23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2005 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı PB PB PB PB B PB B B 31 32 30 31 34 35 40 40 Zonguldak PB 27 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas PB PB PB PB B B B B 29 26 26 27 32 34 33 31 A 35 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A A B 36 33 41 41 38 41 33 29 Y 30 YLrdun kuzey ke- sımlen parçalı bulutlu, Rıze, Artvın. Kars ve Ardahan çevreleri sa- ğanak ve gök gürultü- lusağanakyağışlı.dı- ğer yerler az bulutlu ve açık geçecek Ha- va sıcaklığı yağış alan yerlerde degışmeye- cek. Diğer yerlerde bı- raz artacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 1/ 22 22 21 19 26 29 26 Münıh PB 30 Zürth Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB PB PB B B B B 2b 30 33 30 31 30 30 34 PB 30 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahıre PB A Y B PB PB PB B 2/ 38 24 36 32 32 25 35 B 39 0Açık <£_3 Sıs % Bulutü ^ ÇOK bulutlu • Yağmuriij Karlı ı Gok gurültulu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada daki bir koridorda baş başa yürürken bizimki sü- rekli Tony'ciğine bir şeyler anlatıyor. O da Tay- yip'çiğini dikkatle dinliyor. Tabii bu manzara karşısında gururlanmamak olanaksız. Tony Türkçe mi öğrendi yoksa bizim- ki mi Amerika'ya gide gele Ingilizceyi kavradı. Doğrusu kestirmek giderek zorlaşıyor. Fakat Başbakan (hertıalde) Türkçe-lngilizce karışımı Tarzanca dille Türkiye'nin, örneğin ek protokolü imzalarken Güney Kıbrıs'ı tanıma anlamına gel- meyeceğini Ingilize anlatıyor. • • • Yazılan çizilenlere göre deklarasyon metni ha- zırdı. Ne ki, Tony ile Tayyip'in açıklamalarından bu sonucu çıkarmak zor. örneğin gazetecinin "Ekprotokol konusunda Blair'in kafanızdaki tas- lak metinle hemfikir olduğunu söyleyebilir misi- niz" sorusunu RTE, "Hemen hemen diyebilirim" diye yanıtlıyor. Bir başka soru; "Metnin biraz daha yumuşatıl- ması gibi (Blair'in) bir talebioldu mu?" Yanıt: "En kötü ihtimalle şu andaki taslağa yaklaşımlan bu şekilde." Daha başka açıklamalarda da "konuyu iki ülke dışişleh bakanlannın görûşmekte olduklan" denil- diğine göre, Ankara'dan ayrılırken Türk heyetinin çantasında sadece "£>/rfas/a/c" olduğu veancak.... fngiltere ıle yapılacak görüşmelerden sonra dek- larasyona son şeklinin verileceği sonucu çıkıyor. Yumuşak mı sert mi? fngiltere, Güney Kıbrıs li- deri Papadopulos'a Türkiye'ye karşı "yüksek sesle" konuşmamasını salık verdiği gibi; RTE'den de deklarasyonda Güney Kıbrıs'ı ve AB'yi kışkır- tacak sert ifadelere yer vermekten sakınılmasını istemiş olabilir. RTE'nin, Blair'le görüşmesinden sonra "...kar- şı tarafı tahrik edecek, kışkırtacak herhangi bir yaklaşım içinde, nasıl bugüne kadar olmadıysak, bugûnden sonra da olmayı düşünmüyoruz" diye konuşması bu yüzden. "Karşı tarafı kışkırtmamak!" Bu saptamanın içe- riği ne olabilir? AB kulisine göre deklarasyonda "Türkiye, 'sadece Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıma- dığına' ilişkin birifadeyle" mi yetinecek? örneğin hava ve deniz limanlarının Güney Kıbrıs gemi ve uçaklarına kapalı olduğuna değinmeyecek mi? • • • Hükümet sadece tanımayla ilgili sorulara yanıt vermekle yetiniyor. Tanıma olmasa bile protokol- le ilişkilerin çoğu konularda çarşaflayacağını ve- ya çarşaflamayacağını kamuoyuna açıklamak zahmetine katlanmıyor. Zaten soranı da yok ya! örneğin Baykal, protokolün yürürlüğe girme- siyle KKTC'nin Türkiye'ye yapacağı ihracattan yüzde 16 vergi alınacak, diyor. KKTC'nin daha şimdiden Güney Kıbrıs'ın ekonomik olarak sö- mürgesi haline dönüşmeye başladığını, fiilen ve hukuken ticari ambargoya tabi tutulmuş olaca- ğını söylüyor. Bizimki Kıbns'ı yitirerek Kıbrıs sorununu çöz- düğüne inanmış bir Başbakan olarak dönüyor Londra'dan... Mutlu! THE TIMES'A AÇIKLAMA YAPTI Erdoğan: ABD çaba göstermiyor Dış Haberler Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'ta PKK'ye yönelik ön- lemler konusunda Ankara'nın anlayış ve bek- lentilerinin bir sının olacağını söyledi. Ingilte- re'ye yaptığı ziyaret sırasında The Times gaze- tesine konuşan Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadelede üzerine düşen tüm sorumluluklan- nı yerine getirdiğini, aynı kararlı yaklaşımı müt- tefiklerinden de beklediğini ve PKK ile müca- delesine destek istediğini belirtti. Erdoğan, Tür- kiye'nin sınır ötesi operasyonla PKK üyelerini Kuzey Irak'ta takip etmesine ilişkin tartışmalar- la ilgili olarak "Açıkça söylemek isterim ki şu anda ABD'den bu mücadele konusunda bek- lediğimiz çabayı görmüyoruz. Bu görüşümü- zü Amerikalı dostlarımıza da söyledik" dedi. 'Anlayış ve beklentinin sınırı var' Türkiye'nin bu konudaki anlayışının ve beklen- tisinin belli bir sının olduğunu kaydeden Erdo- ğan, ABD'nin PPK'yle ilgili çahşmalannı art- tırma sözü verdiğini harırlattı. Erdoğan, kendisi- ni terör saldınlanna karşı korumanın uluslarara- sı hukuka göre Türkiye'nin hakkı olduğunu vur- guladı. The Times gazetesi, Erdoğan" ın bunu söylerken ABD'nin 11 Eylül saldınlanndan sonra Afganistan'da yaptığı faaliyetlere gönder- mede bulunduğunu savundu. "Bir ülke tehdit altındaysa bu ülke gerekeni uluslararası ya- salara uygun olarak yapar" diyen Erdoğan, "Ben ülke ismi telaffuz etmek istemivorum. ama biz de herhangi bir diğer ülkenin hakkı- nı kullanabileceği veya kullandığı gibi kulla- nabiliriz" şeklinde konuştu. 'Türkiye'ye yardımcı olunmair The Times gazetesinin dünkü sayısındaki başya- zıda da Türkiye'ye yardımcı olmanın önemine değinildi. Türkiye'ye yönelik terör saldınlannın dikkat çekici olduğu belirtilen yazıda, Erdo- ğan'ın gazeteye demecinde "Sabnnuzın bir sı- nın var" dediği hatırlatıldı. Yazıda, Türkiye'de pek çok reform yapıldığına işaret edilirken re- formlann memnuniyet verici bir sonuç doğur- duğu, PKK'nin radikal Kürtler arasında marji- nal bir noktaya itildiği ve bu durumun örgütü yeniden şiddete yöneltmiş olabileceği belirtildi. UMUT davasmda müebbetANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Gazetemiz yazarlan Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Ak- soy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok'un öldürülmesinin de aralannda bu- lunduğu çok sayıda olayı kapsa- yan UMUT davasında, sanık Fer- han Özmen, ağırlaştınlmış mü- ebbet hapis cezasına çarptınldı. Mahkeme, sanıklardan Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin ve Ek- rem Baytap'ın ceza miktan ve tutuklu kaldıklan süreyi dikkate alarak tahliyelerine karar verdi. Davada, ıki sanık 6'şar yıl 3'er ay, dört sanık 3 'er yıl 1 'er ay, bir sanık da 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde görülen davanın dünkü karar duruşmasına, tutuklu sanık- lar Ferhan Özmen, Hasan Kılıç. Mehmet Ali Tekin ve Ekrem Bay- tap, tutuksuz yargılanan Abdul- hamit Çelik ve Mehmet Şahin ile sanıİdann avukatlan ve mü- dahil avukatlan katıldı. Savcı Salim Demirci, sanıkla- nn cezalandınlması yönündeki eski mütalaasını yineledi. Müda- hil avukatlanndan Halil Sevinç, savcının mütalaasına katıldıklan- nı, sanıklann cezalandınlmasını istediklerini söyledi. Sevinç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kış- lalı, Muammer Aksoy ve Bahri- ye Uçok cinayetlerini organize e- den güçler de ortaya çıkanlıp yar- gılanmadığı sürece, dosyanın müvekkilleri açısındankapanma- yacağını belirterek kamu vicda- nının da tatmin olmayacağını söyledi. Son sözleri sorulan Fer- han Özmen, müdahil avukatlann- dan Sevinç'in "karanlık güçler- den" söz ettiğini belirterek "Ka- ranlık güçler varsa. bunlar or- taya çıkarüsın. Şimdiye kadar hiç karanlık güç falan ortaya çıkmadı. Çıksa da biz rahat et- sek. Beraatimi istiyorum. 6 yıl- dır ilk defa beraat isteminde bulunuyorum" dedi. Ceza indirimi yapılmadı Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, samk Ferhan Özmen'in "Anayasal düzeni si- lah zoruyla yıkarak, yerine din kurallanna dayalı devlet kur- mak için oluşturulan silahlı ör- güte üye olup, anayasal düzeni YAVUZ TOPRAĞA VERİLDİ - Mısır'ın Şarm el Şeyh tatil beldesinde düzenlenen bombalı saldırılarda yaşamını yitiren Safiye Güler Yavuz'un cenazesi dün toprağa verildi. THY'ye ait uçakla sabah saatlerinde Kahire'den Atatürk Havalimanrna getirilen Yavuz için Marmara Üniversitesi tlahiyat Fakültesi Vakfı Camisi'nde cenazetöreni düzenlendi. Törene, Yavuz'un ailesi, yakınlan, iş arkadaşları katıldı. Safiye Güler Yavuz'un cenazesi, öğleyin kı- lınan cenaze namazının ardından Ümraniye Kocatepe Mezarhğı'nda toprağa verildi. (AA) Çağla Yalçın da yaşamını yitirdi Haber Merkezi - Mısır'ın Şarm el Şeyh ta- til beldesinde düzenlenen bombalı saldınlar- da yaralanan Çağla Yalçın, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) yaşamını yitirdi. Askeri ambulans uçağıyla geçen pazar günü Mısır'dan Türkiye'ye geti- rilen ve GATA Yanık Merkezi'nde tedavi al- tında tutulan Çağla Yalçın, tüm müdahalele- re karşın kurtanlamadı. Çağla Yalçın'ın eşi Bilgehan Yalçın da sal- dın sırasında yaşamını yitirmişti. Mısır'ın Şarm el Şeyh tatil beldesinde düzenlenen sal- dırılarda 5 Türk yurttaşıyla birlikte yaklaşık olarak 88 kişi yaşammı yitirmişti. Londra saldınlannı planlayan teröristin yakalandığı ileri sürüldü 9 gözaltıdan 3'ü Türk Dış Haberler Servisi - tngilte- re'nin başkenti Londra'da polis, 7 ve 21 Temmuz günleri gerçekleş- tirilen saldrnlarla ilgili soruştur- ma kapsamında 9 kişiyi gözaltına aldı. Bu kişilerden 3'ünün Türk olduğu öne sürüldü. Saldınlann beyni olduğunu sanılan Harun Asvat'ın ise Zambiya'da tutuk- landığı bildirildi. Londra'nın Tooting Broadway semtinde işletmecilik yapan Ah- met Ali, yanında çalışan 3 Türk gencin, dün sabah yapılan baskın- lar sırasında gözaltına alındıklan- nı söyledi. Gençlerin soyadlannı bilmediğini belirten Ali, isimleri- nın, tslam, tbrahim ve Hidayet olduğunu kaydetti. Islam adlı Türk'ün soyadının 'Tat' olduğu öğrenilirken îslam Tat'ın babası İsmet Tat, oğluyla en son 2 gün önce konuşruğunu söyledi. Tat, "Oğlum bu tür olaylara karış- mış olamaz. Mutlaka bir yanlış anlama vardır. Birkaç gün için- de geri dönecekti. Ama bu olay oldu" dedi.Ağabey Hasan Tat ise kardeşinin imam hatip lisesi mezunu olduğunu söyledi. Amerikan CNN televizyonu- nun verdiği habere göre saldın- lann beyni olduğu sanılan Harun Asvat Zambiya'da tutuklandı. Habere göre, Pakistan kökenli Ingiliz Asvat'ı sorgulamak için aralannda ABD ve îngiltere'nin de bulunduğu birçok ülke görüş- melerde bulunuyor. değiştirmeye cebren teşebbüs etme" suçundan eski TCY'nin 146 1. maddesi uyannca ağırlaş- tırümış müebbet hapis cezasına çarptınldığını bildirdi. Karade- niz, sanığın eylemlerinin yoğun- luğu ve sürekliliği, her biri idam cezasını gerektiren öldürme ve yaralama eylemlerini gerçekleş- tirmiş olması ve eylemlerden sonraki da\Tanışlan, ceza adale- tinin sağlanması, hak ve nefaset kurallan göz önüne alınarak, Öz- men hakkında ceza indirimine y- er olmadığının kararlaştınldığını kaydetti. Kamu hızmetlerinden ömür boyu yasaklanmasına karar verilen Özmen'in tutukluluk ha- linin de devamına karar verildi. Mahkeme heyeti, tutuklu sa- nıklar Hasan Kılıç ve Mehmet Ali Tekin'i silahlı örgütün özel gö- revli yöneticisi olma suçundan 10'ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Terörle Mücadele Yasası'nın ce- za arttınmını öngören 5. madde- si uyannca sanıklann cezasını 15'er yıla çıkaran mahkeme he- yeti, Kılıç ve Tekin'in duruşma- daki iyi halleri, sosyal ilişkileri, eylemlerinden sonraki davranış- lannı dikkate alarak, cezalannı 12 yıl 6'şar aya indirdi. Kıhç ve Tekin'e tahliye Mahkeme, Topluma Kazandır- ma Yasası'ndan yararlanma istek- lerini de yerinde bularak, Kılıç ve Tekin'in cezalannı 6 yıl 3'er aya indirdi. Mahkeme, ceza miktan ve tutuklu kaldıklan süreyi dikka- te alarak, Kılıç ve Tekin'in tahli- yesine karar verdi. Mahkeme, Mehmet Şahin, Fa- tih Aydın, Muzaffer Dağdeviren ve Abdulhamit Çelik' i, silahlı ör- güt üyesi olma suçundan 5'er yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıkla- nn Terörle Mücadele Yasası'na göre cezalannı 7 yıl 6'şar aya çı- karan heyet, iyi hal ve Topluma Kazandırma Yasası'ndan yarar- lanma durumlannı dikkate alarak sanıklann cezalannı 3'er yıl 1 'er ay 15'er güne indirdi. Mahkeme heyeti, Yusuf Karakuş'u, suçu iş- leyiş biçimi ve yoğunluğunu, sos- yal durumunu gözeterek yeni T- CY'ye göre 6 yıl hapis cezasına mahkûm etti. Karakuş'un cezası önce arttınldı, daha sonra Toplu- ma Kazandırma Yasası da uygu- lanarak 3 yıl 9 aya düşürüldü. 'Temyiz edeeeğiz' Sanıklardan Ekrem Baytap'ı ise 12 yıl hapse mahkûm eden mahkeme heyeti, cezayı Terörle Mücadele Yasası uyannca önce arttırdı, daha sonra iyi halini dik- kate alarak 15 yıl hapse mahkûm etti. Baytap'ın Topluma Kazan- dırma Yasası'ndan ve yeni T- CY'nin etkin pişmanlık hükmün- den yararlanma başvurulan, şart- lan oluşmadığından reddedildi. Mahkeme heyeti, aldığı ceza miktan ve tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak, ileride mağdur ol- maması için Baytap'ı tahliye et- ti. Müdahil avukatlan, karan tem- yiz edeceklerini açıkladılar. Avu- katlar, mahkemeye süre tutum di- lekçesi verdiler. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...Nâm-ı Diğep, 'Hâlis Acanı'!..." H Baştarafı Arka Sayfada açmamak için Toplumcu Gerçekçilik' diye savunuyorlardı; oysa ben yurtdışında sorunu biraz kurcalayıp tartıştıktan sonra, aslında Andrey Jdanofun teorisi olan bu tutumun, sanatçıyı bir parti propagandacısı durumu- na indirgediğini saptamış; aynca, toplum- sal diyalektiğin yanı sıra insanlarda bir de bireysel diyalektiğin bulunduğunu hesaba katarak, bu türden toplumsal bir sanatın, sosyalizm'in ruhuna daha uygun olacağına hükmetmiştim. Tuhaftır ama gerçektir, Toplumsal Gerçek- çilik '/Waw'Derg/s/çevresinde, Garip Hareke- ti'ne karşı gençliğin tepkisi olarak gelişmeye başladı; aziz dostum Asım Bezirci'nin, bir ara banayüklenmesinin nedeni buydu; o Toplum- cu Gerçekçi çizgiye uyarak, Toplumsal Ger- çekçiligi eleştiriyordu. Oysa Toplumsal Ger- çekçilik, o sırada iktidar olan partilerin gaze- telerinde 'Moskova Ajanlığı' olarak nitelen- mişti. Gençler, bunun üzerine, Toplumsallığı da bıraktılar, Gerçekçiliği de, sonradan 'Ikinci Ye- ni' adı verilecek, bir biçim alafrangalığına yö- neldiler. Işte, toplumsal diyalektiği olduğu kadar, bi- reysel diyalektiği de hiçe sayan, bu yeni hare- kete karşı, Asım'la aynı safta buluştuk ve sa- vaştık; bu beraberlik şu manada da ilginçti ki, toplumsallığı önemsediği bilinen öteki iki ya- zar dostumuz, Memet Fuat ve Fethi Naci, 'Ikinci Yeni' çevresinde kalmışlardı, onu des- teklediler bile! Bu defa biz dördümüz, aramız- datartışmaya başladık; sanırım edebiyatımız- daki en hızlı ve sert kavgalardan birisidir bu; o tartışmada Asım'la (Bezirci) omuz omuza ol- mak, doğrusu ya bana, dehşetli keyif veriyor- du; o, her zamanki zekâsı ve gerçekçiliğiyle, Toplumsal Gerçekçiliğin, önce sandığı gi- bi bir sapma ya da kayma olmadığını anla- mış; toplumun ve insanın diyalektiğini yan- srtmakta özgür olmak istediğini saptayıp; sanatı bir kelime oyuncakçılığına ya da bi- çim cambazlığına dönüştürmek isteyenle- re karşı, benimle birlikte savaşmak karan- nı vermişti. Gelecek kuşaklann edebiyat tarihçileri için, bu 'fesb/f'in önemli ve yararlı olacağını sanı- yorum; 'Ikinci Yeni'nin zamanla uğradığı yoz- laşma ve akıbet, hangi tarafın haklı olduğunu zaten göstermiyor mu?...) Söyledlklerl kadar, rahat ve lyl ml? (Çağrışım/8. "...o yaz, Cengiz7n (llhan) yazlığında, Çeşme'dey/m; neyle meşguldüm bilmem, televizyon açık, haberleri veriyor; Sı- vas'fa bazı kişilerin bir oteli bastığından, içer- de epeyce aydının mahpus kaldığından bah- sediyor. Cengiz'/e bakıştık, ikimizin yüzünde de, aynı kaygı: Sonu fena bitebilir. "...sonrakihaberterde, içerde mahsurkalan- ların adlan vehliyor; tahmin ettiğim gibi, Asım'/n adı da onlann arasındaydı; otelin ate- şe verildiğini duyunca dehşete düştüm; biliyo- nım ki aziz arkadaşım, bu türlü serüvenlere alışkın değiidir, ne fızik yapısı elverişlidir, ne ruhsalyapısı: O doğru bildiğini doğru söyleyen, bir aydın savaşçıdır, yangın kundakçılarıyla, boğuşacak bir insan değil..." "... tahammülfersa bir bekleyiş başladı, oka- naldan o kanala geçiyor, yangının seyrini takip ediyorduk; söndürülebilecek mi, yoksa!.. Ne- dense onunla yaşadığımız nice olay, sinema şeridi gibi, gözlerimin önünden geçiyor; hay- rettir, bu görüntülerde, Asım'/n sadece yüzü var, iyi niyetligülüşü, kaygı1ı bakışlan; mütevek- kil, fakat azimli duruşu; mütevazı Anadolu ço- cuğu halleri, ben okuduğum zaman Nâzım'/n şiirierini dinleyişi, vs. vs..." "Sonuç tahmin ettiğim gibi, kötü çıktı: Asım Bezirci 'yi biryangında kaybetmiştik; günlerce gözümün önünden, onun dumanlaria, alevler- le boğuştuğu sahneler gitmedi: Asım Bezir- ci 'nin sıradan ölmeyeceğini düşündüysem bi- le, sıra dışılığın bu mertebe alçakça, haksız ve sebebsiz olabileceği aklıma gelmemiş.) (...işte böyle Asım kardeşim, cehennemi sana dünyada yaşattıkları için, ahirette cennete gönderildiğinden eminim: Nasıl, orası söyledikleri kadar, rahat ve iyi mi?...) GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ki sonbahardan itibaren sandığın daha sık konu- şulacağı söylenebilir. Medya balonuyla yükseklerde uçan AKP'nin toplum içindeki desteği ne durumda? Bu sorunun yanıtını en çok AKP'liler merak edi- yor ve çok sık kamuoyu yoklamaları yapıyorlar. Bu konuda amatörlükten de sıyrıldılar. Birden fazla bi- limsel kuruluşları var. Çalışmalarını temelde ikiye ayırıyorlar: 1- Partinin iç araştırmaları. 2- Parti dışındaki kurumlarayaptırılan araştırmalar. Kamuoyu yoklamalarındaki inandırıcılık şüphesi onların da içine düştüğü için anketörler konuştuk- ları kişinin telefonunu da alıyorlar. Anket çalışması- nın tamamlanmasından sonra kontrol ediliyor. AKP yönetimi yaklaşık bir yıl öncesine kadar sonuçları değişik yollarla kamuoyuna duyuruyor- du. Şimdi duyurmuyor! • • • Anket sonuçlarının gizlenmesinin başlıca nede- ni, AKP'nin oy oranındaki düşüş. Elimizdeki bilgi- ler profesyonel araştırma kuruluşlarıyla teması olan kesimlerden... Görünüm, satırbaşlarıyla şöyle: - AKP'nin oy oranı yüzde 18'le 25 arasında gidip geliyor. AKP yönetiminin çok arzu ettiği ve psikolo- jik bir eşik olarak gördüğü yüzde 30'lar artık yok! - Saadet Partisi oyunu arttırmaya başladı. Son anketlerin tümünde yüzde 5'in üzerinde görünü- yor. Ortalama yüzde 6-7'lik bir orana ulaştı. - AKP'nin çekirdek tabanı, partinin türban ve benzeri temel beklentilere yanıt vermesinin gide- rek güçleştiği görüşünde. - Genel olarak seçmenler "Türban sorununu ben çözehm" sözlerınin inandırıcılığını yitirdiğini düşü- nüyor. Kimi anketlerden türbana dayalı oy oranının yüzde 1 -1.5 kadar olduğu sonucu çıkıyor. - Geçen seçimlerde 10 milyon kadar seçmen sandığa gitmemişti. Yeni bir seçimde en az bu ka- dar seçmenin yine sandığa gitmeme eğiliminde ol- duğu dikkati çekiyor. -1999'da DSP ve MHP'ye, 2002'de de AKP'ye akan oylar bugün kararsızlar havuzunu dolduru- yor. - Barajı geçecek partiler olarak AKP, CHP, MHP ve DYP görülüyor. Son 3 parti dalgalanmada. • • • Yeniden altını çizelim, verdiğimiz rakamlar çeşit- li araştırma kurumlarının kamuoyu ile paylaşmadı- ğı, bızim de ikinci elden aldığımız bilgilere dayanı- yor. Bu rakamların genel gözlemlerimizle tam ola- rak örtüşmese de yer yer çakıştığını vurgulayalım. AKP'nin bugün kurduğu iktidar ittifaklan kendi- sini iktidara taşıyan kesimler değil! Bu yüzden 3 Kasım 2002'de AKP'ye akan oylar ortada geziyor. Seçim ortamına girilmediği için bu oyların hangi yöne gideceğini şu aşamada öngörmek olanak- sız. Ancak o güne hazırlanan büyük bir hareketin de henüz olmadığını söyleyebiliriz. CHP, kasıma dek kongreleriyle uğraşacak. MHP, daha çok içindeki gelişmelerle haber oluyor. DYP, kongresinden iktidar adayı parti görünü- mü ile çıkmadı. Bu durumda AKP'liler de kendilerinde "Bizden başka kim var" sorusunu sorma hakkını görüyorlar! ankcum " cumhuriyet.com.tr PKK, belediye başkanı kaçırdı I Baştarafı 1. Sayfada nı durdurdu. Doğan'ı serbest bırakan grup, daha sonra arazi yapısı ve bitki örtüsünden yararlana- rak kırsal alanda Akyürek'i de yanlanna alarak izini kaybettirdi. Doğan'ın olayı güvenlik güçle- rine haber vermesinin ardından bölgede geniş kapsamlı arama-tarama faaliyetleri başlatıldı. AKP Bingöl Mılletvekili Fevzi Berdibek, Akyü- rek"in kaçınlmasından endişeli olduklannı belir- terek "Sivil toplum örgütleri ortak bir dekla- rasyon yayımlamalıdır" dedi. CHP Bingöl îl Başkanı Mustafa Kurban ise Akyürek'in her- kesle arasının iyi olduğunu vurguladı. ÎHD Bin- göl Şube Başkanı Rıdvan Kızgın. "Kaçırılmayı ilçe halkının iradesine yönelme olarak değer- lendiriyoruz" dedi. Kızgın, Tunceli'de kaçınlan er Coşkun Kırandi'nin serbest bırakılması için girişimlerin sürdüğü dönemde Akyürek'in kaçı- nlmasının banşa yönelik çabalan boşa çıkardığı- m Mirguladı. ifadelerine yer verdi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Bayde- mir, Haşim Akyürek'in bir an önce serbest bıra- kıhnası çağnsmda bulunarak "Seçilmiş bir be- lediye başkanının kaçırüması açısından da kabul edilemez. Bu nornıal vatandaşlann ka- çınlması anlamına gelmemelidir. Kişinin can güvenliğinin ihlalidir" diye konuştu. Londra'da KKTC lehine karar • LONDRA (AA) - tngiltere'de Yüksek Mahke- me, belediyenin KKTC'nin otobüslerinin üzeri- ne verdiği turizm ilanlanna getirdiği yasağı haksız buldu ve kaldırdı. Belediyenin ulaşım- dan sorumlu "Transport for London" adlı biri- mi tarafından konulan yasağı ele alan Yüksek Mahkeme, belediyenin "resmen tanınmayan KTC'nin reklamlannın otobüs, tren ve metro istasyonlan gibi yerlerde gösterihnesinin yanlış olacağı" yolundaki karannı haksız buldu. Jankuliev'den açıklama • tstanbul Haber Servisi - Gazetemizin 16 Tem- muz 2005 tarihli sayısında yer alan "PKK'nin yeni geçiş noktası" başlıklı haberle ilgili açıkla- ma yapan Kazakistan Büyükelçisi Amanjol Jan- kuliev, ülkesinin PKK'yi terör örgütü ilan ettiği- ni belirtti. Bu nedenle bu örgütün Kazakistan'da faalıyet yürütmesinin yasak olduğunu belirten Jankiiliev, "Kürt Kültür Derneği örgütün kont- rolünde değiidir. Nadir Nadirov ise ünlü ve say- gın bir toplum eylemcisidir" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear