk kayıtlan yapılmı- yor, senet bedeli tahsil edildiğinde, tahsil edılen tutarlann kayıtlara alın- dıgı görülüyor. - Devlet memurlan ve aile fertle- riıün 1 Haziran 2004 tarihinden ön- ceki tedavilerinde, ileri tetkik hiz- metlen dışındakı laboratuvar hiz- metleri, protokole aykın olarak dı- şandan ahnıyor. - Özel sağlık kurum ve kuruluş- lan, memurlar ve aile fertlerinin ayakta tedavilerinde, Özel Hastane- lerYönetmeliği'ne aykın olarak ilaç veriyor ve bunu fatura ediyor. - Devlet memurlan ve aile fertle- rinin tedavilerinde, programa aykı- n olarak, aynı hastalık için 15 gün içinde yapılan kontrol ve takiplere ait muayene ücretleri faturalandın- lıyor. - Yeşil kartlılara ait faturalann ödeme belgelerinde, yatan hastalar için kullamlan Sevorane ve Forane isimli ilaçlar, belirlenen fiyatlardan daha yüksek faturalandınlıyor. - Sağlık kurulu raporu için 1 adet rapor ücreti gerekirken kurula katı- lan hekim sayısı kadar sağhk kuru- lu rapor ücreti isteniyor. - Sağhk Bakanlığı'nca ilaç fiyat- lannda yapılan değişikhkler, daha ilaç fiyatlarına yansımadan, fatura- larda yüksek fiyat yer alıyor. Büyümenin motoru tüketim Bu yılın ilk üç aylık döneminde ya- şanan yüzde 4.8'lik büyümenin ana mo- toru tüketim oldu. Büyüme hızınm 3 puanı, tüketimden geldi. Tüketim kat- kısının 2.8 puam özel, 0.3 puanı da ka- mu kesiminden oluştu. Özel tüketimin ait bıleşenlerinde ise 0.3 puanlık katkı dayanıklı tüketim mallanndan geldi. Burada geçen dönemlerdekı katkmın azaldığı dikkati çekerken ertelenmiş ta- lepten gelen baskının artık hafifledığı yorumu yapıhyor. Sabıt sermaye yatı- nmlannın katkısı ise 1.6 puan olarak hesaplandı. Stok değişimının katkısı 0.1 puanda kaldı. (Fotoğraf: ARŞtV) Hükümet, kamu çalışanlarına 2007'de yüzde 6.4,2008'de yüzde 3.5 maaş artışı öngördü Memııra yüzde 7.4 zamANKARA (ANKA) - Memur maaş zamlannı belirlemek için memur konfederasyonlanyla 15 Ağustos 'ta masaya oturacak olan hükümetin, 2006-2007 ve 2008 yıhnda yapmayı planladığı zam oranlan şimdiden belirlendi. 2006 yılında memurlara ortala- ma yüzde 7.4,2007'de yüzde 6.4, 2008'de ise yüzde 3.5 oranında zam yapılması planlanıyor. Maliye Bakanlığı tarafindan hazırlanan ve Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tarafindan da onaylanan Orta Vadeli Mali Plan'la belirlenen ödenek tavan- lan 2006-2008 yıllannda me- murlara yapılacak zam oranlan- nı da ortaya çıkardı. Buna göre tüm kuruluşlann 2006 yılı perso- Maliye Bakanlığı tarafindan belirlenen ödenek tavanlan, memur maaşlanna 2006 yılında ortalama yüzde 7.4, 2007'de yüzde 6.4, 2008'de ise hedeflenen enflasyon oranının altında kalarak yüzde 3.5 oranında zam yapılmasının planlandığım ortaya çıkardı. nel giderlerinde 2005 yılına göre de 3.5 oranında zam yapılması yüzde 7.4 oranında artış öngörül- öngörülüyor. Söz konusu artışuı dü. Hükümet, 2006 yılı için yıl- lık enflasyonu yüzde 5 olarak he- deflemişti. 2007 yılında ise memurlara yüzde 6.4 oranında zam yapılma- sı planlanıyor. Memurlara yapıla- cak zam oraru hükümetin 2007 yılı enflasyon hedefinin 2.4 pu- an, yıllık ortalama enflasyon he- definin de 2 puan üzennde olma- sı öngörülüyor. Memur maaşlan- aynı yıl için hedeflenen yüzde 4'lük enflasyonun yanm puan al- tmda kalacağı hesaplanıyor. Hü- kümet, 2008'de yıl sonu için ve yıllık ortalamada yüzde 4 oranın- da enflasyon hedeflemişti. na 2008 yılında ise ortalama yüz- Ağustos'ta masaya oturulacak Kamu Görevlileri Sendikalan Yasası'na göre hükümetin 2006 yılında memur maaşlanna yapı- lacak zam oranını belirlemek için 15 Ağustos'ta yetkili memur kon- federasyonlanyla masaya otur- ması gerekiyor. Yasaya göre, 15 Ağustos'ta başlaması öngörülen toplu görüşmelerin en geç 15 gün içinde sonuçlandınlması gereki- yor. Bu süre içinde anlaşmaya va- nlması dunımunda düzenlenen mutabakat metni taraflarca imza- lanacak ve Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Taraflar arasmda anlaşma sağ- lanamaması dunımunda Yüksek Hakem Kurulu Başkam'mn baş- kanlığında Uzlaştırma Kurulu toplanacak ve 15 gün ıçınde ra- porunu hazırlayarak Bakanlar Kurulu'na sunacak. Ancak son karan yine Bakanlar Kurulu verecek. KASANIZ7T BEREKET *<*M(TSüBtSHi C H N T E R FE 511 www.temsa.com.tr AJNKARAPAZARI YAKUP KEPENEK v Yabancılaştırmar Yanlışı Son yirmi yılını özelleştirmeyle geçiren Türkiye, son aylarda, bu kez, özel şirketlerin yabancıların eli- ne geçmesi sürecini yaşıyor; yabancılaştırma bu an- lamda kullanılıyor. özelleştirmeyi yabancılaştırma iz- liyor. • • • Geçmişten günümüze özelleştirmenin nesnel bir değeriendirmesi yapılırsa kolayca görülür ki, süreç, ekonominın gelişip güçlenmesine olumlu katkı yap- madı ve yapmıyor. Ozelleştirme sonucunda, ne ser- mayenin halka/tabana yayılması ne de özelleştirilen kuruluşların daha çok yatınm yapılmasıyla üretim ve iş bulma artışı sağlandı ne de özelleştirmeden elde edilen gelirler yeni yatırımlara dönüştü. özelleştir- meyle hedeflenen "serbestpiyasada rekabet" bek- lentisi ise kayıt dışı ekonominin karanlığına karışıyor. Sonuncusu Seydişehir Alüminyum olmak üzere, onca örneğinin her gün kanıtlamakta olduğu gibi, hükümetin ozelleştirme politikası, "KİT satılsın da kaça satılırsa satılsın" anlayışına dayanıyor. Oysa, herhangi birsatıcı, malını, maliyetinin üstünde birfi- yatla satar. Hükümet, maliyetlerini bilmediği için, KİT "kaça a//rsan/z alın" mantığıyla satılıyor. Bu anlayış, kamu görevlilerinde bulunması gereken "tedbirli tüccargibi" kuralına bile uymuyor. Kaldı ki, bu ülkenin üretim olanaklannın arttınlma- sı amacıyla, kilit ya da stratejik sektörierdeki KlPin özelleştirilmesi yanlıştır. Geçmişte Sümerbank, Eti- bank ve Teletaş, günümüzde de Erdemir, Telekom, Petkim, Tüpraş ve THY stratejik özelliklere sahiptir. Bunların KİT olarak kalması, ancak, özerk yönetil- mesi gerekir. • • • ozelleştirme hızlanarak sürdürülürken, son aylar- da, yabancılar, yalnız KİT'e değil, özel sektörün ön- de gelen şirketlerine de "büyük ilgi" duyuyor. En bü- yük iletişim şirketi ve bazı özel bankalarta birlikte iri- li ufaklı pek çok şirketin yabancı sermayenin ege- menliğine geçmesi süreci yaşanıyor. Hükümet de kamu-özel ayınmı yapmaksızın bü- yük şirketlerin yabancılara satışını istiyor; bizim için sermayenin yerlı ya da yabancı olması fark etmez anlayışıyla davranıyor. Bankacılıkta yabancı serma- ye payının yüzde yirmiler düzeyinde tutulmasını is- teyen bakanlar, bunu, "kişisel görüş" olarak açıklı- yor Hükümet, bankacılıkta da yabancı sermayeye sınır tanınmasını istemiyor. Tam da bu sırada, toplumda, önde gelen şirket- lerin yabancılara satışı konusunda, toplumsal duyar- lılığın, bir ölçüde de olsa arttığı görülüyor. Orneğin, Erdemir'deki esasen yüzde 46 dolayın- da olan kamu sermaye payının yabancılara satılma- sına geleneksel olarak büyük sermayenin sözcülü- ğünü yapan çevrelerden de, az da olsa, karşı çıkan- lar oluyor. Erdemir'in yabancılara satışına karşı çı- kan seslerin çoğalması, bir toplumsal bilinçlenme göstergesi sayılabilir mi? Bu soruya, en azından şim- dilik, "evet" demek kolay değil. Çünkü, hükümetin ve onun büyük medya destek- çilerinin, sınır tanımadan özelleştirmeve yabancılaş- tırma tutumu tüm ağırlığıyta varlığını sürdürüyor. Bu köşede de neredeyse sürekli olarak vurgulan- dığı ve onca deneyin kanıtladığı gıbi, ızlenen yol yan- lıştır. Hükümet ve destekçileri, bir büyük yanlışta ıs- rar ediyor. Türkiye geleceğini yitiriyor. yakupkepenek@hotmail. com BtDBAh'de başvuru süresi uzadı • ANKAR\ (ANKA) - Ozelleştirme tdaresi Başkanlığı (ÖİB), 8 Temmuz Cuma günü sona erecek olan ERDEMÎR'in yüzde 46.12 oranındakı hissesinin satış ıhalesıne katılacaklar için önyeterlilik başvuru süresini 14 Temmuz Perşembe gününe kadar uzattı. Resmi Gazete'de yayımlanan ÖtB'nin ihale ilanıyla yapılan değişiklikle, ön yeterlilik için 8 Temmuz Cuma günü olan son başvuru süresi 14 Temmuz Perşembe günü saat 16.00'ya kadar uzatıldı. DÜNYA EKONOMÎSÎNE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglu@gmail.com Amerika'da giderek artan sayıda yorumcu, Bush yönetiminin Irak'ta ve Ortadoğu'da bataklığa sap- landığını ileri sürerken başka ülkelerde kimi yorum- cular, bu başarışızlık olarak eleştirilen olgulardan kalkarak ilginç bir biçimde, Bush yönetiminin aslın- da çok başarılı olduğunu, çünkü esas amacıntn zaten bölgede kargaşa çıkartmak olduğunu ile- ri sürüyorlar. Bush'un, ABD kamuoyunda başlayan güvensiz- liğı gidermek, dozu giderek yükselen eleştirilere ce- vap venmek amacıyla, geçen salı günü Fort Bragg garnizonunda yaptığı konuşma, bu ilginç yaklaşımı değerlendirmek için uygun bir ortam oluşturdu. Bir blHmkurflu örnefll Bush konuşmasını, "Gelecekte tarihçiler, bugün- leri, Afganistan ve Irak'ta özgüıiüğûn gelişmesiyo- lunda bir dönüm noktası olarak yazacak" sözleriy- le noktaladıktan iki gün sonra, CNN, konuşmanın yapıldığı gün Afganistan'da Taliban'ın bir Chlnook helikopterini düşürerek 17 özel tim görevlisini öldür- düğünü, saldınnın filmini de çektiğini bildiriyordu. Bu timin yardımına giden bir diğer timin başına ge- lenlerse, cumartesi günü hâlâ belli değildi. Çarşam- ba günü Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu'na bilgi veren General Peter Pace, Afganistan'da is- yancılann güçlenmeye başladığını söylüyordu. Ola- yı aktaran New York Times'ta Afganistan'da Tali- ban güçlerinin toparlanarak giderek daha etkin sal- dınlar düzenlemeye başladığını yazıyordu. Irak'ta ise olağan bir gündü, intihar eylemleri, ölümler, işken- celer karşılıklı suçlamalar vb... Washington Post'a göre, Bush konuşma metni- ni hazırlarken Duke Üniversitesi siyaset bilimcilerin- den Peter D. Feaver ve Christopher F. Gelpl'ye başvurmuş. Onlar da Bush'tan halka zafere doğru ilerlendiğinin gösterilebileceği bir çerçeve sunması gerektiğıni söylemişler. Genelde halk özelde de dış politika uzmanlan ve as- kerier, Bush'un, bu konuşmasında Irak'taki duru- mun gerçekçi bir değerlendirmesini yapmasını, ge- leceğe yönelik bir "yolharitası" sunmasını bekliyor- lardı. Ne ki Bush'un konuşması, Prof. Gelpi'nin söz- leriyle, "Kamuoyuna, gerçekleştihlen ilerlemeleri değerlendirmelerine yardımcı olacak bir çerçeve sunmayı başaramadı." Los Angeles Times'ın baş yazısı, "tam bir düş kınkltğı" olarak niteler, Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) eski başkanlarından, şimdi Yale Üniversitesi'nde Prof., muhafazakâr Hudson Enstrtüsü'nde görevli, emekli general William Odom, Alman TV'sine ver- diği birdemecinde, Bush'un "yolumdan dönmeye- ceğim" sözlerini bir gökdelenin en üst katından at- layan adamın, orta katlardan geçerken "yolumdan dönmeyeceğlm" demesine benzetiyordu (Coun- terpunch, 30/06). ABD'nin dış politika duayenlerin- den Zbignievv Brzezinski ise Financlal Times'a yazdığı bir yazıda, Bush'un, 11 Eylül ve Irak rejimi arasındaki olmayan bağlara gönderme yaparken daha önce büyük bir kesinlikle ileri sürülen kitle im- ha silahlarına, Irak halkının ABD askerierini sevinç- le karşılayacağına ilişkin savlara hiç değinmeyen ko- nuşmasını bir "bilimkurgu metnine" benzetti. Brze- zinski'ye göre, konuşmada, bölge jeopolitiğinin en önemli sorunlanna ilişkin hiçbir ciddi tezin bulunma- ması özellikle kaygı vericiydi. Askerlerln sesslzllfll Bush konuşmasını yaparken ilginç bir olay yaşan- mış: Salondaki askerler, konuşmayı daha önceki ko- nuşmalarda rastlanmayan bir sessizlikle karşılamış- lar. Bu sessizlik, CBS, New York Times, Guardian Bush Yönetimi Başarılı mı? yazartan, Pentagon'dan emekli Ortadoğu uzmanı Albay Karen Kvviatkovvski tarafindan ordunun hoş- nutsuzluğunu gösteren bılinçli bir tutum olarak yo- rumlandı. Bush'un konuşmasının başanlı olamadığını gös- teren başka olgular da var. Orneğin, Neilsen Me- dia Research kurumun bulgulanna göre Bush'un mediğine, yüzde 52'sinin de Bush'un ulu- su bilerek yanılttığına inandığını gösteri- yordu. Konuşmanın yapıldığı gün yayım- lanan bir "USA Today/CNN/Gallup" araştırmasına göre, halkın yüzde 61 'i Bush'un geleceğe ilişkin be- lirgin bir planının olmadığına inanıyordu. Zogby ka- muoyu yoklaması şirketinin araştırmasının sonuçla- n, Bush'un konuşmasının, kamuoyunu etkilemekte başansız kaldığını düşündürüyor: Bush'un önceki hafta yüzde 44 olan kamuoyu desteği konuşmadan sonra yüzde 43'e gerilemiş (www.zogby.com). konuşması yalnızca 23 milyon kişi tarafindan izlen- miş. Bu Bush'un tüm meslek yaşamında karşılaştı- ğı en düşük izleyici oranıymış. Diğer taraftan bir Washington Post/ABC kamuoyu yoklaması, hal- kın yüzde 53'ünün savaşın yapılan fedakârtığa değ- Cehenneme glden yol... Savaş sanatı, saldınsını çok kritik dengeler üze- nnde başlatan bir gücün başarısının, kendini siyasi, askeri açılardan olduğundan çok daha güçlü gös- tererek düşmanlarını yenilginin kaçınılmazlığına inandırarak moral bir avantaj elde etmesine bağlı ol- duğunu söyler. ABD'nin "imparatohuk atılımı" da çok kritik den- geler üzerinde başladı. orneğin, ABD ekonomisi kü- resel göreli üstünlüğünü yitiriyor, yükselmekte olan müstakbel rakiplerinin verdikleri kredilere giderek daha çok bağımlı hale geliyor, dış borç, cari açık iliş- kisi Meksikave Asya krizlenni anımsatıyordu (bu ko- nuda yeni bir değerlendirme için: Setser ve Roubl- ni, Foreign Affairs, Temmuz/Ağustos 2005). Bu yük- selen güçlerin bir noktada ABD ekonomisini finan- se etmekten vazgeçmesinin ya da karşılığında eko- nomik, siyasi taleplerde bulunmaya başlamasının olasılığını güçlendiriyordu. Bush yönetimi, işte böy- le bir konjonktür oluşmadan dünya enerji kaynakla- n açısından en stratejik kara parçasını ele geçirme- ye, askeri gücüyle herkesı yıldırmayı amaçladı, an- cak bir süre sonra saldın patinaj yapmaya başladı. Şimdi, zaman daralıyor, kaynaklar azalıyor, ABD ile bağiaşıklan arasındaki bağlarzayıflıyor, bölgedeki ül- kelerin, ömeğin Türkiye'nin desteği giderek yaşam- sal önem kazanıyor. Bu ülkelerin elitlerinin, ABD'nin başansız olduğunu düşünürlerse, risk alma eğilim- leri zayrflayacak, sürece katılmaları giderek daha da zoriaşacaktır. ABD'de Bush yönetiminin politikasını eleştirenlerin korktuğu durum da budur. Bu koşullarda, ABD'nin stratejinin başanyla iler- lediğini söyleyebılmek için, Bush yönetimini eleşti- renlerin bilmediği sırlara ve Bush yönetimini eleşti- ren kesimin, aslında Bush yönetimiyle işbiriiği için- de olduğunu, ancak "garip bir strateji" gereği hü- kümeti yıprattıklannı gösterecek "doğrulanabilirka- nıtlara" vakıf olmak gerekir diye düşünüyorum. ÜstelikABD, dünya ekonomisi içinde büyük ağır- lığa sahip kaprtalist bir ülkedir; dünya ekonomisi ba- tarken kendi ekonomisini ayakta tutamaz. Bu yüz- den, "aslında ABD Ortadoğu'da kargaşa amaçlıyor" tezinin sahiplerinin, "kargaşanın" dünya ekonomi- sinin tıkanıklıklannın aşılmasına nasıl bir katkıda bu- lunacağını da gösteımeleri gerekir. Anımsarsanız ben, Büyük Ortadoğu projesinin, dünya ekonomisindeki önemli tıkanıklıklann aşılma- sına yardımcı olabilecek bir "mekânsal düzenlerrm" girişimi olarak da değeriendirilebileceğini, derinleş- mekte olan istikrarsızlığın, böyle bir olasılığı, dolayı- sıyla ABD'nin imparatoriuk kuıma şansını ortadan kaldırdığını savunmuştum. "Bush yönetimi başanlıdır" tezinin sahipleri ade- ta, "siz savaş karşrtlannın eleştirilerine kartma- yınız, politikanızı ABD'nin başarılı olduğunu var sayarak saptayınız" diyor, dolayısıyla da bilerek ya da bilmeyerek saldırganın, düşmanlan ve bölge ül- kelerinin elitleri karşısında moral üstünlük sağlama çabasına katkıda bulunuyoriar. Bu size "cehenne- me giden yol lyi niyet taşlanyia döşenmlştir" de- yişinı anımsatmıyor mu?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear