23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 TEMMUZ 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIZI 'in Halk Cumhuriyeti, 1 Ekim 1949 'da kurulduktan sonra otuzyıl kapalı bir kutu olarak kald I Çin bütün tarihi boyunca son I derece merkezi bürokratik bir devlet olmuş, kalabalık nüfusunu devlete sadakat ve disiplini öngören Konfüçyüsçü bir anlayışla pragmatizmin bir arada gittiği bir yaklaşımla bütünlük ı içinde tutabilmiş. I Çin ilkelerinden ödün vermiyorin Halk Cumhuri\eti, ulusal adıy- la "Zhonghua Rennıin Gong- heguo" 1 Ekım 1949"da kurul- duktan sonra bir otuz yıl kapalı kutu ola- rak kaldı Amerikalılann sosyal bilim- lerde sistem analizlen yaparken Çin'e yönlendirdikleri bir mesajın tepkisinı ala- bilmek, o tepkının gerçekliğinı ve ne an- lama geidiğini çıkarabilmek için saç baş yolduklan günler pek uzakta değil. DengŞiaoping'ın 1977'debaşbakanyar- dımcılığına yeniden gelmesi, ordu kur- may başkanlığıyla polıtbüro merkez komitesı üyesi olması günümüz Çi- ni'nin miladıdır. Ardından 1 Ocak 1979'da Pekın'le Washıngton"ın tam diplomatik ilişkiler kurması ve Carter yönetımınin Tayvan'la savunma anlaş- masını feshetmesi gelır. Çin'de 1978'den bu yana uygulanan "merkezden dene- timli piyasa ckonomisi" de cumhunye- tin ilk otuz yılında önemli bir kınlma- ya yol açmıştır. Çin tanhte bırçok kez olduğu gibi yine kendıne özgü bir yol bulmuştur. BüroKratik bir devlet Çin'm bulduğu bu yolu "Bir şey ya budur.yao" şeklındeki Aristoteleskö- kenlı mantıkla anlamak pek kolay de- ğildir. Çin bütün tarihi boyunca son derece merkezi bürokratik bir devlet ol- muş, kalabalık nüfusunu devlete sa- dakat ve disiplini öngören Konfüçyüs- çü bir anlayışla pragmatizmin bir ara- da gıttığı bır yaklaşımla bütünlük için- de tutabilmiştir. Ekilebilir toprak azlı- ğı bütün nüfusunun beslenmesinde da- ıma problem olmuştur. Çin'in, ABD'nın süper güç olarak bütün dünyayı ve uza- yı kontrol ettığı günümüzde asken ma- ceralara girişmek gibi bir lüksü yok- tur. Çin kapıtalizmle sosya- lızmi nasıl bağdaştınyor so- rusuna yanıtı da, bu prag- matizm çerçevesı içinde an- lamak uygun olacaktır. Çin diyalektiğine göre gerçek- liğin ıki durumu "yin ve yang". bir daırenin siyah ve beyaz yanlanyla simgele- nen ve göriingüsel yaşamın bütün yanlannı ortaya ko- yan iki tamamlayıcı güç oluş- turur "Yin" dişi ilke; toprak. karanlık, edilgenlik ve so- ğutma olarak kabul edilrv or. "Yang" ise erkek ılkeyı, gö- ğü, ışığı. etkinliği, iç ıçe geç- meyi simgeler. Bu iki ilke, yüce Mutlak'tan (Taici) kay- naklanan iki temel prensip olarak betımlenır ve karşılık- lı işleyışleri gerçek e\Tenın sürecinı oluşturur. Çinliler 20. yüzyıl başlannın libe- ralizminden. Mao dönemi- nin katı sosyalist günlerinden geçtik- ten sonra günümüz uygulamalanna gi- den yolda "yin-yang" tartışmalanna girmemiş, ancak bilinçlerinin bir ye- rinde hep bu geleneksel zihin kalıpla- nna göndermede bulunmuşlardı. Ka- tı kolekthist uygulamalardan "mer- kezden denetimli piyasa ekonomisine" böyle geçılmiştir Bir tas pirinç Kendilerine "Peld, bütün çabalan- mzda devietdesteğinin abartdmış obna- sının. ucıı/ emeğin rolü yok mu" dive bir soru yönelttiğımızde asla altında kal- mıyorlar "Biz,Türkiye'nincoğrafiko- numunu, stratejik avantajlarnu, kıska- myor muyuz? Söz konusu edhor mu- yuz? Siz niçin bizim nünısumuzu sor- guluyorsunuz? Biz ber şeyden önce bir mUyar üç yüz miryon insanımızı do- yurma, onlara bir tas pirinç vercne ça- bası içindeyiz. İnsanlanmıza asgari gh- da, eğftinı, sağhk olanaklan sağlamak gibi sonınumuz var. Onlar da yaşa- mak. beslenmek, insan olmanın asga- ri koşullannı yerine getirmek haklan- na sahip değüİer mi?" Peki. "Ya bu çevre kirlenmesi?'' Çev- re kirlenmesi gerçeğini göz ardı etmi- yor, çözüm arayışlannı sürdürdüklen- ni ifade ediyorlar. Ancak örneğin Çin'de üretim yapan Avrupalı petrokimya te- sisleri aynı tekniklerle Avrupa'yı da kirletmiyorlar mıydı° "Bu suçlamalar haksız ve maksatn." Çin 1978 sonrası Deng Şiaoping çiz- gisinde dışa açıldı ve kalkınmasını sos- yalist piyasa ekonomisi yörüngesine soktu. Şimdı ise dünya devletleriyle entegrasyon aşamasmı yaşıyor. Çin'in değişen yiizii BULENT TANLA Çin'liler 5 bin yıldır aynı topraklar üzerinde yaşadıklarını, aynı küttürü bu kadar yıldır sürdüren tek ülke oiduklannı gururla söylüyoriar. Gelecek güvencesi ve katılım Çin'in ekonomik etkinlikleriyle dünyada enflasyonun düşmesine, açlığın ve yoksulluğun azalmasına katkıda bulunduğunun altı çiziliyor. Çin her yıl 10-16 milyon yeni işgü- cüne istıhdam yaratma politikasını terk etme niyetinde değil. Dünya pa- zarlanna sadece düşük fiyatta mallar değil. «ermayesiyle, yeni yatınmlar- la girmeye hazırlanıyor. Çin'de kalkın- manın motor gücünü mühendislik ve yüksek teknoloji oluşturuyor. Yaş or- talaması 30, genç işgücü, ortalama 300 ile 400 doiar aylık gelir elde edi- yor. Ailelerçocuklannın geleceklen- ne güven duyuyorlar. Şanghay'da gezdiğimiz çorap tesi- sınin ışletmecısı. "Eskiden üretim ko- nusunda yapılmasını uygun buldu- ğum bir noktayı müdürüme söylü- yordunru şimdiyse kendim süratie uy- guluyorunT dıyor. Çin'in yeni siste- mınde bıreye kısmi özgürlük tanına- rak "etki, hız, verim" yönünden çok daha ıleri bir aşamaya geçilmiş oldu- ğu gonilüyor Herkesin maaşlı oldu- ğu bir sıstemde kararlara katkılannın yetersiz olduğunu fark edip böyle bir Banş ve adil ticaret ç inli strateji uzmanlan, nüfuz bölgeleri ve askeri eksenler kurulması yoluyla dün- ya çapında kurulu düzenin değiştirilme- sini öngören bir çaba içinde olmadıkla- nnı da ifade ediyorlar. "Çin'in banşçıçı- kışı öteki ülkelerde ortak bir refah teme- li üzerinde onlara yeni fırsadar tanıma anla>ışı içinde oluyor" diyorlar. Çinliler insanlık tarihinin en güzel say- falarından birini, banş içinde, binlerce yıllık Çin tarihinden aldıklan esinle yaz- dıklan düşüncesindeler. Bir örnek ola- rak ticaret merkezlerinin adının başına "adil" sıfatını eklemiş olmalan tarihine ve kültürlerine bütün Doğu ve Asya ge- leneklerine gönderme niteliği taşıyor. Başlı başına bir iddia ve bir program. Bir yerlere mesaj aynı zamanda: "Biz tica- reti adil yapanz, sizinki de öyle nıi baka- hm?" Çin'in, kalkınmasırun ikinci dönemin- de alçakgönüllü bir üslup içinde karar- lı, iddialı ve alttan almaz bir tavır benim- semiş olduğu da dıkkati çekiyor. Yaban- cı sermayeye kompleksiz olarak kendi belirledikleri çerçeve içinde kapıyı açı- yorlar. Bize verilen brifinglerde bile gö- züken çok etkili bir ortak akıl oluştur- ma modelleri mevcut. Sözcüleri gereken temel bilgileri veriyor. Öteki katılımcı- lar gerekçe, aynntı. alternatifler üzeri- ne aydınlatıcı açıklamalarda bulunuyor- lar. Çabalann zaman, zemin ve ilkeleri hakkında eksik nokta bırakmıyorlar. Çinliler insanlık tarihinin en güzel sayfalanndan birini, banş içinde, binlerce yıllık Çin tarihinden aldıklarını dile getiriyorlar. ayarlamaya geçmişler. Çin'de tek çocuklu temelli bir nü- fus politikası jiirürlükte. Nüfusun yüzde 92'sini oluşturan "Han"lar için bu politika sıkı bir biçimde uygula- nırken 56 etnik grubun meydana ge- tırdığı \oizde 8 ıçın "ırk aynmcıhgı, ırklann kökünün kurtulmasT sakın- calannı gıdermek üzere iki çocuğa izin verilmektedir. Ihracata dayalı bir bü> r üme mode- li uygulayan Çin Halk Cumhuriye- ti'nde yetkililer "İnsan yaşannndan daha üstün bir değer yoktur. İnsanı merkez ahyoruz" diyorlar 5 bin yıl- dır aynı topraklar üzennde vaşadık- lannı, aynı kültürü bu kadar yıldır sürdüren tek ülke olduklanru gurur- la söylüyoriar. 2020'ye kadar gayri safi \aırtiçi ha- sılasını dört katına çıkarmayı hedef- leyen Çin, ekonomik kalkınma ile bir- likte manevi değererlerin gelişmesi- ne de önem veriyor "2O5O'de,21.yüz- yıl ortalanndaki hedefimiz mil- İigetir sıralamasında orta öiçek- H geBşmiş bir ülke düzeyine ulaş- maknr 1 " diyorlar. Çin gelenekleriyle Batı'dan gelen fikirlerin karşılaştırmalı üstünlükleri tartışması Çin'de 20. yüzyıl başlarında başlamış ve 1949'da Çin Komünist Par- tisi'nin zaferi ile kesintiye uğ- ramış. Günümüzde üç eğilim dikka- ti çekiyor Yeni Konfüçyüsçü akrm geleceğe dayalı bir mo- dernlik teorisi üzerine çalışıyor. Hâkim akım Marksizm kaynak- lı bir ilerleme fikrinden vazgeç- miyor. '4 Mayıs 1929 gelenek karşıü hareketi'ne canlılık kazandır- ma peşindeki liberaller reform- cu eğilimlerin çeşitliliği üzerin- de dumorlar. Bazı yabancı göz- lemciler "Marx ve sınıf müca- delesinin ardından gelen 1980'ta" yıDarm liberal açıdan Banhlaş- ma tartışmasının yerini günü- müzde Danvinizm akfa gjdi>>or" diyorlar. Küreselleşme karşısın- da ayakta kalmak için güçlü ol- mak şart. sadece güçlülerin bu şansı vardır. Çin bu şansını kullanmaya kararlı görünüyor. Batı, Çin si- yasetini, ekonomisinı. kültür ve zihniyet dünyasıru yakından ız- liyor. Biraz gecikmeyle biz de bu yörüngeye gırmış bulunuyo- ruz. Ancak Çin'le doğrudan bağ- lantı kurmada henüz yapılacak çok şey var SÜRECEK Dünyanın ilgisini çekmeyi başarmış B ütün makro kararlar yine merkezde alın- makta, piyasaya görece bir özerklik tanın- makta, büyük devlet işletmelerinin \erim- sızlığı küçük ışletmeleruı değişen koşullara uyum gösterebilen esnekliğıyle telafi edilebılmektedır. Yeni sistemin özü budur. Çeyrek yüzyıl öncesin- de bile kapalı kutu sayılan Çin. artık bütün dün- yanın ilgisini çekmektedir. Gündeme bir otur- muş pir oturmuştur. Son çeyrek yüzyılda birçok kez ziyaret ettiğimiz Çin'i geçen yıl Çin Komü- nist Partisi'nin. bu yıl da Ticaret Bakanlığı'nın davetlisi olarak çok yönlü inceleme fırsatını bul- duk Bu yılki gezimizde HikmetÇetinkaya, Ser- pil \ ümaz, Necati Dogru ve Yalcın Bayer gibi ar- kadaşlanmın varlığı gözlem ve değerlendirme- lerimize dınamizm ve eleştiri boyutu kattı. Çin, Başbakan WenJiabao'nun geleneksel bıl- geliği günümüze aktaran şu sözüne uygun ham- leler içindedir: "tleriye doğru bir adım atmazsak, uzun mesafeleri kat edemeviz. Küçük dereler bir araya gelmezse, ırmaklar ve denizler oluşamaz." Çin'deki gezımizin son gününde, bu sonbahar ikinci insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirecekleri- ni öğrendik. Onlar astronota ya da kozmonota *tw- konot" diyorlar. Taykonotlar, olabilırse ekım ba- şında Shenzhou-6 (llahi Gemi) kapsülü içinde beş ya da altı gün kalacaklar. Çin 2003 Ekimi'nde SSCB ve ABD'den son- ra uzaya insan gönderen üçüncü büvoik güç ol- muştu; Yang Liwei o tarihte dünya çevresınde on dört kez dönmüştü. Bir tek bu haber bile Çin'in gelmiş olduğu noktayı göstermeye yeter. Bu yılki gezimizde Hikmet Çetinkaya, Serpil Yıl- maz, Necati Doğru ve Yalçın Bayer gibi arkadaş- lanmın varhğı gözlem ve değerlendirmelerimize dinamiznı ve eleştiri boyutu karb. Çin ekonomisinin 2005"in ikinci çeyreğinde yüz- de 9.5 büyüme oranını yakalaması. para birimi Yuan ya da Renminbin'in değerinin dolar karşı- lığında >üzde 2.1 artması bütün dünyada dikkat- le izleniyor. Çin'in ardından Malezya da ulusal parasırun değerini dolara çıpalamayı bırakıyor. Yu- an'ın revalüe edilmesi Türk tekstil şirketlerinin rekabet gücünü arttınyor, borsa değerlerini yük- seltiyor. Çin'deki temaslanmızda. muhataplanmız ülke- nin ekonomik kalkınmadan başka bir kaygısı ol- madığını. "banş, banş, banş"tan başka brr hedef gözetmediklerini sürekli vurguladılar. Deng Şi- aoping ile başlayan "dışa açılma ve reform" uy- gulamasıyla Çin'in ekonomiden siyasete kadar her alanda ikinci döneme geçtiği de apaçık. Günümüz Çini'nin gücü tartışıladursun, kalkın- masının en önemli özelliği on beş yıldır sürekli büyüme içinde olması. Çin, bir zamanlann SSCB'si gibi bir süper güç degil. henüz kalkınma aşama- sında. Çinli strateji uzmanlan bu noktanın özellikle altını çızıyorlar. Çin'in hegemonya kurma hede- finin de nüfuz çevresinin de bulunmadığını be- lirtmeye özen gösteriyorlar. Amerikan ve Sovyet bloklan politikada, ekonomide, askeri alanda zıt- laşıyorlar, birbirleriyle uzlaşmaz modellerin pe- şinde gidiyorlardı. Çin'in sosyalist piyasa ekonomisi küreselleş- me sürecinin bir parçası ve dünya ekonomik sıs- temiyle bütünleşmiş durumda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear